Jump to ratings and reviews
Rate this book

Huzursuzluk

Rate this book
Edebiyatımızın usta kalemi Zülfü Livaneli’den güçlü bir aşk ve inanç hikâyesi.

Ünlü edebiyatçı bu kez kalemini sınırboylarında gezdiriyor. Ortadoğu’daki savaşın ve IŞİD zulmünün en çok etkilediği insanların, Ezidi kadınların ve çocukların yaşadıklarını cesurca aktarıyor. İstanbul’da gazetecilik yapan İbrahim, bir sabah, çocukluk arkadaşı Hüseyin’in ölümünü haber masasında buluyor. İşte bu ölüm, İbrahim’i neredeyse tüm bağlarını kopardığı köklerine, Mardin’e doğru bir yolculuğa çıkarıyor ve Meleknaz’la tanışmasını sağlıyor. İbrahim, ölmüş arkadaşının sevdasını devralır gibi Meleknaz’a âşık oluyor ve giderek Hüseyinleşiyor.

Huzursuzluk, bir yandan Ortadoğu’nun en insafsız hallerini, savaşı, yokluğu, mülteci kamplarını ve kadın düşmanlığını gözler önüne seriyor; diğer yandan Mezopotamya topraklarının geçmişine ve bugününe empatik, sorgulayıcı bir bakış sunuyor. İnsan doğası üzerine destansı bir anlatı sunan Livaneli, asırlardır bu coğrafyada yaşayan halklara, tarihlere, inançlara ve hikâyelere ses veriyor. Türkiye’de yayımlandığı günden itibaren büyük yankı uyandıran, çevirileriyle dünya çapında okurlarla buluşan Huzursuzluk, son olarak İngilizceye çevrilerek yayınlandığı ABD’de büyük övgüler aldı.

160 pages, Paperback

First published January 1, 2017

181 people are currently reading
3704 people want to read

About the author

Zülfü Livaneli

68 books1,764 followers
Müzisyen, Yazar, Yönetmen, Politikacı.

Tam adı Ömer Zülfü Livaneli’dir. 1946 yılında Konya-Ilgın’da doğan Livaneli, yazarlık kimliğinin yanında saygın bir müzisyendir. Müziği ile birçok ulusal ve uluslararası ödül almış ve eserleri John Baez, Maria Farandouri gibi sanatçılar tarafından yorumlanmıştır. Kültür, sanat ve politika alanında Türkiye’nin önemli isimlerinden birisi olan sanatçı, sanat yaşamı boyunca 300’e yakın besteye ve 30 film müziğine imzasını attı.

Bugüne kadar üç uzun metrajlı film yönetti; "Yer Demir Gök Bakır", "Sis" ve "Şahmeran". Valencia Film Festivali'nde "Altın Palmiye" ve 1989'da Montpelier Film Festivali'nde "Altın Antigone" ödülüne layık görüldü. "Sis", "En iyi Avrupa Film Ödülü"ne aday gösterildi. Sanatçının filmleri Türkiye, ABD, Fransa, Almanya, İsviçre, ve Japonya'da gösterime girdi ve BBC, WDR, İspanya, Kanada ve Japon televizyonları gibi bir çok televizyon şirketine satıldı.

Ekim 1986'da Cengiz Aytmatov'un daveti üzerine Federico Major, Yaşar Kemal, Arthur Miller ve diğer ünlü sanatçı ve düşünürlerin katıldığı Kırgızistan ve daha sonra Wengen, Granada ve Mexico City'de toplanan Issyk - Kul Forumu'nda yer aldı.

Livaneli, Elia Kazan, Jack Lang, Vanessa Redgrave, Arthur Miller, Mikhail Gorbaçov gibi ünlü kişilerle birlikte dünya kültürünün ilerlemesi ve dünya sanatlarının gelişmesine katkıda bulunmak üzere çalışmalarda bulundu.

1996 yılında Paris’te merkezi bulunan UNESCO (Birleşmiş Milletlerin Eğitim Kültür Bilim Kurulu) tarafından büyükelçilik verilen sanatçı Livaneli, orjinali ilk kez 1978’de çıkan "Nazım Türküsü"adlı albümde Nazım Hikmet'in şiirlerinden bestelediği şarkıları bir araya getirdi.

Sabah Gazetesi'nde köşe yazarlığına yaptı. Bir dönem CHP'den Milletvekili olarak aktif siyaset hayatına da katıldı.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
3,611 (36%)
4 stars
3,749 (38%)
3 stars
1,846 (18%)
2 stars
512 (5%)
1 star
136 (1%)
Displaying 1 - 30 of 792 reviews
Profile Image for İntellecta.
199 reviews1,780 followers
September 28, 2018
Maalesef Livaneli'nin okuduğum en yüzeysel romanı. Akşam yazmış sabah teslim etmiş izlenimi bıraktı açıkçası. Livaneli'nin gündemdeki olayları yazma sevdası (yine) kitabın önüne geçmiş. Bir türlü hikayenin özüne inemedim. IŞİD'in acımasız eylemleri gibi çok üzücü ve sarsıcı olaylar bile bence etkileyici bir şekilde(en azından beni etkileyecek şekilde) aktarılamamış. Angelina Jolie'nin mülteci kampı ziyareti sahneleri ise fazlasıyla zorlama geldi. Kitabın benim açımdan tek olumlu yanı Ezidiler hakkında bilgi edinmem oldu.

"Hz. Ali'ye, falanca kişi senin için kötü sözler söylüyor demişler. Hayret etmiş, oysa ben ona hiçbir iyilikte bulunmadım ki demiş." Sayfa 150
Profile Image for Oguz Akturk.
290 reviews735 followers
July 11, 2022
YouTube kitap kanalımda Huzursuzluk kitabını okumadan ölebilirsiniz dedim: https://youtu.be/dR12B0gIkhg

"İnsanın karnı tok, sırtı pek oldu mu başkalarının yoksulluklarını okuması, merhamete gelip iç çekmesi ne tatlıdır."
Wolfgang Borchert

Onbinlerce defa okunmuş olan ve kendi açımdan 5 üzerinden 2 puandan fazlası etmeyecek bu roman için sunduğum tezlere antitez sunabiliyorsanız, kavgacı veya tartışmacı bir üslupta değil eleştirel değerlendirmelerinizi haklı temellere dayandırarak yorumlar yazarsanız sevinirim. Çünkü bu kitap 1000kitap'ta ise pek çok kişinin olumlu olarak eleştirdiği ilginç bir kitap.

Öncelikle kitabın ve Livaneli'nin kendi açımdan olumsuz yönleriyle başlayayım.

Çoğunluğu Mardin'de geçen ve IŞİD örgütünün de büyük etkilerinin görüldüğü, Yezidi kadınların çektiği işkencelerin anlatıldığı bu romanda, biraz Mardin mekanından bahsedelim. Sonuçta tipik bir Mardin evi, kentsel yapıyı, Mezopotamya ovalarıyla görsel bir bağlantı kurabilecek şekilde dikey değil yatay bir şekilde planlatmıştır. Verimli saatlerde güneşi içeri alabilmeyi de hedefleyen bu geleneksel mimariden tabii ki de uzun uzadıya bahsetmeyeceğim ama Livaneli'nin ilk olarak hangi konularda eksik ve bilgisiz olduğunu söylemek istiyorum.

Öncelikle kurgu bir kitapta mekan kullanımını eleştirebilmek için kendimize, "Mekan, roman kişilerinin kişilik ve kimliklerinin, sosyal, kültürel, ekonomik konumlarının sunuluşunda ve hissettirilmesinde, sosyal yaşantıların sergilenmesinde ne oranda işlevseldir?" sorusunu sormamız gerekir. Livaneli, Huzursuzluk kitabında sanki Mardin'de değil de IŞİD örgütünün bulunduğu herhangi bir yer için yazmış bu kitabını. Eğer ki bir romancı, kitabında bir şehri ön plana çıkaracaksa o şehrin atmosferinden beslenen roman kişilerindeki kimliklerin psikolojilerinin dönüştürülmesini, sosyal ve kültürel yaşantısının da değişmesini ele alabilmek durumundadır. Fakat biz bu romanda sanki Mardin mekanında değil, uzaydan bir arazide planlanmış bir roman atmosferiyle karşı karşıyayız. Değişen mekanların ve yapılamamış mekan tasvirlerinin roman karakterlerini etkileyememesi roman kişilerinin psikolojik tasvirlerinin de çok sığ kalmasına sebep olmuş.

Kitap eleştirisinde mekanı eleştireceksek, "Mekân ne ölçüde öne çıkarılıyor ya da geri planda bırakılıyor?" sorusunu da sormamız gerekir kendimize. Livaneli bu romanında maalesef ki ne Mardin'i, ne Amerika'yı, ne de başka herhangi bir yeri ön plana çıkarabilmiş. Hatta Mardin'i ve IŞİD zulmündeki kader coğrafyasını öne çıkaracakken romanda merkezi kişi olmak için savaşan Meleknaz ve Hüseyin adlı karakterlerin çelişkisinde kalmış. Romanın Amerika kısmı bence tam bir fiyasko ama ona sonradan değineceğim. Yani diyorum ki, mekan tasvirlerinin birinci işlevi olan roman kişisi psikolojilerine "yansıtma" ve diğer bir işlevi olan "çağrışım" işlevi bu romanda bence çok sığ ve ticari kaygı güden bir üslupta kullanılmış.

Biraz da roman kişisindeki merkezi kişiden, tip ve karakterden bahsedelim madem öyle. Livaneli aslında bu konuyu başarıyormuş gibi görünen fakat kendi görüşümce kesinlikle başaramamış bir kalemdir. Zira önceden okumuş ve incelemiş olduğum Kardeşimin Hikayesi kitabının incelemesine de şuradan ulaşabilirsiniz: https://www.goodreads.com/review/show...

Merkezi kişi demiştik, evet. Merkezi kişilik kavgası bu romanda Meleknaz ve Hüseyin arasında gidip geliyor. Aslında bize merkezi kişi olarak yansıtılmaya çabalanan Hüseyin, bende daha çok yardımcı kişi gibi bir algı oluşturdu. Bu kendi açımdan Livaneli'nin bir mantık hatası yaptığını gösterir. Zira Hüseyin'in Amerika'ya gitme ve oradaki ölüm sürecinin bu kadar vasat bir şekilde yansıtılması kitabın başındaki Hüseyin ile kitabın sonundaki Hüseyin arasında tam bir kurgu boşluğu uçurumu oluşmasına sebep olmuş. Oysaki romanda merkezi kişi, "Genellikle özne durumunda olup, diğer kişiler de ona göre nesne konumundadırlar." Fakat Hüseyin karakteri başta özneyken sonradan tamamen bir dış uyaran, nesne konumuna geçmiş.

Livaneli'nin yazımında karakter ve tipleşme arasındaki mantık hatasından biraz bahsetmek istiyorum. "Çünkü tip, benzerleri çok olan kişinin sosyal boyutuyla ilgilenmesidir." Oysaki Hüseyin'in ilk hali özel gözüken bir sevgisi olan ve karakterleşme çabası içerisindeki bir roman kişisi gibi iken, romanın ikinci kısmı olan Amerika süreci tam olarak benzerlerinin çok olduğu bir tip sürecine evrilmiş. Yani Livaneli bence Hüseyin adlı roman kişisini kurgularken pek çok konuda çelişik davranmıştır ve bu kendi açımdan bir mantık hatasıdır.

Sadece 1-2 sayfa içerisinde gerçekleşen, Meleknaz'ın IŞİDlilerin elindeyken birden peynir, sucuk yiyebilecek nispeten avantajlı bir hayata sahip olması ve romanın büyük kısmına etki etmiş olan Hüseyin'in ölümü, Livaneli'nin de karşısındaki okura duygularını geçirebilmekte ne kadar başarısız olduğunu göstermiş. Çünkü savaş psikolojilerinin bu kadar sığ ve derinliksiz bir şekilde insan psikolojilerine yansıtılması maalesef ki bir yazarın kurguyu oluştururken ne kadar aceleye getirdiğinin ve ticari bir kaygı güttüğünün kanıtıdır.

Livaneli'nin romanlarında, mesaj verme, gündemden beslenme, halk onayı kazanma ve kitaplarının pahalı ücretlere satılma kaygısı kendi açımdan onun edebi kaygısının önüne geçiyor. Bu romanında anlattığı kişilerin acılarını sanki içselleştirerek anlatmış gibi görünürken, Edebiyat Mutluluktur kitabında kapitalizmi yerden yere vuruyor fakat kendisi Doğan Kitap kapsamında başka kitabından bölümler içeren Gölgeler adlı gereksiz kitabını bile 20-25 lira gibi fahiş fiyatlara satabiliyor. Livaneli, kapitalist bir yayınevinde barınıp yine kapitalizmi eleştiren bir kimliğe sahip olmasından ötürü çelişkili bir kimliktir; fakat bu incelemede onun kişiliğindense kitabını eleştiriyoruz gördüğünüz gibi.

Huzursuzluk kitabı, Elif Şafak'ın Havva'nın Üç Kızı adlı romanında kullandığı tüketim toplumu ve kültür mozaiğinin çarpıtılması temalarına çok yakın bir üslupta seyrediyor. Hatta mekan hariç, kişilerin farklı etnik kökenlerden gelmesi ve farklı inançlara sahip olması, bu şekilde okurun gözünün boyanmaya çalışılması ve hepsinden önemlisi edebi kaygının önüne ticari kaygının geçmesi benim için Livaneli'yi samimiyetten uzaklaştırıyor.

Eh, biraz olay örgüsünden bahsedelim madem öyle.
"Olay örgüsü, kişiler, şeyler, durumlar ve olgular arası ilişki ağlarından, organik anlamda sağlam bağlantılardan oluşur. Olayların belli bir anlayış, mantık ve esasa göre, edebi değer gözetilerek düzenlenişi vakadır."

Livaneli, kendi açımdan bugüne kadar okuduğum kitaplarında olay örgüsünü organik anlamda sağlam bağlantılarla oluşturamamış. Dengesiz bir olay örgüsü kurulumu var ve bu yüzden edebi değer gözetilmesi işlevi de arka planlara atılıyor. Hatta bu kitaptaki Meleknaz ve Hüseyin arasında geçen, özellikle de Hüseyin'in ölümü kısımlarında olay örgüsü bağlantılarının bir bir kopmasını zaten yukarıda roman kişisi/karakter/tip eleştirisi konularında bahsetmiştim.

Livaneli kendi açımdan retorik kelimesini çok iyi başarabilen birisi. "Retorik, "etkileyici ve ikna edici olmakla beraber içtenlikten veya anlamlı içerikten yoksun lisan". Evet, Livaneli anlattığı şeylerle etkileyici ve ikna edici gibi gözüküyor fakat kendi açımdan kesinlikle içtenlikten ve edebi kaygıdan yoksun, anlamlı bir üsluptan çok uzak bir lisan sergiliyor. Hatta çoğu kısımda Livaneli'nin kitabın içindeki mesajları okuruna bırakmayıp kendisinin söylemeye çalışması da ikna edici olma özelliğini ve okura bırakması gereken kurmaca yorumunu kendisi için ne kadar retorikleştirdiğini gözler önüne seriyor.

Biraz da kitap eleştirisi özelinde, iç çözümleme (interior analysis) yönteminden bahsedelim. Zülfü Livaneli üçüncü tekil kişi anlatıcıyı kullandığı romanlarında daha fazla dikkat çekmesinden dolayı, belki de bunda "ben" anlatıcıyı kullanması, Livaneli'yi iç çözümlemeler konusunda çok çok zayıf bırakmış. "Ben" anlatıcının yaşadığı karakter ve tip çelişkileri buna tuz biber ekmiş. Bu yüzden bu kitabında Livaneli, iç çözümlemeler konusunda kendi açımdan çok zayıf.

O kadar yerdik biraz da olumlu eleştirilerimden bahsedeyim, zaten 4 puanı da bunlar aldı benim için. Kitabın adı ve kapak tasarımı, çölün ortasında hiçbir yere uymayacak merdiven nesnesi, bence çok başarılı. Zira Livaneli'yi biz genelde "Türkiye'de kadının bulunduğu yeri, kimlik karmaşasını ve kendini ifade edişini kadın-toplum sorunsalı çerçevesinde ele alan, erkek hegemonyasının egemen olduğu Türk toplumunda dışlanan; üzerinde ataerkil baskılar kurularak silikleştirilen, çoğu kez ikinci cins olarak görülen kadının; toplumdaki yanlış düzenin sorumlusu olarak görülmesini, yaşama ve sevme hakkını özgürce kullanamamasını eleştirmiş ve acılarını nedenleriyle birlikte ortaya koyan" bir yazar olarak tanıyoruz. Bu yüzden bu kimlik karmaşasındaki erkek ya da kadının merdivenle birlikte boş bir çölde gezmesi kapak tasarımı olarak oldukça başarılı ve kitabın adıyla da uyum içeriyor.

Ortadoğu'daki batıl inançlar, marullar ve önceki ben ile şimdiki ben arasındaki kimlik değişimi, geçmişe özlem ve benlik arayışı Livaneli'nin bu kitabını hafif de olsa zenginleştiren detaylardan. Hatta roman kişisini bu yüzden "Batı ben" ve "Doğu ben" olarak adlandırabilirim. Livaneli, biçim bilincine sahip ve biçim-içerik dengesini kurabilen bir yazar olmasına rağmen, edebi kaygı gütmekten ve karşısındaki okura katkı sağlamaktan, içselleştirmek istediği duyguları okuruna geçirme başarısından uzak bir yazar olmasından dolayı kendi açımdan kötü bir yazardır.

Belki de şöyle demek gerek :
"Popüler kültüre köle gibi yapış ama lafa gelince kapitalizm, edebiyat"

Bu incelemede bir kitabı teknik olarak eleştirmenin kurallarına epey uymuş olsam gerek:
"Kitap eleştirisi için kriterler:
• Yaptığınız eleştirel değerlendirmelerin haklı nedenlerini ortaya koyarak bilgi ile salt görüş arasındaki farkı bildiğinizi gösterin.
• Yazarın nerede bilgisiz olduğunu ortaya koyun.
• Yazarın nerede yanlış bilgi sahibi olduğunu ortaya koyun.
• Yazarın nerede mantık hatası yaptığını ortaya koyun.
• Yazarın analizi ve açıklamasının nerede eksik kaldığını ortaya koyun."

(s. 170) Kitapları Nasıl Okumalı?

Tırnak içindeki yerleri şu yüksek lisans tezinden alıntıladım:
http://adudspace.adu.edu.tr:8080/jspu...
Mardin geleneksel mimarisi kısmında da şuradaki bilgilerden yararlandım:
https://www.arkitera.com/gorus/mardin...
Profile Image for Maziyar Yf.
813 reviews630 followers
November 9, 2021
کتاب بی قراری نوشته زلفی لیوانلی نویسنده ترک یک اثر سطحی ، کودکانه و البته توهینی به مردمان خاورمیانه ، به ویژه زنان و کودکانی ایست که مصیبت ها و شکنجه هایی غیر قابل باور را تحمل کرده اند ، کسانی که برای فرار از این جهنم سوزان ، تن به سرمای آب اقیانوس ها زده و شاهد مرگ عزیزان خود بوده اند . آنچه که مردمان خاورمیانه از افغانستان تا لیبی با پوست و گوشت خود تجربه کرده اند بی گمان از دردناک ترین داستان های بشری و بسیار فراتر از داستانی سطحی مانند بی قراری ایست .
بی قراری آقای لیوانلی مانند گزارش های تلویزیون های ماهواره ای ، آن هم از مبتذل ترین نوع آن است ، نویسنده در این کتاب کوتاه به هر وسیله ای چنگ زده تا احساسات خواننده را رقیق کرده و همزمان جریان داستان را هم جلو بَرد .
نسل کشی ایزدی ها ، فاجعه ای که در سالیان اخیر و در برابر چشم تمامی مردمان جهان رُخ داده و سرنوشت زنان و کودکان ایزدی موضوع اصلی کتاب بی قراری ایست ، قتل ، تجاوز ، بردگی ، اسارت و تبعید رویدادهایی بسیار ناگواری بوده که گریبانگیر زنان و کودکان ایزدی شده و فاجعه ای بسیار ناگوار آفریده . نویسنده این زنان را اززمان فرار از قلمرو داعش و پناهنده شدن به شهری در ترکیه دنبال کرده و داستان را با صف طولانی همین پناهندگان در مرز ترکیه و اروپا پایان برده است .
نویسنده در طول داستان گویا با خود چالش داشته و می جنگد ، شهر نشینان از نگاه او فرهنگ و سنت را از یاد برده و غرب زده شده اند اما ��ر روستا و شهرهای کوچک هم عقاید تندروها است که حاکم است ، شاید نگاه نویسنده به زمانی بوده که به گمان او یهودی ها ، مسلمانان ، ارمنی ها ، اعراب و کُردها با هم در صلح و آرامش می زیسته اند .
این دوران طلایی را حداقل من به خاطر نمی آورم ، اما می دانم که وطن نویسنده ، ترکیه سابقه ای طولانی در نسل کشی های مختلف داشته : نسل کشی ارامنه ، آتش سوزی شهر ازمیر کنونی و نسل کشی یونانیان ، نسل کشی آشوریان و نسل کشی کردها در تونج ایلی .
در پایان باید گفت که کتاب بی قراری آقای لیوانلی روایتی ایست سطحی و کم عمق از فاجعه ای دردناک و زخمی عمیق .
Profile Image for Marius Citește .
251 reviews269 followers
December 4, 2023
Un roman important care într-adevăr trezește neliniște. Cartea aduce în discuție un eveniment mai puțin cunoscut pentru lumea Occidentala: Genocidul împotriva comunității Yazidi. Timp de secole, yazidiții au fost masacrați de arabi, conducătorii otomani și mai recent de ISIS.

Povestea are loc în Mardin, un oraș turcesc la granița cu Siria, cunoscut și ca Veneția Orientului.Hussein este un medic care de la o vârstă fragedă a empatizat mereu cu ceilalți, fie că sunt oameni sau animale. A ajutat la îngrijirea oamenilor săraci și bolnavi într-o tabără de refugiați.Una dintre femeile pe care le-a ajutat a fost o tânără Yazidi, pe nume Meleknaz. Hussein se îndrăgostește de Meleknaz, spre dezaprobarea familiei sale, deoarece este logodit cu o femeie musulmană adevărată, dar și de faptul că s-a îndrăgostit de o femeie Yazidita, lucru interzis.

Unul dintre motivele pentru care îmi place să citesc este să descopăr lucruri despre alte culturi și locuri atât de diferite de ale noastre. Un roman scurt, dar care transmite esența a ceea ce înseamnă a fi uman și a empatiza cu alții mai puțin norocoși decât tine într-un mod atât de subtil, dar puternic.

Nu cred că voi uita curând de Ibrahim, protagonistul principal, sau de Hussein, tânărul doctor ucis cu brutalitate.
Povestea este intensă și tristă. Scrierea este captivantă și invită cititorul în poveste într-un mod simplu, dar direct. Mesajul pe care îl preiau din această poveste convingătoare este ceva ce a spus Hussein înainte de a muri: „Am fost și eu om”.
Profile Image for Arman.
360 reviews351 followers
May 13, 2019
مهم نیست که طرح داستان چقدر ساده است و گاها دارای چال و چوله هایی ست، مهم نیست که بعضی اطلاعات نویسنده درباره اعتقادات یزیدیان غلط یا نقص است، و حتی مهم نیست که نویسنده گاهی هیجان زده می شود و مثل بسیاری از نویسندگان شرقی شروع می کند به منبر رفتن و موعظه...

آنچه اهمیت دارد این است که این داستانی که در همین نزدیکی ها می گذرد، چنان هولناک است که یقه ی آدمی را محکم می چسبد و مجبورت می کند که با روایت احساسات برانگیز راوی از همه دردها و رنج هایی که بر مردمانی از همین سرزمین گذشته، همراه شوی و حتی برای لحظه ای بار سنگین آن را به دوش بکشی.
و انصافا نباید از روایت ساده و سرراست راوی/نویسنده گذشت که به این همذات پنداری با داستان بسیار کمک کرده است.

فقط کاش نویسنده به جای اینکه در جای جای داستان حرف هایی شبه روشنفکرمآبانه و بزرگ بزرگ درباره ی مردمان غربزده ی شهرهای بزرگ و بریدن شان از شرق بنویسد، لحظه ای به توصیفاتش از شهر کوچک و خفقان آوری چون ماردین (که برای وی نمادی از شرق و تفکر شرقی شده) می اندیشید و از شرایط اِمکانِ تعصبات و جهالت های مذهبی و رواج افکار داعشی در آن هم می نوشت.
Profile Image for HAMiD.
518 reviews
April 24, 2019
بی اندازه دقیق در گزارشِ درد و در روایتِ آن. بی قراری فریاد بر سر نادانی ست و عجبا از این همه نادانیِ ناتمام
لیوانلی با نقبی که از راه داستانش به تعصب و خشونت می زند انگار که وجدانِ خفته ی خواننده اش را آگاه می کند از آنچه که در پیرامونش می گذرد و به یاد ما می آورد که ریشه های خشکیده ی تعصب را فقط خون است که طراوت می دهد. یادمان می آورد همه ی آنها که مدام دم از خون می زنند هیچ توفیری در ماهیت با هم ندارد گو اینکه هر یک خود را برگزیده ای الهی! می دانند و آنانند که راه راست را نشانه گرفته اند. چه خیالِ باطلی! بی اندازه تکان دهنده و عجیب است این داستانِ بی گمان حقیقی تر از هر حقیقت
باید خواندش و به یاد سپرد: در پیرامون ما چگونه سلاخیِ تن ها و جان ها شریف ترین عملِ وارستگانِ دیو سیرت است! وای بر کودکانِ دست آموزِ چنین تفکری رو به تباهیِ ابدی. وای بر یک به یک ما، وای بر جهانِ تاریکِ اندیشه های کور
پنج ستاره نه برای زیبایی اش. برای آنکه ذاتِ زشتی را به زیباترین گونه نشانِ خواننده اش می دهد تا بدانیم زشتی چیست. همان زشتی را که هر روز تقدیسش کرده اند و می کنیم. وای از این شرحِ ناتمام

1398/02/01
Profile Image for Amir Z.
190 reviews
June 4, 2023
آخر من هم انسان بودم...

شاهکاری کوچک...
این رمانِ صد و چهل صفحه ای رفت به دسته ی رمان هایی که فراتر از انتظارم بوده اند. در آغازِ رمان به نظرم آمد که با داستانی ساده و صرفا خطی مواجه خواهم بود ولی هر چه که پیش رفتم متوجه طیف گسترده ی مفاهیمِ مورد نظرِ نویسنده شدم.

روایت در چنین پلات هایی نقش اول را ایفا می کند که به نظرم لیوانلی از پسش برآمده.
بعد از سه سال بالاخره اثر دیگری از ادبیات ترکیه خواندم؛ تجربه ی بدِ "ملت عشق" بی تأثیر نبوده بی شک در این دوری؛ البته این بار تجربه ای تمام عیار و لذت بخش برایم رقم خورد با نویسنده ی کاربلدی به نام"زولفو لیوانلی"...

پ.ن: چندین رمان از این نویسنده توی ایران ترجمه و چاپ شده؛ امیدوارم شما هم بخوانید و این نویسنده ی کمتر شناخته شده در ایران را دریابید!!
Profile Image for Bülent Ö. .
294 reviews139 followers
August 12, 2023
Kendimi, elinde sopa tutan, bir taşın üstüne dengesiz bir biçimde yerleştirilmiş küçük değnek parçasının boşta kalan kısmına o sopayla vurarak havaya fırlamasını sağladığımız, sonra havada takla atan bu küçük değneği, yine sopayla uzaklara fırlattığımız –benim daha sonraları yoksulların beyzbolu olarak nitelendireceğim– çelik çomak oyunu oynarken hayal ettim ve âdeta sopanın ucunu elimde hissetmem, bende bir geri dönüşe yol açtı; bu da beni şaşırttı. (s. 21)

Bu ne yahu? Kim dedi sana çelik çomak oyununu anlat diye Sayın Livaneli? Ha evet, başka dillere çevrileceğini biliyorsun ya ecnebiler anlasın diye. A doğru gözlerinde tam canlandırabilmeleri için beyzbola benzetmelisin.

Oysa mahlepli Süryani şaraplarıyla ünlü bir yerdi buralar; dizlerini bir sağa bir sola çevirerek yere doğru yavaş yavaş, müziğin ritmine uyarak çöküp sonra aynı şekilde yukarı kalkarken, hüner sahiplerinin göğe dönmüş alınlarının üstündeki dolu rakı bardağından bir damla bile dökmemekle övündükleri Reyhani danslarının memleketiydi. (s. 27)

Off, edebi eserin temel niteliği "anlatma, göster"e ne oldu yahu?

Angelina Jolie de Efes tanrıçası Artemis gibi. Gerçi Artemis’in onlarca memesi vardı, Jolie ise zaten iki tane olan memesini –haklı nedenlerle– aldırdı ama olsun, o yine de bir tanrıça. Zaten onca çabaya rağmen yanına yaklaşamamamızdan da belli değil mi durum. Tanrıların ve tanrıçaların sadece imgeleri görülebilir. (s. 72)

Ahh, Livaneli Bey, bir tek Angelina Jolie'nin memeleri kalmıştı sığlığınıza sığlık katmak için.

Hasılı rezalet. Gündemdeki meseleleri kovadan boşaltırcasına kurgunun içine boca etmiş Livaneli. Bunu da kullanılabilecek en basit dille yapmış. Biraz da kitabın farklı dillere çevrileceğini bilerek Mardin tanıtım broşürü minvalinden cümleler eklemiş ki ecnebilerin doğu ilgisi doyurulsun. Bir nevi Elif Shafak. Tasavvufa da girer mi diye korktum bir ara ama çok şükür sıyırıp geçti.

İki yıldız mı vermişim? Çok olmuş. Bir.
Profile Image for Ayse Sasmazel.
110 reviews
April 3, 2017
Çok çarpıcı, çok acımasız, insanı vicdanıyla hesaplaşmaya iten bir öyküyü Livaneli bir saatte okunabilen, yarım anlatılmış, hiç bir karakteri yeterince oluşmamış bir özete dönüştürmüş, üstelik aceleyle ve acemice. Gerek sanatçı kimliğine, gerekse insan olarak duruşuna saygı duyduğum sanatçı beni hayal kırıklığına uğrattı.
Profile Image for Peiman.
652 reviews201 followers
November 14, 2024

ابراهیم یک روزنامه‌نگار ترک ساکن استانبول، در جلسه‌ای برای بررسی اخبار روز متوجه میشه دوست بچگی‌ش، حسین، در آمریکا بر اثر ضربات متعدد چاقو کشته شده. تصمیم میگیره به شهر محل تولدش برگرده و از چند و چون قضیه سر در بیاره. موقعی که میره اونجا یک داستان دیگه در مورد حسین متوجه میشه، یک داستان عشقی تلخ بین حسین و ملک‌ناز دختر ایزدی از آوارگان سوری. ابراهیم که به شدت ذهنش درگیر میشه در به در دنبال ملک‌ناز میگرده و متوجه رنج و عذاب و مصیبت‌هایی میشه که داعشی‌ها بر سر اون و اطرافیانش آوردن. این فجایع بسیار دردناک و متاسفانه متاسفانه برای ما اهالی خاورمیانه، این خاک باارزش نفرین شده، جدید نیست. کتاب داستان خاصی نداره، روایت در انتهای سرهم بندی شده، اشتباهاتی در بیان اعتقادات مردم داره و در نهایت دچار یک دوگانگی غرب-شرق شده که توی ذوق میزنه. من اساساً با این غرب‌زدگی و شرق‌زدگی و فلان و بیسار مشکل دارم مخصوصا اگه به موعظه و خطابه منتج بشه. سه میدم فقط به احترام رنج و درد مردمان درگیر در این جغرافیا وگرنه کتاب بیش از دو ارزشی نداره.

از متن کتاب:

ه«میدونی حارصه چیه؟ یه کلمه‌ی عربی از خانواده‌ی حرص. حارص، احتراص. می‌دونی که شتر اونقدر صبور و پر طاقته که می‌تونه سه هفته تو بیابون راه بره و راه بره. توی بیابون خارهایی هست که شترها خیلی دوست دارند، هرجا این خار رو ببینند با دندون اون رو می‌کنند و شروع به جویدن می‌کنند. وقتی این خار با مزه‌ی شور خون آغشته میشه شترها لذت بیشتری می‌برند. هر چی بیشتر می‌خورند خون بیشتری می‌ریزه و هر چی خون بیشتر میشه شتر بیشتر و بیشتر از این خار می‌خوره، انگار که دیگه از خون خودش سیر نمیشه.اگه مانعش نشن شتر از شدت خون‌ریزی می‌میره.این یعنی حارصه. این رسم تمام خاورمیانه است پسرم،  اهالی خاورمیانه در طول تاریخ همدیگه رو کشتن و کشتن و کشتن بی اینکه متوجه بشن در حال ریختن خون خودشون هستن. از طعم خون خودشون مست میشن...»ه


پ.ن: البته من با این پاراگراف بالا هم صد در صد موافق نیستم اما قشنگ بود نوشتم
Profile Image for Maria Bikaki.
876 reviews502 followers
March 31, 2020
Εξαιρετικά ενδιαφέρον και τίμιο βιβλίο. Ο κεντρικός ήρωας της ιστορίας μας είναι ο Ιμπραήμ. Ο Ιμπραήμ, είναι δημοσιογράφος, ζει και εργάζεται στην Κωνσταντινούπολη. Κάποια στιγμή διαβάζει στην εφημερίδα για το θάνατο του παιδικού του φίλου στο χωριό Μάρντιν. Αμέσως; Αποφασίζει να επιστρέψει στο χωριό μόνο που πλέον τίποτα δεν είναι το ίδιο.
Η πόλη αυτή δεν είναι πια η δική μου πόλη. Πανωσηκώματα σε πέτρινα κτίσματα χιλιάδων ετών ή πλαϊνές προσθήκες από τσιμεντόλιθο,σύρματα ηλεκτρικού και τηλεφώνου που κρέμονται φύρδην μίγδην σαν χυμένα έντερα. Ασχήμιες που τις κουκουλώνει το σκοτάδι. Στα σπίτια καίνε θαμπά φώτα. Λες κι όλα τα βάσανα της ιστορίας της Μεσοποταμίας σωριάστηκαν πάνω από στην πόλη

Όμως τώρα είναι μια πόλη που έχει κλειστεί για τα καλά στον εαυτό της, μια πόλη που έχει σκοτεινιάσει κάτω από τη σκιά ενός πωρωμένου, οργισμένου Ισλάμ. Ο ”πρότερος μου εαυτός” σεριανίζοντας πιασμένος από το χέρι του μπαμπά του στα σοκάκια της πόλης, ένοιωθε πως θα λιποθυμίσει από τις μυρωδιές των κρεάτων που ψήνονταν στη σχάρα και αναμειγνύονταν με την ευωδία μοσχοβολιστού γλυκάνισου. Ήταν τόσο ευχάριστη και διαφορετική η μυρωδιά αυτή, το ταξίδευε το παιδί σε έναν άλλο κόσμο, που δεν είχε καμία σχέση με το σπιτικό φαγητό. Έπιναν ρακί και στα σπίτια, όπως και κρασί με μαχλέπι, αλλά το κράμα μυρωδιάς ρακιού και κεμπάπ που αναδιδόταν από τα εστιατόρια ήταν άλλο πράγμα.Τα σοκάκια που περπατώ τώρα είναι θαρρείς πιο σκοτεινά., Πιο άκεφα, πιο έρημα. Από τη μια το αποτρόπαιο ISIS, απ’ την άλλη το PKK και αντίπερα οι κρατικές δυνάμεις ασφαλείας, τι είναι εντέλει τούτη εδώ,παρά μια πόλη έρμαιο των συγκρούσεων, γεμάτη φόβο;

Σε ένα κείμενο λυρικό ο ήρωας μας που πλέον απολαμβάνει τις ανέσεις του πιο Δυτικού τρόπου ζωής της Πόλης έρχεται αντιμέτωπος με τις σκληρές συνθήκες της Ανατολής

« ήµουν ανήσυχος, επρόκειτο για µια ανησυχία διαφορετική από αυτήν που µε κατείχε στην Ισταµπούλ, αλλά παρ’ όλ’ αυτά ήταν ανησυχία. Νοµίζει κανείς ότι συµβαίνει το ακριβώς αντίθετο, αλλά στη ζωή ούτως ή άλλως κανονικότητα είναι η κατάσταση ανησυχίας, ησυχία είναι το πολύ-πολύ κάποιες στιγµές που σπανίως αδράχνουµε, κι αυτές πρόσκαιρα».

Παράλληλα βλέπουμε την ιστορία της προσφυγοπούλας Μελεκνάζ με το Χουσείν Γιλμάζ τον νεκρό φίλο του Ιμπραήμ. Ο Ιμπραήμ ξετυλίγει το κουβάρι αυτού του έρωτα και μέσα από αυτόν κάνουμε ένα ταξίδι στα βάθη της Ανατολής, μιας ανατολής γεμάτη προλήψεις, βία, ρατσισμό.
Ένα βιβλίο ανησυχίας για το προσφυγικό, την αλλοίωση αξίων, τον έρωτα, τη γνώση που αξίζει να διαβάσετε.
Profile Image for Neslihan.
54 reviews5 followers
April 20, 2018
Kalemini çok sevdiğim yazar, Zülfü Livaneli, beni bu kitabıyla hayal kırıklığına uğrattı. Kitap bir anlık hevesle yazılmış gibi bir izlenim uyandırdı bende. Kitap boyunca yapılan Doğu-Batı karşılaştırması, Batı sürekli yerilirken Doğu'nun sürekli övülmesi çok belirgin ve rahatsız ediciydi.

Yer yer çok çarpıcıydı fakat neredeyse her şey gözümüze sokuluyor. Hemen hemen her paragrafın sonunda Livaneli bir açıklama yapma veya yerme gereksinimi duymuş. Okuyucuya düşünme, olayları zihninde anlama fırsatı tanımamış.
Profile Image for Beyza.
206 reviews32 followers
December 24, 2018
Bunu kendime neden yaptım bilmiyorum ama bu kadar ağır ve sarsıcı bir konuyu, bu kadar soğuk, uzaktan ve üstten anlatan bu kitabın sonuna kadar dayandım. Üzerine bir de cinsiyetçi ve sağlamcı söylemler... Hepsinin de birtakım kurtarma ve kurtarılma fantezilerine bağlanması... Bütün bunlardan dolayı, başta bahsettiğim ağır ve sarsıcı konu, yani Ezidi'lerin tarih boyunca ve günümüzde yaşadığı zulüm Türk, Müslüman, sağlam ve erkek yazarımızın kendini tatmin aracı haline gelmiş. 1 yıldız verirdim aslında ama diğer yıldızı konu seçimine ve kitabın girişine veriyorum. Harese, çarpıcı bir bilgi oldu.

"Ben bir insandım".

Profile Image for Ghazaal B..
312 reviews94 followers
October 1, 2019
کتاب مسحور و مسخم کرد. طوری که بعد از یک بار خوندنش (که در دو روز پخش شده بود و تمام وقفه‌های میانش فکرم درگیرش بود،) احساس کردم حق کتاب رو ادا نکردم و یک بار دیگه ، این بار یه نفس از اول تا آخرش رو خوندم.
کتاب جدا از درگیر کردن اون بخشی از مغزم که دلش میخواد بتونه کاری برای آدمهایی انجام بده که به ناحق مورد سختترین ظلم‌ها و تبعیض‌ها قرار گرفته‌ن، مستقیم اون بخش مربوط به هویت خاور‌میانه‌ای من رو نشونه گرفته. اون بخشی که مدام به خاطرش احساس کردم به چشم یک غربی سخیف و بیگانه اومده‌م. اون بخشی که هیچ جوری نمیتونم تفاوتش رو (درواقع تاثیر غیرقابل انکار جغرافیا و شرایطش رو) با هویت یک اروپایی یا اشتراکات عجیب و غریبش رو با یکی که ساکن همین منطقه‌ست، حتی اگه به زبان دیگری صحبت کنه و در دین و فرهنگ و باورهای دیگری بزرگ شده باشه توضیح بدم. کتاب به من کمکی به تسهیل این توضیح دادن نکرد. فقط از وجودش مطمئنم کرد و بهم یادآوریش کرد باز.

---
در خوانش دوم، متوجه اووردراماتیزه بودن نویسنده شدم و کاملا واکنش ملک‌ناز به ابراهیم رو درک کردم. انتظار بی‌جایی می‌بود هر واکنشی غیر از اینکه نشون داد.
Profile Image for Esrafurkanyigit.
154 reviews26 followers
February 9, 2017
Bir solukta okunan ama hiç bitmesin denilen bir kitap. Düşündürücü..
Profile Image for Mouzhan.
175 reviews43 followers
January 26, 2020
غمش بي نهايت بود...واقعيت كثيف دنيا!بعد از اون پرواز واين كتاب وديدن زور زدن دزد دزدان براي گرفتن صلاحيت از خبرگان،ديه اون ادم سابق نميشم!
Profile Image for Özgür Atmaca.
Author 2 books105 followers
February 6, 2017
Sayın Livaneli'nin tüm eserlerini okudum. Fakat bu roman olmamış. Karakterlerin derinliği olsun, kurgu olsun, mekanların havada kalması olsun gerçekten oturmamış. Böyle buyuk yazarların böyle romanlarını görünce yayınevlerinin yazarlarla nasıl bir sözleşme yaptığını düşünüyorum. Aleleacele sıkıştırılmış, bir evrensellik, biraz geleneksell dur bir şehir kültürü koyayım derken ortaya 154 sahifede anlatılmaya çalışılan bir çorba çıkıyor. Saygılar efendim.
Profile Image for Mina sardari.
33 reviews4 followers
January 5, 2019
بى قرارى، بى قرارم كرد در مورد نسل هايي كه ادامه داره و خاطره هاى وحشتناكى و با خودشون حمل ميكنن و بدون خواستن كارهايي رو از روى عادت اشتباه انجام ميدن و اين عادت ها ادامه داره...
Profile Image for Best Friend with Books.
168 reviews77 followers
November 23, 2017
Yine akıcı bir Livaneli dili, kısa ama güzel Mardin tasvirleri, ilgi çekici bir hikaye; mülteciler, doğu kültürü, arkadaşlık, terör (IŞİD), Ezidiler.. Biraz biraz hepsinden tadabileceğiniz bir lezzet cümbüşü bana göre bu kitap. Güzel bir kitap.

Ortadoğu'daki kadim halk Ezidiler.. Onlarla ilgili daha önce çok kapsamlı yazılar, kitaplar okumamıştım ve "Huzursuzluk" bende bu halka dair daha fazla bilgi edinme isteği uyandırdı. İnanışları, peygamberleri olarak gördükleri Şeyh Adiy’e inanıp, Meleki Tavus’un ruhunu onun şahsiyetinde bütünleştirmeleri, inanışları (örneğin marul görünce şeytan görmüşe dönmeleri), kızıl çarşambaları, IŞİD tarafından onlara uygulanan işkenceler, kadınlarının ve kızlarının köle olarak teröristlere para karşılığı satılması, IŞİD'in ezidi kadınlarına müslüman olabilmeleri için uyguladığı iğrenç yaptırımlar.. hepsi ama hepsi okumaya değer, kan donduran kısımlardı.

Beni hikaye ile ilgili tek irite eden taraf, gazeteci İbrahim'in, çocukluk arkadaşı Hüseyin'in hayatını araştırma serüveninin sonunda Suriyeli Meleknaz'a kör kütük bağlanması oldu. Birinin hayatını araştırırken, o kişinin sevdiği kadına aşık olmak.. Bu durum olası bir durumdur, gerçek hayatta da yaşanabilir hatta sağlam edebi malzemeler çıkarılabilir böyle bir yönelmeden belki fakat bu hikayenin benim üzerimde bıraktığı etkiyi farklı boyutlara taşıdı kesinlikle. Böyle olsun istemezdim.
İbrahim Meleknaz'a aşık oldu, eline ayağına sahip çıkamadı, binbir zorlukla yıllar sonra onu bulmuşken karşısında ne konuşacağını bilemedi, aptal aşığa bağladı ve tüm gazetecilik emeklerini boşa çıkarttı gibi hissettirdi bana. Onu kendi kadını olmaya ikna etmeye çalışması çok itici geldi çünkü yıllar sonraki o malum tabloda Meleknaz'ın ihtiyacı olan şey zaten ibrahim'in aşkı değildi.

Mardin ve Ezidiler.. Şimdi bunlarla ilgili okumalarımı ilerletmem gerekiyor. Hatta sanırım en kısa zamanda Mardin'i ziyaret etmem gerekiyor.

Kitapla Kalın,

Bir Karadeniz türküsünden alıntı:
Gökteki yıldızları
Sayarım elli elli
Bu dünyadan fayda yok
Öteki de şüpheli.
Profile Image for Şeyma İşter Akyel.
2 reviews1 follower
February 6, 2017
Keşke size bu kitap güzel bir distopya, Livaneli ne güzel kurgulamış diyebilseydim ama maalesef gerçek ve burnumuzun dibinde yaşanıyor aslında. Hikayenin kanatları Mezopotamya'dan Amerika'ya kadar uzanıyor. Kitap adı gibi gerçekten insanı huzursuz ediyor. Yazar, röportajında Huzursuzluk ismini özellikle mi seçtiniz? sorusuna ; "...hepimizin içinde derin bir tedirginlik ve huzursuzluk var. İçinde bulunduğumuz gemi fırtınaya yakalanmış oradan oraya savrulurken, hiç kimsenin 'ama benim kamaram iyi!'deme lüksü yok. Kaptandan miçoya kadar hepimizin başı dönüyor ve huzursuzuz. Cennet de biziz cehennem de." diye cevap veriyor. Kitabı yavaş yavaş hazmederek okudum, bazen durdum ağladım, kızdım...Keşke daha uzun olsaydı. Ben çok etkilendim, lütfen okuyun, tereddütsüz tavsiyem

Profile Image for Sonya.
500 reviews372 followers
December 2, 2019

قسمتي از رمان:
.
"بي قرارم، بر خلاف تصور همگان آرامش موقتي است و به ندرت دست ميدهد، اما بي قراري وضعيت اصلي و طبيعي آدمي است.
.
.
بعد از اين همه قلمفرسايي به اين نتيجه رسيدم كه هدفم از نوشتن اين نيست كه نداي رنج اين مردمان را به گوش جهانيان برسانم. به دنبال آن نيستم كه مردم به خود بيايند و ببينند در اين جهان چه ميگذرد، امثال آنجليا جولاي به مراتب بهتر از من از پس اين كار برمي آيند، من مينويسم تا خود را مداوا كنم، تا در ميان مخلوقاتي به نام آدميان قدرت زندگي را بازيابم. براي رهايي از حارصه مينويسم كه دهان همه مان را مثل شترهاي صحرايي پر از خون كرده است، همچنان مينويسم و گاه خود را حين تكرار جمله ي "من يك انسان بودم!" غافلگير ميكنم."

يك رمان كوتاه و پر احساس و مملو از تلخي به قلم زلفي ليوانلي، نويسنده ي ترك، وي در اين اثر به حوادث خاورميانه در سالهاي اخير و فعاليت هاي گروههاي تكفيري و ظلمي كه بر مردم بي پناه و اقليت هاي مختلف ديني و مذهبي روا داشته اند، پرداخته است.
شرح زنان و دختران جوان و سرنوشتي كه در عرض يك روز تغيير يافته و آنها تبديل به موجوداتي شدند كه ديگر اثري از احساس و اميد در آنها باقي نمانده است.
.
ظلم بر مردمان خاورميانه و بي پناهي آوارگي آنها در انواع مختلف 😔
Profile Image for Kerem Ozgenel.
97 reviews6 followers
March 1, 2017
Son zamanlarda okudugum hicbir kitap beni bu kadar etkilememisti..Kitabi en guzel ozetleyen cumle ; "Ben bir insandim."
Profile Image for Sara Hosseini.
165 reviews65 followers
November 21, 2018
«بی قراری» دو روایت رو همزمان پیش می بره. اولی، ماجرای حسین و ملک نازه و روایت دوم، شرح درونیات روزنامه نگاریه که می خواد بفهمه چی به سر حسین اومده و در واقع ما از زبان اون، با افکار و اندیشه خود لیوانلی درباره موضوعات مختلف آشنا می شیم. نویسنده مادامیکه که روایتگر حسین، ملک ناز، خانواده حسین و زنان ایزدیه آنچنان نفسگیر و دردناک و رعشه آور می نویسه که من بارها احساس کردم نیاز دارم کتاب رو ببندم و کمی نفس بگیرم، یه لیوان آب بخورم تا بتونم به ادامه خوندن بپردازم، خصوصن در بخش های روایتگری زیلان: «متانت و آرامش صدایش همه چیز را عادی جلوه می داد و آدم را از درک اصل داستان باز می داشت. اما چند لحظه بعد که به عمق ماجرا پی می بردی، وحشت غریبی ذره ذره در درونت لانه می کرد.». اما در بخش هایی از کتاب که به درونیات راوی، نظراتش نسبت به محیط اطراف، زن سابقش و ... اختصاص داره، کتاب از حیث روایتگری افت شدیدی می کنه. دیگه حرف ها باورپذیر نیست، راوی مدام پیِ حکمت گفتنه و لحن یه مصلح اجتماعی رو پیدا می کنه: «دیگر نمی توانستم این دوره زمانه عاری از اخلاقیات را تحمل کنم».
مهم ترین ایراد کتاب اما به نظرم به این برمیگرده که راوی (لیوانلی) مدام دنبال پروراندن نوعی نگاه ذات گرایانه س که براساس اون "شرق" به مثابه یک ذات، یک هستی درخود و برای¬خود در نظر گرفته می شه. به همین دلیل درست در جایی که خودش با رویکردی پسااستعماری مدام از این میگه که می خواد به ریشه های شرقیش برگرده و از هویت غربی دوری کنه، میفته تو دام همین دوگانه سازی ها و نثرش دیگه به قوت سابق نیست. جایی می خونیم: «البته هر آنچه "شرقی" می نامیدمش در ملک ناز تجلی می یافت. لالش، خلفای مقتدر بغداد، کاخ های زرین، پیامبران صحرانشین، شال های لاهوری، ابریشم، زمرد، خنجرهای یاقوت نشان، سندباد بحری در شکم ماهی، فردوسی، حافظ، سعدی، امرؤالقیس ...». بنابراین می شه فهمید که چنین نگاهی به شرق (اصلن شرق کجاست جز همون جغرافیایی که دیگریِ غربی تعریف کرده؟ ما در سمت شرقیِ انسانِ غربی قرار داریم) چقدر نگاه اگزوتیک و مساله داریه. ایراد دوم کتاب هم بر میگرده به پایان بندیش که واقعن ناامیدکننده ست.
Profile Image for سپیده سالاروند.
Author 1 book136 followers
October 26, 2018
بی‌قراری داستان عشق حسین، مسلمانی ترک، به ملک‌نازه که پناهجوی ایزدی سوری‌ئه. این عشق رو ابراهیم، دوست حسین که به دنبال ردپای این دو نفر رفته، برامون تعریف می‌کنه. شیوه‌ی روایتش جالبه اما فوق‌العاده نیست. من همش‌ فکر می‌کردم اگه یوسا اینو می‌نوشت چقدر زیرکانه‌تر بود و چقدر بیشتر به پوست و خون آدم می‌نشست. نویسنده سعی کرده در خلال داستان ایزدی‌ها و ماجراهایی که بر سرشون رفته رو شرح بده، همه‌ش هم واقعیه و هولناک.
من توی مترو و اتوبوس و وسط روزمرگی زندگی کتاب رو خوندم و لازم بود گاهی ببندمش که خفه نشم از این حجم شرارت که کنار گوشمون اتفاق می‌افته و ما انگار نه انگار. معاصر بودنش می‌ترسونه آدم رو و اطلاعات زیاد تاریخی‌ش باعث می‌شه هی فکر کنی: این ادبیاته؟ یا یه چیزی شبیه تاریخ‌نگاری داستانی؟ من دلم می‌خواد بذارمش تو رده‌ی مردمنگاری ـ داستان.
جدای همه‌ی این حرفا داستان شروع فوق‌العاده و پایان بدی داره متاسفانه. نمی‌دونم چرا ما خاورمیانه‌ای‌ها اینجوری سانتیمانتال داستان‌هامون رو تموم می‌کنیم. من حتی وقتی خودم هم می‌نویسم همین‌جور سانتیمانتال و مسخره و نتیجه‌گرام در نتیجه خیلی ایراد نمی‌گیرم به آقای لیوانلی :))
Profile Image for Markus.
275 reviews94 followers
November 24, 2020
Den Komponisten und Sänger Zülfü Livaneli, auch "türkischer Theodorakis" genannt, kenne ich von seiner mit der griechischen Sängerin Maria Farantouri gemeinsam produzierten LP "Ensemble" (1982) und schätze sein Engagement für die griechisch-türkische Freundschaft und den Frieden. Dass er auch Bücher schreibt, war mir neu.

Der türkische Journalist Ibrahim forscht nach der Vergangenheit seines ermordeten Schulfreundes und dessen jesidischer Geliebten. Je mehr er bei seinen Recherchen herausfindet, umso mehr gerät sein eigenes Leben in Unruhe. Der kurze Roman behandelt die Sache der Jesiden in der türkisch-syrischen Grenzregion Südostanatoliens, die Tücke von Mitleid und Hilfe, sowie die Leere zwischen westlicher Konsumkultur und traditioneller Identität, in der sich der Nahe Osten ganz allgemein befindet. Man spürt die Intention und das Bemühen, aber leider wirken die Geschichte und ihre sprachliche Umsetzung zu hölzern und plakativ.
Profile Image for Jerry Stackhouse.
169 reviews
April 7, 2017
Şimdi birkaç açıklama yapmak istiyorum çünkü yapma gereği hissediyorum.
1) Yazarın kendi romanını övmesi kadar itici bir şey yoktur bana göre. Livaneli bu romanının bir kısmında Mutluluk romanını övmüş. O kısma denk gelince romandan istemsiz bir şekilde soğudum.
2) Kelime yanlışları fazlasıyla var. Doğan yayınevi o kadar kitaplara zam yapacağına işini düzgün yapan bir editör bulsunlar. Apdes ne ya? Alo! Kelime yanlışları sinirlerimi çok bozdu açıkçası
3) Bol ajitasyon, ağlamalı, vah vah vah, işte halimiz böyle diye dert yanma seramonisine dönüşmüş roman. Bu yönünü sevmedim. Bırak onu biz söyleyelim niye illa vurguluyorsun ki? Bestseller için yapılmış proje bir roman bu. Livaneli tribünlere oynamayı iyi biliyor.
Profile Image for None Ofyourbusiness Loves Israel.
872 reviews177 followers
June 10, 2025
Turkish journalist Ibrahim's return to his hometown of Mardin near the Syrian border is prompted by tragic news of his childhood friend Hussein's murder by neo-Nazis in Germany. As Ibrahim unravels his friend's experiences, he finds himself drawn not only into their shared past but also into the ancient history and ongoing conflicts of the region.

Reflecting on a past where Islam symbolized charity and connection rather than the violence of ISIS, Ibrahim explores the transformations that have occurred over the years. His journey leads him to investigate patterns of violence and persecution spanning centuries, including his friend's controversial engagement to a Yazidi woman, as he delves into the beliefs, culture, and history of her people.

The Yazidi, a Kurdish-speaking minority group with a distinct monotheistic religion, present unique religious taboos and traditions unfamiliar to many. Through Ibrahim's exploration, readers are introduced to their mystical and magical stories, poetry, and folklore, shedding light on a people whose existence has been threatened by ISIS and often misunderstood by others.

Livaneli's narrative serves as a poignant critique of ISIS brutality and the West's treatment of traumatized refugees, focusing on the plight of the Yazidi people targeted by militants. This astonishing book unveils the appalling atrocities committed under the guise of Islam and Allah by groups like Hamas, the Houthis, Boko Haram, al-Shabab, Hezbollah, and ISIS. These factions assert that slavery, rape, genocide, torture, and the annihilation of millennia of culture, tradition, and artistry align with divine intent, embedding such claims within their tenets. By depicting the survival of two kidnapped and abused women, Livaneli humanizes the distant traumas of the Syrian Civil War, urging readers to confront and integrate these realities into their lives instead of chanting ignorant limericks at woke demonstrations for the wrong side on manicured college commons.
Displaying 1 - 30 of 792 reviews

Join the discussion

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.