Jump to ratings and reviews
Rate this book

Bize Göre ve Bir Seyahatin Notları

Rate this book
.Selim Ileri "O Belde'yi bile kimsenin okudugu yok ya, ama Ahmet Hasim'in guzelim duzyazilarinin hic mi hic okunmadiginiadim gibi biliyorum." diye bir degerlendirmede bulunuyor.100 Temel Eser arasina girmesiyle eserin okur sayisinda artis olmus ve ozellikle liseli ogrenciler Ahmet Hasim'in nesir yazilariyla bulusmustur. Siirlerinde "Musiki ile soz arasinda,sozden ziyade musikiye yakin" bir dili tercih eden sair,nesirlerinde genellikle kultur ve sanat konularina yer vermistir.Bize Gorc'yle olaylara farkli bir acidan bakildigini gorecek,Paris'in sanat dunyasini daha yakindan tanima sansi bulacaksiniz.Sayfa 112Baski 2005 Bilge Kultur Sanat

144 pages, Paperback

First published January 1, 1928

14 people are currently reading
314 people want to read

About the author

Ahmet Hâşim

25 books33 followers
Ahmet Haşim was an influential Turkish poet of the early 20th century. He was born in Baghdad, probably in the year 1887. In 1906, having graduated from the Mekteb-i Sultanî (now Galatasaray High School), he began to work as a public servant in different state offices. After the foundation of the Republic of Turkey, Hâşim worked as a teacher of aesthetics in the Academy of Fine Arts and as a French language teacher at Istanbul University. For many years, he also wrote essays for the newspapers.

Hâşim's early poetry was very much in the Parnassian and Decadent vein of the poets Tevfik Fikret and Cenab Şahâbeddin. Hâşim's later poetry, however -collected in Göl Saatleri and Piyâle- evidences more of a French Symbolist influence, particularly that of Henri de Régnier, whom Hâşim greatly admired. This late poetry can, to a certain extent, be seen to adhere to the Fecr-i Âtî movement's variation of the Symbolist motto: "Art is personal and sacred."

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
87 (15%)
4 stars
190 (33%)
3 stars
210 (37%)
2 stars
58 (10%)
1 star
21 (3%)
Displaying 1 - 30 of 49 reviews
Profile Image for Cemre.
724 reviews563 followers
July 30, 2019
Şu sıralar Türk Edebiyatı'na ağırlık vermeyi düşünüyorum; çünkü edebiyatımızın önemli eserlerinin bir kısmını okumamış olmak beni üzüyor. İşte bu nedenle evde bulamadığım için son kitabevi ziyaretimde Ahmet Hâşim'in meşhur Bize Göre'sini görünce hemen aldım. Açık söyleyeyim, herhangi bir beklentim olmadan başlamıştım ve bu kadar keyifli bir okuma olacağını da hiç tahmin etmemiştim.

Kitap iki bölümden oluşuyor: Bize Göre ve Bir Seyahatin Notları. Bize Göre'de yazarın kırktan fazla denemesi yer alırken Bir Seyahatin Notları bölümünde Ahmet Hâşim'in Paris gezisine dair kısa yazıları mevcut. Kitabın özellikle farklı hususlara dair kısa denemelerin yer aldığı Bize Göre bölümünü büyük bir zevkle okudum. Alain de Button'un Görmek ve Fark Etmek kitabındaki şu cümleleri düşündüm sık sık: "Kitaplar bize kendi hayatımızın fark edemediğimiz yönleriyle ilgili bir şeyler anlatırlar. Başka birinin kaleme aldığı bir kitaptaki sözcükler, kim olduğumuzu ve nasıl bir dünyada yaşadığımızı tüm derinliğiyle kavramamızı sağlarlar". Kadınlara dair düşüncelerini hariç tutacak olursam pek çok bölümde Ahmet Hâşim'in cümleleri bana "işte benim hissettiğim şey tam da bu" cümlesini kurdurttu.

Ben Bilge Yayıncılık'tan okudum, iyi mi yaptım kötü mü yaptım bilemiyorum. Kitabevinde Bize Göre'nin bulunan tek baskısı bu yayınevinden olunca almak zorunda kaldım. Kitap 100 Temel Eser arasında olunca yayınevinin hedef kitlesi de liseliler belli ki. Kitabın başında sadeleştirmeye gittiklerinden bahsetmişler. Bu durum canımı sıktı. Sadeleştirmeleri doğru bulmuyorum. Sadeleştirmek yerine az kullanılan kelimelerin anlamlarını dipnot şeklinde ya da parantez için vermek çok daha doğru bence; çünkü sadeleştirmeler gerçekten de metnin büyüsünü bozuyor. Bir daha birden çok yayınevi tarafından basılan bir kitabı incelemeksizin almayacağım.
Profile Image for Tülay Tellioğlu.
478 reviews46 followers
March 4, 2023
5/5
#yıldızmaratonu mayıs ayı yerli yazarı Ahmet Haşim idi. Ve yazarı en bilindik kitabı ile tanımak istedim. Kitap, günümüz türkçesi ile yeniden çevirildiği için yazarın kalemi hakkında ne desem bilemiyorum. Fakat yine de çok yalın ve kendini okutan bir kalemi olduğunu söyleyebilirim.
Kitap iki kısımdan oluşuyor. İlk kısım Ahmet Haşim’in İkdam gazetesine yazdığı köşe yazılarının derlemesinden oluşuyor. İkinci kısım ise Paris seyahatinin notlarından oluşuyor.
İlk kısmı okumak çok keyifliydi.
Sürekli farklı konular hakkında kısa kısa yazılar okumak, zihnimi sürekli dinç tuttuğundan büyük bir dikkat ve ilgi ile okudum. İkinci kısım ise ilk kısım kadar heyecan vermese de gayet keyifliydi. Yazarı tanıdığım için çok mutlu devamının geleceği için de çok heyecanlıyım🙈
Profile Image for Sevgi.
340 reviews
May 8, 2021
Güzel bir sohbet eşliğinde bir kitabı daha bitirdik. Sohbet ne kadar güzelse kitap da o kadar kötüydü. Benim için yazarın zihniyeti, düşünceleri okunacak gibi değildi. Kendisi kadınlara, kadınların boyalarına, başlarına kesinlikle takmış biri. Hayvanları sevmemesi de buna ek. Kadınlarla ilgili düşünceleri hiç hoş değildi.😑 Hayvanlardan korkarsın tamam ama sevmeme kısmını anlayamıyorum. Sevmeyenleri ben de sevmem. 🙈
▪️
Kitap, yazarın kısa köşe yazısı şeklindeki denemelerinden ve ikinci kısımda ise Paris'e gittiği seyehatini anlatmasından oluşuyor.
Kitabın ilk başlarını sevmiştim. Özellikle Gazi ve Kürk yazısını severek okudum. Ama sayfalar ilerleyip yazarın; kadınlar ve hayvanlar ile ilgili düşüncelerini okudukça kitaptan da yazardan da soğudum. Ve öğrendiğim kadarıyla sadece bu kitabında da yapmamış. Bundan sonra yazarı tercih edeceğimi sanmıyorum. Böyle düşünce ve fikirde olanlar bana uymuyor. Bu yüzden kitabı tavsiye etmiyorum.
Profile Image for Adem Yüce.
160 reviews15 followers
August 17, 2018
Yolumun üzerine her sabah tesadüf etttiğim bir dilenci var.Bu zeki çehreli adam,yoklama defteri imzalamaya mahkûm bir kalem efendisi intizamıyla,her gün,tam saat altıyı kırk geçe köşesine gelir ve tam saat ona kadar da bir tek söz söylemeksizin,sırf gözlerinin derin elemi ve edasının sakit belagatiyle gelip geçenlerin merhametini avlar.Merhametlerin,birer şaşkın güvercin telaşıyla bu mahir avcının kurduğu tuzağa düşmek için nasıl kanat çırptıklarını görmek,benim her sabahki eğlencemdir.
Profile Image for Meltem.
28 reviews11 followers
January 10, 2021
Şiirlerini beğendiğim ve bir dönem çok sık okuduğum bir şairdi Ahmet Haşim. Kitaba bu yüzden güzel duygularla başladım. Ancak bırakmamak için çok direndim. Sanırım bugüne kadar okuduğum en cinsiyetçi ve hayvan nefreti içeren kitaptı. Ahmet Haşim’in nefret söylemini bu kadar rahatça kaleme alıp bir gazetede yayınlatabilmesi beni oldukça şaşırttı. Okumak isteyenlere tavsiye etmediğim bir kitap. Ama salt edebi dili için okuyacaksanız ona söyleyecek sözüm yok.
Profile Image for GÜLGÜN.
129 reviews
Read
July 13, 2020
Ahmet Haşim duygu ve düşüncelerini, “kendine göre” dile getiriyor. Bir deneme eseri için çok başarılı bir isim: Bize Göre.

“O günün benim için en büyük mutluluğu, o yücelen başı -Gazi Mustafa Kemal- yakından görmem olmuştur.”

"Gerçi hayat, kitaba sığmayacak kadar geniştir fakat tekrarlarla doludur."

“Seyahat, hele deniz seyahati, ruhun bütün dertlerine devadır.”
Profile Image for ehk2.
369 reviews
May 14, 2017
Önemli mevzular hakkında, çok derin izahatlar, fikirler mi dile getiriyor? Hayır. Şiir anlayışında olduğu gibi, nesrinde de asıl önde olan, üslup olarak çekici, akıcı, kendini okutan bir anlayış, ufak-gündelik şeyler hakkında yazılar. Aynı zamanda, fikren de çoğu noktada uyuştuğunuz bir yazarı okumanın zevki.

Birkaç yerde hayli güldüğümü söylemeliyim. Özellikle; hayvanat bahçesi gezintisi sonrası gördüğü heykel hakkında "Esir ve gurbetzede hayvanların şifasız ıztırabından akan zehirle dolan ruhum, serbest canavarın zâlim insan üzerindeki zaferini gösteren bu trajik şaheseri seyretmekle bir parça ferahladı." sözleri ile "İstanbul’dan uzak kaldığım müddetçe bilhassa pire ve tahtakurusunun hasretini" diye getirişi...

"... her adamın şişip koca bir otomobil haline gelmesi ve caddelerde akan halkın bir dev sürüsünü andırması hiç de uzak bir gelecek değil!" öngörüsü tutmuş. Trafiğin yeraltına alınması ise taa o yılların bir tahmini idi. Bu halen öneri ve olasıklıklar içinde.

Şöyle bitiriyor: "Paris gibi coşkun bir hayat ve hareket şehrinde duyduğu bu hiçten zevkleri, notlarının bu son sahifesinde hatırlamaktan sıkılmayan adamın saflığı niceleri için belki çocukçadır. Fakat bu adam, zevklerini başkalarına satmak üzere tatmıyor. Onun için saflık ve samimiyeti hoş görülmeli"

Aklıma biraz, aynı yıllarda yaşamış H.P. Lovecraft geldi. Kalabalıklara biraz ürkek, korkak, tiksinerek bakış gibi. Aslında ikisi bir araya gelebilir(di).
85 reviews
July 20, 2024
Yıllar önce okuduğumda çok keyif almıştım. Şimdi okuduğumda ise sığ buldum. Ahmet Haşim için "yazılarını bir oturuşta yazardı" diye bir söz hatırlıyorum. Sanırım bu söz doğru. Yazılar üzerine düşünülmüş derinlikli yazılar değil. Bununla birlikte yazılarda içten bir samimiyet ve açık sözlülük var sanırım bu durum kitabı sonuna kadar okumanızı sağlıyor.

Eğer illa bir kategoriye oturtmak gerekirse güzel bir yaz kitabı.

Kitapta beğendiğim yazılar:

Kürk, erkekleşme, şehir dışı, eleştirmen, yeni istanbul, bir faziletin kıymeti.
Profile Image for Ecrim Yavuz.
358 reviews38 followers
July 8, 2014
Ahmet Hasim'in okudugum ilk kitabiydi Bize Gore ve kitap Hasim'in sirf denemelerinden olusmustu.Ust uste deneme okumaktan gina geldigi siralarda Hasim Paris seyahatini anlatmaya basladi eger Paris olmasaydi 1.50 vericektim iyi ki sonlara dogru birazcik daha samimi bir tarz takinmis.

Diyeceklerim bu kadardir.
Profile Image for Tugba.
14 reviews1 follower
February 21, 2015
Açıkcası Paris seyahatinin izlenimleri günlük gazete yazılarından daha cok ilgimi çekti. Beklentiler cok yuksek tutulmamalı diye dusunuyorum.
Profile Image for eylül.
13 reviews3 followers
March 27, 2023
misogynist ahmet h*şi* kapatılsın
Profile Image for Yiğit Kurt.
Author 1 book36 followers
June 11, 2019
Arkadaşımın bir toplu kitap siparişi içerisinden hediye kitap olarak çıkması ve bana “ben bunu okumam, ister misin” demesi olmasa belki de hiç tanışmayacağım bir kitaptı. Şiir ile pek aram olmaması nedeniyle Ahmet Haşim’le pek bir münasebetim olmamıştı. Fakat kitaba uzanıp arkasını okuyunca “..şiiri ile meşhur Ahmet Haşim’in nesirleri..” ifadesini görünce kapağı çevirmeye karar verdim. Bir deneme, bir tane daha derken kısa sürede dibini gördüm kitabın.
Akıcılığından bahsetmiş oldum zaten. En beğendiğim yanı ise tasvirleri diyebilirim. Üslup keyifli, tespit ve gözlemleri berrak ve öz.
Dönemin gazete ve dergilerinde yayınlanan yazıları olması nedeniyle tarihselliği bir yana mevsimlerden hayvanlara, insan hallerine ve hayallerine çok keyifli denemeler var.
Bu keyifli denemeler ardından gelmiş olması kaynaklı olması da muhtemel olmakla birlikte, sondaki seyahat notlarında düşen keyfim ve özellikle de kadınlara olan bakışından duyduğum memnuniyetsizlik nedeniyle 5 vermeye de elim gitmedi.
Profile Image for Özgün Onat.
437 reviews6 followers
December 28, 2025
BİZE GÖRE , GUREBAHANE-İ LAKLAKAN, FRANKFURT SEYAHATNAMESİ / AHMET HAŞİM
Liseden beri Ahmet Haşim okumamıştım, zaten o dönemde de şiirlerini okumuş (hatta birkaçını ezberlemiş), incelemiştik. Bu kitabında ise makale ve yazıları var. Aslında daha önce basılmış üç kitabının birleşimi. Kitaplıkta uzun süredir okunmayı bekleyen bu kitabı seçmemin sebebi ise Ahmet Haşim'i ölüm yıldönümünde ( 4 Haziran) anmak ( dolayısıyla lise anılarımı hatırlamak). Okudum ama araya bayram haftası girince yorum geç kaldı.
1928 yılında yayımlanan 'Bize Göre' adlı kitabında, Haşim'in İkdam gazetesindeki yazılarından seçmeler ve Paris gezisindeki izlenimlerini yazdığı İkdam'da yayınlanan denemeleri var. Bize Göre'de Haşim'in gündelik yaşamından izler ve gündelik yaşamın ona hissettirdikleri, düşündürdükleri hakkında yazdıkları bulunuyor. Bu eseri biraz da kendisini yansıtan cümleler barındırıyor. Aynı zamanda bazı sert eleştiriler de yapmış. İlk yazılarını topladığı bu eserle Türk Edebiyatının " en orijinal üslupçusu" olarak kabul edilmiş.
İkinci kitabı Gurebahane-i Laklakan (Gariban Leylekler Evi) ise, 1928'de kitaplaşmış yazıları. Bu yazılar Haşim’in 1921-1927 yılları arasında büyük oranda Akşam gazetesi için yazdıkları ile Dergah ve Yeni Mecmua'da yayınlanan denemelerinin arasından seçilenler. Doğu ve Batı sorununun en saf duygularla anlatıldığı bu yazılar, değişen kültür hakkında çok yönlü bir bakış açısı sunuyor. Alafranga ve alaturka saat sisteminden modaya, erkek ve kadın bedeninin estetiğinden sonbahar şiirlerinin incelenmesine birçok değişik konulara değinen denemelerin ortak yanı usta bir kalemin fark edilen yazıya hakimiyeti ve olağanüstü bir üslupla gizlenen ince alaycılığı.
Üçüncü ve son kitabı Frankfurt Seyahatnamesi, edebiyatımızın en önemli seyahat yazılarındandır ve Haşim'in büyük şairliği yanında dikkatli bir gözlemci olduğunu da göstermekte. Haşim’in İstanbul’dan tedavi için Almanya’nın Frankfurt şehrine gitmesi ve bu yolculukta yaptığı gözlem ve izlenimlerini konu edinir. Bu seyahat yazılarında mimari, müzecilik, yemek kültürü, sosyal ilişkiler ve insana verilen değer gibi konulardan bahseder. Batı'ya yapılan bu geziyle, Batı'dan ve batılılaşmadan övgü ile bahsederken, Doğu ile kıyaslayarak, Doğu'ya yönelik hayalinden söz ederken eleştirilerini de dile getirir. Bu kitap Almaya ve Türkiye'nin karşılaştırıldığı kısa gezi hikayelerinden oluşuyor. 1930’ların Almanya’sına, tedavi için giden bir Türk aydınının Frankfurt penceresinden gözlemlerini anlattığı yazılar ilk olarak Milliyet gazetesinde yayımlanır. 1933 yılında yaşamını yitirmeden kısa bir süre öncede kitaplaştırılır.
Kitabın içeriğinden bu kadar bahsettikten sonra gelelim bendeki etkilerine. Bize Göre'deki 'Ay' başlıklı yazısı Merdiven şiirinin " Sular sarardı yüzün perde perde solmakta / Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta / Sular mı yandı neden tunca benziyor mermer / Bu bir lisân-ı hafidir ki ruha dolmakta / Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta" dizelerini hatırlattı.
Gurebahane-i Laklakan'da aynı başlıklı yazısında Gregoire Baille'i oldukça küçümsüyor, oysa Baille iyi bir aileden gelmekte, Fransız konsolosluğu yapmış, Türk dostu, evini bir müze gibi Anadolu eserleriyle döşemiş, Fransızca, Türkçe, Arapça, Ermenice, Rumca bilen, edebiyata ve sanata düşkün, üstelik kendisini evinde ağırlayan biri. Böyle bir kişiyle alay edip, küçümsemekte biraz aşırıya kaçmış.
Gurebahane-i Laklakan'da yer alan 'Sonbahar Şiirleri' başlıklı yazısında;" Tevfik Fikret'in yedi - sekiz hazan manzumesi varsa da bunlar, ne hassasiyetin şekli ne hayal ne renk ne ahenk itibariyle bu tarz tabiat şiirleri arasında ehemmiyetli bir yer işgal etmezler. Fikret'in şeklen kusurlu olan şiiri, basit bir aklıselimden hayat alan hayalsiz, ihtirassız, hadsiz bir şiirdir" derken Karaosman ailesi ve Yakup Kadri'yi övmesi, Süleyman Nazif için "Kelimelerin serdarı" demesi ilgimi çekti. Tabii ben her biri için eleştiri yapacak yeterlilikte değilim ama diğerlerini överken Fikret'i bu kadar yermesi de bana dokundu.
Gelelim benim açımdan en önemli hususa; kadın meselesi:
- "Kadınlar için hakiki cazibenin ezeli düsturu bize göre daima şundan ibarettir: Çok konuşmamak ve yılışmamak." (Cazibe - Bize Göre)
-Gülmeyen bir insan ve bilhassa gülmeyen bir kadın çehresi, ilahi bir çehre olmaya yakındır. (Mizah - Gurebahane-i Laklakan)
-Er geç kadın, yine yıldırımlarla mahmul bir sema gibi, tedricen dumanlanıp kapanacak, sırma ve ipekten biçilmiş müheyyiç bulutlar arkasına çekilecek ve esrarengiz ışıklarını yine oradan neşretmeye başlayacaktır. (Aşk ve Kıyafet - Gurebahane-i Laklakan)
- Ekser hayvan cinslerinde erkeğe nazaran dişi çirkindir. ( Erkek - Gurebahane-i Laklakan)
- Kadının süslenmeye muhtaç olması, saçlarını bir uzatıp bir kısaltması, hayvan kürklerine sarınması, fitraten güzel olmadığının ve bunu kendisi(nin) de bildiğinin kafi bir delili değil midir? ( Erkek - Gurebahane-i Laklakan)
Sadece yeni kurulmuş Cumhuriyet döneminde değil tüm yer ve zamanlar için kadına bakış açısı, bence hoş değil. Yaşamı boyunca bekar kalıp, 1933'te hastalık döneminde, ölümünden 18 gün önce evdeki yardımcısı ile evlenmesi de amacının kendine baktırmak olduğunu düşündürüyor.
Hani bu sene kargalara harp ilan edilmişti? Ya bu tepemizde sürü sürü uçuşan kara kuşlar ne? Her sabah gözlerimi, semalardan gelen paslı sesler gıcırtısıyla açıyorum. Sanki binlerce çelik makas, havada cehennemi bir gürültüyle şakırdıyor. ( Kargalar - Bize Göre )
"Gündüz, müziç bir serçe ve kırlangıç cıvıltıları, gece, sonu gelmez böcek sesleriyle dolu kırlarda geçirilmiş üç - dört haftalık bir zamandan sonra ağaç, dağ, dere, koyun ve çobana karşı eski nefretim bin kat daha artmış olarak şehre dönüyorum." ( Kır - Gurebahane-i Laklakan)
"Rabbim! Şu manzara dedikleri ne müziç bir şeymiş! " (İç Sıkıntısı - Frankfurt Seyahatnamesi) (müziç = bunaltıcı, rahatsız edici, usandıran)
Yazılarının çoğu yukarıdaki cümleler gibi, seyahat, vapur, tren, kır, yolculuk, manzara, gittiği şehirler vb. her şeyden şikayetçi, mızmız, hiçbir şeyi hiçbir kimseyi beğenmeyen, hiçbir şekilde mutlu olamayan bir kişilik hissi uyandırıyor. Bazen açıkça bazen ince bir üslupla yaptığı alaycılık, mizah adı altındaki aşağılamalar, arka planda kibir ve kendini beğenmişliği çağrıştırdı.
Sonuca gelirsek tabii ki döneminin önemli şair ve yazarlarından olan Ahmet Haşim okunmalı, ama ben kendi açımdan acaba okumasaydım, ondan soğumasaydım, o ezberlediğim muhteşem Karanfil şiirinin duygusal, ince ruhlu şairi olarak mı kalsaydı anılarımda. Ahmet Haşim, şiir ve düz yazı olarak iki farklı türde iki değişik kişilik taşıyor sanki...
Profile Image for Gamby.
73 reviews2 followers
October 15, 2017
Hanımefendiler, beyefendiler ve Romalı olmayanlar! Eskiyi sevme hastalığından muzdaribim. Bundan mütevellit, özellikle 20.yy'ın başında yazılan kitaplarımıza tuhaf bir şekilde bağlıyım. Bunu belirteyim ki, kitap hakkında bir şeyler okumak isteyenler yorumlarımı at gözlüğüyle yazdığımın farkına varsınlar. Esasında at değil, az gözlüğü bu. Hataları daha az görüyorum, çünkü pembe bir filtrenin içinden bakıyorum belirttiğim tarihler arasında yazılan eserlere.

Hülasa, beğendiğim bir eser. Ahmet Haşim, sembolizmi şiirlerine kusursuzca uygulayabilmiş bir üstadımızdır. Ve bence düz yazıda da bir hayli başarılı. Kitaptaki yazılar sıradan gelebilir, ama birçok şey yakalamak mümkün. Fransa gezilerindeki gözlemleri fazlasıyla ilgi çekici.

Okuyun bana kalırsa. Bana kalır mı, onu bilemem.
Profile Image for Şeyma.
52 reviews9 followers
Read
December 9, 2024
Fransız kadınını övmekten geri duymayan Ahmet Haşim, Türk kadınını boyandığı için ne çok eleştiriye maruz bırakıyor, şaşılacak şey doğrusu!

Şimdi Paris notları ne kadar kuvvetli gözlemle anlatılıyor gibi dursa da taraflı diye yorumlatmaya bırakıyor okuru. Yine de, kendi son sözü ile hoş görülebilir yazar. Ne diyor? "Fakat bu adam, zevklerini başkalarına satmak üzere tatmıyor. Onun için saflık ve samimiyeti hoş görülmeli."
Profile Image for Carduelis.
218 reviews
December 18, 2025
Zannedilir ki ufuklarımızın ötesi bambaşka âlemlerin eşiğidir. Güneşin battığı yerde bulutlardan saraylar kurulduğunu, erguvandan kaleler yükseldiğini, ateşten caddeler açıldığını, zümrüt veya yakuttan tavuslar ve horozlar dolaştığını görenler kendi hayatlarından artık tat almaz olurlar ve ufukların arkasında emsalsiz bir cihanın saklandığını zannederek bu âlemin hasretini çekmeye koyulurlar.

Bu acı bir vehimdir. Vapurdaki siyah, geniş deniz üzerinde ilerledikçe aynı denizin önünde mütemadiyen uzayıp git-tiğini görmekle hayret eder. Cins cins zannettiğimiz insanlar da her yerde birdir ve aynı şeyleri söylerler. Sinema perdesine bakınız: Dil farklarının seyirciyi aldatmadığı bu beyaz sahne üzerinde geçen binbir insan numunesinin aynı el ve çehre hareketleri, aynı elem kıvranmaları, aynı neşe sıçramaları yaptığına bakarak bütün ırkların bir tek lisanla konuştuğuna hükmedeceğiniz gelmiyor mu?syf125

GAZİ
Fotoğraf merceğine zerre kadar itimadım yoktur. Bundan dolayı fotoğraf makinesinin keşfiyle portre ressamının vazifesine son bulmuş gözüyle bakanlara hak vermek ben-ce zordur. Şekil ve madde ışığın yansımasına göre anbean değişir. Bu bakımdan hiçbir çehrenin vasıfları belirli bir tek görüntüsü yoktur. Fırça sanatkârı çizeceği çehre üzerinde uzun müddet hayatın gelgitini gözlemlemek ve onu birçok değişimlerinde kaydetmek yoluyla sonunda gerçek kimliğin gizli hatlarını sezmeyi ve görmeyi başarır. Fotoğraf bu zihnî analiz ve sentez gücüne sahip değildir. Onun için hassas cam üzerinde çizilen şekle bir belge değeri yüklenemez.

Gördüğüm fotoğraflara kıyasla biraz şişman, biraz yor-gun, biraz hatları kalınlaşmış bir vücutla karşılaşacağımı zannederken, kapıdan bir ışık dalgası halinde giren yoğun bir kuvvet ve hayat görüntüsüyle birden gözlerim kamaştı: Gözbebekleri en garip ve esrarengiz madenlerden yapılmış bir çift gözün mavi, sarı, yeşil ışıklarla aydınlandığı asabi bir çehre... Yüzde, alında, ellerde bir sağlık ve bahar rengi... Düzgün taranmış, noksansız, sarı, genç saçlar... Bütün zem-berekleri çelikten, ince, yumuşak, toplu, gerilmiş, terütaze bir vücut.
Altı yüz senelik bir devri bir anda ihtiyarlatan adamın çehresi, eski ilahlarınki gibi, iğrenç yaşın hiçbir izini taşımı-yor. Alevden coşkun bir nehir halinde köhne tarihin bütün enkazını süpüren ve yeni bir âlemin meydana gelmesine yol açan fikirler kaynağı baş, bir yanardağ zirvesi gibi, taşıdığı ateşe kayıtsız, mavi sema altında sessiz ve gülümseyerek du-ruyor!

Kendi yarattığı şimşekli bulutlardan, fırtınalardan ve et-rafına döktüğü feyizli sellerden yegâne etkilenmeyen meğer onun genç başı imiş!

O günün benim için en büyük nimeti o efsanevi başı yakından görmem olmuştur.syf4
Profile Image for Aysel Ciğerlioğlu.
40 reviews3 followers
November 25, 2023
Ahmet Haşim şiirde ne kadar başarılıysa ve sembolist bir anlatımı sahipse düzyazıda da bir o kadar başarılı fakat açık, özlü ve akıcı bir anlatıma sahip. Yazılarında eleştirel bir üslup yakaladım. Örneğin "Kürk" yazısında kürk giyen ve sivri tırnaklı olan kadınları eleştirmiş ve onları hayvana benzemeye çalışmakla suçlamış. "Bize Göre" kısmında bazı kavramlara ait düşüncelerini dile getiriyor. Benim etkilendiğim kısım ise Atatürk’ü gördüğündeki betimlemeleriydi. Ahmet Haşim, Dolmabahçe Sarayı'na yeni Türk alfabesi hakkında fikir alışverişi bulunmak için çağrılan ekipten. ve Atatürk’ü burada görüyor. Fotoğraflarda soluk, biraz kilolu fakat gerçek gördüğünde ise bunun tam tersi ve ışıl ışıl bir insan olduğundan bahsediyor. Atatürk’ün çok etkileyici bir görüşe sahip olduğundan bahsediyor. Kısa kısa yazılar mevcut eserin bütününde. "Eleştirmen kimdir, dost kimdir?" bunlardan bahsediyor. Bir yazısında da başparmağın öneminden bahsediyor. Beynin en önemli yer olduğundan bahsederlerken o başparmağı savunuyor. Çünkü o olmadan hiçbir şey yapılamıyor. "Bir Seyahatin Notları" bölümünde ise Paris’e yaptığı geziden bahsediyor. Orada tanıştığı sanatçı çevresine yer veriyor. Hatta sanat akımlarına mesela sürrealizme, sembolizme vs. değiniyor. Onlardı orijinal çevrelerinden dinliyor. Kısacası düzyazıda keyifli okunan bir yazar.
5 reviews
May 29, 2024
Yazarın kısa kısa ince yazıları geçmiş zamanın ruhunu anlamamıza yardımcı oluyor. Okurken şaşırıp "aaa o zaman da mı böyleymiş!" ya da "aaaa o zaman böyle miymiş!" diyebiliyorsunuz. Arada bir şair kimliğinin gölgesi kağıda düşüyor ve rahatsız etmiyor. Okumanızı tavsiye ederim.

Zannedilir ki ufuklarımızın ötesi bambaşka âlemlerin eşiğidir. Güneşin battığı yerde bulutlardan saraylar kurulduğunu, erguvandan kaleler yükseldiğini, ateşten caddeler açıldığını, zümrüt veya yakuttan tavuslar ve horozlar dolaştığını görenler kendi hayatlarından artık tat almaz olurlar ve ufukların arkasında emsalsiz bir cihanın saklandığını zannederek bu âlemin hasretini çekmeye koyulurlar. sf. 125

Böylece her keşif insanlığa zararlı bir unsurun faydalı bir hale getirilişi olmuştur. Alelade gecelerimizi şimdi göz kamaştırıcı bir şenlik haline getiren elektrik ışığı ehlileştirilmiş yıldırımdan başka nedir? sf. 63

Hani bu sene kargalara savaş ilan edilmişti? Ya bu tepemizde sürü sürü uçuşan kara kuşlar ne? Her sabah gözlerimi semalardan gelen paslı sesler gıcırtısyla açıyorum. Sanki binlerce çelik makas semaların lacivertliğini doğramak için mütemadiyen açılıp kapanarak havada cehennemî bir gürültüyle şakırdıyor. sf. 41


Profile Image for Mustafa Altun.
7 reviews1 follower
June 15, 2025
Kitaplığıma nasıl ve ne zaman girdiğini hatırlamadığım için yakın zamana kadar kitaplarımı sipariş ettiğim tek yer olan -artık kötü paketleme nedeniyle uzak durduğum- kurtlu sitede sipariş geçmişime baktığımda 10 sene önce 3.99 TL’ye aldığımı gördüm. Bugün olsa bütün Türk klasikleri gibi bunu da Yapı Kredi Yayınları’ndan alırdım.

Bu kitap Ahmet Haşim’le ilk tanışmam oldu. 1928’de İkdam dergisi için kaleme aldığı düz yazılardan oluşan bir seçki. Güçlü betimlemeleri, düşündürücü benzetimleri, keyifli bir tarzı var.

Baştan sona ikinci defa okumayı düşünmem ama işaretlediğim yerleri hafızamda tazelemek için ara sıra sayfaları karıştırmak isteyebilirim.

Başlıca sevdiğim yazıları: Eleştirmen, Yeni İstanbul, Ay, Hayvanlar Arasında

Ahmet Haşim, köpekleri sevmemesi ve kadınların boyası hakkında düşünceleri yüzünden modern linç kültüründen nasibini almış. Bugün yaşasa, her candan öte kutsal köpek sevgisini bir iman şartı olarak kabul eden dinin mensupları için oldukça keyifli bir yazı kaleme alırdı.
Profile Image for Tuna.
14 reviews
May 21, 2022
Deneme seven biriyseniz kitabı okumanızı tavsiye ederim.
Kısa kısa sıkmadan yazılmış, çerez gibi denemeler ve daha sonrasında bir şairin kaleminden çıkmış bir seyahatname. Bir şairin kaleminden çıktığı belli oluyor ��ünkü özellikle seyahatname kısmında çok ayrıntılı anlatmasa bile adeta orada yaşayabiliyorsunuz.
Deneme kısmına gelirsek yazarın kadınlar ve köpekler hakkındaki kötü düşünceleri biraz da olsa okuma keyfini düşürüyor ancak yazarın yaşadığı zaman belli.
Kısacası çerez niyetine bir arkadaşla konuşuyormuş gibi okuyabileceğiniz güzel bir kitap
3 reviews
January 5, 2022
Ahmet Hasim zeki bir yazar.
Fakat kadinlar, yoksullar, hayvanlar konusundaki dusunceleri gunumuzun deger yargilariyla degerlendirildiginde uslubu rahatsiz edici diyebilirim.
Herhangi vasat bir batili yazar ile kiyaslanamaz bile. Yine de Turk Edebiyatinin, ilk orneklerinden 1928 de basilmis bir eser oldugu bilinerek ve geldigi seviyenin tahlili bakimindan okunmasinda fayda var. Zaten 1 saatte okunabiliyor.
Profile Image for tuuguide.
24 reviews1 follower
August 9, 2019
2007 basım tarihli 104 sayfalık versiyonu bana zamanında ne çok arapça-farsça kombinezonlu osmanlı dönemi kelimesi olduğunu farkettirdi. Okumayı zorlaştıran ve yavaşlatan bi öğe de olsa, arapçada ne kadar sıradan kelimelerin edebi bi bağlama oturtulduğunu farkettim. Gözlemlerin açık sözlülükle ifadesi, Haşim'e özgü bir tavır olsa gerek.
Profile Image for Nursena Pancar.
76 reviews7 followers
April 25, 2020
Muhteşem tespitlere sahip bir kitap. Aynı zamanda muhteşem göndermelere de :) Göndermeler zamanında kime yapıldı ne için yapıldı bilmiyorum ama ben bazılarının Ahmet Haşim'in zaman kapsüllü bir kitap yazıp bu günlere atıfta bulunduğunu düşünüyorum. En güzeli de karanlık tespitiydi. Ben Ahmet Haşim'in sembolizmin temsilcisi olduğuna inandım. :)
Profile Image for Hacı Demir .
74 reviews6 followers
February 2, 2023
Kitabın Adı: BİZE GÖRE
Kitabın Yazarı: AHMET HAŞİM
Tür: DENEME

Türk şiirinin dev ismi Ahmet Haşim’in Bize Göre eseri; başta sanat, edebiyat meseleleri olmak üzere; tabii ve sosyal çevre, çevre ve psikoloji, kadın, içkinin olumsuzluğu üzerine yazılardan oluşur.

Ahmet Haşim, Paris seyahati sonrasında orada edindiği izlenimleri uzun yıllar yazdığı İkdam gazetesinde fıkralar halinde yayınlamıştır. Çeşitli tarihlerde İkdam'da yayınlanan bu yazılar, 1928 yılında İkdam'da Bize Göre adı altında kitaplaştırılmıştır. Bize Göre'de fıkra türünde 42 yazı bulunmaktadır.

Ahmet Haşim "Bize Göre"de Batı medeniyetinin insanımız üzerinde bıraktığı yıkıcı etkiyi günlük hayatın ayrıntılarına işaret ederek anlatmaya çalışır. Bazen mizaha yakın anlatımıyla doğu ve batı arasında kalan bir toplumun dünyasını, bir şair gözüyle tasviridir.
Profile Image for Tugbadursun.
518 reviews
February 12, 2020
Karamsar Ahmet Haşim'im her konu hakkında yazmış olduğu yazıların bir derlemesi bu kitap. Son kısım da gezi notlarından oluşuyor. Orta halli diyebilirim. Kadınlar hakkında yapmış olduğu yorumları hiç sevmedim. Yer yer güldürdü, yer yer tiksindirdi.
Profile Image for Mansur.
257 reviews6 followers
December 13, 2019
Nice style of writing...with tons of metaphors
Profile Image for Zeynep.
16 reviews1 follower
Read
July 17, 2021
Anakronistik bakıyorum ama antisemitizm ve cinsiyetçiliğinden baygınlık geçirecektim. Yine de çoğunluğunda okumaktan keyif aldım, cümlelerine hayran kaldığım yerler oldu.
Displaying 1 - 30 of 49 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.