Jump to ratings and reviews
Rate this book

Annemin Bilmediği Her Şey

Rate this book
Toplumsal normlara ince bir başkaldırı… Bir sabah uyandığınızda hafızanızı kaybetmiş olsaydınız ne yapardınız? Nasıl bulurdunuz benliğinizi? İnsan, başkalarından dinleyerek ne kadar tanıyabilir kendini? Herkes her şeyi anlatır mı yoksa işine geldiği kadarını mı söyler? Kendini, ailesini, yaşadığı ülkeyi unutan biri için her şeyin eskisi gibi olması mümkün müdür? Zihninde gezinen bir kurt gibi onu yiyip bitiren soruların ortasında kendini arıyordu Altan. Hiçbir şey hatırlamıyordu ve herkes farklı bir şey söylerken daha beter kaybolduğunu hissediyordu. Kime inanacağını ve doğrunun ne olduğunu sorgularken, ona gerçeği kim anlatacaktı? Arda Erel, Annemin Bilmediği Her Şey ile bir adamın kendini bulmaya çalışmasının izinde kolektif ve bireysel hafızayı, toplumsal sorunları, aile olmayı, sosyal statüleri, baskıları, ötekileştirilmeyi, yok sayılmayı, yalnızlaştırılmayı, kendine yabancılaşmayı derinlemesine sorguluyor. Şimdi ezberlerinizi unutun; bu kitap, tüm bildiklerinizi yeni baştan yazmaya geliyor… “Arda Erel, Annemin Bilmediği Her Şey ile bu kez ‘çekirdek aile’ kavramını cesur bir edebi dille kabuğundan ayırıp okurun önüne sermiş. Dokunulmayana dokunmuş ve görmezden gelinene çevirmiş bakışlarını. Roman, aileye ve topluma bakış açısıyla çoksesli bir koro, sarsıcı üslubu ve çıplaklığıyla hüzünlü ama unutulmayacak bir senfoni niteliğinde.” Jale Demirdöğen “Kimlik ve toplumsal hafıza hakkında güçlü ve isyankâr bir roman. Edebiyat dünyamızda bir zafer işareti...” Emre Kalcı

252 pages, Paperback

Published January 1, 2022

4 people are currently reading
65 people want to read

About the author

Arda Erel

9 books29 followers

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
18 (30%)
4 stars
15 (25%)
3 stars
20 (33%)
2 stars
6 (10%)
1 star
0 (0%)
Displaying 1 - 9 of 9 reviews
Profile Image for Esra Çelik.
92 reviews
May 10, 2025
Yüz ne kadar konuşursa, anlaşılan o kadardı işte. Sayfa 14
Zaten herkes bilir ama bildiğini unutarak yaşardı, başka türlüsü mümkün değildi bu hayatta. Sayfa 24
Cahilin cahil olmasının sebebi bilgisizliği değildi; tamamen kendi düşüncesiyle yapayalnız bırakılmış olmasıydı. Sayfa 99
Zaten kendilerinin suçlu olduğunu düşünmeyenler en suçlu olanlar değil miydi her zaman? Sayfa 118
Dinlemek, birini sevmenin başladığı yerdir.Dinlememekse artık bittiği yer. Sayfa 164
Profile Image for Kübra.
90 reviews
July 25, 2024
Bir gün hafızanızı kaybetme ihtimaliniz var biliyorsunuz değil mi? Hep biliyorsunuz ama şimdi okuyunca tekrar zihin kıvrımlarına düştü. Peki hafızamızı kaybettik, ne yapacağız? Bize bizi kim anlatacak? Bize bizi anlatsalar bile onlar bizi ne kadar tanıyor ya da biz zaten ne kadar biziz ki bu hayatta?

Arda Erel, genç ve bana kalırsa kalemi kuvvetli bir yazar. Kendisini ilk sosyal medya hesaplarındaki yazılarından tanıyarak takip ettim. Benim dikkatimi zaten yazıları çekmişti yani. Daha sonra bu sene kitabı çıktı. Onun tanıtımları esnasında kitaplarını fark ettim. Sonra da bir gün bir kitapçı da Annemin Bil(me)diği Her Şey’i.

Kitabımızın ana karakteri Altan ve hafızasını kaybetmiş durumda. Kendisi hakkında ailesi ile yaşadığını, akademisyen olduğunu ve bir sevgilisi olduğu gerçeklerini biliyoruz. İlk iki bölümde annesi ve babası Altan’a Altan’ı anlatmaya çalışıyorlar. Geçmişi bazen büküyorlar bazen kesiyorlar bazen de ona ekleme yapıyorlar. Anne-baba da olsalar önce insanlar unutmayalım. Yalan söylemek hamurlarında var. Hangimizinkinde yok ki?

Meryem… Meryem, Altan’ın sevgilisi. Ama nasıl sevgi. Az görüşsek bile, sohbet etmesek bile imrenilecek bir aşk yani Meryem çevresine öyle anlatıyor. Bir kere Altan akademisyen unutmayın. Saygınlığı var dolayısı ile Meryem’inde var. Altan bir sahnede hatırlayamadığı ama sevgilisi olduğu söylenen Meryem ile buluşuyor. Meryem Altan’a onları anlatıyor, aşklarını, mutluluklarını ve evleneceklerini. Sizce Altan gerçekten evlenme teklifi etti mi yoksa Meryem de herkes kadar insan mı? Yoksa ben zaten bunları kafanız karışsın ve kitabı merak edin diye mi yazıyorum?

Kitap da bir karakterimiz daha var, Fırat. Altan’ın okuldan kendisi gibi akademisyen arkadaşı. Elbette herkesin yaptığı gibi Altan’ı Altan’a Fırat da anlatıyor. Peki arkadaşlarımız ailemizden bizi daha çok tanıyor olabilir mi? Bizi biz olarak gören kişiler hep dışarıdaki insanlar mıdır?

Annemin Bilmediği Her Şey bana kalırsa cevaplı bir kitap değil, bizlerde sorular uyandıran bir anlatım. Benim aklımda kitap bittiğinden beri dönen duran sorular var. Sizlere de sorayım.

Biz kimiz?

Bizi biz yapan ailelerimiz ise bu hayatta ne kadar kendimiz olabiliyoruz?

İsteklerimiz, ideallerimiz bizim mi yoksa öğretilenlerden çıkardıklarımız mı?

Biz kendi içimizi dönersek aslında ne buluruz?

Sevdiğimiz, korktuğumuz şeyler bize mi ait?

Biz ne kadar biziz ne kadar bize öğretilenleriz?

Kitap hakkında beni etkilemesi haricinde bahsetmem gereken konular da olduğunu düşünüyorum. Arda Erel toplumsal konularda sessiz kalmayan ve bunları kitabına da aktaran bir yazar. Kitapta çeşitli konuları da okuyoruz kendi bakış açısından. Okuduklarımdan rahatsız olmadım ancak kitabın roman olması ve içerisinde bazı konuların ders niteliğinde verilmesini ben sevemedim. Burada da içim ikiye ayrıldı. Sanatçı topluma ışık sunmamalı mıdır? Evet. Roman olarak okuduğum bir kitap da bir şeyler öğretilmesi bana uygun mu? Sanırım hayır. Kitap açık açık bir konuda görüş bildiren, bakın burası böyledir, bu doğru, bu yanlış demiyor bu arada. Yanlış anlaşılmak istemem. Ancak ben genel olarak elimdeki kitap bir roman ise verilecek bilginin daha alt metinde, daha olaylardan çıkarımlar ile daha okuyucu araştırmaya iterek ve kendini fark ettirerek olmasını seviyorum.

Bir diğer kitap hakkındaki eleştirim de son bölümü. Okuyanlar bilir ve merak edip okuyacak olanlar için ise kapalı bir şekilde anlatmak gerekirse; kitabın son bölümünde yazar genel yazdığı konu hakkında yorumlaşıyor roman bitmeden. Bence öykü genel anlamda okuyucuya bırakılmalı. Kitap kalemden çıktığından itibaren okuyucunundur diye düşünürüm. Elbette yazar istediğini belirtmek, özellikle bir noktaya parmak basmak istemiş olabilir. Ben bir okuyucu olarak kendi eleştirimi yapmak isterim. Çok yoran, karmaşık, anlaşılmayacağı düşünülen kitapların sonundaki bu bölümler bazen netlik kazandırabiliyor ama bence Annemin Bilmediği Her Şey o kitaplardan değil. Evet belli bir ihtiyacı gideriyor ama olmasa da büyük bir boşluk değildi diye düşünmekteyim.

Son olarak kitap boyunca hep Altan neden hafızasını kaybetti diye düşündüm, düşündüm, bekledim. Cevabı tıbbi olarak istiyormuşum meğerse ama bu kitap da belirtilen halini daha çok sevdim. O kısmı alıntılamayacağım ama Altan’ın şu sözleri ile bitirmek isterim.

“Bana hiç kendimi görebileceğim bir ayna vermediler, verdiklerinde de ben yoktum.”

Herkese keyifli okumalar dilerim 😊
Profile Image for Zeynep.
51 reviews
February 18, 2024
Sürükleyici ve güncel Türkiye'yi anlatan bir kitaptı. İlginç başladı ancak Fırat karakteriyle tanıştırılıp karakterimizin cinsel yönelimi üzerinde durmaya başlandığında bitse de gitsek moduna girdim.
...
Meryem karakteriyle tanıştırıldığımızda Boğaziçi politika mezunu birinin onla birlikte olabileceği düşüncesi çok garip gelmişti ki... Fırat devreye girdi :D Bu noktada taşlar yerine oturdu, boğaziçi şaşırtmıyor.
Ancak Fırat'ın resme girmesi o kitabın "roman" halinden çıkıp daha çok bir "nutuk"a dönmesine sebep oldu, bu kadar çok mesaj kaygısı taşınması hoşuma gitmedi. Aynı zamanda cahil insanların cahilliğini küçümseyip laf arasında aslında bu durumun "onları cahilliğiyle bırakan diğer insanların suçu" olduğunu söyleyip bir daha bu fikre geri dönülmemesi çok samimi gelmedi. Yaban kitabını çok severim ve orda da tam olarak bu konu anlatılır. Bizim kitabımızda da bu düşüncenin geçmesi hoşuma gitti ama sonrasında cahil insanlar küçümsenmeye devam edilince düşünce sanki süslemek için konulan bir cümleymiş gibi gözüktü, neyse..
Son 100 sayfanın sadece lgbtq+, genel olarak azınlık, duyarlılığını arttırmak için yazarın bu kadar kasması hoşuma gitmedi.
Türk edebiyatında "öteki"nden çok bahsedilmez, o yüzden bahsedilmesi görünürlük açısından güzel bir şey. Ancak bu kadar mesaj kaygısı antipatik geldi. Temizinden bir 3/5
This entire review has been hidden because of spoilers.
Profile Image for Dilek Uzunoğlu.
204 reviews
May 7, 2025
"Dinlemek, birini sevmenin başladığı yerdir. Dinlememekse artık bittiği yer."

"Cahilin cahil olmasının sebebi bilgisizliği değildi; tamamen kendi düşüncesiyle yapayalnız bırakılmış olmasıydı."

"İnsan, en çok kendi haklılık haline saplantılıydı. Bu yüzden, geçmiş onun üzüldüğü bir yer olduğu kadar, aynı zamanda her zaman “haklı” olduğu yerdi. Kendini ne zaman haklı hissetmek istese geçmişe uğruyordu. Haklılıklar diyarı. Haklılığın kazandırdığı sevapla girilen bir cennet."
1 review1 follower
June 28, 2023
Bence toplumda kendine yer edinmekte zorlanan, bunun için mücadele eden herkesin kendinden bir parça bulabileceği bir roman olmuş. Toplumla kendini aynı görenlerin ise “diğerlerini” anlayabileceği bir eser.
Profile Image for Derya Aldemir.
6 reviews
January 5, 2024
1 günde okudum elimden bırakamadım Türkiye gerçeklerinin ele alındığı çok günlük hayattan bir kitap
This entire review has been hidden because of spoilers.
Profile Image for İrem Nur.
1 review
July 17, 2025
Güzel başladi aslinda,çok sarmasa da: Bir insan zıhnını kaybederse ne yapar? Kendini nasıl bulur? İnsan nedir? Kime güvenmeli? Yalan nedir?
Arada altını çizmelik güzel yazılmış cümlelerde vardı çokça.
Fakat “annemin beni bildiği gibi değilim”, farklı birşeyler olsun adına sonunda zorlama olmuş gibi.
Ülke berbat, heteroluk daha da berbat adlı birşeye dönüştü en sonunda.
This entire review has been hidden because of spoilers.
Displaying 1 - 9 of 9 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.