What do you think?
Rate this book
Gidiyorum Bu: Reloaded
Her mısrası dehanın gümüş çivileriyle çakılmış, sapasağlam şiirler! gidiyorum bu, en görmüş geçirmiş okuru bile hayretlere gark edecek nitelikte bir kült kitap! Ah Muhsin Ünlü, Modern Türk Şiiri'nin keçiyollarında, uçurumlarında, zirvelerinde hünerli bir samuray, muzip bir derviş, fiyakalı bir çita gibi dolaşıyor. Daha önce yayınlanmamış şiirlerin de yer aldığı bu genişletilmiş baskıyı kıvançla sunuyoruz.
84 pages, Paperback
First published July 1, 2005
25 people are currently reading
687 people want to read
About the author
Ah Muhsin Ünlü
1 book108 followersAH MUHSİN ÜNLÜ, 1973 yılında İzmit’te doğdu. Altı yaşından itibaren yirmi üç yıl boyunca öğrenci olarak yaşadı. Öğrencilikle ilişiğinin kesilmesinin ardından fotoroman yönetmenliği, düğün müzisyenliği ve ticari yazarlık yaptı. 22 Haziran 1993 günü akşamı, saat altıya çeyrek kala başladığı şiir çalışmalarına, 4 Eylül 1998 sabahı on biri yirmi geçe son verdi. Tekrar şiire başlamak için uygun koşulların oluşmasını tevekkülle ummak istiyor.
Ratings & Reviews
Friends & Following
Create a free account to discover what your friends think of this book!
Community Reviews
Displaying 1 - 30 of 87 reviews
September 11, 2022
YouTube kanalımda uzak durulması gereken ve başkası adına utanabileceğiniz kitaplardan bahsettim: https://youtu.be/cZco9tl4rBs
Eklektik yok oluşların grotesk tinsellikleri
Ait olamayış pastoralitesinde Bergman proporsiyonu
Transandantal bir ayrıksılaşmanın bayram çikolatası
Deniz fenerleri ne kadar da Fenerbahçe
Oğuz Aktürk
Evet arkadaşlar, gördüğünüz gibi yukarıda asla hiçbir anlamı olmayan ve tamamen kendi yazdığım bir şiirle birlikte artık ben de şair olup edebiyat ortamlarına atılmaya ya da İsveçli bir black metal grubu kurmaya hazırım. Çünkü bu çağda "Deneysellik be kardeşim. Dadaizm falan işte anlıyor musun moruk? Yeraltı, aykırılık... falan..." gibisinden bir düşünceyle anlaşılmazlığı ve kavramsal rastgeleliği yansıtan şiirler yazıyorsanız başarılı olmamanıza da imkan yok bence.
Binlerce kişi tarafından okunmuş ve 260 kişi tarafından 10 puan verilmiş bu kitabın içinde neler yazıyor hadi hep beraber bakalım... İncelemeyi okurken yanınızdan deneyselliklerinizi, kavramsal rastgeleliklerinizi ve Google Translate'i eksik etmezseniz ve sonuna kadar da okuma sabrını gösterirseniz sizin için daha verimli bir süreç olacağının sözünü veriyorum.
Öncelikle kitabın arka kapağında yazan yazıyla başlayalım:
"Gidiyorum Bu, en görmüş geçirmiş okuru bile hayretlere gark edecek nitelikte bir kült kitap."
Bu cümleyi gördüğüm anda verdiğim ilk tepki Çocuklar Duymasın dizisindeki Haluk'un dediği "BABABABABA" şeklinde oldu. Yani düşünsenize benim tanıdığım en görmüş geçirmiş okurlardan olan fakat maalesef 2016'da aramızdan ayrılan Umberto Eco, mesela İtalya'daki evinde bir gün Gidiyorum Bu şiir kitabını okur ve birden o İtalyan evinde hayretler gark olur, dünya birkaç dakikalığına güzelleşir, Eco Gülün Adı ve Ortaçağ tarihi kitaplarını yırtıp şair olmaya karar verir falan... Neyse, biz deneysel rastgeleliklerimize devam edelim.
Onur Ünlü'nün bu kitabı önce İngilizce yazıp sonra Google Translate ile birlikte Türkçeye çevirdiğini düşünüyorum. Hatta bu tezimi de kitabının içinden şu şiirle desteklemek istiyorum:
https://i.ibb.co/QnC3LgH/ne-anlad-n-z...
Anlıyor musun dostum? Demode lakırdılar bunlar yeaaa, irrasyonalizm, antikapitalizm ve anlaşılmayan dizelerin harikaymış, yazan kişinin de çok zekiymiş gibi düşünülmesi bunlar moruk. Eğer yukarıdaki şiiri okuduktan sonra aklında herhangi bir düşünce kırıntısı oluşan bir arkadaşımız varsa incelemenin yorumlar sekmesinde sizin de kendi ayrıksı eprimişliklerinizi bekliyor olacağım.
İnternet edebiyatçısı olup anlaşılmamazlığı yüceltmeye çalıştığını düşündüğüm Onur Ünlü, belki de koronavirüs sürecinde kapalı olmak zorunda kalan kafelerin ve çayevlerinin kurtarıcısı olabilir. Yani şöyle düşünelim, eskiden Hamdi Alkan Gazman tiplemesiyle suçluları nasıl tokatlamışsa bence Onur Ünlü de koronavirüsün Gazman'ı olabilir. Bunları İncil Çalınmaları ve Türkiye şiirinin sonunda bulunan kısımdan dolayı diyorum. Belki de Onur Ünlü'nün "Yani ya bu eller öpülür, ya sen öldürülürsün. Haydi iç de çay koyayım." ya da aşağıdaki cümlesini okuyan çayevi sahipleri devrimci ruhlarını da yanlarına alıp sıcağa dayanamadığı yönünde söylentiler olan koronavirüsün üzerine sıcak çaylar atarak onun yok olmasına yardımcı olabilirler:
https://i.ibb.co/Ks2pHRZ/koronadan-so...
Bir de Çarmıha Geriliş'ten Ayrıntı şiirinden bir örnek vererek incelememi yavaş yavaş sonlandıracağım:
"Kızlar bana yaklaşmakda zorluk çekiyorlar. Köfteci de öyle. O da bana yaklaşmakda zorluk çekiyor."
Eskiden okullarda okurken "f, s, t, k, ç, ş, h, p” ünsüzlerine "d" ile başlayan bir ek getirildiğinde "d"nin "t"ye dönüştüğünü hatırlıyorsunuzdur. Ama yooook. Bilinçli olarak imla hatası yapmalıyız ki deneysel rastgeleliğimiz ve transandantal şairsi yok oluşlarımız daha çok ön plana çıkabilsin. Hatta Fıstıkçı Şahap da bu şiirleri yazarken bana evinden fıstık getirsin ki, tanzim kuyruklarında fıstık alıp fıstıklı köfte yapmak için boşuna sıra beklemeyeyim. Gördüğünüz gibi benim de yazdığım şeyler yavaş yavaş Onur Ünlüleşi... pardon Ah Muhsin Ünlüleşiyor. BRUH.
İnternette rastladığım Murat Menteş ile yaptığı bir röportajında bir de şöyle demiş:
"Murat Menteş: Bundan sonra şiirlerini Ah Muhsin Ünlü imzasıyla yayınlamayacak mısın?
Ah Muhsin Ünlü: Çok mu önemli? Herif o kadar şahane şiirler yazıyor ki, belki ona bir fırsat daha verilir."
Valla adamın kafası Fıstıkçı Şahap'ın verdiği fıstıklarla o kadar güzel olmuş ki, Onur Ünlü'nün bir dahaki şiir kitabı için "kafamız güzel ama nası güzel öyle bir güzel ki" abisiyle birlikte düet yapması gerektiğini düşünüyorum. Hatta eminim ki o adamın dediği şeylerin içeriği, Onur Ünlü'nün demeye çalıştığı şeylerden çok daha anlamlı olacaktır.
Peki bu kadar şeye rağmen neden 5 üzerinden 2 puan verdim?
Çünkü içerisinde Resulullahla Benim Aramdaki Farklar adında çok güzel bir şiir var, mesela bence bu harika bir şiir. Çünkü hiçbir kasıntı kelime yok, anlaşılmazlık kasıntısı da yok. İsterseniz bulup okuyabilirsiniz. Bunun dışında "Ben gece korkunca istemediğim kitaplar okuyup anlamadığım annelere saygı duyuyorum." gibi muhteşem cümleleri de barındırıyor içerisinde. Fakat ne zaman ki deneysel rastgeleliklere, dadaistliklere ve aykırılık olaylarına girilmiş, o kadar da başkası adına utanılacak ve şiir sanatı olan poetikanın yanından geçemeyecek ürünler çıkmış ortaya. En büyük dadaistlerden Duchamp, Onur Ünlü ile tanışsa ne tepki verirdi merak ediyorum.
Bence bu kitap bir şiir kitabı değil arkadaşlar. Eğer öyle düşünenleriniz varsa bana nedenleriyle birlikte yorumlar sekmesinde yazarsanız sevinirim. Onur Ünlü'nün Aristo sözü olan "Şiir, felsefeye tarihten daha yakındır ve daha değerlidir." cümlesini çok yanlış anladığını düşünüyorum. Ayrıca o kadar eleştirdik fakat vasatı yüceltmek yerine eğer nitelikli şairler tanımak isteyip esas usta kalemlerden şiirler okumak istiyorsanız, ben size en sevdiğim şiir kitaplarından şöyle 10 tanesini önermek istiyorum:
1- Homerosçu İlahiler'den Pindaros'a Arkaik Yunan Şiiri Antolojisi
2- Francesco Petrarca, Canzoniere
3- Aleksandr Puşkin, Seviyordum Sizi
4- Edgar Allan Poe, Kuzgun
5- Behçet Necatigil, Eski Sokak
6- Oruç Aruoba, Hani
7- Cemal Süreya, Sevda Sözleri
8- Didem Madak, Pulbiber Mahallesi
9- Şükrü Erbaş, Yaşıyoruz Sessizce
10- Arkadaş Zekai Özger, Sevdadır + Sakalsız Bir Oğlanın Tragedyası
Eğer bu incelemeyi buraya kadar okumuşsanız siz de en başta yazdığım gibi deneysel rastgele şiirlerinizi yorumlara bırakabilirsiniz. Ayrıksı eprimişler olarak kalabilmemiz dileğimle...
Eklektik yok oluşların grotesk tinsellikleri
Ait olamayış pastoralitesinde Bergman proporsiyonu
Transandantal bir ayrıksılaşmanın bayram çikolatası
Deniz fenerleri ne kadar da Fenerbahçe
Oğuz Aktürk
Evet arkadaşlar, gördüğünüz gibi yukarıda asla hiçbir anlamı olmayan ve tamamen kendi yazdığım bir şiirle birlikte artık ben de şair olup edebiyat ortamlarına atılmaya ya da İsveçli bir black metal grubu kurmaya hazırım. Çünkü bu çağda "Deneysellik be kardeşim. Dadaizm falan işte anlıyor musun moruk? Yeraltı, aykırılık... falan..." gibisinden bir düşünceyle anlaşılmazlığı ve kavramsal rastgeleliği yansıtan şiirler yazıyorsanız başarılı olmamanıza da imkan yok bence.
Binlerce kişi tarafından okunmuş ve 260 kişi tarafından 10 puan verilmiş bu kitabın içinde neler yazıyor hadi hep beraber bakalım... İncelemeyi okurken yanınızdan deneyselliklerinizi, kavramsal rastgeleliklerinizi ve Google Translate'i eksik etmezseniz ve sonuna kadar da okuma sabrını gösterirseniz sizin için daha verimli bir süreç olacağının sözünü veriyorum.
Öncelikle kitabın arka kapağında yazan yazıyla başlayalım:
"Gidiyorum Bu, en görmüş geçirmiş okuru bile hayretlere gark edecek nitelikte bir kült kitap."
Bu cümleyi gördüğüm anda verdiğim ilk tepki Çocuklar Duymasın dizisindeki Haluk'un dediği "BABABABABA" şeklinde oldu. Yani düşünsenize benim tanıdığım en görmüş geçirmiş okurlardan olan fakat maalesef 2016'da aramızdan ayrılan Umberto Eco, mesela İtalya'daki evinde bir gün Gidiyorum Bu şiir kitabını okur ve birden o İtalyan evinde hayretler gark olur, dünya birkaç dakikalığına güzelleşir, Eco Gülün Adı ve Ortaçağ tarihi kitaplarını yırtıp şair olmaya karar verir falan... Neyse, biz deneysel rastgeleliklerimize devam edelim.
Onur Ünlü'nün bu kitabı önce İngilizce yazıp sonra Google Translate ile birlikte Türkçeye çevirdiğini düşünüyorum. Hatta bu tezimi de kitabının içinden şu şiirle desteklemek istiyorum:
https://i.ibb.co/QnC3LgH/ne-anlad-n-z...
Anlıyor musun dostum? Demode lakırdılar bunlar yeaaa, irrasyonalizm, antikapitalizm ve anlaşılmayan dizelerin harikaymış, yazan kişinin de çok zekiymiş gibi düşünülmesi bunlar moruk. Eğer yukarıdaki şiiri okuduktan sonra aklında herhangi bir düşünce kırıntısı oluşan bir arkadaşımız varsa incelemenin yorumlar sekmesinde sizin de kendi ayrıksı eprimişliklerinizi bekliyor olacağım.
İnternet edebiyatçısı olup anlaşılmamazlığı yüceltmeye çalıştığını düşündüğüm Onur Ünlü, belki de koronavirüs sürecinde kapalı olmak zorunda kalan kafelerin ve çayevlerinin kurtarıcısı olabilir. Yani şöyle düşünelim, eskiden Hamdi Alkan Gazman tiplemesiyle suçluları nasıl tokatlamışsa bence Onur Ünlü de koronavirüsün Gazman'ı olabilir. Bunları İncil Çalınmaları ve Türkiye şiirinin sonunda bulunan kısımdan dolayı diyorum. Belki de Onur Ünlü'nün "Yani ya bu eller öpülür, ya sen öldürülürsün. Haydi iç de çay koyayım." ya da aşağıdaki cümlesini okuyan çayevi sahipleri devrimci ruhlarını da yanlarına alıp sıcağa dayanamadığı yönünde söylentiler olan koronavirüsün üzerine sıcak çaylar atarak onun yok olmasına yardımcı olabilirler:
https://i.ibb.co/Ks2pHRZ/koronadan-so...
Bir de Çarmıha Geriliş'ten Ayrıntı şiirinden bir örnek vererek incelememi yavaş yavaş sonlandıracağım:
"Kızlar bana yaklaşmakda zorluk çekiyorlar. Köfteci de öyle. O da bana yaklaşmakda zorluk çekiyor."
Eskiden okullarda okurken "f, s, t, k, ç, ş, h, p” ünsüzlerine "d" ile başlayan bir ek getirildiğinde "d"nin "t"ye dönüştüğünü hatırlıyorsunuzdur. Ama yooook. Bilinçli olarak imla hatası yapmalıyız ki deneysel rastgeleliğimiz ve transandantal şairsi yok oluşlarımız daha çok ön plana çıkabilsin. Hatta Fıstıkçı Şahap da bu şiirleri yazarken bana evinden fıstık getirsin ki, tanzim kuyruklarında fıstık alıp fıstıklı köfte yapmak için boşuna sıra beklemeyeyim. Gördüğünüz gibi benim de yazdığım şeyler yavaş yavaş Onur Ünlüleşi... pardon Ah Muhsin Ünlüleşiyor. BRUH.
İnternette rastladığım Murat Menteş ile yaptığı bir röportajında bir de şöyle demiş:
"Murat Menteş: Bundan sonra şiirlerini Ah Muhsin Ünlü imzasıyla yayınlamayacak mısın?
Ah Muhsin Ünlü: Çok mu önemli? Herif o kadar şahane şiirler yazıyor ki, belki ona bir fırsat daha verilir."
Valla adamın kafası Fıstıkçı Şahap'ın verdiği fıstıklarla o kadar güzel olmuş ki, Onur Ünlü'nün bir dahaki şiir kitabı için "kafamız güzel ama nası güzel öyle bir güzel ki" abisiyle birlikte düet yapması gerektiğini düşünüyorum. Hatta eminim ki o adamın dediği şeylerin içeriği, Onur Ünlü'nün demeye çalıştığı şeylerden çok daha anlamlı olacaktır.
Peki bu kadar şeye rağmen neden 5 üzerinden 2 puan verdim?
Çünkü içerisinde Resulullahla Benim Aramdaki Farklar adında çok güzel bir şiir var, mesela bence bu harika bir şiir. Çünkü hiçbir kasıntı kelime yok, anlaşılmazlık kasıntısı da yok. İsterseniz bulup okuyabilirsiniz. Bunun dışında "Ben gece korkunca istemediğim kitaplar okuyup anlamadığım annelere saygı duyuyorum." gibi muhteşem cümleleri de barındırıyor içerisinde. Fakat ne zaman ki deneysel rastgeleliklere, dadaistliklere ve aykırılık olaylarına girilmiş, o kadar da başkası adına utanılacak ve şiir sanatı olan poetikanın yanından geçemeyecek ürünler çıkmış ortaya. En büyük dadaistlerden Duchamp, Onur Ünlü ile tanışsa ne tepki verirdi merak ediyorum.
Bence bu kitap bir şiir kitabı değil arkadaşlar. Eğer öyle düşünenleriniz varsa bana nedenleriyle birlikte yorumlar sekmesinde yazarsanız sevinirim. Onur Ünlü'nün Aristo sözü olan "Şiir, felsefeye tarihten daha yakındır ve daha değerlidir." cümlesini çok yanlış anladığını düşünüyorum. Ayrıca o kadar eleştirdik fakat vasatı yüceltmek yerine eğer nitelikli şairler tanımak isteyip esas usta kalemlerden şiirler okumak istiyorsanız, ben size en sevdiğim şiir kitaplarından şöyle 10 tanesini önermek istiyorum:
1- Homerosçu İlahiler'den Pindaros'a Arkaik Yunan Şiiri Antolojisi
2- Francesco Petrarca, Canzoniere
3- Aleksandr Puşkin, Seviyordum Sizi
4- Edgar Allan Poe, Kuzgun
5- Behçet Necatigil, Eski Sokak
6- Oruç Aruoba, Hani
7- Cemal Süreya, Sevda Sözleri
8- Didem Madak, Pulbiber Mahallesi
9- Şükrü Erbaş, Yaşıyoruz Sessizce
10- Arkadaş Zekai Özger, Sevdadır + Sakalsız Bir Oğlanın Tragedyası
Eğer bu incelemeyi buraya kadar okumuşsanız siz de en başta yazdığım gibi deneysel rastgele şiirlerinizi yorumlara bırakabilirsiniz. Ayrıksı eprimişler olarak kalabilmemiz dileğimle...
January 5, 2015
hani ortalamanın üzerinde bir bilgi birikimim var diye düşünüyorum ama pekçok cümledeki gönderme karşısında öyle baktım..
şiirlerin pekçoğundaki anne vurgusu fazla geldi bana
ta ki son şiire kadar
'Resulullahla Benim Aramdaki Farklar' nefis bir yas şiiri ve öyle dozundaki isyan
bu şiir ve altını çizdiğim birkaç cümle için 3* verdim
kitabı alırken alışagelmişin dışında bir şiir kitabı aldığınızı bilin
şiirlerin pekçoğundaki anne vurgusu fazla geldi bana
ta ki son şiire kadar
'Resulullahla Benim Aramdaki Farklar' nefis bir yas şiiri ve öyle dozundaki isyan
bu şiir ve altını çizdiğim birkaç cümle için 3* verdim
kitabı alırken alışagelmişin dışında bir şiir kitabı aldığınızı bilin
September 8, 2017
ahmet kaya'nın başım belada'yı kendime armağan ediyorum.
kitabı okurken insta'da paylaştım, biri gelip 'şiir mi lan bu' dedi bana, bana, bihtere...
birazdan diyeceklerimi, şiir birikimi olan ve artık şiir zevkinden emin olan insanlar rica ederim üstüne alınmasın.
hayatında, twitterda ikinci yeni dizelerini üçer beşer okumaktan ve ortaokul-lise edebiyat kitaplarında öğrendiği 'kalıp' şairlerden başka bir şey bilmeyen adam diyor bunu. eleştirmek ile yermek ayrı şey. beğenmemişsindir, senlik değildir, anlarım. ben de beşhececileri sevmiyorum. kalıp dışına çıkmayan şair hele hiç sevmem, okumaya tenezzül etmem. ama dönüp de 'şiir mi lan o' demiyorum, diyemem. kimse diyemez ki iyi eleştirinin farkı budur.
kalıpçılar out.
ben şiirlerini anladım, hepsinden öte bunda sanırım yaşamışlık etkili, şiirlerinde kendimde yer buldum; atıflarında, mecazlarında bir şekilde gördüm yansımayı. elbette ki hiç anlamadığım, özellikle görsel şiire -zoraki- oturtabileceğimiz şiirlerini anlamakta güçlük çektim ya da hiç anlamadım. ama bütünü düşünürsek,,, bayıldım. düşünsene, adam kendi yaşanmışlığını, belki çevresinin bile anlamayacağı metaforlarla yazıyor, sen okuyorsun ve kendince anlam çıkarıyorsun oradan; belki sen anlatsan, ah muhsinciğim dönüp kötücül gülecek. işte budur şiir, kusura bakmayın.
zaten her şeyin ortada yığın ve yalan yanlış olduğu devirde, günümüz şairini 'güya modern ayağına kötü şiir' deyip eziklemek, bana yanlış geliyor, hele modern şair demek tamamen yanlış geliyor. o zaman şu an nefes alan her şair ölsün ortam kahraman tazeoğlu çakmalarına mı kalsın?
ki zaten dönüp bakarsanız, yeren kişilerin ortak noktasının, şairin en anlaşılabilir şiirini sevdiklerini hatta bayıldıklarını görebilirsiniz...
e ben daha ne diyeyim...
gül-beygir ve 'tiren' mecazları hala gözlerimi pörtletiyor. politik alayları, aşkları, ana-baba meselesi, toplumla olan sorunu, artık kimsenin inkar edemeyeceği toplumun tüm varoş-elit, dindar-modern kutuplarına yaptığı göndermeler, kendi çelişkileri... harika, harika, HARİKAYDI! birazcık tarih, biracık yakın geçmiş, birazcık popüler kültür, birazcık da mit bilmek gerekiyor. evet, zor iş :)
ki normalde buraya ölüp geberdiklerimi yazardım ama sanırım bu kez bayılmadıklarımı yazsam daha mantıklı olur. o yüzden bırakıyorum burada.
kalıpçılar out
xoxo
iko
December 26, 2017
Müthiş , ikinci defa elime alıp baştan sona okudum , defalarca da okurum. Türk edebiyatında böyle bir şey var , modern şiir sevenlere şiddetle tavsiye ederim.
"Ben bu çağdan bir kere de şerefimle geçeceğim."
"Oysa seni sevmem toplumu meşru kılar ve gitmen beni dile indirger sevgilim."
"Ah aşk! Bir topluluğun fotoğraf çekildikten sonra dağıldığı an."
"Ne ikna edici bir intihar biçimidir şimdi göz göze gelmek."
"Yo hayır! Omzunu açma,omzun ideoloji taşır."
"Diline döktüğüm dilleri hatırlasana."
"Düşündük şiir yazınca temizlenir ülkemiz."
"Ben bu çağdan bir kere de şerefimle geçeceğim."
"Oysa seni sevmem toplumu meşru kılar ve gitmen beni dile indirger sevgilim."
"Ah aşk! Bir topluluğun fotoğraf çekildikten sonra dağıldığı an."
"Ne ikna edici bir intihar biçimidir şimdi göz göze gelmek."
"Yo hayır! Omzunu açma,omzun ideoloji taşır."
"Diline döktüğüm dilleri hatırlasana."
"Düşündük şiir yazınca temizlenir ülkemiz."
January 12, 2016
Özellikle yaptığı yazım hataları okurken beni çıldırttı desem yeridir. Modern başlığı altında çok ilginç bir yazım tarzı var. Tam sevmediğimi düşünürken sona doğru düşüncelerim değişti. Özellikle 'Resulullahla benim aramdaki farklar' şiiriyle içimde değişik hisler uyandırdı. Okuduğum 'reloaded' basımdı ayrıca.
September 16, 2012
reloaded baskısı tavsiye edilir. 4 şiir eklentili son baskı. annesine yazdığı şiir gönenmeye kafidir ah Muhsin ünlü'nün. şu dizeler ise bana apayrı bir ses açtığı için değerli: "Nasıl çekip gitmiş bir şaman/çekip gitmiş bir şaman değilse en çok/ benim gibi sonsuz bir at/ hiç koşmuyorken de attır"
November 17, 2014
...
Ah aşk!
Bir topluluğun fotoğraf çekildikten sonra
Dağıldığı
An.
Ah aşk!
Bir topluluğun fotoğraf çekildikten sonra
Dağıldığı
An.
February 21, 2016
Şiirlerin yüzde 90'ından hiçbir şey anlamadım. Tam aha güzel bir metafor diyorum ama orada kalıyor, devamı gelmiyor. Cümleleri eğip bükmek, ilkokul edasıyla anlamsız cümleler üretmek edebiyatta veya şiirde devrim manasına gelir mi? Bilemedim şimdi. Şiirleri Ah Muhsin Ünlü'nün kendisinin bile anladığını düşünmüyorum, bir tür kral çıplak durumu var gibi.
August 28, 2011
şey gibi işte, yani şey..hadi bir çay koy.
Read
February 10, 2021Bana hitap etmedi.
January 26, 2016
İnce,kırılgan,göğsünüzü kafesinde sıkıştırma ihtimali kuvvetli kelime büyücüsü..
April 2, 2022
2,5-3 arasında bir yerlerde.
Ah Muhsin Ünlü şahsen çok okuduğum bir şair değil. Buna rağmen kalemi ilginç bir şekilde cezbedici geliyor bana.
"'bu ülke'den daha bıçkın tamlama bilmiyorum.
AYAKKABILARINI KAPIMIN ÖNÜNDE GÖRMEYİ İSTİYORUM!
Çünkü bu,
Seni seviyorumun içine nal salmak demektir
Ve hareketinin bana durduğunu akla uydurur.
Oysa seni sevmem toplumu meşru kılar
Ve gitmen beni dile indirger sevgilim."
Ah Muhsin Ünlü şahsen çok okuduğum bir şair değil. Buna rağmen kalemi ilginç bir şekilde cezbedici geliyor bana.
"'bu ülke'den daha bıçkın tamlama bilmiyorum.
AYAKKABILARINI KAPIMIN ÖNÜNDE GÖRMEYİ İSTİYORUM!
Çünkü bu,
Seni seviyorumun içine nal salmak demektir
Ve hareketinin bana durduğunu akla uydurur.
Oysa seni sevmem toplumu meşru kılar
Ve gitmen beni dile indirger sevgilim."
May 24, 2020
Şiir değil paçavra değil hakaret
April 30, 2018
Onur ünlü filmlerinin sıkı bir takipçisi ve şiirle uzun zamandır acı çekmiş biri olarak kitap hakkında ben de iki kelam etmek istiyorum.
Bana kalırsa ‘ah Muhsin ünlü’ nün güzel cümleleri var ama güzel şiirleri yok. Hatta yazdıklarının birçoğunu şiir olup olmadığı bile tartışılır. Şiir biraz ‘resulullahla aramdaki farklar’ gibi bir şeydir. Diğerlerine şiir dersek buna ne diyeceğiz? Ya da buna şiir dersek diğerlerine ne diyebiliriz?
Üstelik modern şiir diye bir şey yoktur. Çağları aşan şiir vardır. (bu cümlede şaire yergi yoktur)
Üstelik şiir diye yazılan bir şeyi beğenmiş olmak o şeyi şiir yapmaya yetmez.
Bana kalırsa ‘ah Muhsin ünlü’ nün güzel cümleleri var ama güzel şiirleri yok. Hatta yazdıklarının birçoğunu şiir olup olmadığı bile tartışılır. Şiir biraz ‘resulullahla aramdaki farklar’ gibi bir şeydir. Diğerlerine şiir dersek buna ne diyeceğiz? Ya da buna şiir dersek diğerlerine ne diyebiliriz?
Üstelik modern şiir diye bir şey yoktur. Çağları aşan şiir vardır. (bu cümlede şaire yergi yoktur)
Üstelik şiir diye yazılan bir şeyi beğenmiş olmak o şeyi şiir yapmaya yetmez.
August 20, 2012
Keşke daha çok şiirini bulsam da okusam.
December 24, 2015
çok çok sıradşı,ya seversiniz yada bir şey anlamadığınız zaman bırakırsınız ortası yok
March 10, 2020
Böyüyende bir de oxuyacam, çünki heç ne anlamadım. Anlamasam da sevdim. Böyüyende "5 ulduz" verecem.
January 29, 2020
Herkes sanat yapmasın yapiyorsa da iddialı olduğu alanda yapsın dedirten şiirler silsilesi. Sevemedim.
December 26, 2018
Hiç bana göre değil...
May 9, 2023
en azından sel yayınları benim siirleri yayımlamazsa ee bu avelinkileri niye basıp sattınız demek gibi bir hak edindim
May 10, 2019
Bana hitap etmedi. Neden bu kadar popüler olduğuna da anlam veremedim açıkcası. Biri ‘çok şiir okuyan birinin yazdığı şiirler’ benzetmesi yapmış; katılıyorum. Ancak kitabın en son şiiri Resulullahla Benim Aramdaki Farklar’ ı çok beğendim. Kitabın benim için tek güzel yanı bu şiirin varlığından haberdar olmam oldu.
July 23, 2015
"...biliyorsun zalimin dediği olur ortadoğu'da..."
"...
ama savaş böyleymiş bazen siviller
ölebilirlermiş devlet uğruna,
90lar bitti artık onlar var ve hey
siz devlete inanan reziller
cehennemde karşıma çıktığınızda
öyle bir yumruk patlatacağım ki tam burnunuza
hayatınız Gazze Şeridi gibi geçerken gözünüzden
anlayacaksınız Allah ne demek
Ahlak ne demek
ve rüya...
bu sözlerimi cennet ehline aynen ilet sevgilim:
devletin bekasının da Allah belasını versin
malboranun da!"
***
ve elbette:
"...
ben oradaydım annemin elimin tuttum ve dedim ki:
'Anneciğim seni ben...'
Annem döndü bana bir baktı o bakışı görmeliydiniz.
Resulullah o bakışı görseydi merhametten ağlardı;
Ben o bakışı gördüm, haşyetten bayılacaktım ama annem
elimden tuttu.
Ne tuhaf, anneler ölürken bile çocuklarının
Anneler ölürken bile çocuklarının ellerini bırakmıyor
ne tuhaf..."
"...
ama savaş böyleymiş bazen siviller
ölebilirlermiş devlet uğruna,
90lar bitti artık onlar var ve hey
siz devlete inanan reziller
cehennemde karşıma çıktığınızda
öyle bir yumruk patlatacağım ki tam burnunuza
hayatınız Gazze Şeridi gibi geçerken gözünüzden
anlayacaksınız Allah ne demek
Ahlak ne demek
ve rüya...
bu sözlerimi cennet ehline aynen ilet sevgilim:
devletin bekasının da Allah belasını versin
malboranun da!"
***
ve elbette:
"...
ben oradaydım annemin elimin tuttum ve dedim ki:
'Anneciğim seni ben...'
Annem döndü bana bir baktı o bakışı görmeliydiniz.
Resulullah o bakışı görseydi merhametten ağlardı;
Ben o bakışı gördüm, haşyetten bayılacaktım ama annem
elimden tuttu.
Ne tuhaf, anneler ölürken bile çocuklarının
Anneler ölürken bile çocuklarının ellerini bırakmıyor
ne tuhaf..."
January 16, 2016
Bu ara hep şiir okuyasım var, öyle melankoliğim nedense. Bu kitabı da çok merak ediyordum, fuarda Sel Yayıncılık'ın standını çok sevince bunu da ekledim aldıklarıma. Beklentimi kendi kendime nasıl yükselttiysem, yazım hatalarını görünce çok zeki bir adam, bi bildiği vardır diyemedim maalesef. Ama çok güzel cümleler, çok güzel şiirler vardı. Özellikle de sonuncusu. Böyle ara ara bir daha okumak istiyorum.
November 8, 2016
Modern şiirler okuyucunun hiç anlayamayacağı göndermelerle bulunup "gizemcilik" konseptine dayanarak tüm anlamı kaybediyor. Eminim ki kelimelerin derinine inebilsem kaptıracağım kendimi ancak olmuyor. Onur Ünlü'nün yönetmenliğine saygım sonsuz ancak arka kapak yazısı beklentiyi çok farklı yöne çekiyor. Kitabı tam fırlatacakken son şiirlerden ""Resulullahla Benim Aramdaki Farklar" içimi ürpertiyor tüm içtenliğiyle Ah Muhsin Ünlü'nün sesi
Read
February 14, 2023son şiirle diğer şiirleri yazan kişi aynı kişi mi ?Farklı kelimeler ve bağlamlar kullanmak cümleleri şiir yapar mı? Birileri anlamıyor sen anlatıyorsun diye sana şair denir mi? Bu kitabı Onur Ünlü yerine isimsiz biri yazsaydı aynı tepkiyi alır mıydı? Annemi özledim derinden. Bu yorum da kitaba girebilirdi hatta fazla anlaşılır derdiniz. Yorumsuz
April 29, 2015
Gidiyorum Bu çok fazla şiir okuyan birinin yazdığı şiirler gibi. Modern şiir klişelerini kullanması beni hayal kırıklığına uğrattı.
Kitabın son şiiri olan "Resulullahla Benim Aramdaki Farklar" şiiri çok güzel ve dokunaklıydı. Keşke tüm kitap bu şiirin çizgisinde olsaydı.
Kitabın son şiiri olan "Resulullahla Benim Aramdaki Farklar" şiiri çok güzel ve dokunaklıydı. Keşke tüm kitap bu şiirin çizgisinde olsaydı.
July 12, 2015
Şiirler karmaşık, şiirler bazen anlamsız, şiirler çok güzel bazen. Ama o arka kapak yazısı yok mu... O olmamalıydı. Kitabın güzelliğini gölgeliyor. Neden bu kadar taktığımı da bilmiyorum. Arka kapağına bakmadan okuyun derim. Sinirlenmenin lüzumu yok.
April 2, 2017
şiirleri bana murat menteş'in kitapları gibi geldi, cümlelerin birbiri ile bağlantısı yok sanki, çok fazla atıfta bulunulmuş, 2-3 şiiri çok iyiydi, bildiğiniz şiir kitaplarından değil onun söyleyebilirim. Onur Ünlü'nün filmleri daha başarılı.
May 14, 2017
Yazarın tamamiyle dış dünyaya kapalı kendine has imgelerle dolu bir anlatımı var. Hoşuma giden dizeler de vardı fakat bir sonraki dizeyle hiçbir şekilde bağlantıyı kuramadım çoğunlukla.
Özetle modern şiir hep böyle midir bilmiyorum ama okuduğum en garip şiir kitabıydı.
Özetle modern şiir hep böyle midir bilmiyorum ama okuduğum en garip şiir kitabıydı.
May 29, 2013
Bu sözlerimi cennet ehline aynen ilet sevgilim:
Devletin bekasının da Allah belasını versin
Malboranın da!
;)
Devletin bekasının da Allah belasını versin
Malboranın da!
;)
Displaying 1 - 30 of 87 reviews