Atalarımın yüzyıllar önce kurmuş olduğu Sirius İmparatorluğu’nun başına geçtiğim ilk günden itibaren bu ülkeyi onurumla yönetiyorum. Refah ve huzur içinde olan ülkemiz, tanrıların çocuklarımızı lanetlemesiyle birlikte yıllardır bir kâbus yaşıyor. Çocuklarımızı bu lanetten kurtarmak ve ülkemizi tekrar huzura kavuşturabilmek için verdiğimiz mücadelede imparatorluğumuzun tek vârisi ve prensesi olan kızım, Victoria Sirius, kaçırıldı.
Alexander Brown, vârisimizi geri getirmek için yaptığı çalışmalar sırasında kendilerine Hamal Birliği adı veren bir örgütün izlerine rastladı. Kızımı kaçıran bu örgüt, sizlerin çocuklarını da kaçırmakla kalmayıp lanetlerini kullanmaları için beyinlerini yıkayarak kendi çocuklarımızı ülkemiz için bir tehdit olarak kullanmak istiyor.
Bu yaptıklarıyla imparatorluğumuza savaş açmış kabul edilen Hamal Birliği’ne ve siz değerli halkıma sesleniyorum. Ülkemizin tek vârisi ve prensesi olan kızım Victoria Sirius’un en yakın zamanda saraya teslim edilmesini emrediyorum! Emirlerime karşı gelen ve lanetini kullanmaya çalışan her kim olursa olsun, yaşına ve nereden geldiğine bakılmaksızın, derhal idam edilecektir!
“Ben bugüne kadar sadece seninle olan anılarıma tutunarak hayatta kaldım. Seninle kurduğum hayallere inanarak ölülerden oluşan bir adada silbaştan bir hayat yarattım! Sen olmadan bile bu kadar şey başarmışken sen yanımdayken nasıl kaybedebilirim?”
Yıldızların Laneti kitabının devamı olan Güllerin İhaneti olay örgüsü açısından sürükleyici bir yolculuk oldu benim için. Fantastik türde eser sevenler bence iki kitabı da sevecektir ancak bu kitapta çokça yazım yanlışı, yanlış kelime kullanılması beni oldukça rahatsız etti. Yazarken insanın aklı karışabilir ama bu kadar hatanın editörden de geçtiğini düşünürsek can sıkıcı olmuş. Yine de çıkacak olan 3. kitabını da kurguyu beğendiğim için alırım.
9/10 Kitabı genel olarak beğensem de Victoria'nın Aaron'a daha sıcak davranmasını beklerdim. Ayrıca kitapta akıcılığı bozan ciddi hatalar vardı. Sanki aceleye getirilmiş gibiydi ve bu hoşuma gitmedi. Düşük cümleler ve yazım hataları kitabı keyifli bir şekilde okuyamama sebep oldu. Maalesef bu kadar çok hatanın olması her ne kadar yazarı takip etsem ve kitapta ne kadar emek olduğunu bilsem de baştan savma gibi gösteriyor ve bu da çok üzücü...
This entire review has been hidden because of spoilers.
İlk sayfalarda karakterleri hatırlamakta biraz güçlük çekerek okudum ancak yüz sayfa kadar okuduktan sonra konunun içine girdim ve daha sonra hızlıca akıp gitti zaten. Ben karakterler arasında çok klişe diyaloglar okumayı sevmiyorum o yüzden karakterlerin diyaloglarını okurken çok heyecanlanmadım :( İlk baskıda editöryal süreç çok iyi değildi ama sonradan düzeltildiğini duydum ve şu an ilk baskısı çoktan bittiği için bu konuda sorun yaşayacağınızı düşünmüyorum. Bu bahsettiğim şeylerin haricinde çok güzel ve hızlı okunan bir devam kitabıydı, Sena’nın kaleminde hisleri aktarırken yaptığı edebi anlatımları seviyorum. Üçüncü kitapta neler olacağını merak ederek bitirdim.
------SPOILER------ Aynı tahmin ettiğim gibi ilk kitaptan çok daha iyi bir kitaptı. Aaron'ın hikayeye dahil oluşunu sevdim. Hatta direkt Aaron'ı sevdim. Kitaptaki yazılmış en iyi karakter kesinlikle o. Tabii bir aşk üçgeniyle karşılaşıyoruz fakat William da Aaron da bir şekilde Victoria'yı kendinden uzaklaştıracak şeyi yapıyorlar. Zaten başından beri William'ın bu aşırı hızlı aşkını ve melekten iyi hallerini anlamlandıramıyorum. Victoria tabii hiç insanla karşılaşmadığı için ilk ilgi gösterene aşık olmakta haklı sayılır ama William insanı çileden çıkarıyor, esas oğlan olması benim için üzücü. Aaron ise kitaptaki en karanlık karakterlerden biri. Ve bence motivasyonundan tutun Alexander'ı acımadan öldürmesine kadar tam bir ikon. Olması gerektiği gibi bir karakter, bayıldım sana be. Biraz buyurgan tarafı var tabii ama o kitaptaki en iyi düşünülmüş karakter o olunca gözüm görmedi alfa triplerini :)
İlk kitap merakta bırakan bir noktada bitmişti ve sonrasında bu kitapta işler hiç de tahmin ettiğim gibi ilerlemedi. Gayet şaşırtıcı durumlar vardı ve bunu sevdim. Adadan ayrılıp Birlik'e gitmeleri ve oradan da savaşı başlatacak tam anlamıyla ilk kurşunu atmaları gayet iyiydi.
Victoria kadar ağlak ve karakteri zayıf biri olabilir mi? Gerçekten olaylar karşısındaki tepkileri el ayak titretir, yeter kızım be. William da William, ne varsa şu yalancıda bir ben göremedim herhalde. Bir de teşekkür edeceği yerde Aaron'a kızıyor Alexander'ı öldürdü diye. Gerçekten bu kız çileden çıkartıyor iki kitaptır beni.
Sena Nur Işık bu serinin son kitabını da nihayet çıkardı. Kalemi bu kitapta çok daha iyiydi elbette ve Küllerin Kehaneti'nde de daha iyi olmuştur diye düşünüyorum. Güzel, hızlı, kurgunun içine okuru kolay adapte eden bir kitaptı. Yazarımıza Aaron karakteriyle bizi tanıştırdığı için teşekkür edelim :)
Önceki kitabına göre çok daha iyi işlenmiş bir kitap. Yazarın kalemi de bir tık daha akıcı hale gelmişti. Ama Victoria'nın insanı bunaltan derecedeki pasifliği ve cehaleti beni benden aldı, yerin dibine soktu. Ancak çok daha güçlü bir karakter olarak işlenmesi de çok hoşuma gitti. Yine de yetersizdi. Benim için en büyük artı, Aaron oldu. Bad Boy tarzı karakterleri hiç mi hiç sevmem. Yok çok güçlüymüş, bilgeymiş falan, dayanamam. Victoria istemese bile kişisel alana girip kızı rahatsız etmesine ne kadar uyuz oldum anlatamam. Ama Victoria'nın da bütün bunlara oldukça okey yaklaşması beni çok sinir etti. Karakter de farkında, bu yaptığı ile William'a ihanet etmiş oluyor ama asla gıkını çıkarmıyor. Aptal bir aşk üçgeni çabası resmen... Aaron'un sevgisi gerçekten saf ve içten. Resmen çocukluğunu tekrardan yaşadığını hissedebiliyor insan. Bu o kadar hoş ki... Bu Bad Boy tavırları olmasa benim için onda onluk karakter ama seri ile harcandı, yapacak bir şey yok... Kısacası, önceki kitaptan daha iyi ama yinede ortalama civarlarında gezinen bir kitap. Çok daha fazlasını beklediğimi düşünürsek, şahsım adına gerçekten üzücü bir durum...
This entire review has been hidden because of spoilers.
"Yıldızların Laneti" serisinin 2. Kitabı olan Güllerin İhaneti'nde Victoria'nın kendisi ve imparatorluğu hakkındaki gerçekleri öğrenme yolundaki macerasını okuyoruz...
Birinci kitaptan çok çok daha başarılı olduğunu söyleyebilirim. Kitap mükemmel başladı ve mükemmel bir şekilde bitti. Ne ara okudum ne ara bitirdim bilmiyorum gerçekten sadece bir günde 236 sayfa okudum ve kitap 2 günde bitti. Sena'nın diline alışmaya başladım ama nedense kitapta çok fazla "fısıldadı" sözcüğü olduğu ve bazı yerlerde anlatımı bozduğu için 1 puan kırdım. Ama onun dışında mükemmeldi. Aaron karakterine aşık oldum kesinlikle mükemmel ötesi bir karakterdi. Victoria 1. Kitaptan bu yana çok iyi bir yönde olgunlaştı o yüzden çok mutluyum. Küllerin Kehaneti'ni okumak için sabırsızlanıyorum. Fantastik distopik kurgu seviyorsanız bir şans vermenizi öneriyorum.
İlk kitaptan daha hızlı ve akıcı ilerliyordu bence. Ama William'ı özledim kitap boyunca, bu kitapta çok az gördük onu ve onlar da güzel anlar değillerdi. Onun sevgisine inanmıştım ama bu konuda Victoria'yı suçlamak istemiyorum, buna inanmaması, şüphe etmesi çok normal. Aaron... Çoğu zaman kafamı duvarlara vurdum ama bazen bayılmadım da değil, tuhaf bir kişilik. Ama her durumda Victoria'ya yardım etmesi çok hoştu. Ama sonu.
Bence bu kitap bitmedi. O bir bitiş değildi. Bir cümle daha söylemeliydi ki iyice kafayı yiyeyim, olmadı bu. İmdat. Ne yapıyoruz? Sena üçüncü kitabı bu yıl çıkarsın diye yıldızlara enerji gönderiyoruz.
This entire review has been hidden because of spoilers.
Serinin ilk kitabını okurken hissettiğim "teklemeleri" bu kitapta daha az hissettim. Yazarın kendini yazım tarzı olarak geliştirmiş olması okurken beni mutlu etti, daha akıcı hissettirdi. Hikaye sürükleyici, severek okuyorum, bittiği gibi baktım ki yeni kitabı çıkmış, hemen sipariş verdim. Ana karakterin duygularını uç seviyelerde yaşaması beni rahatsız hissettiriyor, tam kendimi karakterle bağdaştıracakken "bu kadar da olmaz" diyorum ama sanırım karakterin yapısı ve yaşı gereği böyle olması gerekiyor.
yıldızların laneti serisinin ikinci kitabı güllerin ihaneti olay örgüsü bakımından daha sürükleyici ve kafanızda bazı şeylerin oturduğu bazı şeylerin oluştuğu bir kitap devamını merakla bekliyorum
Hayır,Aaronun gelmesi her şeyi bozmuşdu zaten.Kitablardaki aşk üçgeninden hep nefret etmişimdir.Williamdan sonra Aaronun ne diye hikayeye eklediniz anlamadım.Tamam Anlıyorum çoçukluk arkadaşıda,Çoçukluk arkadışını ne diye sapık aşık gibi simgeliyorsunuz ki.Tüm kitab şuraya böyle gidecez şöyle gidecez konuş konuş bitmedi söhbetleri.