“Ey insan! Kafdağı kadar yüksekte olsan da, kefene sığacak kadar küçüksün. Unutma, her şeyin bir hesabı var, üzdüğün kadar üzülürsün.”
Şems-i Tebrizi’nin adı, Mevlana Celaleddin-i Rumi ile duyulmuş gibi sanılsa da aslında o, “İslam Dininin Güneşi”dir. Rumi’nin olgunlaşmasını sağlar ve Divan-ı Şems-i Tebrizi olmak üzere pek çok eseri yazmasında ona ilham ve bilgi kaynağı olur. Şems, Rumi’nin gölgede kalan kısmını aydınlatan cevherdir. Rumi’nin “merhamet okyanusuna” okyanus, “bilgi ummanına” umman katar. Rumi’yi tıkandığı yerden çıkarır, hakikatin göz kamaştırıcı aydınlığı ile kavuşturur.
"Sığ suları en hafif rüzgârlar bile coşturabiliyor, derin denizleri ise ancak derin sevdalar... Anladım ki derin ve esrarengiz olan her şey susuyor. Anladım ki susan her şey derin ve heybetli."
"Sen ol da, ister yar ol ister yara. Lütfunda başımın üstüne kahrında."
"Şeriat der ki: Seninki senin, benimki benim. Tarikat der ki: Seninki senin, benimki de senin. Marifet der ki: Ne benimki var ne seninki. Hakikat der ki: Ne sen varsın, ne ben."
"Hüzün ki en çok yakışandır âşıklara. Yandık, yakıldık; ama hüzünden yana asla yakınmadık. Ne de olsa biz mahzun bir Peygamberin ümmeti değil miyiz? Hüzün taze tutar aşk yarasını. Yaramdan da hoşum, yârimden de."
Şems ve Mevlana hakkında daha önce hiçbir şey okumadıysanız bu kitap sizin için güzel bir başlangıç kitabı olacaktır. Şems kimdir, Mevlana ile yolları nasıl kesişmiştir ve ikisinin çalışmaları, hayata bakış açıları gibi genel bilgilerin hepsini bu kitaptan özet halinde bulabilirsiniz. Açıkçası benim için keyifli bir okumaydı. Dili çok akıcı diyemem fakat anlaşılır bir sadelikteydi. Lise çağından itibaren herkese tavsiye ederim.
“Sabretmek öylece oturup beklemek değil, ileri görüşlü olmak demektir. Dikene bakıp gülü, geceye bakıp gündüzü hayal edebilmektir.”
Öncelikle bu kitap Mevlana ve Şems-i Tebrizinin birbirini bulması ve Şems'in Allah aşkına dair sohbetleriyle Mevlana'nın evliyalığa doğru olan kısa bir özettir hatta kitapta bu ilişki Sokrates ve Eflatun'un ilişkisine benzetilir ilk başta şunu söylemeliyim ki Şems ve Mevlana'ya dair kısıtlı bilgim var bu da sağolsun Ahmet Ümit'in Bab-ı Esrar'ı sayesinde... bu kitapla birlikte bu konuya dair daha cok okuma yapmayı planlıyorum.
Bu kitabı storytelden huzur icinde dinledim ama bir sikayetim var Kitapta Halkın Şems'e verdiği lakap sansürlenmiş ya da bir hata olmus o kisim cat diye atlaniyor o lakap mi:Uçan Güneş.
Mevlana oglu Sultan Veled'e Şems'i nerde,nasil, kiminle bulabilecegini direkt ta Konya'dan bildirmesi ve denilen sekilde bulunması bir nevi (bence!!!!) Evliyalık işareti.
Mevlana Şems'in geri Konya'ya dönmesi için 3 mektup yazmış ancak 3. Mektuptan sonra cevap alabilmiş ve Gel ne olursa bu ilk mektuptaymis (arastiracagim.)
Bir de acı olan şey Şems'i katledenlerden birinin Mevlana'nın oğlu Alaeddin olması...
Çok beğenerek dinledim tavsiye ederim. Ama olay her devirde mi aynı aramızda hep bu insanliktan nasip almamislar varmiş şaştım kaldım valla.
"Olmadı diye sızlandığın dua'ya gün gelir olmadı diye şükredersin."
"Olduğu kadar,olmadığı kaderdir."
"Anladım ki,insanlar susanı korkak,görmezden geleni aptal,affetmeyi bileni çantada keklik sanıyorlar.Oysa ki, biz istediğimiz kadar hayatımızdalar.Göz yumduğuz kadar dürüstler ve sustuğumuz kadar insanlar."
“Sokrat’ın Eflatun’a öncülük etmesi gibi Şems de Mevlana’ya öncülük etmiştir. Sokrat’ın tanınması nasıl talebesi Eflatun sayesinde olmuşsa, Şems’in şöhret kazanması da Mevlana aracılığıyla olmuştur”
“Bazen uzaklaşmak gerekir,yakınlaşmak için. Bazen hatırlamak gerekir,hatırlanmak için. Bazen ağlamak gerekir,açılmak için. Bazen anmak gerekir,anılmak için.Bazen susmak gerekir,duymak için.”
“Öyle bir söz söyle ki ya yaşat ya da öldür ama asla yaralı bırakma”
“Hayat bu,bir bakarsın her şey bir anda son bulur.Hayat bu,son dediğin an her şey yeniden can bulur”
“Yeni başlayan güne bilgilerini silmekle başla. Zanlarını,yargılarını,önyargılarını ve bütün genellemelerini sil,terk et”
“Okuyarak öğreneceksin ama severek anlayacaksın”
“İlim üç şeydir: zikreden dil,şükreden kalp,sabreden beden”
This entire review has been hidden because of spoilers.
Aşkın son yüzyıllardaki karşılığı Mevlana ve Şemsin agapesi içinden yani tam dilimize çevirecek olursak "gönül dostluğu" içinden gelmektedir. Kelimelerin zaman içindeki devinimi, dilin canlı olması, yaşanan her organizma gibi zaman içindeki değişimi de bize başı şeylerin tam anlaşılması için o güne dönmemiz gerektiğini hatıurlatmaktadır.
İki dostun, birbirine sohbeti yani halveti ile şereflendirdikleri ömürleri, birbirlerine rüyalarından başlayıp, eşrafın sohbet mecsili dışında kalıp kıskançlığı içinde bir dostluğu/aşkın muhabbetini yıkışına kadar geçen sürede dünyaya bir çok iz kaldı. Birisi mesnevi, birisi şiirleri... O güzel satırlar arasında öğrenecek çok şeyimiz var.
Şems-i Tebrizi'nin hayatını, Mevlana Celaleddin Rumi ile hikayesini, aralarındaki güçlü manevi bağı, birbirini besleyen muhabbeti anlatan huzur dolu ve yol gösterici güzel bir kitap.
Şems için Mevlânâ'nın gölgede kalan kısmını aydınlatan cevher deniliyor. Mevlana’nın uzun zaman harcayarak edinebileceği bilgileri Şems sayesinde kısa sürede edindiğinden bahsediliyor. Şems’in bilgece hareketleri ve sözlerine de değinilmiş kitapta, o kısımları güzeldi.
Kitaptaki en sevdiğim alıntı şu oldu: "Okuyarak öğreneceksin ama severek anlayacaksın."
Sokrates'i Sokrates yapan Platon ise Mevlana'yı Mevlana yapan da Şems'dir.
Sadece isimlerini bildiğim, haklarında hiçbir şey bilmediğim Şems ve Mevlana hakkında başlangıç düzeyinde bilgiler edindim. Ayrıca kitap beni ikisi hakkında daha fazla araştırma yapmaya itti, merakımı cezbetti. Merak ettiğiniz kişilerse bu kitaba bir şans verebilirsiniz.
Şems Tebriz’i hakkında bildiğim tek şey Mevlana Celalettin Rumi’nin Mevlana olmasını sağlayan alim olduğuydu. Kitap Şems’in hayatını, Mevlana ile karşılaşmalarını güzel bir şekilde özetlemiş. Gerçekte Şems kimdir diye bir merakınız varsa kitabı okuyarak genel bir bilgi sahibi olabilirsiniz.
Destek yayınlarının felsefe serisinin büyük beklentilerle okunmasını anlayamıyorum. Hacimleri zaten dar elinize aldığınızda da fark ediyorsunuz. Büyüklere felsefecileri ve görüşlerini anlatan masallar gibi, bunun farkında olarak okumak gerekir.
Şems hakkında ayrıntılı bilgi bulmak oldukça zor. Mevlana’nın öğretileri günümüze kadar gelmiş ancak Şems hakkında eğer bir merakınız varsa okumanızı/dinlemenizi öneririm.
Destek Yayınları Felsefe serisi de biyografi serisi gibi gerçekten özenle hazırlanmış ve keyifle okunuyor. Şems-i Tebrizi Mevlana'nın gölgesinde kalmış sanılan, halbuki Mevlana'ya öğretmenlik, yol gösterici rehberlik yapmış çok önemli bir İslam bilgin ve düşünürü. Hakikaten müthiş bir şahsiyet, mutlaka okunmalı derim..