Original bdg. 12,50 / 20,50 cm. In Turkish. 88 p. Edited by Rüken Kiziler Ne Vakit Maçka'dan Geçsem Limanda Hep Gemiler Olurdu Agaçlar Kuslar Gibi Gülerdi Bir Rüzgâr Aklimi Alirdi Sessizce Bir Cigara Yakardin Parmaklarimin Ucunu Yakardin Kirpiklerini Egerdin Bakardin Üsürdüm Içim Ürperirdi Felâketim Olurdu Aglardim Üçüncü Sahsin Siiri 'Nden
Attilâ İlhan was born in Menemen in İzmir Province, Turkey on 15 June 1925. He received most of his primary education in İzmir. However, because of his father's job, he completed his junior high school education in different cities. Aged 16 and enrolled in İzmir Atatürk High School, he got into trouble for sending a poem by Nazım Hikmet, a famous dissident communist Turkish poet, to a girl he was in love with. He was arrested and taken into custody for three weeks. He was also dismissed from school and jailed for two months. After his imprisonment, İlhan was forbidden from attending any schools in Turkey, thus interrupting his education.
Following a favorable court decision in 1941, he received permission to continue his education again and enrolled in Istanbul Işık High School. During the last year of his high school education, his uncle sent one of his poems to CHP Poetry Competition without telling Attilâ. The poem, Cebbaroğlu Mehemmed, won the second prize among many poems written by famous poets. He graduated from high school in 1942 and enrolled in Istanbul University's law school. However, he left midway through his legal education to pursue his own endeavors and published his first poetry book, Duvar (The Wall).
Yeni basılan şiir kitaplarında var mı bilmiyorum ama 'Bilgi Yayınevi'nden çıkan seri kitaplarının sonunda meraklısı için notlar bölümü var. Şiiri okurken çok başka duygular yaşarken Kaptan'ın o şiiri yazarken bambaşka duygular yaşadığını anlıyorsunuz. Bu bölümler özellikle çok hoşuma gitti.
Yağmur Kaçağı'nda kitaba adına veren şiirden söz etmezsek olmaz.
Elimden tut yoksa düşeceğim / yoksa bir bir yıldızlar düşecek / eğer şairsem beni tanırsan / yağmurdan korktuğumu bilirsen / gözlerim aklına gelirse / elimden tut yoksa düşeceğim / yağmur beni götürecek yoksa beni /
Büyük İstifham üzerine şiirini Pangaltı'daki Haylayf Pastahanesi'nin camlı bölümünde yazdığımı, bugünmüş gibi hatırlıyorum diyor şair. Derin ve felsefi olmasının yanı sıra kendini okutabilen, çok güçlü bir şiirdir.
Üçüncü şahsın şiirini bilmeyen yoktur herhalde. Mutlaka bir mısrasını duymuşsunuz. Ayrıca bu şiir alfabenin bütün harflerinin kullanıldığı şiirdir. İnsanın içini acıtan aşklara karşı seyirci olma durumunu çok iyi anlatmış.
Attila İlhan'ın kitaplarını okumamış olsam da şiirlerinin çoğunu biliyorum. Bu kitapta da "Üçüncü Şahsın Şiiri" gibi çok bilinen şiirleri de var, benim daha önceden okumadığım şiirleri de.. çoğu çok güzel.. Kitabın sonunda kitaptaki şiirler ile ilgili şairin kısa notları da var, şiir meraklılarının hoşuna gidecektir.
Çok güzel kitap. Kitabın sonunda meraklısına notlar kısmında atilla ilhan her şiirin hikayesini de anlatmış. Üçüncü şahsın şiiri, maria missakian, yangın gecesi ve acı ninninin hikayelerini çok beğendim.
dün akşam bütün yüzünle bana doğru eğilmiştin gözlerin hüzünle doluydu güyâ beraberdik öptüm ki sen değilmişsin büyük yalnızlığımmış yalnızlığımı emziren korkunç karanlığımmış dün akşam yeniden ıhlamurlar boyunca gittim yine yoldan çingeneler geçiyorlardı
öksüz bir cıgara gibi iki nefeste bitirdik sonuna geldik birlikte başladığımızın üfledik birer birer ışıklarını söndürdük haziran gecesi içindeki aşkımızın karanlıkta kaldık yalnızlıkta kaldık istanbul çığlık çığlık ter döküyordu
Ben bu kitaptan sonra şiir kitaplarını neden sevemediğimi anladım, çünkü bu kitap bana şiir kitaplarını sevmeyi öğretti. Neden derseniz, kitabın arka kısmında şairin okuduğunuz şiir hakkında verdiği bilgiler var, mesela hangi olay üzerine yazmış, nerede yazmış vs.. Bu şekilde fazlasıyla duygulu ve hissederek okunabiliyormuş şiirler. Sonuç olarak, çok beğendim ve okumaya devam edeceğim Atilla İlhan'ı ve diğer şairleri.
Önümde Yağmur Kaçağı'nın 1971 yılında Ok Yayınları'ndan çıkmış 2. baskısı duruyor. Okunmaktan yıpranmış. Kötü bir baskı. 2. baskıda da Maria Misakian'ın 2. dizesi hatalı. daha sonra "Hangi ...." serisinde seveceğimiz Meraklısı için Notlar bu baskıda yok. İş Bankası'nın Nisan 2021 basımı başucu kitaplarınızdan beklediğiniz her türlü "zarf" özelliğine sahip. Kâğıdı, cildi, tasarımı kitap okumayı keyif haline dönüştürmek için tamam... "Mazruf" zaten Attilâ İlhan'ın (bence Duvar'ı hariç tutarsak) her şiir kitabı için tartışılmaz. Ben bu kitaba **** verdim. 5 yıldızı "Yasak Sevişmek'e ayırdım.
Attilâ İlhan'ı sadece şair olarak düşünmemek gerek. Şair + fikir adamı + romancı. Bence hiç bir yönü diğerlerinden daha geride değil. "Hangi ..." serisi benim kuşağımdan çok kişinin kafasında ilk soru işaretlerini açmıştı. Ben kendi hesabıma Sultan Galiyev ve Jdanov'u ilk olarak ondan duymuştum. Kurtlar Sofrası dışındaki tüm romanlarını da severek okumuştum.
Erken gitti. Çok sevdiğim bir arkadaşımın dediği gibi "Yaşlanmak sevdiğin şairlerin birer birer ölmesi" mi acaba?
... "ben eski cehennemdim yanıyordum şiirlerim haykırmaya başlamıştı" ... İlk sayfalardaki şiirler o kadar güzeldi ki 5 yıldız veririm diyordum ama sonraki şiirler pek benlik değildi. Attila İlhan'dan okuduğum ikinci şiir kitabı ama kesinlikle devam edeceğim.
"elimden tut yoksa düşeceğim yoksa bir bir yıldızlar düşecek eğer şairsem beni tanırsan yağmurdan korktuğumu bilirsen gözlerim aklına gelirse elimden tut yoksa düşeceğim yağmur beni götürecek yoksa beni
geceleri bir çarpıntı duyarsan telâş telâş yağmurdan kaçıyorum sarayburnu'ndan geçiyorum akşamsa eylül'se ıslanmışsam beni görsen belki anlayamazsın içlenir gizli gizli ağlarsın eğer ben yalnızsam yanılmışsam elimden tut yoksa düşeceğim yağmur beni götürecek yoksa beni"
"gözlerin gözlerime değince felâketim olurdu ağlardım beni sevmiyordun bilirdim bir sevdiğin vardı duyardım çöp gibi bir oğlan ipince hayırsızın biriydi fikrimce ne vakit karşımda görsem öldüreceğimden korkardım felâketim olurdu ağlardı
ne vakit maçka'dan geçsem limanda hep gemiler olurdu ağaçlar kuş gibi gülerdi bir rüzgâr aklımı alırdı sessizce bir cıgara yakardın parmaklarımın ucunu yakardın kirpiklerini eğerdin bakardın üşürdüm içim ürperirdi felâketim olurdu ağlardım
akşamlar bir roman gibi biterdi jezabel kan içinde yatardı limandan bir gemi giderdi sen kalkıp ona giderdin benzin mum gibi giderdin sabaha kadar kalırdın hayırsızın biriydi fikrimce güldü mü cenazeye benzerdi hele seni kollarına aldı mı felâketim olurdu ağlardım"
dünden bugüne çektiklerin eksilmedi dedi yağmur bana eksilmeyecek dedi bugünden yarına bir hiçliğin koynunda istifham gibi büyüyeceksin sual sorduğun her şey senden sual soracak bitirdim sandığın vakit başladığını göreceksin
Öncelikle belirteyim, Attila İlhan benim belki de en sevdiğim şairdir.
Attila İlhan şiirleriyle ilgili bir yorum yazmak gerekli mi, bilemedim şimdi. Attila İlhan'ı açar okursun, boş kaldıkça okursun, daraldıkça okursun, biraz nefes almak için okursun, okursun işte.
Kitabı İş Bankası Kültür Yayınları baskısından okudum. Kitabın sonunda "meraklısı için notlar" başlığı ile bir bölüm açılmış ve bu bölümde kitapta yer alan tüm şiirlerle ilgili şairin yorumlarına yer verilmiş. Bu, hoş bir uygulama olarak dikkatimi çekti (aynı seriden "Böyle Bir Sevmek" kitabı da yanımda, onda da aynı uygulama var). Böylece okuduğumuz şiirleri şairin hangi düşünceler ve nasıl bir ruh haliyle yazdığını hem de ilk ağızdan öğrenebiliyoruz.
Okuduğum 3. kitabı oldu. Okuduğum diğer eserlerine nazaran pek bir fark görmesem de ismi yetiyor. Bir anda elinizden akıp gitmese de çarpıcı şiirleri mevcut. Okunabilir bir şiir kitabı. Ne beklentiyi artırsın ne de düşürsün. Pek bir cümle bulamadım bu kitapla ilgili o yüzden kısa bir inceleme oldu.
Öncelikle bu kitabı oylamak istemiyorum çünkü şiir okumayı hiç bilmiyorum ve bu okuduğum ilk şiir kitabı olabilir. Şu sıralar okumadığım türden şeyler okuyarak bi çeşitlilik getirmeye çalışıyorum okuma rutinime, bunu da annemlerin kitaplığında buldum.
Şiir kitabı okumasam da TM çıkışlı biri olarak lise dönemimde fazlaca edebiyat çalıştım o yüzden Atilla İlhan'ın popüler şiirleri Ben Sana Mecburum, Ayrılık Sevdaya Dahil, Aysel Git Başımdan vs vs biliyorum; az çok şiir tarzına aşinayım. Bu kitapta sadece bildiğim 2 şiir vardı -Yağmur Kaçağı ve Üçüncü Şahsın Şiiri-o yüzden okurken yeni bir deneyim oldu benim için.
Dürüst olayım çoğu şiiri, özellikle "Bulvardia" kısmındaki şiirleri hiç anlamlandıramadım ve bu neydi şimdi diye düşündüm şiirler bitince. Neyse ki kitabın sonunda meraklısına notlar kısmı var ve tüm şiirlerin hikayelerini tek tek açıklıyor, onları okuyunca daha çok oturdu kafamda. Yine de pek bana hitap eden şiirler olmadığını düşünüyorum, zaten duygusal biri değilim bir de Attila İlhan'ın arkadaşlarıyla arasında olan bilgilerle yazdığı şiirler hiç dokunmadı bana yani ben ne bilim senin hangi fransa kahvesinde kiminle tanıştığını.
öyle işte, farklılık olsun diye okumuştum fena olmadı.
Yıllar sonra, bu eylül ayında tekrar okumak öyle iyi geldi ki...
*Elimden tut yoksa düşeceğim yoksa bir bir yıldızlar düşecek eğer şairsem beni tanırsan yağmurdan korktuğumu bilirsen gözlerim aklına gelirse elimden tut yoksa düşeceğim yağmur beni götürecek yoksa beni
geceleri bir çarpıntı duyarsan telâş telâş yağmurdan kaçıyorum sarayburnu'ndan geçiyorum akşamsa eylül'se ıslanmışsam beni görsen belki anlayamazsın içlenir gizli gizli ağlarsın eğer ben yalnızsam yanılmışsam elimden tut yoksa düşeceğim yağmur beni götürecek yoksa beni
*yine akşam oldu attilâ ilhan üstelik yalnızsın sonbaharın yabancısı belki paris'te maria missakian avuçlarında bir çarmıh acısı gizlice bir sefalet gecesi çocuğunu boğarmış gibi boğup paris’i sana kaçmayı tasarlar her akşam
Uzun zamandır şiir kitabı okumuyordum, sanırım bir o kadar daha okumayacağım. Atilla İlhan iyi bir şair evet bunu herkes bilir fakat bu kitaptaki şiirlerin çoğunluğu tekrara düşmüş gibiydi. Bir kaç tane şiir gerçekten güzeldi fakat sanki geri kalan kısmı hep birbirinin aynısı şiirlerdi. Normalde şiirde kafiyeye,redife ve hece ölçüsüne falan hiç önem vermem hatta bunların olmadığı şiirler bana daha edebi ve samimi gelir fakat bu şiirlerde bu uyumun olmaması niyeyse beni çok rahatsız etti.
“Gözlerin gözlerime değince felaketim olurdu, ağlardım” demiş şair 3.şahıs adlı şiirinde. Kitabın sonuna bıraktığı meraklısına notlar kısmını okumayı sevenlerdenim çünkü kitabın bazı kısımlarında insan kayboluyor, o gibi durumlarda işte o son sayfalar bir adet pusulaya dönüşüyor. Biraz hayatından, biraz hayatındakilerden bahsetmesi samimi yaklaşımını sevdiriyor, ben bu adamı okumayı seviyorum sanırım.
elimden tut yoksa düşeceğim yoksa bir bir yıldızlar düşecek eğer şairsem beni tanırsan yağmurdan korktuğumu bilirsen gözlerim aklına gelirse elimden tut yoksa düşeceğim yağmur beni götürecek yoksa beni
geceleri bir çarpıntı duyarsan telaş telaş yağmurdan kaçıyorum sarayburnu'ndan geçiyorum akşamsa eylül'se ıslanmışsam beni görsen belki anlayamazsın içlenir gizli gizli ağlarsın eğer ben yalnızsam yanılmışsam elimden tut yoksa düşeceğim yağmur beni götürecek yoksa beni
''gözlerimi kapasam rüzgârın kapıları derhal açılacak dağbaşlarının temkinli sessizliğiyle sonsuzluğu dinleyeceğiz kendimizi inkâr edeceğiz hele inkârımızı büsbütün inkâr edeceğiz bütün münkirler günde beş vakit bizi inkâr edecekler bir kibrit aydınlığında çatılmış kaşlarını göreceğim jiletle çizilmiş gibi keskin ince içimde kanlı bir ihtilâl kopacak dudakların bir akşamüstü dudaklarıma değince kadehim kırılacak münkirlere müminlere küfredeceğim''
Kitabın sonunda bulunan "Meraklısına Notlar" kısmına bayıldım. Şiirlerin hangi duygularla, hangi durumlarda ve hangi olaylar sonucu yazdığını açıklamış attilâ İlhan. Şiirleri okuduktan sonra durdum, o kısmı okudum ve geri dönüp farklı bakış açısıyla şiirlere tekrar tekrar baktım. Çok hoşuma gitti böyle bir bölüm olması ve şiirlerini açıklaması. Okurken gerçekten keyif aldım. Attilâ İlhan"dan okudugum ilk eserdi. Devamı da gelecektir. (Türkiye iş Bankası yayınları)
"Bir hiçliğin koynunda istifham gibi büyüyeceksin Sual sorduğun her şey senden sual soracak Bitirdim sandığın vakit başladını göreceksin"
Ve daha nice güzel Attila İlhan dizeleri. Attila İlhan şiirini bir çok yönü ile keşfetmek için harika bir kitap Yağmur Kaçağı ve Meraklısı İçin Notlar kısmı gerçekten çok güzel düşünülmüş.
abi bilmiyorum ya bir sürü isimler geçiyor şair onlara girip çıkıyor. çoğu bana geçmiyor bile, oturup öğrenmeyecem de yani ne anlama geldiğini. Smyrna Blues fena değildi. Allaha sövdüm dediği için zehranın halini beğendim. Şaşı Rıdvan'ı da alıp başka bir yerde hayat versem sarabilir. Ama yok açmadı.
Bu kitap, Attilâ İlhan’ın şiirlerinin toplandığı bir eserdir. Siirlerinde sade bir dil ve anlatım kullanılmıştır. İlhan’ın şiirlerini okuduğumda eski bir dostumla karşılaşmış gibi hissettim. Bu nedenle, kitabı kesinlikle tavsiye ederim.
"Eğer kendimi bıraksam, yağmur olabilirdim, yağardım. Kasım'da bir çınar olurdum, yaprak yaprak dökülürdüm, kalbimi sıkı tutmasam."
2025 yılının bitmesine bir ay kala şiir kitaplarına da şans vermek istedim. Hâlâ şiir nasıl okunur onu çözüyorum ama ilk bu kitapla başlamakla iyi ettim. Özellikle kitabın en sonunda Atilla İlhan'ın bize her şiir hakkında kısa kısa olsa da bilgi verip bunu "meraklısına notlar" şeklinde yapması daha çok hoşuma gitti diyebilirim. Her şiir kitabı böyle olmalı gibi.