Bir varmış bir yokmuş, dünyada acayiplikler çokmuş. Bir gece beş farklı ülkede, beş prens aynı rüyayı görmüşler: Bir genç kız, kadim bir kentin alacakaranlık sokaklarında ışıktan bir güzellik halinde dolaşıyormuş. İşte o kızı gördükten sonra, artık ne eski hayatları kalmış ne de eski hakikatleri.
Ahmet Ümit’ten insanlığın en yüce duygusu olan aşkın doğasına dair bir hikâyat.
“Bir Aşk Masalı”, beş prensin sevda uğruna revan oldukları bir yol ve hal macerası. Kaf Dağı’ndan ıssız çöllere, ücra hanlardan savaşçı kabilelerin çadırlarına, devlerden denizkızlarına, balinalardan devasa yılanlara, cümle tabiatın ve mahlukatın geçiş yaptığı bir hayal perdesi.
“Yolculukların en çilelisi aşk için yapılandır. Ve zorluk ne kadar artarsa aşk o kadar kıymete biner, o kadar anlam kazanır, o kadar vazgeçilmez bir hal alır…”
Ahmet Ümit was born in 1960 in the city of Gaziantep in southern Turkey. He moved to Istanbul in 1978 to attend university. In 1983 he both graduated from the Public Administration Faculty of Marmara University and wrote his very first story. An active member of the Turkish Communist Party from 1974 until 1989 Ümit took part in the underground movement for democracy while Turkey was under the rule of a military dictatorship between 1980-1990. In 1985-86 he illegally attended the Academy for Social Sciences in Moscow. Ümit worked in the advertising sector from 1989-1998 and is currently employed as cultural advisor at the Goethe Foundation in Istanbul. He has one daughter Gül. Since 1989 Ümit has published one volume of poetry three volumes of short stories a book of fairytales one novella and six novels. One of Turkey’s most renowned contemporary authors Ümit is especially well-known for his mastery of the mystery genre as reflected in many of his bestselling novels and short story volumes. Drawing upon the unique political and historical background of his home country Ümit delves into the psyches of his well-wrought characters as he weaves enthralling tales of murder and political intrigue.
Ahmet Umit’i cok begenirim normalde, romanlarini da hep heyecanla okurum. Masal okumayi da keyifli bulurum ancak uzun zamandir bu kadar hayal kirikligina ugradigim bir romanla karsilasmamistim. Birbirini tekrar eden hikayeler, sanki sablonu yazilmis ve 5 hikaye bu sablona yerlestirilmis, karakterlerin adlari ve bazi kucuk degisikliklerle ayni seyleri okuyormusum gibi. Mesajlari cok siradan geldi; hic oneremiyorum ne yazik ki.
Gerçek bir masal. Dünya masallarından esintiler taşıyor. Prenslerin, kralların, canavarların olduğu bir masal. Aşkın, hayatın, dostların, dünyanın anlamı ve değeri üzerine.
Güzel bir roman olarak değerlendirebilmek mümkün, ancak Ahmet Ümit’in polisiye romanlarını daha çok seviyorum.
Fantastik edebiyata bayılmakla beraber neden masallar bu kadar ilgimi çekmiyor? Sanırım anlatımda. Fantastik hikayeler bu evrende değilse de kendi içerisinde bir kurgu var. Mesele gerçek olup olmadığı değil, mesele kendi içinde bir mantığı olup olmamasında belki de.
Bu yüzden 5 krallığın 5'inde 5 prens 5 krala gidip aynı şeyi söyleyince evet "bir zamanlar"lı ya da "evvel zaman içinde"li hikayeler doğuyor ancak 5 farklı hikaye üzerinden birleşen ya da birleşmeyen bir hikaye gibi emek istemiyor.
Açık söyleyeyim ben yine konusuna bakmamıştım ve ince bir polisiyelik zamanım vardı. Dolayısıyla benim için duble hayal kırıklığı oldu. Bir plot twist daha vereyim Ninatta'nın Bileziği hem çok farklıydı hem çok güzeldi. O yüzden mesele Ahmet Ümit'in yeni şeyler denemesinde değil, denediği dikişin tutup tutmamasında.
Son bir şey daha söyleyeceğim Ahmet Ümit gibi Türkiye'nin en bilinen, en üretken yazarlarından birinin en yeni kitabının Goodreads'de sadece 84 rating alması baya utanç verici birşey.
3.5⭐️ sanırım okuduğum ilk Ahmet Ümit kitabı. yorumlarda pek beğenmemişler bu kitabı, Ahmet Ümit'in polisiye kitapları daha beğeniliyor sanırım ama ilk bunu okuduğum için öyle bir kıyas yapamam. ben beğendim özellikle 5 rakamının anlamı ilgimi çekti, denge ve uyumu temsili, bunun aşka yoğrulması falan bilmiyorum hoşuma gitti.
"Çünkü aşkın yerini alacak başka bir anlam yok yeryüzünde."
"Aşkın aşktan başka amacı yoktur. Aşkın aşktan başka kanıtı da yoktur."
Ahmet Ümit’in Bir Aşk Masalı Annemarie Schimmel’in Sayıların Gizemi adlı eserinden bir alıntı ile başlıyor. “Eril 3 ve dişil 2’nin bölünmez birleşimi olarak 5, saf matematiksel nedenlerle, erkek ve kadının birliğini ifade eden uygun bir sayıdır.” Kitabın adında bir var ama masalda bol bol beş rakamı geçiyor, her şey gelip beş rakamına bağlanıyor. Masalı da beş kahramanın beş macerasına göre kurmuş Ahmet Ümit. Klasik masalların yapısal özelliklerine göre gelişen ve aşkın yüceliğini vurgulayan Bir Aşk Masalı’nda mesajlarını günümüze uygun olarak vermiş. Adil olma, haklıdan yana davranma, iyilik, güzellik gibi masalların temel unsurlarına yer verip prenslerin maceralarında iyilikle kötülüğün mücadelesini anlatırken insan ve hayvan hakları, doğayı koruma ve tahrip etmeme, ilkim değişikliğinin etkileri, hak ve özgürlüklere saygı gibi güncel sorunları da gözetiyor. Her kötülüğün insandan geldiğine dikkati çekiyor. Kadın kahramanları da alışıldık masallardakinin aksine çok daha belirgin ve yönlendirici. Aşık adaylarını iyi insan olup olmadıklarını, aşkı hak edip etmediklerini anlamak için gerektiğinde zekâları ve bilgileriyle, gerektiğinde bilek güçleriyle sınayan yine onlar. “Yolculukların en çilelisi aşk için yapılandır. Ve zorluk ne kadar artarsa aşk o kadar kıymete biner, o kadar anlam kazanır, o kadar vazgeçilmez bir hal alır…” diyor Ahmet Ümit. Sevdiklerini ararken aşkı bulmaya çalışan kahramanlarına ve bize “özgürlük yoksa aşk da yoktur” mesajını veriyor.
4.5/5 Yazarımızdan bu kez polisiye hikaye değil, adından anlaşıldığı üzere masalsı anlatıma sahip bir aşk hikayesi okuyoruz. Aşkı arayan 5 ülkenin 5 prensinin hikayesi. Okuması kolay, yalın bir dille yazılan eser, zaman zaman tekrara düşse de kitabın sonuyla kalbimde yer kazandı. Yazarın polisiye dışında farklı bir anlatım ve hikaye üzerine çalışması da hoşuma gitti.
Ana tema, vermek istediği mesaj çok etkileyici ama okurken bazı yerlerde okuyucuyu sıkıyor. Özellikle beş karakterin hikayelerini ayrıntılarıyla okumak bazen okuyucuyu masaldan koparıyor. Sonu etkileyici bir masal ama yazara bu kitabıyla başlamamak gerekir diye düşünüyorum.
5 farkli masalın içiçe geçtiği bir roman Bir Aşk Masalı. Okunması kolay, dili eğlenceli. Sanki yazar yetişkinlere bir masal yazayım diye düşünmüş ve bu eseri yaratmış. Ahmet Ümit'ten okuduğum ikinci eser ve ben de yarattığı sadece polisiye yazıyor imajını aşmamaı sağladı.
Polisiye romanlarını çok sevdiğim Ahmet Ümit; bu sefer "Aşk" 'ı merkezine alan bir masal ile karşımıza çıkıyor.. Ve bizlere, salt bir polisiye yazarından çok daha fazlası olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.. İçinde çok fazla diyalog barındırmayan bu güzel masal, sizi sıkmadan içine çekmeyi başarıyor.. Beni rahatsız eden tek noktası, farklı karakterlere ait hikayelerin, belirli bir döngü etrafında tekrar ettiğini hissetmem.. Dürüst olmak gerekirse, sonunu da biraz karanlık buldum masalın.. Her ne kadar gerçekçi ve yerinde bir son olsa da; masal dahi olsa sonu mutlu biten aşklara ihtiyacım(ız) var sanırım :)
Ahmet Ümit'i severim ama bu kitap beni sıktı. Belki masal olması, belki her 5 prensin anlatımında aynı şeylerin tekrar edilmesi nedeniyle. Yeni biçimler denemek iyi de, bu olmamış geldi bana.
Ahmet Ümit'in Bir Aşk Masalı adlı eseri, özgürlüğün ve aşkın iç içe geçtiği bir hikayeyi okura sunuyor. "Özgürlük yoksa aşkta yoktur" düşüncesiyle yola çıkan kitap, bir masal diliyle insan ruhunun derinliklerine dokunuyor. Ümit, aşkı sadece romantik bir duygu olarak değil, özgürlük ve bağımsızlık mücadelesiyle harmanlanmış çok boyutlu bir deneyim olarak ele alıyor. Karakterlerin içsel çatışmaları, kendi gerçeklerini keşfetme yolculukları ve özgürlüğe duydukları özlem, okuyucuyu da aynı sorgulamalara çekiyor. Bu masal, bir yandan aşkın coşkusunu hissettirirken bir yandan da özgürlüğün bir aşkın kalıcı olabilmesi için nasıl da vazgeçilmez bir temel olduğunu düşündürüyor. Ahmet Ümit’in güçlü dili ve etkileyici anlatımıyla, Bir Aşk Masalı hem romantizm hem de hayat üzerine derin düşünceler sunan, akılda kalıcı bir eser.
Alışılmış Ahmet Ümit eserleri dışında, hiç yormayan, konusu su gibi akıp giden ve merak uyandıran harika bir kitaptı. Her şey 5 farklı ülkenin 5 prensinin rüyalarında görüp aşık oldukları kızı aramak için yola çıkmalarıyla başlıyor ve sonunda nur topu gibi bir hayat dersini kucağımıza veriyor Ahmet Ümit. Günümüz dünyasının özgürlük tanımayan ilişkilerine, daha ileriye gidecek olursak; eşinden, sevgilisinden ayrılmak isteyen kadınların öldürülmesine ve dahi birçok şeye ışık tutmuş eser. Bir masal kitabıyla bunları anlatabilmek büyük hüner, büyük ustalık. Kimsenin zindanı olmamak ve gün sonunda zindanın içinde kendimiz boğulmamak dileğiyle. İyi okumalar.
Son kitaplarında Ahmet Ümit benim için hayal kırıklığı oluyor. Belki tarzı bana uygun değil artık. Belki benim için zamanı değil. Bilemiyorum. Baştan kitabın sonu o kadar belliydi ki. 5 prens rüyalarındaki kızı ararken aşkın çetrefilli yollarında sınavlardan geçiyorlar. Daha ilk prensin hikayesinde o kızı bulamayacağını ve o kızın aslında akıllarında yarattıkları aşk olduğunu anlamıştım ve devamı sadece bir umut okundu.
Okurken bu kadar sıkıldığım bir kitap daha var mı hatırlamıyorum, bitse de gitsek diye okudum. Vermek istediği mesaj 250 sayfa yerine 10 sayfada da verilebilirdi… sonuna kadar bir şey çıkacak diye okudum ama nafile
Ahmet Ümit’in okuduğum en kötü romanı. Basit bir masal hikayesi. Verdiği mesaj da bence çok yüzeysel ve tutarlı olmadığı noktalar da çok bence. Kendini tekrarlayan dizeler de bunaltıyor.
BİR AŞK MASALI / AHMET ÜMİT Geçen sene Tüyap Kitap Fuarı'nda saatlerce imza kuyruğunda bekleyerek aldığım kitabı ancak okuyabildim. Böylece ben de onu evde beklettim ve intikamımı aldım 🤣 🤣 14 Şubat vesilesiyle de gündeme uygun diye sizlerle paylaşıyorum. Ahmet Ümit kaleminden 'Bir Aşk Masalı'. Daha ilk sayfadaki ithaf: < > ile kalbimden vurdu. Böyle duyarlı bir ithaf için tebrik etmekten başka söyleyecek bir şey yok. Arka Kapak'ta: "Yolculukların en çilelisi aşk için yapılandır. Ve zorluk ne kadar artarsa aşk o kadar kıymete biner, o kadar anlam kazanır, o kadar vazgeçilmez bir hal alır..." diyor. Bu da bana hemen hemen aynı içerikte olan bir dizi repliğini hatırlattı. Zerda dizisinde: "İki kişi birbirini sever de kavuşurlarsa mutluluk olur. Biri kaçar öbürü kovalarsa aşk olur. İkisi de sever lakin birleşemezlerse işte o zaman efsane olur" diyorlardı. Bu masalda da rüyalardaki kız kaçıyor, beş prens kovalıyor. Bence hemen hemen her kitabın şarkısı var. Kitabın adının, konusunun hatırlattığı ya da içinde geçen karakterlerin dinlediği şarkılar. İlk gördüğüm andan itibaren benim için bu kitabın şarkısı; güfte ve bestesi Erol Sayan'a ait, Zeki Müren'den dinlediğimiz; "Bana Bir Aşk Masalından Şarkılar Söyle"... Bu şarkıyı mırıldanarak okudum. Daha ilk sayfada "Bu beş devletin beşinin de hükümdarları ülkelerini adilce yönetir, halklarına bolluk ve bereket sunarlarmış. Böyle olunca da savaşmaya gerek kalmaz, insanlar mutluluk içinde yaşarmış." diyor. Biz masal okuyacaktık, bu ütopyayı geçti. Keşke gerçekte böyle olsa, insanlar hiçbir şey için savaşmasa... 'O Zaman Aşk Olmaz, Zulüm Olur' adlı beşinci bölümde; kelamlardan bahsediyor. Kelam sözlükte; söz, söyleyiş biçimi, söyleme olarak açıklanıyor. Ama burada bahsedilen 'kelam' teolojideki kelam. Bunun da anlamı; imanla ilgili konu ve sorulara izah ve ispat getirme amacıyla geliştirilen teolojik felsefenin adı. Bahsedilen beş kelam ise; kararlılık, cesaret, tutku, iyilik ve özgürlük. En önemlisi özgürlük; çünkü özgürlük yoksa diğerlerinin anlamı yok. Beş prensin rüyalarındaki kızı bulmak için yaptıkları yolculuk... Aşk için yaptıkları fedakarlıklar, çabaları... Ortak amaç için el ele vererek beraber çalışma. Sonuç... Her ortaklıkta olduğu gibi hedefe ulaşınca ortaklıktan rakipliğe geçiş. Daha fazla yorumlarsam spoiler olacak, okumak isteyenlerin hevesi kaçmasın, tabii hala okumayan kaldıysa. Ahmet Ümit kaleminden farklı tarzda yazılmış bu masalı da en az Baş komiser Nevzat öyküleri kadar keyifle okuyacaksınız. Hangi kitabı seçerseniz seçin, tüm okumalarınızın keyif dolu olması dileğiyle başka bir yorumda buluşana kadar kitapla kalın...
1960 Antep doğumlu, Marmara kamu yönetimi mezunu, 25-26 yaşlarında Moskova’da siyaset eğitimi görüyor.. 29 yaşında ilk kitabı olan şiir kitabı sonrasında öykü, masal ve romanları yayımlanıyor. Çok sayıda kitabı var, daha çok polisiye roman yazarı olarak biliniyor.
‘Özgürlük yoksa AŞK da yoktur.. asla sevdiğin insanın gardiyanı olma’ diyor Ahmet Ümit.. bu kitabı belki de özetleyebilecek 2 cümle..
Hayatı çok sıkıcı bulan Ahmet Ümit kitaplarıyla hayatı eğlenceli hale getirmeye çalışıyor. Bu 3. Masal kitabı.. bu kitapta Aşkın felsefesini yapıyor yazar, aynı zamanda bu kitap bir insan eleştirisi.. hayvanların iyiliği ve insanların kötülüğü üzerine bir tema kurulu kitapta.
Eski zamanlarda, 5 ayrı prens rüyalarında gördükleri kıza aşık olurlar ve o kızı aramak için gözlerini karartıp tehlikeli yolculuklara çıkarlar. Kahinlerin tarif ettiği yerlere giderler, oralarda kızları bulurlar ama o kızlar rüyalarında gördükleri kızlar değildir.
Daha sonraki rüyalarında, kızları bir kentte görürler, bu sefer o kentleri aramayı başlarlar, kentleri bulurlar ama kızlar yine yoktur.
Daha sonra ülkeleri dışına çıkarlar, 5 prens birbiriyle buluşur ve hepsinin benzer rüyaları gördüğünü anlarlar. Madem o kentlerde kızları bulamadılar, bu sefer kendileri yeni bir kent kurararlar. Aşk kenti...
Gerçekten zorlanarak okuduğum bir kitap oldu. Masalda hiçbir orijinallik bulamadım. Olaylar, betimlemeler, karakterler… Hepsi fazla sıradan ve sıkıcı. Biraz okur yazarlığı olan birçok kişinin yazabileceği bir eser ortaya konmuş. Ünlü bir yazar neden böyle bir kitap basar; anlamak zor.
Başladığım bir kitabı yarida bırakmayı sevmediğimden bitirdiğim kitaplardan oldu. Aynı hikayeyi tekrar tekrar okumak... Sonu da hayal kırıklığı oluşturdu. Ahmet Ümit'in diğer kitaplarından sonra hüsrana uğradım.
Ahmet Ümit’in alışılagelmiş kitaplarından oldukça farklıydı. Masalsı bir anlatımla güzel mesajlar vermiş ama çok fazla tekrar vardı. Bir solukta okudum ama sevdiğimden mi bir an önce bitmesini istediğimden mi ben de anlamadım.