Jump to ratings and reviews
Rate this book

Fikrimin İnce Gülü

Rate this book
"Fikrimin İnce Gülü" (1976); Adalet Ağaoğlu'nun hem Almanya ve öteki olmak gerçeğine, hem de sistemin insanı neye çevirebildiği üzerine öncü ve farklı bakışıyla öne çıkan ikinci romanı.

Almanya'da çalışan Bayram'ın sarı Mercedes'iyle Kapıkule'den köyüne giderken yaşadıklarıyla, bellekteki bir yolculuğa da dönüşen roman; pek çok yabancılaşma ve içe "yolculuk" yaratısından önce kaleme alınmış, otuz yıldır tazeliğini yitirmeyen yazınsal bir uyarı...

Adalet Ağaoğlu (1929); '50'li yıllar

267 pages, Paperback

First published January 1, 1976

32 people are currently reading
913 people want to read

About the author

Adalet Ağaoğlu

66 books172 followers
Adalet Ağaoğlu, a writer born in Nallıhan in 1929, graduated from Ankara University's Faculty of Language and History-Geography, Department of French Language and Literature in 1950. Subsequently, she joined Ankara Radio in 1951, where she worked as a dramaturg, radio theater director, and program specialist following the establishment of TRT. He departed from his post in 1970, having served as the head of the Radio Department. Ağaoğlu's foray into poetry commenced with the publication of her work in the 1948 and 1949 issues of Kaynak magazine. She subsequently made her theatrical debut with the play "Bir Piyes Yazalım" (Let's Write a Play), which was staged in Ankara in 1953 and co-authored with a colleague. The initial work of fiction by Adalet Ağaoğlu was the 1973 novel Ölmeye Yatmak.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
256 (37%)
4 stars
284 (41%)
3 stars
109 (16%)
2 stars
23 (3%)
1 star
5 (<1%)
Displaying 1 - 30 of 47 reviews
Profile Image for Özgür Tekin.
156 reviews32 followers
June 15, 2016
Türk Edebiyatı'nın ilk yol romanı. Bayram isminde bir 'Almancının' Kapıkule'den memleketi olan Ballıhisar'a uzanan yarım günlük seyahatini anlatılıyor.
Sempatik bir karakter değil Bayram. Kendini anlayacak imkanlardan yoksun, sevgisizlik ve yalnızlıktan ötürü küçük yaşlarda dejenere olmuş. Kimilerinin piştiği yaşamın fırınında kavrulup inceliklerini tümüyle yitirmiş. İçindeki duygunun yönüne bir türlü karar veremiyor. Hala bir şeyler hissediyor olması güzel ama ezilmişlik bir virüs gibi içindeki her şeye bulaşmış. Böyle olunca yaptığı en ufak jestler bile sevimsiz geliyor.

Arabasının adı renginden ötürü 'Balkız'; kitaptaki bir takım karakterler, farklı farklı şeylere benzetiyor Bayram'ın arabasının rengini: sidik, hardal, bok, altın...
Adı olan her şeyin artık bir karakteri olduğu gibi 'Balkız' da bir karakter. Bayram'ın geçmişindeki ezilmişliğine karşı büyük fedakarlıklarla elde ettiği bir nispet nesnesi. Kaderi de tüm nispet nesnelerinin kaderi gibi: felaket.
Yolculuk boyunca gözünden sakındığı Balkız'dan bir türlü emin olamaması dikkati çekiyor. Satın alırken kazıklandığından, Balkız'ın defolu olduğundan şüphe ediyor. Bu şüphesi arabasında geri döndürelemez izler bıraktığı kazaya kadar sürüyor ve orada şaranpolde Balkız'ı çalıştırmaya uğraşırken, hem nispet planlarından, hem de içini kemiren şüpheden uzaklaşmaya başlıyor.

Bayram'ın kendiyle karşılaşması ancak yolculuğunun sonunda oluyor. Bu karşılaşma, yolculuğun amacını bir anda yok etmekle kalmıyor, Bayram'ın yalnızlığını ve asla dağılmayacak kapkara bir sisten başka bir şey olmayan geleceğini de yüzüne vuruyor.

Bir kaç kısa not:

Sinemaya da uyarlanmış ama yazarın onayı dışında ve öngördüğü koşullara uyulmadan yapılmış. Ben filmi çok beğenmiştim, bir sürü de ödül almış.
Yazarın özellikle şikayet ettiği mesele, kitaptaki yazara ait anti-militarist görüşlerin filmde yansıtılmamış olmasıymış.

Filmdeki İlyas Salman'ın oynadığı Bayram, kitaptakine kıyasla bir acıma duygusu uyandırıyor; başına gelenlere üzülüyorsunuz. Ama kitaptaki Bayram'ın sempati uyandırdığı tek bir an bile yok.

Kitap 4. baskısını yaptığında toplatılmış ve yazarı yargılanmış.

Kitabın vikipedi sayfasına göz atmanızı öneririm. Kitap hakkında incelemeler, tezler, ayrıntılı bilgiler bulabilirsiniz.

Fikrimin İnce Gülü, Kezban'ın Bayram'a verdiği bir plaktaki bir şarkı, yolda durmadan bunu dinliyor.
" Ben bir taksiye mi sevdalıydım? Bu şarkıya mı, bu şarkıyı çağıran karının sesine mi? Kezban'a mı yoksa?"

Eğer sosyoloji seviyorsanız bir kaç kez okumak isteyeceğiniz, dönemin Türkiyesi'ndeki bir takım meselelere az da olsa dokunan, 40 yaşında, olgun, irdelenmeyi hakeden derin bir roman.
Profile Image for Papatya ŞENOL.
Author 1 book70 followers
April 15, 2015
gerçek bir yol hikayesi. Bayram'ın yalnızlığı, kendine dahi yabancılığı; yine de umarsızca balkızıyla hayata tutunma çabası. mümkünse kimseye dokunmadan, yine de her şeye bulaşarak, geçmiş hep ensesinde. Bir insanın üzerinden bir ülkeyi, bir dönemi, bir nesli anlatıyor Ağaoğlu; en çok Türkiye'yi. Anadolu'nun renkli, karmaşık ve muhteşem yol kenarlarıyla.
Profile Image for Hakan.
829 reviews632 followers
March 19, 2023
Fikrimin İnce Gülü’nü başta pek sevemedim. Hayli antipatik “Alamancı” ana kahraman Bayram’ın aslında zavallı biri olmasına rağmen her yönüyle iticiliği (aksanlı konuşması dahil ki bu diğer özelliklerinin yanında çok masum) niye bu kitabı okuyorum ki diye sorgulattı ilk 30-40 sayfada. Ama biraz sabırla müthiş bir roman okumanın keyfini çıkardım.

Adalet Ağaoğlu karakterlere yaptırdığı iç monologlar, geriye dönüşler, ülkenin içinden geçtiği “kalkınma” manzaralarına dair etkileyici tasvirler içeren üslubuyla toplumumuzun 1970’lerin ilk yarısının harika bir panaroması çizmiş bu bizde pek rastlanmayan yol romanıyla. Öksüz, itilmiş kakılmış ama en yakınındakilere dahi en adi düzenbazlıkları yapmaktan çekinmeyen, işçi gittiği Almanya’dan aldığı sarı Mercedes’le köyüne dönüp aklınca kendini kanıtlamak isteyen ezik ama tipik bir Şark kurnazı olan Bayram’ın Kapıkule-Sivrihisar hattında başına gelenler ve dediğim gibi çizgisel olmayan anlatımla yapılan geri dönüşler, dönemin siyasal ve toplumsal dinamiklerine yapılan dokunuşlar romanı bitirdiğinizde sağlam kurguya sahip iyi bir metin okuduğunuzu hissettiriyor. Finale yakın bir bölümde çeşme başında Bayram’ın köyünden genç bir çobanla yaptığı konuşma, her iki karakterin iç monologları bence romanın zirve noktalarındandı.

1975’de tamamlanıp yayınlanan Fikrimin İnce Gülü iki sene sonra 50. yaşına basacak. Bana sorarsanız hala çok güncel. Hala taze. Böyle olması tabii Ağaoğlu’nun yeteneğiyle ilgili büyük ölçüde ama biraz da bizim ülkemizin dramı…
Profile Image for Erkan.
285 reviews63 followers
January 13, 2020
Adalet Ağaoğlu'nun okuduğum ikinci kitabı. İlk okuduğum Ölmeye Yatmak romanıyla biçimsel olarak taşıdığı benzerlikler beni şaşırttı doğrusu. İkisinde de şimdiki zamanda ilerleyen anlatım sık sık geçmişle bölünüyor. iki kitapta da şimdide yaşanan süre çok kısa. Ölmeye Yatmak'ta baş kahraman bir otel odasına gider ve ölmek için uzanıp ölümü bekler. Bu romanda da Almancı baş kahraman sınır kapısından içeri girerken hikaye başlar ve köyünde son bulur. Sadece biçim değil anlatım, kullanılan dil de birbirine çok benzer.

Bu romanda bu biçim çok işe yaramamış bence. Sürekli tekrara düşmüş yazar. Bunu anlatımı güçlendirmek için yaptığını biliyorum ama beni yer yer sıktı bu tekrarlar. Hoşuma giden kısım ise anlatılan karakterin tam da bizden biri olması. Kitap 45 yıl öncesini anlatıyor ama o şark kurnazı, bencil, kendinden başkasını düşünmeyen Bayram hala içimizde, damarlarımızda bizim.. O yüzden bir yere varamıyoruz ya zaten!
Profile Image for G. İlke.
1,282 reviews
February 11, 2021
Yoksulluğun bencilleştirdiği, mala mülke düşürdüğü, görgüsüzleştirdiği bir "Alamancı"nın, Bayram'ın hikâyesidir bu. Bayram'ın her dakika silip parlattığı, bakmaya doyamadığı Mercedes'i Balkız'a binip Kapıkule sınırına varışımızla başlar hikâye. Teypte de kitaba ismini veren şarkı vardır: Fikrimin İnce Gülü. Ama bize bir aşk romanı vadetmediğini daha ilk satırlarda anlarız. İçe dönüşlerin/ iç hesaplaşmaların bol olduğu bu yol hikâyesinde, kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan bir ülkenin "yardımlarla" nasıl dengesizleştiğini, Bayram'ın özelinde insanların kendini kurtarmak uğruna ne kadar bozulabileceğini okuruz. Açık söylemem gerekirse başlangıçta çok sıkıldım, ancak devam ettiğimde hem karakterin hem de ülkenin derinlerdeki yarasını görmeye başladım. Bu da ilgimi çekti ve sonuna kadar merakla okudum. Bayan Ağaoğlu ile tanışmamız oldukça ilginç oldu ddiyebilirim. =)
Profile Image for Beril.
40 reviews2 followers
August 16, 2020
Almanya'da göçmen işçilik yapan Bayram, amcasının ölüm döşeğine düştüğünü haber alır ve onu son bir kez ziyaret etmek amacıyla taa Münih'ten yollara düşer, biz okuyucu da karakterimize bu yolculuğun Kapıkule durağından varış noktası olan Ballıhisar'a kadar olan kısmına eşlik ediyoruz.

Öncelikle bu romanın bir yol romanı olması bence çok doğru bir tercih, çünkü romanın ana temalarından biri de yabancılık ve ait olamama. Ne Almanya tam kabul ediyor, bağrına basıyor Bayram abiyi; ne de tatillerde geldiği Türkiye'de "Almancı" olmaktan kurtulabiliyor. Bu yüzden hikayenin yolda geçmesi, karakter bedenen bir yerlerde bulunsa, bir toprak parçasına ayak bassa dahi aslında daima hiçbir yerde olmasının başarılı bir somutlaştırması niteliğinde.

Bu uzun yolculuk boyunca, Bayram kimdir, nedir, ne sever ne sevmez bu adam, yavaş yavaş veriyor yazar bize, bunu yaparken de genellikle bilinç akışı tekniğini kullanıyor. Normalde bilinç akışı okumak bana bayıcı ve bunaltıcı gelse de, bu sefer gayet keyif aldım. Karakterin açtığı konulara, hangi konudan hangi konuya atladığına bakarak bile psikolojisine, duygu durumuna ve nasıl biri olduğuna dair küçük ip uçları yakalamak mümkün. Yani yazar, karakter yazımında kalemini konuşturmuş diyebilirim.

Bu hikaye için iç ısıtan bir kavuşma hikayesi diyemem, başından sonuna buruk bir hikaye "Fikrimin ince gülü". Yorumumu Adalet Ağaoğlu'nun bu buruk hikayeyi noktaladığı cümleleri bırakarak sonlandırayım ben de, hem minik bir alıntı vermiş olalım:
"Bayram, hangi yönü seçeceğini bilmeden, dörtyol ayrımında bekliyor. Hiçbir yöne sapmayı gözü tutmuyor, canı çekmiyor.

Hiçbir yolun ucunda kimse Bayram'ı beklemiyor."
Profile Image for Aylin.
187 reviews19 followers
September 3, 2018
koyunden turlu numaralarla almanya'ya gocmus hirsli, kimsesiz, korkak, ezik, gariban, fakir, cahil ve bu yuzden apolitik bayram'in mersedesiyle ciktigi uzun yolculukta zihnine daliyoruz; gecmisiyle yuzlesiyoruz; gelecegi icin onunla birlikte umitleniyoruz; yol'un getirdigi hasarlarda onun adina canimiz aciyor; kaybolusunu gozlemliyoruz. bayram ekseninde ulkenin gecmisine ve bes on yilda gecirdigi degisime de goz atiyoruz. kusursuz bir akicilik, köyün kucuk dusunen yoksul ve bencil insanina karsi derinden gelen ofkeli ve ayni zamanda aciyarak yapilmis tasvirler. harikaydi.

https://www.kitaptanfilme.com/2018/09...
Profile Image for Brczdn.
391 reviews17 followers
February 16, 2019
Adalet ağaoğluna hayran olmamak mümkün değil. Gurbetçi bayramın balkız dediği Mercedes’ine olan saplantılı sevgisinin yol hikayesini anlatıyor yazar. Belki de bayram bütün ezilmişliğini o Mercedes’te vücut bulduruyor. Gerçekten mutlaka okunması gereken hayranlık uyandırıcı bir eser.
Profile Image for Barbaros Gokdemir.
4 reviews2 followers
June 12, 2021
Çok sevdiğim, çok güçlü bir hikaye.
Müthiş bir memleket portresi.
Ama okurken, dilinin daha akıcı olabileceğini de düşündüm.
Sürekli değişen bakış açısı beni zaman zaman rahatsız etti. Hikayede karşımıza çıkan her karakterin iç sesini duymaya ihtiyacımız var mı diye düşünmeden edemedim.
Ama yine de karakteri ve hikaye örgüsüyle bir başyapıt.
Bir karakteri lezzetli yapan şey zaaflarıdır derler. Ahh Bayram. Hırsın seni yalnızlığa sürüklemiş; memleketsiz kalmışsın. İçinde biriktirdiğin suçluluk duyguları, kendinle çatışman...
Öneriyorum!
8 reviews
May 24, 2021
Adalet Ağaoğlu’nun sistemin bireyi yabancılaştırmasını anlatan çok katmanlı, usta işi romanı. Yan okumalara çok açık. Yakın dönem Türkiye siyaseti, sosyoloji gibi alanlarda özellikle. Romanın en güçlü taraf�� ise ana karakterin iç dünyasını çok başarılı biçimde verebilmesi. Öyle ki romanın sonunda bir okur olarak sempati duymadığınız Bayram'ın neden ve nasıl "Bayram" olduğunu anlıyorsunuz. Hem bir yol hem de dönem romanı. Lise ve üniversitelerde okutulması gereken bir eser.
Profile Image for Muhittin Karaman.
17 reviews1 follower
October 18, 2021
Bayram'ın bireyciliginin, geçmişindeki toplum ve statüsü ile hesaplasmasının onu ne kadar yalnizlastirdigini anlatmış adalet agaoglu. Arka plana da ülkedeki siyasi gelişmeler yerleştirilmiş.Bayram iyi midir kötü müdür bilemedim.
Profile Image for Dr. Mehmet.
46 reviews
January 6, 2017
Filmini de hepiniz gibi izlemiş biri olarak, film ne kadar mükemmel olsa da kitabın yerini tutması çoooook ama çoook zor filmi izledim diye okumamamazlık etmeyin tavsiye olunur
Profile Image for Aspurçe Koçak.
10 reviews
June 2, 2025
Çok zor bir eser. Dili akıyor ama monolog olması zorlaştırıyor. Kurgu çok sağlam.
Profile Image for Aygul Tunç.
95 reviews2 followers
October 15, 2020
YORUMUM

Bir yol romanı. Yazar, Türkiye'nin siyasal tarihine ve o dönemin sosyal ilişkileri çok iyi yansıtmış. "Bilinç akışı" tekniğini kullanmış.
Yolculuk boyunca Bayram'ın iç monologlarını okuyarak yavaş yavaş onun iç dünyasına nüfus ediyorsunuz. Köyde, ilk defa arabalı bir kişiye gösterilen ilgiyi görünce hayatının amacı araba sahibi olmak çerçevesinde gelişiyor. Özgüvensizliğini, araba ile kapatacağını düşünüyor. Bu hedefine ulaşma yolunda her şeyin mubah olduğunu düşündüğü için bencilce hareket ediyor.
Roman, Bayram'ın Almanya'da üç yıl çalışınca bir Mercedes satın alıp memlekete dönüş yolculuğunu anlatıyor. Arabanın adı "Balkız", renginden dolayı. Yol boyunca Bayram yaşadığı olayların muhasebesini yapıyor ve kendine göre haklılık payı çıkarmaya çalışıyor. Araba, vicdanını timsali gibi yavaş yavaş deformasyona uğruyor. Yazar, bu simgeyle çok güzel bir şekilde insanın iç dünyasındaki çatışmalarını bize aktarabilmiş. İnsan çevresine bakınca fark ediyor ki nice insan kendilerini geliştireceklerine para veya mevki ile insanların onlar hakkında algıları değişecek. Bir atasözü der ki: 'Eşeğe altın semer vursalar yine eşektir."
İlginç bir romandı. Biraz gereğinden fazla uzatılmış.

"Bir taksi seni hem kendinin efendisi yapar, hem efendi yapar."
"Bu yetim büyüdü. Bu öksüz büyüdü. Bunu ben anlarım. Başka kimse anlamaz. Bu, insandan korktu. İnsanlardan korkup bir makineye sardırdı sevdayı."
"Fikrine taktığı bir ince gül, tek tek kopup dağılıyor yapraklarından. Yol boyu düştü. Şimdi son kalan yaprakları... Tek tek düşüyor. Düştükçe, çılgın bir titreme alıyor Bayramı."

Sevgilerle, @kitapdiari
Profile Image for Elif.
1,360 reviews38 followers
Read
February 26, 2020
Yol biter, sevda bitmez...
.
Adalet Ağaoğlu benim bir süredir kalemiyle tanışmak istediğim bir yazardı bu yüzden başlamak için Fikrimin İnce Gülü kitabını seçmiştim. Kararımın yanlış olduğunu kitap boyunca gördüm. Her ne kadar kitaba ismini veren şarkıyı sevdiğimden bu kitabın naif bir yol hikayesi olacağını düşünsem de kitabın naif olmak gibi bir derdinin olmadığını daha ilk sayfalardan anladım. Kaba saba cümleler, betimlemesiz anlatım ve bol küfür benim edebi kalem olarak önemli bir yazarın kitabını okurken kişisel olarak görmeyi sevmediğim bir tarz. Bu kitabın yazım yarzını Orhan Kemal'e oldukça benzettim ve belki de bu yüzden kitabın sonuna dek hiç zevk alamadım ancak sonu oldukça yerinde ve iyi sayılabilecek bir şekilde bitti. Yine de sırf sonu için bütün romanı okumaya değer miydi, bence değmezdi. Bayram karakterinin iticiliği ve kitap boyunca çoğunlukla onun odağından dış dünyayı görmek kesinlikle zevksiz bir okuma deneyimi yaşattı. Eğer sonunu beğenmeseydim yazar hakkında büyük bir hayal kırıklığına kapılacaktım.
Adalet Ağaoğlu oldukça önemli bir yazar ve bu yüzden kendisini eleştirmek kesinlikle bana düşmez ben sadece kişisel olarak kaleminden hoşlanmadım.
41 reviews
May 11, 2024
Yıllar yıllar önce filmini izlemiştim. Filmi bugün eleştirmem doğru olmaz tabii. Öte yandan kitabın kendisinin olduğu kadar etkileyici olsaydı kesinlikle hatırlardım.
Anadolu'ya dair derin sosyolojik ve psikolojik analizleri hep Kemallerden (Yaşar, Orhan, Tahir) okumaya alışık oluğum için, bu kitabın derinliğine sevinerek şaşırdım.
Bayram karakteri ile yakın zamanlarda izlediğim Killers of the Flower Moon filminde Leonardo DiCaprio'nun canlandırdığı Ernest Burkhart karakteri arasında ciddi paralellikler gördüm. (O filmle ilgili beğendiğim 2 şeyden biriydi bu. Popüler düşüncenin aksine filmi çok kötü bulmuştum.) Biliyormuş da bilmiyormuş kurnazlığı, kendi çıkarı için en yakınlarının canını ölümüne acıtmanın acımasızlığı, ve bunlara eşlik eden kalbura dönmüş bir vicdan.
Kitabın anlatım tekniği, bir anda karakterlerin aklının içine girmesi, gerçekten Bayram'ın düşüncelerine geçişleri beni etkileyen bir başka şeydi.
Her şeyiyle son zamanlarda okuduğun en keyif veren, en etkileyici kitaplardan biri oldu benim için.
Profile Image for aysu.
120 reviews94 followers
March 9, 2021
3.5/5
Bayram'ın Almanya'dan köyüne yaptığı araba yolculuğunun hikayesi. O küçükken, köye Ford arabayla gelen siyasetçiye gösterilen hürmetten, duyulan hayranlıktan sonra Bayram arabalara aşık bir çocuk olarak büyüyor. Tabi asıl sevdası arabalara değil, arabanın sahibine gösterilen hürmete. Bir şekilde Almanya'ya işçi olarak gidiyor ve birkaç sene çalıştıktan sonra bal rengi bir Mercedes'le köyüne ziyarete gidiyor. İşte biz de bu yolculukta olanları, Bayram'ın yolculukta başına gelenleri, Bayram'ın kendisiyle hesaplaşmalarını, hesaplaşamayışını okuyoruz.
Her ne kadar bütün kitap boyunca Bayram'a çok sinir olsam da kitabın son sayfasında kendisine biraz üzüldüğümü ve onu biraz olsun anlayabildiğimi itiraf etmeliyim.
Kitabın yazılış biçimi; verilen çokça ayrıntı, yapılan betimlemeler yer yer hikayeden kopmama sebep olsa da genel olarak Bayram'la birlikte yaptığım yolculuktan keyif aldığımı söyleyebilirim.

Profile Image for A..
Author 6 books26 followers
August 17, 2018
This is by far the best fiction I read in some time. Ağaoğlu's captivating gift for telling a story makes you read every line on every page though you know that it will be a repeat of what she revealed countless times before. Bayram, the solo character in the novel makes you laugh and cry both at once. He is the guy whom you must have definitely run into on a Turkish or Lufthansa airline flight to or from Frankfurt or Munich from or to İstanbul or Ankara, but this time he is driving his Balkız (his mercedes benz) to his village Ballıhisar near Eskişehir. His adventure begins at Kapıkule and ends at the steps of Ballıhisar when he talks to a shepherd who breaks the bad news to him about Kezban who he seeks to marry. With his dream shattered he hops into his Balkız and turns around without going into Ballıhisar. His unending chit-chats with his car throughout the book is the essence of the novel, namely his material wealth defines who he is. Among the funniest episodes is the one when he takes the woman he met on the ferry to his car. After his failed attempt to kiss her and her banging the passenger side door to the car next to his when she leaves, he is more worried about the scratch on the door than the woman's rejection of his serenade...
243 reviews4 followers
February 25, 2018
Ah Bayram. Kimseleri bindirmeye kıyamadın ya Balkızına. Ben bile gizli gizli duydum küfürlerini. Ne de güzel sevindin ömrünce istediğin mersedesine. Ne çok da özlemle bekledin köy kahvesinin önünden kurum kurum kurularak geçmeyi. Sen ki arzuların için en küçük hesaplara bile tenezzül etmişsin ya. Kimseler diyemedi de köy çeşmesinde yüzleştin günahlarınla. yine de çok sevdim seni. Seni yazan kalem nasıl da tanımış seni. Ancak bir ana bu kadar tanır evladını. Nerede hangi küfürü sallayacağını bile bilmiş ya yazar helal olsun. Ben sana baktıkça, seneler önce aldığı motora sevinen amcamı hatırladım. O da sen gibi. Anadolunun küçük şeyleri uğruna büyük şeyler feda eder, kaybettiklerini elinin tersiyle itip sahip olduklarına aşkla sevinirdi ya. Seni yazan kaleme bayıldım.
Profile Image for Nursu.
1 review1 follower
March 22, 2021
Fikrimin İnce Gülü okuduğum ilk Adalet Ağaoğlu kitabı. Kitapta çocukluğu ezik ve sevgisiz bir şekilde geçmiş Bayram’ın belki de kendini koruma içgüdüsü ile tüm sevgisini cansız bir arabaya verişine şahit oldum. Bayram’ın Almanya’dan Türkiye’ye geldiği yolculuğu süresince toz konduramadığı arabası balkızın başına gelenler içler acısıydı. Hayatı boyunca almak için çalışıp çabaladığı, yaşam gayesi haline gelen balkız ile; çocukluğunda yaşadığı ezikliklere karşı kendini kanıtlama planları da gerçekleşmedi. Gözümden film şeridi gidi geçen bir roman oldu Fikrimin İnce Gülü. Olaylar devam ederken birden eski anılara geçtiği kısımları bazen idrak edemesem de kitabı sevdim.
This entire review has been hidden because of spoilers.
Profile Image for B.
286 reviews11 followers
December 25, 2022
Kitap, küçüklüğünde köye arabayla gelen siyasetçilerden birinin kral gibi karşılanmasından çok etkilenen Bayram’ın, bu ‘mertebeye’ ulaşmak için gurbet Almanya’da varını yoğunu ortaya koyarak (ve hatta bu arada bazı ayıplar yaparak) edindiği Mercedes ile köyüne dönmesinin hikayesi. Yol boyunca köyüne adım adım yaklaşması sırasında yasadığı aksilikler, kendi kendine kurduğu hayallerin yıkılması, başkalarının kendisine beklediği ilgi ve saygıyı vermemesi ve de kitabin sonundaki büyük düş kırıklığı. Zamanının alaman isçi sendromunu bilmeyen için oldukça anlaşılması zor, ancak bilen okur için çok gerçekçi ve trajik-komik.
Profile Image for Dilek Anul.
20 reviews
April 19, 2021
Köyünde ilk tomofili görmesi, korku, merak ve bu iki duygudan sonra saplantı halinde sahip olma isteğiyle ilerleyen hayatı. Sahip olma uğruna yaptıkları, yaşadıkları, kaybettikleri ama asla vazgeçmemesi ve amacına ulaşması. Uğruna vazgeçtiği köyü ve köy halkına büyük başarısını gösterebilmek için çıktığı yolculuk... Bu yolculuk onun geçmişine ve kaybettiği kendisine aslında.. Balkız'ına olan sevdası için kaybettiği insanlara ve insanlığına yaptığı yolculuk. yolun sonu mu? kitabı okumalısınız.
Profile Image for Esat Korgali.
71 reviews2 followers
May 12, 2021
Şark kurnazı Bayram’ın çocukken kafasına koyduğu hedeflerden birini gerçekleştirmiş, ikinci hedefi olan Kezban’nına ulaşmanın hayaliyle Kapıkule’den Ballıhisar’a geçen yolda yaşadığı hayat muhasebesini, yazıldığı 70’li yılların siyasi ortamına da değinerek anlatıyor Adalet Ağaoğlu. Gerçek bir insan, duyguları, pişmanlıkları, kendi kendine hakverişi, kendini temize çıkarmaya çalışması ve libidosu ile ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi.
Profile Image for Dilara Cavusoglu  Tanir.
9 reviews
November 22, 2021
tatlı sert kendine has konuşma üslubu var Adalet Ağaoğlu'nun ,
jargon'u sevenler için ve hayatın içinden tatlı bir sıcaklık arayanlar için harika bir roman.
"Adalet Ağaoğlu" tiene un estilo de hablar dulce y áspero,
Una gran novela para aquellos que aman la jerga y buscan un dulce calor en la vida."Adalet Ağaoğlu" has a sweet and harsh speaking style,
A great novel for those who love jargon and are looking for a sweet warmth in life.
Profile Image for Barış.
278 reviews10 followers
February 17, 2019
Dili şiirli, anlatımı zengin, çok katmanlı. Bayram’ın Mercedes’iyle sabah Kapıkule’den girip akşama köyüne varması üzerinden bir dönem Türkiye’sindeki değişimleri ustaca anlatıyor yazar. Bayram, Kezban ve tüm kişiler karakterden öte birer kişi. Gerçek, yalın konuşmalar, yapaylıktan uzak doğal akışında bir tarihsel çerçeve.
Profile Image for Sinem.
9 reviews
February 22, 2020
Açık ara okuduğum en iyi roman.Keşfetmekte bu kadar geç kaldığıma üzüldüm şahsen.Yazar öyle ince ince işlemiş,öyle güzel bir memleket gerçeği çıkarmış ki ortaya Bayram’ın yolculuğunda ,okuyucu da kendini sorguluyor.Bayram’ın Balkız’ı = bizim hayallerimiz.. İşin acıklı yanı,gurbetçilik ve gurbetçilerin Türkiye’ye bakışı hala aynı...
Profile Image for Semih.
40 reviews2 followers
April 29, 2020
Dar Zamanlar üçlemesiyle kalbimde taht kuran Adalet Ağaoğlu - her ne kadar son 10 yıldaki demeçleriyle beni dehşete düşürse de sanatından bir şey eksiltimiyor tabii - bu hikayeyle de kalbimdeki tahtın hakkını veriyor. Aklımda bir şey kaldı ama merak ettiğim.

Spoiler
Veligillere ne oldu?
Spoiler sonu
This entire review has been hidden because of spoilers.
Displaying 1 - 30 of 47 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.