5 yaşındaki dâhi dedektif Alper Kamu, tüyler ürperten, kahkahaya boğan ve yürek burkan ikinci macerasıyla huzurlarınızda.
Kahramanımız, bir yandan amcasının ölümünün dolaylı müsebbibi Adalet’in peşinde koşarken, diğer yandan kendini tuhaf bir cinayet davasının içinde bulur. Mahalleye yeni taşınan ailenin oniki yaşındaki oğlu Ümit, engelli kardeşini boğarak öldürdü, öyle mi? Üstelik itiraf da etti. Kardeşinin acılarına son vermek istemiş. Masumane bir cinayet… Alper Kamu şahitli, ispatlı, itiraflı bir cinayeti yeniden çözerken aileye, aşka, dostluğa, adalete, kısacası hayata ilişkin birçok düğümü de çözüyor.
Cehennem Çiçeği, sadece kahkaha atarken elinizden düşebilecek, merak ve hayret uyandıran bir roman.
Kitaba başından beri birincisinden daha fazla keyif aldığım için dört vereceğimi düşünsem de sonu yine kendisine beş verdirtti.
• 'Tanrı gibi düşün.' dedi babam, ki böyle bir yanıtı hiç beklemiyordum. 'İnanıyorsan var olup olmaması pek önemli değildir. Ayrıca en büyük inkarcının da en inançlının da içinde bir nebze kuşku vardır. Ve elbette ki, aşk da Tanrı da ölümsüzdür.
• Gözü dönmüş bu ahmaklar sürüsünün Leonardo Da Vinci'yle aynı canlı türüne mensup olduğuna inanmak mümkün değildi.
• Bildiğim Aristoteles'in annemi tanısa dramın kurallarını baştan yazacağıydı; kuvvetle muhtemel ki birkaç beyhude denemeden sonra da bu işten toptan vazgeçeceği.
• Pazarlığa açık değilse ruhum, şeytan beş para vermeyeceğindendir; çünkü ben Alper Kamu, gösterişli bir yalan, insanlığın kara yazgısına vurulmuş lanetli bir mühürden başka bir şey değilim.
• Hakikat, bebeğim; ölümü aydınlatırken hayatı gölgeler.
• Devinimin olduğu yerde ışık, ışığın olduğu yerde kaçınılmaz biçimde gölge vardır. Hayat ışıkla mümkünse de, hayatın anlamı gölgelerde saklı durur.
• Gölgesini kaybeden insan, gölgenin kendisine dönüşür.
Çok uzun zamandır beklediğim, elime alır almaz bir solukta okuduğum bol bol güldüğüm ve bittiğinde kocaman bir yumrunun boğazıma oturduğu bir kitap oldu. Alper Kamu karakterinin yaratılmış en başarılı kitap karakterlerinden biri olduğunu düşünüyorum. Oğullar ve Rencide Ruhlar'ı okuyanlar zaten ne demek istediğimi anlayacaklardır. Son derece Zeki, hazırcevap ve yine 5 yaşında karakterimiz bu kitapta mahallesine yeni taşınan bir çocukla arkadaş olmaya çalışırken kendini bir cinayetin ortasında buluyor. Yazarın diğer kitaplarından da alışık olduğumuz eğlenceli diyaloglar, başarılı tespitler yine mevcut. Tüm bunların yanında özellikle 'Karanfil Kız' hikayesinde, bakıcı Hatice Abla'nın gerçek hikayesinde ve Adalet'in büyük sırrında hüzünlendirmeyi başarmış yazar. Kısacası Alper Kamu seven herkese şiddetle tavsiye ediyorum.
Yazarin okudugum ilk eseri. Okumadan önce göz gezdirdigimde sevecegimi dusunmustum ama okuyunca sevmek ne kelime bayildim resmen harikalar harikasi bir kitap. O anlatim ne öyle yani hic alisilmis degil ve zeka kayniyor resmen. espri anlayisi super yazarin cok ama cok zekice. Yazar istedigi gibi yazmis belliki özguvenli gercekden edebiyata gönul vermis biri. Arada bir aldigi örneklerden de anlasildigi gibi kendisi de cok iyi okur. Kitapla ilgili pek bir sey demedim ki nasil diyebilirim her satir muhtesem. Bocalama durumu oldukca az yazarin özgurce yazmis hemen hemen yani bizim ulkede olabilecegi kadar özgur.Ne kadar isterdim butun dunya okusun ..
Alper Canıgüz'ün düğüm üstüne düğüm atıp o düğümleri sonsuz itinayla çözme yeteneği tartışılmaz elbette ama bu kitap bambaşka bir düğüm attı bana. Okurken; hemen bitirip sonucu öğrenme isteği ile, bir solukta okumayıp en azından birkaç günü aynı okuma aşkıyla geçirme hayali arasında sıkışıyor insan. Yani, nefesinizi tutup okumaya başlarsanız nefes darlığından şikayet etmeksizin kitabın sonuna varacağınızdan şüpheniz olmasın.
Alper Canıgüz ile 2013 yılı içinde Oğullar ve Rencide Ruhlar ile tanıştım ve Alper Kamu karakterini tarzını ve davranışlarını çok beğendim. Aynı yıl içinde büyük bir şans üzerine yazar Alper Kamu karakterinin ikinci kitabını çıkarttı.
Alper Kamu karakterinin ilk kitabını bitirdiğimde bu karakter ile daha fazla kitabın çıkabileceğini düşünmüştüm, yazar şaşırtmayarak yeni bir kitap çıkarttı. Gerçekten de ilk kitabın tadında ve oturmuş bir kitap olmuş. Umarım seriye bu şekilde devam edilir ve Türk Edebiyatı’nda bu türe ait kitap serimiz olmuş olur. Hem bu sayede Alper Kamu karakteri de edebiyat derslerinde bir yer edinmiş olur kendine.
Cehennem Çiçeği ilginç bir referans olarak 2006 yapımı Cehennem Çiçeği (Black Dahlia) filmi ile benzer bir isme sahip, yine bu filmin konusu da Black Dahlia gerçek hayattan alıntı. 1947 yılında 23 yaşında vahşice öldürülen ve Los Angeles tarihinde en uzun süredir çözülemeyen suçlar cinayetler içinde yer almakta.
رواية رائعة وممتعة جداً للكاتب التركي ألبير جانيجوز ، بصراحة كنت سأتجاهل فكرة قراءتها لكونها ذات طابع بوليسي ، لكن بما ان هذه قراءتي الثالثة للكاتب وبما ان البطل هو طفل تحمست قليلاً ولم اندم على قراءتها بل ندمت لأنني لم اقرأها منذ زمن
ملاحظة :
هذا الكتاب هو الجزء الثاني من سلسلة ثلاثية ولا أعلم لماذا دار العربي قررت ترجمة الجزء الثاني فقط دون الجزئين الأول والثالث
Yine Alper Kamu, yine yaşından beklenmeyecek bilgisi ve zekasıyla olayları çözüme kavuşturması. Babalar, Oğullar ve Rencide Ruhlar'dan eksik bir yönü yok aslında ama nedense ilk kitabın tadı yok. Büyük ihtimalle devam kitaplarının filmlerinin müzmin sorunun esiri olmuş bu kitap da. Yine de tek başına ele alındığı zaman akıcı, yüksek dozda ironi ve zeka içeren cümleler ile süslenmiş çok güzel bir Alper Canıgüz romanı.
Bundan sonrası kitap ile ilgili bilgiler içerebileceği için spoiler içinde vermek daha uygun olacak.
Cehennem Çiçeği aslında Oğullar ve Rencide Ruhlar kitabının devamı gibi bir kitap. Kahramanımız gerçekte beş ama ruhsal olarak otuz beş, kırk beş ya da elli beş yaş aralığında biri. Büyümüşte küçülmüş gibi değil bildiğin çoktan büyümüş biri. Okuma ve yazma biliyor. Yarım kalmış bir aşkın hikâyesi ile bir cinayetin izini sürüyor. Sonu mu orası biraz size bağlı sizi yüreğinizden de yakalayabilir vay be de dedirtebilir. Ama şunu kesinlikle söyleyebilirim ki bu kitap bence seve seve okunur.
" أنا أيضًا حزينة للغاية، و لكن الحياة هكذا قلت: أنا أفهم الحياة، لكني لا أستطيع تقبلها."
أول تجربة مع الأدب التركي، و هو لحسن الحظ ليس كالسينما التركية.
لولا بعض البذاءة في هذا الكتاب -و التي تجعلني أكره كتبًا حد التخلص منها- لكان حصل هذا الكتاب على خمسة نجوم مستحقة!
أحب أن اقرأ لأجاثا كريستي كثيرًا أحب جرعات الأدرنالين المعتدلة التي تمنحني إياها كتبها، و لكن هذا الكتاب رغم أنه يندرج تحت تصنيف كتب أجاثا، كان تحفة فنية، في مكانة أخرى غير مكانة كتب كريستي.
الكاتب خفيف الظل بطريقة كانت تجعلني أضحك من قلبي، كان ألبير كامو ساخرًا و ذكيًا و منحرفًا و فيلسوفًا و طفلًا ببعض من إدراك الكبار.
أحببت فلسفته في الحياة، و الحب. أحببت أنه قارئ نهم، بالطبع لأن مثقفًا عضه، كما يقول:)
كتاب يمكنك أن تنهيه في جلسة واحدة، أنهيته في يوم واحد لم يحدث هذا منذ مدة.
أخيرًا حزنت لما علمت أن الاخت خديجة كفتاة القرنفل، فتاة تحمل عبء الدنيا على كتفها، بدلًا من الثور الذي من المفترض أن يحمل العالم بين قرنيه. و أنها ممن نجا من الزلزال. و تأتي قرائتي لهذا الكتاب تزامنًا مع زلزال بقوة ٧ ريختر ضرب أمس كلًا من تركيا، و سوريا و بعض مناطق لبنان. رحم الله القتلى و شفى الجرحى، و رحم الأحياء الناجون مما رأوا و عاشوا في غضون الدقائق الثلاث للزلزال و تبعاته.
Sesli kitap olarak dinledim. Cehennem Çiçeği ilk kitaba göre daha karanlıktı. Elbette Türk işi cinayetin neresi aydınlık olabilir ama bu kitapta daha fazla kalp kırıklığı, daha fazla hayal kırıklığı vardı. Üstelik depreme gönderme yapması da çok yakın bir acımızı depreştirdi.
Bunların hepsini bir kenara koyarsak, hem hala bir çocuğun saflığını muhafaza eden hem de şeytana pabucu ters giydiren Alper Kamu bu sefer hem bir cinayeti hem de bir aşk üçgenini çözmeye çalışıyor. Her zaman olduğu gibi amansız bir mizantrop olan Kamu'nun insan denen saçma varlığa kara mizah eleştirileri epey güldürüyor.
Nev-i şahsına münhasır, Türk Edebiyatı'nın unutulmayacak bir karakteri Alper Kamu.
harika tek kelimeyle harika! alper canıgüz bir önceki kitabında olduğu gibi yine bir sürü esrarengiz olay, entrika ve güzel bir çözümleme sunmuş önümüze. iki kitabı da merakla ve sonunda ne olacağını tahmin etmeye çalışarak okudum(başarısız oldum). bu sefer ana karakterimiz alper kamu ile ilgili de birçok şey öğrendik ve bu, kitabın sonlarını ağzım açık okumama sebep oldu. bitirdikten sonra allak bullaktım ve bu satırları yazarken de karmaşık duygular içindeyim. hayran kaldım gerçekten.
4.5 üzerinden 5 veriyorum. Gayet güzel lan. Alper Kamu performansından hiçbir şey kaybetmemiş. Bunlar da -Alper Kamu'dan değil ama- en beğendiklerim: "Ben aşkı hayattan çok ölüme benzetirim... ve insan bir kere ölür." "Sevdiğin kişiye asla iyi geceler dilememelisin. Uykunun aranıza gireceğini düşündürürsün."
bir günde, kitabı elimden her bıraktığımda geri dönüp okuma arzusuyla yanıp tutuşarak bitirdim. acaba bi sonraki alper canıgüz kitabı için yine 5 yıl beklememiz gerekecek mi? gerekecekse de değer gerçi.
İlk kitaptan (Oğullar ve Rencide Ruhlar) karakterleri tanıdığımız için okuması daha rahat ancak baş karakterin 5 yaşında bir çocuk olması hala yeterince inandırıcı değil. Hikayenin gizemi gayet kıvamında, hatta ilk kitaba göre daha şok edici bir finali var.
Oğullar ve Rencide Ruhları okuduktan sonra bu kitabı da okudum. Benim için okuması oldukça keyifli ve sürükleyici bir kitap oldu. Alper'in konuşmaları ve davranışları yüzümde tebessüm oluşturmaya yetti. Sonu da bir o kadar etkileyiciydi. Herkese tavsiye ederim.
از نظر من کلا ادبیات ترکیه از نظر رمان نویسی خوب نیست در مورد شعر خیلی بهتره از اولش هم داستانش برام جذاب نبود و خیلی رنج بردم تا تونستم تمومش کن و نویسنده یه حالت مغرورانه و انگار که بهترین نویسنده هست از اسمی که برای خودش هم که گذاشته معلومه...اصلا توصیه نمیکنم
Bu kitapta Alper Kamu'yu daha bir olgunlaşmış, sakinleşmiş buldum ve bu hali ona oldukça da yakıştırdım çünkü zaten bahsettiğimiz normal bir çocuk değil. Bana en fazla dokunan Alper Canıgüz kitabı bu oldu. Dünyayı omuzlarında taşıyan kızla başlayan kitabın son bölümü, bu kısa hikayenin üzerine oldukça dokunaklı ve harika bir anlatımla örülmüş.
Kitapta aklımı karıştıran tek kısım, geçtiği dönemle ilgili bölümdü. Kitapta geçen bazı dokundurmalar (1 Mayıs'ta sıkılan biber gazları, parkta çiçekleri ezen polisler, emniyet şeridi ihlalleri gibi) günümüze yakın zamanlara aitken, Alper Kamu'nun annesi ile babasının gençliğinden örnekler oldukça gerilere gidiyor. Bu da 5 yaşında bir çocuk için fazla yaşlı oldukları hissini yaratıyor.
Bu defa vasat bir hikaye mi okuyacagim derken beklemedigim bir finalle yumruk yemis misali oldum son sayfayi da bitirdigimde.
Alper Kamu karakteri ile yapılan gondermeler ve cocuklarin dunyasindan sosyal yasama bir buyuk gozuyle bakis kurguyu farkli kilan etmenlerdendi. Karanfil Kız hikayesini cok begenmistim, bakicinin hikayesi ile kesismesi de ayrica bir supriz oldu.
Okumak için tüm fırsatları değerlendirmeyi isteyeceğim kadar akıcı ve keyifli bir kitaptı. Alper Kamu'yu çok sevdim ve Alper Canıgüz'ün aynı karakter ve düşüncelerle yazacağı yeni kitaplarını merakla bekleyeceğim.
Bi' solukta, şöyle aralıksız 6 saatte bitiveren; sanki senelerdir görmediğiniz çocukluk arkadaşınızı görmüş gibi sevindiren, Alper Kamu'yu daha da bir sevdiren Alper Canıgüz kitabı..
Özellikle dünyayı omuzlarında taşıyan kızın hikayesi ve kitabın son sayfası, son paragrafı için bile okunası..
Bütün aşklar küllenir, bütün babalar ölür, bütün hikayeler biter. Birinin yıkıntıların nöbetini tutması gerekir; işte o yüzden, biri hariç, bütün çocuklar büyür. Alper Kamu büyümesin, hep aklımızda terastan mahalleyi izlediği son haliyle kalsın!
Dipnot: Umarım bir dahakinin paragraf / satır aralıkları bu kadar büyük olmaz ve daha uzun süren bir 200 sayfamız olur. Şiir kitabı gibiydi bazı sayfalar.