Antropoloji ne işe yarar? Kitabın giriş kısmını bu soruyla açarak Maurice Godelier niyet ve amacını en baştan belli eder. Soru basit olduğu kadar yıkıcıdır: Nesnesi ve nesnesiyle kurduğu ilişki, disiplini tamamıyla dağıtacak derecede sorgulanan bir antropoloji, her türden karşılaştırma, soyutlama ve kavramsallaştırma çabasından artık vazgeçmeli midir? Tereddütsüzce ‘‘hayır’’ cevabını verir Godelier ve bu yönde sayısız ikna edici örnek sunar. Diğer yandan bu kitap, hiç kuşkusuz Claude Lévi-Strauss’tan sonra Fransız antropolojisinin en üretken ve uluslararası düzeyde en çok tartışılmış figürünün kırk yıla yayılmış çalışmalarının bütünlüklü bir sentezidir. Hayranlık uyandıran bir bilgelik ve entelektüel açık sözlülükle Godelier, tüm araştırmacı kariyerinin temel sorunlarını (en başta da ‘‘Bir toplumu bir bütün olarak kuran nedir’’ sorusunu) ve antropolojinin başat temalarını (kutsal, cinsellik, mübadele, akrabalık, aile, armağan-karşı armağan) akıcı bir üslupla sırasıyla ele alır. Kısacası İnsan Toplumlarının Temelinde, bir yandan, günümüz antropolojisinin en büyük ve en üretken isimlerinden birinin zengin külliyatına ve oradan da antropolojinin temel meselelerine bütünlüklü bir giriş, diğer yandan da bir disiplinin ve onun ötesinde sosyal bilimlerin izah ve kavratma gücüne dair güçlü bir manifestodur.
One of the most influential names in French anthropology who works as the Directeur d'études at the École des Hautes Études en Sciences Sociales. Best known as one of the earliest advocates of Marxism's incorporation into anthropology, he is also known for his field work among the Baruya in Papua New Guinea that spanned three decades from the 1960s to the 1980s.
Among the many honors he has received are the CNRS Gold Medal and the Alexander von Humboldt prize. His major works include The Making of Great Men, The Metamorphoses of Kinship, The Enigma of the Gift, In and Out of the West, and, more recently, Lévi-Strauss: A Critical Study of His Thought.