Jump to ratings and reviews
Rate this book

Ev

Rate this book
… hayata tutunmak için inanmaya mecbur kaldığımız bütün yalanlar günü gelince açığa çıkıyor. Ve sonra biz ölmüyoruz. Daha kötü bir şey oluyor. Öğrendiklerimizle yaşamaya devam ediyoruz. Nermin Yıldırım bizleri uzun bir yürüyüşe çıkararak, kendini evinde hissedemeyenlerin, evinden zorla koparılanların, kaçmak zorunda kalanların, hiçbir yere sığınamayanların dünyasına ortak ediyor.

Sürprizlerle dolu bu yolu adımlarken, bir yandan bir kere koptuktan sonra artık anakaraya bağlanamayan adacıkların uğultulu sesine kulak veriyor, bir yandan da kendimizi seyrettiğimiz aynaların öbür tarafındakilerle yüzleşiyoruz. Romanlarında okuru aile, toplum ve bellek ekseninde yolculuklara çıkaran Yıldırım, duyarlı sesi, nüktedan ve kıvrak diliyle hafızanın iplerini kâh salıp kâh sararak sımsıkı bir yumak oluştururken, "küçük ve muhteşem hayatlarımız"a bambaşka gözlerle bakmamızı sağlıyor.

456 pages, Paperback

First published November 3, 2020

90 people are currently reading
1172 people want to read

About the author

Nermin Yıldırım

13 books452 followers
Nermin Yıldırım, Türk edebiyatçı, yazar. 2002 yılında Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Basın Yayın Bölümü’nden mezun oldu. Üniversite yıllarında Alem-i Nisvan adlı feminist bir fanzin çıkardı. Mezun olduktan sonra çeşitli gazete ve dergilerde muhabir, editör ve köşe yazarı olarak çalıştı, reklam ajanslarında metin yazarlığı yaptı.

Manchester Letters, Tramline Project gibi uluslararası edebiyat projelerine katılarak, çeşitli ülkelerin yazarlarıyla ortak çalışmalar yaptı. Köln Kültür Dairesi’nin davet ettiği ilk Türk yazar olarak, 2013 kışını dünyanın farklı ülkelerinden sanatçıların ağırlandığı program kapsamında Köln'de geçirdi. Romanları yabancı dillere çevrilen ve pek çok uluslararası edebiyat festivaline konuk olan Yıldırım, Barselona ve İstanbul’da yaşıyor. Aralık 2013’ten bu yana Ot Dergi’de Dış Hatlar adlı köşesinde öyküler yazıyor. Nermin Yıldırım, Türkiye PEN üyesidir.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
680 (40%)
4 stars
630 (37%)
3 stars
275 (16%)
2 stars
62 (3%)
1 star
15 (<1%)
Displaying 1 - 30 of 192 reviews
Profile Image for Gülşen Ç.Ç..
172 reviews164 followers
December 1, 2020
Baştan söyleyeyim, ucu ucuna 3.5'tan fazla değil, o da son 50 sayfanın yüzü suyu hürmetine. Son zamanlarda bu kadar bencil, bu kadar kaba, bu kadar kendi deyimiyle "pembe götlü" bir karakter daha okumamıştım. Seher gerçekten o kadar sinir bozucu bir karakter ki, bunca yol hikayesinin, Şerbet'in ve Ogo'nun hatrına katlandım.



Nermin hanım sağolsun var olsun, eski kelimeleri canlı tutmaya, dilini modern Türkçe'nin kapanlarına sıkıştırmamaya çalışıyor ama artık benim sürekli aynı benzetmeleri okumaktan İÇİM KIRÇILLANDI.

Ne kırçılmış, ne kılçıkmış yarabbim, ne içinde büyüyen boşlukmuş.

Bu kadar sinirlenecektin niye sonuna kadar okudun derseniz de haklısınız, kapağı yüzünden sanırım. Şu kapak, şu yumak sürekli aklıma, Barış Bıçakçı'nın "sana doğru yuvarlanan yumağın kedisiyim ben" dizesini getirdi de öyle yumuşattı İÇİMDEKİ KIRÇILLI KARANLIĞI.
Profile Image for Mayk Can Şişman.
354 reviews221 followers
January 28, 2021
Nermin Yıldırım’dan okuduğum ilk ve son kitap oldu ‘Ev’. Daha doğrusu 100’üncü sayfaya kadar sabırla okumaya çalışıp sonrasında pes ettiğim bir romandı. Hiç sevmedim. Kurgusu, dağınıklığı, karakterleri, fazlalıkları... Tekrar etme gereği görüyorum, hiç sevmedim. Üzgünüm...
Profile Image for Renklikalem.
531 reviews172 followers
February 10, 2021
fonda lord creator-beyond actim, bir seremoni seklinde vedalasiyorum ev*le. altini cizdigim kisimlarin ozellikle de bazilarini tekrar ve tekrar okuyorum. sanirim nermin yildirim dokunmadan’dan sonra kalbime en cok ev’le dokundu.

seher, adalet, sureyya, feribe.. farkli kadinlar, farkli hikayeler ve hep benzer yaralar.

kitaba baslarken isin asli ‘yola’ adapte olmakta zorlandim once. ama ayaklarim yola, kalbim hikayeye uyum sagladiktan sonra yol beni aldi goturdu resmen. hatta kitap biterken, son sayfalardan birinde resmen kendi duygularimin satirlara dokulmus halini okudum:
“son sayfadayim artik. sayfayi cevirdigimde once onume bir bosluk cikacak, sonra kitabin sert kapagi bir daha acilmamak uzere kapanacakti. oyle bir his.”

yolculugun bitmesini hic istemedim, yuruyusculerin o son anlarda gidip gelip katedralin etrafinda donup durmalari gibi oyalandim durdum ben de bitmesin diye. seher, kader, ogo, vesna, yakup ve yol boyunca karsilastigim tum yuruyusculeri coook cok sevdim. okuyun, okutun!
Profile Image for Merve.
351 reviews53 followers
January 1, 2021
Nermin Yıldırım dilini çok beğendiğim, çoğu kitabını okuduğum ve yeni bir kitabı çıktığında heyecanlandığım bir yazar. Ev romanından ve konusundan haberdar olduğumda da diğer kitaplarından daha fazla heyecanlanmıştım. Yürümek hayatının en önemli parçası olan ve antik kentleri, gitmek istediği yerleri otostop çekerek yürüyerek tavaf eden biri olarak ve uzun bir
Yürüyüş yapmanın -tek başına- hayaliyle yaşayan biri olarak çok heyecanlanmıştım. Çok bencil bir heyecan belli ki. Kendimi görmüştüm çünkü. İnsan kendi egosunu ne kadar törpülerse törpülesin kendinden bir şey bi yakınlık bir benzerlik gördüğü şeylere daha büyük bir heves besliyor. İçimizdeki narkisos :) yine de kitap ilk birkaç yüz sayfadan sonra yormaya ve beni hırpalamaya başladı. Betimlemelerin yoğunluğu mu, geçmişin yürüyüşe çok fazla eşlik etmesi mi kadının yani Seher’in öfkeden çok kaprisli tutumu mu bilemedim bir türlü hikayeye giremedim. Bilmiyorum belki de bazı hikaye kahramanlarıyla özdeşleşmek hikayenin bir parçası olmak değil dışında kalmak payına düşüyordur okurun. Aslında bana çok yakın çok tanıdık bir öykü. Ailesiz, evsiz yurtsuz hissetmek. Aidiyetle, aile kurumuyla kendiyle savaş halinde olmak. Ezbere bildiğim, hissettiğim olgular.Seher karakterinin duygularını dışavurmadaki bencil bi öfke değil ama gittiği her yerde başka bir yeri özleyen sürekli yürüme ihtiyacı duyan bir kadın olarak düşündüm belki de romanı okurken. Karaktere haksız ya da yazar tarafından vaat edilmemiş bir anlam yükledim sanırım kendimce.

Kitabın kalınlığı pek şaşılacak bir şey değil. Karakterin her adımında zihninde yansıyan, tekrar tekrar canlanan geçmişi, adımlarında taşıdığı şimdisi ve dünyanın sonunda buluşacağı Kader’i ve geleceği bir yumak gibi-kapaktaki gibi- ilmek ilmek çözülerek ilerliyor. Sonuçta bende bir gün otostop çektiğim sırada benim ne işim var burada neden seyahat ediyorumkiden yola çıkarak gezgin kadınlarla ilgili 350 sayfa tez yazmış insanım. Yazı, anlatı bazen kendi sonunu kendi taşır kendi kaderini kendi belirler yazara bu konuda fazla bir alan bırakmaz. Anlayabiliyorum. Belki kendi varlığımın kendime yük haline geldiği, kafamın içindeki düşünceler kalbimin içindeki acı ve hayalkırıklıklarının beni daralttığı bir dönemde okumak yanlıştı. Yanlış zaman yanlış motivasyon. Yoruldum. Kitaptaki karakterlerle beraber yürümekten değil -hatta en sevdiğim yerlere o kısımlardı- kadın karakterdeki gelgitler, dünyaya savaş açmış gibi bir hal içindeki tavırlar beni nedense çok yordu. Yol hikayeleri en sevdiğim anlatı çeşididir. Makale, öykü şiir ya da bir tez olsun hiç fark etmez her zaman beni bütünüyle içine çeker. Bu kitapta da öyle oldu ancak ilerledikçe hikaye, içimde derece derece bir şeyler beni öyküden uzaklaştırdı.
Profile Image for Zeynep Haktanır Eskitoros.
136 reviews65 followers
October 10, 2021
Ben ilk defa Nermin Yıldırım okudum. Açıkcası başlarken bu kadar severek okuyacağımı hiç tahmin etmemiştim. Bir yol romanıymış 'Ev'. Zaten oldum olası severim yol hikayelerini. Daha ilk satırdan Camino de Santiago yolunu yürümeye başlayarak bağlandım, derken yolda karşılaştığım her yolcu benim dünyama da ayrı ayrı girdi. Tuhaf Norveçli adam, kuş gözlemci adam, kaporta bebeklerine benzeyen 1.Richard, yaşadığı savaşın darbesini yüreğinde taşıyan Bosnalı Vesna, tek bacağıyla yürüyen kadın, Yakup, ahhh o Yakup, terapist Çiğdem Hanım ve elbette Ogocum, Şerbet ve Seher...hepsi hepsi girdi oturdu dünyama...sanki ben yürüdüm o yolu, 260 km'lik yolu Şerbet ve Ogo ile...öyle hissettim. Yürürken de ev nedir ki diye düşündüm yol boyu. Geldiğimiz yer mi? Gideceğimiz yer mi? Aile mi yoksa hayat mı??

Bayıldım Nermin Yıldırım'ın diline. Muzip diline, boğazını düğüm düğüm yapan şeyleri gülümseyerek okutabilmesine. Bayıldım vokabülerinin bu kadar zengin olmasına. Hayattaki duruşunu da takdir ettiğim bir yazar. Bu romanıyla aldığı ödülü kadın sığınma vakfına vermesi mesela...Nermin Yıldırım okunur dedim, güzel bir yazar ve güzel bir insanla tanıştım bu kitapla. İyi ki....

Sonra gece bitti. Sabah oldu. Haaa sahi 'sabah' ne güzel kelime değil mi?
Profile Image for Güncelleme.
65 reviews3 followers
November 24, 2020
Nermin Yıldırım’ın okuduğum ikinci kitabı. Unutma Dersleri’nden aldığım keyfi Ev maalesef aldırmadı bana. Covid-19 günleri onunda diline yansımış galiba. Daha karamsar bir konuyla yazılmış. Son 50 sayfasını zevkle okudum. Nermin Yıldırım’ı tanıyor olsam, “lütfen kırçıllı kelimesini uzun bir süre hafızanızdan silin” diye bir ricada bulunabilirdim🤦🏻‍♀️

Mutsuz ve travma dolu çocukluk geçiren biri için daha çok şey söylüyor olabilir ama beni o kadar yakalamadı.
Profile Image for Annegazetesi.
162 reviews20 followers
August 16, 2021
Ah Seher... Yaralı kalbinden öperim seni...
Çok beğendim. Yorumlara genel olarak baktığımda, ya hiç beğenilmemiş, ya da çok beğenilmiş olduğunu görmüştüm, orta halli diyen pek yok. Ben de şöyle diyorum, yazarın 'Dokunmadan'ını sevdiyseniz, yol hikayelerini ya da sadece "yolda olma hali"ni seviyorsanız bu kitabı seversiniz. Nermin Yıldırım'ın yaralı kadınları yazmasını seviyorum. Her birini ayrı ayrı sarıp sarmalayıp bağrıma basasım geliyor.
Profile Image for Sevgican.
150 reviews17 followers
December 15, 2020
Nermin Yildirim ne yazsa okuyanlar dernegi baskan yardimcisi olarak, bu kitabi da bir cirpida okudum, bu kitaba da bayildim, bu kitabi da okurken hep Nermin Yildirim'in sadelik dolu guzel diline, tum gondermelerine, yaeattigi karakterlere kiskanclikla karisik hayranlik besledim.

Camino de Santiago, bir suredir yurumek istedigim bir yol, hatta Porto - Ispanya rotasi pandemide iptal olan seyahatlerimden biri oldugu icin, kitabin konusu biraz uzdu beni. Gidememenin, yola cikamanin agirligini hissettim ustumde kitap boyunca. Gitmek istedim, ama evden bile cikamadim.

Yolda olmayi, yurumeyi, yururken her seyden uzaklasmayi ve insanin bag kurmasini cok guzel anlatiyor kitap.

Nermin Yildirim yine, tum karakterleri oya gibi isliyor, hepsini taniyorsunuz bir sure sonra, hepsini cok seviyorsunuz, hepsine sarilmak istiyor, hatta kitaptaki kopegin bile burnunu opmek istiyorsunuz.

Nermin Yildirim cok yasasin, bir de hep yazsin istedim yine kitabin sonunda.
Profile Image for Ezgi Arslan.
9 reviews2 followers
January 18, 2021
Özellikle son 50 sayfasını kah gözlerim dolarak, kah ağlayarak okuduğum muhteşem roman. Ustalıklı, akıcı, sürükleyici bir dili var. Biraz karamsar olmakla ilgili bazı yorumlar gördüm; yazarın benzer patternleri var okuduğum 3 romanında da (unutma beni apartmanı, dokunmadan, bu) fakat bence çok çok etkileyici, dev bir terapi seansı gibi de aynı zamanda...
Profile Image for Fuat Beşkardeş.
20 reviews2 followers
December 11, 2020
Son zamanlarda okuduğum en etkileyici romanlardan oldu, soluksuz bitirdim...👌🏼✨🌿
3 reviews1 follower
January 4, 2021
“Şu hayatta hepimizin istediği, omzumuzda sıcak bir el ve kulağımızda yumuşak bir ses: “Geçecek.””
Profile Image for İrem Yılmaz.
44 reviews27 followers
December 4, 2023
Normalde Nermin Yıldırım kitaplarını severim ama bu kitabı sevemedim. Laf salatalarıyla gereksiz yere uzatılmıştı. Bir noktadan sonra içim daraldı. Kitabı zorla bitirdim.
Profile Image for may.
36 reviews6 followers
January 7, 2025
yazarın dilini çok zengin bulduğum, işlediği konuları da sevdiğim için beş yıldız verme potansiyelimin yüksek olduğu bir kitaptı ama kitabın uzunluğu bir şeyler götürdü sanırım. bu yolu ogo ve şetbet ile yürümek çok keyifliydi ama seher'in geçmişini biraz daha okumamız gerekiyordu diye düşünüyorum, denge tam kurulamamış gibi geldi bir süre sonra geçtikleri yolların betimlemelerini okumaktan sıkıldım, kader'i daha çok okumayı tercih ederdim. yine de sevdim tabii. nermin yıldırım'ı ilk kez okudum, daha çok seveceğim kitapları da var gibi hissediyorum. finisterra'daki son çok güzeldi :')
93 reviews2 followers
December 28, 2020
Pandemi nedeniyle eve tıkıldığım bu dönemde, hikaye bir iki günlüğüne de olsa bana çok güzel bir yolculuk yaptırdı. Ben de hoş bir duygu bırakan güzel bir yol hikayesi.

“Çağırmak ille de gel demek değil ya. Sen üzgün göründüğünde ben zaten kendimi çağırılmış sayıyorum. Arkadaşlık bu değil mi?”
Profile Image for Elçin Arabacı.
158 reviews197 followers
March 29, 2022
Yine okumayı durdurup bazı ifadelerini, benzetmelerini, tasvirlerini ezber etmek istediğim bir roman daha Nermin Yıldırım'dan... Kesinlikle ikinciye okurum ben bunu.
Profile Image for Elçin Hancı.
20 reviews3 followers
August 29, 2023
Bu kitap beni cok kisisel bi yerden etkiledi. Bazi sayfalari okurken karnima yumruk yemis gibi hissettim.
Profile Image for Zehra'nın Kitapları .
153 reviews10 followers
June 22, 2021
Sonunda Nermin Yıldırım’ın kalemiyle ben de tanıştım.
Ev ve aidiyet konularında bolca düşündüğüm, ayrıca yollarda olmayı çılgınlar gibi özlediğim günlere denk gelen meşhur #ev romanıyla ilgili düşüncelerim:

• Kitap başkahraman Seher’in sırtında bir çantayla, Portekiz’in Porto şehrinden İspanya’nın Santiago şehrine kutsal yürüyüşünü ve bu yürüyüş sayesinde kendi hayatıyla, en çok da çocukluğu ile yüzleşmesini konu alır.
• Yolculuk o kadar özenli işlenmiş ki, daha yolun başında anlayacaksınız yazarın bu yolu gerçekten yürümüş olduğunu. Kurgu ve dil konusunda söyleyecek söz yok, üzerinde çok fazla mesai yapılmış, emek emek yazılmış bir eser var karşımızda. Ancak belirtmekten kendimi alamayacağım ki kitap benim damak zevkime hitap etmedi. Bu fikrimde gerekçelerim aşağıdaki gibi,
• Karakterleri biraz abartılı ve samimiyetten uzak buldum. Seher karakterine bir türlü ısınamadım, oysa ne kadar sırtı sıvazlanası bir karakter amaçlanmış. Ogo ve Yakup karakterleri deseniz aynı şekilde zorlama hissi uyandırdı.
• Terapi odası bölümleri beni cezbetmedi, son dönemlerin bitmek bilmeyen kırmızı mavi oda kurguları beni ‘çocukluğunuza dönelim’ kafasından iyice soğuttu. Belki de son dönemde kantarın topuzunun iyice kaçtığı uzun Japon edebiyatı okuma mesailerimden mütevellit, bellek temalı kurguların olmazsa olmazı terapi odalarını artık filmlerde, kitaplarda, dizilerde (ki hiç izlemem, ben sadece belgesel izlerim:)) görmek istemiyorum.
• Yol çok uzundu arkadaş, git git bitmedi.(453 sayfa) Pek çok bölümde tekrara düştü. Acaba bu yolculuğu bir gezi yazısı olarak mı yazsaydı? İçim şişti vallahi, hiç bitmeyecek sandım.
• Son bölümdeki çözülmeyi fazla kıssadan hisseli buldum. Bana, okuyucuya hiç iş kalmamış. Bu kadar noktası virgülüne sunulan sonları sevmiyorum.

Yalan yok, bu kitapla ilgili düşüncelerim böyle.
1000k da 8,6
Goodreads 4,12
Böyle de olunca, acaba bende mi sorun var, diye düşünmeden edemiyor hakkaniyetli okur.

Nermin Yıldırım’ın Saklı Bahçeler Haritası’ nı listeme ekledim.
Kitapla kalın dostlarım...

Alıntılar:

-Bıraktım bilmesin, bilmemenin saadetiyle yaşayıp gitsin. sf 105

-Anlatmak insanı yoruyor. Bir de borçlu bırakıyor. Senle ilgili bir şey bildiklerinde, bir sır, ömür boyu onlara mahkum oluyorsun. sf 279

-Kendileriyle baş başa kalmaya tahammül edemeyen korkakları ve onların kalabalıklarda avuntu arayışının zavallılığını nerede görsem tanırım, yine tanıdım. Sf 243
Profile Image for Selin Alper.
153 reviews15 followers
November 23, 2021
3,5’tan verdim ben 4’ü…

Dokunmadan’ı okuduğumda aldığım hazzı ve derinliği maalesef Ev’de hissedemesem de ilk 100 ve son 100 sayfa için gelsin bu 4!

Çocukluk travmasının etkilerini terapi desteği ile yoketmeye çalışan Seher’den unutmak istemediğim bir alıntı; “Çiğdem Hanım sağolsun, muhteşem paternimin altında yatan paradoksu anlamamı sağladı. Ama sonra her zamanki gibi ne oldu? Anlamak değişmeme yaramadı.”

“‘Bize hep direnmeyi öğrettiler’ deyip içini çekti Vesna. ‘Ama yanlış şeylere direnmeyi. Mesele biraz da kabul etmektir belki.
Saf saf sordum:
‘Neyi?’
Vesna durdu. Elini omzuma koydu. Çiy damlalarıyla bezeli kirpiklerinin arasından gülümseyerek cevap verdi:
‘Kendimizi.”

“Ondan korkmanıza gerek yok. O geçmişte kaldı. Siz artık o değilsiniz. Büyüdünüz. Bir hayat kurdunuz. Bir çocuk kadar ihtiyaç duymuyorsunuz onun zamanında sahip olamadığı şeylere. Artık yetişkinsiniz.”

“İçimde bir kurbanlık koyun büyüttüm ben yıllarca. Ne kesmeyi ne sevmeyi becerebildim. Kendim için üzülmeye itirazım yok ama acımadan merhamet edebilir miyim? Görmeye bile katlanamadığım parçalarımı kabullenebilir miyim?”
Profile Image for Hilal Yavuz.
41 reviews1 follower
June 15, 2021
Okuma grubumuz için seçtiğimiz bir romandı. Nermin Yıldırım’ı ilk kez okudum. Acı, hayat ve ikisinin birleşimi üzerine yorumları çok sahiciydi. Kendi kendine ördüğü duvarlar ve o duvarların yıkılışı, zaten şansız doğmuş, acıyla çok erken tanışmış, başka duygular yaşamaya da çok imkanı olmamış birine neler yaşatır onu okudum. Her bir duygusuna eşlik ettim. Yol romanı ama rehavet havasında değil, tam tersi kasvetli. Kendine yürüyerek ulaşma çabası gibi. Sahiden yürüyerek. Tüm roman Camino de Santiago rotasında geçiyor.
Profile Image for Aysegul Ozkan.
265 reviews24 followers
July 21, 2021
Iki yil once Nermin Yildirim'in instagram hesabinda Camino de Santiago'yu yurudugunu gormus ve takip etmistim yuruyusunu. Ben dogudan batiya dogru yurumek istiyordum Camino de Santiago'yu ama Nermin Yildirim'in Porto'dan Atlantik'i soluna alip sinir gecen bir yuruyus yapmasi cok keyifli gelmisti bana.

Sonra bu yolculugunu en son romaninda basrolde oynattigini duyup "Ev"i almistim. Sonrasinda dortyuz elli sayfa gozumde buyuyunce bir turlu okuyamamistim.
Profile Image for Derya Nergiz.
40 reviews5 followers
February 17, 2021
Bayıldımmmmm... Yazarın daha önce 2 kitabını daha okumuştu. Bunu çok daha fazla sevdim. Kitabın dili çok ustaca işlenmiş, çok akıcı olmasının yanısıra edebiyata doydum. Bence karakterlerin altı da gayet doluydu. Sevmeyenleri asla anlamamakla beraber herkesin okumasını isterim bu kitabı...
Profile Image for Aylin Köstekli.
118 reviews6 followers
January 28, 2021
Bazı kitapları tam da ihtiyacım olduğu zamanda okuyorum, almam gerekeni alıyorum, bir boşluğumun daha tamamlandığını hissediyorum.
Profile Image for Yasemin Salihoglu Karagul.
321 reviews27 followers
October 27, 2025
Okuduğum ilk Nermin Yıldırım kitabı. Akıcı, okuyucuyu yormayan bir dili var, sanki yakın bir arkadaşınız size derdini anlatıyor, siz de onu dinliyorsunuz.
Bir yol hikayesi, her iki anlamda da: hem kendi yolunun hem de Portekiz-İspanya arasında katlettiği hac yolunun.
samimi olmak gerekirse, kendi yolunun hikayesi beni daha çok sardı. Hatta kitabı yarıladıktan sonra önce o bölümleri okuyup bitirdim.
Hac Yolu ile ilgili bölüme gelirsek, yola çıkış hikayesi, arkadaşı Ogo ile iliskisi iyi anlatılmış. öte yandan yol boyunca karşılaştığı insanların hikayelerini daha derinden okumak isterdim.
Profile Image for Betul Pehlivanli.
374 reviews14 followers
September 7, 2021
Nermin Yıldırım yeni dönem yazarları içinde en sevdiklerimden olunca,son kitabını okumamak olmazdı.Şimdiye kadar #SaklıBahçelerHaritası haricinde tüm kitaplarını okudum.Goodreads’te çok kötü yorumlar okuyunca,biraz önyargılı başlamıştım ama beni olumlu anlamda yanılttı.Kitabımızın kahramanları Portekiz’den başlayan 263 km’lik hac yolculuğunu Santiago de Compostela Katedrali’ne ulaşmakla noktalıyorlar.Kitabın ana karakteri Seher’in çıktığı yolculuğa arkadaşı Ogo(Oğuz) eşlik ediyor.Aslında Seher bu yola tek başına çıkmak istese de;yol boyunca onunla didişse de arkadaşının varlığı ona iyi geliyor.Kitap boyunca geçmiş ve günümüz arasında Seher’in iç hesaplaşmasına şahit oluyoruz.Oğuz,onun en yakın arkadaşı olmasına rağmen,arkadaşının geçmişine dair en ufak bir fikri yok çünkü Seher hiç anlatmamış.Zaten Seher’in geçmişi bugününü de etkilediği için böyle bir yola çıkıyor.Yolculuğun sonunda ise bizi bekleyen sürpriz,kitabın heyecanını son ana kadar koruyor.Ben çok beğendim.Gönül rahatlığıyla tavsiye ediyorum.

Kitaptan hoşuma giden alıntılar :

Sayfa 97
Çocukluğunu sahici bir köke bağlayanlar,sonradan nereye giderlerse gitsinler,ev dendiğinde o ilk göbekbağına uzanıyorlar.Geceleri yıldızlara,gündüzleri atlaslara ihtiyacı yok onların,kaybolmuyorlar.Hayat boyu yollarını ararken,pusula niyetine başlangıç noktalarına,tohumlarının serpilip dünyaya yayıldığı o ilk mevkiye,evlerine bakıyorlar.

Sayfa 208
Herkesin içinde başka türlü bir ev hayali.Bir çatı,bir yuva,bir sevgili,bir dost,bir ben,hangi kisveye bürünürse bürünsün,içine girip sığınabileceği,orada kendini güvende hissedeceği imkansız bir huzur telakkisi.

Sayfa 221
Öldürmeyen güçlendiriyor mu bilmem ama hakiki zorluklar mıh gibi ayakta tutuyor insanı.Ancak her şey olup bittikten sonra ortaya çıkıyor hasarın hakiki boyutları.Mesela ben kaçarken yorgun değildim,durup arkama bakınca yorulduğumu anladım.Öldürmeyen güçlendiriyor mu bilmem ama güçlendirmeyen öldürüyor sonunda.Güçlü olmaya çalışmaktan yıldım.

Sayfa 388
Bitirmek,bittiğini kabul etmek zor herhalde.
...
Biten şeyler hep kıymete biner.
397
Angelopulos’un çok sevdiğim filminde Aleksandros ,Anna’ya,” Yarın ne kadar sürer?” diye soruyor,Anna da, “ Sonsuzluk ve bir gün kadar “ diye cevaplıyordu.

Sayfa 434
Düştüğümüz yerde kırık mı kalacağız ,yoksa parçalarımızı birleştirip yeniden tam olmak ,başka türlü bir tam olmak için çabalayacak mıyız,mesele o.

Hele şu son satırlar,insanın kalbine fena dokunuyor :

Sayfa 449
Bazen düşünüyorum da,en gevezelerimiz bile aslında ne kadar az anlatıyor.En açık sözlü olanlarımız dahi birbirleriyle ancak sislerin ,perdelerin ,oyunların arkasından ,onların zırhına yaslanarak konuşabiliyor.Bazen kırmamak ,bazen de kırılmamak için.Galiba mühim olan birine her şeyi tüm açıklığıyla söylemek ve onun hakkında her şeyi öğrenmek değil,birbirinin zaaflarını,korkularını bilip dürtmeden,yaralamadan,kanatmadan,kabullenmeyi becermek.Şu hayatta hepimizin istediği omzumuzda sıcak bir el ve kulağımızda yumuşak bir ses : “Geçecek.”
Profile Image for Elçin G.
82 reviews9 followers
December 19, 2021

İyi ki kitapla ilgili yorumlara kitabı okuyup bitirdikten sonra bakmışım.
Yazarın kendini tekrar etmiş denildiği kitabı okumadığım için benim için tekrarlık bir durum olmadı.
“Misafir” kitabıyla tanıdım yazarı ve dilini çok sevdim.
Bu kitap için de şunu söyleyebilirim; yol hikayelerini, yolda yapılan iç hesaplaşmaları, yolda iyileşen kahramanları severim.
Seher’in karakterine bayılmadım elbette. Ogo’nun naifliğine tezat huysuzluğu zaman zaman insanı çileden çıkarmadı değil.
Ama yorumlarda da gördüğüm ve kendimi de bunu yaparken sıklıkla yakaladığım bir durum : Karşımızdakinin acısını,derdini küçümsemek… Dert yarıştırmayı acayip seviyoruz. Halbuki çocuklukta yaşadığımız ve iyileştirmediğimiz her travma bütün ömür sırtımızda taşıdığımız bir kamburdur. Ve herkesin derdi kendine büyüktür..
Ancak ne mümkün ki fizyolojik ihtiyaçları karşılamaktan öteye geçmeye izin vermeyen kapitalist düzende ruh sağlığını iyileştirmek!!
Ez cümle ben kitabı (Seher’i değil :), kitabın derdini sevdim.
Kalemine sağlık…
O rotayı kendim de yürümek için sabırsızlanıyorum 🤩
5 reviews
January 18, 2021
Nermin Yıldırım'ın daha önce dört kitabını okumuştum. Çok da sevmiştim. Kaç kere söyleşisine katılıp heyecanımı paylaşmıştım. Dört gözle beklediğim Ev'i online satıştayken aldım bir çırpıda okudum. Gözlerim o eski tatlı cümleleri aradı. Günlük, sıradan bir dille yazılan kitabı okudukça kendimi hep ikna etmeye çalıştım. Bayat, ergen esprilerini şimdi bırakacak, yok canım tüm kitabı bunlarla doldurmamıştır, dedim. Ponçik erkekler yolundan çekilir de umarım kendi yolunu kendi çizer, dedim. Anne babası ayrılan çocukların evi olmuyor diye aileyi kutsadığının farkına varır, dedim. Böyle yapmamıştır,dedim. Baktım ki kitap bitmiş. Ayva yemiş gibi ağzımda kekre bir tat, yutamadığım bir lokma olmuş kitap. Kapağın güzelliğini içinde de aradım ama yoktu. Hele birkaç yerde ne dediğini anlayamadığım, gereksiz fiilimsilerle uzatılan cümlelerse tümden soğuttu. Kendi kendime umarım Nermim Yıldırım'ı sevmekten vazgeçmem diye dua ediyorum.
5 reviews
January 14, 2021
Çok sevdim Ev'i. Kendini hep evsiz hisseden, bir eve sahip ol(a)mayan, sığınacağı bir ev bulamayan Seher'le birlikte uzun bir yolculuğa çıkıyoruz kitapta. Portekiz Porto'dan İspanya Santiago'ya uzanan gerçek bir haç rotası olan Camino de Santiago boyunca Seher'in hem fiziki hem ruhsal yolculuğuna eşlik ediyoruz. Her yol, yolculuk gibi biraz çileli, çile çektikçe de hafifleten sağaltan bir yolculuk. "Söz verdiği yolculuğa" çıkan Seher, bu yola her ne kadar tek başına çıkmak istese de arkadaşı Ogo'nun onu yalnız bırakmamasından da memnundur. Seher'in yolda edindiği arkadaşlar ve pek tabii onların bu yola çıkma hikayeleri de vardır. Seher'in yol hikayesinde, hatırlama-unutma-bellek ilişkisini irdeleyen Nermin Yıldırım, bir yandan da aileye, güvene, bağlanmaya ilişkin bildiklerimizi eşeliyor, bolca soru işaretleri bırakıyor aklımıza.
Profile Image for Bethule.
49 reviews
February 12, 2021
'Huzursuzluk da huzur gibi ruhta köklenen vahşi bir çiçek, baygın rayihasını salıp sivri dikenlerini batırarak içten içe açmaya devam ediyor.'

Başıma ne gelirse gelsin: geçti, geçti, diyecek güven veren bir ses bir omuz hep olduğu için ne kadar şanslıymışım bu kitapla anladım.
Profile Image for aslushka.
93 reviews5 followers
May 27, 2022
Bazen olur öyle. Lokma hani ağzında büyür ya yutamazsın. Ev de öyle bitmedi bitmedi. Aylarca süründü. Bazen olur öyle…
Displaying 1 - 30 of 192 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.