“Derler ki” dedi sakin bir ifadeyle, “başına güzel bir şey geldiğinde çok sevinme ya da kötü bir şey olduğunda çok üzülme. Çünkü yeterince beklersen, her şey eski haline döner. Ancak bu durumun geçerli olmadığı mutluluklar vardır ve aynı zamanda da acılar… Özellikle de, artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmasına izin vermeyen acılar… Evet, size anlatacaklarım var ve bunları kesinlikle anlatmalıyım ama duyduklarınız sizi rahatlatmayacak. Zaten amacım da bu değil.”
Elinde tuttuğun bu bireysel gelişim romanı yukarıdaki cümlelerle başlıyor ve bitiyor. Arasında ise muhtemel bir gelecekte geçen bir insanlık hikâyesi anlatılıyor. Bu hikâyede bahsedilen kuşak “Doğumun Ölümü” günlerini gördü ve “Şeytan’ın Boynuz Takma Töreni’ne” tanık oldu. Dolayısıyla onların yaşadıkları bizim geleceğimize dönüştü. Burada fütürist bir kahinlik denemesinden çok, muhtemel bir gelecekten kendimizi görme çabasını bulacaksın. Çünkü bir dönemi en az anlayanlar bazen o dönemi yaşayanlardır.
Bu dönemi en karakterize eden şeylerden biri belki de şekillendirebilme gücü. Bu kitapta bir kült grup hikâyesi üzerinden, zihinlerin nasıl adım adım şekillendirilebildiğini okuyacaksın. Hikâyedeki ‘kötü adam’ insanın üstünlük arayışının sembolizmi, ‘iyi adamsa’ özgünlük arayışının. Ama ne kötü karikatürize ne de iyi idealize. Ne kötü doğuştan lanetli ne de iyi ilelebet aydınlanmış ve arınmış. Birini ihtirasları biçimlendirirken diğerini ise acıları olgunlaştırıyor. Kötü adamın yarattığı bu iyi adamın hikâyesi sana, aidiyetleri ve aşkıyla inandığı doğrular arasında kalmış birinin arafını anlatacak.
*Sina, Endelüs, Ava *345, yanlış tren sendromu Bazen insanlar içinde bulundukları her treni yanlış trene çevirebilme becerilerinin farkına varmazlar. 346 “İnsan yaşamadan da bilgi sahibi olabilir ama çoğu kez hiçbir şey öğrenemez. Bilgelik için yaşanmışlık gerekir.”165 “Çünkü insan varoluşsal soruların sırtına sorumluluk yüklemesinden korktu. Kendisine sorumluluk yükleyen herhangi bir düşünceden kaçma eğilimi, insanın bilinçaltında çok yüksektir.” 163 “Dolayısıyla gündelik ve tekrar eden düşüncelerimizle, hangi yumurtaya kuluçkalık yaptığımızı çok iyi gözlemlemeliyiz.” 169 “İnsan ancak kendisini başka biriyle kıyaslamadığında özgürleşebilir. Peki neden sürekli kıyas yapar? Cevap çok basit, kendisini değerli hissedebilmek için. Aslında kıyas ilk günahtır. Günahlar tarihinin ilk günahı…”202 “Ego, kıyas yaptığı için dikkati hep dışarıdadır. Ruh ise arınmayı arzuladığından dikkati hep içeridedir.” 203 “Mükemmeliyetçilik tüm insanların onayını almayı amaçlıyor. Tutku ise onaylanmamayı göze alıyor.” 237 “Mükemmeliyetçilik meyvesinin büyüdüğü dalları bilinçaltının derinliklerine kadar izlemeyi başarabilirsen, en altta korku tohumunu bulursun; değersizlik korkusu.” 236 “Bence önemli olan başımıza ne geldiği değil, başımıza gelenleri nasıl yorumladığımızdır. ….oysaki başımıza ne gelirse gelsin bunun bize iyi geleceğine inanmak insanı kaygılarından özgürleştiriyor.” 280 “Sevilmek için yorucu bir çaba içinde olman, değer görmek için kendini kanıtlaman, başarmak için önce yıpranman gerekmiyor.” 313 “Önemli olan yolculuğun konforu değil yönüdür. Mücadele gücün zayıfladığında, seçim kriterin yolculuğun yönü değil, konforu olur. Konfor her zaman kötü bir pusuladır. Yolculuğun yönü doğru olmadığı zaman, konfor sadece bu yalın gerçekliği gizlemeye yarar.” 318 “Ama bu sadece bir kaçma planıdır ve kaçtığı her şeyi yanında götürdüğünü, hangi okyanusa açılırsa açılsın sonunda kendi kıyısına vardığını fark etmez insan.” 324 “Böylece insan, suçlayabileceği birilerini bulduğu yerlere garip bir şekilde bağımlılık geliştirebilir. Bu bir ülke de olabilir, bir şirket, bir topluluk ya da bir evlilik de…İnsanların sürekli şikayet ettikleri durumlardan kurtulmak için hiçbir şey yapmamalarının gerçek sebebi budur bazen.” 324 “Kendine fazla odaklı ve ben merkezli birine dönüştürebilir. Kendinle baş başalığın harika ama bunun seni yalnızlaştırmasına izin verme. Bu baş başalık ile yalnız biri olman arasındaki farkı görmen çok önemli. Kendimizi gerçekleştirmek için her zaman başkalarına ihtiyaç duyarız. Kendimize yarattığımız zihinsel adamız bizi birey yapmaz, yalnız yapar. Birey olabilmek için sosyal yanımızı felce uğratmamız gerekmiyor. Tam tersine, kendimizi ancak sosyal ilişkilerimizib aynasında tanırız ve bu yüzden kim olduğumuzu anlamak için farklı insanlara ihtiyaç duyarız.” 338 “İçsel yolcuğumuzun haritası kendimizi bilmektir.”348 “Umarım yarınını yaratan bugünün hayalleri olur, dünün pişmanlıkları değil.” 349 “Hayalsiz insanların en büyüğü olacağıma, hayalinin peşinden gidenlerin en küçüğü olayım.” der. 349
This entire review has been hidden because of spoilers.
#kitapyorumu #elyapımıruhlar Endelüs Üniversite 2. Sınıfta ailesi sancılı bir boşanma atlatmış, sevgilisinden ayrılmış ve avare bir dönemindedir. Ülke yönetimi 3 kere el değiştirmiş ve sonunda şu anki türkiyeden çok farklı olmayan bir ortam mevcut. Üniversitede bir grup üyesi rejim karşıtı konuşma yapıyor. Gruba dahil olan Ava da kardeşim dediği konuşmacıyı dinliyor Endelüsilgisi Ava'ya kayınca kendisini birden bu grubun içinde buluyor. Grup lideri Sina ona Endelüs ismini veriyor. Kendisini bir yere ait hissetmeyen Endelüs ilk defa sevgiyi ve aitlik duygusunu hissediyor. Ancak peşinden gittiği aşk onu mutlak yönetimli çok değişik ideaları olan bu gruba sürükleyince içine girdiği oluşumun çok farklı olduğunu anlıyor. Sina ona aydınlatma bakanlığı ve çiftlik evi projesinde görev veriyor. Grup içinde yükselen Endelüs, Sina hakkında inanılanları öğreniyor. 11. Emri Allah'ın (onların deyimiyle yüce mimar) Sinaya verdiği ve sina ismini ona koyduğuna inanıyorlar. Kendisine verilen görevi layıkıyla yerine getiren Endelüs zaman geçtikçe Sina ve ideaları hakkında şüpheye düşüyor. Kitabın ilerleyen bölümlerinde Endelüs'ün hayali olan erdem okulumu inşa ettiğini ve oradaki diyalogları okuyoruz. Yazarın anlatımı çok akıcı ve merak uyandıran cinsten. Karakterler özgün ve çok farklı şekilde işlenmiş. Kapak çalışması daha iyi daha albenili olabilirdi diye düşünüyorum. Çünkü kişisel gelişim kitabı gibi görünüyor ve içindeki hikayenin sürükleyiciliği ve bağlayıcılığından okur ilk görüşte mahrum ediliyor. Son olarak yazarımızın düşünce biçimine ve bunu hikayeleştirme şekline hayran kaldım. Felsefik çıkarımlar yapabileceğiniz diyaloglarla dolu kitap. Bir çok altını çizdiğim kısım oldu. Kişinin özgün olması kendisi olması, bir grup ya da toplum tarafından şekillendirilmemesi kitabımızın ana fikrini oluşturuyor. Umarım daha çok kitabını okuruz. #alıntı Çektiğin acının bir anlamı varsa pişmanlık yakana yapışmıyor. Acı çekmekten değil, çektiklerimizin bir anlamı olmamasından korkmalıyız. Hayatımın ortasında her şeyi yutan bir kara delik vardı ve nereye gidersem gideyim beni takip eden koca bir karanlık... "İnandığın şeyler için bedel ödemezsen, inanmadığın bir hayata mahkûm olursun.
Size şahane bir kitabın yorumuyla geldim 😍 Şahane diyorum çünkü sizi öyle bir yolculuğa çıkarıyor ki ve yolculuk boyunca yaşayacağınız aydınlanmalar ile kendiniz olmanın farkına varmanızı sağlıyor. Peki siz, kendiniz olabilecek kadar cesur musunuz? Emin olun kitabın sonunda net bir cevap verebileceksiniz. . Kitaba dönecek olursam, kitap bir kişisel gelişim diyebilirim ama içerisinde roman kurgusu da mevcut. Belli bölümlere ayrılıyor. Başlangıçta sizi bir kurgu bekliyor. Burada genç ve amaçsız bir gencin aşık olması ve bu zamanın onun hayatının dönüm noktasına dönüşmesi ile başlıyor. Aşık olduğu kişi ise, tanrısal bir buyruk aldığını iddia eden ve bu doğrultuda inşaa ettiği örgütün lideri olan kişinin himayesindedir. Endelüs ismiyle İçine girdiği bu dünya, onu gençliğinden ve geçmişinin boşluğundan faydalanarak şekillendirmeye çalışır. Uzun yıllar bu misyonu benimsesede hizmet ettiği liderin güçlendikçe değişen kimliği, onun da kendisini sorgulamasına sebep olur. Uzun bir içsel savaş sonrası insan olmayı seçer fakat bu uğurda da emeklerini, dostlarını ve aşkını kaybeder. . Burdan sonraki birkaç bölümde; olayların üzerinden uzun yıllar geçmiş. Endelüs, hayalini kurduğu Erdem okulunda , bir grup öğrenciyle birlikte geçmişin yaşanmışlıklarını tartışıyor. Bu bölümlerde grup üyeleri sordukları sorularla , anlattıkları hikayeleriyle, masaya yatırdıkları bir çok konu ile size tam bir içsel ziyafet sunuyor. Aşırı güzel betimlemeler ve alıntılarla dolu. Birey olmak ile ilgili tam bir rehber niteliğinde 👍🏻 Son bölümlerde ise, Endelüs’ün yarım kalmış hikayesinin devamını öğreniyoruz. Bu bölümde duygulanmadım desem yalan olur 🥺 . Sonuç itibariyle kitapla ilgili daha çok şeyler söyleyebilirim ama buradaki kısıtlı alanım bu kadarına müsaade ediyor 🙈 Yazar, tüm tecrübe ve bilgi birikimini kullanarak tam bir başucu kitabı yazmış 👏🏻 Kesinlikle okunmalı diyorum 👍🏻
Mutlaka okunmalı…herkes kendinden bir şeyler bulacak…olaylar, insanlar, sorular, cevaplar, doğrular ve yanlışlar..hem çok tanıdık bildik hem de sürprizlere gebe…