Intimacies

by Lucy Caldwell

*Includes the winner of the 2021 BBC National Short Story Award*

In eleven stories, Intimacies exquisitely charts the steps and missteps of young women trying to find their place in the world. From a Belfast student ordering illegal drugs online to end an unwanted pregnancy to a young mother's brush with mortality, and from a Christmas Eve walking the city centre streets when everything seems possible, to a night flight from Canada which could change a life irrevocably, these are stories of love, loss and exile, of new beginnings and lives lived away from 'home'.

Genres: Short Stories, Fiction, Irish Literature, Ireland, Contemporary, Feminism, Book Club

157 pages, Paperback

First published June 4, 2020

Reviews

[Banu Yıldıran Genç · Rating 5 out of 5]

lucy caldwell’ın kitabını okuyup bitirdim ve yattım dün gece. uyuyamadım.
öykülerde anlattıkları, tüm o kadınlar, olan çocukları, olmayan çocukları, kürtaj ettirdikleri, kendiliğinden düşenler, çocuklu hayat, sorumluluk, hiç bitmeyen o sorumluluk, yeni dünya düzeninde gözümüze gözümüze sokulan organik annelik, yetersizlik hissi, sonrasında gelen değersizlik hissi, ölüm… her şey üst üste geldi.
sonra bir de sevindim. çünkü sheila heti, rachel cusk ve annie ernaux’yla devam eden kadın edebiyatı yolculuğumun en güzel duraklarından biri oldu bu kitap.
daha çok ben anlatıcıyla yazılan öyküler o kadar içten ki ne kitapta ne vikipedide yazarın çocuğu olduğuna dair bir bahis varsa da ben çocuğu olduğuna emindim. üzgünüm nihan kaya gibi ordan burdan atıp tutmayla olmuyor bu iş, çocuğu olanın derdini çocuğu olan bin kilometre öteden anlıyor. elbette çocuğu olmayan da anlar (n.k hariç) ama bu öykülerdeki vicdan azabı, şefkat ve hop memelere dolan süt detayları yaşanınca daha farklı oluyor.
iki öyküden bahsedeceğim özellikle. caldwell gerçek hayattan detaylar kattığı öykülerde daha da ustalaşıyor. “tarif edecek kelimeler”de otuzlarındaki iki kadının monica lewinsky’den başlayıp britney spears’a uzanan çatlak kadınlar yolculuğu o kadınların popüler kültürde nasıl mimlendiklerini de anlatan bir öyküye dönüşüyor. evet hem de günümüzde. britney spears babasının vasiliğinden daha bu yıl kurtuldu. monica lewinsky tüm dünya onun adını oral seks şakalarıyla anarken sadece 22 yaşındaymış. 22.
ve “çocuklar” öyküsü viktorya döneminde yaşamış kadın hakları savunucusu caroline norton’un hayatıyla anlatıcının hayatının birleşiminden oluşuyor. kadınlara lütuf gibi verilen hak olmadığını, hepsinin arkasında kan ter ve gözyaşı olduğunu özellikle nafaka tartışması yapılan bugün bir kez daha düşünmek lazım. bebeğini emzirirken memesinde şişkinlik bulan anlatıcının ölüm korkusu caroline’in çektikleriyle birleşince muhteşem bir öykü çıkmış ortaya. iki hayatın kesişim noktaları, modern dünya, neyin değişip değişmediği… söylenecek çok şey var.
tülin er’in çevirisi o kadar ustalıklı ki arada kullanılan unutulmuş sözcüklerin ne kadar da öyküye cuk oturduğunu görünce ayrıca sevindim kendi kendime. velhasıl kelam bence kadınlara dair bir edebiyat şöleni. annie ernaux’yu bile şişirilmiş balon bulan erkekler olduğu için onlara bir şey demiyorum.

[merixien · Rating 5 out of 5]

Bu kitabı Banu(@banushka00) ile konuştuğumuzdan beri çok merak ediyordum hatta tatil dönüşünde ilk okuyacağım kitap diyerek koymuştum valize aslında. Ancak araya bir Terra Nostra gündemi girince okumam bu zamana kaldı.

Ben Claire Keegan, Iris Murdoch, McBride ya da Enright gibi İrlandalı kadınların hikaye anlatım tarzlarını çok seviyorum. O yüzden kitabı da oldukça olumlu bir bakış açısı ile okumaya başladım. İlk öyküye bir göz atayım sonra yatarım diye başladım ve uyuyacak çok az zamanım kaldığını fark edip de kitabı elimden bırakabildiğimde saat gece 03:00’tü. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki eğer sonu bağlanmayan öykülerden hoşlanmıyorsanız bu kitap pek sizlik değil. Çünkü Lucy Caldwell okurunda çok büyük bir merak uyandıran kurgular oluştursa da öykülerin odağı, hikayenin vardığı sondan ziyade uyandırdığı duygu üzerine kurulu. Günümüzde -özellikle de İrlanda gibi hem kilisenin hem de toplum baskısının çok yüksek olduğu bir ülkede- kadın olmayı ağırlıklı olarak annelik çevresinde anlatıyor. Kadınların anne olmak, olamamak, her iki durumun da getirdiği yüklerin altında nasıl kaldıklarını, yorgunluklarını, maruz kaldıkları baskıları ve korkuları, özetle anne olmanın her halini çok sıradan görünen hayatların içinde çok güçlü duygularla anlatıyor. Kitabın en güzel yanıysa bu kadar zorlayıcı bir alandaki öyküleri çok yalın bir dil ve kurguyla aktarması. Kitabı çok rahat okuyorsunuz, ancak özellikle de bazı öyküler çok derin bir iz bırakıyor. Küçük bir kesitini, oldukça sıradan bir gününü yakalayabildiğimiz hayatların nereye gittiğini hiç bilmiyoruz, alternatif sonları yazmayı size bırakıyor zaten öykülerin içinde de devamlı olarak “what if” akışı var zaten. Açıkcası bazı öykülerin nereye gittiğine dair merakım hissettirdiğinin önüne geçse de genelini büyük bir arada kalmışlıkla soluksuz okudum. Herkes okusun diyemedim çünkü bu hikayenin derinine inilmemesinin bazılarına çok itici gelebileceğinin de farkındayım, o yüzden en azından ilk öykü ya da Çocuklar öyküsüne bir göz atıp şans verin derim.

Bu arada eğer Yakınlıklar’ı sevdiyseniz ve benzer annelik-kadınlık hallerinin 1940lar Amerika’sındaki versiyonunu okumak isterseniz Grace Paley’nin İnsana Hiç Rahat Yok Kendinden kitabı önerisini de buraya bırakayım.

[Elyse Walters · Rating 5 out of 5]

Intimacies Lucy Caldwell

At only 137 pages… these eleven short stories were great company while exercising on the spinnaker bike.

The names of the stories:
…Like This
…Mayday
…People Tell You Everything
…Words for Things
…Jars of Clay
…Night Walking
…The Children
…Lady Moon
…All the People Were Mean and Bad
…Devotions
…Intimacies

My chatter & excerpts:
“She tests out her emotions. Scared, yes. Definitely scared. She deleted her browsing history seventeen, eighteen times”.
“What else does she feel? Sadness. She wants to have babies one day. She wants to see the blue line and feel giddy with excitement, check it’s weekly growth”….

“I just couldn’t risk it getting round the agency, that I left my previous job after an affair with the married boss”.
Shhh….”people tell you everything”!

“We were talking about Monica Lewinsky…..”

Themes, chatter, emoji… and a little fun: (because these stories were: FUN… substance > with enjoyable lighthearted humor ):
…Millennial generation…
…Boyfriend annoyances…
…Gif images…
…college days…
…dating…
… desperation, desires, growing up…
….a little sex,
….French fries and Pepsi Max
[aww, the good days of greasy yummies and not gaining an ounce]
…children,
…TV…
…MORE technology (Google suggests)

…a joke about the American versus the British word for undergarments…
[ if you don’t know, and want to: look it up: as I did]

…marriage…
… middle aged women with purple hair…
…the threat of snow…
…Christmas…
…right-to-life discussion…
…discussions about babies…
…technology (always technology)…


“What’s Flashdance?”… she asked her mum.
“Never Mind”

“I’ll go, my husband said, even though he’d gone the time before”.
“If parenthood was 70% trying to get the baby to sleep, 20% trying to keep it awake, and 10% texting each other lists, then maybe this was true love”.

“You’re doing great, kiddo”

“Message YOUR FAMILY”.

…”mean and bad people”…

“SUPER CALLOUS FRAGILE RACIST SEXIST NAZI POTUS”

“Regret is for something you have not done. You have to be true to yourself, and only then, if there’s time, can you be true to others”.

“Tell the people you love that you love them. It will be the only thing, in the end, that counts for anything”.


About the Author:
Lucy Caldwel was born in Belfast in 1981 ( same year as our first born daughter).
Lucy has written three novels, several stage plays, and radio dramas and one previous collection of short stories.
She has twice been shortlisted for the BBC National Short Story Award and has won the Commonwealth Short Story Prize (Canada and Europe)… and other award.

I think she’s terrific!!!!
Looking forward to reading more of her work!!

[Eylül Görmüş · Rating 5 out of 5]

"Hazır olduğumuzda, gardımızı almış ve tedbirli olduğumuzda sınanma sıramızın geleceğini sanırız ame öyle olmaz: Habersizce, hiç beklenmedik zamanlarda, kılık değiştirmiş olarak, en sıradan anlarda karşımıza çıkar sınavlar."

Allahım nasıl güzel bir kitap. Nasıl sessiz, nasıl sesli. Claire Keegan'ı, Rachel Cusk'ı, Annie Ernaux'yu okuyup sevdiyseniz gözünüz kapalı dalabilirsiniz Lucy Caldwell'in Yakınlıklar'ına - çünkü Keegan'ın nezaketini, Cusk'ın gözlemciliğini, Ernaux'nun dürüstlüğünü almış sanki Caldwell. Almış, harmanlamış, ortaya bu çok gerçek metinleri çıkarmış. Kitabın ismi de nasıl güzel!

1981 doğumlu genç İrlandalı yazar Caldwell'in odağına anne olma halini alan öykülerini içeriyor Yakınlıklar. Bazı öykülerde "çocuk doğurmuş olsam burada başka bir şey hissederdim muhtemelen" gibi bir duygu hissettim, dolayısıyla kendisi anneliği deneyimlemiş insanlara daha da nüfuz edeceğini sanıyorum kitabın. Her ne kadar öyküleri birleştiren unsur annelik deneyimi gibi gözükse de, metinler asla bundan ibaret değil; kadın olmanın pek çok hâlini anlatıyor yazar. Sınavlar, yalnızlıklar, ihtimaller, hayal kırıklıkları ve tabii hayaller, bıkkınlıklar, korkular, çaresizlikler, dayanışma...

Böyle azıcık kelimeyle bu kadar insanın içine işleyen öyküler yazabilen çok yazar yok, o nedenle Lucy Caldwell'i pamuklara sarmalıyız bence. Kitaba ismini de veren son öykü Yakınlıklar, kanser şüphesi ile geçirdiği bir dönemi, ilk kadın hakları savunucularından Caroline Norton'ın hayatını okuyarak geçiren bir kadını anlatan ve bu iki hikayeyi muazzam birleştiren Çocuklar, hepimizi sınayan ihtimallere ve alternatiflere dair yazılmış müthiş incelikli bir metin olan Bütün İnsanlar Ahlaksız ve Kötüymüş, bir kadının tuvalete giderken uyuyan bebeğini bir yabancıya emanet etmesinin ardından yaşadığı kaygıyı anlatan İşte Öyle öyküleri en sevdiklerim oldu.

En sevdiklerimi yazayım dedim ama baktım ki çoğunu yazmışım zaten. Bu da bu kitabı ne kadar çok sevdiğimin ispatı olsun, bu inceleme şu cümleyle bitsin: "Pişmanlık, yapmadığınız şeyler için hissedeceğiniz bir duygudur."

Bayıldım sana Yakınlıklar. 💜

[marta (sezon literacki) · Rating 2 out of 5]

Byłam bardzo skonsternowana, kiedy w połowie książki pojawiły się podziękowania. Okazało się, że Intymności to w istocie dwa zbiory opowiadań, przy czym poziomem różnią się tak bardzo, jakby pisała je inna osoba. Mnogości (pierwszy zbiór) są kiepskie i nie mają wiele do zaoferowania czytelnikowi. Intymności są niezłe, ale niestety byłam już zmęczona mierną połową książki, żeby w pełni je docenić.

[teach_book · Rating 4 out of 5]

Bardzo dobre intymne opowiadania. Życiowe, nostalgiczne, a momentami i przytłaczające. Warto się przy nich zatrzymać.

[Sine · Rating 4 out of 5]

böyle yalın anlatımıyla neşter atmış gibi can yakan kitaplara ayrı bir bayılıyorum. üstelik anlattığı hikayede de sizi yerlere yapıştıracak üzücülükte şeyler yok, varsa da çok az ve çok geçmişte yaşanmış olarak bahsediliyor, örneğin bir kürtajı kürtaj sahnesi olarak okumuyoruz. ve yani, anne olmayan ve olmayı da düşünmeyen biri olarak bile içim sıkıştı, sızladı; duygulandım. anne olan okurların kuracağı empatiyi hayal bile edemiyorum. velhasıl bütün bu kadınlık ve çoğunlukla annelik anlatısıyla kadın okurların beğeneceği bir kitap. güzel güzel dertleşilir. öneririm.

[spillingthematcha · Rating 4 out of 5]

Jeden z lepszych zbiorów opowiadań, jakie czytałam. Niektóre z nich były lepsze, inne słabsze, ale wszystkie skłaniają do uważności oraz wrażliwości.

[Bart Van Overmeire · Rating 5 out of 5]

The first 10 stories were already a very solid 4.5*, but the last one is so brilliant that I can't not give this 5 stars.

[Yaprak · Rating 5 out of 5]

Yakınlıklar bir kadın kitabı. İçindeki öykülerde kadınlar var. Anne bir kadın, anne olmak istemeyen bir kadın, kayıp yaşayan bir kadın, özlem duyan bir kadın... Bu öyküler büyük büyük şeyler söylemiyor. Zihinlerinin akışına, kafa seslerine kulak veriyoruz okur olarak. Kitabı böylesine çok sevmemin en büyük nedenlerinden biri ise tüm bu seslerin gerçek bir samimiyetle aktarılmış olmasından kaynaklanıyor. Yapay, suni, plastik hiçbir his yok. Yani en azından bana geçmedi. Anne olmayan bir kadın olarak da empati kurabildim her öyküdeki kadınla. Emziren bir annenin yorgun fakat huzurlu halini hissedebildim. Birkaç yıl sonra yeniden okumak isteyeceğim öyküler bunlar. Anne olmak istersem ya da anne olursam yeniden okumak isteyeceğim...

Özetle bu yıl içinde okuduklarım arasında şimdiden benim için özel bir yere sahip oldu Yakınlıklar.

*Bebeğini kaybetmiş kadın dostlarımı tetikleyebilecek öyküler var.

[Şafak Akyazıcı · Rating 2 out of 5]

“Şimdi sana bir hikaye anlatacağım.” diye heveslendirilip oyalanmış gibi hissediyorum. Bu yüzden de benim bir suçum yok, nasıl uzaklaştım hoşnutluktan, anlatayım: Öykü kitabı diye okumaya başladığım metinlerin öykü taslağı olduğunu görmem ilk neden.
Kitap, anneliğin bir kadının yaşamına nasıl hükmettiği anlatan stresli bir öykü ile başladı. Bu öyküdeki tuhaf gerginlik ikinci neden. Bu ve birçok öyküde kullanılan, bilinen-görülen geçmiş zaman dilimi metnin samimiyetini seyreltiyormuş hissi vermiştir bana hep ve burada da tam olarak böyle oldu. Bu zaman dilimi kullanıldığında anlatıcının kim olduğunu çok önemsiyorum. Anlattıklarına ne kadar hakim olduğuna ikna olmak, hikayenin samimiyetini de burada yakalamak istiyorum. Kullanılan zaman kipi mutlu olamayışımın bir diğer nedeni.
Üçüncü öyküde birinci tekil şahıs anlatıcısı ile yakınlık hissim artsa da öykünün bir temeli yok. Keza dörtte de durum aynı. Sonrasında zaman kalıbı ara ara değişiyor ancak mevzu anne olan kadınlarla ilgili öyküler olunca samimi ifadeler, yoğun ayrıntılar, derin anlamlar ile karşılaşmayı ummuştum. Yüzeysel anlatılarla karşılaştım. Çok etkinlendim diyebileceğim bir öykü maalesef bulamadım. Belki biraz Çocuklar öyküsü. Nedenlerim çok.
***
Bir şey daha; yaşamın önemli deneyimlerini aktarma istediğiyle edebiyat yapmak başkasının yaşamak istediklerini göstermeli, yaşanmış olanla karşılaşıldığında bir yüzleşme içermeli, benim için.
Dahası öykü kurulan bir şeydir, bu da sağlam bir üslup, bir tını gerektirir. Buradaki metinlerin öykü ile benzerlikleri kısa olmalarıyla sınırlı. Burada da bitiriyorum artık.

[Korcan Derinsu · Rating 4 out of 5]

4.5/5

Yakınlıklar, başta annelik olmak üzere farklı kadınlık hallerini, kadınlığın nasıl da kaygı dolu bir şey olduğunu (olmak zorunda bırakıldığını) ele alan bir öykü kitabı. Bir çocuğunu tuvalete götürmek için diğerini bir yabancıya emanet etmenin nasıl da endişe dolu bir deneyim olabileceğini ya da kürtaj yasak olduğu için aldığı haplarla düşük yapmayı bekleyen bir kadının ruh halinin nasıl da onlarca farklı katmandan oluştuğunu birebir okuyucusuna yaşatıyor yazar. Öykülerde her şey tanıdık aslında ama bakış açısı hem derin hem de incelikli. Tüm gücünü de burada yatıyor bence. Ele aldığı meseleleri bu kadar basit ve sakin şekilde anlatıp, yüksek etki yaratabilmek bence bir yazarlık becerisi.

[hopeforbooks · Rating 5 out of 5]

„Intymności” Lucy Caldwell (tł. Aga Zano) to w rzeczywistości dwa zbiory opowiadań, które w Polsce zostały wydane w jednej książce. Pierwszy z nich - „Mnogości” - skupia się na dojrzewaniu, odkrywaniu siebie, nastoletnich problemach, ale także stracie i żałobie. Ten zbiór mnie poruszył i wywołał wiele emocji. Zachwycałam się lekturą. Wiele z tych opowiadań trafiło do mnie do tego stopnia, że w notatniku zapisywałam sobie ich fabułę i moje przemyślenia, aby dłużej o nich pamiętać. „Mnogości” są piękne, smutne i przejmujące. Moje ulubione opowiadania z tego zbioru to „Trzynaście”, „Przez szafę” i „Nieugaszalna”.

Za to bohaterki w drugim zbiorze „Intymności” są już starsze. Ten zbiór skupia się na macierzyństwie i różnych aspektach posiadania dzieci, porusza problem aborcji, lęk przed utratą dzieci, poronienia, próby zajścia w ciążę. W moim odczuciu ten zbiór był trochę słabszy i nie wszystkie opowiadania były satysfakcjonujące. Co nie zmienia faktu, że nadal jest to świetna literatura. Są tu bardzo ciekawe opowiadania o dziewczynie, która zażyła tabletkę „dzień po”, inna jest aktywistką przeciwko aborcji, inna słyszy hałas w mieszkaniu, jeszcze inna wraca samolotem z pogrzebu kuzynki. Jedno z tych opowiadań szczególnie do mnie trafiło („Wszyscy byli niedobrzy i źli”) i skłoniło do wielu refleksji. Z tego zbioru lubię również „To dzieje się tak”.

Jeśli lubicie opowiadania pełne kobiet, które intrygują i skłaniają do refleksji, to bardzo polecam sięgnąć po „Intymności”. Dla mnie to ulubiony zbiór opowiadań Pauzy, a trochę ich już przeczytałam. Uwielbiam!

"(...) pewnego dnia to wszystko stanie się bardzo odległe, jakby wydarzyło się w innym miejscu, w innym czasie, może nawet już w ogóle nigdy nie będę o tym myśleć, a nawet jeśli pomyślę, to będzie już dawno po wszystkim."

[prozaczytana · Rating 3 out of 5]

Zbiór opowiadań, gdzie pierwsza część w większości problemów dorastania, a druga - macierzyństwa. Jedne historie poruszyły moje serce, inne kompletnie nie, ale jako całość jest naprawdę nieźle. Podejrzewam, że nie zapadną w mojej pamięci na dłużej, ale podczas czytania skłaniały do refleksji, a pewne fragmenty trafiały do serducha.

[Chłopaki Czytają · Rating 5 out of 5]

Bardzo intymne i kobiece opowiadania o życiu, miłości, dzieciach. Piękne.

[Zeynep Gunduz Seyhan · Rating 5 out of 5]

Kitabı okuyup bitirdikten sonra şöyle dedim kendi kendime : Nerede doğarsan doğ, ne zaman doğmuş olursan ol, biz kadınlar görünmez iplerle bağlıyız birbirimize. Acımız, kederimiz, hüznümüz, neşemiz, mutluluk sebebimiz hep aynı… Aynı yolun farklı yollardan gelen yolcularıyız sadece …

[Tuna · Rating 4 out of 5]

Lucy Caldwell, İrlanda edebiyatındaki yeni durağım; gerçeklerden, geçmişten ve günümüzden beslenen güçlü bir kalemi var. Modern ebeveynlerin güvensiz ruh hallerini basit bir öğle yemeği sekansı içinde özetleyen İşte Öyle öyküsüyle başlar, Yakınlıklar. Meydey’de yalnız bir genç kızın sıkışmışlığı, geçmişine dair bazı anımsamalar yardımıyla ortaya çıkarken şimdinin ve geleceğin nelere gebe olduğu kestirilemiyor.

Olafur Arnolds’dan Poland’ı dinlerken sonuna vardığım İnsanlar Sana Her Şeyi Söyler ise iki farklı kültürden insanın birbirlerinden kopuşu, Noel gelenekleri ve modern gençler mesafeleri nasıl aşabilir sorusuyla kapanıyor. Tarif Edilecek Kelimeler çiçeği burnunda iki annenin bir dönemin popüler kültür ikonu genç hemcinslerini nasıl ve neden eleştirdiklerini, simgeler üzerinden gerçekleşen hislerin ifadesini, gündelik hayatın basit dert ve keyiflerini ele alıyor. Çağdaş toplumun temel haberleşme araçlarının görece kısa vadede geçirdiği değişim sürecini, aile ve arkadaşlık bağlarının önemini, yeni nesil çiftlerin ilişkileri ve çocuk yetiştirme biçimlerini bir solukta ama yerli yerinde anlatıyor.

Toprak Kaplar ise kürtaj yasağının anayasal bir referanduma sunulmasının hemen öncesinde yaşanan ahlaki ve tıbbi tartışmalara ortak ediyor okuru. Yaşama hakkının kutsallığına atıf yapan ruhani metinlere yaslanan din adamları ile bir kadının kendi bedeni hakkında hür iradesiyle karar verebilme özgürlüğünü savunanların karşılıklı tartışmaları hikayenin temel motivasyonunu oluşturuyor. Gece Uyanışı’nı okurken zorlukla uyuttuğu bebeği ve oğlundan önce uyanan kaygılı bir annenin duyduğu bir tıkırtı sonrası zihninin çıkışsız labirentlerinde girdiği korku seansının bitmesini istiyorsunuz. Çocuklar ise çağının ötesinde bir aktivist ve kadın hakları savunucusu olan Caroline Elizabeth Sarah Norton üzerine bir öykü yazma girişimindeki yazarın vücudunda gelişen yeni durum üzerine gittiği aile sağlığı merkezi, hastane ve kliniklerdeki sıkıntılı gün ve saatlerini anlatıyor.

Ay Hanım’da beklenen bir gebelik ve yeni ikametlerinde yaşadıkları geçimsiz komşuluk nedeniyle sıkıntı içerisinde kalan genç bir kadın hayatı tanımaya başlıyor. Bütün İnsanlar Ahlaksız ve Kötüymüş erken insanlık tarihinden bir peygamber kıssasından yola çıkarak iki yaşından küçük bebeğiyle uzun bir uçak yolculuğuna çıkan bir annenin yol arkadaşıyla tanışması ve hayatının muhasebesini yapmasını odağına alıyor. Adanmışlıklar dört kişilik ailenin Noel’in hemen ardından yaklaşan hava muhalefeti nedeniyle geldikleri yakınlarının kır evinden aceleyle kent hayatına geri dönüş yoluna koyulması ile ailede anne ve eş olan kadının içsel yolculuğunu eş zamanlı sürdürüyor. Derlemeye adını veren Yakınlıklar öğrenmemiz gereken çok şey olduğunu, bunu hayatı ve zamanı iyi kullanarak sağlayabileceğimizi vurguluyor.

Yazarın ne yazık ki çevirisi yapılan tek kitabı, umarım yakın zamanda diğer yapıtları da dilimize kazandırılır. Güçlü kadın karakterler, modern (geçmiş) toplumların dertleri hikayelerin ortak noktasını teşkil ediyor. Öykülerin temeline bir yandan klasik edebiyatın mektup, şiir gibi yapı taşlarıyla uhrevi eserlerden referanslar yerleştirirken diğer yandan sosyal medyanın emoji, kısaltma ve kısırlaştırılmış cümlelerini ekliyor. Böylelikle özgün melez metinler inşa ediyor.

[Claire Fuller · Rating 4 out of 5]

I really enjoyed many of these, and especially loved, All the People were Mean and Bad about a woman travelling on a long flight with her daughter, who makes a connection with the man sitting in the next seat. I suppose I like my short stories to have more of a structure than many of these did. I really liked the writing and the subject matter: motherhood, and sometimes travel, and I know that it's me and my taste that gave it 3.5.

[nabo.books · Rating 4 out of 5]

Wow świetny zbiór! Nostalgiczny, poruszający, pięknie napisany. Jeden z lepszych jakie czytałam 🫶

[Mayk Can Şişman · Rating 1 out of 5]

Lucy Caldwell’in ‘Yakınlıklar’ı beni aşırı itti. O kadar öykü var kitapta, bir tanesi bile “İşte” dedirtemedi ki gezindiği temalar hayli ilgi çekici olmasına rağmen. Yazarın fazlasıyla 21’inci yüzyıllığını hissettirmesi sanırım en çok hoşuma gitmeyen şey oldu. Dilini hiç sevmedim maalesef.

[Patrycja Krotowska · Rating 4 out of 5]

Ale chyba jednak, o dziwo!, pierwsza część podobała mi się całościowo bardziej. Choć w drugiej mam swoje ulubione opowiadania ❤️

[Larnacouer de SH · Rating 5 out of 5]

Hepimizin hayatından bir kesit gibi hepsi çok tanıdık hikayeler.
İnsanın içini sızlatan, yüzünde buruk bir tebessüm bırakan, zihninizdeki silik anıları gün yüzüne çıkartan kitaplar aslında benim en sevdiğim temalardan biri. Yazarın bu anlamda okuru sarmaladığı melankolik tarzını çok sevdim.

Gerçekçi, çarpıcı, yoğun ama yalın; uzun zamandır okuduğum en samimi kitaplardan biriydi.

[Sahil Javed · Rating 4 out of 5]

short story collections centred on or revolving around women are always my favourite kind of collections to read. acute, introspective and intense.

[Agnieszka · Rating 4 out of 5]

4,5

[Gretel · Rating 4 out of 5]

A slim volume of eleven stories that are both insightful and very fresh, with reference to recent world current events. Caldwell is a master at conveying a sense of urgency and pondering life's what-ifs. My favourites include:

Like This: A stressed out mother shepherds her two infants into a café and accepts help from a kindly stranger, which she almost instantly regrets. The mother's stress is so palpable that it makes for uncomfortable, yet urgent reading.

Mayday: In Northern Ireland a young woman, unexpectedly pregnant, buys illegal pills online to terminate her pregnancy. As she takes the pills and goes about her life waiting for them to work we get flashes of her childhood and adulthood and what lead up to her making this descision. Through the use of flashbacks, Caldwell presents a sobering yet enlightening look at life as a woman in Northern Ireland.

People Tell You Everything: On her birthday a woman, far from home and unhappy about her career and her frosty love life, goes out for drinks with a work acquaintance. It soon transpires that the two women have gone out for different personal reasons. I really resonated with this one, feeling that I should have achieved more by twenty-seven, and making myself feel worse by comparing myself with the achievements of my peers.

Words For Things: A retrospective on maligned women in history (O'Connor, Lewinsky), and how they were unfairly vilified.

Jars of Clay: Like Mayday this story concerns the topic of abortion, following a group of young American Christians across the Atlantic to Ireland in the run up to the vote to Repeal the Eighth. It is a nuanced look at the arguments for and against reproductive rights, and a great character study. I will remember this story for a long time.

The Children: A new mother finds an unusual lump in her breast. Compounded with this she researches activist and reformer Caroline Norton, who lost custody of her children after divorcing her abusive husband, and whilst being faced with the news of ICE separating immigrant children from their families, she is faced with her own morality. This story is a stark reminder that although positive strides are made in the world, policies still exist that are designed to unfairly separate us.

For me the stronger stories were in the first half of the book, with the latter ones not holding my interest. All the People Were Mean and Bad had great dialogue, but sadly built up into a damp squib. Caldwell I feel has an over-reliance on writing in the second person narrative, which can become jarring even in a short book, and this was felt most in Devotions. The structure of the titular story was completely lost on me, and although it contained some of the most beautiful prose in the book, it didn't feel wholly put together.

Overall, a selection of incisive and contemporary short stories that is worth a flick through.

[La Repisa de Elena · Rating 4 out of 5]

Cogí este libro a ciegas, sin saber que eran pequeños relatos y ¡vaya once relatos con los que me he topado!.
Enfatizando casi todos ellos en la maternidad y feminidad, la autora se pone en la mentalidad de diversas mujeres en unas situaciones desgarradoras. Sobresale su forma de explorar pequeños momentos de intimidad, obteniendo así conexiones emocionales muy profundas.
Crea una atmósfera plena de tensión y turbulencias, que en relatos específicos me han dejado con un desconcierto enorme.

¿Has leído algún libro de esta autora?

[Deniz Abusaud · Rating 2 out of 5]

I thought I was going to go through a short story phase, but apparently not. It lacked meaning and depth. Although some of the stories had interesting starts, they didn't seem to lead anywhere?

'We were all clichés, really, when you zoomed out enough.'

'But what if eternity does not mean endless time, but an escape from it?'

'Love being a holding-close and simultaneously a letting-go.'

[süveyda · Rating 3 out of 5]

3.5


Bazı hikayeler o kadar gerçek ve korkutucu ki kitabı elim karnımda tamamladım..

[Tuva S. · Rating 5 out of 5]

Son zamanlarda okuduğum en çarpıcı öykü kitabı. Modern dünyada kadın olmanın ve yaşanan problemlerin bu kadar çarpıcı anlatıldığı az öykü vardır.

[Gülten · Rating 5 out of 5]

Ben ne okudum böyle dedirtti Lucy Caldwell'in Yakınlıklar'ı. Birkaç gün önce okuduğum Annie Ernaux'nun Bir Kadın'ı yetişkin bir kadının annesine bakışıyla epey sorgulatmışken Caldwell'in Yakınlıklar'ı da anneler korosunun içine kattı beni; doğmamış çocukları, kaybedilmiş çocukları, çok sevilen çocukları, annelik hallerini, hiç geçmeyecek zannettiğim ama kimini unuttuğum kimini de yeni edindiğim endişeleri anlatarak. Yeterli bir anne olamadığımı, çocuğumu zararlı ortamlardan koruyamadığımı hissettiğim bu suçluluk günlerinde sorarken buldum: "Hiç yeterli bir anne olmuş muydum?" Neyseki fısıltı kadar zor duyulsa da cevabım: "Olduğu kadar, elimden geldiği kadar." Sanırım bu kitap okurları ikiye bölebilecek kadar güçlü bir kitap. Yani ya içine girer anlar severiz ya da kitabın karşılığı yoktur bizde, anlayamayız. Caldwell, sadece içinden geçenleri yakan ateşleri anlatmış. Vaktiyle yanmışsanız, o ateşi hatırlarsınız. Bizi yakmamış ateşlerse başka kitapların konusu.

"Cebelleştiğim şeyleri sana anlamlı gelebilecek, hatta işine yarayabilecek şekilde anlatabilseydim keşke. Ama verdiğimiz en önemli savaşları dillendirmek neredeyse imkânsız; hem senin de aşman gereken kendine özel suların olacak gümbür gümbür üstüne gelen amansız."