Bu çağda ahmaklaştırma, sadece topluma sistematik olarak dayatılan bir uygulama değil aynı zamanda bir endüstridir. Ahmaklaştırma sosyal ve kültürel bir olgu olduğu kadar iktisadi bir olgudur.
Artık baskın olan edebiyat insansız ve maddesiz bir edebiyattır. Sokaktan, fabrikadan, okuldan, yaşamdan kovulmuş olan akıl kitaplardan, entelektüel alandan, zihinlerden de kovulmak istenmektedir; bu da edebiyat ve felsefeyle yapılmaktadır.
Piyasa edebiyatı ve topluma sistematik olarak aşılanan felsefe, kitlesel bir “zihin dolandırıcılığı”dır.
“Dört kitaptan oluşan “Edebiyatla Ahmaklaştırma Felsefeyle Çökertme” dizisinin ikinci kitabında da Taylan Kara ilginç tezlerini örneklerle anlatırken sert ve provakatif dilini aynen koruyor, iyi de yapıyor. Çünkü kitabın 181. sayfasında dediği gibi “Türkiye’de sosyalist solda cesaret sorunu yok, eylem sorunu da yok, ancak konu kültür-sanat alanına geldiğinde bu gözü pek, bu cesur insanların refleksleri kayboluyor”. CIA tarafından finanse edilen bir ABD vakfının davetlisi olarak her yıl bir edebiyatçımızın Amerika’da edebiyat bilgi ve görgülerini arttırmak için (!) ağırlandığını ve bu kişiler arasında bazılarının adını görünce içimin sızladığını yazmadan geçemiyeceğim.
Kitabı okuyunca yazara kesinlikle hak verdim. İst. Bilgi Üniv. Yayınları’ndan çıkan kollektif bir kitap olan “Zebercet’ten Cumhuriyet’e Anayurt Oteli” isimli kitap ile aynı üniversitede yapılmış bir yüksek lisan tezinde (Emine Ayhan- A. H. Tanpınar’ın “Abdullah Efendi’nin Rüyaları” hikayesinde Ulusal Alegori) rezilliğin daniskası, mantıksız ve sinir bozucu, sadece Cumhuriyet’i eleştirmek için yazılmış paçavraları okumak yeterli oluyor hak vermek için. Tabii her iki paçavranın danışmanı da Türk sol/sosyalist hareketine en büyük zararı verenlerden biri olan yetmez ama evetçi Murat Belge efendi.
Kitap için yapacağım eleştiri ise çok sık tekrara düşmesi. Sadece kitap içi bilgilerde değil bu tekrarlar, diğer kitaplarındaki yazdıklarını da fazlaca tekrarlıyor. Taylan Kara’nın “çarşı herşeye karşı” tarzını seviyorum. Okuyanları uyardığı için, emek verip araştırdığı ve bulup çıkardığı çarpıcı örnekler ve konular için yazdıklarını değerli buluyorum. Öneririm.
Var olmayan yazar Tonguç Kundil'in yazılmamış kitabı Gergedan'ın Tok Kanadı hakkında yazılan varsayımsal makale, yazarın biyografisi ve yazmış olduğu boş yazı parodisi kesinlikle okunmalı. https://www.insanbu.com/taylan-kara-H...
Az bucuk kitap okuyan herkes bu kitabi okumalı der çekilirim. Dogu mistizmi ile pazarlanan yazarlar, postmodernizm labirentinde hep ayni çıkmazda bulandırılan zihinler, düşünce sisteminin peyderpey değiştirilerek farazi bir hale getirilmesi, edebiyat ödüllerinden tutun da dergilerde kose kapmacanın yandaşlık sırları... Liberalizmin faşist zihniyetlere nasıl hizmet eder hale getirildiğinin bir haritası... Okumamak ile dayatılan gercegi okumak arasındaki devasa farki(!) görmek icin okunmalı.
Taylan Bey'in Edebiyatla Ahmaklaştırma Felsefeyle Çökertme serisini okumaya devam ediyorum. İlk ciltte olduğu gibi genel olarak kültür-sanat dünyamız, özel olarak da Türk edebiyatı hakkındaki çarpıklıkları, yozlaşmayı, kayırmacılığı ele alan yazılar var kitapta.
Kıyaslama yapacak olursam burada yazılar konu bakımından birbirine daha bağlıydı. Aklı kullanmanın önemi ve postmodernizm eleştirisi ana tema diyebiliriz. Benim için ufuk açıcı oldu. Yazar yine örneklerle insanların okuma, yorumlama ve eleştirme yöntemine dair dikkat çekici açıklamalar getirmiş.
Pek çok çarpıcı noktaya parmak basmış Taylan Bey; büyük bir kısmı okunmayacak milyonlarca adete ulaşan kitaplar arasından seçim yapmanın önemi, yabancı dillere çevrilmek üzere seçilen Türk yazarlarına ve bu yazarların kitaplarının kapaklarına dair yorumlar, edebiyat ödüllerinin saçmalığı (akraba, tanıdık kayırmacılığı), siyasi sorunların kültür, sanat alanındaki iz düşümleri (örneğin Birikim dergisindeki siyasal islam övgüleri) mutlaka okunması gereken kısımlar.
Seriyi okumaya devam edeceğim. Okur olarak beni epeyce geliştirdiğini düşünüyorum.