Osmanlı’nın tek başına giriştiği son savaş. Acı bir yenilgi, onur kırıcı bir barış antlaşması. Bu hengâmede tutsak düşen genç bir Osmanlı subayının Sofya’daki tutsaklık günlerinde topladığı kartpostallarla oluşturduğu albüm. Bu acı savaşa Bulgar devletinin bakış açısını yansıtan ve Türk kamuoyunca bugüne kadar hiç bilinmeyen kartpostallar kitapta bütüncül bir belgeselin kareleri olarak değerlendiriliyor, yorumlanıyor.
20. Yüzyıl başında yaşanan ve Birinci Dünya Savaşı’nın küçük çaplı bir provası sayılan Balkan Savaşı ilk kez bu denli ilginç bir görsellikle Türk okurunun karşısına çıkıyor. Savaşı yakından izleyen gazeteci yazarların tanıklıkları da kitaba ayrı bir değer katıyor.
Mehmet Nail Bey, Balkan Savaşı esnasında esir düşmüş. Sofya’da esirliği döneminde topladığı kartpostallar aile üyeleri tarafından yıllarca korunup saklandıktan sonra albüm-kitap haline dönüştürülerek yayımlanmış. Kartpostal deyince günümüzdeki karşılığını düşünmemek lazım. 1912-1913 yıllarına ait bu kartpostallar dönemin en önemli propaganda araçları olarak kullanılmış. Savaş yanlısı karikatürlerden tutun da hemşire kıyafeti giymiş göreve hazır kraliçeye kadar ne ararsanız var. Kartlarla ilgili açıklamalarda ise konusunda uzman tarihçilerin çalışmalarından faydalanılmış. Açıklamalarda yer alan bir başka kaynak da dönemin bölgede bulunan muhabirleri. Aralarında Troçki de var. Tarihe, eski fotoğraflara, yakın tarih belgelerine meraklıysanız ilginç bir kaynak.
Balkan Savaşına birebir tanıklık etmiş bir subayın esir zamanlarında topladığı kartpostallar üzerinden tam anlamıyla dönemin tanıklığını yapan bir çalışmaydı. Akıcı bir anlatımı vardı. Çok fazla noktalama hatası olması tek eksim.