Dünyadan çok uzaklarda, hayal edilen her dileğin bir gün gerçekleştiği Kuludokya'da büyük annesiyle birlikte yaşayan Destina kendisini olağanüstü bir olayın içerisinde bulur. İçerisine düştüğü zaman öleceğini sandığı kutsal gölün suyu, Destina'yı içerisine alarak kurur ve genç kız bir okyanusun ortasında uyanır. Tanrı kaderi genç kız için yeniden yazar. İçerisinde uyandığı gemiyle birlikte çıktığı bu yolculukta görevi Dünya ve rüya adaları arasındaki dengeyi korumaktır. Ona geveze bir gemi, huysuz bir kedi ve her durumda mantıklı olmayı bilen bir şifacının eşlik ettiği bu yolculukta ilk görevi, gördüğü rüyanın içerisine hapsedilen Barın'ı dünyaya geri göndermektir. Olağanüstü yolculuklarında, Barın ve Destina'nın birbirlerine karşı duyduğu güçlü çekim dengelerin daha fazla bozulmasına sebep olur. Barın ve Destina, gerçekle hayalin birbirine karıştığı bu yolculukta kendi gerçekliklerini bulabilecekler mi?
Kitabın konusunu okuduğumda çok heyecanlanmıştım ama büyük bir hayal kırıklığı oldu. Kitabı okudum ama bize ne anlattı ya da ne anlatmak istedi hiçbir fikrim yok...
4/10 Dili son derece basitti, kurgu mantık hataları ve anlamı olmayan sahnelerle doluydu. Kitabın son sayfasında devamının olduğunu öğrenince yıkıldım, zaten bunu bitirmek için kendimi fazlasıyla zorlamıştım. Devam kitabı çıktığında da okumayı düşünmüyorum. Olaylar ve karakterler fazla yüzeyseldi, gerçekten okurken hiç tatmin olmadım. Kitap baştan sona koca bir hayal kırıklığıydı benim için...
Yazarımıza cesareti dolayısı ile tebrik ederim. Yolu açık olur ve umarım kalemini geliştirerek çok iyi çok sürükleyici ve hayran kalacağımız kitaplara imzasını atar.