Jump to ratings and reviews
Rate this book

Bir Vampirin Gerçek Öyküsü & Öteki Taraf

Rate this book
“İnsanlar vampirlere çoğunlukla inanmıyorlar!”

W. B. Yeats’in “bilgin, usta, ayyaş, şair ve sapkın” diyerek tanımladığı, abartılı kıyafetleri, egzotik ev hayvanlarından müteşekkil maiyeti ve ürkütücü cazibesiyle Kont Eric Stenbock dekadan sanatçıların önde gelen sembollerinden biriydi. Karizmatik ve manipülatör bir vampiri anlattığı “Bir Vampirin Gerçek Öyküsü” ile kurtadamlar ve korkunç ayinlerle dolu “Öteki Taraf” yazarın en önemli öykülerinden ikisi.

56 pages, Paperback

Published December 6, 2022

2 people are currently reading
13 people want to read

About the author

Count Stenbock

60 books37 followers
Count Eric Stanislaus (or Stanislaus Eric) Stenbock was a Baltic German poet and writer of macabre fantastic fiction. He was a symbol of his age, poet, decadent, short story writer, a true member of the aristocracy who mixed with the Socialists and radicals of the late Nineteenth Century. In his time he was known as a 'drunkard, poet, pervert, most charming of men' a description which serves to confuse more than illuminate. Stenbock's life in Brighton, London and Estonia gives us a window on to the complicated worlds of literature, art and fashion which characterised the late Nineteenth Century.

Stenbock was the count of Bogesund and the heir to an estate near Kolga in Estonia. He was the son of Lucy Sophia Frerichs, a Manchester cotton heiress, and Count Erich Stenbock, of a distinguished Baltic German noble family with Swedish roots which rose to prominence in the service of Gustav Vasa. Stenbock's great-grandfather was Baron Friedrich von Stuart (1761–1842) from Courland. Immanuel Kant was great-great-granduncle of count Eric Stenbock.

During his lifetime the eccentric Count Eric Stenbock published a single collection of short stories, Studies of Death. These seven tales, at once feverish, morbid, and touching, are a key work of English decadence and the Yellow Nineties.

W.B. Yeats called Stenbock: "Scholar, connoisseur, drunkard, poet, pervert, most charming of men." Arthur Symons saw him as "bizarre, fantastic, feverish, eccentric, extravagant, morbid and perverse."

In a short life - (he died at 36 in 1895) - he so impressed himself upon his contemporaries that the legends they tell of him in memoirs and anecdotes far outstrip the attention given to his writings.

Studies of Death: Romantic Tales appeared in 1894, ornamented with a striking frontispiece by its author. The seven stories reveal an original imagination and a spry, urbane style quite removed from the melancholy murmurings of the Count's verse.

Towards the end, the Count was mentally as well as physically ill. At Withdeane Hall he terrified the domestic staff with his persecution complex and his delirium tremens. On his travels he had been escorted, and with him went a dog, a monkey and a life-size doll. He was convinced that the doll was his son and referred to it as 'le Petit comte'. Every day it had to be brought to him, and when it was not there he would ask for news of its health.

He was buried at the Brighton Catholic Cemetery. Before burial his heart was extracted and sent to Estonia & placed among the Stenbock monuments in the church at Kusal. It was preserved in some fluid in a glass urn in a cupboard built into the wall of the church. At the time of his death, his uncle and heir, far away in Esbia, saw an apparition of his tear-stained face at his study window.

On the day of his death the Count, drunk and furious, had tried to strike someone with a poker and toppled into a grate. -- R. B. Russell

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
3 (8%)
4 stars
10 (28%)
3 stars
13 (37%)
2 stars
7 (20%)
1 star
2 (5%)
Displaying 1 - 5 of 5 reviews
Profile Image for Melis.
105 reviews13 followers
Read
September 19, 2024
Bir Vampirin Gerçek Öyküsü ve Seçme Şiirler güzeldi sadece. Öteki Taraf’ı beğenmedim. Dili oldukça gündelik ve akıcı.
Profile Image for Eren.
379 reviews5 followers
November 4, 2025
Son zamanlarda sıklıkla okuduğum İthaki X Vampir serisinden elimde olan son kitabı da bu ayki okumalara sıkıştırıp serinin bendeki kitaplarını tamamlamak üzere bu kitaba yöneldim. Şu ana kadar okuduğum yedinci kitap oldu ve serideki üç kitabı beğendim, üç kitabı ise pek beğenmedim açıkçası. Bu kitap elimdeki dengeleri değiştirecek bir şekilde kitaplıktan çıktı ve bu seriye de kendi kütüphanem için veda oldu. Seride basılan son kitap olma özelliğine de sahip kitabımız, yazarını bu kitaptaki öyküler sayesinde tanıdığım Eric Stenbock'dan çıkıyor. Kendisi de oldukça tuhaf bir insanmış anlatılanlara göre, o yüzden bu tarz öyküler yazmasını çok da garip bulmadım açıkçası.

Bu kitabımızda da yine iki öykü bizleri karşılıyor, kitabın adından da anlaşılacağı üzere. İlk öykümüz Bir Vampirin Gerçek Öyküsü, yaşlı bir kadının kendi içine dönüşünü ve parası pulu varken hayvan barınağı yaptırmasını eleştiren insanlara gerçek hikayesini anlatması üzerine başlıyor.(Ki böyle bir şey yaptırması harika bence.) Bu kadın genç bir kızken babası ve erkek kardeşi ile güzel bir evde yaşıyor. Erkek kardeşi biraz tuhaf bir çocuk, doğayı ve yaban hayvanlarını falan çok seviyor. Bu neşeli ve garip hobileri olan(dönemine göre) çocuk aynı zamanda evin neşesi. Bir gün evlerine bir misafir geliyor, adam garip bir havaya sahip. Çok geçmeden bu Tanrı misafiri aile ile ahbap olunca sürekli gelip gitmeye başlıyor eve. Bu sürede ailenin küçük çocuğu ile çok ilgileniyor ama çocuk o her geldiğinde bir yerden sonra hasta ve zayıf hale gelmeye başlıyor. Sonradan da olanlar oluyor tabii. Sonu aceleye gelmiş bir öyküydü, anlatımı ve konusu hoş olsa da beni çok etkilemedi açıkçası. İkinci öykümüz Öteki Taraf ise bu kitapta neden var olduğunu anlayamadığım bir hikaye. Birbirlerine korku hikayeleri anlatan rahibeler ile açılan bu öykümüzde yine ilk hikayemizdeki neşeli küçük çocuk gibi bir çocuğumuz var ve kendisi sürekli kaçıp ormana gidiyor. Ormanda da Öteki Taraf diye adlandırılan bir yer var ve burada dine göre dışlanmış ve ötekileştirilmiş şeyler var. Aslında garip bir kurt-adam sürüsü ve onların başı. Ayrıca bunların lideri gibi anılan Lilith adında güzeller güzeli bir kadın. Klasik Lilith anlatısı gibi, kötülüklerin anası olarak lanse edilen ve kurt adam ordusuna sahip bir kadın figürü. Bu Gabriel adındaki çocuğun bir oraya bir buraya giderek buradaki sürüden etkilenmesini temel alan bir öyküydü ve diğerine göre daha uzundu. Hikayenin konusu çok ilgi çekici olsa da, vampirden ziyade kurt adam öyküsüydü bu bence. O yüzden seriye ve kitaba göre ayrı durmuş biraz. Bu iki öykünün yanı sıra kitapta bir de şiir bölümü var. Şiir bölümünde de altı adet şiir karşılıyor bizleri. Genelde vampir ve karanlık içerikli bu şiirler de dönemine göre fena değiller.

Öyküleri genel olarak değerlendirecek olursak ilk öykünün dili çok okunaklıydı ama kurgunun vardığı nokta ve aceleye getirilen son beni pek tatmin etmedi. Yine de ortalama bulduğum bir öykü oldu. İkinci öykü ise kitapta var olduğunu anlayamadığım, konusu dönemi itibariyle çekici ama anlatımı bir o kadar kötü bir öyküydü. Gerçekten kötü diyorum çünkü yazarın dilinden midir, çeviriden midir bilmiyorum ama o kadar "ve" bağlacı kullanılmıştı ki okurken beni sinir etti. "Şuraya gitti ve buraya geldi ve yemek yedi ve bulaşıkları yıkadı ve şunu yaptı ve bunu yaptı." gibi cümleler dolu, abartmıyorum. Bu da öyküyü okurken beni inanılmaz irite etti ve okuma zevkimi fena halde düşürdü. Bunun yanı sıra öykü, dönemine göre ilgi çekici ve tuhaf olsa da korku-gerilim türünden uzaktı. Vampirlikle zaten alakası yoktu. Daha çok fantastik gibiydi. Bu öyküyü de pek sevdiğimi söyleyemeyeceğim. Sondaki şiirler ise zararsızdı, o yüzden ortalamanın bir tık üstünde bulsam da kitaba bakış açımda olumlu ya da olumsuz bir değişiklik yaratmadı açıkçası. Dediğim gibi, yazarın dili ilk öyküde ve şiirlerde gayet iyiydi ama ikinci öyküde çeviriden mi yoksa hikayenin yazımından mı olduğunu anlayamadığım çok kötü bir kullanım vardı. Yine de öyküler kısa olduğu için zorlu bir okuma olmadı benim için.

Bu kitapla birlikte kitaplığımda bir seri daha eksiltmiş olduğum için memnunum. Keşke finali de güzel yapabilseydik ama olmadı. Kitaba puanım 5 üzerinden 2.5 oldu.
Profile Image for Arzu Onuklu.
949 reviews11 followers
December 23, 2023
Küçücük bir kitap 2 kısa öykü ve karanlık temalı şiirlerden oluşuyor. İlk öykü vampirimize dair ikinci öykü ise kurtadam temalı ikisini de sevdim ama şuna değinmeden geçemeyeceğim iki öyküde de aynı isimler kullanılmış sanki alternatif öykü gibi olmuşlar
Profile Image for Cevizin_kitaplari.
656 reviews10 followers
July 7, 2024
#ericstenbock
#birvampiringerçeköyküsü Carmela, 13 yaşındayken babalarının yanında gelen ziyaretçi kont vardalekten bahseder. Babası, mürebbiyesi ve erkek kardeşiyle yaşayan Carmela'nın kardeşi Gabriel alışılmadık bir çocuktur. Hayvanlarla arasında sihirli bir ilişki vardır. Bu yüzden kardeşi ve babasını kaybeden Carmela yetişkinliğinde onlar adına sokak hayvanlarına barınak yaptırır.
Anlatım akıcı ve meraklandırıcı bu öyküyü baya sevdim. Vampir tasviri de anne rice tarzındaydı aklıma Lestat geldi. Gabriel'in karalteri ve tanımlanması keyifliydi.
#ötekitaraf Rahibe Yvonne'un oğlu Gabriel, köylerinin yanındaki derenn orada oynamaya bayılır. Derenin ötesi cadılar ve kurtadamların ve türlü garip şeyin cirit attığı öteki taraftır. Bir gün Gabriel öteki tarafa büyüsüne kapıldığı çiçeklerden koparmak için geçer. İlk hikayeye nazaran daha farklı ve fantastikti. Her iki hikaye de oldukça güzel.
Kitabı benim #kısakısaokuyoruz ve @nihllck.kitap ın #harfliyazarokuyoruz (E harfi) için seçtim. Tavsiye ederim.
#thetruestoryofavampire #theotherside
Displaying 1 - 5 of 5 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.