“Akıllara hayret verecek derecede harikulade vakalar, dünyada misali görülmemiş inceliklerle dolu, şeytani zekâların bütün kuvvetleriyle birbirleriyle çarpıştığı cinayetlere sahne milli romandır.”
Anadolu yakasında bir köşk! Güzel, asil ve gizemli: Kırmızı Köşk!
İzmirli bir tüccarın eline geçmesiyle birbirini takip eden bir sürü olay patlak veriyor. Cinayetler, hırsızlıklar, işi cinlere, perilere kadar götüren gizemli hadiseler... Bütün bunları aydınlığa kavuşturmak üzere vakayı üzerine alan Müddeiumumi Muavini Hüseyin Macit kendini bambaşka hikâyelerin içinde bulur. Olay giderek karmaşık bir hal alırken hikâyeye tanıdık bir sima dahil olur: Sherlock Holmes! KIRMIZI KÖŞK’ÜN ESRARI, Harf Devrimi’nden hemen önce, belki de Arap harfleriyle yayımlanmış en son polisiye romanlardan biri. Oldukça katmanlı ve heyecan verici hikâyesinin yanı sıra karakter çeşitliliği ve dilinin güzelliğiyle de yaklaşık 100 yıl sonra, Mahir Ünsal Eriş’in çevirisiyle, yeniden okurunu bekliyor.
Kırmızı köşkün esrarı" Pertev Şevket Bey'in yazdığı bir osmanlı polisiyesi. 100 yıl sonra sadeleştirilerek günümüz Türkçesine aktarılmış. Konusu kısaca köşkte bir cinayet işlenir. Ve herşey birbirine karışır. Olayı çözmesi içinde maktülün yeğeni ünlü hafiye Sherlock Holmes'u İstanbul'a konağa çağırır. Bundan sonrası tam bir macera. 🕵♀️ Biraz kitap hakkında konuşmak gerekirse verilen bilgilere göre eser Cumhuriyet döneminde yazılmış ve yayımlanmış. Ama harf devrimine yatişememiş. Böylelikle eski yazı halinde kalmış. Bir dönem kitabı olduğu için dönemin kültürel hayatına, esnaf adlarına, olaylar İstanbul ve İzmir arasında geçtiği için semt adları, otel isimleri, vapur saatlerine kadar bize bilgiler veriyor. Burada çevirmen dipnotları da bilgi verme noktasında çok iyiydi. Kitabın en sevdiğim yönü ise olayların arka planını bizde karakterlerle beraber yaşıyor ve öğreniyoruz. Bu yüzden olay çözümlenene kadar bizde onlarla beraber iz sürüyoruz ve heyecan hiç kaybolmuyor. Birde kitap iki kısımdan oluşuyor. Ve ikinci kısımda başrol birden değişiyor. Aynı bir dizi izler gibi okudum desem yeridir. Eserin ön sözünde belirtildiği gibi dönemin gazetelerinde tefrika edildiği düşünülmekte. Gazeteden takip ederek okumak çok heyecanlı olsa gerek. 📰
Polisiye seven bir okur olarak Osmanlı polisiyesi okumak gerçekten çok keyifliydi. 1920lerin Türkiyesi ve cumhuriyetin ilk yıllarındaki sosyal hayat hakkında bilgi almak da harika oldu. Yer yer eski bir Türk filminin içinde yer yer naif bir kovalamacanın peşinde hissettim. Olay örgüsü basit görünmekle beraber bu polisiyenin geçen yüzyılın başlarında yazıldığını unutmadan kitabı değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum:) Ben Mahir Ünsal Eriş’i sadeleştirmesi ve dipnotları için tebrik ediyorum çünkü kelimler hem Osmanlı polisiyesi okuduğumu hissettirecek eskilikte hem de kolayca anlamayı sağlayacak sadelikteydi. Pertev Şevket’in Yankesiciler Kraliçesi’ni de okudum ancak bu kitabını daha heyecanlı ve daha eski film lezzetinde buldum:)