İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü mezunu. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde Nörofizyoloji dalında doktora yaptı ve yüksek beyin fonksiyonları konusunda uzmanlaştı. Ardından 1981 yılında ‘‘Tıp Bilimleri Doktoru’’, 1986'da ‘‘Uygulamalı Psikoloji Doçenti’’ ve 1996'da da ‘‘Profesör’’ unvanlarını kazandı. 1982 yılında Amerika'da stres azaltma teknikleri, beyin yıkımlarının bilgisayarlarla rehabilitasyonu ve ağrı kontrolü konularında çalışmalar yaptı. 1988'den başlayarak da, beş yıl süreyle THY kabin personeli ile birlikte bir ‘‘davranış düzenleme projesi’’ yürüttü.
Türkiye’de geniş kitlelere, psikolojinin insan ihtiyaçları ve iş hayatının sorunları için bir çözüm olduğunu göstermiş bir öncüdür. 1983 yılından bu yana, sağlıklı insanların hayat kalitesini ve işletmedeki verimliliği artırmaya yönelik seminerler vermiş, uygulamalar yapmıştır.
Türk kültürünün değer sisteminden çıkan eğitim programları ve ekip çalışması konusunda birçok kuruluşun uluslararası başarılarının hazırlayıcısı olmuştur. 21. yy’da iş hayatı, değişim, ekip çalışması, liderlik ve duygusal zekâ konularında yazılı ve görsel medyada çok sayıda röportaj ve program yaptı. 1996-1999 yılları arasında Türk A Milli Futbol Takımı’nın, 2002 yılından bu yana da Galatasaray futbol takımının psikolojik danışmanlığı görevini yürüttü.
Eşi Prof. Dr. Zuhal Baltaş’la birlikte kurucusu oldukları Baltaş-Baltaş Yönetim Eğitim ve Danışmanlık Merkezi’ni ve Baltaş-Eksen Seçme, Değerlendirme ve Organizasyon Merkezi’ni yönetmektedir.
ESERLERİ:
Acar Baltaş'ın eşi Prof. Dr. Zuhal Baltaş ile birlikte yazdığı kitaplar:
Stres ve Başaçıkma Yolları Bedenin Dili Üstün Başarı Ana-Baba El Kitabı
Ampirik yaklaşımla, doğru bilinen yanlışlar ve sürdürülebilir mutluluk tanımına odaklanmış bir psikoloji kitabı. Hedonik&ödönomik hayat tarzı karşılaştırması ve dünyadaki örneklerinden bahsediyor, V. Frankl ‘İnsan’ın Anlam Arayışı’ ve M. Merter ‘Dokuzyüz katlı İnsan’ minvalinde ilerliyor. Pratik günlük hayat önerileri de var, güzel bir derleme.
Satırların altını çokça çizdiğim, bol bol notlar alarak okuduğum bir kitap oldu Hayatın Hakkını Vermek. Yazar hem ilerlemiş yaşı hem de yetkinliği sayesinde insan yaşamının önemli bir bölümüne ilişkin bir çok görüşü hem bilimsel veriler üzerinden irdeliyor hem de kendi görüşlerini okuyucuya sunuyor. Kitap belki çok kolay bir okuma vadetmiyor ve dili bazen akademik bir yayına doğru kayıyor ama yine de her saptamanın bilimsel temellere dayandığını bilmek güven verici; yaşam, başarı, sağlık, mutluluk kavramları üzerine nitelikli bir okuma yapmak isteyen kişilere samimiyetle tavsiye ediyorum.
Bilimsel calismalarla destekleyerek yasam akışını yalın bir dille anlatiyor...hayatın bütünlüğünü ve olumlu-olumsuz olayların-duygularla yaşamın tam olduğunu belirtiyor...40 yaş üzeri kesinlikle okumalı :)
İstatistik ile ilgili olan ilk kısmını pek beğenmesem de, ikinci kısım daha çok hoşuma gitti. Emekleri için yazara teşekkür ederim. Keyifli bir okumaydı.
meğer bir longevity ve well-being kitabıymış, yine içeriğini çok ayrıntılı araştırmadan dinlemeye başladıklarımdan. yazar 'hayatın hakkını verme'yi anlatmaya çalışırken kitabın hakkını vermiş gerçekten. ve gelgör ki ikisinin de fiziksel iyilikten çok manevi-zihinsel iyiliğe bağlı olduğu sonucuna geliniyor. eğer ki şimdiki zamanda işinde, ilişkilerinde ve sağlığında sorumluluklarını kaçmadan yerine getirirsen ve kendini manevi tatmine ulaştıracak bir alan -bu insanlara yardım hissini yaşatan işin olabilir, hayır işleri olabilir, ibadet olabilir..- da bulursan iyilik haline ulaşacağını söylüyor.
mutluluk bölümünde slavlarda bir deyiş vardır, sürekli gülen ya delidir ya da amerikalı, diye bir ifade var. benim de hafızamın bir köşesinde uzak doğuda 'amerikalılar o kadar mutsuz ki sürekli gülüyorlar.' derlermiş, şeklinde bir anekdot kalmış. ikisine de internette kısaca baktım fakat böyle bir şey bulunamadı. ama günümüzde 'mutluluk' kavramına yüklenen anlamların ne kadar dağınık ve boş olduğunun irdelenmesi çok doyurucuydu. duygulara ilişkin bölümünse istisnasız herkese okutulup ezberletilmesi gereken bir bölüm diye düşünüyorum.
kitabı bu alanda araştırdığı makaleler ve öncü kitaplardan edindiği bilimsel verilerin analizi ile olabilecek en mantıklı & pragmatik & anlamlı sonuçlara ulaşılması şeklinde tanımlıyorum ve bu emeğe teşekkürlerimi sunuyorum.
"mutluluk innsanın istediğini elde etmesi midir, elde ettiğini sevmesi mi?"
"insanın beyni geç kaldıklarına üzülür, kalbiyse erken geleceklerinden korkar."
Tam bir hayal kırıklığı oldu benim için. Yurtdışında yapılmış hem de üzerinden uzun yıllar geçmiş bilimsel çalışmayı kitabın ana merkezi yapması büyük hata. Kaldı ki nobel adayları çıkacak diyen adamın testi de başarısız olmuş çoğunluk sıradan hayat yaşamış zengin bile olamamış mesela. Sen tutup bu çalışmayı sürekli örnek veriyorsun kitabında.
Türkiye gerçeklerinden çok kopuk bir kitap. Yurtdışındaki çalışma ortamıyla bizimki bir değil. Stres de bir değil. Gelmişsin erken emekli olmak iyi değil, çalışalım filan diyorsun. Hatta kitabın bir bölümünde ev sahibi olmakla olmamak arasında mutluluk değişimi yok diyorsun. Büyük ev de farketmezmiş. Ya türkiyede evin olmasın da göreyim nasıl erkenden yaşlanıp ölüyorsun.
Zayıf temelsiz gerçeklerden kopuk bir kitap. Tavsiye etmiyorum
Kitap mutlaka herkesin okuması gerektiğini düşündüğüm hatta liselerde okutulması gerektiğini düşündüğüm kitap. referanslarının çok titiz bir şekilde yazılması, çok güzel alıntılar yapılması bu kitabı harika kılan yalnızca 2 özellik. Ara ara bakılır tekrar bazı yerler okunabilir. İçerisindeki bilgiler hep aklımın bir köşesinde, okurken insanlarla bolca bu konular hakkında tartıştım, kitaptan aldığım zevki de katlamış oldum. Yazarın okuduğum ilk kitabıydı, diğer kitaplarını da okumak isterim bundan sonra
Çok beğenerek okudum. Bazen ne kadar şanslı, bazen ne kadar bilgili, bazen ne kadar bilgisizmişim dedim okurken. Birçok bilimsel veriler ile desteklenerek, çoğu kısmı çok sade bir dille yazılmış değerli bir eser. Özellikle son 10 sayfa dönüp dönüp tekrar okunacak nitelikte.. Hayatımızın hakkını verebilmek dileğiyle..