Özel olarak odaklanacağımız mucizevi Hayır! Bir süper güç sayılabilecek "uygun yerde uygun biçimde 'hayır' diyebilme becerisini" Doç.Dr. . Volkan Gülüm bu kitapta detaylı bir şekilde tartışıyor. Çok hayır demek ya da hiç hayır diyememek; sınırları konusunda katı olmak ya da sınır çekemiyor ve koruyamıyor olmak. Geçmişte maruz kaldığınız hangi etkileşimler bugün bu beceriyi sergilemek konusunda sizi zorluyor? laç niyetine bile olsa "hayır" dediğinizde neden kendinizi en kötü lafı sarf etmiş gibi hissediyorsunuz? Kaç farklı biçimde "hayır" denebilir? Ya da "hayır" demenin farklı biçimleri olabilir mi? Peki ya "hayır" diyememenin? Bu kitapla başlayan yolcuğunuzda hayır demek ve sınır çekmek ile olan ilişkinizi ele almaya ve eğer bir sorun görürsek de bunu birlikte daha sağlıklı bir biçime dönüştürmeye çalışacağız. Kitap boyunca açıklanan pek çok konunun temelinde Şema Terapi ve Bilişsel Davranışçı Terapi yaklaşımları ve bu yaklaşımların kuramsal ve uygulamalı bakış açıları bulunuyor.
“Geçmişte maruz kaldığımız hangi etkileşimler bugün bu beceriyi sergilemek konusunda bizi zorluyor?” (7)
“Hayır diyememek toplulukçu kültürlerde bencil ya da tembel olmadığını, insanları umursadığınızı ifade edebiliyorken bireyselliği ön plana çıkaran kültürlerde hayır diyememek zayıflığın, güçsüzlüğün bir işareti olarak yorumlanabilmektedir.” (15)
“Sağlıklı hayırlar ve sınırlar sizi özgürleştirir.” (16)
“…ayaküstü sorulan sorulara hemen yanıt vermemenizi öneririm.” (17)
Otomatik Hayır Hayır Silahı Yasaklanmış Hayır
“…Marie Haddou masalları incelemiş ve masallarda hayır demenin, ebeveyne itiraz etmenin nasıl kötü sonuçlara neden olacağının çocuklara öğretildiğini ifade etmiştir…” (26)
“Kendi ihtiyaçlarımızı gözetme işini bizi büyüten insanların ya da kültürümüzün kodlarına bırakmak pek akıllıca görünmemektedir. İhtiyaçlarımızı görmek ve bunları karşılamak adına en sağlıklı adımları atma görevi büyük oranda bize aittir.” (27)
Kirpi hikâyesi
“…bebekler, yaşamlarının ilk üç yılında o kadar hızlı öğrenirler ki, yaşamlarının geri kalanı boyunca bir daha bu öğrenme hızına erişemezler.” (33)
“…bebeğin yaşamını devam ettirmesi için gerekli olan kaynaklara yönelmek konusunda ne kadar becerikli olduğudur.” (34)
“Daha önce kaçındığınızı ve rahatladığınızı öğrenen beyniniz bir sonraki durumda kaygıyı daha da arttıracaktır ki hemen kaçınasınız.” (38)
Lorenz’in kazları
“Karşılanması gereken gereksinimlerimizi nasıl karşılayabileceğimize ilişkin açık ya da çoğunlukla örtük stratejiler geliştiririz.” (41)
“Öğretmenlerle olan ilişki, aile bireyleri ile etkileşimler sonucunda edinilen şablonların sınandığı ilk ilişkilerdendir.” (42)
“Psikolojik olarak sağlıklı bireyler temel duygusal ihtiyaçları uygun bir biçimde karşılanmış bireylerdir.” (44)
“Milyarlarca insan aynı anda en özel olamaz değil mi?” (48)
Temel Duygusal İhtiyaçlar
1- Güvenli bağlanma, kabul ve bakım 2- Özerklik, yeterlik ve kimlik hissi 3- İhtiyaçlarını ve duygularını özgürce dile getirebilme 4- Kendiliğindenlik ve oyun 5- Gerçekçi sınırlar ve özdenetim
“Özellikle strese maruz kalındığında tetiklendiğini düşündüğümüz bir mekanizma olan bağlanmanın biyolojik kökenleri olduğuna ilişkin çeşitli çalışmalar da yapılmıştır.” (52)
“Yeter ki düzeltici deneyimlere zamanında ulaşmak mümkün olsun.” (54)
“Bebek istendiğini, sevildiğini, önemsendiğini, kabul edildiğini, ihtiyaçlarının karşılanabileceğini bilir. Bunu içselleştirir. Yaşam ve dünya güvenlidir onun için.” (53)
“…çocuğu bakkala gönderip ekmek aldırmak önemli bir özerklik ve yeterlik desteği…” (59)
“Duygulardan söz etmek para ederken duyguları öne çıkarmak para etmemektedir.” (68)
“Kendi sınırlarını keşfetme, kendi kapasitesini değerlendirme olanağını ancak oyun oynayarak keşfedebilir.” (69)
“Düşünceleriniz, duygularınız ve davranışlarınız sürekli etkileşim halinde olan üç boyutlu bir yapıdır.” (75)
“Hayır kelimesini kullanma biçimimiz, bir başka deyişle sınırlarla olan ilişkimiz temelde tek bir amaç taşır: Temel duygusal ihtiyaçlarımızı karşılamak ya da bu ihtiyaçlarla ilgili ortaya çıkabilecek tehditleri bertaraf etmek.” (80)
“Gerçekte olan sizin çocukluk korkularınızın tetiklenmesidir. …bir çocuğun korkusuna benzeterek korkunuzun ne kadar sıradışı, bir o kadar da gerçek ve büyük olduğunu söylemeye çalışıyorum.” (93)
“…başa çıkma yolları…” (97)
“…hem ebeveyninizin mizacı hem ebeveyninizin yetiştirilme biçimleri hem toplumsal beklentiler hem de sizin mizacınız…” (122)
“Bir çocuk her istediğini yapamaz, yapmamalı değil mi? Gerçek dünyada her istediğimizi yapma olanaklı değildir çünkü ve bizi gerçek dünyaya hazırlaması gereken de ebeveynlerimizle olan yaşantılarımız olmalıdır.” (138)
Disiplin- Eğitimle elde edilen ve davranış kontrolü sağlayan bir süreçtir. (138)
Hayır demenin ve diyememenin ne demek oldukları, hangi şartların sonucu ortaya çıktıkları, hangi şartlarda sağlıklı ve sağlıksız oldukları konularını yeri geldiğinde örneklerle açıklıyor. Anketlerle okuyucuyu tecrübeleri hakkında düşündürüyor. Kitabı okurken zihninizde belli şemalar oluşuyor. Kendi geçmişinizi ve şimdinizi değerlendiriyorsunuz. Sadece eksiğinizin değil, artılarınızın da farkına varıyorsunuz. İnsanın bebeklik ve çocukluk dönemlerinde temel duygusal ihtiyaçlarının karşılanması sırasındaki koşulların bütün hayatını etkilemesi, oluşan şablonlara göre tepkiler vermesi, yolunu seçmesi ne kadar önemli bir etki.
Yazarın ara ara başka kitaplardan bahsetmesi bilgilendirici. Genel olarak başarılı bir kitap ama yazarın sanki kendinden emin değil gibi “olabilir” tarzı ifadeler kullanması iyi durmuyor. Ara ara aynı meseleyi tekrarlıyor gibi geliyor. Noktalama ve yazım yanlışları var. İyi bir kitap, daha iyi olabilir.
Eğer sevilemeyeceğinize, değerli olmadığınıza, başkasının sevgi ve ilgisini hak etmediğinize inanıyorsanız kendinizde ‘hayır’ deme hakkı bulmanız oldukça güçtür. 106
Kitap: Şiddetsiz iletişim/ Nermin Yıldırım’ın kitapları Deney: Lorenz’in kazları
İçimizden gelenleri pusula olarak kullanmak her zaman umduğumuz sonuçları doğurmayabilir. 20
Sevilen değer verilen önemsenen saygı gösterilen biri olabilmek için öncelikle sizin kendinize bu doğrultuda davranmanız gerekiyor. 25
Temel duygusal ihtiyaçlar: 1-güvenli bağlanma kabul ve bakım 2-özerklik yeterlik ve kimlik hissi 3-ihtiyaçlarını ve duygularını özgürce dile getirebilme 4-kendiliğindenlik ve oyun 5-gerçekçi sınırlar ve özdenetim.
Bu konuda bir kitap okumak benim için çok önemliydi çünkü hayatımda ve terapimde önemli bir tema. Kitapta neredeyse her sayfada bir şeylerin altını çizdim ve bazı konularda aydınlanmalar yaşadım. Bu açıdan okuduğum için çok mutluyum. Fakat yazarın sıklıkla aynı şeyi tekrarlaması ve sonraki sınır koyabilmek ve hayır diyebilmek ile ilgili çok az bilgi olması, bu kısmın çok kısaca geçilmesi bir yıldız azalttı benim için.
Alanda sınırlar üzerine yazılan birkaç kitap var. Bu kitabın en güzel yanì detaylarda boğulmadan konun özüne değinmesi. Konuyu işlerken kültürümüze vurgu yapması önemli. Hem ilişkilerimizdeki sınırları hem de kendimizle ilgili sınırları anlaşılır bir şekilde almış, faydalı bir eser.
Romantik ilişkim (bitmiş olsa da) ve üç günlüğüne gittiğim bir tatilde yaşadığım kendime dair farkındalık nedeniyle almıştım. İlk 50 sayfa boyunca "neden aldım bu kitabı, anlatılanları biliyorum bi işime yaramadı işte" gibi sözlerle okudum ama bi süre sonra bana yeni şeyler katmakla birlikte "içten içe sorunun altındaki sebebi bildiğimi birinin kelimelerle göstermesi" hoşuma gitti. Vaka okumayı oldum olası çok seviyorum o açıdan da tatmin etti az da olsa. Genel itibariyle güzel şeyler fark etmemi sağladı ama elbette hayata geçirmek lazım.
notlarım: •temel duygusal ihtiyaclar ve yetişkinlik kısmında ebeveyne yerine romantik bir partnere bağlanma ele alınmış. (monogaminin erken donem bağlanma ihtiyacından gelmesi?) • hayatta kalmak için iyi gelmeyecek ilgi ve bakım kaynaklarına ihtiyaç yok. •hayır silahı ve otomatik hayır da hayır diyememenin diğer tarafı •