"Şimdi, nihayet, anlaşılacağıma inanıyorum. Yani, dinleneceğime ve anlayışla karşılanacağıma. Umudum var. İlginizi çekeceğim. Çekip götüreceğim ilginizi, ve sizi, yanımsıra. Beni bırakamayacaksınız. Bırakmak isteyecek, ama bırakamayacaksınız. Çünkü ben yaşayan tek serbest adamım. Serbestçe konuşan, serbestçe ilerleyen bir adam. İçinden güçlü duygular gelen ve en önemlisi, kendini engellemeyen bir adam." Katil, gazeteci, politikacı, romancı, şöhret... Cömert sürprizlerle dolu bir hayat insanı ne yapmaz ki' Yeter ki insan serbest olsun. Ya da hiç olmazsa serbest kalmak istesin, sokağa çıksın ve yürümeye başlasın... O, Can. Sadece Can. Hayatımızın ve sokaklarımızın en yaralı, en cesur, en şiddetli ve en şanslı kahramanı. Elindeki silahları hiç çekinmeden kullandı. Çok can yaktı. Ama hiç can sıkmadı. Aksine, "Bir tarih yazdı, hiçbir şey yapmadıysa." Bu roman, Can´ın kişisel tarihi. Tarihi kıskandıracak kadar tempolu, içten ve canlı. Melekler Erkek Olur ve Çiçeklerin Tanrısı romanlarıyla Türkiye´nin en çok okunan yazarları arasına giren Hamdi Koç´tan başdöndürücü bir "serbest maceralar" kitabı: İyi Dilekler Ülkesi.
Hamdi Koç Fatsa’da doğdu. Kabataş Erkek Lisesi’nde, bir süre ODTÜ’de okudu. İÜ İngiliz Dili ve Edebiyatı’nı bitirdi. 2002 yılında yayımlanan romanı Melekler Erkek Olur ile Türkiye’nin en çok okunan yazarları arasına girdi. Çiçeklerin Tanrısı, İyi Dilekler Ülkesi, Bir Eski Kocanın Öğleden Sonrası yazarın diğer romanlarıdır.
Çok beğendim. Hiç sıkılmadım, gayet akıcı ve heyecan dolu ilginç bir hikayeydi. Medyayı ve toplumu eleştirmesini de çok yerinde buluyorum, güzel bir roman.
Hamdi koç yazar olarak çok sade ve doğal üslup kullanıyor. Bu da onu diğer yazarlardan ayırmakta. Bu kitap da çok güzel saptamaların olduğu çok keyifli bir roman.