Süphesiz ki o, insanlik tarihinin en nefret uyandiran figürü. Milyonlarca insanin hayatini akil almaz yöntemlerle sonlandiran, dört bir yanini sarmis sanrilardan güç alarak kendini Kurtarici, Almanlari da üstün irk ilân eden korkunç bir suçlu. Aradan geçen onca zamana ragmen hâlâ sorulmamis soru ise su: Peki, bu mezalimin basrol oyuncusu aslinda kimdir? Çocuklugu boyunca ve gençliginin önemli bir bölümünde büyük bir ressam olmaktan öte hayali olmayan Adolf, nasil olur da cehennemden dünyaya yol döseyen Hitler'e dönüsür? Bu sorularin yanitina hiç olmadiginiz kadar yakinsiniz; hem de tüm çiplakligiyla. Çünkü bu kitabin anlaticisi, 20. yüzyilda baslayip bugünümüze kadar sizan o "umutsuz hastaligin" müsebbibi, Adolf Hitler'in ta kendisi. Naziler tarafindan yok edilmeye çalisilmis belgelere dayanarak yazilmis olan Adolf Hitler: Bir Canavarin Gizli Günlükleri, elinizden birakamayacaginiz bir roman.
A. G. MOGAN has always loved history and the personalities that were born of bygone eras. Her interest for the world and its people fueled her passion for human analytics. She’s used her knowledge to analyze people and their behavior throughout her adult career, including using her in-depth research to craft poignant biographical novels that readers eagerly devour.
When not studying great historical figures or long-lost stories from the past, she can be found at her home in Europe, enjoying the spoils of a wonderfully ordinary family life.
Kitap h*tlerin anılarının romanlaştırılmış bir anlatısı. H*tlerin gözünden A.G. Morganın romanını okuyorsunuz. Ben şahsen kendi günlüğü zannedip aldığım için okurken büyük bir eksi ile başladı kitap, en azından benim açımdan. kalemi ve kelime haznesi oldukça güçlü bir yazardı fakat h*tleri fazla taraflı ve abartılı derecede dramatik yazdığını düşünüyorum. Belki de ben nazi almanyası hakkında çok derin bilgilere sahip olup fazla araştırma yaptığım için bana biraz garip ve dramatik gelmiş olabilir. Eğer bir roman herhangi bir hikaye okumak istiyorsanız oldukça güzel bir kitap fakat ben beğenmedim çünkü gerçeklikten çok uzaktı, bir de sayfalarca h*tlerin annesinin hastalanması ve ölümü anlatılıyor ben anne konusunda çok hassas olduğum için biraz zorlandım. Yazar çaresizlik, yalnızlık ve özlem gibi duyguları fazlasıyla okuyucuya geçiriyor. Bu yazarın kendi oluşturduğu karakterler adı altında farklı romanları varsa inceleyip okuyacağım fakat h*tler olmamış. O adamın kendine has çok keskin hatlara sahip bir karakteri var zaten, farklı bir bakış açısıyla anlatılmasına lüzum olduğunu düşünmüyorum.
Hannah Arendt, "Kötülüğün Sıradanlığı" isimli kitabında II. Dünya Savaşı sırasında yapılan akıl almaz kötülüğün nasıl normalleştirildiğine ve onca kötülükten sonra savaş bittiğinde dünyanın nasıl bir yer olacağını sorgular. Bu kitapta Hitler'in iç dünyasına bir nevî yolculuk. Yaptığı kötülüklerin sebeplerini, aslında sebepsizliğini okumanız açısından güzel bir kitap. İçinden çıkarttığı canavarın korkularına, zayıflıklarına, sapkınlığına, egosuna, kibrine şahit olacaksınız. Psikolojik açıdan da incelenecek bir kitap o yüzden...