Türkler, kendi asıl yurdundan ve halkından uzakta, İslâm toplumunun içinde yetişmiş ve bu toplumda etkili olmuş kişilerdi. Kendi geleneği içinde devlet olarak örgütlenmiş bir Türk halkı o zamanlar yalnız İslâm dünyasının dışında vardı. Buna karşılık XI. yüzyılda kitle olarak Türk boyları İslâm toprağına gelip yerleştiler, ülkenin karakterini değiştirip kendi göreneklerine göre, kendilerine özgü biçimde yaşamaya başladılar.
Gerçi zamanla bu Türkler de değiştiler ve çevreye uydular; ilerde onların yerleşme bölgelerini, yalnız önder güç olarak egemenlik kurdukları diğer bölgelerden ayırt etmek zorunda kalacağız. Nitekim daha önce de İbn Tulun ve İhşid, Mısır`da bu şekilde yabancı hükümdarlar olmuşlardı; şimdi ise Türklerin siyasal ve askerî etkinliği çok daha güçlü ve sürekli biçimde yerleşmiş bulunuyordu. Bu farka rağmen İslâm doğunun her ülkesi, Selçuklu devletinin kuruluşunun sonuçlarını görür duruma gelmişti. Türklerin ortaya çıkışı İslâmiyete Küçük Asya (Anadolu)`da, Bizans İmparatorluğunun aleyhine, klâsik İslâm sınırlarının ötesinde yeni bir egemenlik alanı da kazandırmıştır, burası daha sonra Osmanlı İmparatorluğu için yayılma merkezi olmuş, sonunda Türkiye durumuna dönüşmüştür.
Sanırım bu kitabın orijinal ismi "Klasik Dönem İslam Uygarlığı Tarihi" olmalı... Türkler konusunda özel bir bölüm yok, diğer tüm Arap dışı milletlerden nasıl bahsediliyorsa öyle bahsediliyor. Satış stratejisi olarak bu şekilde isimlendirilmiş gibi.
Beklentim yüksekti kitabın adına bakınca ama içerik Türklerden çok Ortadoğu nasıl müslüman olduğunun cevabını veriyor butun detayları ile. Kitabın adı hiç icindekine uymasa da genel kültür acisindan oldukça yararlı bir kitap. Okuması yer yer zorlasa da genel hatlariyla ben beğendim. Ama Türkler kismina aldanip almayin eğer ilginizi sadece bu konu çekiyorsa.