Paperback. 13,50 / 19,50 cm. In Turkish. 336 p. Edited by Meltem Türkeri Cover designed by Deniz Dalkiran Cem Mumcu Contributed Deniz Dalkiran Bir Terapistin Odasinda En Çok Konusulanlar "Bu hayatta bir tek ölüme çare yoktur. Onun disinda her zaman bir yol daha vardir." Çaresiz hisseden, üst üste yasadigi sorunlarla çikmaz bir yola girdigini düsünen, ayni düzlemde sikisan ve çareyi yeni seylerde arayan herkesin bir sekilde kendini buldugu terapi odalarinda neler konusulur? Içindeki kocaman boslugu dolduramayanlar, gitmeye cesaret edemeyenler, çözülemeyen sorunlarin arasinda aci içinde çirpinanlar ve eksik duygusunun pesinde kosanlar ne anlatirlar? Hayal kirikliklari biriktiren, hayati tek boyutlu yatay bir düzlemden ibaret sanan, üçüncü boyutu gözden kaçiran ve basarisiz eylemlerinin altinda ezilen herkesin kaderi ortak mi? Herhangi bir nedenle aci çeken sevdiklerinize destek olabilmeniz için ihtiyaciniz olan her seyi anlatan rehber niteligindeki Psikolojik Ilk Yardim kitabinin yazari Psikolog Tülay Kök, bu defa terapi odasinin kapilarini açiyor ve can havliyle kendinizi attiginiz o odada yasananlari süzerek önerilerde bulunuyor. Terapi Odasi Konulari basucunuzdan eksik olmayacak, çiktiginiz sifalanma serüveninde size yol arkadasligi edecek ve kaybettiginizi sandiginiz umutlarinizi yeniden yesertecek.
Psikolog Tülay Kök’ü uzun zamandır youtube kanalı üzerinden takip ediyorum.Açtığı özel eğitim mavi odaya da katıldıktan sonra merağıma yenik düşerek kitabını aldım.Evlilik öncesi cinsellik yaşamayı yargılayan, kadınları yer yer küçük gören bir bakış açısıyla, bazı cinsel birliktelikleri ‘’kullanılmak’’ olarak tanımlamasıyla beni dehşete düşürdü. Bir terapistin daha kapsayıcı, az yargılayan, herkese daha çok hitap edecek bir kitap yazmış olmasını beklerdim.Tamamen islami öğelerle bezenmiş, kendi bildiklerini dikte eden günlük bir üslupla yazılmış.Kitap bu sebeple benim için tam bir hayal kırıklığı oldu.Yine de içime su serpen, zihnimi sakinleştiren bazı bölümler de mevcuttu.
''Başımıza gelenler bizi büyütmez, kurtuluş çabaları büyütür.Mağduriyet üzerine kurulu bir yaşamda büyüyebilmek mümkün değildir''
''Aldıklarımızı değersizleştirirken verdiklerimizi yüceltiyoruz.Mutluluğu ucuza kapatmaya çalışıyoruz, hak yiyen pazarlıklar yapıyoruz.Egolarımız şişkin, beklentilerimiz yüksek.Hepsinin temelinde çok eskiden beri biriken karşılanmamış ihtiyaçlarımız ve bu temel ihtiyaçları karşılayacak biri olduğuna, o kişinin bizim için doğru insan olduğuna dair çarpık bir inancımız var''
"Gerçek acı seyirci istemez, vitrinde yaşanmaz, öyle içten ve derindir ki kimse sizin ne yaşadığınızı bilmez. Çoğu zaman yaşamla uyumu bozmaz, sizi içeriden güçlendirirken seyredenler ne yaşadığınızı anlamaz."
"Güçlü olmak mücadele etme, uyum sağlama ve hayatın karşısında esnek olabilme yeteneklerimizin toplamıdır. Şu an sahip olduklarınızı kaybedeceğiniz bir gün gelirse yine aynı huzuru, enerjiyi ve mutluluğu hayatımızda yaratabileceğimize duyduğumuz inançtır."
Altını çizdiğim yerler, hak verdiğim tespitler ve benim için faydalı bazı hatırlatmalar oldu. Ancak kitabın genel dilini çok basit buldum. Bu elbette olumsuz bir durum değil, pek çok kişiye hitap edebilir ve farkındalık yaratabilir. Ancak çoğunlukla beklemediğim şekilde gelenekçi bir tavırla karşılaştım. Kendimi bir feminist olarak tanımlamam ama kadın erkek rolleri, kadının ilişkideki, evlilikteki, iş hayatındaki yeri, cinsellik gibi konularda katılmadığım, fazla gelenekçi ve derinliksiz bulduğum görüşler oldu. Bu kısımların sorgulamadan okuyacak kişiler açısından tehlikeli olabileceğini düşünüyorum bir psikologun kaleminden çıktığı için, psikoloji eğitimi almış birisi olarak. Kitabın yazım dilinde aradığım derinliği bulamamam ve bazı bakış acılarını rahatsız edici bulmam nedeniyle 3 yıldız verdim.
Kitap, zaman zaman klasik klişe psikoloji kitapları gibi görünse de, satır aralarında farkında olduğunuzu zannettiğiniz bazı konuları farklı açıdan karşınıza çıkararak düşündürtüyor. Bu yönüyle ve akıcı anlatımından dolayı kitabı beğendim.
Fazla kişisel ve sığ bilgiler olsa da bazı bölümleri ufuk açıcı. Tülay Kök inanılmaz zeki, insan ilişkilerini ve insan doğasının birçok kısmını anlamış ve söze dökebilen bir kişi hatta bir nimet. Verdiği bilgilerdeki dikte edici hali ve misyoner tavrı olmasa, kendi doğrularını dayatıyor hissi uyandırmasa daha az rahatsız edici olurdu. Kitapta konulara değinme biçimi çok kısa olmuş. Örneğin kadın olun derken kadın olmanın hali üzerine pek fazla örnek koymamış. Konuları derinlemesine değil biraz kısa incelemiş. Yine de çok değerli bir kitap çünkü hayatı yaşarken anlamlandıramadığımız birçok durumu aydınlatan, yol gösteren bir tarafı var. Mutlaka okunmalı, beğenmediğiniz görüşlerin değil beğendikleriniz üzerine düşünebileceğiniz bir kitap. Belki biraz deneme havası var denebilir.
Yalın bir dille yazılmış,insanları psikoloğa götüren ana sebepler üzerinde durulmuş bir kitap.Yazarın YouTube kanalındaki videolarını severek izleyen biri olarak biraz daha günlük dilin üstüne çıkmasını isterdim.😌
Herkese hitap edilebilir bir şekilde yazılmış bir kitap. Psikolojiyle ilgilenenler için genel anlamda derin değil ama yazarın amacının herkese farkındalık kazandırmak olduğunu düşünüyorum. Günlük hayatla ilişkilendirmede kendisini içten buluyorum. Üsten bir dil kullanmıyor. Onun dışında kadını aşağıladığını düşünmüyorum. Elmaya sen armutsun demiyor. Fıtri yaklaşıyor. Kabul edelim bu ataerkil düzende bu ülkede ayakta kalabilmek için erilleşiyor erilleştikçe kadınlıktan uzaklaşıyoruz. Sorun kadın olmak değil kadınları yok sayan oynayacaksan benim kurallarımla oyna diyen bu düzen. Kısacası ben kitabı beğendim
Tülay Kök'ü YouTube kanalından tanıdım ve sonrasında kitabını aldım. Tıpkı vidyolarında olduğu gibi kitabında da kaliteden ödün vermemiş. Kendisini tebrik ediyor ve çalışmalarının devamını diliyorum.
Bu kitabı beğenmedim hatta Tülay Kök’ü seven biri olarak okuduktan sonra kendisinden soğumuştum. Kadınlarla ilgili yargıları çok cinsiyetçi geldi. Çok yanlı davranmış.