What do you think?
Rate this book
Ayrılığın İlk Günü
Hemen her kadının hayatına pranga gibi bir aşk girmiştir; biri, o bir adam, bir türlü çıkmaz hayatınızdan. Çıkaramazsınız. Size eziyet eder, sizi hırpalar, sevmez, aldatır, kandırır, bütün benliğinizi altüst eder, ama onu yine de gönderemezsiniz. Gözlerinden anlarsınız yalanlarını, susarsınız, sırf bitmesin diye. Ama bir gün gelir, emin olursunuz: Sizi sevmiyor, sizinle oynuyor. Başka kadınların yatağından çıkıp sizinkine giriyor. Onun sevmemesi bir yana, artık siz de sevmezsiniz kendinizi. Gitsin o zaman. Bırakın, gitsin. Çok sevmiş her kadın gibi bu kitabın başkahramanını da zor bir gün bekliyor. Tutkuyla bağlandığı, yıkıcı bir ilişkiden kendi isteğiyle, dün ayrıldı. Her ânı kalp ağrıları ve sert dalgalarla dolu, kazasız belasız atlatılması gereken yirmi dört saat var önünde. Nereden baksanız sıradışı bir yirmi dört saat... İçsesinin rehberliğinde büyük bir macerayı göğüsleyecek; kalbinin derinliklerine, geçmişine, kadınlığına ve yalnızlık korkusuna doğru, tehlikeli bir yolculuk.
Sevilen yazar Aslı Perker, son romanında âşık olduğu adamdan ayrılmış bir kadının ilk gününü saat saat, ustalıkla anlatıyor. Hüzünle kara mizahı, kadınlığın içsesiyle aşkın evrensel sancılarını buluşturan Ayrılığın İlk Günü, zamana karşı yarışan ama zamana yenik düşmeyecek bir roman. Aşka dair büyük bir hesaplaşma.
Sevilen yazar Aslı Perker, son romanında âşık olduğu adamdan ayrılmış bir kadının ilk gününü saat saat, ustalıkla anlatıyor. Hüzünle kara mizahı, kadınlığın içsesiyle aşkın evrensel sancılarını buluşturan Ayrılığın İlk Günü, zamana karşı yarışan ama zamana yenik düşmeyecek bir roman. Aşka dair büyük bir hesaplaşma.
184 pages, Paperback
Published January 1, 2021
1 person is currently reading
38 people want to read
About the author
Aslı Perker
19 books13 followersAslı E. Perker 1975'te İzmir'de doğdu. İlkokul, ortaokul ve lise öğrenimini babasının görevi nedeniyle farklı Anadolu şehirlerinde okuyarak tamamladı. Dokuz Eylül Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Amerikan Kültürü ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. Bir reklam ajansında metin yazarı olarak yazım kariyerine başlayan Perker, sırasıyla Aktüel Dergisi, Radikal, Yeni Binyıl ve Sabah gazetelerinde gazeteci-röportör olarak çalıştı. 2001 yılında New York'a taşındıktan sonra profesyonel hayatını çevirmen olarak sürdürürken bir yandan da edebiyat çalışmalarına ağırlık verdi. Ve ilk romanı Başkalarının Kokusu 2005, ikinci romanı Cellat Mezarlığı 2009, üçüncü romanı Sufle 2011 yılında çıktı. Makaleleri halen çeşitli yayınlarda yayımlanmakta olan Perker New York, İstanbul ve Foça'da yaşamaktadır.
Ratings & Reviews
Friends & Following
Create a free account to discover what your friends think of this book!
Community Reviews
Displaying 1 - 13 of 13 reviews
May 15, 2021
09.05 2021
Aslı Perker 'i "Sufle" kitabından bu yana okuyorum, hemen hemen tüm kitaplarını okudum ama "Sufle" en en sevdiğimdir.
Sadece kendi kitaplarına değil, çevirilerine de ayrı hayranım. Eğer kapakta çeviren olarak adını görürsem kitabı edinmeyi düşünmeyi bırakıyorum,hiç pişman olmadım.
Gelelim kendisinin son kitabına. Ayrılık bence çiftlerden her zaman kadın tarafı için zordur. Özellikle günümüzde hepten sanki bir moda akımı haline gelmiş olan toksik erkek ve ilişki kadınların içini kemiren bitiren bir kurt gibi. Başlaması ne kadar koşay, sıradan ve kendiliğinden ise bitimi o denli sert, can yakan zorlayan bir ilişki. Yazar da bu tip ilişkileri merkeze almış ve fikri şahane bir kurgu yaratmış. Bir kadının ayrılığın ilk günü, ilk 24 saatine şahitliğe çağırıyor bizi. Adeta dakika dakika zabıt tutuyoruz. Bazen çok hak veriyoruz, bazen çok kızıyoruz, yer yer yer kendimizi yer yer de bir arkadaşımızı buluyoruz satır aralarında. Kitabı bitirmeden kapağını kapatmak sanki haram oluyor bize.
Çok daha fazla söze yer bırakmayacak, söylenmesi, ortaya konulması gereken ne varsa koyan bir kitap.
Ve evet ben de yazarı bir söyleşisinde dediğine katılıyorum, Türk kadını Türk erkeğine fazla. Hem de çok. Okuyunca bana hak vereceksiniz.
Keyifli okumalar.
#readingismycardio #aslihanneokudu #okudumbitti #2021okumalarım #okuryorumu #kitaptavsiyesi #neokudum #aslıperker #epsilonyayınları #ayrılığınilkgünü #çağdaştürkedebiyatı
Aslı Perker 'i "Sufle" kitabından bu yana okuyorum, hemen hemen tüm kitaplarını okudum ama "Sufle" en en sevdiğimdir.
Sadece kendi kitaplarına değil, çevirilerine de ayrı hayranım. Eğer kapakta çeviren olarak adını görürsem kitabı edinmeyi düşünmeyi bırakıyorum,hiç pişman olmadım.
Gelelim kendisinin son kitabına. Ayrılık bence çiftlerden her zaman kadın tarafı için zordur. Özellikle günümüzde hepten sanki bir moda akımı haline gelmiş olan toksik erkek ve ilişki kadınların içini kemiren bitiren bir kurt gibi. Başlaması ne kadar koşay, sıradan ve kendiliğinden ise bitimi o denli sert, can yakan zorlayan bir ilişki. Yazar da bu tip ilişkileri merkeze almış ve fikri şahane bir kurgu yaratmış. Bir kadının ayrılığın ilk günü, ilk 24 saatine şahitliğe çağırıyor bizi. Adeta dakika dakika zabıt tutuyoruz. Bazen çok hak veriyoruz, bazen çok kızıyoruz, yer yer yer kendimizi yer yer de bir arkadaşımızı buluyoruz satır aralarında. Kitabı bitirmeden kapağını kapatmak sanki haram oluyor bize.
Çok daha fazla söze yer bırakmayacak, söylenmesi, ortaya konulması gereken ne varsa koyan bir kitap.
Ve evet ben de yazarı bir söyleşisinde dediğine katılıyorum, Türk kadını Türk erkeğine fazla. Hem de çok. Okuyunca bana hak vereceksiniz.
Keyifli okumalar.
#readingismycardio #aslihanneokudu #okudumbitti #2021okumalarım #okuryorumu #kitaptavsiyesi #neokudum #aslıperker #epsilonyayınları #ayrılığınilkgünü #çağdaştürkedebiyatı
August 24, 2022
Normal şartlarda 3.5 / 5
Ancak kitapla kurduğum inanılmaz empati, birebir beni anlattığını hissetmenin şaşkınlığı sebebiyle 5/5 😊
Ancak kitapla kurduğum inanılmaz empati, birebir beni anlattığını hissetmenin şaşkınlığı sebebiyle 5/5 😊
May 10, 2021
İlk elinize alıp okumaya başladığınızda, "otuz yaş üstü beyaz Türk kadını"nın erkek meseleleri üzerine bir bunaltı öyküsü diyerek ele alıyorsunuz. Bunu düşünmeniz kaçınılmaz. "Tipik bir plaj kitabı" diyorsunuz kendi kendinize. Hatta "Alaçatı'da bol gürültülü bir "beach"te romanın kahramanları gibi insanların curcunasında fazla dikkat vermeden de okunabilir," diye düşünüyorsunuz.
Fakat o kadar basit bir kitap değil. Okuyup şans verdiğiniz zaman anlıyorsunuz bunu. İlk sayfalarda ortaya konandan daha derin bir eser. Tahlilleri -çok tek yönlü de olsa- derin ve başarılı.
Beyaz yakalı, otuz yaş üstü, iyi eğitimli ve erkeklerden yana şanssız bir kadınsanız, okuduğunuzda çok hoşunuza gidecek, adeta kendinizi bulacaksınız.
Ama değilseniz, bir süre sonra aynı şikayetlerin art arda yinelenmesi sizi sıkacak ve "Ehh, bitsin artık!" diyeceksiniz.
Kitabın takdire şayan yanı, hiç soluk almadan, temposunu hiç düşürmeden ilk sayfadan, son sayfaya kadar "koşması"...
Yazarın performansını tebrik eder, bir defa daha benzer bir şey yazarsa okumayacağımı şuraya not düşerim.
Fakat o kadar basit bir kitap değil. Okuyup şans verdiğiniz zaman anlıyorsunuz bunu. İlk sayfalarda ortaya konandan daha derin bir eser. Tahlilleri -çok tek yönlü de olsa- derin ve başarılı.
Beyaz yakalı, otuz yaş üstü, iyi eğitimli ve erkeklerden yana şanssız bir kadınsanız, okuduğunuzda çok hoşunuza gidecek, adeta kendinizi bulacaksınız.
Ama değilseniz, bir süre sonra aynı şikayetlerin art arda yinelenmesi sizi sıkacak ve "Ehh, bitsin artık!" diyeceksiniz.
Kitabın takdire şayan yanı, hiç soluk almadan, temposunu hiç düşürmeden ilk sayfadan, son sayfaya kadar "koşması"...
Yazarın performansını tebrik eder, bir defa daha benzer bir şey yazarsa okumayacağımı şuraya not düşerim.
March 21, 2023
Kitabın başlık ve kapağı beni hemen cezbetti. Oldukça akıcı bir dille yazılmıştı, ancak edebi tatmin sağlama konusunda biraz eksikti. Kitabı, bir arkadaşıma hediye ettim ve benim için 3 yıldızlık bir kitap olsa da, belki arkadaşım daha yüksek bir puan verebilir. Yazarın diğer kitaplarını da okumak istiyorum.
July 14, 2021
Yazarın bütün kitaplarını okudum neredeyse ne yazsa okurum dediğim yazarlardan biri idi. Taaa ki bu kitabını elime alana kadar.
Bir kere ayrılığın ilk gününü yaşayan bir kadının kendi iç hesaplaşması ve kendi zihni ile monoloğu söz konusu olduğu için okuması takip etmesi çok zor.
Üstelik eğitimli güzel kadının çocukluktan gelen travmalar sebebiyle sevgili olduğu erkeğe aşırı bağlanması gibi çok çok çok klasik bir konunun söz konusu olması sebebiyle sarmıyor. Sürekli sızlanmaları adeta yaz dizisi kıvamında hayatı bir süre sonra kendini tekrar edip sıkmaya başlıyor.
Kendinizi karakterin yerine koyacak şeyler yaşadı iseniz seveceksinizdir. Onun dışındaki okuyucuları cezbedecek hiçbir yanı yok.
Ayrıca yazarın kitabını okumadan önce bazı söyleşilerine denk gelmiştim. Çok detaylı bir fikre sahip olmamakla birlikte eğer “Türk kadını Türk erkeğine fazla” gibi sözleri gerçekten sarfettiyse eğer bu kitabı okumamak için başka bir neden daha sayabiliriz demektir.
Zira en sevmediğim şey; Türk erkeği türk kadını vs... diyerek genel geçer yorumlar yapmaktır.
Bir kere ayrılığın ilk gününü yaşayan bir kadının kendi iç hesaplaşması ve kendi zihni ile monoloğu söz konusu olduğu için okuması takip etmesi çok zor.
Üstelik eğitimli güzel kadının çocukluktan gelen travmalar sebebiyle sevgili olduğu erkeğe aşırı bağlanması gibi çok çok çok klasik bir konunun söz konusu olması sebebiyle sarmıyor. Sürekli sızlanmaları adeta yaz dizisi kıvamında hayatı bir süre sonra kendini tekrar edip sıkmaya başlıyor.
Kendinizi karakterin yerine koyacak şeyler yaşadı iseniz seveceksinizdir. Onun dışındaki okuyucuları cezbedecek hiçbir yanı yok.
Ayrıca yazarın kitabını okumadan önce bazı söyleşilerine denk gelmiştim. Çok detaylı bir fikre sahip olmamakla birlikte eğer “Türk kadını Türk erkeğine fazla” gibi sözleri gerçekten sarfettiyse eğer bu kitabı okumamak için başka bir neden daha sayabiliriz demektir.
Zira en sevmediğim şey; Türk erkeği türk kadını vs... diyerek genel geçer yorumlar yapmaktır.
October 6, 2022
Issız adam sendromundan mı, Türk erkeğinden mi , yoksa aile yetiştirmesinden mi muzdarip klasik beyaz yakalı kendi ayakları üzerinde duran kadının ayrılığının ilk 24 saati. Günümüzün moda kelimesi ile toksik ilişkisini bitirmiş (?) karakterin iç sesinin tokat gibi yerden yere vurması.
Kadın-erkek ilişkileri üzerine bin yıl yazılsa yol alınmaz gibi geliyor bazen. Yine de kadınlık değerini bilmek, somut halde kendinden bir şeyler bulabilmek için keyifli bir kitap. Karaktere gıcık olmadan kapatırsanız ne ala 🧡
Kadın-erkek ilişkileri üzerine bin yıl yazılsa yol alınmaz gibi geliyor bazen. Yine de kadınlık değerini bilmek, somut halde kendinden bir şeyler bulabilmek için keyifli bir kitap. Karaktere gıcık olmadan kapatırsanız ne ala 🧡
April 17, 2021
Yazarın kitaplarını çok severek okuyorum.Bu kitabı diğerlerine göre farklı bir anlatım olmuş.Biten bir ilişkinin ardından bir kadının ilk 24 saati tüm yaşanan gerçekliğiyle ortaya serilmiş.Yaşanılan hisler size çok tanıdık geliyor.Altı çizilecek çok yer var .Çok akıcı okuyamadım.Bazı yerlerde durma ihtiyacı hissetsemde sevdim 👌🏻
September 17, 2022
Ben artık Instagram hikayeme kalp konmasını istemiyorum. O kalbi yanımda duymak ve görmek istiyorum gibi bir cümle vardı kitapta. Kitabın psikolojik tahlilleri ile toplumsal algılarımızın iç içe geçtiği, ilişki bilmecelerinden bahsederken, elbette insanın bu anlatıya kayıtsız kalması pek olası değil.
Baştaki alıntıyla başlamamın ve aklımda yer edinmesinin en büyük sebebi iletişim çağında, iletişimsiz hayatlar sürdürmemiz diye düşünüyorum.
Kahramanımızın kendisiyle olan muhasebesindeki iletişiminde genellikle psikolojik eksiklerin rehberlik ettiğini görüyoruz. Çoğunluğumuzda olduğu gibi.
İnsan kendisini başkası üzerinden tanımlar ve anlar. Lakin bu anlama işi, o kişiyi salt hayatımızın anlamı durumuna dönüşürse, sanırım orada artık ne kendimizle ne de hayatımızdakilerle iletişim kuramıyoruz.
O saatten sonra eksikliklerimiz ve yanılgılarımız pusulamız oluyor. Modern insanın zaten pusulaları alınmışken, (din, ideoloji, aile ilişkileri vs.) bir de manipülatif haritalar eşliğinde yolunu bulması pek mümkün görünmüyor.
Herkes yanımızdaymış gibi ama değil, herkes beğeniyormuş gibi ama değil, herkes insanlığın hakkını veriyormuş gibi ama değil. Yani insanın ikililiği zaten ortadayken bir de buna olan eklenmeler neyi nasıl düşüneceğimiz hakkında ciddi bir karamsarlığa sürüklüyor.
Kitabın sonunda da olduğu gibi, o gelgitli durum, o belirsizlikler, o sakal-bıyık hali. Montaigne’nin, “her yerde olan, hiçbir yere ait olamaz” sözünde kast ettiği gibi günümüz hastalığının da neye ve kime ait olup olmadığımızı aramakla geçecek sanırım.
Aslı Perker’in kalemine sağlık, her yerde olmaya çalışırken aitliklerimizi sorgulatıyor.
Baştaki alıntıyla başlamamın ve aklımda yer edinmesinin en büyük sebebi iletişim çağında, iletişimsiz hayatlar sürdürmemiz diye düşünüyorum.
Kahramanımızın kendisiyle olan muhasebesindeki iletişiminde genellikle psikolojik eksiklerin rehberlik ettiğini görüyoruz. Çoğunluğumuzda olduğu gibi.
İnsan kendisini başkası üzerinden tanımlar ve anlar. Lakin bu anlama işi, o kişiyi salt hayatımızın anlamı durumuna dönüşürse, sanırım orada artık ne kendimizle ne de hayatımızdakilerle iletişim kuramıyoruz.
O saatten sonra eksikliklerimiz ve yanılgılarımız pusulamız oluyor. Modern insanın zaten pusulaları alınmışken, (din, ideoloji, aile ilişkileri vs.) bir de manipülatif haritalar eşliğinde yolunu bulması pek mümkün görünmüyor.
Herkes yanımızdaymış gibi ama değil, herkes beğeniyormuş gibi ama değil, herkes insanlığın hakkını veriyormuş gibi ama değil. Yani insanın ikililiği zaten ortadayken bir de buna olan eklenmeler neyi nasıl düşüneceğimiz hakkında ciddi bir karamsarlığa sürüklüyor.
Kitabın sonunda da olduğu gibi, o gelgitli durum, o belirsizlikler, o sakal-bıyık hali. Montaigne’nin, “her yerde olan, hiçbir yere ait olamaz” sözünde kast ettiği gibi günümüz hastalığının da neye ve kime ait olup olmadığımızı aramakla geçecek sanırım.
Aslı Perker’in kalemine sağlık, her yerde olmaya çalışırken aitliklerimizi sorgulatıyor.
May 16, 2021
Kitabın bir 24 saatlik dilimde saat saat akışını heyecanlı ve etkileyici buldum. Kadının iç sesiyle ister istemez müthiş bir yakınlık duyuyorsunuz, çok akıcı bir anlatımı var. Bilinmedik bir hikaye anlatmıyor ama keyifli bir okuma.
July 12, 2021
Günümüz ilişkilerine oldukça nesnel bir bakış açısıyla yaklaşarak yazmış yazar kitabını .. Akıcı dili, roman kahramanınin kendisiyle dalga geçmesi ile eğlenceli hale gelen ilişkileri ele alış biçimi ile beni direk sardı ve kısa sürede okuyup bitirdim.
June 9, 2021
Ayrilik surecindeki tespitler yerinde ve basarili olmus. Sadece cok uzun buldum ayni konuyu surekli ele almasi beni bir noktadan sonra yordu ve ilgimi kaybetmeme sebeb oldu.
May 30, 2022
Ben Aslı Perker’i okumayı seviyorum. Bu kitabını da çıkar çıkmaz almıştım ama storytel’den dinlemek nasip oldu. Neredeyse bir oturuşta okunacak bir roman olmuş ve tespitler harikaydı.
December 23, 2025
Bu kitabin erkek versiyonunu yazmak istiyorum. Ayni karakterlerin hikayesi ama erkek tarafindan anlatilacak :)
Displaying 1 - 13 of 13 reviews