Türk Dili Tetkik Cemiyeti’nin 12 Temmuz 1932’de kurulmasından sonra başlayan Dil Devrimi’yle Türkçeyi sade bir dil haline getirme ve yabancı kökenli kelimelerden arındırma çalışmaları hız kazanır. Yabancı dillerden, özellikle Arapça ve Farsçadan alınan bilim, fen, sanat ve teknik terimlerin Türkçeleştirilmesi için komisyonlar kurulur. Son derece ağır Osmanlıca terimlerin kullanıldığı “geometri”, eski deyişle “hendese” için ise bu çalışmayı bizzat Mustafa Kemal Atatürk yapar.
Atatürk, 1936 yılında toplanan III. Türk Dil Kurultayı’nın hemen ardından “geometri öğretenlerle, bu konuda kitap yazacaklara kılavuz” olması amacıyla Dolmabahçe Sarayı’nda Geometri kitabını kaleme alır. Eğitime ve bilime verdiği önemi her zaman vurgulayan Mustafa Kemal Atatürk, ilk olarak 1937 yılında Kültür Bakanlığı tarafından basılan bu kitapla, kendisinin türettiği ve günümüzde kullanılan pek çok geometri terimini dilimize kazandırmıştır.
Kemal Atatürk, originally Mustafa Kemal led and founded modern Turkey, in 1919 organized the nationalist party, established a rival government to the Ottoman sultan, and after a civil war served from 1923 as president of the republic.
Ali Riza, a customs official, turned lumber merchant, fathered Mustafa, and died during his boyhood. Zubeyde, his mother, a devout and strong-willed woman, reared him and his sister. People first enrolled him in a traditional religious school, but he quickly switched. In 1893, he entered a military high school, where his mathematics teacher gave the second name Kemal, meaning perfection, to young Mustafa in recognition of superior achievement. People thereafter knew him as Mustafa Kemal.
From the academy in Istanbul in 1905, Mustafa Kemal graduated with the rank of staff captain.
In 1915, when people launched campaign of Dardanelles, Mustafa Kemal, colonel and hero, won successive victories and finally repelled the invaders. Promoted to general at 35 years of age, he liberated two major provinces in east in that year of 1916. In the next two years, he as commander of several armies in Palestine and elsewhere stopped the enemy advance at Aleppo to achieve another major victory.
On 19 May 1919, Mustafa Kemal Pasha landed in Samsun, the port on Black Sea, to start independence. In defiance, he rallied a liberation army in Anatolia and convened the congress of Erzurum and Sivas as the basis for the new effort. On 23 April 1920, people inaugurated the grand assembly. They elected Mustafa Kemal Pasha.
His forces fought on many fronts to victory against rebels and invading armies. Following the triumph at the two major battles at Inonu in west, the grand assembly conferred the title of commander-in-chief with the rank of marshal on on Mustafa Kemal Pasha. At the end of August 1922, the armies won their ultimate victory. Within a few weeks, people completely liberated the mainland, signed the armistice, and abolished the rule of the dynasty.
In July 1923, people signed the treaty of Lausanne with Great Britain, France, Greece, Italy, and other powers. In mid-October, Ankara served as the capital of the new state. On 29 October, people proclaimed and unanimously elected Mustafa Kemal Pasha.
Dramatics account fifteen-year saga of Atatürk. With indefatigable determination, he created a new political and legal system, abolished the caliphate, made secular education, gave equal rights to women, changed the alphabet and the attire, and advanced arts, sciences, agriculture, and industry.
In 1934, the parliament adopted the surname law and then gave him the name "Atatürk," father.
Following an illness of a few months, the liberator and the father on 10 November 1938 died. Nevertheless, his legacy to his people and the world endures.
Atatürk'ün ölümünden sadece bir buçuk yıl kadar önce, kendi eliyle Dolmabahçe Sarayı'nda yazdığı, geometri dalında çok faydalı bir eser. Milletini düşünen, onun için çalışan, emek veren çok yönlü bir lider oluşu onu yüceltiyor. İçten, özden, yüreği açık bir Ata.. Kılıcıyla ulusunu kurtaran ve kalemiyle de onu yükselten..
İş Bankası Kültür Yayınları bir güzel kitap dizisine daha başlamış. İlk kitap olarak, Atatürk’ün yazdığı geometri kitabıyla başlamışlar. Mükemmel bir başlangıç, mükemmel bir seçim ve yine mükemmel bir dizi olacağı başından belli İş Kültür serisi. Merakla takip ediyorum.
Kitabın önsözünde yazdığı gibi; kılıcı ile ulusunu kurtaran, kalemi ile ise onu yükselten atam.. iyi ki varsın. Lisedeyken geniş açılı üçgen için "müsellis-i münferic-üz-zaviye" yazmak istemezdim, gerçekten.
“Bir tablo ile onun çekilmiş fotoğrafı imsel şekillerdir”. Geometri kitabındaki örneğin güzelliğine bakar mısınız? Bu kitap dil devrimi açısından çok değerli. Şimdi terimler çok tanıdık, alışık geliyor ama onu üretmek hiç kolay olmasa gerek. Eğer böyle bir çalışma olmasaydı örneğin geniş açılı üçgen için “müselles-i münferic-üz-zaviye” diyecektik. Atam ne güzel yapmış, iyi ki yapmış.
Ben Fark Yayınları'ndan çıkan Geometri kitabını okudum. 142 madde ile temel geometri kavramlarını birer birer anlatılıyor. Kavramlar o kadar anlaşılır ve hayattan örnekler var ki şaşırdım doğrusu. Atatürk'ün türkçemize kattığı bu kavramlar ve geometriye olan hakimiyeti çok şaşırtıcı. Bunu elbette duymuştum önceden ama okuyunca daha da iyi anladım.
Matematiğe ilginiz varsa kesin okuyun derim. Bir eleştim şu; kitapta temel kavramlar sanırım yayıncı tarafından görsel örneklerle süslenmiş. fakat çokgenlerden sonra; küre, koni ve silindire gelince görsel örnekler yoktu, o bölümlerde de örnek şekiller olsaydı çok daha iyi olurdu.
Bir insan en fazla ne olabilir? Doktor,mühendis,avukat? Ya Atatürk? Hem asker oldu hem cumhurbaşkanı.Tüm hayatını bir millete adamış bir adamı hiçbir şey durduramaz.Bu kitabı da bunun göstergesidir.
geometri kavramlarını Türkçeleştirip tanım postulat ve teorem şeklinde açıklayıp basitçe örneklemiş. Atatürk diğer devlet adamlarından farkını yine ortaya koymuş.
32 yılında TDK kurulur ve Kurum Türkçede kullanılacak terimlerin Türkçeleştirilmesi ile ilgili çalışmalarına başlar.
Komisyonlardan biri Riyazî İlimler Komisyonudur. Atatürk Riyazî İlimler Komisyonunun çalışmaları ile bilhassa ilgilenir.
Komisyon Riyazî İlimler için üst kavram olarak “Riyaziye” terimini kullanmayı önerir. “Riyazat” “sofuların perhizi” anlamına geldiği için Atatürk terimi “Matematik” olarak (sayılabilen ve ölçülebilen şeylerin sayılması / ölçülmesi anlamına gelmektedir) Türkçeleştirir.
Matematikte “hendese”, “geometri” olarak dilimize kazandırılır. Zâviye “açı” olur. Hatt, “çizgi”. Hatt-ı Munassıf, “açıortay”. Dörtgen gelir; “zû-erbaat-il-adlâ” gider.
Zafer TOPRAK’ın önsözü ile Mustafa Kemal ATATÜRK’ün geometri kitabını okumak güzel bir farkındalık kattı.
Türkçenin Batı dillerinden, Arapçadan ve Farsçadan beslenen bir dil olmasını zenginlik olarak görüyorum.
İranlı bir arkadaşım telefonla konuşurken gramerini hiç bilmediğim bir dilde geçen sohbetin parçalarını anlayabilmek gülümsetiyor mesela.
Veya “merhaba” ile bir Lübnanlı ile ortak noktada buluşabiliyorum.
“Hadi biraz tempo” diyince yanımdaki İtalyanın ilgisini çekebiliyor, hiç yoktan bir sohbet başlatabiliyor konuşmam.
Bununla birlikte kökleri anadilimizden türetilmiş sözcükler ile bilim öğrenebilmek için yapılan sıkı çalışmaları, ince eleme sık dokumaları unutmamak gerektiğini düşünüyorum.
Gerek arşivlik niteliği gerek de Atatürk'ün bilimsel terimlerin Türkçeleştirilmesine verdiği önem dolayısıyla çok değerli bir eser. Atatürk, Arapça kökenli (ve/veya ağır) kelimelerin Türkçe karşılık bulmasını ve eğitim sisteminde bu Türkçe karşılıkların kullanılmasını çok önemsiyor. Bunun için komisyonlar kuruluyor ve Türkiye'de önemli çalışmalar yapılıyor. Hatta şu anda "matematik" dediğimiz kelimeyi "riyaziye" kelimesinin yerine Türkçeye geçiren yine Atatürk'tür. Atatürk, kelimenin Batılı ülkelerdeki karşılıklarını ve anlamlarını sormuştur. Bunun sonucunda "matematik" kelimesinin anlamını daha uygun görmüştür. Riyaziye kelimesinin kökü olan "riyazat" kelimesinin, tabir yerindeyse alakasız olduğunu da belirtmiştir.
Kitap temel geometri bilgilerini aktaran ve bunları birer "kuralmış" gibi veren bir yapıda. Yani gerçek bir geometri kitabı havası beklemeyin. Neticede bir matematikçinin elinden çıkmış değil. Ama zaten bu gözle bakmak da hata olur. Ayrıca matematikle yakından uğraşan birisi olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki Atatürk muazzam bir iş çıkarmış. Bir matematikçi olmadan konuyu bu kadar iyi anlayıp üstüne yeni Türkçe karşılıklar bulup aktarabilmesi, onun çok yönlülüğünü ve daha da önemlisi bilime olan tutkusunu açıkça ortaya koymaktadır.
Atatürk dönemine göre ana alanı olmamasına rağmen farklı bir iş yaparak bu kitabı oluşturmuş, teknik terimlere türkçe karşılık bulunması adına oldukça değerli. Atatürk'ün vizyonunu ve dönemin şartlarını anlamak için göz atmak faydalı olacaktır.
Bu ve benzeri vizyonlara sahip kitaplar/eğitim sistemi sayesinde, dilde sadeleşme ve harf devrimi öncesi %10 civarlarında olan okuma-yazma oranı bugün %97'lere kadar çıkmıştır. Bu belki artık 100 yaşına gelmiş olan cumhuriyetimizin en büyük başarısıdır. Sanırım bundan sonra da ana odağımızı, kendi ana dilinde okuduğunu anlamada dipte olan oranı yükseltmeye çevirmeliyiz: Özgür düşünmeye çalışarak, eleştirel yaklaşarak, merak ederek, sorgulayarak...
Bakınız "İç Ters Açı"nın eski karşılığı: Zâviyetân-ı mütekabilitân-ı dâhiletân, dâhilen mütebâdil.
Atatürk’ün neden yıllar geçse de asla unutulmayacak bir dünya lideri olduğunu bir kez daha kanıtlayan bir kitap. Hangi ülke bu şekilde küllerinden doğmuştur? Eğitim, bilim, fene hangi lider kendisi bir geometri kitabı yazacak kadar önem vermiştir? Atamın ölmeden 1 yıl önce kaleme aldığı bu kitap benim için çok değerli. Onun bu kadar önem verdiği değerlere sahip çıkmanın bizim boynumuzun borcu olduğunu düşünüyorum.
Dönemine göre müthiş çeviriler yaparak geometri terminolojisindeki arapça'nın karmaşıklığını gidermek amacıyla yaptığı çevirilerin neredeyse tamamı hala kullanılmakta olan terimleri geliştirip bunu kitaba döken Ata'mı saygıyla anıyorum. Bu kitabı okuduğumda lise öğrencisiydim, geometriyi de epey severdim. Lakin kitapta kafamı kurcalayan bir formülü geometri hocalarıma sormam vesilesiyle geometri dersime giren hiçbir hocanın bu kitabı okumadığını öğrendiğimde büyük hayal kırıklığı yaşamıştım.
Mustafa Kemal Atatürk trug zur Verbreitung der Wissenschaft bei und legte den Grundstein für den Fortschritt, indem er der türkischen Nation das Buch der Geometrie schenkte. Zu dieser Zeit waren die meisten Geometriebegriffe nicht türkisch.
Geometri için bir giriş kitabı. Çocukların işine yarar günümüzde ancak içerisinde kısa bir tarih bilgisi yer alıyor. O bölümde seçilen geometrik terimlerin nasıl geldiği anlatılıyor. Kısaca bence okunması gereken bir kitap, dilimizi nasıl oluşturduğumuz hakkında temel bir bilgi veriyor.
Üçgen yerine müselles, alan yerine Mesaha-i sathiye, dik açı yerine zaviye-i kaime, yükseklik yerine kaide irtifaı demiyorsak sebebi bu derleme kitapçık. artı, eksi, çarpı, bölü, eşit, toplam, üçgen, dörtgen, yüzey, uzay, boyut, çember, çap, açı... gibi temel geometri terimlerinin ortaya çıktığı kaynak. Nokta: uzunluk, genişlik ve yükseklik olarak adlandırılan üç diregetten(boyut) hiçbiri kendinde olmayan varlık bir noktadır. ~Mustafa Kemal Atatürk