Aslı Akarsakarya, 2021 Yunus Nadi Öykü Ödülü’nü alan “Buraya Kısıldık Sanırım”da on sekiz etkileyici öykü anlatıyor. Çok çeşitli konu ve karakterle örülü öyküler, geçmişin katılığı ve geleceğin belirsizliği arasındaki müphem kırılma anlarına odaklanıyor. Kahramanlar ne kadar uğraşsalar da kendilerine biçilen rollerden, belleklerinden, zamanın yıkıcılığından ve çoğunluğun ikiyüzlülüğünden kurtulamıyor. Düşünülenle yapılan, kurgulananla yaşanan, isyan edilenle kabul edilen sürekli çarpışıyor ve kazanan hep hayatın gerçekliği oluyor.
“Onunla yıllar sonra yolda rastlaşıp merhaba dediğim vasat bir hikâyem olmasın isterdim. Yanından sessizce geçerdim, uzaktan dikizlerken geçmişin tüm titreyişlerini tavaf ederdim, ille gerekirse buruk bir baş selamı bile verebilirdim ama gidip de n’aber ya görüşmeyeli, demezdim. Demeyecektim yani çünkü hikâyemiz daha iyisini hak ediyordu, şüphesiz, ama hayat sihir olasılıklarını birer birer siliyor, öldük işte biraz daha diye düşünüyorum çünkü lambalar teker teker sönüyor ve çünkü şalter birden atmıyor.”
karagöl'ü, üç film birden'i, çoğunluk'u çok beğendim. gibi'yi ve hatırla sevgili'yi de okuduğuma memnunum. kitabın genelindeki karakterler soğuk, nefretle katılaşmış gibi geldi bana. biraz gün ışığı, biraz sıcaklık diledim bu karakterler için. galiba kitabın adı da bu nedenle seçilmiş, kısılmış, sıkışmış, bunalmış insanlar var öykülerde. yazarın kendine has sesini sevdim, daha sık yazar, benim de okuyacak fırsatım olur umarım.
Çocukluğumda tanıdığım bir kişi olan Aslı Akarsakarya’nın, bildiğim kadarıyla, üçüncü öykü kitabıydı. İlk ikisini ne yazık ki henüz okuma fırsatım olmadı. Ancak, bu kitabı okuduktan sonra büyük bir hevesle o iki kitabı da edinip okumayı planlıyorum.
Öykülerin bir çoğunu, daha önce Semih Gümüş vesilesiyle tanıdığım Raymond Carver’ın tarzına benzettim. Neslihan Önderoğlu da benzer bir tarzı benimsemişti ve oldukça güzel öyküleri de vardı. Aslı Akarsakarya’nın öyküleri de bence oldukça keyifle okunuyor. Bu kitapta en beğendiğim öykü, açık ara farkla Şerife oldu. Yazımındaki tatla beraber, sonunda birkaç defa “aaaa!!!” dedirtti :) Neden bilmiyorum, aklıma Incendies filmi geldi. O da sonunda yumruklarını peş peşe atıyordu.
Akarsakarya'nın ödüllü öykü kitabı "Buraya Kısıldık Sanırım" kişisel ilişkiler üzerine sağlam bir yazım deneyimi sunuyor. Hikayelerin başlangıçları merak uyandırıcı ve yazarın kalemi gerçekten farklılığını belli ediyor. Öykü kitaplarında sert duygu durumlarının betimlenmesini seven biri olarak buradaki öyküleri de beğendim. Ancak hikayelerin tamamında devamlılıklarda sorunlar yaşadım ve başladığım hevesle bitiremedim. Bir kopuş hissettim. Benim okuma deneyimimdeki eksikliklerden de kaynaklı olabilir. Ancak yazar takip edilesi bir hava veriyor.
Buraya Kısıldık Sanırım, 2021 yılı Yunus Nadi Öykü Ödülü'ne layık görülen 18 öyküden oluşan bir kitap. Yazarla ilk tanışma kitabım oldu ve okuma esnasında epeydir bu kadar lezzetli öykülere rastlamadığımı fark ettim. En sevdiğim öyküler ise Dünyanın En Hüzünlü Hipopatamı, Buraya Kısıldık Sanırım, Merhem ve Hap oldu.
Hikayelerin tümüne sirayet etmiş kahramanların derin yalnızlığı ve kararsizliklari ile birlikte tercihlerinden, kimliklerinden, ve egilimlerinden dolayi yalanlarla bağlı toplumun hedefinedekilerin tutunma-tutunamama arasindindaki karasizliklari ile birlikte sanki yeraltı insanlarını resmetmektedir. "Görünür olmanın yozlaşmak da demek olduğunu görüyorum." Demesinin yanında görünür olmaktan kaçamama ve her darbenin hedefi olmak ...
This entire review has been hidden because of spoilers.
Yazardan okuduğum ilk kitap. En sevdiğim öyküler, Beni Sen Göm Şerife, Buraya Kısıldık Sanırım, Hap ve Virgül. Tüm öyküler heyecan verici bir girişle başlasa da, bu merak duygusu öykülerin sonuna kadar sürmedi. Tema olarak, gerçekten arada sıkışmış karakterleri ele alan öykülerdi bence. Yazardan "Düşe Kalka" adlı öykü kitabını da okumayı planlıyorum.