What do you think?
Rate this book
Tilki, Baykuş, Bakire
“Berlinli Apartmanı” ve “Şeytan Disko” adlı psikolojik gerilim romanlarının yazarı Yaprak Öz’den sarsıcı bir yeni eser: “Tilki, Baykuş, Bakire”
Eşinden boşanan Begüm, kızı Ada’yla yeni bir hayata başlamıştır. Anne-kızın huzurlu günleri, Begüm’ün tesadüfen bulduğu bir deste eski mektubun sahibini aramaya başlamasıyla karanlığa bürünür. Kökü 1950’lere dayanan bir aile sırrı, yıllardır saklı kaldığı yerden çıkıp, domino taşı etkisiyle kızının ve okul arkadaşlarının hayatını tehlikeye atınca, Begüm içine çekildiği korkunç gizemi çözmek için canını dişine takacaktır. Tutkunu olduğu İtalyan Giallo sinemasındaki filmlerden birinin başrolündedir adeta: Ölü çocuklar, gök gürültülü geceler, gizli günlükler, eski anahtarlar, güzel ve suskun kadınların ürpertici dünyasındadır artık.
Eşinden boşanan Begüm, kızı Ada’yla yeni bir hayata başlamıştır. Anne-kızın huzurlu günleri, Begüm’ün tesadüfen bulduğu bir deste eski mektubun sahibini aramaya başlamasıyla karanlığa bürünür. Kökü 1950’lere dayanan bir aile sırrı, yıllardır saklı kaldığı yerden çıkıp, domino taşı etkisiyle kızının ve okul arkadaşlarının hayatını tehlikeye atınca, Begüm içine çekildiği korkunç gizemi çözmek için canını dişine takacaktır. Tutkunu olduğu İtalyan Giallo sinemasındaki filmlerden birinin başrolündedir adeta: Ölü çocuklar, gök gürültülü geceler, gizli günlükler, eski anahtarlar, güzel ve suskun kadınların ürpertici dünyasındadır artık.
- GenresTurkish Literature
192 pages, Paperback
Published January 1, 2020
1 person is currently reading
129 people want to read
About the author
Yaprak Öz
22 books112 followers1973 yılında doğdu. TED Zonguldak Koleji'nin ardından, İstanbul Üniversitesi Amerikan Kültürü ve Edebiyatı Bölümü'nde öğrenimini tamamladı. Şiirleri, öyküleri ve yazıları, yurtiçi ve yurt dışında çeşitli dergi, gazete ve derleme kitaplarda yayımlandı. Şiirleri, Washington Amerikan Üniversitesi'nde tez konusu haline geldi ve üniversitenin Writer's Collective etkinliklerine davet edilen ilk Türk şair oldu. Yurt içi ve yurt dışında edebiyat festivallerine konuk olan Öz, pek çok şairin eserini Türkçeye çevirdi ve bu çevirilerden bir kısmı çeşitli yayınlarda yer aldı. Kendi şiirleri İngilizce, Yunanca, Makedonca, Sırpça, Bulgarca, Romence ve İsveççeye çevrildi. Farahnaz'ın Çiçeği adlı kitabı İtalyancaya çevrildi. Türkiye Polisiye Yazarları Birliği ve Uluslararası PEN Yazarlar Derneği üyesidir.
Şiir kitapları:
Fırtına Günlüğü (2006)
Şiirli Müzik Kutusu (2009 - Cemal Süreya Başarı Ödülü)
Bir, İki, Üç Gökyüzü (2012)
Eski Saat Tik Tak (2016)
Kendime Leyla (2023)
Romanları:
Berlinli Apartmanı (2013)
Şeytan Disko (2015)
Tilki, Baykuş, Bakire (2017)
Sobe Siyah Orkide (2018)
Farahnaz'ın Çiçeği (2019 - Kristal Kelepçe Yılın Polisiye Romanı Ödülü) İtalya'da yayımlanmıştır. İtalya'da 2024 Giallo Garda En İyi Yabancı Polisiye Ödülü'ne layık görülmüştür.)
Villa Şakayık (2020 - Dünya Kitap Yılın Polisiye Kitabı Ödülü)
Perisiz Köşk (2021)
Dolapta Biri Var (2021)
Bayan Begonvil (2022)
Efsunlu Cazibe (2023)
Siyahlı Sarışın (2024)
Tılsımlı Tebessüm (2025)
Şiir kitapları:
Fırtına Günlüğü (2006)
Şiirli Müzik Kutusu (2009 - Cemal Süreya Başarı Ödülü)
Bir, İki, Üç Gökyüzü (2012)
Eski Saat Tik Tak (2016)
Kendime Leyla (2023)
Romanları:
Berlinli Apartmanı (2013)
Şeytan Disko (2015)
Tilki, Baykuş, Bakire (2017)
Sobe Siyah Orkide (2018)
Farahnaz'ın Çiçeği (2019 - Kristal Kelepçe Yılın Polisiye Romanı Ödülü) İtalya'da yayımlanmıştır. İtalya'da 2024 Giallo Garda En İyi Yabancı Polisiye Ödülü'ne layık görülmüştür.)
Villa Şakayık (2020 - Dünya Kitap Yılın Polisiye Kitabı Ödülü)
Perisiz Köşk (2021)
Dolapta Biri Var (2021)
Bayan Begonvil (2022)
Efsunlu Cazibe (2023)
Siyahlı Sarışın (2024)
Tılsımlı Tebessüm (2025)
Ratings & Reviews
Friends & Following
Create a free account to discover what your friends think of this book!
Community Reviews
Displaying 1 - 30 of 48 reviews
June 16, 2017
Gerilim kitabı okuyacağımı biliyordum ama beklediğim şey korku türünde bir gerilimdi, psikolojik olarak sizi gerim gerim geren bir gerilim değildi. Kitabı okurken gerçekten sinirlerim laçka oldu. Kitap beni çok rahatsız eden bir konu üzerine yazılmıştı ve gerçekten okurken başım ağrıdı. Yaprak Öz sizi nasıl rahatsız edeceğini çok iyi biliyor. Zira bu kitap için söyleyeceğim ilk cümle 'rahatsız ediciydi' oluyor.
Begüm kızı Ada ile yeni bir hayata başlamak için hayatındaki her şeyi değiştirir. Evini, işini. Kızının okulundaki kütüphanede yarı zamanlı çalışmaya başlar. Bir gün kütüphaneye bağışlanan kolilerce kitap arasında eski mektuplar bulur. Mektuplardaki gizemli havaya kapılan Begüm'ün mektupların sahibini bulup bu gizemi çözmek istemesi ile hayatlarında her şey karanlığa sürüklenir.
Aslında olayları bir yerden sonra tahmin ediyorsunuz. Daha doğrusu kimin neye sebep olduğunu okuduklarınızdan az çok anlıyorsunuz ama yinede bu işin aslı ne acaba diye bir merakla okuyorsunuz kitabı. Yaşananları öğrendikçe tüyleriniz diken diken oluyor, ağzınızda acı bir tat kalıyor. Konuyu ne çok irdelemiş, ne de çok üstten anlatmış yazar. Böylesi bir denge çok daha iyi olmuş. Çok irdelense yüreğim kaldırmaz, üstten anlatılsa böyle hissettirmezdi.
Yaprak Öz'den okuduğum ilk kitaptı ve ben dilini, hayal gücünü oldukça beğendim. Elimdeki Berlinli Apartmanı'nı da en kısa sürede okumak istiyorum.
Begüm kızı Ada ile yeni bir hayata başlamak için hayatındaki her şeyi değiştirir. Evini, işini. Kızının okulundaki kütüphanede yarı zamanlı çalışmaya başlar. Bir gün kütüphaneye bağışlanan kolilerce kitap arasında eski mektuplar bulur. Mektuplardaki gizemli havaya kapılan Begüm'ün mektupların sahibini bulup bu gizemi çözmek istemesi ile hayatlarında her şey karanlığa sürüklenir.
Aslında olayları bir yerden sonra tahmin ediyorsunuz. Daha doğrusu kimin neye sebep olduğunu okuduklarınızdan az çok anlıyorsunuz ama yinede bu işin aslı ne acaba diye bir merakla okuyorsunuz kitabı. Yaşananları öğrendikçe tüyleriniz diken diken oluyor, ağzınızda acı bir tat kalıyor. Konuyu ne çok irdelemiş, ne de çok üstten anlatmış yazar. Böylesi bir denge çok daha iyi olmuş. Çok irdelense yüreğim kaldırmaz, üstten anlatılsa böyle hissettirmezdi.
Yaprak Öz'den okuduğum ilk kitaptı ve ben dilini, hayal gücünü oldukça beğendim. Elimdeki Berlinli Apartmanı'nı da en kısa sürede okumak istiyorum.
'Her şey bitti artık,' dedi bana. Ama her şey de yeniden başlıyor sanki... İzlediğim o berbat giallo filmlerine benzedi hayatımız. Ama artık sakinleşeceğiz, öyle değil mi?
December 23, 2017
Elime alır almaz bitirdim , 4 saat kesintisiz okudum , çok akıcı bir dili var.Yalnız gerilim sevmeyenlere hiç tavsiye etmem ,okurken sırtım tutuldu resmen.
January 5, 2018
Başladım ve bitirdim. Sürükleyici ve etkileyici bir kitaptı.
September 29, 2017
Elimden bırakmadan 1 günde okudum, çok beğendim ama sarsıcı bir konusu var
June 11, 2017
"Her şey bitti artık. Ama her şey de yeniden başlıyor sanki... İzlediğimiz o berbat giallo filmlerine benzedi hayatımız. Ama artık sakinleşeceğiz, öyle değil mi?"
5/5🌟🌟🌟🌟🌟
Kapağıyla ve ismiyle daha çok dram tarzı bir kitap gibi görünmüştü gözüme. En azından arkasını çevirip konusunu okumadıkça gerilim türüne hitap edebileceği en uzak ihtimal gibi duruyordu. Aslında çok çok ağır bir gerilim değil ama o tadı gerçekten bana göre harika vermişti. Kitaba ilk başladığımda aile tarzı dram türünde ilerleyeceğini sanmıştım ama aksine arka planı sırlarla çevrili bir kurguya sahip. Yazardan okuduğum ilk kitabı olmasına rağmen kalemine bayıldım. Cinayet olayları falan sıraya girince katilin ya da tüm bu karmaşıklığın sebebini tahmin etmeye başlıyorsunuz ve zaten göze batan çok karakter olmadığı için birisi ağır basarak öne çıkıyor. Bir yandan bu kişinin ne haltlar yediğini düşünürken gerçekler yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Bu olayların dayandığı en büyük sır da aslında kitabın kurgusunu içeren en büyük özellik ama o kelimeyi yorumuma eklemiyorum çünkü aslında baya spoilere giriyor. Son elli sayfada her şey ortaya çıkarken tahmin ettiğim olaylar rayına oturdu ama yazar beni yine şaşırttı. Ya da şöyle de diyebilirim her ne kadar katili tahmin etsem bile bu kitapta eksik bulabileceğim bir unsur değildi. Yine aynı heyecanla, bıçak üstü okudum. Gerçekten kusursuz, mükemmel bir kitaptı. Gerilim olduğunu bilseydim belki de elime almazdım ama iyi ki konusunu okumadan almışım. Size de canı gönülden öneririm. Yazarın diğer iki kitabını de okumayı çok istiyorum fakat özellikle Şeytan Disko olan kitanı ismiyle bile tırsmamı sağlıyor. Anlayacağınız Tilki, Baykuş ve Bakire'yi bir an önce elinize alın. Fakat belirtmekte fayda var; çok olağan bir olaya dayanmadığı için okunması çok kolay bir kitap olduğunu söyleyemem. Bunun dışında keyifli okumalar..
5/5🌟🌟🌟🌟🌟
Kapağıyla ve ismiyle daha çok dram tarzı bir kitap gibi görünmüştü gözüme. En azından arkasını çevirip konusunu okumadıkça gerilim türüne hitap edebileceği en uzak ihtimal gibi duruyordu. Aslında çok çok ağır bir gerilim değil ama o tadı gerçekten bana göre harika vermişti. Kitaba ilk başladığımda aile tarzı dram türünde ilerleyeceğini sanmıştım ama aksine arka planı sırlarla çevrili bir kurguya sahip. Yazardan okuduğum ilk kitabı olmasına rağmen kalemine bayıldım. Cinayet olayları falan sıraya girince katilin ya da tüm bu karmaşıklığın sebebini tahmin etmeye başlıyorsunuz ve zaten göze batan çok karakter olmadığı için birisi ağır basarak öne çıkıyor. Bir yandan bu kişinin ne haltlar yediğini düşünürken gerçekler yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Bu olayların dayandığı en büyük sır da aslında kitabın kurgusunu içeren en büyük özellik ama o kelimeyi yorumuma eklemiyorum çünkü aslında baya spoilere giriyor. Son elli sayfada her şey ortaya çıkarken tahmin ettiğim olaylar rayına oturdu ama yazar beni yine şaşırttı. Ya da şöyle de diyebilirim her ne kadar katili tahmin etsem bile bu kitapta eksik bulabileceğim bir unsur değildi. Yine aynı heyecanla, bıçak üstü okudum. Gerçekten kusursuz, mükemmel bir kitaptı. Gerilim olduğunu bilseydim belki de elime almazdım ama iyi ki konusunu okumadan almışım. Size de canı gönülden öneririm. Yazarın diğer iki kitabını de okumayı çok istiyorum fakat özellikle Şeytan Disko olan kitanı ismiyle bile tırsmamı sağlıyor. Anlayacağınız Tilki, Baykuş ve Bakire'yi bir an önce elinize alın. Fakat belirtmekte fayda var; çok olağan bir olaya dayanmadığı için okunması çok kolay bir kitap olduğunu söyleyemem. Bunun dışında keyifli okumalar..
April 14, 2019
Harika bir kitapti. Karakterler, kurgu, kitabin yazim dili, olayin orgusu ve cozulme sekli ve yarattigi gerilim cok tatmin edici bir okuma deneyimi sundu bana. Yazarin okudugum 2. romani oldu. Diger kitaplari icin de sabirsizlaniyorum.
September 20, 2022
Türü içinde başarılı bir roman. Hikaye ve kurgu çok güzel, heyecanlı, sürükleyici, merak uyandırıcı ve hüzünlü.
Şimdiye kadar okuduğum Yaprak Öz -gerilim- kitapları içinde, yazarın en iyi kurgulanmış romanı.
Gereksiz tekrarlar yok. Güzel bir Türkçe ile yazılmış. Beğendim.
Tüm romanlarını okumuş bir okur olarak Yaprak Öz’ü ben, başarılı bir gençlik kitapları yazarı olarak değerlendiriyorum.
Şimdiye kadar okuduğum Yaprak Öz -gerilim- kitapları içinde, yazarın en iyi kurgulanmış romanı.
Gereksiz tekrarlar yok. Güzel bir Türkçe ile yazılmış. Beğendim.
Tüm romanlarını okumuş bir okur olarak Yaprak Öz’ü ben, başarılı bir gençlik kitapları yazarı olarak değerlendiriyorum.
May 24, 2024
Yaprak Öz akıcı ve heyecan dozu yüksek bir roman yazmış. Okurken kesinlikle sıkılmadım hatta iki oturuşta bitirdim. Konusu ve parmak basmak istediği toplumsal sorunları da sevdim.
Eşinden boşanmış Begüm’ün kızı Ada ile birlikte hayat kurmaya çalışırken başından geçenleri hatırlayıp, yazıya döküşü şeklinde tasarlanmış roman. Begüm kızının lisesinde kütüphane görevlisi olarak çalışmaya başlıyor. Kızından uzak kalmak istemediği için bunu yaptığını söylüyor. Kitabı sorgulatan detayların ilkiydi bu. Kütüphanede çalışırken bir dizi dergiyi eve götürüp incelerken içinden mektuplar çıkıyor. Mektupları sahibine teslim etmek isteyen Begüm, bu mektupların kızının yakın arkadaşlarının ailesine ait olduğunu fark ediyor. Bundan sonrasını spoiler gözetmeden anlatacağım için uyarmak isterim. Roman buluntular üzerinden geçmişe dönük gizem yaratan kurgulardan. Bulunan materyal de bir aile sırrını faş ediyor. Film ve romanlarda sıkça işlenen bir konu. Konunun klişe olmasında bir sorun yok ama kurguda ciddi eksiklikler var.
Yazar kitabı popüler kültür öğeleriyle doldurup taşırmış. Giallo filmler, film noir, şarkılar haddinden fazla kullanılmış. Kurgusunu benzetmeye çalışması sorun değil ama sahneleri benzetip durunca kitap uniqliğini yitirmiş. Rüya sahnesini Vertigo’daki sahneyle anlatmak kolaya kaçmak oluyor. Giallonun sevdiği sahnelerden biri olan kadının merdivenlerden düşmesi de aynı hissi verdi. Sürekli bir şeyleri referans vermesi kitabı hantallaştırmış. Roman kendi kurgusuna sahip değil, bir enstalasyonu andırıyor neredeyse. Yazar habire bir filme atıf yaparak zanaat kısmını aşırı şişirmiş.
Kitabın stil sorunlarını geçtiğimde inandırıcılık konusunda da sıkıntıları var. Genç bir kadının boş zamanım var o zaman kızıma yakın olayım diyerek kütüphane görevlisi olması biraz zorlamaydı. O mektuplarla bir şekilde karşılaşması gerek kurguda ama öğrencilerden daha fazla okulda zaman geçiren veli beni ikna etmedi.
Kitaptaki çocuk karakterler de iyi tasarlanmamış. Romanın dörtte üçünde ilkokul çocuğu olduğunu düşüneceğimiz kadar çocuksular. Lise çağındaki bir ergeni gözlemlemesini isterdim yazarın.
Kitabın finalinde iki tane lise çağındaki gencin yetmiş beş yaşındaki adam tarafından yakalanması amiyane tabirle tüm bunlara tüy dikti diyebilirim. İki genci nasıl oluyorsa yakalayıp bayıltıp hapsedebiliyor. Bir erkek bir kız iki gencin bu kadar kırılgan olduğu bir koşul aklıma gelmiyor. Çocukların yemeğine bir şey karıştırsaydı bari.
Diyalogların da iyi yazılmadığını düşünüyorum. Solcu eşi eleştirdiği kısım, evdeki yardımcıyı arkadaşlarına anlattığı kısım gibi yerlerde gün içinde düşünen insandan çok uzaklaşıyor. Yapmacık bir şekilde kültür düzeyi düşük insanı nasıl konuşturabilirim gibi biraz utanç verici cümleler kuruyor.
Nedense zenginler aile sırlarını okul kütüphanesine bağışladığı kitapta unutacak kadar dikkatsiz. Dergilerin içine mektupları yapıştırmak gibi de garip huyları var. Ne tesadüf ki okula bağışlanan sözlüğün içine de günlük tutulmuş. Bu gibi detayların üzerinde çalışılmadığını hissederek okudum sürekli.
Kitabı bitirince acaba ilk romanı mıydı diye düşündüm. Çok fazla eksik var. Gerçeklikle ilgili de büyük sıkıntısı var. Ama yazarın tavrından hoşlandım. Daha iyilerini çıkaracak bir kalemi olduğunu düşündüm. Berlinli Apartmanı’nda da gözüme çarpan eksiklikleri kapattığı daha özgün romanları olduğuna inanmak istiyorum. Okumaya devam edeceğim.
Eşinden boşanmış Begüm’ün kızı Ada ile birlikte hayat kurmaya çalışırken başından geçenleri hatırlayıp, yazıya döküşü şeklinde tasarlanmış roman. Begüm kızının lisesinde kütüphane görevlisi olarak çalışmaya başlıyor. Kızından uzak kalmak istemediği için bunu yaptığını söylüyor. Kitabı sorgulatan detayların ilkiydi bu. Kütüphanede çalışırken bir dizi dergiyi eve götürüp incelerken içinden mektuplar çıkıyor. Mektupları sahibine teslim etmek isteyen Begüm, bu mektupların kızının yakın arkadaşlarının ailesine ait olduğunu fark ediyor. Bundan sonrasını spoiler gözetmeden anlatacağım için uyarmak isterim. Roman buluntular üzerinden geçmişe dönük gizem yaratan kurgulardan. Bulunan materyal de bir aile sırrını faş ediyor. Film ve romanlarda sıkça işlenen bir konu. Konunun klişe olmasında bir sorun yok ama kurguda ciddi eksiklikler var.
Yazar kitabı popüler kültür öğeleriyle doldurup taşırmış. Giallo filmler, film noir, şarkılar haddinden fazla kullanılmış. Kurgusunu benzetmeye çalışması sorun değil ama sahneleri benzetip durunca kitap uniqliğini yitirmiş. Rüya sahnesini Vertigo’daki sahneyle anlatmak kolaya kaçmak oluyor. Giallonun sevdiği sahnelerden biri olan kadının merdivenlerden düşmesi de aynı hissi verdi. Sürekli bir şeyleri referans vermesi kitabı hantallaştırmış. Roman kendi kurgusuna sahip değil, bir enstalasyonu andırıyor neredeyse. Yazar habire bir filme atıf yaparak zanaat kısmını aşırı şişirmiş.
Kitabın stil sorunlarını geçtiğimde inandırıcılık konusunda da sıkıntıları var. Genç bir kadının boş zamanım var o zaman kızıma yakın olayım diyerek kütüphane görevlisi olması biraz zorlamaydı. O mektuplarla bir şekilde karşılaşması gerek kurguda ama öğrencilerden daha fazla okulda zaman geçiren veli beni ikna etmedi.
Kitaptaki çocuk karakterler de iyi tasarlanmamış. Romanın dörtte üçünde ilkokul çocuğu olduğunu düşüneceğimiz kadar çocuksular. Lise çağındaki bir ergeni gözlemlemesini isterdim yazarın.
Kitabın finalinde iki tane lise çağındaki gencin yetmiş beş yaşındaki adam tarafından yakalanması amiyane tabirle tüm bunlara tüy dikti diyebilirim. İki genci nasıl oluyorsa yakalayıp bayıltıp hapsedebiliyor. Bir erkek bir kız iki gencin bu kadar kırılgan olduğu bir koşul aklıma gelmiyor. Çocukların yemeğine bir şey karıştırsaydı bari.
Diyalogların da iyi yazılmadığını düşünüyorum. Solcu eşi eleştirdiği kısım, evdeki yardımcıyı arkadaşlarına anlattığı kısım gibi yerlerde gün içinde düşünen insandan çok uzaklaşıyor. Yapmacık bir şekilde kültür düzeyi düşük insanı nasıl konuşturabilirim gibi biraz utanç verici cümleler kuruyor.
Nedense zenginler aile sırlarını okul kütüphanesine bağışladığı kitapta unutacak kadar dikkatsiz. Dergilerin içine mektupları yapıştırmak gibi de garip huyları var. Ne tesadüf ki okula bağışlanan sözlüğün içine de günlük tutulmuş. Bu gibi detayların üzerinde çalışılmadığını hissederek okudum sürekli.
Kitabı bitirince acaba ilk romanı mıydı diye düşündüm. Çok fazla eksik var. Gerçeklikle ilgili de büyük sıkıntısı var. Ama yazarın tavrından hoşlandım. Daha iyilerini çıkaracak bir kalemi olduğunu düşündüm. Berlinli Apartmanı’nda da gözüme çarpan eksiklikleri kapattığı daha özgün romanları olduğuna inanmak istiyorum. Okumaya devam edeceğim.
April 23, 2019
Aslında gizemli bir gerilim kitabına göre dezavantajlı başlıyor. Biraz bu tarz kitaplara aşina okuyucuysanız ya da şüpheci biriyseniz hikayenin bam teline dair fikirler hemen oluşuveriyor. İşin ilginci bu tahmin edilebilirliğe rağmen gerilim devam ediyor. "Kim" sorusundan çok "nasıl" sorusu sizi meşgul ediyor. "Nerede bitecek" sorusu da peşinden geliyor. Hikayenin rahatsız edici yanları da gerilimi arttıran unsur olarak düşündüm kendi adıma.
Son olarak beni rahatsız eden küçük bir noktaya da değinmek isterim. Hikayedeki ana ve yan karakterlerin neyi neden yaptığı sanki fazla detaylı verilmiş. Yani biz okuyucuların zekası biraz hafife alınmış gibi bir sonuç ortaya çıkıyor. Oysa karakterlerin yaşadıklarından, tavırlarından, konuşmalarından bizim onlar hakkında fazlasıyla fikrimiz oluşuyor. Yazar bu sebepleri sıralamasa da biz tahmin edebiliyoruz. Belki inandırıcılığı arttırmak hedeflenmiş ama kitabın okur gözündeki seviyesini olduğundan düşük gösteren bir durum ortaya çıkmış.
Şerhimi de düştükten sonra Yaprak Öz'ün yeni kitabı "Ferahnaz'ın Çiçeği"nin siparişini vermek üzere ayrılıyorum :)
Son olarak beni rahatsız eden küçük bir noktaya da değinmek isterim. Hikayedeki ana ve yan karakterlerin neyi neden yaptığı sanki fazla detaylı verilmiş. Yani biz okuyucuların zekası biraz hafife alınmış gibi bir sonuç ortaya çıkıyor. Oysa karakterlerin yaşadıklarından, tavırlarından, konuşmalarından bizim onlar hakkında fazlasıyla fikrimiz oluşuyor. Yazar bu sebepleri sıralamasa da biz tahmin edebiliyoruz. Belki inandırıcılığı arttırmak hedeflenmiş ama kitabın okur gözündeki seviyesini olduğundan düşük gösteren bir durum ortaya çıkmış.
Şerhimi de düştükten sonra Yaprak Öz'ün yeni kitabı "Ferahnaz'ın Çiçeği"nin siparişini vermek üzere ayrılıyorum :)
April 29, 2019
Yaprak Öz’ün okuduğum ilk kitabı, adı ve kapak tasarımı ile beni kendine çekmişti. Okudukça fark ettim ki; kitabın akıcı ve sade bir dili, sırlarla dolu harika bir kurgusu var.
Begüm ve kızı, hayatlarında yeni bir sayfa açar. Yeni bir ev, yeni bir iş, yeni bir okul. Çalıştığı kütüphaneye gelen eski kitapları evine götüren Begüm, bir dergi içerisine gizlenmiş mektupları bulunca, mektupların sahibine ulaşmaya çalışır. Ancak mektupların gizlediği sır ve yaşananlar, son ana kadar gerilimi yüksek tutar ve kitap bitince ağzınızda acı bir tat bırakır.
Begüm ve kızı, hayatlarında yeni bir sayfa açar. Yeni bir ev, yeni bir iş, yeni bir okul. Çalıştığı kütüphaneye gelen eski kitapları evine götüren Begüm, bir dergi içerisine gizlenmiş mektupları bulunca, mektupların sahibine ulaşmaya çalışır. Ancak mektupların gizlediği sır ve yaşananlar, son ana kadar gerilimi yüksek tutar ve kitap bitince ağzınızda acı bir tat bırakır.
February 28, 2019
Hayatımda okuduğum en rahatsız edici kitaptı. Okurken cidden tuhaf duygular içerisine girdim. Fakat anlatım, olay akışı gerçekten güzeldi.
April 18, 2017
Ay lav Yu Yaprak :) Şekil şükül bir roman olmuş,oldukça rahatsız edici..
Şimdi ben buraya ne yazarsam yazayım olmayacak,ama bu konuyu anlattığın için, bu kadar güzel bu kadar bizden aktardığın ve gösterdiğin için çok kalp.
Yaprak Öz gerçekten bir yerlere dokunan bir yazar, geren,ürküten ve rahatsız eden.
Her kitabını okuyun sırayla ama :) o zaman anlayacaksınız ne demek istediğimi.
Şimdi ben buraya ne yazarsam yazayım olmayacak,ama bu konuyu anlattığın için, bu kadar güzel bu kadar bizden aktardığın ve gösterdiğin için çok kalp.
Yaprak Öz gerçekten bir yerlere dokunan bir yazar, geren,ürküten ve rahatsız eden.
Her kitabını okuyun sırayla ama :) o zaman anlayacaksınız ne demek istediğimi.
September 14, 2017
Çok beğedim 1 gecede okudum
December 12, 2020
Bir mektubun peşinden çözülen bir aile dramı. Etkileyici
December 12, 2019
Yaprak Öz ile tanışma kitabım Tilki, Baykuş, Bakire. Begüm isimli karakterimiz yeni boşanmış ve Ada isminde bir kızı olan bir kadın. Kızı liseye başlayınca o da o lisedeki kütüphanede çalışmaya başlıyor. Hayatları düzenli, mutlu olmaya başlamışlar. Bir gün kütüphaneye bağışlanan kitapların arasında bir derginin içine saklanmış mektuplar buluyor. Okuyor tabi. Ve her şey böyle başlıyor.
Gizemli hikayeleri severim. Yaprak Öz öyle büyülü bir dil kullanmış ki, sayfalar nasıl akıp gitti anlamadım. Kitap bende uzun zamandır duruyordu bu yüzden daha önce okumadığıma pişman oldum. Ama ben korku romanı sanıyordum. Gerçi dehşete düşüp ürkmedim değil. Günümüzün saklı ama iğrenç sorunlarından birini ele alan yazar muazzam bir şekilde işlemiş konuyu. Olayların akışını çok beğendim. Tek takıldığım yer bazen uzun zamanlar geçmiş olmasıydı, buna da daha fazla okumak istediğim için takıldım sanırım. Mesela birden iki hafta geçiyordu, böyle şeyler vardı. Sonuç olarak kitaba bayıldım. Rüyalarıma girdi. Yazarın diğer kitaplarını da mutlaka okuyacağım. Sevdiğim yazarlar listesine yeni biri daha eklendi, mutluyum. Türk edebiyatını sevin millet.
Gizemli hikayeleri severim. Yaprak Öz öyle büyülü bir dil kullanmış ki, sayfalar nasıl akıp gitti anlamadım. Kitap bende uzun zamandır duruyordu bu yüzden daha önce okumadığıma pişman oldum. Ama ben korku romanı sanıyordum. Gerçi dehşete düşüp ürkmedim değil. Günümüzün saklı ama iğrenç sorunlarından birini ele alan yazar muazzam bir şekilde işlemiş konuyu. Olayların akışını çok beğendim. Tek takıldığım yer bazen uzun zamanlar geçmiş olmasıydı, buna da daha fazla okumak istediğim için takıldım sanırım. Mesela birden iki hafta geçiyordu, böyle şeyler vardı. Sonuç olarak kitaba bayıldım. Rüyalarıma girdi. Yazarın diğer kitaplarını da mutlaka okuyacağım. Sevdiğim yazarlar listesine yeni biri daha eklendi, mutluyum. Türk edebiyatını sevin millet.
December 29, 2021
Yaprak Hanım’dan okuduğum dördüncü kitap oldu Tilki, Baykuş ve Bakire. Kitabın konusu ve olay örgüsü oldukça güzeldi. Kitaptaki olay örgüsü gereksiz ayrıntılara boğulmadan akıcı ve yalın bir dille anlatılmış. Kitabın baş kısımlarında olayın ana haritasını kafamda çizmiş olsam da kitabın sonuna dek aynı heyecanla okuyabildim kitabı.
Oldukça başarılı bulduğum bu kitabı gerilim sevenlere tavsiye ederim. Yaprak Hanım’ın diğer kitaplarını da zamanla okuyacağım.
Kitapla ilgili iki nokta okuyucu olarak bende cevap bulamadı. Bu noktalar da olsa sanki kitap daha da tam oturacaktı bende. Birinci nokta bebek Lamia hakkında daha çok ayrıntı ve belki de kitabın sonunda küçük bir dokunuş bu konuya. Bir diğeri de kitaptaki karakterlerin on yıl sonraki durumları hakkında biraz daha ayrıntı. Kitap bittiğinde bu iki durum bende biraz eksik kaldı.
Oldukça başarılı bulduğum bu kitabı gerilim sevenlere tavsiye ederim. Yaprak Hanım’ın diğer kitaplarını da zamanla okuyacağım.
Kitapla ilgili iki nokta okuyucu olarak bende cevap bulamadı. Bu noktalar da olsa sanki kitap daha da tam oturacaktı bende. Birinci nokta bebek Lamia hakkında daha çok ayrıntı ve belki de kitabın sonunda küçük bir dokunuş bu konuya. Bir diğeri de kitaptaki karakterlerin on yıl sonraki durumları hakkında biraz daha ayrıntı. Kitap bittiğinde bu iki durum bende biraz eksik kaldı.
March 4, 2019
Sıkıcı olmayan, güzel akan ve aslında aralarda ciddi problemlere parmak basan bir kitap, bir solukta okudum ve hiç sıkılmadım okurken ancak yine de korku -gerilim açısından çok amatör kalıyor. Daha ilk sayfalardan herşey tahmin edilebiliyor kolayca, kitabın devamı da biraz çocukluğumuzun Gizli Yediler tarzı bir çocuk dedektif kitabına dönüşüyor maalesef.
April 9, 2019
Ülkemiz için tabu bir konuyu ele alış şekline şapka çıkartıyorum. Üstelik bunu yok köye, kırsala, yoksulluğu filan bağlamadan şehirli okumuş aile üzerinden anlatması çok isabetli olmuş. Bravo Yaprak Öz.
June 1, 2018
3,5 aman aman bayılmadım. Kitabın başlarında gidişatından sonunu tahmin ediyordum zaten. Kalemi güzel, hızlı okunuyor ve okurken sıkmıyor. Diğer kitaplarına da bir şans vereceğim.
June 5, 2019
Yazarın okuduğum ilk kitabı. Rahatsız edici bir konusu var ama oldukça sürükleyiciydi. Diğer kitaplarını da merak ediyorum.
November 23, 2024
İnanamıyorum ki Yıldız Alatan'ın uzmanlığına güvenerek akıl danıştığı ve mesleki bilgisinden faydalandığı Psikiyatrist Suat Demirok, bir pedofil ve katil! Çok ters köşe bir kitap, çok akıcı olduğu için elime aldıktan sonra bırakmadım. Yaprak Öz'ün kitaplarını çok seviyorum
This entire review has been hidden because of spoilers.
June 29, 2020
İlginç bir girişle başlayan kitabın özellikle ilk yarısını zevkle okudum. Olayların gelişmesini okurken nedense yazar benden bir adım geride kalmış gibi hissettim ki bu da gerilim kitaplarında en olmaması gereken şeydir kanımca. Benim yazarı kovalamam gereken yerlerde , sadece kesinleşmesi bekleyerek okuduğum sayfalardan biraz bunaldığımı söylemem gerekir.
Kitabımız Begümün anılarını bizimle paylaşmasıyla başlıyor. Boşanmış ve kızı Ada ile yaşayan mutlu, ilgili anne ile tanışıyoruz.Begüm kızına yakın olmak için okulun kütüphanesinde çalışmaya başlarken kızı da okulunda kendine bir çevre edinmiş hatta bir şekilde annesine bu küçük çevrenin içine girivermiştir. Olaylar bu noktadan sonra gelişir ve okurken size tuhaf gelen küçük olaylar birbirine süratle bağlanır.
Kurgunun baştan çok umut vadetmesi ve okurken aldığım zevk nedeniyle kitaba 4 yıldız verdim ama sanırım hakkı 3,5 idi. Bunun asıl nedeni gayet olayların gelişiminde hiç şaşırtıcı bir durum olmamasıydı. Keşke yazar ters köşe yapsaydı da şaşırıp kalsaydım.
Yazarın okuduğum ilk kitabı olması ve dilini beğenmiş olmam nedeniyle bir kitabını daha okuma kararı aldım. Umuyorum ki bu tahmin edilebilirlik durumu bu kitabına özgüdür.
Kitabımız Begümün anılarını bizimle paylaşmasıyla başlıyor. Boşanmış ve kızı Ada ile yaşayan mutlu, ilgili anne ile tanışıyoruz.Begüm kızına yakın olmak için okulun kütüphanesinde çalışmaya başlarken kızı da okulunda kendine bir çevre edinmiş hatta bir şekilde annesine bu küçük çevrenin içine girivermiştir. Olaylar bu noktadan sonra gelişir ve okurken size tuhaf gelen küçük olaylar birbirine süratle bağlanır.
Kurgunun baştan çok umut vadetmesi ve okurken aldığım zevk nedeniyle kitaba 4 yıldız verdim ama sanırım hakkı 3,5 idi. Bunun asıl nedeni gayet olayların gelişiminde hiç şaşırtıcı bir durum olmamasıydı. Keşke yazar ters köşe yapsaydı da şaşırıp kalsaydım.
Yazarın okuduğum ilk kitabı olması ve dilini beğenmiş olmam nedeniyle bir kitabını daha okuma kararı aldım. Umuyorum ki bu tahmin edilebilirlik durumu bu kitabına özgüdür.
July 18, 2018
Abarttığımı düşünüyorsanız çok yanılırsınız, çünkü tek kelimeyle muhteşemdi! Daha önce hiç dinlemediğim ürpertici müzikleri ve sarsıcı konusu ile soluksuz okuduğum üçüncü Yaprak Öz romanıydı Tilki Baykuş Bakire. Ve tabir caiz ise vurgun yedim, yine! Çünkü konusunu en derin ve maalesef en güncel yaramızdan alan bir kitap bu. Eşinden boşanan Begüm, kızına daha yakın olabilmek için kızının lisesinde kütüphaneden sorumlu olmayı kabul eder. Kütüphaneye gelen ancak öğrencilerin okuması için uygun olmayan bazı eski kitapları müdürün onayı ile evine götüren Begüm, eski bir dergiyi karıştırırken içine gizlenmiş bir deste mektup bulduğunda ise bu mektupları sahibine ulaştırmak için kolları sıvar. Ancak mektupların gizlediği sır, birçok insanın hayatını kurtaracak niteliktedir. Mutlaka okuyun derim. Üstelik bu öneriyi, kullanılan dilin akıcılığı ya da hikayenin güzelliğinden kaynaklı yapmıyorum sadece; size bir şeyler katan yazarlarla tanışın istediğim için... Yaprak Hanım'ın önerdiği kitap, film ve müzikleri her zaman not alırım. Tecrübeyle sabit, harika şeyler beni bekler. Yıldızlı tavsiyemdir. =)
November 20, 2017
Yaprak Hanımın tüm kitaplarını okudum ve favorim Tilki ,Baykuş ,Bakire oldu. Kİtabı okurken karakterler kızdığım, Begüm'e bağırmak istediğim ve gözlerini aç artık dediğim zamanlar oldu. Çok kızdığım ve boğmak istediğim bir karakter var ki sormayın. İsmini veremem ,kitabı okumak isteyenler çok kızar sonra. Olayları her ne kadar tahmin edilebilir olsa da yazarın kalemi öyle muhteşem ki kitabı elimden bırakamadım. Sürükleyici bir şekilde okuttu kendisini. Hadi şimdi herşey anlaşılsın. ortaya çıkarın artık derken kitap bitti. Kısacası çok sevdim kitabı.
Read
September 3, 2020Yaprak Öz okumayı hep çok sevdim ama bu kitabını okurken başıma agrılar ,mideme kramplar girdi.Hatta ara ara midem bulandı... ülkece kanayan yaramız olan İstismar” vardı ... gergin haberlerde gördüğümüz,sosyal medyada okuduğumuz o ıgrenc haberlerı bir kitaptan okumak bütün sinirlerimi alt üst ettı.
Tabı bu yorumlarım kitabı sevmedım demek degıl kesınlıkle çok akıcıydı ve her sayfasında ayrı heyecan duydum. Sadece konusu kanayan yaramız olduğu ıcın bende bas agrısı yaptı. Kalkıp bir agrı kesici alayım ya da mide bulantım ıcın bi hap ..
Eylül 3/Londra
Tabı bu yorumlarım kitabı sevmedım demek degıl kesınlıkle çok akıcıydı ve her sayfasında ayrı heyecan duydum. Sadece konusu kanayan yaramız olduğu ıcın bende bas agrısı yaptı. Kalkıp bir agrı kesici alayım ya da mide bulantım ıcın bi hap ..
Eylül 3/Londra
June 13, 2020
Yazarın okuduğum ilk kitabı. Okuduktan sonra diğer kitaplarını da almaya karar verdim. Kitabın sonunu başlarda tahmin etmek zor değil ama yine de heyecanla okudum . Kitap çok akıcı yer yer aşırı rahatsız oldum içeriğinden dolayı ama yine de elimden bırakamadım. Olay örgüsü, konuyu ele alış şekli, ele aldığı konunun da bizim en büyük tabularımızdan biri olması ve gerçekçi ayrıntılar beni içine çekti. Kesinlikle alıp okuyun.
July 4, 2017
Sıcak, samimi dostane bir aile ortamından yola çıkıp son derece huzur kaçıran bir konuyu anlatmak, bu arada sade dil ve canlı karakterlerle gerçeklik hissini arttırıp okuru hep merakta bırakmak kolay iş değil. Tebrikler.
October 13, 2017
Yaprak Oz un kitaplariyla birlikte Turk gerilim yazarlarina olan inancim artti.Seytan Disko ve Berlinli Apartmanindan sonra yine guzel bir gerilim kitabiyla karsimizda sayin Oz.Kitabi cok begendim kurgu , dil cok iyi.Gerilim sevenlerin mutlaka okumasi gerektigini dusunuyorum.
August 19, 2018
Daha derinlikli bir dil bekliyordum sanırım. Bir de çok katmanlı bir hikaye olmasına rağmen belki olayların büyük ölçüde dışında olan bir anlatıcı seçildiğinden hikayeye kapılıp gitmek değil ama sürüklenmekti yaşadığım. Sürükleyiciydi yani :) ama yeterince derinde değilmişim hissi verdi...
August 18, 2020
çok hızlı bir girişi ve çok sıkı bir anlatımı olan şahane bir cep kitap, sayfaları parmaklarıyla değil gözleriyle kovalıyor insan. Sadece sonu ile ilgili biraz aceleye getirilmiş ve biraz da klişelere düşülmüş gibi hissediyorum. Ama dilerim daha nice kitaplarını böyle bir solukta okuruz...
Displaying 1 - 30 of 48 reviews