İkinci Dünya Savaşı’nın Müttefik Devletleri, Ağustos 1945’te Alman işgalciliğine ve nasyonal sosyalistlerin tarihte emsali görülmemiş zulüm ve soykırımlarına karşılık Londra Antlaşması’nın imzalanması ve uluslararası bir askerî mahkeme kurulması konusunda mutabakata vardı. Nürnberg duruşmalarında Ekim 1945’ten Nisan 1949’a kadar Nazi rejiminin 200’den fazla üst düzey temsilcisi, kısmen uluslararası ceza hukuku normları temelinde, işledikleri suçlardan dolayı ayrı ayrı yargılandılar. Yazar Annette Weinke bu eserinde Hitler’in nasyonal sosyalist imparatorluğunun üst yönetim kadrosuna açılan toplam 13 davanın arka planı, işleyişi ve sonuçlarını anlatıyor. Bir yandan tarihi önemdeki bu yargılamaların hukuki temelini anlaşılır biçimde ele alırken diğer yandan da siyasal, toplumsal ve kültürel yansımalarını tasvir ediyor. Hukuki hesaplaşma, Nazi ideolojisini tamamen itibarsızlaştırsa da “Nürnberg’den alınan derslerin” başlarda pek çok Alman tarafından reddedildiği gerçeği ortaya çıkmaktadır. Buna rağmen tüm sürecin sonunda Federal Almanya Cumhuriyeti’nin, küresel çapta ağır insan hakları ihlallerinin cezalandırılması için daimi bir uluslararası mahkemenin kurulmasını neden böylesine savunduğu sorusu, bu gidişatın incelenmesiyle yanıtını bulmaktadır. Kitapta ayrıca Alman, İngiliz, Sovyet ve Amerikan cephelerinde hukuki süreçlerin yürütülmesindeki çelişki ve tutarsızlıklar da tarafsız gözlemlerle betimlenmektedir.
Annette Weinke, bağımsız tarihçi ve Berlin Özgür Üniversitesinde öğretim görevlisidir. Geçmişle yüzleşme politikaları tarihine ve Nazi soykırımlarıyla hukuki hesaplaşmalara ilişkin Federal ve Demokratik Alman devletlerinde yayımlanmış pek çok çalışması bulunmaktadır.
Savaş sonrası Almanların Naziler hakkında neler düşündüklerini hep merak ettim ve halen de araştırıyorum. En derli toplu kitap olarak bu kitabı buldum. Nürnberg yargılanmaları ve “denazifikasyon” konusunda oldukça net be objektif bilgiler var. Özellikle galip devletlerin (ABD, Rusya, Britanya, Fransa) oluşturduğu Nurnberg mahkemelerinin bu ülkeler arasında güç savaşına sahne olması, hukuk anlayışlarındaki farklılıklar ve en önemlisi çıkarları doğrultusunda hakim ve savcıları etkilemeleri hatta yönlendirmeleri ibret verici.
Yapılan yargılamalar sonucunda idam edilenler dışında mahkum olanların hepsi 1950 den başlayarak sağlık sorunları veya aleni afla 1958 yılında R. Hess hariç tümüyle serbest kalması Almanların geçmişden pek de ders çıkarmadıklarını ya da umursamadıklarını gösteriyor.
Zaten 8 Mayıs 1945’de Nazi ordularının kayıtsız şartsız teslim olduğu “sıfır saati”ndeki Nazilerin büyük çoğunluğu kısa bir süre sonra devlet görevlerine başlamış, güvenlik ve adli kurumlarında görev yapmışlardır, Nazi işbirlikçisi doktorlar muayenehanelerine dönmüşlerdir.
Kısaca büyük bir oranda evinde ya babanın, ya dedenin Nazi geçmişine sahip olmasından dolayı genç Alman nesli üç maymunu oynamayı uygun görmüştür. Galip devletlerin de , Alman halkının da ikiyüzlülüğünü anlatan eksikliklerine rağmen güzel bir çalışma. Öneririm.
Annette Weinke fasst in 128 Seiten zusammen, was vor,während und nach dem Nürnberger Prozess vor dem Internationalen Militärtribunal vom November 1945 bis Oktober 1946, sowie den zwölf Nachfolgeprozessen ab Dezember 1946 bis April 1949 behandelt wurde.
Ein sehr technisches Buch mit vielen Zahlen und Fakten, darum eher trocken zu lesen. Sie schildert aber sehr gut, wie zu Beginn die Alliierten ihre liebe Mühe hatten, sich auf eine "Verarbeitungsmethode" der Hauptakteure und deren Unterhändler des Dritten Reiches zu einigen.
Auch die Kritik am Prozess und der "Siegerjustiz" kommt nicht zu kurz und macht für ein sehr interessantes kleines Büchlein.
Wem Geschichte ohne schöne Umschreibungen und Abschweifungen am Herzen liegt, ist dieses Buch definitiv zu empfehlen.
Empfehlenswertes Buch zum Einstieg in die Thematik "Nürnberger Prozesse". Sowohl die Schaffung der rechtlichen Grundlagen für das IMT als auch die Durchführung der Nürnberger Prozesse und eine anschließende Betrachtung der folgenden Entwicklungen werden als Themen offeriert. Das ganze ist in komprimierter Form auf ca. 120 Seiten und in zugänglicher Sprache. Fazit: Sehr gutes Werk um einen Startpunkt für dieses Themengebiet zu setzen.
Victor's Justice is the real justice? Gibi bir soruya yanıt vermeye çalışıyor... Kardeşimin kitaplığında bulup Ankara'da okudum ama aynı isimdeki mini dizi çok daha iyi gelmişti bana...