Jump to ratings and reviews
Rate this book

Bir Gün

Rate this book
... biz, iç içe büyüyen, iç içe yaşayan, birbirine benzeyen, kavgacı, hırçın ve inatçı, şefkatli, sevecen ve yürekli, sonsuz verici ve can alıcı, gözü kara, kurnaz, hain, aynı anda çileli, masum ve çocuksu biz! Biz, aynı toprağın çocukları.

Yazar Ayşe Kulin, Bir Gün'de herkesin payına düşmüş bir kabusun öyküsünü ele alıyor. Güneydoğu'da yaşananlar iki kadının penceresinden olduğu kadar, iki tarafın, iki yaşamın, iki ucun da yaşamından kesitlerle göz önüne seriliyor.

Uzun yılların öyküsüyle bir gün içinde hesaplaşmak zordur kuşkusuz, bir gün belki yetersiz bir zaman. Ama bir gün bir başlangıç olabilir. Bir Gün, bu başlangıcın arandığı bir roman.

HALE KAPLAN ÖZ
Yazarlık hayatına, 1984'te çıkan ilk öykü kitabı Güneşe Dön Yüzünü ile başlayan, Bir Tatlı Huzur, Adı: Aylin, Füreyya adlı biyografik romanları yazan, bunlardan başka Geniş Zamanlar adlı bir öykü, Babama adlı bir şiir kitabı ve Sevdalinka, Nefes Nefese ile İçimde Kızıl Bir Gül Gibi romanları olan Ayşe Kulin'in yeni romanı 'Bir Gün' Everest Yayınları arasından çıktı. Kulin Bir Gün'de çocukluk arkadaşı olan iki kadının; siyasi kadın tutuklu Zelha Bora (Leyla Zana) ile gazeteci Nevra Tuna'nın kurgusal öyküsünden, hayali konuşmalarından hareketle Güneydoğu sorununu ve Güneydoğulu kadınları anlatıyor.

Bir Gün'de ülkenin iki farklı kesimindeki kadını konuşturuyor ve önemli sorunlarına çözüm arıyorsunuz. Kadın bakışıyla ele aldığınız konu Güneydoğu ve Kürt sorunu. Bu konu sizi ne zamandır meşgul ediyor, yazmak ne kadar zamanınızı aldı?

Bu konu beni çok uzun zamandır hem meşgul hem de rahatsız ediyordu. Asırlarca bir arada yaşamış insanların birbirine girmesi ve otuz bine varan genç ölü, hangi anneyi rahatsız etmez ki? Arzum, Leyla Zana'nın hayatını kaleme almak ve bu kanayan yarayı onunla birlikte irdelemekti. Olamadı. Ben de kendi kurgu karakterimle bir roman yazmayı denedim. Kitabı yazmak yaklaşık bir yılımı aldı.

Yıllardır tartışılan ve çözümsüzlüğün sürdüğü bir tartışma bu. Ama kitaptaki kadınlar bir gün içinde ortak bir payda bulup uzlaşabiliyorlar. Bir günün bunun için yeterli olduğunu düşünüyor musunuz? Kitap kişileri için 30 yılın, Güneydoğu sorunu için çok daha uzun bir sürenin hesabını vermek bu kadar kolay mı?

Kitapdaki kadınlar da pek uzlaşamıyorlar. Umut etmekle kalıyorlar. Benim maksadım çözüm bulmak değil, çözüm aramaktı. Çözüm bulmak benim haddime düşmez. Hangi roman hangi soruna çözüm üretebilmiş ki? Bu sorunu çözecek olanlar siyasilerdir.

Asıl sorunun iletimsizlik olduğunu, bu sağlanırsa kolayca uzlaşılacağını mı söylüyorsunuz?

İletişimsizlik kesinlikle var. Bence hiç korkmadan sorunun üzerine gidilmeli, eteklerdeki taşlar dökülmelidir. Sorun açıkca ifade edilince, geri ve ileri atılabilecek adımlar da belli olur. Çözümü olmayan sorun yoktur.

Uzlaşma konusunda kadın olmanın farklılığına da özellikle vurgu yapıyorsunuz...

Kadınlar arası bir dialogun faydası olabilir diye düşünüyorum. Çünkü hiç bir kadın evladını, eşini, kardeşini bir kurşunla veya bombayla kaybetmek istemez. Kadın, mutlaka barışcıl bir çözüm arayışına girecektir.

"Dinimin kadınları tepkisiz" ifadesine yer veriyorsunuz kitapta. Tabii bu bir roman kişisinin ağzından söyletiliyor. Ve yine "Töreler, iklim şartlarından daha ağır. Aymazlığın, yobazlığın yüzünden evlerde kapalı kalmış, hayatı olmayan, sesi çıkmayan, gün görmeyen, kara çarşaflara bürünmüş kadınlarla genç kızları düşünsene." ifadesi. Romanı okurken genelde Doğu'nun özelde kadının sorunlarını ele alırken töre ve dine eşit mesafede baktığınızı, hatta bunları neden sonuç ilişkisiyle bağlantılandırdığınızı düşündüm. Bu ikisini ayırt etmek gerekmiyor mu?

Bazı coğrafyalarda, töre ve dinin içiçe geçmiş olduğuna inanıyorum. Benim için din, şekilsel değil içseldir. Tanrı ile çok özel bir iletişim yoludur... Ruh ve ahlak temizliğidir. Yanıtlayamadığımız sorunların bilgesi, mucizelerin kaynağıdır Tanrı. Bu nedenle kara çarşaflara bürünmek, insanı insandan esirgemek, yaşamı bir yasaklar arenasına çevirmek, Tanrı buyruğu olamaz diye düşünüyorum. Törelerini kalıcı kılmak için, dini kullanan kimseler yok mu? Doğunun bu kişilerle kaynadığını eminim siz de biliyorsunuz. Kötü doktor candan eder misali, cahil hoca da kişinin kafasını yalan yanlış yasaklarla doldurup, din ile töreyi birbirine karıştırıyor.

Son on yıllarda Türk aydının ülkenin doğusuna, Doğudaki kadınlara yaklaşımında oryantalist bir bakış, yaklaşım yok mu sizce?

Batı sömürgeciliğinin doğudaki kadını medenileştirmek istediğine hiç inanmıyorum. Batının umurunda bile değildir doğudaki kadının, mesela bir Türk kadınının medenileşmesi. Batı, sadece sömürmek ve menfaatlerini takip etmek ister. Kaldı ki medenişleme içsel, beyinsel ve sosyolojik bir durumdur, giysiyle pek alakalı değildir. Türk aydını ise, Türk kadınını bir birey olarak görmek istiyor. Birey, kendi kararlarını kendi alabilen ve sorgulayabilen ve eğitimli kişidir. Kendinden emindir.

Leyla Zana'nın Doğulu kadına model olabileceğini düşünüyor musunuz?

Düşünüyor...

208 pages, Paperback

First published January 1, 2005

16 people are currently reading
271 people want to read

About the author

Ayşe Kulin

61 books902 followers
Ayşe Kulin is a Turkish contemporary novelist and columnist.
Kulin graduated in literature from the American College for Girls in Arnavutköy. She released a collection of short stories titled Güneşe Dön Yüzünü in 1984. A short story from this called Gülizar was made into a film titled Kırık Bebek in 1986, for which she won a screenplay award from the Turkish culture ministry. Kulin worked as a screen writer, cinematographer and producer for many films, television series and advertisements. In 1986, she won the Best Cinematographer Award from the Theatre Writers association for her work in the television series Ayaşlı ve Kiracıları.

In 1996, she wrote a biography of Münir Nureddin Selçuk titled Bir Tatlı Huzur. With a short story called Foto Sabah Resimleri she won the Haldun Taner Short Story Award the same year and the Sait Faik Story Prize the next year. In 1997, she was chosen as the "Writer of the year" by the İstanbul Communication Faculty for her biographical novel Adı Aylin, She won the same award the next year for her short story Geniş Zamanlar. In November 1999, she wrote a novel called Sevdalinka about the Bosnian Civil War and in 2000, a biographical novel called Füreyya. In June 2001, she put out a novel titled Köprü about drama in Turkey's eastern provinces and how they shaped the republic's early history.

In May 2002, Kulin wrote a novel titled Nefes Nefes'e about the Turkish diplomats who saved in the lives of Jews during the holocaust in World War 2.

She has married twice, her latest novels Hayat and Huzun describe her life with her spouses, Mehmet Sarper and Eren Kemahli. Both ended in divorce but she bore 4 sons from the marriages.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
129 (16%)
4 stars
251 (31%)
3 stars
308 (39%)
2 stars
77 (9%)
1 star
20 (2%)
Displaying 1 - 30 of 41 reviews
Profile Image for Jen Hayton.
6 reviews1 follower
June 16, 2013
Honestly maybe I've rated it slightly highly after reading it immediately after 50 shades of grey... :> but all In all, i really enjoyed this book. As I'm currently living in Turkey if gave me an insight into the life of Kurdish and Turkish people and their struggles from the past till today. I actually couldn't put it down, it was shocking in parts to discover the lifestyles of the kurdish tribes and women and what a hardship it was for them, but it also aggravated me how this past problem of turkish/kurdish people being referred to as "us" and "them" was still continuing today, without any sign of being solved.. After all they are sharing the same land. But it captures the story magnificently with two main characters (Nevra and Nevo) and rekindles a past friendship and although they both have different views and strong ones at that..they still manage to hold onto the love they have for each other. Its a very insightful read but also touching and heartfelt.

I read the translated version of course and as others have mentioned, there are a few grammar errors which are evident, but I actually think it was translated rather well! At least it wasn't at all distracting for me anyway!
I related to one of the characters (Nevo) in particular and could see myself in her in many ways.

Overall, a really enjoyable read, especially if your into cultural disputes and debates.
Profile Image for Brczdn.
391 reviews17 followers
February 15, 2018
Konu hepimizin bildiği Türk-Kürt ve ülkemizin kadın meselesi. Bir Kürt kadın zelo, tutuklu milletvekili. Karşısında çocukluk arkadaşı Türk bir kadın nevra aynı zamanda gazeteci. Hapishanede geçen bir ropörtaj günü. Özünde konu güzel, konu kanayan yara, ilgi çekici, nasıl yaZılırsa yazılsın hepimizin yaşadıkları olduğu için okumadan durmak mümkün değil. Hepsi doğru. Fakat yine birçok detay eksik ya da yanlış. Nevra kendi modern hayatını anlatamıyor, sizin oralarda böyle değildir sen nerden bileceksin benim kocamdan sırf sıkıldığım için boşandığımı diyor. Milletvekili olmuş kadın bunu anlamıyor mu? Milletvekili olmuş Kürt kadını Doğuda kız çocuklarını okutan ÇYDD den habersiz mi? Milletvekili olmuş Kürt kadını kızımı bir an önce evlendireyim başka birşey istemem mi diyor? Artık böyle bir zihniyetin herhangi bir milletten hiçbir aktivistte olacağını sanmam. Zelo karakteri bu ve bunun gibi birçok açıdan kesinlikle oturmamış, başta bize anlatılan kocası sebebiyle örgüte giren dünyaya kendi dar çevresinden bakan bir kadın iken sonra birden öğreniyoruz ki milletvekilliğine kadar davasının peşinden giden kadınmış. Türk karakter nevrada da birçok boşluk var. Onlara hiç girmiyorum. Çok iyi bir Ayşe Kulin okuru iken son dönemde kötü kitaplarına denk geldiğimi üzülerek farkediyorum.
Profile Image for Perihan.
480 reviews135 followers
February 7, 2017
"Çözüm aramaktan vazgeçemeyiz."
"Çözümlerimiz örtüşmüyor ama."
"Olsun. Konuşa konuşa sonunda ortak bir noktaya gelinir."

Ayşe Kulin bu kitabında. İki eski dostun penceresinden ,doğuda ve batıda yaşananları sergiliyor.
Aynı toprağın çocukları ,aslında ortak özellikleri çokken nasıl da yıllarca birbirine zorla düşman edilmiş anlıyorsun.
İnsanı insana bıraksalar, hiçbir ırk diğerine düşman duygularla büyümez, ama bırakmıyorlar işte...
Bilinmeyen güçler ya da akımlar, dini ve ırkından dolayı, tanımadığı insanı tanımadığı bir insana düşman ilan ediyor sanki...
Huzur içinde yaşamak sanki haram edilmiş insan oğluna...
Kim bilir belki de bunlar Şeytan'ın bedduasıdır ademoğullarına!!!
Profile Image for Natalie.
31 reviews13 followers
July 12, 2010
HORRIBLE edit job: everything from wrong verb tenses to commas indicating the end of a sentence (?!). This is a nice story and can really provide insight into the different life the Kurds in Turkey are living, but the editing is so awful and the mistakes are so distracting that it is hard to give this one any more than three stars.
Profile Image for Pinar G.
814 reviews22 followers
April 21, 2014
Hemencecik okuyuverdim, konu guncel. Kadinlar ve Kurt meselesi. Konu hala cozumsuz, anneler ve aileler hala aci icinde. Duygusal olmadan insan bu konu hakkinda dusunemiyor bile. Kitaptada aynen boyle, taraf yok ama aci cok
1,426 reviews5 followers
August 12, 2015
Tipik bir Ayşe Kulin romanı. Herhangi bir yazım güzelliği veya farklılığı olmasa da öykü su gibi akıp gidiyor. Yer yer gözlerim doldu.

Kesinlikle herkese tavsiye ederim. Ancak eğer daha önce Ayşe Kulin okumadıysanız bence Adı Aylin ile başlayın.
Profile Image for Aylin.
5 reviews1 follower
January 20, 2016
Easy to read and tells quite a powerful story. It would help foreigners make sense of the current political situation in Turkey.
Profile Image for Gülay Akbal.
589 reviews23 followers
January 8, 2018
Ayşe Kulin yine toplumumuzun en büyük yaralarından bir kaçına değinmiş. Kalemine sağlık 😬
Profile Image for jetteliest.
13 reviews
August 13, 2024
„Bedauerlicherweise wird dieses Land immer auf der Stelle treten. Es steckt fest, kommt nicht vor und nicht zurück. Solange die Staatslenker dermaßen mittelmäßig und beschränkt sind… Ich bin Wissenschaftler, Schwester. Ich kann Mittelmäßigkeit und Stillstand nicht ertragen. Diese Erstarrung, die keinerlei Wandel zulässt, schnürt mir die Luft ab, sie bringt mich um.“

„Der Terror kostet Menschenleben, aber diese Starre tötet die Seelen der Menschen. In welch einer schrecklichen Epoche leben wir bloß? Überall nur Tod: auf den Feldern, in den Bergen und Städten; und wegen des mangelnden Willens, die gewohnte Denkweise zu hinterfragen, dann auch noch der geistige Niedergang an Universitäten und Institutionen.“

„Für wen soll es mir mehr leidtun in diesem paradiesischen Vaterland: Für Cengiz? Meinen Vater? Den Groß-vater? Die jungen Männer, Türken wie Kurden, die in den Bergen ihr Leben lassen? Für diejenigen, die keinen anderen Ausweg mehr sehen, als zu prügeln, zu zerstören, zu beleidigen und zu foltern? Wen soll ich verdammen, wen anklagen, uns so weit gebracht zu haben? Die Politiker? Die Nationalisten? Die Separatisten? Die Geschäftsleute?
Die Mekkapilger? Die Hocas? Die Fanatiker? Wen nur, wen?“

„Menschen müssen sich kennen(lernen) und kommuni-zieren, um Konflikte verstehen und lösen zu können.“

Ich habe das Buch innerhalb von 2 Tagen gelesen, da es mich sehr gefesselt hat (ok & weil ich grad Urli habe). Ich habe leider nicht so viel Hintergrundwissen zu der „Kurdenfrage“ und kann daher nicht richtig beurteilen, wie gut der Konflikt dargestellt wird. Für mich war es aber auf jeden Fall ein sehr informatives Buch, das sowohl historischen Hintergrund als auch den emotionalen Konflikt verständlich darstellt, sodass man einen guten ersten Eindruck bekommt, wenn man noch nicht super viel zum Thema weiß. Ich mochte die Schreibweise nicht soo gerne, das kann aber natürlich auch an der Übersetzung liegen. :)

GaLiGrü aus dem Zug nach MUC 🦦
This entire review has been hidden because of spoilers.
Profile Image for sarahliest.
16 reviews
September 5, 2024
Hinsichtlich des türkisch-kurdischen Konflikts ein wenig zu oberflächlich, deswegen 1 Stern Abzug.
Profile Image for Beril Sayir.
44 reviews4 followers
April 17, 2021
“Doğu’nun kızlarını kurtarmaya soyunmuş birine kim asi diyebilir ki, yobazdan başka?”
Profile Image for shutterbug423.
136 reviews17 followers
January 5, 2014
Ayşe Kulin Bir Gün'de Leyla Zana'dan esinlenerek tamamen kurmaca siyasi tutuklu Zelha Bora ile gazeteci Nevra Tuna'nın öyküsünden hareketle Güneydoğu'ya bakıyor. Çocukluk yıllarında babasının kaymakam olarak görev yaptığı küçük yerde tanıdığı Zelha ile bir röportaj yaparak hem eski günleri yad etmek hem de sallantıdaki işini kurtarmak peşinde Nevra. Romanı okurken her ne kadar her türlü klişeye boğulmuş olsa da Zelha gibi Kürt kadınlarının sayısının hiç de az olduğunu düşünmesem de Zelha'nın karşısında kurgulanan Türk karakterinin hayli zorlama olduğunu düşünüyorum. Nevra Kürtlerin 'davanız kimliğinizi kazanmanızsa, eşitlik ve özgürlüğünüze' arkanızdayım diyerek Kürt sorununun çözümüne şapka çıkarırken mahpustaki arkadaşıyla görüşmeye giderken baştan aşağıya kapanarak kılık değiştirdiğinde ağzından dökülen " Başımdan belime uzanan siyah örtüyle, bileklerime kadar inen gri mantonun içinde kımıldanamadan heykel gibi duruyorum. Ne korkunç bir his bu, bir kuleye hapsedilmiş gibi. Bir insan kendi özgür iradesiyle bezden bir kuleye hapsedilmeyi kabul edebilir mi? Neden bu kadar tepkisiz benim dinimin kadınları? " sözcüklerle özgürlük mücadelesinin sadece kendi dünya görüşü ile sınırlı olduğunu, özgürlük ama yalnızca benim hak ettiğine inandıklarıma kabilinden bir beyaz Türk.
Aslında romanın bütün özeti de gene gazeteci Nevra'nın bütün sorunu basite indirgeyerek şöyle serzenişte bulunması " Defalarca yazdım, devlet, Kürt vatandaşlarının hepsine okumayı yazmayı öğretebileydi, ana dilinde eğitim vermesine, şarkısını söylemesine, kitabını yazmasına, televizyonunu kurabilmesine imkân tanısaydı... hele de o saçma sapan Türkçe isim takıntısı olmasaydı... bu işler başımıza gelmezdi diye...."
Zelha gibi saçma bir dayatmalar artık geride kaldı bu ülkede...Bugün bu ülkede resmi kayıtlara göre 1400 Amed, 44 Barzani, 14 Kürdistan, 68 Öcalan,531 DERSİM,431 Botan var. Ülkemiz bölündü mü? Hayır. Peki Kürtler ayrımcılığa uğramadığına inanıyor mu artık? Hayır. Şimdi bu isimler koyulabildi diye şu mezkur 'samimiyetine inanılmayan eğitimsiz ve Müslüman kitle... dokuz, on çocuk doğuran kadınlar, kızlarını okula yollamayan, töre cinayetlerinde kıtır kütür kesen babalar, ortaçağı yaşamakta direnen şeyhler, şıhlar, aşiret reisleri, çalışmayan, vergi vermeyen, su, elektrik parası ödemeyen insanlar, çeteler, kadın-erkek eşitliğine inanmayan, bilgiye sırt çeviren yığınlar...' yok mu oldu? Elektrik parasını ödemeyen ve üstelik bunu bir hak olarak gören kitleyi aydınlatmanın yolu yalnızca kız çocukları eğitmekten mi geçer? Erkeklerini eğitemediğiniz pederşahi bir toplumda bütün kadınları eğitseniz ne yazar. Madem özüm sivil toplum örgütleriyle kız çocuklarını eğitmekten geçer; neden terör örgütünün siyasi kolu gibi çalışan partinin sözüm ona 'aydın' milletvekilleri bugüne kadar bir kez olsun terörü lanetlememiştir? Hele romanda Nevra'nın isim vermeden Zelha'ya ÇYDD'yi anlatışı var ya, bir siyasi figür, aktivist bu kadar basitleştirilir mi yahu? Hapiste yatan siyasetçi işte terörist de olsa azize de olsa bir aktivist işte...Haberdar olmaması mümkün mü Allah aşkına?
Romanda dedenin anlattığı ve kitabi bilgilerden pek de ödün vermeyen resmi tarih anlayışı bize bir şey kazandırmıyor ama dedenin sözlerine zımnen dinin aslında birleştirici değil ayrıştırıcı unsur olabilece��i ifadesi de ayrıca rahatsız edici. Sevseniz de sevmeseniz de şu bir gerçek; eğer Kürtler Müslüman olmasaydı Kürtlerle bugünkü ilişkimiz aynen Rum ve Ermenilerle olduğu gibi olurdu. Her şeye rağmen Islam birleştirici unsur olmuştur. Zaten onu da doğru düzgün yaşasaydık ne diller yasaklanırdı ne masum insanlar pespaye davalar üzerine öldürülürdü ne de bedava elektrikle, su ile haram yiyen insanlar ya da doğum kontrolüne haram diyen şeyhler olurdu.
Bugün yapılan bütün reformlara rağmen hala hem Türkler hem de Kürtler kazanımların silah yoluyla olduğunun farkında ise. görüşmeler demokratik ülkelerde olduğu gibi kamuoyu önünde değil kapalı kapılar ardında yapılıp sonra da o görüşmeleri yayınlayanların gazetecilikleri 'batsın sizin gazeteciliğiniz' diye lanetleniyorsa, devletin doğuda yıllardır süren pozitif ayrımcılıklarına (doğuda hizmet etmiş herhangi bir kamu çalışanına sorun-öğretmen,doktor, savcı fark etmez)rağmen hala kamu malının kıymeti bilinmiyorsa çözüm o kadar da basit değildir efendim.
Ayşe Kulin'in Bir Gün'ü nasıl buraya geldiğimizi bilmeyenler için referans olabilecek bir romanken, konuyu bilenlere sunduğu nahif ' ÇYDD eğitimi şart' çözümü ile okunmasa da olur cinsinden bir kitap.
Profile Image for Amber Sema.
58 reviews25 followers
June 11, 2018
This book went from a 2- to a 3-star book for me in the last 100 pages. It should be read rather quickly as it is an 8-hour dialogue between a Turkish and a Kurdish woman over the period of one day. The two women are childhood friends who have been distant from one another for the past 30 years. They reconnect when the Turkish woman, who is a journalist, hopes to write an article on her Kurdish friend who is in jail for fighting for the Kurdish cause. The beginning of the book doesn’t delve very deep into details or in-depth, insightful comments about the Turkish-Kurdish conflict for someone who understands the basis of it, which is why I wasn’t entirely pleased with it throughout the beginning. However, like I said before, the last 100 pages are very interesting and insightful, making you think more critically and deeper about the conflict. These pages, especially those containing the stories from their past experience living in a village in the southeast of Turkey, make the first, more dull 150 pages worth your time. Consider those first pages necessary for establishing and clarifying background information and for character building. Overall, the dialogue promotes peace while presenting both sides of the argument, including similarities between both demographics that are often overlooked. A good, short read that all (especially Turks and Kurds) can learn from.
This entire review has been hidden because of spoilers.
Profile Image for Isil.
165 reviews62 followers
June 4, 2012
http://okudumdanoldu.blogspot.be/2011...

Kitabi okumam 20 saat bile surmedi. (Arada işte oldugumu da unutmadan). Bir nefes aldim tuttum içimde, kitap bitiverdi..
Gazeteci kadın Nevra, tutuklu terörist kadın Zelha ile roportaj için cezaevinde. Kitapta çok değişik bir bakış açısı var. ilk bölümde tartışmalara giriyolar: "siz-biz","anadil","köy yakma", "çocuk öldürme" sonra tutuklu sinirleniyor. Gazeteciyi kovuyor. Gazeteci de kapının önüne elini koyuyor Kadir Inanır sahnesi.
Megersem cocukluk arkadaşıymışlar. Eskilerden bahsediyolar beraber ne kadar güzel zamanları geçtiğinden, ciftlik hayatindan. Kaymakam kizi ve Asiret kizi. Kültür farkından konusuyorlar. Zelha'nin bissürü annesi var, yerde yemek yiyolar.
Kadın gözüyle, siyasi kimlikten çok kadın bakış açısıyla Kürt sorunu.

Çok hoş bir konuşma var. Kızın adı Zelha ama nufus kağıdında Zeliha yazıyor. Annesi de okuma yazma bilmiyor. Bizim kızla bir ara konuşuyolar:
Kader Ana: Dilimiz dönmüyo da ondandır, doğrusu Zeliha'dır.
Zelha: Ama ana, Zelha benim koca ninemin adı değil mi?
Kader Ana: Değel! Burnumdan getiren kocakarının adını mı veriğdim, başıma gelecekleri bileydim
bizim kaymakam kızı soruyor simdi ben ona Zeliha mı diyim diye
Kader ana diyo ki
"Ne dersen de, loo. İşleri karıştırma da bacak kadar boyunnan."
Bir yandan da hem ayni hem farklı şeyler var. 2si de ayrılmışlar ilk kocalarından. Birinin derdi üstüne kuma gelmiş, birininki de yıldönümünde mutfak robotu aldı diye sinirleniyor.
Fikirleri apayri ama dostlar. En cok imrendigim kismi iki taraf da bu kadar sabit fikirlere sahipken, kendi dogrulari varken, birbirlerine hic sinirlenmediler. Gercek hayatta yapilmasi cok zor birsey.
Bir de yazarin cok sevdigim bir kitabidir Türkan, onun kizlarina da deginmis kitapta sagolsun. Çözümün aslinda o kizlarin egitiminden gectigi vurgulanmis.
Bence guncel konularla ilgilenen insanlar en azindan bu bakis acisini da gormek adina okumalilar.
Profile Image for Omar Taufik.
240 reviews11 followers
April 27, 2017
My second Ayşe Kulin read and was nice story full of great meanings of love and humanity especially as we go towards the end of the novel.

The novel mainly discusses the Kurdish Question in the Republic of Turkey highlighting the pros and cons of each side of the conflict where ruthlessness exists along with terror having stubbornness on both sides. This conflict is represented in the two main female characters of the novel and their decades long relationship.
Another major subject highlighted was gender discrimination against females in the Turkish society especially in the more rural Anatolian areas focusing on the Kurdish majority Eastern Anatolian​ villages. Other social relationship issues were also highlighted.

I would like to note that I realized a weakness sometimes in the editing of the book which impacted proper understanding in such cases probably with the translation involved also.

I consider this novel as a good recommendation in helping readers understand the main subjects mentioned as the Kurdish Question and female oppression in Turkey where the author was trying to present the way to an initial solution for both.
Profile Image for Duygu.
18 reviews4 followers
July 12, 2009
Biri Kürt biri Türk, iki çocukluk arkadaşını, araya giren uzun süreli ayrılıktan sonra buluşmasını ve bu bir günde olanları anlatıyor kitap. Ayşe Kulin yalın, telaşsız diliyle Türkiye'nin gündeminden düşmeyen bir konuya her iki tarafın gözünden de bakmaya çalışıyor.
Profile Image for Laura.
32 reviews6 followers
July 28, 2011
a controversial topic, discussed from a female perspective, and stripped to show a universal, ever-present rift between "us" and "them". thought-provoking and emotionally charged - i should probably stop reading books that make me cry.
Profile Image for seryal olcay.
48 reviews1 follower
September 4, 2016
Bildiğimiz düşündüğümüz şeyler ama güzel dile gelmiş. Her ne kadar tahmin etsek de biribirlerinin kim olduğunda anladıklarında benim de gozlerim doldu, kürt kadının ve beyaz türk kadının. Belki fazla romantiğiz hala
Profile Image for Ana V.
43 reviews11 followers
July 28, 2016
A good story that helps understand the long existing conflict between Kurds and Turks. A very grim picture of what it is being a woman in Turkey, weather a country woman or a city woman. Modernity has come to many aspects of life but certainly not to the relations between men and women.
Profile Image for Ezgi ☕️.
269 reviews34 followers
September 23, 2015
Bu kitap Kurt-Turk sorununa ilimli bir bakis acisi getiriyor. Yazar arastirmasini yapmis, oykuyle bagdastirmis, ve guzel, akici bir kitap.
Profile Image for Esra.
3 reviews
April 23, 2016
Ayşe Kulinin eserleri beni gerçekten sarmalıyor,kitaptaki kahramanlarla birlikte bende yaşıyorum o anı...bu kitap sosyal mesaj içeriği yoğun bir kitap..çözüm sürecine ışık tutuyor
41 reviews
December 27, 2024
I read this book on the recommendation of a local Turkish bookseller, and I’m deeply grateful for their suggestion—it turned out to be a thought-provoking and eye-opening read. As part of my personal goal to explore literature from every country I visit, this book offered an interesting insight into the Turkish- Kurdish conflict.

What stood out to me most was the complex relationship between Nevra and Zelha. Despite their vastly different circumstances, the love and connection they shared was profound. I found Nevra’s character intriguing, shaped as she was by her privileged background. However, her attitude often felt condescending toward Zelha’s life and struggles. While Zelha’s life was a raw, firsthand experience of oppression, Nevra’s understanding of poverty and marginalization was more theoretical, shaped by secondhand perceptions.

Zelha’s fierce determination to live life on her own terms was inspiring, especially as she sought to live life on her own terms while being in tune with her circumstances. By contrast, Nevra’s approach to addressing systemic issues felt overly simplistic, with her centrist perspective of “both sides are bad” failing to fully grasp the severity of the injustices Zelha faced. Nevra’s focus on educational reform, while well-meaning, didn’t account for the complex realities and systemic forces that led to Zelha’s imprisonment and struggles. Her privilege often seemed to blind her to the deeper, more nuanced challenges of those around her.

Additionally, I found Nevra’s attitude toward covering one’s face problematic. She viewed it as a symbol of “oppression” and “women not standing up for themselves,” a perspective that came across as dismissive and rooted in her own limited worldview.

Overall, this book was an insightful and powerful exploration of privilege, resilience, and the complicated dynamics of human relationships, as well as a window into an important and ongoing struggle.
Profile Image for Eglė Skl.
61 reviews4 followers
September 6, 2023
For the past years I have got into a habit of reading books written by local authors each time I travel.

And that’s how entirely by chance I came across this book. Why only three stars? Strictly speaking in literary sense this perhaps was not the best novel per se in my view.

Then why borther writting a comment? I pretty much “ate” this book. Two women, face to face, one Turkish, one Kurdish, attempting to solve the unsolvable problems, to close the unclosable divide. Or is that so?

I know so little of Turkish/Kurdish relations, and this book was yet another window into a world that is so not familiar to me. Not only now I want to spend hours on google searching for more, but the topics and discussions covered in book also call for parallels in different contexts and geographies.

Them and us, different beliefs, cultural views - can humans, afterall, find common ground among ourselves, or is it in our nature perhaps to somewhat strive in conflict?
13 reviews
February 12, 2025
Kitap aslında çok akıcı ve keyifliydi. Ayşe Kulin’in anlatımı her zamanki gibi güzel, sade ve etkileyici. Ancak benim için olmazsa olmaz bir kitap değildi. Bazı bölümler fazla tarihî geldi, bu yüzden yer yer ilgimi kaybettim. Yine de edebi açıdan güzel bir eser, özellikle tarihî romanları sevenler için daha cazip olabilir.
Profile Image for Kamran Sehgal.
184 reviews6 followers
October 4, 2023
A contrived plot that sees 2 characters, one a Turk and one a Kurd from the East, talk about their shared history. This seems to be part of a genre of literature that tries to replace character and plot with political polemic. The translation was also rather unappealing
Profile Image for Grace.
8 reviews1 follower
November 30, 2025
Got more of a feeling for Kurdish- Turkish history but didnt like the characters, they weren’t real to me. Also the storytelling is just a bit lame, she anyway drifts in and out of real time in the same way
8 reviews
April 4, 2019
Cok akici, gercekci, biraz yanli her ne kadar objektif olmaya calissa da ama cok basarili bir kitap. Bir solukt aokudum.
11 reviews
September 1, 2019
kitabın imzalı. senin de dediğin gibi umarım güzel günler göreceğiz. allah'ım zelha'yı kalbimden de yanımdan da ayırma diyerek okudum.
Displaying 1 - 30 of 41 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.