What do you think?
Rate this book


152 pages, Paperback
First published January 1, 2007
Alexandra bahçede oturuken yüzüne bakıyorum yeniden; aklıma Anton Çehov’un bir cümlesi geliyor, o da doktordu. “Yazarın rolü bir meseleyi hakikate en uygun şekilde tasvir etmektir… öyle ki okur onu asla görmezden gelemesin.” Bu anlamda bizler, siyaset mekanizmalarının silmeye çalıştığı yaşanmış tarihi tecrübelerimizin hem okuru hem de yazarı olmak zorundayız bugün… Bunu başarmak elimizdedir. (135)
Günümüz dünyası modern yoksulluğun bir başka türünü yaşıyor. Sayıları belirtmeye gerek yok; zaten yaygın şekilde biliniyorlar, tekrarlamak bir istatistik duvarı daha örmekten başka işe yaramaz. Dünya nüfüsunun yarısından fazlası günde 2 dolardan az bir parayla geçinmek zorunda…(90)
"Duvar Çağı, Berlin Duvarı yıkılınca, her yerde duvarlar inşa etmek için hazırlanmış birtakım planlar ortaya döküldü. Betondan, bürokratik, ırkçı duvarlar, gözaltında tutma ve güvenlik duvarları" (85)
Bu yeni tiranın vaazlarını dinlemeyi reddetmeliyiz. Safsatadan ibaret söyledikleri. Sonu gelmeyen tekrarlarla dolu konuşmalarda, açıklamalarda, basın bildirilerinde ve tehditlerde yer alan başlıca terimler: Demokrasi, Adalet, İnsan Hakları, Terörizm. Bu bağlamda kullanılan sözcüklerin her biri bir zamanlar ifade edilenin tam zıddını temsil ediyor.
Ben kendi aramızda hepimize ulaşması dileğiyle birkaç sözcük daha tuşlamak istiyorum: KÜRESEL İKTİDAR BU KARA CAHİLLERİN HİSSİZ ELLERİNDE DAHA NE KADAR KALACAK? (s.104, yıl 2005)
Nazım'ın şiirlerini ilk keşfettiğimde beni en çok çarpan şiirlerin yarattığı enginlik duygusuydu... Bu alanı tasvir etmiyor, onu kat ediyor, dağları aşıyordu şiirler...(35)