Jump to ratings and reviews
Rate this book

Başkalarının Tanrısı

Rate this book
“Ne doğumumuz ne ölümümüz ne de doğumla ölüm arasında can çekişerek sürdürdüğümüz hayatlar bize ait. Başkalarının isteklerinden doğuyor, başkalarının istediği gibi yaşıyor ve başkaları yüzünden ölüyoruz. Bizim sandığımız hayat bizim değil, bizim sandığımız beden bizim değil…”

Karanlık geçmişi tuhaf olaylarla dolu, bacakları dizlerinden kesik yaşlı Efsun Abla...

Kim olduğunu hatırlamayan, hafızasını yitirmiş Adnan Abi...

Sokaklarda orospuluk yaparak para kazanan toksikoman Hülya...

Bir sabah uyanıp düzenini, evini, ailesini, işini terk ederek sokaklardaki tekinsiz hayata karışan, kafası karışık şair Musa...

Ve çöpte bulunmuş bir bebek, Matruşka...

Her biri kendi zorlu sorularıyla baş etmeye çalışan ve kucaklarındaki kimsesiz bebekle şehrin sokaklarında kendilerine barınacak bir delik arayan bu dört insan, bilinmeze doğru sürüklenen hayatlarıyla en sert gerçeklere işaret eden uçurumların kıyısında dolanıyor.

Onlar her şeye karşın ayakta kalmakta inat edip şehri kuranların ve yıkanların kimliğini sorgularken, okuru da kendi kimliğiyle yüzleştiren sorular denizine açılmaya davet ediyor.

Başkalarının Tanrısı’yla Mine Söğüt biri bebek beş sokak insanının yarı hayal yarı gerçekçi hikâyesiyle, yanından geçip gittiğimiz ve görmezden geldiğimiz insanların tanrısına, dolayısıyla da sözümona medeniyetimizin temellerine dair acımasız bir sorgulamaya girişiyor.

160 pages, Paperback

Published April 15, 2022

29 people are currently reading
806 people want to read

About the author

Mine Söğüt

27 books364 followers
Mine Söğüt (1968, İstanbul), Türk gazeteci, yazar.

Babası bir deniz subayı olan Mine Söğüt, ortaöğrenimini Kadıköy Kız Lisesi’inde tamamladığı 1985 yılında babasını kaybetti. Aynı yıl İstanbul Üniversitesi Latin Dili ve Edebiyatı bölümünde girdi.

Gazeteciliğe 1990 yılında Güneş Gazetesi’nde başladı, İnsan Hakları Servisi’nde muhabirlik yaptı. Güneş Gazetesi’nin kapanmasından sonra Tempo Dergisi ve Yeni Yüzyıl gazetesinde çalıştı.

1993 yılında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin düzenlediği yarışmada, Haber dalında mansiyon aldı. 1996-2000 yılları arasında Haberci adlı televizyon belgeselinin metin yazarlığını yaptı. 1999-2001 yıllarında Öküz dergisinde yazdığı yazılarla tanındı. Profesyonel gazeteciliği bırakan Söğüt, 2001-2005 yılları arasında Cihangir Postası adlı yerel bir gazetenin gönüllü editörlüğünü yaptı.

Karikatürist Bahadır Baruter ile evlidir.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
250 (20%)
4 stars
416 (33%)
3 stars
410 (33%)
2 stars
124 (10%)
1 star
40 (3%)
Displaying 1 - 30 of 140 reviews
Profile Image for Murat Dural.
Author 18 books626 followers
May 18, 2022
Söz konusu bir Mine Söğüt kitabıysa az ile yetinemem. Ne yazık ki beklentilerimi karşılayan bir dile, bir kurguya hele hele bir finale sahip değil. Mine Söğüt’ün “ötekiler” bu sefer gereken vuruculuktan uzak, bir rüya belirsizliğinde. Oysa “Beş Sevim Apartmanı”, “Gergedan”, “Deli Kadın Hikayeleri” öyle mi? Mine Söğüt denince elim beş yıldıza direk gidiyor. Böyle olmalı. Üç yıldız ise Mine Söğüt’e verebileceğim en düşük not; kötüsü bile ortalama üstü.
Profile Image for Elcin.
123 reviews9 followers
August 6, 2022
Mine Söğüt'ü severim; derinlikli karakterler, üzerinde dakikalarca düşündüren cümleler, çiz çiz bitmeyen satırlar... Ama bu kitap öyle olmadı. Deli Kadın Hikayeleri gibi uçurmadı düşüncelerimi, Beş Sevim Apartmanı'nın tadını vermedi. Evet güzeldi fakat tekrar içinde tekrar vardı, karakterlerin özellikleri hep aynı vurgular ile devam etti. Yine de elim 3 yıldızın altına gitmedi.

Yıkımlar hassasiyet gözetmezler. Dozerlerle hayatınıza girenler yana çekilmezseniz sizi de ezer geçerler.
Profile Image for Selin Alper.
153 reviews15 followers
June 2, 2022
Yok aslında valla 5 yıldız etmez!

Okuduğum en vasat Mine Söğüt kitabı olmakla birlikte yine de çok güzel!

Ve yine gerçek ve masal bir arada!

Hayatın olanca trajedisi suratınızda bir hüzün değil büyük bir tebessüm bırakıyor. Bir yanda emekli orospu, bacakları kesik Efsun Abla, diğer yanda ona aşık eski beyaz yakalı, evini terk etmiş Musa, diğer yanda terk edilmiş bir bebek Matruşka. Adnan Abi, Hülya…. Dayak yiyenler, tecavüz edilenler ve herşeye rağmen hayatta kalmak, yaşamın sahibi olmak.

Canım Mine Söğüt 💙

“Hepimiz sistem dışına çıkarsak hayatta kalamayız sanıyoruz.

Sistemin içiyle dışı arasındaki fark hakkında zerre kadar bilgimiz yok. Ama heyula gibi korkumuz var.

Biz, hepimiz, iyi kötü bir tanrıya inanıyoruz.

O tanrının bizim değil, başkalarının tanrısı olabileceği fikrini her yıkımda, her felakette, her yüzleşmede hızlıca zihnimizden kovuyoruz.”

“Bir çocuğu korumanın tek yolu onu doğurmamaktır.”

“Bu kahve bize bazen bir rahim, bazen de bir mezar.”

“Hani ölecektin sen? Bak çay içiyorsun burada. Şaka yapıyorsun. Yarın sevişirsin belki. Öbür gün yolculuk yaparsın. Bakarsın piyangodan para bile çıkar sana? Zaten hayat çok kısa, salak olmak lazım kendini öldürmek için.”
Profile Image for punpun.
55 reviews7 followers
January 14, 2023
Çok çok uzun zamandır bu yazardan bir şeyler okumak istiyordum. Keşke ilk bu kitabıyla başlamasaydım. İlk sayfalardan itibaren kitaptan nefret ettim. Sonuna kadar tek yaptığı şey kendini tekrarlamaktı. Anlatış şekli sürekli beni sinir etti. Öyle mi şair böyle mi şair, öyle efsun abla yok ablan sana kurban olsun zart zurt. Fena halde kafa açıyo kitap. Yarım puan olsa yarım puan verirdim.
Profile Image for Renklikalem.
531 reviews172 followers
May 22, 2022
“basi kopmus ama kalbi henuz durmamis bir hayvan gibiyim. kendimi yok ederek yeniden var olmak hevesiyle sehrin bir ucundan diger ucuna dogru yuruyorum ve denize varmak istiyorum.
‘bir seyleri mi terk ediyorum yoksa bir seylere mi kavusmak uzereyim?’”
Profile Image for Tülay Tellioğlu.
478 reviews46 followers
January 8, 2023
5/5
Mine Söğüt’ün kalemi benim için o kadar etkileyici o kadar efsunlu ki çok ciddi söylüyorum market listesi yazsa okuyabilirim. Bu kitap da yine beni şaşırtmadı ve ilk sayfadan itibaren beni içine aldığı o isyankar, karanlık atmosferi kitap sonuna kadar hissettirmeyi başardı. Bir ara cidden düşündüm, sokakta yanında geçip gittiğimiz, gözümüze sadece dilenci olarak görünen insanların geçmişleri nasıldı, sokağa nasıl düştüler, başlarından nasıl olaylar geçti? Düşündüm ve düşündükçe daha çok içerledim kitaptaki olaylara. Müdahale etmek istedim ama ben yalnızca bir okurum.
Musa’ya çok kızdım ama o da haklı kendince. Hayat bazen bazı insanlara hakikaten çok acımasız davranıyor ve bu kitap da bunu bize en az hayat kadar acımasız bir şekilde gösteriyor.
Of kitap yanımda olsaydı da bir sürü alıntı paylaşsaydım keşke şimdi. 🥲
Neyse kısacası derin derin düşündüren ve okurken kendine hayran bıraktıran bir kitap daha okudum yazardan.
Okuyun okutun. ❤️
Profile Image for Ozge.
85 reviews4 followers
July 17, 2025
3,5. Emin olamadım bu kitap hakkında ya. Beş sevim apartmanı kadar sevmedim o kesin. ve biri ekşide biri evsizliği romantize ediyor hatta bence yazar içten içe tiksiniyor bazı yerlerde, kendiyle çelişiyor demiş. katılmayabilirim ama hani modern dünya insanının kapitalizmden kaçışı evsiz olmakta bulması bence biraz gerçekliği kırıyor. yazar zaten gerçeklikle oymuyor genel olarak ama benim için kitabın hissedilebilirliğini azaltıyor. Ayrıca mesela ailesinden kaçıp kendine yeni bir aile buluyor. bu benim gözümde ne kadar sıkılmış olabileceği ile ilgili gerçekliği azaltıyor. belki bu aslında adamın eski hayatından kopamadığını nasıl kendimi tekrar ettiğinin göstergesi olabilir ama kitapta buna vurgu yapılmıyor. dilinden keyif aldım ama bir noktada tekrar ediyor gerçekten. Mine söğüt'ü seviyorum ve okuduğuma pişman olmadım ama something is off about this one.
Profile Image for G. İlke.
1,282 reviews
June 18, 2022
Görmezden geldiğimiz değil, görmemek için çabaladığımız hayatların hikâyesi bu. Her an bizimki olabilecek, bir anlık deliliğe, şanssızlığa ya da -inanıyorsanız- kadere bağlı hayatların hikâyesi. Üzücü olanın gerçekte ne olduğunu sorgulatan, her açıdan tahammülü zor, uçuk hayallerin ve vahşi hayatların hikâyesi. İşçiyi yaralayan yara bandı makinesi gibi, insanı doyururken boğan yemeği gibi, vazgeçilmeyen zehirler gibi hayatların hikayesi. Canım Mine Söğüt, hayal kırıklığına uğratmadı yine. Hep yazsın, hep (d)okunsun! =)
Profile Image for Metin Celâl.
Author 33 books126 followers
April 17, 2022
Mine Söğüt’ün yeni kitabı “Başkalarının Tanrısı” sisli bir İstanbul sabahında başlıyor. Bir iskelenin yanında durmuş sis nedeniyle vapurlar çalışmayınca işe gidememenin endişe ve telaşı içindeki insanları izleyen anlatıcı kahramanımız “Ben hep şimdiki zamandayım, onlar hep gelecek zamanda,” diye anlatmaya başlıyor.
Anlatıcı bir “şair”. Bir sabah işe gideceğim diye evden çıkıp evini, ailesini, işini terk etmiş, yani bütün sorumluluklarını geride bırakmış, sokak insanı olmuş. O günden itibaren sokaklarda yaşayacaktır Musa.
Şair Musa, vapurlara, karşı kıyıya, saraya, köprüye, camilere, martılara ve denizanalarına bakarak, “Bizim bakacak bir saatimiz, gidecek bir işimiz, faturalarını ödemekle yükümlü olduğumuz bir evimiz, başlarına bir şey gelmesinden korktuğumuz bir ailemiz, inandığımız bir tanrımız... yok mu gerçekten” diye sorar. Sorusuyla bizi romanın adına, tanrısı olmayanların hayatlarına bağlar.
Şair Musa şanslı bir sokak insanıdır. Kendi gibi insanların, sokakları mesken edinmişlerin, kader ortaklığı kuracağı kişilerin yaşadığı saray manzaralı izbe bir kahvehaneye sığınır. Ve tek tek yeni kahramanlar girer anlatıya. Bacakları dizlerinden kesik, eski fahişe, şimdi kâğıt mendil satarak dilenen Efsun Abla, Musa’nın ilk tanıdığı, gönül verdiği ve ona bu kahvenin yolunu bulduran sokak insanıdır.
Kahve güvenli bir sığınaktır onlar için. Şehirden korunmak için bu kahveye sığınırlar. Böylece kimsecikler fark etmeden yaşamlarını sürdürürler. “Bu kahve bize bazen bir rahim, bazen de bir mezar. Kuytusunda saklanıyoruz, çürüyoruz, kokuşuyoruz ama bir şekilde yaşıyoruz,” diye anlatır Musa.
Aslında yaşadığı Musa için bir paradokstur. Musa, evini, ailesini, işini terk etmiş, kimliğini belirtecek her türlü belgeyi yok etmiş, kendini sokaklara bırakmıştır ama sokaktaki yaşama karşı güvenli bir yer, güçlüklere karşı omuz omuza mücadele edeceği dostlar aramadan da edemez.
Efsun Abla, kahvenin ocağını yöneten Adnan Abi ile tanıştırır onu. Adnan Abi, geçmişini belleğinden silmiştir. Kim olduğunu hatırlamadığını, hafızasını yitirmiş olduğunu söyler. Efsun Abla da şaşırtmacalarla, ani sorularla onun geçmişte kim olduğunu, neler yaptığını öğrenmeye, ağzından laf almaya çalışır.
Hülya, fahişelik yaparak kazandığı parayı uyuşturuculara harcayan genç bir kadındır. Adını Matruşka koyacakları çöpte bulunmuş bir bebek de hayatlarına katılınca ekip tamamlanır. Dördü yetişkin beş kişilik bir grupturlar artık. Ama “Başkalarının Tanrısı”nın kahramanları onlardan ibaret değildir. Bir kere onları ezmek, hatta görünmezlikleriyle yetinmeyip yok etmek isteyen şehir vardır. Koskoca İstanbul.
Sonra “Kırların Hatçe”, “Ölü Komiser”, “Köpek Ahmet” ve “Devran puştu” vardır. Tabii bir de köpekler, özellikle genelevin ölümsüz köpeği Kebuz vardır. Efsun Abla onların öykülerini anlatır. Bu öyküler aynı zamanda onun yaşam hikayesini oluşturur.
Kendilerine göre bir düzen kurmuşlardır. Birisi dilenir, diğeri fahişelik yapar, öbürü hırsızlık… Akşamları da kahveye sığınıp gün boyu kazandıklarını paylaşır, birbirlerine öykülerini anlatırlar. Mine Söğüt metinlerarası bağlar kurmayı, göndermeler yapmayı sever. “Başkalarının Tanrısı”nın ilk bölümlerini okuyunca, bu bilgiyi de düşünerek aklıma Atıf Yılmaz’ın yönettiği, Sadri Alışık ve Ayla Algan’ın başrollerini oynadığı 1966 yapımı “Ah Güzel İstanbul” filmi geldi. O böyle bir bağ kurmuyor ama filmden unutulmaz bir sahne, Haliç sahilinde seyyar fotoğrafçı Haşmet İbriktaroğlu ile artist olmak için köyünden kaçıp İstanbul’a gelen Ayşe’nin sohbetlerini anımsadım. Senaryoyu yazan Ayşe Şasa ve Safa Önal kentle köy, doğu ile batı arasındaki kültürel çatışmayı filmin merkezine koymuşlardı. Mine Söğüt “Başkalarının Tanrısı”nda verili yaşam biçiminin dayattığı konformizmle insanın özgürlük arayışının yarattığı kültürel çatışmaya odaklanıyor. Musa gibi isteyerek ya da Efsun Abla ve Hülya gibi hayat şartları onlara buraya savurduğu için sokak insanı olanların dışarıdan bakışıyla aile, iş, ev üçgeninde kurulan güvenlikli ve “ideal” yaşam dayatmasını kahramanlarının ağzından sert bir şekilde eleştiriyor.
Biri kundakta bebek beş kişilik grubun yaşamı, yaşadıkları mahalleyle birlikte kahvenin de yıkılması ile tamamen değişiyor. Karnaval havası kabusa dönüşüyor. Artık sığınacakları bir çatı altı yoktur. Sokaklarda dolaşıp kendilerine barınacak yeni bir yer ararken şehrin gerçeklerini görmemizi de sağlarlar.
Onlar görünmez olmuştur. Yanlarından gelip geçen kentliler varlıklarını fark etmez, etse de aldırmaz, yoklarmış gibi davranır. Burada başka bir metinlerarasılık kurup Aylin Aslım’ın Sokak İnsanları şarkısını, “sokak insanları / kimse görmek / kimse duymak istemez / baştan kaybolanları kimse bulmak istemez” dizelerini anımsıyorum. Yoksulların, sokak insanlarının, en alttakilerin kendilerini koruyup kollayacak bir tanrıları yoktur.
“Başkalarının Tanrısı”nda Mine Söğüt, yarı gerçek yarı masal bir anlatı içinde, ironik bir dil ve sert eleştirel bir bakışla dünyanın düzeni, dayatılan yaşam biçimleri ve insanların varoluşu hakkında açık ve net sorular soruyor.
Profile Image for Ibrahim Niftiyev.
62 reviews38 followers
January 1, 2023
Bu kitabı okumadan önce beklentilerim yüksek değildi ama şimdi bu kitaptan keyif aldığımı söyleyebilirim. Konu çok eski ve kaldırılan sorunlar yenilikçi değil: aşırı yoksulluk ve bunun bazı talihsiz vatandaşlara yansıması. Onlar hayata kaderi, başkalarını ve bazen de kendilerini suçlayarak tutunmaya çalışırlar. Elbette hepsinin paylaşacak bazı hikayeleri var. Bazense bazı hikayelere kendileri bizzat katılırlar. Ya da belki tüm bunlar sadece birisinin hayalidir...

Mine Söğüt güzel bir dil kullanıyor. Yazısı yorucu, bayağı ve spekülatif değil. Ne yazık ki, övülen ve reklamı yapılan modern yazarların çoğu günümüz edebiyatında korkunç bir yol izliyor. Yazdıkları anlamsız ve ruhsuz. Her küçük ayrıntıyı sanki birer kelime ve kurgu aşırılığına çevirerek bir meziyet biliyorlar. Mine Söğütte bunun böyle olmadığını gördüm. Belki de başka kitablarına da bir göz atarım. "Başkalarının Tanrısı" her ne kadar eski konuların yeni, daha kentsel, trajedisi olsa da, okunmaya değer.
Profile Image for Tülay .
235 reviews13 followers
November 9, 2023
Hayat yine hep birlikte gördüğümüz ve hep birlikte dirilip dirilip öldüğümüz tuhaf bir rüya. Başkalarının Tanrısı Mine Söğüt.
Efsun, Adnan, Hülya, Musa ve bebek Matruşka . Birbirinden farklı, geçmişleri tekinsiz ,karanlık, diplerde yaşayan , hayata tutunamamış insanlar. Hatıraları sancılı, dünyaya bakışları ürkütücü olan insanların anlatıldığı bir varoluş romanı Başkalarının Tanrısı. Gerçek hayat, hayaller birbiri ile ic içe bu metinde. Hayatın dibinde yaşamış surekli kendini aramış ve bu arayışlar sonucunu insanlarin ruhlarında acılan yaralari iyi anlatmis yazar .Kitap kolay okunan , yalin bir dile sahip. Tekinsiz bir atmosfere sahip olan metin beni şaşırtmadı. Yazar bu tekinsizligi seviyor ve diğer romanlarında da var bu atmosfer. Kitaba kotu diyemem ama benim favori Mine Sogut kitabım Kırmızı Zaman. Diğer kitaplarını okuyup ondan sonra bunu okuyabilirsiniz.
Profile Image for Cihan Yörükoğlu.
6 reviews1 follower
May 21, 2022
Hiçbir “ikna edici” gerekçeye dayanmıyor kitabı okurken olan biten ve nihayetinde son üç sayfasına geldiğinizde zaten “neden okuduk ki bu kitabı” sorusunu sordurtuyor. Biraz uzunca bir köşe yazısı olabilecekken, roman olmuş gibi ve bunu olurken de her yerine okurken yüzümü buruşturmama bile sebep olacak yapaylıkta diyaloglar, tasvirler, benzetmeler eklenmiş… Mine Söğüt gerçekten “bana şehir gibi bakıyorsun…” cümlesinin parlak bir buluş olduğunu mu düşünmüş yazarken de kitapta bunu bir de tekrarlamış? Onca güzel yazıdan, onca güzel kitaptan sonra hayal kırıklığı oldu maalesef…
Profile Image for funda.
147 reviews
June 23, 2022
Nasıl oldu da bir Mine Söğüt kitabı 3* aldı benden diye düşünüyorum. Çok mu alıştırdı bizi gerçeküstülüğün realiteyle mucizevi geçisine? Yoksa alıştığımız sarsıcı kalemin vurup geçmesi miydi beklediğim? Ya da kurgudaki farklılık mıydı aradığım?
Sanırım hepsi… Keşke bu ilk kitabı olsaydı sevgili Mine Söğüt’ün de bizi alıştırdığı o deli kadın hikayelerinden yoksun bırakmasaydı :)
Profile Image for Kam Sova.
416 reviews11 followers
September 5, 2025
Mine Söğüt'ün ilk okuduğum kitabı Beş Sevim Apartmanı sonrasında okuduğum kitaplar bende hayal kırıklığı yarattığı için üzgünüm. Hiçbir bağ kuramadığım ve okurken sıkıldığım bir kitap oldu.
Profile Image for karya a..
11 reviews2 followers
October 20, 2025
Hayatımda okuduğum en vasat kitap oldu. Mine Söğüt’ün adını çok duyuyordum ve merak da ediyordum aslında, o yüzden bu kitaba başlarken heyecanlıydım. Maalesef tam bir hayal kırıklığı. Barınma sorunu gibi politik bir konuyu ele alıp meseleye bu derece orta yollu yaklaşmayı aklım almıyor.

Kitap kulübünde dövüş var 🏃🏽🏃🏽🏃🏽
Profile Image for Neslihan.
19 reviews2 followers
August 23, 2022
Kitabı storytel’de dinledim. Kendim okusam bu kadar beğenir miydim, bilmiyorum. Bu beğenmede seslendirmenin de payı var muhakkak. Beş Sevim Apartmanı’ndan sonra bu ikinci Mine Söğüt okumam ve ikisi de çok iyi.
Profile Image for Sevim Tezel Aydın.
805 reviews54 followers
March 12, 2023
Ailesini, işini terk eden şair Musa'nın yolu sokakları mesken edinmiş Efsun Abla, Adnan Abi ve Hülya ile kesişir, bu gruba bir de terk edilmiş bebek katılınca tıpkı her biri gibi "aykırı" bir aile olurlar. Mine Söğüt bu kitapta hayatları sokaklarda geçenleri, toplumun dayatmalarına karşı "öteki" olanları gerçek ile rüya arasında gelip giden bir dille anlatıyor. Beş Sevim Apartmanı'ndan aldığım tadı bulamadım, yine de okuduğuma pişman değilim, zira yazarın kimlik ve bakıp da görmemek üzerine yazdıklarını ilgi çekici buldum…
Profile Image for 미소 ☾.
79 reviews1 follower
May 5, 2022
"niyetlerle sonuçlar çok az birbirini tutar."
Profile Image for Koray.
309 reviews58 followers
December 29, 2022
Bir "Deli Kadın Hikayeleri" veya "Beş Sevim Apartmanı" olmasa da, Mine Söğüt'ün o -efsunlu- hayal gücünden birkaç söz ayıklamayı başardım. Yeni yıla girerken hızlıca okudum. 2023'te umarım daha çok kitap yayınlar Mine Söğüt denilen "efsunlu apartman cini":
"...Ben Efsun Abla'yı kendimi kaybettiğim yerde buldum; ya da O beni kendisini aradığı yerde buldu. Emin değilim. İkisinden biri gerçek. Ve gerçek diye bir şey yok..."
"... Şimdi bir daha düşünelim: Efsun ne zaman doğdu? Hatçe'nin kırlara göçtüğü zaman mı? Hatçe'nin pavyon tuvaletinde bileklerini kestiği zaman? İlk kes Köpek Ahmet'le öpüştüğünde ve sevmeyi ondan öğrendiğinde... Sonra yaşlı bir adamla, sonra bir genelev patronuyla, sonra genç bir garsonla, sonra kamyoncularla, sokak adamlarıyla, torbacılarla seviştiğinde...Ölü komiser alnından vurulduğunda... Hatçe gibi bir pavyon tuvaletine düştüğünde...O tuvaletin kapısında Devran'la ilk göz göze geldiğinde... Bacaklarını testereyle kestiğinde... Belki de hepsinde... Evet defalarca doğdum ben şair! ... En son da seninle seviştiğimde doğdum Musa!..."
"...Hülya'nın kalbi nicedir kül... O yüzden herkesin altına rahatlıkla yatabiliyor. Kasıklarındaki yangınları hiç ama hiç sevmediği adamlara satabiliyor. Efsun Abla kendisi bizzat bir yangın. O'na dokunan alev alıyor..."
"...Ne de olsa dünya, hepimizin ayrı çerçevelerden baktığı bir hülya..."
"...Sen kendini ne kadar anlarsan başkalarını da o kadar anlarsın..."
"...İlla başkalarını anlayacağım diyorsan önce kendini unutacaksın. Sen unutabiliyor musun kendini?..."
"...Şair dediğinizin işi anladığımız dilden konuşmak değil, anlamamız gereken yeni bir dil kurmak Efsun Abla..."
Profile Image for Elif  Yıldız.
243 reviews19 followers
August 28, 2023
Dünya herkesin başka bir çerçeveden baktığı bir hülya…

Mine Söğüt’ün kalemini özlemişim, doğruya doğru. Ancak güncel referansları fazlasıyla barındıran kitap biraz Mine Söğüt’ün çizgisinden çıkmış ve kolay okunabilir bir şey çıkmış ortaya. Daha doğrusu hafif kalmış Mine Söğüt için. Satırlar arasında tokat üstüne tokat atan kalemini bu sefer hissedemedim, bazı diyaloglar çok sıradan geldi.
Profile Image for umik.
44 reviews1 follower
August 3, 2023
mine söğütün beni en tatmin etmeyen kitabıydı
Profile Image for Gülçin Altınok.
14 reviews2 followers
December 25, 2022
Yapabileceğim iki olumlu yorum var: akıcı bir kitap ve görmemeyi seçtiğimiz Türkiye’nin sokak insanları konusuna dikkatlerimizi toplamakta başarılı. Hepimizin çok zor olduğunu yüzeysel olarak bildiği ancak ne kadar zor olduğunu gerçekten bilmediği hayatların detaylarını bir büyüteçle gösteriyor bize.
Maalesef bunlar dışında kitap için söyleyebileceğim olumlu hiç bir şey yok. Yazar aynı dramatik paragrafları ve serzenişlerle dolu dialogları tekrar tekrar gözünüze sokuyor. Kitabın size bir ana fikir anlatmaya çalıştığı ilk sayfadan belli ve bu da çok rahatsız edici. Bununla beraber sanki bir tiyatro piyesi havasında yazılmış, karakterleri ancak bir sahnede bu cümleleri okurken görürseniz hikaye gerçek olacak gibi. Her şey oldukça arabesk, tozlu ve bulanık. İnsanda reyting almak için acıklı konuları haftalarca işleyen Türk dizisi tadı bırakıyor.

İzmir Pan Kitapevi ndeki bir satıcının önerisiyle almıştım. İlk Mine Söğüt kitabımdı, sanırım son olarak da kalacak.
Profile Image for nehir.
116 reviews
May 18, 2022
yani aslında kolay okunan ve hızlı ilerleyen bir kitap. mine söğüt'ün hikayelerini seviyorum genelde ama bunun anlatımı hiç hoşuma gitmedi. gereksiz uzatılmış ve baya yapay diyaloglar vardı ve kitabın kendisini çok tekrara düştüğünü de kabul etmem lazım. yine de beni baya içine alan bir kitap oldu ve şu aralar da tam böyle bir okumaya ihtiyacım vardı.
Profile Image for foxie.
245 reviews4 followers
March 5, 2025
3.5*

maalesef bu kitap olmamış. ne dili ne de sonu ne de kurgusu bildiğim o mine söğüt kitapları gibi değildi.

mine söğüt benim en sevdiğim yazarlardan birisidir ve diğer kitaplarını düşündüğümde bu kitap çok çok sönük kalıyor hatta bu zamana kadar okuduklarım arasında en sevmediğim kitabı bu oldu yine de kitabın her yerine post it yapıştırmaktan kendimi alamadım.
Profile Image for Ceren Kara.
41 reviews3 followers
May 23, 2024
Bu roman bir durum romanı. İçinde sürükleyici olaylar yok, hayattan bir kare, aslında hiç durup düşünmediğimiz hatta yoldan geçerken çoğu zaman görmediğimiz hayatlar çok güzel resmedilmiş. Betimlemeler çok net, mekanlar oldukça açık anlatılmış. Kapak görseli rahatsız edici olsa da içeride sizi bambaşka bir dünya bekliyor.
Profile Image for Cansu Gök.
122 reviews32 followers
July 28, 2022
O kadar sevmedim ki ve bunun için o kadar üzgünüm ki nasıl anlatsam. Mine söğütün her zamanki çizgisinde bir konu -görmediklerimiz- ve yine aynı anlatım tarzı evet ama olmayan eksik kalan bir şeyler var. Vurgun yemiş hissederim normalde yazarı okuduğumda ama yok olmadı bu sefer.
Profile Image for Rustin Cohle.
6 reviews
March 9, 2024
şehir ve şiir kelimeleri olmasa 2 sayfa sürecek bu kitabı okumak hayatım boyunca yaptığım en kötü şeydi sanırım
he bi de "ters köşe" sonu güldürdü
Displaying 1 - 30 of 140 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.