Jump to ratings and reviews
Rate this book

Hikayeler

Rate this book
Türk şiirinde tüm taşları yerinden oynatan ve sadece şiirleriyle değil, yazıları, hikâyeleri ve tüm çevirileriyle kendinden sonraki Türk edebiyatının bütününe etki etmiş bir isim Orhan Veli. Bütün eserleriyle Kırmızı Kedi’de.

Külliyatın bu cildi Hikâyeler, İlk Nesirler, Çeviri Hikâyeler, Orhan Veli’nin ilk nesir örneklerinden, telif ve çeviri hikâyelerinden oluşuyor. Necati Tonga ve Tahsin Yıldırım’ın hazırladığı kitabın ilk bölümünde şairin gençlik döneminde kaleme aldığı biri piyes denemesi olmak üzere düzyazı formundaki dört yazısı yer alıyor ve bu metinler ilk defa kitaplaşıyor. İkinci bölümü Orhan Veli’nin daha önce çeşitli adlarla kitaplaştırılan hikâyelerinden, üçüncü bölüm ise biri –yine ilk defa kitaplaşan– Stendhal’den diğeri William Saroyan’dan olmak üzere iki çeviri hikâyeden oluşuyor.

112 pages, Paperback

First published April 1, 2012

12 people are currently reading
390 people want to read

About the author

Orhan Veli Kanık

95 books261 followers
Orhan Veli Kanık or Orhan Veli (14 April 1914 – 14 November 1950) was a Turkish poet. Kanık is one of the founders of the Garip Movement together with Oktay Rıfat and Melih Cevdet. Aiming to fundamentally transform traditional form in Turkish poetry, he introduced colloquialisms into the poetic language. Besides his poetry Kanık crammed an impressive volume of works including essays, articles and translations into 36 short years.

Orhan Veli shunned everything old in order to be able to bring about a new 'taste', refusing to use syllable and aruz meters. He professed to regarding the rhyme primitive, literary rhetoric techniques such as metaphor, simile, hyperbole unnecessary. Set out "to do away with all tradition, everything that bygone literatures taught", although this desire of Kanık limits the technical possibilities in his poetry, the poet broke new grounds for himself with the themes and personalities he covered and the vocabulary he employed. He brought the poetic language closer to the spoken language by adopting a plain phraseology. In 1941 his poems embodying these ideas were published in a poetry volume named Garip, released jointly with his friends Oktay Rıfat and Melih Cevdet, which led to the emergence of the Garip movement. This movement had a huge influence especially between the years 1945-1950 on Republican era Turkish verse. The Garip poetry is accepted as a touchstone in Turkish verse for its both destructive and constructive effects.

https://en.wikipedia.org/wiki/Orhan_V...
https://tr.wikipedia.org/wiki/Orhan_V...

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
343 (33%)
4 stars
395 (38%)
3 stars
240 (23%)
2 stars
44 (4%)
1 star
6 (<1%)
Displaying 1 - 30 of 90 reviews
Profile Image for Arzu S.
58 reviews5 followers
November 16, 2017
Garip akımının hikaye ya da romana nasıl bir yansıması olur diye düşündüğümüzde karşımıza çıkan en güzel cevap olmuş bu kitap.

Duru dili, olaylarla anları yoğurması ve tabii ki sonunda Memduh Şevket’ten, kendi görüşünden bahseden eşsiz bir derleme olmuş.
Profile Image for Nihan Alak.
Author 14 books324 followers
May 30, 2016
"Ah, biz küçük burjuvalar, ne sahte, ne yaldızdan ibaret insanlarız. Her şeyimiz yalan."
Profile Image for Eren Nadir Akşamoğlu.
65 reviews300 followers
December 2, 2016
Bu “kötü göz” lafı beni düşündürmeye başladı. Öyle ya, ben bu kambur kızdan hoşlanmışsam, onu sevmişsem neden ona kötü gözle bakmış olayım? Büsbütün tersine, iyi gözle bakmışım ki sevmişim.
Profile Image for Fulya.
545 reviews197 followers
July 6, 2015
Keşke o çukura düşmeseydin de daha çok öykü yazabilseydin canım Orhan Veli! Her öykü ayrı güzel, her öyküde başka, sapsade bir dünya var. Ancak Sait FAik'te yakaladığım bir dünya.
Profile Image for Tuna Turan.
409 reviews57 followers
December 26, 2018
Kısa ama Orhan Veli ile dolu dolu olan bir kitap "Hoşgör Köftecisi". Kitabın başında yazdığı gibi, keşke daha çok yaşasaydı da bizi o güzel mısra ve satırlara doyursaydı.
Profile Image for Kam Sova.
417 reviews11 followers
September 5, 2025
Uzun zaman sonra beni yeniden 15 yaşında yorganın altında kitap okuyormuşum gibi hissettirdi.
Profile Image for alper.
210 reviews62 followers
September 25, 2019
"...ede­bi­yat fik­re da­ya­nı­yor. Bu iti­bar­la ede­bi­ya­tın halk kit­le­le­ri­ne bir şey­ler söy­le­me­si la­zım. Okur-ya­zar­la­rı hal­ka doğ­ru gö­tü­ren bir ede­bi­yat is­te­rim. Ya­ni ede­bi­ya­tın ço­ğun­lu­ğa hi­tap et­me­si­ni is­ti­yo­rum. Ço­ğun­luk oku­yup an­la­ma­lı­dır. An­la­ya­bil­me­si için de ede­bi­yat­ta ken­di me­se­le­le­rin­den bah­se­dil­me­si la­zım... Bu­gün­kü dün­ya­da ço­ğun­lu­ğu fa­kir halk teş­kil edi­yor. De­mek ki ede­bi­yat da on­la­rın ede­bi­ya­tı ola­cak­tır. Kah­ra­ma­nı­nı onun için­den se­çe­cek, ha­ya­tı­nı o ha­ya­tın için­den ala­cak ve ara sı­ra onun me­se­le­sin­den bah­se­de­cek­tir. Biz­de bu te­lak­ki­de bir ede­bi­yat üze­rin­de ça­lı­şan­lar var. Bun­la­rın bir­ta­kım ku­sur­la­rı gö­ze çar­pı­yor. He­nüz mü­kem­mel de­ğil­dir­ler. Fa­kat ay­nı yol­dan yü­rü­ye­cek olan ede­bi­yat­çı­lar bu işi da­ha mü­kem­mel bir ha­le ge­ti­re­bi­lir­ler. Bu­nun için şart­lar­dan bir ta­ne­si de di­lin ko­nu­şu­lan dil­den aza­mi de­re­ce­de fay­da­lan­mak su­re­tiy­le zen­gin­leş­ti­ril­me­si­dir. Di­li ke­li­me­le­re kar­şı­lık bul­mak­tan iba­ret sa­yan Dil Ku­ru­mu gi­bi mü­es­se­se­ler var, bun­la­rın yo­lu yan­lış­tır. Di­lin zen­gin­leş­me­si­ni mü­es­se­se­ler­den de­ğil, sa­nat adam­la­rın­dan bek­le­me­li­yiz. (Orhan Veli Edebiyat Hakkında Konuşuyor)

Kitabın sonundaki bu söyleşi aynı zamanda Orhan Veli'nin edebiyatını da açıklamış oluyor. Duru Türkçesi ile kaleme aldığı hikayeleri okuduktan sonra insanın içi burkuluyor:

"Hemen bitti ya ☹️☹️ Bu kadarcık mı? Ne yani başka Orhan Veli hikayesi okuyamayacak mıyız?"

Hoşgör Köftecisi, İkinci Hikaye, Baharın Etkileri, Öğleden Sonra, İşsizlik, Denize Doğru kısa hikayeleri, bir tane çevirisi "Love, Here is my hat" ve bir edebiyat söyleşisi mevcut kitabımızda. Birazcık daha fazlasını okuyamayacağımız hikayelerine bakmak istersek,

Suya sabuna dokunmadan olur mu hiç?
"Otur­dum. Ne ya­za­yım di­ye dü­şün­me­ye baş­la­dım. Aca­ba hi­kâ­ye mi yaz­sam? Hi­kâ­ye­de ko­nu­nun pek o ka­dar mü­him ol­ma­dı­ğı­nı söy­le­yen­ler de çık­tı. Ama ne olur­sa ol­sun, bir va­ka la­zım. O va­ka­nın bir ba­şı bir so­nu ol­ma­sı la­zım. Üs­te­lik va­ka da, alı­şıl­mış bı­kıl­mış va­ka­lar­dan ol­ma­ma­lı. Kü­çük bur­ju­va­nın ha­ya­tı­nı an­la­tan, onun za­af­la­rı­nı, onun adi­lik­le­ri­ni dün­ya­nın en bü­yük kah­ra­man­lık­la­rı, en asil he­ye­can­la­rı gi­bi gös­te­ren hi­kâ­ye­ler­den il­lal­lah de­dik ar­tık. Bü­tün ıs­tı­rap­lar aşk­tan do­ğu­yor. Oy­sa­ki öte yan­dan mil­yon­la­rın, mil­yar­la­rın ıs­tı­ra­bı var. Ama ne ya­zık ki biz o in­sa­nı ta­nı­mı­yo­ruz. Gir­mi­şiz kü­çük bur­ju­va­nın içi­ne, yu­var­la­nıp gi­di­yo­ruz. Baş­ka ce­mi­yet­le­rin, baş­ka sı­nıf­la­rın ada­mı ol­du­ğu­mu­zu bi­le bi­le. Bi­zim dert­le­ri­miz, için­de ya­şa­dı­ğı­mız adam­la­rın dert­le­ri­ne ben­ze­mi­yor. Ne pa­ra­da gö­zü­müz var, ne pul­da. Ge­çen­ler­de bir ka­dın, “Be­nim için şi­ir,” di­yor­du, “be­yaz bir oto­mo­bil­dir.” Biz, en kü­çük men­fa­at­le­ri­ni bi­le ko­ru­mak­tan âciz za­val­lı­lar, na­sıl on­lar­la bir olu­ruz. Biz, ta­nı­ma­dı­ğı­mız o bü­yük sı­nı­fın, o fa­kir sı­nı­fın ada­mı­yız. Ama ta­nı­ma­dı­ğı­mız için de on­lar­dan, on­la­rın ha­ya­tın­dan bah­se­de­me­yiz. Üs­te­lik teh­li­ke­li bir iş o. İn­sa­na sol di­yor­lar, ko­mü­nist di­yor­lar. İyi­si mi, bir ya­zar hep su­ya sa­bu­na do­kun­ma­yan ya­zı­lar yaz­ma­lı. Ben de öy­le ya­pa­ca­ğım. (Baharın Etkileri)"


Biraz da ızdırap (küçük burjuvalık yapmasaydım keşke, (keşke))
– Mu­sa Kap­tan, de­dim, şu ba­lık­çı­nın kı­zı ne gü­zel kız, de­ğil mi?
– Han­gi­si?
– Ca­nım, şu kam­bur kız iş­te.
– Ha! Gü­zel­dir.
Son­ra bir­den to­par­lan­dı:
– Ama biz, ara­mız­da ça­lı­şan ka­dın­la­ra kö­tü göz­le bak­ma­yız.
– Ca­nım, de­dim, kö­tü göz­le bak­ma­yız el­bet. Kö­tü göz­le ba­kan mı var ki? Al­lah Al­lah, sen de am­ma adam­sın ya­hu! Gü­zel de­dim; hep­si o ka­dar.
– Ha! Gü­zel­dir.
Bu “kö­tü göz” la­fı be­ni dü­şün­dür­me­ye baş­la­dı. Öy­le ya, ben bu kam­bur kız­dan hoş­lan­mış­sam, onu sev­miş­sem ne­den ona kö­tü göz­le bak­mış ola­yım? Büs­bü­tün ter­si­ne, iyi göz­le bak­mı­şım ki sev­mi­şim. “Sev­me” sö­zü de ge­niş bir söz. İn­san bir ye­me­ği se­vi­yor, bir ren­gi se­vi­yor, bir ka­dı­nı se­vi­yor. He­le ka­dı­nı sev­me­nin tür­lü bin çe­şi­di var. Onu da, ken­di­mi­zi de, sa­de­ce hay­van ola­rak gör­dü­ğü­müz za­man, bel­ki kö­tü göz­le bak­mış sa­yı­la­bi­li­riz. Ama, ben, Ay­şe’yi hiç­bir za­man öy­le gör­me­dim ki! (Öğleden Sonra)


İnsan okudukça daha çok seviyor, daha çok sevdikçe daha çok özlüyor/üzülüyor.
Profile Image for Marla'dan Alıntılar.
363 reviews50 followers
March 25, 2018
Orhan Veli Kanık en sevdiğim şairdir. Türk edebiyatında genç yaşta ölmesine en çok üzüldüğüm isimlerden biridir. Yapı Kredi Yayınları 2012 yılında şairin hikâyelerini Hoşgör Köftecisi adında bu kitapta toplamış.

Kitapta Orhan Veli’nin gazetelerde yayımlanan altı hikâyesi ve bir de öldüğü zaman kağıtları arasında bulunan William Saroyan’ın bir hikâyesinin, yazar tarafından yapılmış çevirisi yer alıyor.

Kitabın sonunda Orhan Veli ile yapılmış dört sayfalık bir röportaj var. Bu röportajda şairin Divan edebiyatına bakışını, edebiyatın niteliği hakkında neler düşündüğünü, Halide Edip’i pek sevmediğini ve kimleri sevdiğini öğrenebilirsiniz.

Orhan Veli’nin şiirlerini ve mektuplarını okuyan biri olarak yazarın diline hakim olduğumu düşünüyorum. Öykülerini de şiir diline yakın buldum. Sıradan insanların günlük hallerini okuyoruz kitapta. 58 sayfalık kitap su gibi akıyor ve maalesef çok çabuk bitiyor. Kitap bittikten sonra kitabın önsözünde yazan şu cümleye katılmadan edemiyorsunuz: “Bu hikâyelerin okurlarının tıpkı şiirlerini okuduktan sonra hepimizin söylediği gibi, ‘Keşke genç yaşta kaybetmeseydik de o güzel şiirler gibi bu güzel hikâyelerden de daha çok yazsaydı.’ diyeceğinizi düşünüyoruz.”
Profile Image for Fatih Dönmez.
131 reviews17 followers
June 13, 2018
Orhan Veli’yi çok erken kaybetmiş olmak Türk edebiyatı için büyük bir kayıp. Öykülerinin hepsini ölümüne yakın yazmış. İlk denemelerinde bile şiirsel yapı ortada. Daha çok yaşasaydı belki sadece şair Orhan Veli değil de öykücü Orhan Veli de diyebilirdik. En çok Denize Doğru hikayesini sevdim.
Profile Image for Çağdaş T.
175 reviews285 followers
April 5, 2016
3.5 'tan 4. En az beğendiğim hikayesi Hoşgör Köftecisi'ydi. Kitaba bu adı verme nedenleri ilginçliğinden olsa gerek. "Öğleden Sonra" ve "Denize Doğru" hikayelerini özellikle beğendim. Kitap sonunda Orhan Veli'nin bir anketörle yaptığı edebiyat ve şiirle ilgili kısa bir söyleşisi mevcut. Orhan Veli sevenlere tavsiye ederim.
Profile Image for Taha.
121 reviews11 followers
December 24, 2016
Sait Faik kadar olmasa da denizin esintileri ruhunuzda estiriyor. Şiir kadar öyküleri de güzel. Tükenmeseydi kalemi de bol bol okusaydık, diyor insan.
Profile Image for Mehmet Kır.
411 reviews14 followers
December 30, 2017
Kitabı okurken derin bir betimleme havuzuna girdiğinizi fark ediyorsunuz. Üstad hakikaten başarılı bir öykü kaleme almış.
Kitapta yer alan "Baharın Ettikleri", "İşsizlik" ve "Yaşasın Aşk" bölümlerini beğendim.
Profile Image for Özlem Güzelharcan.
Author 5 books346 followers
December 19, 2024
Bir çırpıda okunan bu öykü kitabında Orhan Veli şiirlerinden aşina olduğumuz yalın dilini ve yaşama sevinci, küçük mutluluklar, doğada olmanın keyfi, insanlarla çilingir sofralarında sohbetler etmek gibi tanıdık temalarını kullanmış.
Profile Image for Syd.
11 reviews
March 5, 2017
Hoşgör Köftecisi, Orhan Veli'nin bir avuç öyküsünden, bir çevirisinden ve bir de kendisi ile yapılmış kısa bir söyleşiden oluşan küçümen bir kitap. Daha önceleri, şiirlerinin sonuna iliştirilen bu öyküler, ilk kez ayrı bir kitap bütünlüğünde basıldı. Kitap, söz konusu "külliyat" oldu mu, bu coğrafyada en itinalı işlerde imzası olan yayınevi Yapı Kredi Yayınları'ndan çıktı ve birinci baskısını Nisan 2012'de yaptı.

Tam 94 yıl boyunca şiir yaşayan, büyük ozan Fazıl Hüsnü Dağlarca, Orhan Veli'nin ölümüne dair, genç yaşta değil, bir şair için "çocuk yaşta" bir ölümdür, der.

"Her ölüm erken ölümdür" diyen, şairlerin şairi Cemal Süreya'nın "Türkçe'yi ben onlarla sevdim" dediği, Garip akımı şiirlerinden sonra, daha yaşasaydı belki ne şiirler yazacaktı Orhan Veli. Tıpkı yoldaşları Melih Cevdet Anday ve son yazdıklarına dek hep yepyeni şiiri arayan Oktay Rifat gibi.

36 yaşında göçen şairin ölümüne, Türk Öyküsü de ne denli üzülse yeridir. Geride bıraktığı, sadece bu altı öyküsü olsaydı bile, hatırlanmaya değerdi Orhan Veli. 1947'den 1950 yılına dek, Tanin gazetesi ile Seçilmiş Hikayeler ve meşhur Yaprak dergisinde gözüken bu öykülerin devamını da okuyabilseydik keşke.

Öykülerinde, büyük yazar Sait Faik'in etkileri yadsınamaz elbette. O yıllarda kalem sallayıp da Sait Faik'ten etkilenmemek ne mümkün? Bir anlamda birbirlerinin tersi gibidirler Orhan Veli'yle; Sait Faik'in de onca öykülerinin sonuna iliştirilen bir avuç şiiri vardır. Cânım Sait Faik de topu topu 47 sene yaşayabilecekti.

Kitaptaki iki öykü var ki, biri "İşsizlik" öteki "Denize Doğru", tüm Türk Öykü derlemelerine girebilecek nitelikteler. İşsizlik öyküsünü, Denizbank Yayınları'nın çok özenli ellere emanet ettiği Sesli Edebiyat / Öyküler 'Ses'leniyor adlı -nedense hiç ses getirmeyen- müthiş yapıtta, sesi Orhan Veli'nin şiirleriyle özdeşleşen Müşfik Kenter'in sesinden dinlemek de mümkün: “İşsizlik kötü şey vesselam. İşsizliğin kötü olduğunu da yalnız aç kaldığım zamanlar, düşünüyorum. Can sıkıntısından, bunaldığım sıralarda da düşünsem ya. Olmuyor.”

Denize Doğru'nun başınaysa "Şairane bir yazı" ifadesi iliştirilmiş. Denize düzülmüş müthiş bir methiye, tüm deniz öykülerini ve şiirlerini yeniden anımsatacak, şiire varan bir öykü. Söz gelimi, bu satırları yazanın aklına, bambaşka bir şair Ömer Bedrettin Uşaklı'nın şu dizelerini düşürdü: "Bir gün nehirler gibi çağlayarak derinden / Dağlardan, ormanlardan sana akacak mıyım? / Ey deniz, şöyle bir gün sana bakacak mıyım / Elma bahçelerinden, fındık bahçelerinden?"

Orhan Veli'nin bir de "serbest" çevirisi var kitapta. Harikulade öykücü William Saroyan'ın, "Love, Here Is My Hat" adlı öyküsü, "Yaşasın Aşk" adıyla. İyi şair, iyi öykücüyü nasıl da buluyor.

Kitabın en sonunda ise Bahadır Dülger'in Orhan Veli ile yaptığı, sıradışı, ilginç bir söyleşi var. Bahadır Dülger'in söyleşiyi, bir soru cevaptan farklı olarak, bir öykü anlatırmışcasına kaleme almış olmasının lezzeti bir yana, genç Orhan Veli'nin "henüz büluğa eren çocuklarınkini andıran akortsuz ve garip, ahenkli sesi" ile verdiği ateşli yanıtlar; en hızlı zamanlarında Bob Dylan'ın gazetecilere verdiği protest demeçlere benziyor. Gençlerden en beğendiğine yanıt olarak "Yahya Kemal" diyor örneğin. "Daha gençlerden", Melih Cevdet, Oktay Rifat, Sait Faik ve Orhan Kemal'i sayıyor. Memduh Şevket Esendal'ı da anıyor ama, siyasetçi oluşundan ötürü takma isimle yazıyor olmasına içerliyor, "... bundan yüz sene sonra, Memduh Şevket Esendal adında bir adamın yaşadığını bileceklerse, ancak hikayeleriyle bilecekler." diyor, haksız da sayılmaz. Halide Edip hakkındaysa "iş yok" deyiveriyor.

Hoşgör Köftecisi, okuruna genç bir öykücüyü yeniden tanıtıyor. Sadece altı öyküsü yayınlanmış, gencecik giden, sıkı bir öykücüyü.
Profile Image for Ahmet.
71 reviews1 follower
March 30, 2018
"Bu insanlar insanlıklarıyla hayvanlıklarını iyi bağdaştırmışlar. Kendi sınıflarından hiç kimse bu hali yadırgamıyor. Onların dünyası bu. Kendi dünyalarının içindeler. Bütün rahatsızlıklar, insanların kendi dünyalarının dışında kalmalarından geliyor."
Profile Image for Elif Goktas.
3 reviews1 follower
June 22, 2014
Kapak fotoğrafındaki gibi bir kahvede oturmuş sanki Orhan Veli, başlamış anlatmaya. Ben de öyle keyifle okudum, keyifli bir muhabbeti dinler gibi.
Profile Image for Ezgis.
39 reviews
March 23, 2016
"Sonunda karşı sırtların ardında güneş battı. Keşke batmasaydı; ne güzel bir gündü!"

Yaprak, 15.4.1949
Profile Image for Nur Ekşi.
3 reviews3 followers
January 10, 2019
“Dünyanın manasız bir dünya olduğuna hükmedeceğiniz gelir. Üzülmeyin.”
201 reviews31 followers
March 20, 2020
Orhan Veli bir hikayesinde yoksulluğun kapitalizim için bir girdi olduğundan bahsediyor dönemi itibarıyla ilginçti…
Profile Image for Bulent.
997 reviews64 followers
April 5, 2021
Şair Orhan Veli'yi tanıyoruz. Edebiyat üzerine düşünen yanını Garip kitabının girişindeki şiir üzerine yazdığı "manifesto"dan biliyoruz. Ama genç yaşta yaşama veda eden bu "uçarı" şairin, Türk şiirine "garip" eklemeler yapan; şiirin yepyeni bir kanalda, belki gürül gürül değil ama sesini duyuracak şekilde akmasını sağlayan Orhan Veli'nin hikayeleri ile ilk kez tanıştım.

İster istemez Orhan Veli'nin hikayelerini, hepsi de arkadaşı olan Sabahattin Ali ile Sait Faik ile karşılaştırıyor okurken insan... Bu nedenle de Orhan Veli'nin hikayelerinin çoğu kez, bir şeylerin eksik kaldığı hissini yaratan, üzerinde biraz daha çalışılsa çok daha çarpıcı olacak hikayeler gibi durduğunu söylemek mümkün. Birşeyler oluyor ama neden olduğu çok da belli değil gibi. Bir derdi var Orhan Veli'nin... "Baharın Ettikleri" öyküsünde anlatıyor da o derdi:

"Küçük burjuvanın hayatını anlatan, onun zaaflarını, onun adiliklerini dünyanın en büyük kahramanlıkları, en asil heyecanları gibi gösteren hikâyelerden illallah dedik artık. Bütün ıstıraplar aşktan doğuyor. Oysa ki öte yandan milyonların, milyarların ıstırabı var. Ama ne yazık ki biz o insanı tanımıyoruz. Girmişiz küçük burjuvanın içi ne, yuvarlanıp gidiyoruz. Başka cemiyetlerin, başka sınıfların adamı olduğumuzu bile bile. Bizim dertlerimiz, için de yaşadığımız adamların dertlerine benzemiyor. Ne parada gözümüz var, ne pulda. Geçenler de bir kadın, “Benim için şiir,” diyordu, “beyaz bir otomobildir.” Biz, en küçük menfaatlerini bile korumaktan âciz zavallılar, nasıl onlarla bir oluruz. Biz, tanımadığımız o büyük sınıfın, o fakir sınıfın adamıyız. Ama tanımadığımız için de onlardan, onların hayatından bahsedemeyiz. Üstelik tehlikeli bir iş o. İnsana sol diyorlar, komünist diyorlar. İyisi mi, bir yazar hep suya sabuna dokunmayan yazılar yazmalı. Ben de öyle yapacağım."

Böyle diyor ama böyle yapmıyor tabi. Şiirindeki "dalgacı", "uçarı" havası öykülerde yok. Öyküler daha gerçekçi, "o büyük sınıfın, o fakir sınıfın adamları" var öykülerinde... Tanıdığı kadar anlatıyor. Ama onun hikayelerindeki gerçekçilik, henüz toplumcu yazın damarı ile buluşamamış gibi. O yüzden de olan bitenin arkasındaki gerekçeler belli değil gibi.

Öyküler sanki daha uzunmuş da sonunu okumamışız gibi yarım kalıyor.
Profile Image for Seda.
57 reviews8 followers
April 9, 2018
Orhan Veli’nin öyküleri... Öncelikle pek de öyle bildiğimiz öyküler değil bunlar. Daha çok deneme havasında. Şiirleri gibi bu anlatılarda da bir “gariplik” var doğrusu. İstanbul’u beklediğim kadar anlatmamış ama küçük kahveleri, balıkçı gazinolarını, onun tabiriyle “sıradan” insanı almış yazılarına koymuş. Kitabın sonunda bir çeviri ve röportaj da var. Ben en çok “Denize Doğru”yu beğendim. Şairane bir yazı demiş onun hakkında mesela. Bu da ilginç bir şey... Gerçi o şiirde “şairaneliğe” karşıydı! William Saroyan’dan “Yaşasın Aşk” diye bir öykü çevirmiş. Ben bu yazarı hiç okumadım oldukça ilginç bir öykü. Dipnotta çevirinin “serbest” olduğu vurgulanıyor.
Kısaca, Orhan Veli’nin tarzını seviyorsanız severek okuyacağınızı tahmin ettiğim bir kitap.
Profile Image for Harmonyofbooks.
501 reviews208 followers
January 7, 2020
"Böyle bir vaka gerçekten olabilirdi, değil mi? Öyle ya, olur olur! Niçin olmasın? Olmadı halbuki. Hepsini kendim uydurdum."
4,5/5⭐️⭐️⭐️⭐️
Varlığından kısa zaman önce haberdar olduğum Orhan Veli'nin bu öykü kitabını uzun süre bekletmeden okuyabildim. Yazarın şiirlerini kulaktan dolma bazılarını bilmişliğim var fakat şiir kitaplarıyla aram çok sıkı olmadığı için bir süre daha şiirlerini okumayı erteleyeceğim. Türk yazarlarımızın öykü kitaplarını hep çok severek okumuş bir okur olarak Hoşgör Köftecisi de beni yanıltmadı. Sıcacık, çok hoş ve tebessüm ettiren öykülerle doluydu. Aynı yayınevinin de kitabın arkasına not ettiği gibi ben de "keşke genç yaşta kaybetmeseydik de, o güzel şiirler gibi bu güzel hikayelerden de daha çok yazsaydı" dedim. Sizlere de keyifli okumalar dilerim..
Profile Image for Ayşe.
6 reviews1 follower
Read
April 2, 2021
Garip. Baştan sona Garip, baştan sona Orhan Veli. Öyle ki başına deneme yazarsan deneme, günlük yazarsan günlük, öykü yazarsan öykü oluyor. Ve evet, “Ömrü bu kadar kısa olmasaydı da daha çok okusaydık.” bencilliğine düşmemek elde değil.
Güzel havada istifa etmek ya da aşık olmak cesaretim olduğundan mıdır bilmiyorum, Orhan Veli’yi başka seviyorum.

Beyaz kanatlı kuşlar, hep çığlık çığlığa, başımın üzerinde. İçimde sonsuz bir sevinç. Bağırmak istiyorum: "Boş ver!" diye haykırmak istiyorum, "Beş liraya da boş ver!"
Profile Image for Munzur Aşkın.
30 reviews1 follower
January 3, 2020
“Öğleden Sonra

Sı­cak bir kış gü­nü. Va­kit öğ­le­den son­ra idi. Bü­tün ya­zı, bel­ki de bir­kaç ya­zı ka­ra­da ge­çir­mek­ten bo­ya­la­rıy­la ma­cun­la­rı­nı at­mış, ara­lık­la­rı açıl­mış bir ala­ma­na­da dört ki­şi ra­kı içi­yor­duk. Bi­ri ben, bi­ri Ham­za, bi­ri Mu­sa Kap­tan, bi­ri de... adı­nı ha­tır­la­ya­mı­yo­rum, tu­haf bir adı var­dı. En tat­lı ko­nu­şa­nı da o idi içi­miz­de. Da­ha doğ­ru­su, ko­nuş­mu­yor­du da sa­de­ce gü­lü­yor­du. “Bir şi­şe de ben­den ol­sun,” de­di­ğim va­kit, “Yoo! de­di, se­nin pa­ran Üs­kü­dar’da geç­mez. Üs­te­lik bu­gü­ne bu­gün, sen bi­zim mi­sa­fi­ri­miz­sin.”
Kar­şı­da pı­rıl pı­rıl par­la­yan Be­şik­taş sırt­la­rı. O sırt­lar­la ara­mız­da mas­ma­vi bir bo­ğaz par­ça­sı var­dı. Ön­ce­le­ri su­la­rın, Şem­si­pa­şa’ya doğ­ru, bir çağ­la­yan gü­rül­tü­süy­le ak­tı­ğı du­yu­lu­yor­du. Üçün­cü be­şin­ci ka­deh­ten son­ra bir şey du­yul­ma­ma­ya baş­la­dı. Yal­nız in­san, gö­zü şöy­le bir kı­yı­da­ki ça­kıl­la­ra, dur­ma­dan o ça­kıl­la­rı ya­la­yan kü­çük dal­ga­la­ra iliş­ti­ği va­kit, bir şey­ler du­yar gi­bi olu­yor­du. Za­man za­man da açık­tan bir va­pur ge­çi­yor, bir­den­bi­re de­li­ren de­niz, kı­yı­da­ki fe­lek­le­ri al­lak bul­lak edi­yor­du. Fe­lek­le­rin üze­ri­ne renk renk ka­yık­lar, al­lı, ma­vi­li, sa­rı­lı pe­leng-i der­ya’lar, cey­lan-ı bah­ri­ler di­zil­miş­ti.”
......
Profile Image for Orhun Kayaalp.
23 reviews77 followers
April 30, 2014
"Hem ne diye ukalalık ediyorum? Biz bu dünyaya ecir gelmişiz, ecir gideceğiz. Ben de müteahhit olacak değilim ya! Ne hakkım var: "Ben neden beş lira kazanayım da o beş yüz lira kazansın," demeye. Ben işsizim adam müteahhit. Ben fakir bir aileden gelmişim, o zengin bir aileden. Ama benim okumuşluğum varmış da onun yokmuş; kimin umurunda? O, işini biliyor, ben bilmiyorum. Mademki biliyor, yaşamak da onun hakkı. Ben köylü cıgarası içemem, o isterse, viski içer; ben kahveye gidemem, o bara gider; ben tramvaya binemem, o otomobile biner; hakkı değil mi?"
Profile Image for Burak Kuscu.
564 reviews125 followers
March 8, 2023
Ünlü şair Orhan Veli'nin öykü derlemesi. Şiir gibi yazmış gerçekten.

Kitapta 5 öykü ve bir de Orhan Veli söyleşisi var. Öykülerden biri William Saroyan'ın, Orhan Veli tarafından çevirisi yapılmış öyküsü.

Ben şiir pek okumadığım için bir şairin öykülerini okumak hoş oldu. Zaten 55-60 sayfa bir kitap, başlayıp bitiveriyor.

Genç yaşta kaybettiğimiz Orhan Veli, kim bilir ne öyküler daha yazacaktı ama ömrü vefa etmedi. Cebinde 28 kuruşla göçtü gitti.
Displaying 1 - 30 of 90 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.