Covid-19 öncesinde başlayan, ancak şimdi varlığını kuvvetle hissettiren bir çağ değişiminin ortasındayız. Küresel ısınma, iklim değişikliği ve azalan doğal kaynaklarla yerkürenin ritmi değişti. Bilgi devrimine giden yolda bildik hiyerarşik modeller çöktü, yepyeni iletişim biçimleri ve anonimleşen bilgi gündelik hayatı değiştirdi. Büyük göç dalgaları ve metropolleşmeyle insan hareketlerinin ritmi değişti. Belirsizlik ve karmaşıklık esaslı yeni bir çağın eşiğindeyiz...
Dünya nereye gidiyor? Türkiye tüm bu dönüşümün neresinde? Geleceğe dair senaryoların çoğu distopik bir hikâye anlatırken, henüz hikâyesini bilmediğimiz geleceğin ütopyasını nasıl yazar, nasıl hayata geçirebiliriz?
Bekir Ağırdır büyük birikimi ve KONDA araştırmalarının önemli verileriyle yola çıkarak yaşadığımız çağ, dünya ve Türkiye’yle ilgili sağlam değerlendirmelerde bulunuyor…
Türkçede uzun süredir okudugum en iyi inceleme kitaplarından biri. Maalesef ne bir okutmanın elinden geçmiş ne de editörün (kapak arkasinda adı yazan editör ne ise yarar bilemedim). 5 yerine 4 yıldızın nedeni o, hemen her sayfada imla hataları, cümle düşüklükleri vs. mevcut. Her ne kadar günümüz için karamsar bir tablo cizilmisse de, kitabın sonunda umut var.
Öncelikle, torba yasa misali torba kitap olmuş. Normalde her 2 kelimesinden 3'ü "kutuplaşma" olan Sn. Ağırdır'ın bu ilk kitabının en azından ilk yarısında alışılagelmiş diskurundan bir nebze de olsun sıyrılabildiğini görüyoruz. (Spoiler olmasın ama sonda yine kutuplaşma dili ve edebiyatı galebe çalacak.)
Bazı yorumlarda ise, yazarın kendini -videolarından- tekrar ettiğinden bahsedilmiş ki bu yoruma sahip olanların bizi bir kitap değil ama belki bir veya iki cümleleriyle dahi olsa kendi görüşleriyle ufuk turuna çıkarabilmelerini dilerdim.
Kitabın içerigine kısaca bakacak olursak ilk kısımdaki şehrin merkez ve çevre tanımları kapsayıcı olma iddiasında ancak örtük olarak sadece İstanbul bazlı bir okuma. İleride diğer şehirlerle çeşitlendirme ve örneklendirmeler yapılmaya çalışılsa da onlar da sosyolojik temelden çok "markalaşan sorunlarımız" etiketi kontenjanından.
Siyaseti meslek haline getirmiş (benim tabirimle Men of Low Moral Fiber) ...'lara dair analizler yerinde olsa da bu vb. mikro veryansın'ların bütünün toplamından daha nitelikli kalmaktan daha ileri gidemediğini görmekteyiz.
Kısacası, sonuç olarak Sayın Ağırdır mesleki tecrübesini temel bir aksiyomun üstüne bindirerek bize bir Türkiye fotoğrafı çekmek istemiş ama görüntü flu olmasa da optik ve odak sorunları içermekte denilebilir. Aynı kareye bütün sorunları sığdırıp optimal bir çıktı alabilme ihtimali yerine, makineyi "burst" moduna alıp edebi dünyada daha yerleşik olabilecek eserlere imza atılmasının daha yüksek ihtimalli olduğuna inanıyorum. Türkçe meali, bu tarz eserlerin artmasına ihtiyacımız var.
Bekir Ağırdır ile Nilay Örnek’in “Nasıl Olunur?” podcasti sayesinde tanışmış, kendisini dinlemekten çok keyif almıştım. Genel Müdürü olduğu araştırma şirketinin topladığı verilerle ışığında yaptığı analizler sebebiyle kitaba dair beklentim oldukça artmıştı. Fakat hayal kırıklığına uğradım. Kitap mehter marşı gibi ilerleyen bir akışa sahip, tekrarlar oldukça fazla ve akıcılıktan uzak. Okumak için sabırsızlandığım bu kitabı bitirebilmiş olmayı dilerdim.
Bekir Ağırdır'la her karşılaştığımda (ister ekran ister kitap aracılığıyla) yine şu duygu içimi kaplıyor: At gözlüğümü çıkarıp "gerçek" Türkiye ile yüzleşmem gerek. KONDA araştırmalarına dayanan, paylaştığı rakamlar benim dar çevre görüşümü yıkıp geçiyor. Çokca umutsuzluğa sürüklensem de, Bekir bey umudu yeşertmek ve ortak gelecek inşaa etmek için tüm aklını ve yüreğini ortaya koyuyor. Kulak vermek lazım.
Muhtesem bir kitap. Evet uzun ama her sayfasini keyifle ve merakla okudum. 1. Sapiens, 2. Uluslarin Dusus ve 3. bu kitap siralamasiyla okursaniz hepsinin birbiriyle baglandigini gorecek ve cok keyif alacaksiniz. Gunumuz gerceklerini verilere dayanarak ve tabi ki kendi yorumlarini da katarak harika bir sekilde yorumlamis. Konular, sogan gibi katman katman ele alinmis cok onemli noktalar, cok dogru ve her seferinde daha detayli, daha aciklayici bir sekilde tekrar tekrar islenmis. Aceleci okuyucular icin bitirmesi zor bir kitap olabilir. Sadece Turkiye ozelinde okumak istiyorsaniz 169. sayfadan baslayabilirsiniz. Bence bastan okuyun.
Türkiye'nin geçmiş ile gelecek arasında yaşadığı geçiş dönemlerini, araştırmalardan elde edilmiş veriler ile çekilmiş çok güzel bir Türkiye fotoğrafı olarak görebilirsiniz bu kitapta. Bekir Ağırdır'ı çeşitli programlarda tanıyıp takip etme şansım olmuştu, Türkiye'nin sayısal verilere dayanarak hazırlanmış çeşitli raporlarını paylaşan yazar, aynı zamanda Türkiye'nin uzun süredir yaşadığı çeşitli konulardaki hassasiyet ve problemlerinin nasıl çözülmesi gerektiği ile alakalı önerileri de sunmakta. Geçmişten günümüze Türkiye'yi Bekir Ağırdır'ın yorumu ile okumak isteyenlere tavsiye ederim.
Bekir Ağırdır, konuşmalarından da bildiğimiz gibi Türkiye'nin içine sıkışmış olduğu ezberlerin dışına çıkmaya, ülkenin önünü açmak için sosyolojik verilere de dayanarak yeni fikirler üretmeye çalışan bir aydın. Gerçek bir demokrasiye ulaşabilmek için kulak verilmesi gereken insanlarımızdan biri. Benzer derdi olanlara tavsiye derim.
Tekrarları çok olsa da yine de enteresan ve çarpıcı bilgiler verip ufuk açıcı çıkarımlar yapıyor bence okunmalı ama bi çözüm beklentisi ile değil. akılda kalıcı yada uygulanabilir bir çözüm sunmuyor. gerçi mevcut durumun bir çözümü var mı o da ayrı bir tartışma konusu.
Bekir Ağırdır nasıl Türkiyenin sorunları çözülür sorusuna cevap vermeye çalışmış. Her sorunun çözümünün aslında eğitimsizliğe çıkması yorum gerektirmiyor. Bekir Ağırdırın objektif bakışı güzel. Evet kitapta çok tekrar var ama bu tarz araştırmacıların kitap yazması önemli. 2023 seçimlerinden sonra Ağırdırın Türkiye sınıflaması çökmüştür. Seçim tahminleride. Artık türkiyede 2 sınıf var orta altı ve zenginler.