Jump to ratings and reviews
Rate this book

Tiamat

Rate this book
“Başlangıçta her şey soğuk, boş ve anlamsızdı. Kutsal Rüzgâr sular üzerinde okşar gibi anaforlarla esiyor, güneş ve ayın, burçlar ve yıldızların henüz yaratılmadığı zifirî gecede, gözleri mucizevî bir dokunuşla açılmış halde bizzat kendini, yani karanlığın yine ta kendisini gören kör tabiatı sanki teselli ediyordu. Onun uyanıp cisimleşmiş hâli olan diğer çelik canavarın belirsiz silueti ise satıhtaki zayıf aydınlığın hemen altında âdeta kımıltısızdı.”

İhsan Oktay Anar’ın derin denizlerde kurduğu âlemde, o belirsiz, kımıltısız siluetin hem içinde hem dışında, olağanüstü bir hikâyede, hikâyeyiz.

160 pages, Paperback

First published February 16, 2022

78 people are currently reading
979 people want to read

About the author

İhsan Oktay Anar

13 books1,794 followers
Türk yazardır. Lisans, master ve doktora eğitimini Ege Üniversitesi Felsefe Bölümü'nde yaptı. Aynı okulda öğretim üyeliğinden emekli olmuştur.

Her bir kitabının çok uzun araştırmalardan sonra yazıldığı içerdikleri ağır tarihi bilgi ile göze çarpar. Eserleri pek çok küçük hikâye etrafında örülmüş büyük bir roman biçimindedir.

Yazın biçim göndermeler içerir. Kabaca birkaç örnek vermek gerekirse Amat'taki İsrafil adlı çocuğun gemi borazancısı olup diriliş düdüğünü çalışı islamiyette kıyamet haberi olan borazanı çalacak meleğe, alt ambar toprak altına ve mezara göndermeler ya da modellemelerdir. Bu üslup okuyucuyu hem yetiştirir, hem geliştirir. Umberto Eco bu biçimde gelişen okuru ampirik okurdan ayırmaktadır. Her gerçek yazar aslında bu tip incelikli ve becerikli okurlar isteyecektir. Anar ise kendi okurunu kendi yaratmaktadır.

Puslu Kıtalar Atlası 20'den fazla dile çevirilmiş ve Kültür Bakanlığı tarafından tanıtılmıştır. Anar, 2009 yılında Erdal Öz Edebiyat Ödülü'nün sahibi oldu.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
367 (21%)
4 stars
588 (33%)
3 stars
588 (33%)
2 stars
146 (8%)
1 star
46 (2%)
Displaying 1 - 30 of 243 reviews
Profile Image for Murat Dural.
Author 19 books626 followers
March 8, 2022
Sanırım kuracağım cümle bir festival filmine isim olarak konulabilir; "Bir İhsan Oktay Anar Kitabına Nasıl Üç Yıldız Verdim?" Bunun kısa yollu cevabı yazdığı her şeye verdiğim değer, üstadım olarak görmenin ağır yükü olabilir. Özellikle efsanevi, harika "Amat" sonrası "Tiamat" adı ile oraya da gönderme yapan roman müthiş dil ve yarattığı nefis atmosfer hariç kurgu olarak şahsım adına düşük kaldı. Bir diğer konu da anlatımda kullanılan denizcilik ve üretilmiş kelime oyunları. Ben memnunum, bambaşka bir dünya hissi veriyor ama ya diğer okurlar? Dönüp "onlara da yardımcı olayım, bir nebze açıklayayım," şeklinde bir dizayn yok. Sadık bir okuru olarak ne kitabı aldığıma ne de okuduğuma üzülmedim, sakın yanlış anlaşılmasın. Dün nasıl tüm kitaplarını açlıkla okuduysam yine aynı tutkuyla okuyacağım. Sadece kurgu ve dilin ağırlığı anlamında küçük eleştirilerim var.
Profile Image for Radioread.
126 reviews122 followers
April 6, 2022
Denizcilik gemicilik dili şikayetlenmelerini yersiz buluyorum, kitapta biraz ilerleyince neyin ne işe yaradığı aşağı yukarı anlaşılıyor. Dil her zamanki gibi muazzam. İnanılmaz bir hikaye anlatıcılığı, benzersiz güzellikte cümleler. Güçlü bir kapanış. Tam İOA'dan beklediğimiz gibi.

Sorunsa (veya bu gerçekten bir sorunsa) insani, bilimsel, felsefi, herhangi bir temel meselenin, bir romanın bütünlüğünü sadece teknik olarak değil, kavramsal olarak da sağlayan çivilerin yerinde olmaması. İOA Tiamat'ın özünde bize ne söylüyor isimli dev bir boşlukla baş başa kalmak. Karakterlerin farklılıkları, aralara serpiştirilen felsefi düşünceler, Golemsi ve jölemsi yaratık, melekler ve şeytanlar ve sandık, elektrik, kuantum fiziği vb. Değinip kaçmalar ne yazık ki bu boşluğu doldurmuyor. Bu sabit çekirdeği şiirde aramazsınız ama bir romandan beklemek gerekir.

İOA çıtası çok yüksek olduğu için 3,5'tan 3'e yuvarladım. Kavuşma için teşekkürler.
Profile Image for Hakan.
227 reviews201 followers
March 26, 2022
tiamat'ı yeni bir roman ya da bir geri dönüş olarak değil de romancılığı bıraktığını açıklamış yazarının zamanında yayımlamaya uygun bulmadığı bir metin olarak değerlendirmek gerekiyor. ne yeniliğe ne de niteliğe yönelik büyük beklentiler gerçekçi değil her şeyden önce.

tiamat'ta, belki zamanında yayımlanmama gerekçesi olabilecek, bir kararsızlık, belirsizlik ilk sayfalardan itibaren hissediliyor. metin bir türlü sesini, tonunu, kıvamını bulamıyor. anar'ın alemetifarikası uzun cümleler bile kendi içinde dağılıyor, yöneldikleri noktadan savruluyor ve bambaşka yerlerde sonuçlanıyor. netlikten, berraklıktan uzak dil hikayenin atmosferini de belirsizleştiriyor. gerilim, gizem ögeleri, fantastik ögeler bazen birbirine karışarak, bazen birbirinin önüne geçerek, bazen absürtleşerek dönüp duruyor.

anar bir roman dünyası kurmaktan çok hikaye anlatmanın biçimleri üzerine düşünmüş ve denemeler yapmış gibi görünüyor. deniz altında başkalaşmış bir mekanda, başkalaşmış bir zamanda, bir rivayet, bir efsane, "anlatıldığında inanılmayacak" bir hikaye. bu açıdan bakarsak ritmiyle temposuyla, merak ve heyecan unsuruyla hikaye okumanın keyfini de okura veriyor. ötesi, daha fazlası, umarım gerçek bir geri dönüşe ve yeni kitaplara.
Profile Image for Ebru Kantoglu.
27 reviews2 followers
February 24, 2022
Buradaki yorumlara Çok üzüldüm. İhsan Oktay Anar hiç okumamışlar sanırım. Denizcilik terimleri vs denmiş. Diğer kitaplarında da detaylı tasvirler olur Anar’ın. Bir zahmet sözlük açıp bakarsınız. Herkes kolaya alışmış.

Profile Image for Pelin Doygun.
31 reviews2 followers
February 22, 2022
Uzun İhsan Efendi geri döndü!

Kitabı henüz bitirmiş biri olarak diyebilirim ki Anar'ın dönüşü çizgisinden sapmayan bir "merhaba". Eski-yeni demeden Türkçeyi muazzam şekilde sergileyebilen, kitap üzerinde hakimiyeti tamamen hissedilen bir yazar İhsan Oktay. Var olsun.

Kitabın adından ötürü Amat ile bir bağlantısı olup olmadığını düşünüyordum; bir replika olmazdı haliyle ancak organik bir bağları var mıdır sorusunu soruyordum kendime. Denizler! Üstündekiyle, altındakiyle. Pek büyük bir kısmımız sudan oluşsa da aslında sularda olmaya ne kadar yabancıyız. Kitapta Amat'taki gibi (hatta ondan daha fazla) gemicilik, denizcilik terimlerine oldukça fazla yer veriliyor zira kitap bir Osmanlı denizaltısında (tahtelbahir) geçiyor. Muhtemelen Birinci Dünya Savaşı zamanları, Çanakkale açıklarında zaman-mekan kurulumu gerçekleştirmiş Anar. Karakterlerin tek tek analizini yapmak mümkün ancak uzatmadan tek söylemek istediğim mürettebatın en bilgesinin lakabının Sancı olması. Bilmek, dahası farkında olmak insan ruhuna en büyük sancı değil mi?

Kitaba merkezini veren şey bir ifrit sandukası. Şaşaasına kapılıp sorgulamadan edinilen bir lanet kutusu. Küçücük bir alanda zeka ve aptallığı kurgulayıp kötülükle baş etmeye çalışmak işte o tahtelbahirde yapılan. Bir tarafa pozitivizmi bir tarafa dinselliği koymuş değil Anar; birbirini dışlamayan bir bütünlük kurgulamış iki şey arasında ki bu bana Ahmet Hamdi Tanpınar'ın "Yahya Kemal" kitabında mevzubahis ettiği "değişmeden ilerlemek" değinisini hatırlattı. Pislikle, kötülükle aslında hemhaliz; bir fenalık kutusu açıldı mı fenalık dışarı çıkar ve biz de aslında onun kutusuna girmiş oluruz! İçi dış, dışı iç diyor büyük usta Anar; ne güzel söylüyor!

Ellerin dert görmesin Uzun İhsan. Kalemin daha nicelerine aksın.
Profile Image for Levent Pekcan.
197 reviews620 followers
May 23, 2022
Söylenecek çok bir şey yok, büyük usta yine ustalığını konuşturmuş. Yine kat kat, her düzeyde okunabilecek bir anlatı var karşımızda. Beni tek üzen, eserin biraz kısa olması oldu. Romandan çok uzun öykü, ya da "novella" diyebileceğimiz bir yapıt söz konusu. Herkesin hoşuna gitmeyecektir, özellikle de fantastik ya da korku yanının ağır basması belki bazı okuyucuyu itecektir, ama ben oldukça beğendim.
Profile Image for Necdet Yücel.
519 reviews15 followers
February 18, 2022
Bu romanı başkası yazsa bastıracak yayınevi bulamazdı
Profile Image for Metin Celâl.
Author 33 books126 followers
February 23, 2022
“Okyanusların ilkel tanrıçası olarak tanımlanan Tiamat, kaosa karşı mücadele eder. Mezopotamya mitolojisinde Tiamat ve türevleri oldukça sık bir şekilde rastlanır. Yaratıcı tanrıdır, kozmosun ve yaratılışın sebebidir. Yaratıcı ve yok edici anlama sahiptir.” Romanın adı mitolojik bir eser okuyacağımız izlenimini veriyordu. Ama Tiamat’ın bir gezegen olduğu bilgisi de vardı. “Sümerler Tiamat adlı bir gezegenin Mars ile Jüpiter arasında var olduğuna inanıyordu. Tiamat'ın yörüngesinin değiştiğini ve dünyanın Tiamat olduğunu iddia edenler de vardı.” İhsan Oktay Anar’ın hangisinden söz ettiğini yoksa farklı bir Tiamat mı yarattığını anlamak için tabii ki romanı okumak gerekiyordu.
İhsan Oktay Anar, bir tarihi romancı değil. Tarihten yararlanıyor, tarihe göndermeler yapmayı, oradan öyküler çıkarmayı seviyor ama tarihe bağlı kalmıyor. Tiamat’ın kahramanı da ilk denizaltılardan, tahtelbahir diye anılan bir gemi.
Yıl Milâdi 1915. Cihan harbi sürüyor. Abdülhamit sınıfı tahtelbahir gemisi, yani denizaltı Akdeniz’de görevde. Görevi Britanya’nın Mısır’dan deniz yoluyla askeri sevkiyatını engellemek. Devlet-i Aliye armalı bu denizaltının telsiz kodu T1AMAT. Mitolojinin tanrıçası ile denizaltının kod adının birleşmesini nasıl yorumlamalı acaba?
Çok yoğun bir çatışma ortamında tahtelbahir İngiliz donanmasının gemileri ile tek başına mücadele ediyor. Çatışmalar tüm yoğunluğuyla sürerken tahtelbahir bir şilep tespit ediyor. Şileple iletişim kurma çabaları karşılık bulmuyor. Şilebi ya batıracak ya da asker çıkaracaklardır. Tahtelbahir uzun süredir denizde olduğu için yiyecek içecek sıkıntısı vardır. Şilepte taze yiyecek içecek varsa çok işe yarayacaktır. Ayrıca şilepte bulunabilecek telsiz kayıtları ve diğer belgeler düşman güçlerin durumu hakkında yeni bilgiler edinmeyi de sağlayabilir. Bu düşüncelerle şilebe asker çıkarmaya karar verilir.
Şilep sanki terk edilmiş gibidir. Hiçbir mukavemetle karşılaşmadan şilebe çıkarlar ve yiyecek içeceğin yanında büyük bir ganimetle karşılaşırlar. Bu altın bir sandukadır. Üzerindeki melek desenleriyle kör edici bir ışıltı yayan, sanki elektrik yüklü sandukada kim bilir ne hazineler saklıdır. Açamayınca tahtelbahire götürmeye karar verirler. Yine buldukları topuzlu büyükçe çivileri de belki altındır diye götürürler.
Tahtelbahirde sanduka kararır, garip bir siyah renk alır ve üzerindeki melekler iki ifrite dönüşür. Gemi mürettebatının bu sandukayla neler yaşadığı, çivilerin nasıl bir işlevi olduğunu, mürettebatı nasıl zombileştirdiklerini ise romanı okuyunca anlayacaksınız.
İhsan Oktay Anar sevdiğimiz üslubu ve ayrıntıya verdiği önemle tahtelbahiri, yapısını, makinelerin nasıl çalıştığını, çıkardığı seslere kadar bir roman kahramanı olarak uzun uzun anlatıyor. Şiddetli bir deniz savaşı sırasında bir denizaltıya sıkışmış erkeklerden dünyasını, ilişkileri ise romanın en önemli boyutu. Osmanlı toplumunun her kesimini temsil eden, her biri çok ilginç tipleri de uzun uzun anlatıyor Anar.
Onların arasındaki ilişkiler de ast üst ilişkisi, askeri hiyerarşinin nasıl işlediğinden yola çıkıp kişilerarası iktidar ilişkilerini de yansıtmasını sağlıyor yazarın. Boş inançların, hurafelerin insan yaşamını nasıl etkilediği de bir başka boyut. Ama İhsan Oktay Anar, 1915’in siyasi ortamına, savaşın insanlar üzerindeki etkisine yoğunlaşmıyor. Anlatıyı önce bilimkurguya, sonra soluk soluğa bir macerada gelişen fantastik bir anlatıya dönüştürüyor. Fantastik de her zaman mitoloji ile ilgilidir. Tiamat’taki mitolojik göndermeler üzerinde ayrıca durulması gerekli.
İhsan Oktay Anar kendine has anlatımı ve kurgusuyla gelişen, sinematografik niteliği de olan usta işi bir anlatı yazmış. Tiamat bir macera romanı temposunda soluk soluğa okunuyor.
Profile Image for İsmail Kaplan.
28 reviews5 followers
February 25, 2022
Sekiz yılın ardından gelen yeni bir kitap ve benim de "her zaman okunmamış bir İhsan Oktay Anar eseri elimin altında olsun ki, inşa ettiği dünyaya hayret ve hayranlıkla dahil olma hissini ömrüm boyunca bir kez daha yaşamaktan mahrum olmayayım" düşüncesiyle bir kenara bıraktığım önceki iki kitabına yeşil ışık yakmama bir bahaneydi. Yine de yeninin heyecanına kapılıp Tiamat'a öncelik verdim.

Bir yazardan her eserinde aynı niceliği ve niteliği beklemenin haksızlık olduğunu düşünüyorum. Hele ki İhsan Oktay Anar gibi "piyasa"ya yazmayan isimlerden bu hiç beklememeli. Bu yüzden "şu kitabı daha iyiydi, bundan sonra yazdıklarını hiç beğenmedim" demek yerine, yazarın zihnine dahil olmaya çalışıyorum.

Edebiyat mahfillerinde efsaneye dönüşen Puslu Kıtalar Atlası ve Suskunlar gibi bu kitabın da atıf yaptığı noktalar keşfedildikçe, Anar'ın inşa ettiği dünya aydınlığa kavuşacak belki. Diğer yandan yazar bu kitabında bilim kurguya ve korkuya da ağırlıklı olarak yer vermiş. Kitabın temposu, olayların akışını sekteye uğratmıyor, neredeyse gerçek zamanlı ilerleyen bir anlatı ile karşı karşıyayız.

Kitabın verdiği edebi keyiften ayrıca bahsetmek isterim. Her cümlesi üzerinde titizlikle çalışılmış bir kitap olduğu belli. Beklenmedik anda okurun karşısına çıkan mizahi unsurlara da zaten önceki kitaplardan alışkınız. Bu yönü kitabın en sevdiğim yönü oldu çünkü anadilimin Türkçe olmasından dolayı hissettiğim mutluluğun en önemli sebeplerinden birisi, İhsan Oktay Anar'ın eserlerini anadilimde okuyabilmek.

Bundan sonra yeni kitaplar gelir mi bilmem ama gelirse de Anar'ın bizi şaşırtmaya devam edeceği kesin.
Profile Image for Baris Ozyurt.
918 reviews31 followers
March 7, 2022
“Soğuk ve karanlık dipler boş ve anlamsızdı. Kadim batıklarda ölü denizcilerin kıpır kıpır yakamozlu ruhları, kolları yakarır gibi yukarıda, yosunlar gibi akıntıda kıvrılıp kıvranarak salınıyor, zeminde çürümüş leş katmanından, ölümün nabzı gibi atan tek tük kabarcıklar tıp tıp koparak yükseliyordu. Cehennemî ışığını yayan fenerbalığı, avlarının yuvalandığı batığa yaklaşınca önce, o kafadanbacaklıyı yuttu. Çiğnediği kalamarın mürekkebi solungaçlarından püskürürken, mercan, yosun, balina sümüğü ve kabuklu, otçul, etçil, hepçil ve hatta yamyam deniz canlılarından yağan sertleşmiş dışkıyla kaplı o karanlık batığın içine giriverdi. Anteninin ucunda parlayarak avları cezbederken, aynı zamanda kendi korkunç gözleriyle, uzun ve sivri dişlerini de aydınlatan fenerinin ışığında, önce midye ve kepez bağlamış periskopu gördü. Avlanmak için batık içinde kıpırdandığında derken, kumandan kabininde yere dağılmış o paramparça porselenleri ve konserve kutuları ile kırık bira şişelerini seçti. O an durdu. Ardından kuyruğunu hızla dalgalandırıp yatak yerindeki ranzalar önünde aniden duraksadı. Parçalanmış yataklardan pamuk parçaları, daire içinde ağır ağır salınıyordu. Bunlardan birini yutsa bile hemen tükürdü. Ani hareketleriyle tavana sıkışmış hava kabarcıklarını oynaştırıp kaportadan geçti. Yengeçlerin üzerinden, ilerideki cazip ışıltıya süratle ilerleyip önünde tam durmuştu ki, fenerinin ışığında, birbirlerini selamlayan o iki altın meleği seçti. Gülümsüyorlardı.”(s. 156)
Profile Image for Tuna.
184 reviews11 followers
March 15, 2022
Uzun bir aradan sonra tekrar yazan, Amat’tan sonra yine açık denizlere yol alan yazar, her zamanki gizemli üslubuyla büyülü bir yolculuğa davet ediyor okurları. Yedinci Gün’den (Galiz Kahramanı okumadığım için saymıyorum) sonra kısa ama derin bir soluk aldırıyor, harp ve gerilim temalarının harmanını layıkıyla yapıyor.

1.Dünya Savaşı’nda bir Osmanlı denizaltısında Doğu Akdeniz açıklarında avını bekleyen Bahriyeliler ile görece yavaş başlayan anlatı, denizin üstüyle ayrı altıyla ayrı kıran kırana bir mücadelenin içine hızlıca sürükleniyor.

Klostrofobisi olanları fazlasıyla bunaltabilecek hikayesi ve sıklıkla başvurduğu denizcilik ve savaş terminolojisi ile yer yer zorlasa da tarzına ve anlatıcılığına alışkın olanlar için bu durumun pek sorun yaratmayacağını düşünüyorum.
Profile Image for güzin tekeş.
252 reviews11 followers
April 10, 2022
Belki hayranlarına ters gelecek ama sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim, bu romanı İhsan Oktay Anar değil de bir başkası yazsa hiç kimse okumazdı.

Denizci olmayan ya da denizciliğe aşırı ilgisi olmayan hiç kimsenin anlayamayacağı terimlerin yoğunluğu bir tarafa, zorlama mitolojik göndermeler, altında Anar imzası olmasa alay konusu olabilecek kadar vasat.

Kitabın belki de tek artısı merakla izlenecek bir Netflix filmi ya da dizisi olabilme ihtimali. Çek bunu, sat Netflix’e, yurtdışında bayıla bayıla izlesinler. (Denizcilerden birkaçını gay yapmak gerekecek ama o kadar da olur artık)
Profile Image for Özgür Atmaca.
Author 2 books105 followers
August 30, 2024
İhsan Hoca, gerçekten çok iyi bir yazar.
Onu yıllardır sıkı bir şekilde takip ederim, çünkü nadir eserler çıkartan ve tumturaklı, derinlemesine düşünülmüş bir kalem erbabıdır.
Kitaplarla ilgili bir sohbet ortamına girdiğimde, “Puslu Kıtalar Atlası” ve “Amat”tan bahsetmediğim bir oturum olduğunu hatırlamıyorum. Bu iki eser, İhsan Oktay Anar’ın en bilinen ve en çok takdir edilen yapıtları olarak hafızamda hep özel bir yer tutuyor.

“Tiamat,” özellikle fiziki edisyonuyla okuru hemen içine çeken ve büyük bir merak uyandıran bir eser. Kutsal kitap alıntıları veya onlara atıfta bulunan cümleleriyle de zihninizin arka planını sürekli bir sorgulama ve düşünme sürecine itiyor. İhsan Hoca’nın eserlerinde her zaman bir denizcilik anlatısı veya bu terimlere rastlarsınız, “Tiamat” da bu geleneği sürdürüyor. Ancak bu kitapta, denizcilik temasının yanı sıra karanlık denizler, gizemli yaratıklar ve korku unsurları da oldukça ön planda.

Amat’tan farklı olarak “Tiamat,” daha fazla karanlık bir atmosferde, mistik ve korkutucu unsurların yoğun olduğu bir anlatı sunuyor. Ancak, bu kitapta dilin akıcılığı ile anlatım tarzı arasında bir tür kilitlenme yaşandığını hissettim. Tiamat, diğer eserlerine kıyasla daha yoğun ve karmaşık bir yapı sunuyor. Bu durum, bazı okurlar için eserin akışını yavaşlatabilir ve anlamayı zorlaştırabilir ki benim için de öyle oldu.

Yine de, Kitabın kötü olduğunu, konunun yetersiz ya da dilin başarısız olduğunu iddia etmek doğru olmaz. İhsan Hoca’nın felsefi temelli Türkçeleştirmelerine, tarihi bilgiyi karakterler aracılığıyla dramatize ederek anlatma yeteneğine ve Osmanlı günlük diline olan hakimiyetine hayranlık duyuyorum. Bu yetenekleriyle, birçok akademik klişeden uzak durarak eserlerine mizahi ve eleştirel bir dokunuş katıyor. Ancak, bir yazarı bu kadar yakından takip ettiğinizde, onun kaleminin farklı yönlere doğru gittiğini veya anlatımında tıkanma noktaları yaşadığını fark etmeniz kaçınılmaz oluyor. Bu da bazen bir okur olarak rahatsızlık hissine kapılmanıza neden olabilir.

Sonuç olarak, İhsan Hoca’nın kaleminden çıkan her eser gibi “Tiamat” da değerli bir yapıt. Belki “Amat” kadar geniş kitleler tarafından hemen benimsenmeyecek, ancak edebiyat dünyasında önemli bir yer edinecek bir eser. İhsan Oktay Anar’ın edebi yolculuğunu bu kadar yakından takip eden biri olarak, onun yeni eserlerini her zaman büyük bir merak ve heyecanla bekleyeceğim. Var olsun Uzun İhsan, hep yazsın.

Saygılar.
Profile Image for Rıdvan.
549 reviews93 followers
May 12, 2022
Cok begendim. Genel.olarak.anlasilmasi zor yorumlari aliyorum bu kitapla ilgili. Bence cok anlasilir bir dili var. Hop diye tuketip.gecilebilecek bir kitap degil sadece. Bence bu nedenle.bu gibi yorumlar duydum. Yavasca sindirmek lazim bu kitabi. Bence cok lezzetli idi. Bayildim.
Bir deniz altidayiz. Adi Tahtelbahir. Yil 1915. Osmanli. Murettebat yaman. Savasirken egleniyorlar. Kibar, Karagumruk, Daz, liderleri Mulazim ve niceleri.
Savasinda ortasinda ne idugu belirsiz bir canacar ortaya cikiyor Tahtelbahir'de. Ve murettebati teker teker ele gecirmeye basliyor.
This entire review has been hidden because of spoilers.
Profile Image for Zeynep T..
924 reviews130 followers
May 2, 2022
Yazarın diğer kitaplarının aksine bunu bitirmek epeyce zor oldu. Teknik ayrıntılar sıkıcı ve okumayı güçleştiriyor. Hikaye çok güzel ve orijinal aslında ama kapılıp gidemiyorsunuz metne. Anlatım dili de karışık mı desem toparlanmamış mı desem bi enteresandı. Üzerine uzun uzun düşünmek istediğiniz mitolojik ve felsefi göndermeler kitabı yarım bırakmamı engelledi diyebilirim. Yine de edebiyatımızda pek rastlamadığımız ilginçlikte bir kitap olduğu için okunsa iyi olur diyorum.
Profile Image for Mehmet Dönmez.
324 reviews36 followers
February 18, 2022
bir kitap ne kadar anlaşılmazsa o kadar anlamadım. Denizciliğe dair jargona vakıf olmak mümkün değil, bir animasyon olurmuş belki. Dört dörtlük bir hayal kırıklığı
Profile Image for Burak Uzun.
195 reviews70 followers
February 27, 2022
Uzun yıllar önce artık roman yazmayacağını duyuran İhsan Oktay Anar'ın, derinliklerinde kalan bir hikâyenin izini sürdüğünün romanıdır bu. Bir nevi batan geminin romanı da diyebiliriz.

Tiamat, Babil mitolojisinde bir canavar olarak tasvir edilen tuzlu su tanrıçası. Bir Osmanlı denizaltısının böyle bir canavarla karşılaşmasını ve bu karşılaşmayı Anar'ın yazdığını düşünün. Düşünmesi bile heyecan uyandıran bu karşılaşmayı az önce okuyup bitirdim. Biraz gemici tabirlerine aşinaysanız benim aldığım keyfi alacağınıza eminim.
Profile Image for Yasemin Ilkay.
216 reviews7 followers
July 18, 2022
Beni epey zorlayan bir okuma oldu çünkü ben sadece gerilim beklerken bayağı korkutucu geldi bir yerden sonra 🙈Öyle ki içim acıya acıya bir İhsan Oktay Anar kitabına 3 hatta 2 yıldız verecektim. Anar çok çok iyi bir yazar, atmosfer yaratma, olağanüstü bir ritim ve gerilim duygusu, kitabın sonuna kadar sürdürdüğü merak ve gizem gerçekten çok iyi. Kimi yorumlarda okuduğum denizcilik terminolojisine ilişkin eleştirileri çok anlamlı bulmasam da kitabın girişini özellikle öyle yorucu bir dille yazmış ki sanki okura “canın dilerse gelirsin” mesajı veriyor. Yine kadın karakter yaratmaması beni rahatsız etmiyor ancak özellikle kitabın başında kadınları aşağılayan o “erkek dili” çok rahatsız edici. Bir yerde tanrı anlatıcının nasıl bir tanrı-anlatıcı olduğunu bile sorguladım; şimdi karakter öylesi bir dil kullanır da anlatıcının bunu yapması beni biraz metinden kopardı.

Tam da kök çakramı ve dünyaya olan güveni çalıştığım şu sıralarda kitap benim zembereğimi attırdı; o güveni zedeledi. Her şey ‘tekinsiz’ görünmeye başladı. Hani acı sevmeyen birinin aşırı acı bir yemek yiyince aniden keyifsizleşmesi gibi bir tat bıraktı o çok dehteşengiz sahnelerde… Buluşları ilginç, dili ve anlatımı etkileyici. Kitap bende asla unutamayacağım bir etki bıraktı: Korku, dehşet… Bunu yapabilmiş olması İhsan Oktay Anar’ı başarılı bir yazar yapıyor ama peki neden? Soğuk Deri kitabındaki dehşet daha gerçekçi ve korkunç olduğu halde bizi anlamlı bir düzlüğe çıkarmıştı. Peki bu anlatıda yazar neyi amaçlamıştı? Bunu sordum durdum kendime.. bu kitapta da bir döngüden söz edebiliriz tıpkı Soğuk Deri’de olduğu gibi kitabın başı ve sonu aynı ☺️ ama son 30-40 sayfanın dışında kitap bana pek bir şey söylemedi. Yine edebi değerine, diline, atmosferine, ritmine bir 4 yıldızı hakettiğini düşündüm. Ben korku hikayelerini sevmiyorum belki siz seversiniz. Ama korku kitabı okuduğunu bilerek okumakta fayda var.
Profile Image for Nasip.
9 reviews
February 25, 2024
Bir bardak vodka doldurdum, Tiamat'a ve onun mürettebatına kaldırdım. İstediğin şarkıyı da açtım Karagümrük, eğme o mübarek başını artık. Sil gözünden kırk yılda bir dökülen bir damla tuzlu suyu çünkü dostlar bizi bekler. Bekleyin dostlar! Yakında görüşeceğiz! Yakında!

En son ne zaman bir kitabı bir günde bitirebildim hakikaten hatırlamıyorum. Tiamatın kaportasına yapışan çiviler gibi koltuğuma yapıştırdı bu kitap beni. İhsan Oktay Anar, ne yapıp ne edip İzmir'e elini öpmeye geleceğim, bunu bil.
Profile Image for Gunce.
117 reviews32 followers
April 13, 2022
Ne okuduğumu tam olarak adlandıramadığım bir kitap Tiamat, Alien meets Osmanlı!
Özellikle başlardaki yoğun denizcilik terminolojisine rağmen sürekleyici ve hızlı okunuyor. Fakat benim için hiç bir karakter derinleşmedi ve kitapla hiç bir bağ kuramadım. Osmanlı, tasavvuf, mitoloji, fantastik gibi çok fazla popüler malzeme bir arada kullanılmış. İhsan Oktay Anar kadar bilinirliği ve hayran kitlesi olmayan bir yazar elinden çıkmış olsa bu kadar ciddiye alınmayacağını düşünüyorum.
Profile Image for K. E..
171 reviews6 followers
Read
May 4, 2024
"Şu altın sanduka, yaldızlı melekli, cicili bicili, süslü püslü. Acaba hepimiz hayal mi gördük? Cümleten çıldırdık mı? Altını demirle mi karıştırdık, meleği ifritle, Tanrı'yı şeytanla? Işığa gidelim derken karanlığa mı daldık? Cennet yerine cehennemi mi seçtik? Mızrak çuvala sığdı, ama olanlar aklıma sığmadı. "
Profile Image for Erol Özlav.
2 reviews1 follower
February 22, 2022
Yazar farklı bir tarz denemiş. Gerçek zamanlı, aksiyon ve korku kısa romanı gibi... bir noktada fark ettim ki eğer denizcilik terimlerine (eski ve yeni) aşina değilseniz, "das boot" ve benzeri denizaltı dizilerini, filmlerini izlememişseniz, kitaptaki kimi hareketli sahneleri zihninizde canlandırmanız zor olabilir. tabi ki okumaya değer ama alacağı tepkileri de merak ediyorum.
Profile Image for funda.
147 reviews
May 1, 2022
İhsan Oktay Anar yazdığından elim 4 yıldızdan altına gidemedi. Yine alıştığımız dil, alıştığımız sözcük oyunları ile ağızda enfes bir tat bırakıyor bırakmasına ama konu vasat, beklendik ve bilindik bir kurguda ilerliyor. Hep bir sürpriz beklesem de bulamamanın verdiği hüzün ile son sayfayı okudum ve kapattım. Ama yine de oldukça sürükleyici ilerledi.
Bu arada yoğun denizcilik terimleri nedeniyle eleştirilse de okuyupta anlamayacağınız bir kelime bile yok. Gayet bilindik ve hep duyduğumuz terimler aslında.
Profile Image for Boran.
192 reviews2 followers
May 23, 2022
Sekiz sene evvel yazdığı ve benim de son olarak okuduğum “Galîz Kahraman” bende muazzam bir şüphe yaratmıştı. Acaba bir devir sona mı eriyor, Anar artık eski tadı vermeyen romanlar mı yazacak, yoksa uzunca bir ara verip beni şaşırtacak mı diye düşünmüştüm. “Tiamat” büyük bir hayal kırıklığı oldu. Anar’ı eski ve muhteşem romanlarıyla bilmeye devam edeceğim. Bu serüvenin de ardı gelmeyecektir, artık eminim.
Profile Image for Onur Avcı.
130 reviews2 followers
February 23, 2022
Uzun zamandır beklediğim bir kitap olduğundan mı, yoksa yazara ve tarzına duyduğum saygı, sevgiden mi beklentim yükseldi bilmiyorum. Ama ben beğenemedim, belki anlayamadım. Denizcilik jargonu bile başlı başına yorucu idi, kitap bittiğinde ne okuduğumu çok anlayamadım. Emin değilim, içim de rahat değil hala. İhsan Oktay Anar ismi olmasa nasıl olurdu hiç konuşmak bile istemiyorum. Üzgünüm.
Profile Image for Caterina.
1,209 reviews62 followers
March 21, 2022
Bir solukta bitti…

Alıştığımız İhsan Oktay Anar tarzından oldukça farklı olması çoğu okuru şaşırtmış. Kendi adıma içerikteki yeniliklerin akıcılığı arttırdığını ve eğlendiğimi söyleyebilirim. Alışkanlıkların dışında yeni bir heyecana ortak olmak keyifliydi.

Bir tahtelbahir hikayesi.
Profile Image for Erdoğan Sağlam.
61 reviews5 followers
May 3, 2022
Hem dilini hem de kurgusunu beğenmedim. Kitabı zor bitirdim. Diğer kitaplarını aradım. Dağınık ve eksik geldi bana.
Profile Image for Gökhan .
419 reviews9 followers
February 19, 2023
Anar'ın bu eserinden, kara komedi-korku-steampunk bilimkurgu-tarihî savaş türlerini birleştiren çok güzel bir film çıkar. Osmanlıca teknik terimlerin bolca kullanılması okuyucuyu zorluyor evet ancak bu zorluğa sabredince güzel bir öykü ile karşılaşıyorsunuz. Dinsel mitolojilere atıflar, felsefi yaklaşımlar ve deniz var yine. Anar'ın alamet-i farikası olan, çok orijinal lakaplara sahip karakterler var. Son iki kitabını beğenmediğim Anar , Tiamat ile dönüş yapmış oldu benim için.
Profile Image for cherubnessli.
186 reviews1 follower
March 1, 2022
Bu kitabı isimsiz yayınlasalar bile Ihsan Oktay Anar yazmış derdim,içerisindeki bilmediğim çokça denizcilik terimi ve eski sözcüklere rağmen,canavar hikayesinin absürtlüğüne rağmen kurgu o kadar güzel,karakterler o kadar sağlam tasarlanmış ki,hani çok sevdiğiniz bir yemekte bir kırıntı bile ziyan olsun istemezsiniz ya işte öyle okudum bir kelimeyi bile ziyan etmeksizin.Yazarın bu kadar derin teknik bilgiye sahip olması,bunları böylesine doğallıkla hikayeye yedirebilmesi cidden takdire şayan,ne diyeyim tek kelimeyle büyülendim...
Displaying 1 - 30 of 243 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.