"Yabanci dile yabanci kalmayalim" diyerek kaleme aldigi "50 Soruda Dil Ögrenme" kitabinda Prof. Dr. Cem Balçikanli, dil ögrenme ve ögretme deneyimlerini kuramsal bilgilerle harmanlayarak merak edilen pek çok soruya yanit veriyor. Dil ögrenme/ögretmeyi isteyen herkese oldugu kadar çocugunun dil ögrenmesini arzulayan anne babalara da rehberlik edecek kitapta ele alinan kimi sorular söyle:
Çocuklar en fazla kaç dili ayni anda edinebilir? Bir yabanci dil ögrenildikten sonra yeni bir dil daha mi kolay ögrenilir? Yabanci dil ögrenmenin ideal yas araligi var midir? Dil ögrenmek için yurtdisinda yasamak sart midir? Ögrenilen dil kullanilmadiginda unutulur mu? Dil ögrenmek beyin gelisimini etkiler mi? Kisilik ve dil ögrenme arasinda bir iliski var midir? Farkli yas gruplarina göre dil ögrenme etkinlikleri degisiklik gösterir mi? Yabanci dil ögrenmek isteyenler nereden baslamali? Dil ögreniminde web teknolojilerinin yararlari nelerdir? Bilgisayar oyunlari dil ögreniminde etkili midir? Yabanci dilde konusma becerisi nasil gelistirilir? Dil ögrenmek için beyin çipi gelistirilebilir mi? Günümüzde kullanilan en etkili dil ögretim yöntemi hangisidir? "Anliyorum ama konusamiyorum" söylemi dogru mudur? Yabanci dil ögrenirken Türkçe düsünmek ne demektir?
Cem Balçıkanlı, aslında dil öğrenimi ve öğretimi üzerine çok net ve bilimsel açıklamalar bulunan bir kitap yazmış fakat üç sebepten dolayı bu kitap beni tatmin etmedi. Birincisi: Kitabın yapısı, akışı ve bilgiyi verme biçimi 50 Soruda serisindeki akıcılıktan ve sohbet/ropörtaj havasından biraz uzak, daha akademik ve bilgi verme amaçlı. İkincisi: Verilen her bilgi bir kaynağa ve referansa dayandırılması dışında normalde bilinen kulaktan dolma bilgileri onaylamak dışında yeni bir bilgi katamıyor. Bu da sayfaları heyecan ve merakla çevirmemi engelledi. Sürekli "e bunu da biliyoruz evet zaten böyledir" diyip durdum. Üçüncüsü: Beklenti biraz daha "kendim nasıl dil öğrenebilirim, yöntemler var mıdır, neyi yanlış yapıyorum" gibi sorulara cevap bulmakken "dil öğretimi"nin ağırlıklı olarak işlenmiş olması da beklentimi maalesef karşılamadı. Kötü bir kitap değil ama adı yanıltıcı.
Neye ihtiyacınız olduğuna göre kitaba verilebilecek yıldız değişebilir. Örneğin, çocuğunuzun ya da kendinizin dil öğrenimi aşamaları ve nelerin öğrenme sürecinizi nasıl etkilediğine dair yeterli derecede fikir verebilir. ELT'ye yeni girdiyseniz SLA almadan önce güzel bir giriş olur. Hatta belki SLA alırken konseptleri, kilit soruları basit düzeyde sindirmek için güzel olabilir. Çeviri ya da edebiyat çıkışlı olup yüksek lisansı ELT'de yapmaya karar verdiyseniz, SLA'e giriş babında iyi bir başlangıç kitabı olabilir ve kaynakçadan yolunuza devam edebilirsiniz. Halihazırda iyi bir ELT çıkışlıysanız, belki pasınızın silinmesi için değerlendirilebilir yoksa alana dair daha spesifik okumaları tercih etmek isteyebilirsiniz.
İyi hazırlanmış bir kitap. Sorular da iyi seçilmiş. Tabi bütün sorular dil öğrenmeye yönelik değil. Dil öğretme de detaylı işlenmiş. Bu tarz kitapları ansiklopedi mantığıyla düşünmek lazım. Oturup baştan sona okumak çok kolay olmuyor. Gene de yazar bir okuma ritmi sağlamaya çalışmış. İyi iş çıkarmış tebrikler.
Yazar, Gazi Üniversitesi ingilizce öğretmenliği bölümünde profesör. Farklı bölgelerden gelen 1500 sorudan en fazla sorulan 50 soruyu bizler için cevaplandırıyor. *Çocuklar iki dili aynı anda öğrenebilir fakat birini daha rahat kullanıp ana dili olarak seçer. *Ana dil edinimi 12-13 yaşında bitiyor. *Ezber ve tekrar yetersizdir, bunun konuşma bağlamlarına yani diyaloğa aktarılması gerekiyor. *Ana dili konuşmacılarından ders almak gerekiyor. *Yabancı dil öğrenme sürecinde, o dilin konuşulduğu topluluklarda bulunmak da önemli. *Yabancı dil öğreniminin alzehimer hastalığını geciktirdiği bulunmuş. *Dürtüsel öğrenme ile yansıtıcı öğrenme kavramlarını ve farklılıkları ortaya koymuş. *Oyunlar, şarkılar, el işi, boyama, drama, hikaye anlatıcılığı, tekerleme gibi etkinlikler, ders kitapları çocuklara dil öğretmede etkili.