Prof. Nicholas O’Shaughnessy, bu dikkat çekici çalışmada, bir nevi Nazi propaganda makinesi şeklinde işleyen Hitler dönemi propaganda sürecini tüketici pazarlaması perspektifiyle açıklıyor ve Nazi Almanyası’nı ürün kampanyası olarak kavramsallaştırıyor. Bu bağlamda Hitler’in propaganda sürecini etkili bir marka pazarlaması olarak değerlendiren yazar, Nazizmin neredeyse her şeyi ikna edici amaçlarla paketleyen bir marka olarak kullanılması olgusunu derinlemesine irdeliyor. Ona göre propaganda ve politik pazarlama, Nazi Almanyası’nda yalnızca bir hükümet aracı değil, aslında hükümetin kendisi olarak nasıl var olduğunu gösterme iradesidir. Adolf Hitler’in yaşayan siyaset tiyatrosunu kullanması ile Nazi yalanları ve gerçekler arasında açık paralellikler ortaya koyan bu kitap, şu ürpertici soruyu gündeme getiriyor:
Hitler, zamanının ötesinde miydi? Bu radikal, özgün, derinlemesine çalışma, pazarlama tarihi, politik pazarlama, propaganda ve tarih bilimcileri için paha biçilmez bir kaynak olacaktır.
“Nicholas O’Shaughnessy’nin bu olağanüstü kitabı, Nazizmin iyi yönetilen bir marka olarak nasıl ortaya çıktığını ve modern pazarlama iletişimi tekniklerinin birçoğunun birinci sınıf bir yöntemi nasıl öngörebildiğini açıklıyor.” Miles Young, Ogilvy and Mather Worldwide
This is a horrible idea: you take the regime that has led to a worldwide disaster and compare its practices with marketing practices (go Mr Huxley, McDonalds and Amazon and Apple...)
I do understand the author was trying hard to be original and, to some part, succeeded. What I don't undersand is why the fuck the world is getting so flippant about fascism? Are we being subtly told that it was wrong but generally ok to be fascist?
Fascism is reviewed as some godforsaken marketeer's set of tricks. It wasn't so. It was a horrible self-perpeuating set of crimes, a self-sustaining world view that led to staggering amount of abominable situations.
The 'packaging' and persuasion? Fuck packaging and persuasion! Think burned children, brutalized women, slave labour, families gone, lives ended, nations threatened, Holocaust. Think front lines in the middle of cities. Think rows of small children's shoes near a warm crematorium. Think crows sated on human flesh. Think women and kids and elders rambling through the fields after battle and somehow recognising their loved ones' remains, what's left of them.
This book misses the point altogether. It treads flippantly on horrendous subject. I gather it's getting to become a fashionable trend...
Yer yer uzun ve karmaşık cümleler biraz can sıkıyor. Yazarın dili tabi. Tercihi. Onun dışında süper. Yıllardır anlatılan bildiğimiz bilgilerden altın değerinde çok az bilinen infoları kaynaklarıyla vermesi muazzam olmuş.