Jump to ratings and reviews
Rate this book

Seçme Hikâyeler

Rate this book
Bu kitapta Sait Faik’in deniz kokusuyla, çocuk sesleriyle, balıkçı sohbetleriyle, martılarla, türlü türlü balıklarla donattığı sıcacık hikâyeleri bir araya getirildi.
Seçme Hikâyeler, Milli Eğitim Bakanlığı’nın ilköğretim öğrencileri için belirlediği 100 Temel Eser’de yer almaktadır.

* Stelyanos Hrisopulos Gemisi * Zemberek * Çamaşır İpleri ve Don Gömlek Hayaletleri * Ben Ne Yapayım ? * Havuz Başı * Uzun Ömer * Kraliçenin Evinde * Açık Hava Oteli * Diş ve Diş Ağrısı Nedir Bilmeyen Adam * Bir İlkbahar Hikâyesi * Fındık * Eftalikus’un Kahvesi *Sinağrit Baba * Son Kuşlar * Sivriada Geceleri * Sivriada Sabahı * Haritada Bir Nokta * Bir Kaya Parçası Gibi * Hişt, Hişt !.. * Dülger Balığının Ölümü

136 pages, Paperback

First published January 1, 2012

63 people are currently reading
693 people want to read

About the author

Sait Faik Abasıyanık

70 books515 followers
Sait Faik Abasıyanık (18 November 1906 - 11 May 1954) was one of the greatest Turkish writers of short stories and poetry. Born in Adapazarı, he was educated at the Istanbul Erkek Lisesi. He enrolled in the Turcology Department of Istanbul University in 1928, but under pressure from his father went to Switzerland to study economics in 1930. He left school and lived for three years in Grenoble, France - an experience which made a deep impact on his art and character. After returning to Turkey he taught Turkish in Halıcıoğlu Armenian School for Orphans, and tried to follow his father's wishes and go into business but was unsuccessful. He devoted his life to writing after 1934. He created a brand new language and brought new life to Turkish short story writing with his harsh but humanistic portrayals of labourers, fishermen, children, the unemployed, the poor. A major theme was always the sea and he spent most of his time in Burgaz Ada (one of the Princes' Islands in the Marmara Sea). He was an honorary member of the International Mark Twain Society of St. Louis, Missouri.

Sait Faik mostly published under the name Sait Faik, other pen names being Adalı ("Island dweller"), Sait Faik Adalı, and S. F..

There is an award for his name which is given every year on his death anniversary: Sait Faik Hikâye Armağanı

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
453 (36%)
4 stars
470 (37%)
3 stars
236 (18%)
2 stars
64 (5%)
1 star
23 (1%)
Displaying 1 - 30 of 67 reviews
Profile Image for Elif  Yıldız.
243 reviews19 followers
April 18, 2020
Milyonluk şehirlerde de yaşasa insanoğlunun hayatında bir yalnızlık, bir kendi içine çekilme günleri doludur. İçimizdeki sevinçleri, kederleri paylaşacak insan nerede? En yakınlarımızdan bile uzaklaştığımız, derdimizi kimseciklere söyleyemediğimiz günlerimiz olmaz mı? Karı, koca, ana, oğul, kardeş, baba hepsi ayrı ayrı kederlenir, ayrı ayrı hüzünlenir. Kendi kendimiz kadar kim paylaşır derdimizi? Gün olur arkadaş, dost, sevgili, oğul, ana, baba, kardeş hepsi elimizi bırakıverir. Öyle günlerin en kaçılacak yerleri yeri neresidir? Ben kendi nefsime böyle günlerde parklara giderim.

Her ne kadar denizden, martılardan, çiçeklerden ya da çocuk seslerinden bahsetse de bana hep hüzünlü bir insanın profilini çizmiştir Sait Faik. Acılarının merhemini denizin maviliğinde bulmuş bir adam. Hüznünü, kırılmış hevesini daha önce bu kadar içten bir yazan bir yazar okudum mu, bilmiyorum doğrusu.

Profile Image for Ugur.
230 reviews220 followers
June 27, 2013
Öncelikle bu kitabı aldığıma pişman oldum. Ben bunun Sait Faik zamanında basılmış bir derleme olduğunu düşünmekteydim ancak yakın tarihte diğer kitaplarından beğenilenlerin toplanarak hazırlanmış bir kitap olduğunu ancak okumaya başladığımda anladım. Hikâyelerin bir kısmını zaten diğer kitaplarda okumuştum, okumadıklarımı da diğer kitaplarını aldığımda zaten okuyacaktım. Kitap olarak özel bir yorum yapılmasına gerek yok. Sait Faik’in en çok beğenildiği düşünülen hikâyelerinin toplandığı bir kitap olarak kurgulanmış. Liste aşağıdaki gibi;

Stelyos Hrisopulos Gemisi
Zemberek
Çamaşır İpleri ve Don Gömlek Hayaletleri
Ben Ne Yapayım?
Havuz Başı
Uzun Ömer
Kraliçenin Evinde
Açık Hava Oteli
Diş ve Diş Ağrısı Nedir Bilmeyen Adam
Bir İlkbahar Hikâyesi
Fındık
Eftalikus’un Kahvesi
Sinağrit Baba
Son Kuşlar
Sivriada Geceleri
Sivriada Sabahları
Haritada Bir Nokta
Bir Kaya Parçası Gibi
Hişt, Hişt!..
Dülger Balığının Ölümü
Profile Image for Unicornluyoda.
55 reviews
October 31, 2015
Bitti gönlümün efendisi. En sevdiğim Türk yazarlardan biridir sait faik hikayelerini çok beğenerek okudum. Zaten benim onun gibi bir yazarı eleştirmek gibi bir hakkım yok. Güzeldi, etkileyiciydi.
Profile Image for Fulya Koylu.
82 reviews6 followers
October 30, 2019
Sait Faik’in hikayelerini üniversitede, TK dersinde okumak isterdim. Derinine inerek, inceleyerek.
“Diş ve Diş Ağrısı Nedir Bilmeyen Adam” ile “Bir İlkbahar Hikayesi”ni sevdim.
Profile Image for Şehriban Kaya.
407 reviews19 followers
January 2, 2018
Sait Faik Abasıyanık'ın "Son Kuşlar" öyküsünü tekrar tekrar okudum. Siz de okuyun. 1950'lerden değil sanki dünden sesleniyor bize.
Profile Image for Berkeren Büyükeren.
28 reviews
April 8, 2025
They say Turks are not the people of the sea, but Greeks are. I guess it’s partially true because most of Sait Faik’s seamen are Greek in this short stories book. On the other hand, it shows Turks can write great stories about the sea
1 review1 follower
September 6, 2024
Fındık, kendini sevdirmek isteyen tatlı bir sokak köpeği hakkında. Belediyenin köpekleri öldürme, halkın ise onları saklama çabasından bahsediyor. Yazarın erken dönem öykülerinden, yani günümüzden 100 sene önce yazılmış. Bu nefretin bir asır hatta belki de daha öncelerden beri bu çürümüş toplumun içine işlediğini görmek çok acı.

"Büyük, kalın kuyruğunu oynatarak kahverengi gözlerini kırparcasına yanınıza yaklaştığı zaman kafasını okşamazsanız şayanı hayret bir adamsınız demektir. Bu kadar sevilmek ihtiyacıyla kendine yaklaşan bir hayvanı reddedebilmek için insanın ömründe hiç aşık olmaması, hiç sıkıntı çekmemesi, hiç kalp yumuşaklığı nedir bilmemesi lazım gelir. Böyle insan da olmaz diyebiliriz. Ama Fındık'ın yalnız bir dilim ekmek için değil, şöyle bir okşanmak ihtiyacıyla önüne gelene sokulduğunu, birçok insanoğlunun da onu kovduğunu gözlerimizle gördüğümüze göre insanlar hakkındaki fikrimizi değiştiremeyiz."
Profile Image for Metin Yılmaz.
1,071 reviews138 followers
August 15, 2021
Daha önce okuduğum öyküler çoğunluktaydı. Tekrar okuma yapmış oldum. Sait Faik öyküleri bir kaç kere okunsa da aynı tadı veriyor.
Profile Image for nur ö..
160 reviews32 followers
May 23, 2019
Öykü denince ilk aklıma gelen Sait Faik olmuştur her zaman! Yüreğim daraldığı zamanlarda onun öykülerini okuyarak her zaman huzur bulmuşumdur, kelimeleri ve satırları arasında. Onun öyküleriyle buluşmak benim için nefes almanın ta kendisi!
Profile Image for Ekin Açıkgöz.
Author 6 books33 followers
May 28, 2019
Burgazada'da tam da Sait Faik'in evinin 20 m altında bir otelde kalmıştık geçen sene. Müze kapalıydı gezmek isteyip gezememiştik.
Bayılmıştım adaya. Keşke adadayken okusaymışım bu kitabı. Okurken deniz kokusu burnuma geldi. Adanın o zamanki balıkçı köyü halinin artık kalmamasına hayıflandım. Yine de çok güzel adalar. Burgazada'dan Heybeliada'ya yüzdük, sokaklarda dolaştık, evlere bayıldık, manzarayı seyrettik...

Bu kitap da güzel bir derleme olmuş. Çocuklarla ilgili öyküler, ada öyküleri, röportaj öyküler, otobiyografik öykülerin hepsinden seçmişler. Toplam 20 öykü var.

-- 'Çamaşır İpleri ve Don Gömlek Hayaletleri' en sevdiğim öykü oldu. Tek kelimeyle bayıldım. Çocukluk, masumiyet, temizlik, ahlak, çalışmanın huzuru, çocuk sevgisi, olumlu teşvik... Hepsi anlatamayacağım mükemmelikte tek bir paragrafta bu hikayede dolu dolu anlatılmış. Bunu da ancak Sait Faik gibi bir kalem başarabilirdi.
-- 'Dülger Balığının Ölümü' insanlık üzerine güzel analizlerle biten önemli bir öykü. Tesadüfen kızıma da okulda okutmuşlar bu öyküyü bu sene. O pek anlamamış anafikri. Biraz daha büyüyünce anlar.
-- 'Haritada Bir Nokta', 'Sait Faik Benden Hikayesi' belgesel filminin tanıtım metni bu hikayeden alınma. Hani o meşhur: "... on dört yaşında sarışın bir oğlanken basıp gitmiştim. Bir motor beni alıp büyük şehre götürmüştü. Yaşamıştım. Cebim para görmüştü. Kadın görmüştüm. Şehvet tatmıştım. Kumar görmüştüm..." alıntısı. Bu alıntının tanıtım metninde sansürlendiğini de bu vesile ile fark etmiş oldum. Şaşırdım. Şaşırdım mı? Emin değilim.
Profile Image for Kemal Demirkol.
138 reviews6 followers
June 13, 2016
İlk kez Sait Faik okudum arkadaşlar. Başladığım kitapta seçme hikayeler oldu. 20 farklı hikayeden oluşan bu kitabın dili ve sadeliği çok güzel. Önceden de bildiğim üzerine Sait Faik tam bir deniz hayranıymış. Denizi, adaları, balık ve balıkçılığı çok güzel betimlemiş yazar. Dili gerçekten fark yaratıyor. Diğer kitaplarını da okumaya çalışacağım. Beğendim ve sizlere de tavsiye ederim. Çerez olarak aralara serpiştirilebilir. Ağır romanların arasına. İyi okumalar....
Profile Image for Tahir Sami.
12 reviews1 follower
December 10, 2012
sait faik'in cem edilmiş eserlerinden oluşan bu kitab-ı kebiri elime almam ile elimden bırakmam bir oldu. Yanlış anlaşılmasın bitmiş bir şekilde. Gerçekten deniz, ada, balık, balıkçılık denilince sait faik gibi resmeden başka bir sanatçı olamaz.
iyi ki sait faik var..
iyi ki hikayeler var..
Profile Image for M ikbal.
13 reviews
October 30, 2021
Çile. Oku oku bitmiyor.. hikayelerin nereye gittiği belli değil.. bi yere de gitmiyor aslında. Eftalikus’un kahvesi dışında bütün hikayeler eziyet. O hikayede de bu gibi eleştirilere cevap olarak ‘bizim hikaye anlayışımız da böyle efendim’ der bitirir..
Profile Image for Sanemsrgz.
334 reviews39 followers
July 25, 2024
Sait Faik Abasıyanık daha “sade” olarak tanımlayabileceğim, herkese hitap edebilecek bir yazım diline sahip. Buna rağmen insana daha önce tatmadığı duygular tattırabilen ve gözümüzde birçok farklı manzarayı gerçekçi bir şekilde canlandırabilen bir kalemi var.

Hikayelerinin birçoğu, özellikle MEB’in 100 temel eser listesinde yer alan bu hikaye seçkisi aynı zamanda daha küçük yaş okurlara da hitap ediyor. Insanın odağını bir takım ciddi konulara ve hayatın kendisine yönelten, okurun en basit olaylara bile bambaşka bir perspektiften bakmasını sağlayan bir kitabın aynı zamanda çocuklar tarafından da anlaşılabilir, okunulabilir olması bana göre hikayelerinin büyüsünü oluşturan unsurlar arasında en büyüğü.
Daha “basit” bir dille okur nasıl farklı gerçekliklere, sakin ve sessiz anlara götürülür bunun bir göstergesi adeta. Bu açıdan da bütün halka hitap eden bir yazar olduğunu düşünüyorum.

Farklı film sahnelerleriyle dolu bir kitapmış ve okurken film izliyormuş gibi bir tat aldım. Bu seçkide özellikle denizcilik ve doğa ön planda, tasvirleriyle içimi açtı resmen.
Aralarında dönüp tekrar okuyacağımı bildiğim öyküler şunlar : Eftalikus’un kahvesi, Dülger balığının Ölümü, Bir ilkbahar hikayesi, Havuz başı.
Profile Image for Sümeyra.
257 reviews2 followers
September 6, 2025
“Kimseler âşık değil mi bu şehirde? Kimseler, bir meydanın kanepesinde kimseyi beklemeyecek mi, yüzünü bir dakika görmek için kimsenin?”

“Kim bilir güzellik dediğimiz garip, müdafaası müşkül, çoğu zaman haksız şey belki sesimizde, belki kokumuzda, belki ellerimizin sıcaklığında ve titreyişindedir.”

“Hiçbir zaman yeniden damla damla, dakikaları duya duya, sıkıla patlaya; rüzgârı, balığı, denizi, ağı seve seve, ölümü beklediğimi bilemeyeceklerdi.”

“Söz vermiştim kendi kendime: Yazı bile yazmayacaktım. Yazı yazmak da bir hırstan başka neydi? Burada namuslu insanlar arasında sakin, ölümü bekleyecektim; hırs, hiddet neme gerekti? Yapamadım. Koştum tütüncüye, kalem kâğıt aldım. Oturdum. Ada'nın tenha yollarında gezerken canım sıkılırsa küçük değnekler yontmak için cebimde taşıdığım çakımı çıkardım. Kalemi yonttum. Yonttuktan sonra tuttum öptüm. Yazmasam deli olacaktım.”

“Nereden gelirse gelsin dağlardan, kuşlardan, denizlerden, insandan, hayvandan, ottan, böcekten, çiçekten. Gelsin de nereden gelirse gelsin!.. Bir hişt hişt sesi gelmedi mi fena. Geldikten sonra yaşasın çiçekler, böcekler, insanoğulları...”
Profile Image for Gülşah Özük.
68 reviews8 followers
March 5, 2019
Kitaba, her gün bir öykü okuyayım diye başladım. Ne bir tanesi yetti ne yirmi tanesi. Yirmi farklı hikayedeydim bu akşam. Öyle içten, öyle temiz, öyle güzel yazmışsın ki! Sait Faik Abasıyanık’a ne zaman aşık oldun diye sorsalar, Bir İlkbahar Hikayesi’ni okuduktan sonra gözlerimden yaşları silerken derim. Şahane! Ben Ne Diyeyim? :)
Profile Image for Esin.
25 reviews
November 12, 2023
“Haritada Bir Nokta” bende iz bırakan öykülerinden.
Sait Faik Abasıyanık mutlaka okunmalı. Harika öyküler.
Profile Image for Ceren Ataş.
142 reviews82 followers
Read
November 12, 2013
"Sahiden güzel gözleri var. İçinde bir tek renk yok gözlerinin; birçok renkler var. Yeşil var, eflatun var, bir ara mavi var, kahverengi var, ela var, bu arada birçok güneş ışığı var. Pırıltıdan ve renkten öyle nasibini almış gözler ki ela gözlüdür, diyorsunuz, değil. Lacivert, yeşil; ne münasebet! Kahverengi; hayır efendim! Birbirinden renkleriyle ayrılan bir sürü maden ve taşı bir havanda dövünüz. İçinde bakır da olsun, altın da, demir de olsun, gümüş de, platin de; granit de olsun, zebercet de, zümrüt de, inci de olsun, kum da... Bunların üstüne güneş ışığı vurun, sonra birdenbire bir ay ışığı geçin: İşte İnci Hanım'ın gözleri." Kraliçenin Evinde
Profile Image for Tugba Oz.
183 reviews33 followers
September 28, 2020
Sait Faik’i bu kadar geç tanımama üzüldüm açıkçası. Öykülerini tanımlamam gerekirse “tadı damağında kalma” ifadesini kullanırım. Gerçekten çok sıcak ve çok akıcıydı.

Öncelikle öyküye girişi oldukça sakin, karakterleri betimlemesi ise samimi. Detaylı diyemem fakat o kadar özünü veriyor ki karakterlerin sadece 3 4 sayfa süren bir öykünün sanki 150 sayfa okumuşsunuz gibi bir parçası oluveriyorsunuz. Ama en sevdiğim kısımları tabiki de son paragrafları; o içine çekildiğiniz öyküyü vuruculukla bitiriyor Sait Faik Bey. Kitaptaki en sevdiğim öyküler; Stelyanos Hrisopulos Gemisi, Dülger Balığının Ölümü, Zemberek ve Haritada Bir Nokta.

Okurken büyük keyif aldım ve çok beğendim.

Profile Image for tripswithbooks.
372 reviews52 followers
March 26, 2016
Kalpazankaya sevdası ile başladı Sait Faik sevgisi bende.
Burgazada'yı çok severim, hiç öyküsünü okumamış olmama rağmen evine gitmiş ve onu, yaşadığı evle tanımıştım.
Hangi öyküsünden başlasam bilemeyince seçme öykülerinden bir kitapla başlamak mantıklı geldi.
Havuz Başı öyküsünü çok sevdiğmi belirteyim. Onun dışında adada geçen öykülerine daha yakın hissettim kendimi.
Profile Image for Eren.
379 reviews5 followers
September 1, 2022
Sait Faik'in meşhur Abasıyanık kitabını okuma fırsatı buldum sonunda. Yapacak bir şey yok, adamın aklını her gördüğümde o küçük kızın videosunda ismini yanlış söylemesi geliyor ve gülüyorum. O gösterdiği kitap da buydu zaten. Ben de bu zamana kadar Sait Faik'den hiç kitap okumamıştım, lisedeki edebiyat derslerinden dolayı kulağımda edebiyatımızın çok büyük bir hikaye anlatıcısı olduğu bilgileri dolmuştu. Lise edebiyat derslerindeki bu kitapların bizleri korkutmasıyla ben bir kaç senedir yüzleştim ve bazıları için gerçekten ön yargılı olduğumu düşünmüştüm, bunları kırmaya başlamıştım.
Sait Faik ise nispeten daha modern dönem edebiyatımızın öykücüsü olduğu için onunla daha iyi anlaşacağımı düşünerek bu hikayelerinden oluşan kitabı okumaya başladım.

Kitapta toplam 20 adet öykü var ve bunların iki tanesi hariç birbiriyle bağlantılı olanları yok. (Sivriada Geceleri & Sivriada Sabahı) Öykülerin temelinde şu var diyebileceğim bir şey yok zira hepsinde farklı durumlar anlatılıyor. Ama bu yirmi adet öyküde şunu daha çok gördüm ki öykülerin yarısına yakını teknede, balıkçı gemisinde, Türkiye-Yunanistan ada sınırında vs geçiyor ve ilk öykü de dahil bir çok öyküde bu kokuyu alıyorsunuz. Yazarın hayatı hakkında çok bilgim yok, önsöz olarak eklendiği kısım haricinde ama kendisinin de buralarda çalıştığını ya da çevresinden dolayı bunları bildiğini sanıyorum çünkü balıkçılık, teknecilik bu kadar hayal gücüyle anlatılamazdı yani. Bunun dışında ise öykülerinin en uzunu yaklaşık 12 sayfa. Öykülerinin genelinde çok büyük bir durum ya da olay anlatılmıyor aslında. Yazara durum öykücüsü deniyor zaten, bu yüzden bir olayın içine şak diye sokuyor sizi ve orda ne yaşandı bittiğinden ziyade; ordaki yaşananlar ne durumda, insanlar ne düşünüyor, diyaloglar vs derken hikayeyi bu şekilde bitiriyorsunuz. Geneli bu şekilde akan hikayeler var ve siz de bu kısa kısa durumlara girip çıkıyorsunuz. Genelde balıkçı teknesinde olsanız da yer yer sınıfta, parkta, bir köyde de bulabiliyorsunuz kendinizi yazarın öykülerini okurken.

Ben açıkçası Sait Faik'den daha çok şey bekliyordum sanırım, bu yüzden okuduğum öyküler beni hiç tatmin etmedi; bunu söylemek isterim. Evet gerçekten durumları güzel aktarıyor, siz de bir an o öyküye girip o ortamda bi kaç sayfa durup çıkıyorsunuz hissiyatını veriyor yazar size. Dili de akıcı ve ağır değil, bu da okur olarak size okuma zevki sunuyor çünkü okumaktan ve anlamaktan yana zorlanmıyorsunuz. Fakat benim beklentilerimden sanırım, daha farklı şeyler okumayı düşlemiştim. Bu konuda çok da fazla etkileyen bir hikaye olmadı beni ki bu benim için tuhaf bir durum çünkü en bilinmedik yazarların hikayelerini okurken bile bir tane de olsa çok sevdiğim bir öykü çıkardı. Sait Faik'de maalesef en beğendiğim öyküler bile ortalama diyeceğim öykülerden oluştu. Bu durumdan ötürü yazara devam etmeyi pek düşünmüyorum çünkü zaten yirmi adet öyküsünü de okuyup bana hitap etmediğini düşündüysem devam etmenin çok da bir anlamı yok gibi geliyor bana.

Durum öyküleri, anlık öyküler okumak isteyenler muhtemelen sevecektir yazarı çünkü dili samimi ve akıcı fakat benim gibi çok şey beklerseniz hayal kırıklığı yaşatabilir. Bu yüzden bilemiyorum. Kitabı ortalama buldum.
23 reviews1 follower
Read
March 8, 2025
quick special comment on Sinagrit Baba (Father Sinagrit), one of the stories in the book:
In the story, one question attracted my interest. but I should give some context first: Sinagrit (literally, the fish called Dexter) Baba is a kind of fish with strong jaw, and in the story he is a conscious and smart fish. He knows eating the food in the fishing line causes death. He thinks his "tiring life" should end before he gets too old (we do not know about his real age though), as it might end in a disgraceful death. So he wants to end his life in a meaningful way. However, in the end, while looking for the perfect fisherman to give his life to, he gets caught in a deceitful and dishonest man's boat and he dies regretful.
So, the question is: why did Sinagrit Baba die in a regretful dead instead of a good one? Why a sad ending? I must say I couldn't quite grasp the story on the first read, so I read it again.

Sinagrit Baba is clever to understand how fishermen work (=they kill the fish), also he is physically strong. When combined, he is more powerful than any other fishes in the sea. What he also understands is that one person's effort against the oppressor (in the story fishermen) won't result in sustainable and long lasting result. Solidarity and getting organised together are essential for change. For those reasons I think he represents the intellectual class against the ruling class. He doesn't do anything, when other fish ask for help, but he also does not do anything to get organised (can we say it is the writer's complaint about the society when it is not worth saving? I don't know).

He gets confused, just for a moment, and this confusion costs him his life. And there is no fish to save him. And the fisherman he gets defeated is someone who didn't face any challenges in the life, yet thinks it is him that achieved everything. Recently I read somewhere that the rich never think external situations like luck (which is obvious) play any role in their position. So, can story be the intellectual's defeat against the bourgeois? I think so.
This entire review has been hidden because of spoilers.
125 reviews2 followers
October 23, 2021
Mükemmel bir Türkçe, pırıl pırıl…Bazı öyküleri durağan gelse de; bazı öyküleri çok sardı sarmaladı, duygulandırdı beni…Fındık, Dülger Balığı’nın ölümü, Son Kuşlar…

Yazarın vefatından önce tüm telif haklarını Darüşşafaka’ya bağışlamış olması çok güzel; yaşarken de ölümünde de hayata iz bırakmış çok değerli bir yazar…

Son Kuşlar’dan;
Dünya değişiyor dostlarım. Günün birinde gökyüzünde, güz mevsiminde artık esmer lekeler göremeyeceksiniz. Günün birinde yol kenarlarında, toprak anamızın koyu yeşil saçlarını da göremeyeceksiniz. Bizim için değil ama, çocuklar, sizin için kötü olacak. Biz kuşları ve yeşillikleri çok gördük. Sizin için kötü olacak. Benden hikâyesi.

Profile Image for Hilal.
37 reviews6 followers
March 21, 2020
Kitapların kesinlikle okunması gereken zamanlar bellidir. Aylardır Sait Faik’i okuma listemde tutuyorum ama bilmeden en doğru zamanda okumuşum. Umuda ihtiyacımız olan bu günlerde, doğayla ve çoğunlukla denizle ilgili hikayelerinde adeta hayat buldum. Çayımı, kahvemi alıp balkonda adeta hayatı okur gibi okudum. Çok canlı kanlı tasvirlerin yanısıra hayattan birilerini sunduğu hikayeleri ve dilini çok sevdim. Yine okumak isterim. Özellikle Fındık’ın hikayesini hiç unutmayacağım.
Profile Image for Ece.
5 reviews
August 12, 2025
Betimlediği hüzünlü karakterlerden olsa gerek, okurken beni kendi hayatım hakkında pek iyi hissetmediğim konular hakkında düşünmeye fazlasıyla itti. Fena da olmadı, ertelediğim kararları, hissetmekten pek hoşlanmadığım duyguları çözümlemiş oldum. Bunun dışında Abasıyanık’ın hikâyelerdeki bakış açısı beni şu anda içinde bulunduğum hedonist bakış açısından da uzaklaştırmayı başardı. Seçme Hikâyeler bana çok iyi geldi, kesinlikle önereceğim kitaplar arasından :)
Profile Image for Kıymetlimiss.
49 reviews3 followers
May 25, 2019
Sait Faik hikayelerinde genel olarak yaşadığı yere (Burgaz Ada) bağlı olarak deniz teması öne çıkar. Neredeyse her hikayesinde deniz ile ilgili bir şeyler vardır. Bu kitabında da en bilinen hikayelerden bir derleme yapılmıştır. Keyifle okuyacağınız bir derleme okuyucuyu sıkmadan kendine bağlıyor. Okumayan çok şey kaybeder.
Profile Image for Z.
8 reviews
January 19, 2020
Kısa hikayeler, güçlü tasvirler, unuttuğum bir eski kelimeler.

“Birbirinden renkleriyle ayrılan bir sürü maden ve taşı bir havanda dövünüz. İçinde bakır da olsun, altın da, demir de olsun, gümüş de, platin de; granit de olsun, zebercet de, zümrüt de, inci de olsun, kum da... Bunların üstüne güneş ışığı vurun, sonra birdenbire ay ışığı geçin: İşte İnci Hanım’ın gözleri.”
Profile Image for pınar ⠀ོ.
103 reviews3 followers
February 10, 2022
"Kendi kendimiz kadar kim paylaşır derdimizi?"

"Şu ömrü mevsimlere benzetenler iyi
etmişler doğrusu. Herkesin bir ilkbaharı,
bir yazı, güzü, kışı oluyor işte."

"Ben senin gelmen ihtimali olan yola gözlerimi dikmişim."

"Toprağı sevmez, ona hürmet ederdi. Çünkü bir çok sevdikleri orada, onun altında, aklın durduğu bir yerde yaşıyorlardı."

Displaying 1 - 30 of 67 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.