Serinin ikinci kitabında bu kez kötülüğün işlendiği mitler kendine yer buldu. İlk kitapta olduğu gibi bu kitapta da farklı kültürlere ait 22 hikaye bulunuyor.
Mahir Şanlı is a Turkish author. Mahir Şanlı was born on 1977 in Kars, Turkey and now lives in Belgium. He is the author of Sorularla Nars Mitolojisi, Kötülüğün Mitleri, Evren Yaratılış ve Köken Mitleri, Talih, Umut, Notradamus ve Türkiye’nin Geleceği, Büyük Galatasaraylı Alpaslan’a Mektuplar.
Serinin ilk kitabı olan Evren, Yaratılış ve Köken Mitleri'nin ardından yine çok başarılı bir işe imza atmış Mahir Şanlı. Kolay okunabilirliği ve güzel seçilmiş hikayelerle çok hızlı bir şekilde bitirdim. Farklı mitolojilerden benzer hikayeleri artarda görmek hem mitolojiler arasındaki bağı daha rahat görmemizi hem de toplumların birbirinden nasıl etkilendiğini kavramamızı sağlıyor.
Bu kitabı ilk gördüğümde Borges'in "Alçaklığın Evrensel Tarihi" kitabı aklıma gelmişti. İçeriğini biraz inceleyince mitolojik öyküler derlemesi olduğunu farkedip, tabi ki hemen ilgimi çekti ve aldım. Uzun zamandır kitağlığımda okunmayı bekleyen kitaplarım arasında yer alıyordu ki bugünlerde okumam gerektiğine inanarak başladım.
Öncelikle kitapta sadece popüler olan İskandinav ve Yunan Mitolojileri değil Hint, ibrani, Çin, Fars, Japon mitolojisinden hatta Fin Mitolojisinden öyküler bulunuyor. Çok sevindiğim bir diğer olay ise Türk Mitolojisimden de öykü bulunduruyor olmasıydı. Bu sebeple bir ilk yaparak kitap içeriğinden ve içindekiler bölümünden de bir kısım paylaşıyorum.
Öyküler genel olarak benim gibi mitoloji delilerinin aşina olduğu öyküler olsa da özellikle Türk Mitolojisine olan zayıf bilgimden ve diğer mitolojilerde daha önce karşılaşmadığım öykülerden parçalar görmek güzeldi.
Tüm bu öyküleri birleştirenin bir Türk yazar olması da ayrı bir güzellik katıyor kitaba, çünkü çoğu çeviri kitapta karşılaştığımız "yapay" cümleler yok bu kitapta ve oldukça akıcı. Öykülerin çoğu zaman masal gibi ancak dipnotlarla mitolojiyi bilmeyenler için de çeşitli bilgiler veriliyor.
Öykü derlemelerini genelde başka bir kitap okurken çapraz okuma yapmak için kullanırım. Yani okuduğum kitaptan sıkılınca arada bir öykü okumak için. Ancak bunda nerdeyse kitabın son 30 sayfasına geldim başladıktan sonra.
Mitoloji sevenlerin mutlaka okumalarını tavsiye ediyorum. Bunun yanında aynı yazarın yine Evren ve Yaratılış Mitleri isimli bu kitaptan önce çıkmış bir kitabı da mevcut. Ona da göz atacağım mutlaka.
yazarın son sözünde de dediği gibi "mitoloji hayatın yansımasıdır. insanlığın sorunlarını, çelişkilerini, hatalarını ve sonuçlarını mitlerde görmekteyiz. iyi de biziz kötü de biziz."
bir çok farklı kültürden mitlerin, destanların anlatıldığı ilk kitabın da devamı niteliğinde bir eser. mitolojiden vazgeçemeyenler mutlaka okumalı.
Ulamış Bilgisi türü çok seviyorum. Türk Ulamış Bilgisi araştırıp öğreniyorum çünkü zengin birikimimizin olduğuna inanıyorum. Bir yanda Hz.İsmail (AS)'in günümüzdeki torunlarından olduğum halde İbraniler'in ulamış bilgisel zenginlikleri de ilgimi çok çekiyor. Bu sefer Yer ulamış bilgilerindeki kötülüğün ulamışları okuyacağız. Bu sayede adını dahi bilmediğimiz ulus ulamış bilgilerini de öğreniyoruz.
Bu betikte dört tane Cermen mitiyle (Viking, Alman ve Flemenk) tanışacağız. Yer genelinde İskandinav ve Flemenk ulamış bilgileri ayrı olarak bilsek de aslında ikisi de Cermen kökenli oldukları su götürmez bir gerçektir. Sadece lehçesel farklılıkları vardır. Cermence'nin Alman lehçesindeki adlar kolay söyleniliyor. Viking lehçesi ise söylenişi zordur.
2021 yılında Ay Savaşçısı Sonsuzluk anime filmi vizyona girecek. Naoko Takeuçi, Cermen tanrıçalarından biri olan Nehelenia'yı Ay Savaşçısı evreninde saplantılı Ölü Ay Kraliçesi olarak kurgulanmasını perde arkası olan Cermen ulamışı da bu betikte olmalıdır çünkü kurgu ile ulamış arasındaki farklılıkları görmüş olurduk. Şanlı, Cermence'nin Flaman ve Anglosakson (İngiliz) lehçeleri bildiği için otakurularından Nehelenia ulamışları esirgememelidir. Takdir yine onundur.
Grek ulamışında Medusa'nın sebepsizce yaratığa dönüştürülmesine çok üzüldüm çünkü yargısız infazı kimse kabu edemez. Yazdığı kurgumda Medusa ve kızkardeşlerini yok etmiş. Bu ulamış sayesinde o sahnemi düzeltip onları iyileştirip Athena'nın lanetinden kurtaracağım. Bu konuda beni aydınlattığı için derlemeciye çok müteşekkirim.
Erlik Han'ın kızlarından birinin adını daha da öğrenirken Yer Ulamış Bilgileri'ndeki Türk İzleri'nden birini öğrendim. (Ölümsüz Köşey). Onu da işleceğim kurgumda. Persler, ulamışlarında bizleri kötülüyor ama öz evlatlarının katili olduğu için bebek katilleri olan torunları, onların mirasını başarıyla devam ettiriyorlar. Çok şükür adalet ve hoşgörümüzle Yer'e özümüzü tanıtıyoruz. Ulamışlarımızda başımız dik ve alnımız açıktır.
Keşke 14 Şubat 2021 tarihinde Sevgililer Günü temalı Buram Buram Aşk Kokan Mitler adlı üçüncü betik gelseydi. Bakalım üçüncü betiğin konsepti ne olacak? Bunu merakıyla okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum.
Kötülüğün Mitleriyle 19 farklı kültüre göre ‘’Kötülük’’ ve ‘’Kötü figürü’’nün bir nevi tanımını yapan mitleri okuyoruz. Amacım kötülüğün altındaki temel itkileri ve açığa çıkmasını sağlayan koşulları fark etmekti yani insan tam olarak neyin derdindeydi de tüm bunlar oluyordu.
Ön plana çıkan ortak itkiler; açgözlülük, bencillik, kibir ve hırs diyebiliriz ve fakat bunların dışa vurumu kültürden kültüre farklılaşabiliyor. Örneğin kimi kültürlerde kibir, açgözlülük, bencillikle cebren kötülük yapma söz konusuyken başka birinde yine benzer sebeplerle ''shape shifter'' diyebileceğimiz, bir nevi kuzu postuna bürünmüş kurt gibi hilekarlık, sinsilik, manipülasyon, yalan, kurnazlıkla kötülük yapıldığını görebiliyoruz. Tüm bunlar da esasında bize o kültürlerdeki insanların karakterlerinde ağır basan gölge yanları göstermiş oluyor.
Kötülük genelde üç şekilde gelişiyor: ya mitin en başından beri salt kötü olan bir figür var: mütemadiyen kötülüğe programlı gibiler ya iyi olarak bilinen, saygı duyulan ama kibir, bencillikle kötülükleri tetiklenenler var yaa da bir kötülüğün mağduru olup ezilen, hırs yapan ve eline fırsat geçince de kendisine yapılanın aynısını yaparak kötüleşenler var.
Zeminin bu kadar kaygan olduğu bir konuda kitabı okurken insan kendine şu soruları sormadan edemiyor: Örneğin içindeki kötü yanı teşvik eden veya tetikleyen bir unsurla henüz karşılaşmamış biri ya da genel anlamda iyi şeyler yapan ama çeşitli sebeplerle kötülük de yapabilen ya da yapmış olan ''kişi'', gerçekten iyi biri midir?
Yahut birinin birilerinden kötülük görmesi ilk fırsatta kendisinin de kötülük yapmasını meşrulaştırır mı? Diğer yandan birisinin insanlara karşı merhametini kaybedecek kadar ruhu zedelenirken diğer insanlar nerede?
Ve ben ve hayatımdaki insanlar tüm bu kötülüklerin neresindeyiz?
Kitapta çeşitli kültürlerden mitolojik karakterlerin öyküleri var. Okuması eğlenceli ve hızla okunuyor. Maalesef, konuyla ilgilenenler için fazlasıyla yüzeysel. Öykü anlatıcılığı anlamında biraz kısır, yazar öykülerden ziyade makalelere daha alışık gibi. Ayrıca çok çok fazla yazım hatası var, umarım sonraki baskılarda giderilir.