Anlat bana sevgilim, imgeler ülkesine doğru giden bir arabadayız, direksiyon çok hafif, her an savrulabiliriz göğün içine, anlat, yan koltukta zamanı aşmış çılgın bir dinleyicin var, bırak direksiyonu, uçsun arabamız.
Çağdaş edebiyatın büyük yazarlarından Latife Tekin karantina sürecinde yazmaya başladığı bu sürpriz kitabında zamansız, zeminsiz, tanımsız ve insan varoluşunun ötesinde her türden dönüşüme, başkalaşıma açık kadim bir aşk duygusunun izinden gidiyor.
Beden, ten ve zihinde kayıtlı hafıza şiirle titreşip yeryüzünün hafızasıyla birleşirken gölün kalbinden yepyeni bir anlatı doğar: Gelincik ve Yılanbalığı suretinde açan sadece yeni bir hikâye değil kalp çarpıntısının kaydıdır. Göle ve oradan da okuruna akseden prizmatik savruluş.
Latife Tekin is one of the most influential Turkish female authors. She was born in 1957 in Kayseri, Turkey. She continued her education in Istanbul. In 1983, her famous novel Sevgili Arsız Ölüm (Dear Shameless Death) was published. The magic realism in the book was drawn from the Anatolian folklore and traditions. Latife Tekin's childhood in Kayseri, a multicultural city at a central point in Anatolia, influenced both her first book and the others in this aspect.
Deneysel metinlerden hoşlanan bir okuyucu olsaydım Latife Tekin’in yeni romanı ‘Zamansız’a vurulmuş olurdum. Yazarın karantina sürecinde yazdığı metin okuyucuyu oldukça zorluyor, bu yüzden hiç de ‘okuyucu dostu’ değil. Yılanbalığı ve gelinciğin aşkta bir araya gelmesiyle su kadar derin ama algılaması bir hayli zor bir metin çıkmış ortaya. Farklı bir şey okumak isteyen, kendini okuyucu olarak zorlamayı sevenler bu kitaptan büyük keyif alabilir. Ama benim gibi deneysellikten çok da fazla keyif almıyorsanız kitap pek de beklediğiniz kadar size değmeyecek benim gibi. Yine de kitabın son iki paragrafına bayıldığımı da söylemeden geçemeyeceğim. İyi ki Latife Tekin gibi bir kalem var edebiyatımızda. Hep yazsın, değsin-değmesin ama o hep üretsin.
23 yaşına henüz girdim ve her şeyin başındayım, kendimi tamamlama, benden bir ben yaratma serüvenimin başlangıcıdır bu. 23 yaşında Latife Tekin ile tanışıp karşılıklı rakı içtim. Hayatımın her zaman sihirli bir yer olduğuna inandım ve bu büyüyü yaymaya çalıştım. Bana ve sihrime inanan kişiler oldu evet ama yaratım gücüme en çok sen inanmıştın. Bazı şeyler zamansızdır; gidişler, boğuluşlar ve kayboluşlar gibi. Ben sana denizlerden bin dalga diledim, seni körfezlerine kavuştursunlar senden yeni bir sen yaratsın bu tuz diye. Sular sana ulaştı mı, tuzlar tenine yapıştı mı bilmiyorum lakin bu zamansızlıkta sanırım en çok ben kayboluyorum.
Latife Tekin'den imgesel bir aşk yorumu. Karaya çıkabilen bir deniz hayvanı olan Yılanbalığı ile suya girebilen bir kara hayvanı olan Gelincik'in aşkı. İkisinin de ayrı yaşam alanları olmasına rağmen aşkta bir araya gelebiliyorlar. Aşkın, erotizmin hayvani bir dürtü olarak portresini görüyoruz derken bir gün göle atılmış bir çantada buldukları mektuplarla beşeri ilişkileri okurken buluyoruz kendimizi. Bir göl kadar derin, ilginç bir metin.
Sanki karantina sırasında Bilge Karasu'nun hayaleti, Gümüşlük Akademi'de Latife Tekin'i ziyaret etmiş ve bu birliktelikten ortaya Zamansız çıkmış gibi. Hem yakıyor, hem kanatıyor. * "Bir dil kurmalıyız, sadece âşık olmak için değil yaşamak için de, sevişmek için de, dolunayı izlemek, parmaklarımızla dişlerimizi sökmek için de." (s. 94)
Latife Tekin'in kitaplarını baştan başlayarak okumaya başlamıştım. Son metinden sonra birazda son romanlarına bakayım deyip bu kitabı aldım. Tekin bu kitapta ne kadar büyük bir dil ustası olduğunu gösteriyor. Asla kolay bir metin değil ama birçok kez okunacak bir öykü kadar uzun. O nedenle her okuyuşta ayrı noktalar keşfedebileceğim muazzam bir iş. Umarım bu kitap Latife Tekin adı olduğu için basılmamıştır. Yayinevleri böyle edebiyat yapan herkese şans veriyordur. Son olarak Latife Tekin ile aynı çağda yaşıyor olmak bile çok anlamlı. İyi ki var ve iyi ki yazıyor.
Çok uzun zamandır bu kadar zorlanmamıştım bir kitabı bitirmek için! Yoruma ne yazacağıma da tam karar veremiyorum, içinde hoşuma giden güzel cümleler de olan ama tamamını çok karışık bulduğum, konuyu, kurguyu tam anlayamadığım ilginç bir kitaptı benim için. Belki de beni aştı ama keyif almadım maalesef. Başka bir yorumda yazılanlara katılıyorum; “sanki yazar garip rüyalarından uyanınca aklında kalanları yazarak ilginç bir hikaye yaratmaya çalışmış”
yazardan okuduğum ikinci kitap kesinlikle çok farklıydı burada daha çok doğaya dönük bir anlatım var ama yine kendi büyülü diliyle iki farklı yoğun duygulu aşkı anlatmış çok beğendim 💚
Eşsiz bir kurguya sahip fakat okuması epey yorucu. Şiirsel dil beni çok sıktı. Biraz boşluğa bırakılan bir kitapmış gibi geldi, dileyen istediğini alsın dercesine.
ben hala bitirmedim yariladim ve cok severek okuyorum. simdilik ayni anda imi tane hikaye var gibi birisi zor bir donemden gecen eskiden buyuleyici bir ask birisi de farkli cocuklarina hissettigi farkli hisler. asiri soyut bir anlatimi var siirsel bir kitap. okudugum her betimleyle ve kisimla ozdestigimi ve tamamini anladigimi soyleyemem ama bana hissettirdigi seyler cok guzel ve de yazarin yazarken hissettigi seyleri cok ilgi cekici ve etkili bir sekilde tarif ettigini dusunuyorum. herkese gore bir kitap olmayabilir begenmeyenleri anlarim ama beni cok etkiledi. daha sonra birkac kitabini okuduktan sonra tekrar okurum muhtemelen hos ve de benzersiz bir anlatim. bence eger deneysel disavurumcu kitaplardan hoslaniyorsaniz cok begeneceksiniz
Çok deneysel bir kitap. Postmodern romanın bir unsuru olan türler arasındaki geçiş, ayrıca bilinç akışı çok yoğun. Tanrısal bakış açısı ile birinci tekil şahıs anlatıcı iç içe geçmiş. Yılan balığı ve gelincikle sembolize edilen unsurlar ilginç ancak bana tüm bu geçişler çok yorucu geldi. İlk kitabı Sevgili Arsız Ölüm benim en çok sevdiğim kitaplar arasında ancak Zamansız bu deneyselliği sebebiyle zor bir kitap.
A book that asks you to make time for it. Love, and, or, desire a weasel feels for an eel. A fox, an hedgehog, herons that wait in the swamps digging the mud with their long beaks. And the lake, lakes. The title Timeless signify a timeless nature of love that is life. Another attempt by Tekin to “fix time with nails of light to the sky (108)” or to”construct a language, not only to fall in love but also to live, to make love, to view full moon, in order to pull out our fingers and teeth (94)”.
“Love may be about childhood, yet I don’t think we can understand what we experience by constructing a love story (101)”
Daha ayrıntılı bir yorumu için Fatih Altuğ ve Ezgi Hamzaçebi'nin şu konuşmaları pek âlâ: https://youtu.be/ZX3bmrFs3ho
Latife Tekin’in kitapları adeta beni fiziksel ortamımdan alıyor kitap nerede geçiyorsa oraya atıveriyor. O ortamla sarılıp sarmalandığımı, mevcut ortamımda olanlara algılarımın kapandığını hissediyorum Latife Tekin okurken. Sevgili Arsız Ölüm’de de öyleydi, Zamansız’da da böyle oldu. Bu kez de bir gölün kenarına gittim bir Yılanbalığı ile bir Gelinciğin aşkına tanık oldum. (Aralarda giren anne-oğul-kız bölümleri de o ilişki dinamiklerini şahane yansıtıyordu bence.) Çok da anlatması kolay bir kitap değil aslında, alın okuyun isterseniz. Bir de bu ülkede kadın olup böyle erotik yazmaya da herkes cesaret edemez, yaşasın toplumsal baskıya meydan okuyan böyle sansürsüz, özgür yazarlar.
Bu dönem keyifle kitap okuyorum ve gerçekten Latife Tekin'le tanışmak istemiştim. Özellikle Dirmit'i izlemiş ve bayılmış biri olarak. 20. sayfaya güç bela geldim. Asla deneysel tarzı sevmiyorum. Hevesimin kırılmaması için bir daha elime almamak üzere vedalaştım. Devam etsem elimde aylarca sürünecek ve kitap okuma motivasyonumu kaybedecektim. Sevgili Arsız Ölüm'e şans verebilirim ama sanırım çoook çok uzun zaman sonra. Bu kitap yazarla tanışmak için uygun değil asla.
Latife tekinin sevgili arsız ölüm kitabından sonra merak edip almıştım. Özellike ilk sayfalarını tekrar tekrar dönerek okudum, anlamakta zorlandım. Gelincik ve yılan balığı çok değişik bir meçleşme olmuş- gelinciğim suda da yaşayabildiğini bilmiyordum Sonu bende biraz havada kaldı ama oldukça farklı bulduğum bir kitap oldu.
Sayfalarda ilerledikçe Birhan Keskin'in aşk'ı doğaya ekleyişlerinin tadını almaya başladım: Karınca, Taş, Su, Penguen...
Yazar kişisi bazı metinleri kendine yazar, kendi için yazar. Bu metin de öyle bir metin sanıyorum. Bu yüzden tüm katmanlarına işlemek zor, anlamı yakalamak zor. Yine de Gelincik ile Yılanbalığı'nın kısa, sınırları baştan su ve kara ile çizilmiş aşkını okumak güzel.
Latife Tekin'i bu kitapla tanımakla biraz hata yaptığımı hissediyorum. Dili fazlasıyla şiirsel ki bu benim hoşuma giden taraf oldu fakat hikâyenin baş kahramanları gelincik ve yılan balığı olunca üstüne şiirsel bir dil de konulunca kitabın içine giriş yapmam oldukça zamanımı aldı. Önceden Latife Tekin okuyanlar kitaba daha hızlı bir giriş yapabilirler diye düşünmeden edemedim.
Rüya sayıklamaları gibi, ne bir kurgu ne de bütünlük var. Manasız bir yazım tarzına sahip. Virginia Woolf’un Bayan Dalloway kitabını anımsattı tarz olarak. Bitirince parkta bir köşeye bıraktım, kütüphanem kirlensin istemedim.
Latife Tekin'in diğer romanlarından anlatı olarak da biçim olarak da farklı bir yere koyabileceğimiz bir kitabı. Yabanıl. Kısa ama çok uzun, bu yüzden ara ara yeniden okunabilir uzunluğunu, zamansızlığını anlamak için. Müthiş.
Latife Tekin'in okumadığım kitabı kalmamıştır. Bu son eseri Zamansız 'da garip bir estetiğin içinde hayvanlar temsiliyle tutkulu bir aşk hikayesi anlatmış. Yine her zamanki gibi edebi ustalığını ve dile olan hakimiyetini konuşturarak.
Kitabı okurken biraz bırakmak gerekti, ne oluyor, kimdi bu, şimdi bu konuşan kim gibi soruları bırakıp metnin akışına girmekle okuyabildim. Latife Tekin'nin erotizme dair bir şeyler yazması ise bence çok büyük zenginlik.
Bayılarak okudum. Deneysel ve imgesel anlatım beni çok etkiledi. Aşkın, cinselliğin hayvani dürtüler olarak anlatılması, farklı bir boyutta aşk betimlemesi yapılması beni çok etkiledi. Belki aşkın ve tutkunun bu denli güçlü olması bazen beni rahatsız etse de bu metini okumak bana keyif verdi.
Tekin is a magician and her books are magic . Her new book very interesting. This book are showing our pyschologic life at pandemi. Beginning chapters boring but other chapters i think necessary