Jump to ratings and reviews
Rate this book

Beyaz Zambaklar Ülkesinde

Rate this book
Rus asıllı bir yazarın, Rusların Fin halkına yaptıkları baskı politikasını yazması, kitabın en orijinal tarafı olsa gerektir. Dünya bir asırdır bu kitabı okuyor... Beyaz Zambaklar Ülkesinde; hem Finlerin, hem Bulgarların, hem de Türk milletinin ulusal bilinç elde etmesinde rol oynar. Bulgar yazar G. Baltaciev; Beyaz Zambaklar Ülkesinde hakkında, Naradna Tzelina dergisinde şunları yazmıştı İnanıyorum ki, biz Bulgarlar bir ulus olarak topyekun olduysak, bunu Grigory Petrov’un kütüphanelerimizdeki eserlerine borçlu olduğumuzu iftiharla söyleyebiliriz. İnanıyorum ki, çok yakında Beyaz Zambaklar Ülkesinde adlı kitabın, herhangi bir okul veya millet kütüphanesinde bulunmayışını suç olarak kabul edeceğiz. Millet adına yazılmış böyle bir kitap, enderdir. Bu kitap, herkes için değerli ve yararlıdır. Kitabı okuduğunuzda yazarın sizi nasıl sürüklediğini, kanatlandırdığını hissedeceksiniz. (...) Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Türkçeye çevrildiğinde Türk basını tarafından ilgiyle karşılanır ve kitaptan övgüyle bahseder. Milli Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Mehmet Emin Bey’in Hayat mecmuasının 74. sayısında kitaptan övgüyle bahsettiği yazısı şö Elimde olsa; HaydarpaşaAnkara arasında seyahat eden her bir yolcunun eline bu kitabı tutuşturur, kitabı okuturken bir yandan da çevrede bulunan toprak yığını köylere baktırırdım. Öğretmen olsaydım; çocuklara bulunduğum şehrin kenar semtlerini gezdirirken, evlerde konuşulanları tekrarlatırken, (yemeiçme, giyimkuşam) tarzlarını gösterirken, Grigory Petrov’un kitabından sayfalar okurdum. Komutan olsaydım; askerlerimin toplandıkları koğuşlara bu kitabın bazı sayfalarını kopya eder ve asardım. (...) Kitap, Müdafaai Milliye Vekâleti (Milli Savunma Bakanlığı) tarafından askerlere tavsiye edilir. Yine Maarif Vekâleti (Milli Eğitim Bakanlığı) tarafından da öğretmen okullarının son dönem mezunlarına birer adet hediye edilir. Kitap, Bulgarcadan Türkçeye 1928’de çevrildi. M. Kemal’in bu kitapla n

175 pages, Paperback

First published May 1, 1923

613 people are currently reading
7550 people want to read

About the author

Grigory Petrov

17 books60 followers
(1868 - 1925), Orthodox priest and a leading proponent of Christian social activism.

Grigory Petrov was born in Iamburg, St. Petersburg province. He was educated at the diocesan seminary and the St. Petersburg Ecclesiastical Academy (1887 - 1891), and on graduating became a priest in a St. Petersburg church.

Petrov was also active as a writer. In his most successful work, The Gospel as the Foundation of Life (1898), he argued that Christian believers were required to apply the literal teachings of Jesus to every aspect of their lives in order to begin building the Kingdom of God here on earth. Petrov knew of the American Social Gospel movement, but his ideas were shaped by his encounters with new conceptions of pastorship and Christian activism then developing among the clergy of St. Petersburg.

Petrov's writings found a ready audience and made him famous. In 1903, however, conservatives began to attack his ideas in the ecclesiastical press, and as a result in 1904 the church dismissed Petrov from his pulpit and banned him from public speaking. Nevertheless, Petrov continued to write. He became interested in Christian politics and was an activist during the Revolution of 1905. He established the newspaper God's Truth in Moscow in 1906 and was elected to the first Duma as a Constitutional Democrat.

Petrov never served in the Duma, however, because he was charged before an ecclesiastical court with false teaching. Although exonerated, he was confined to a monastery under church discipline. Despite popular sympathy for Petrov, the church defrocked him in 1908 and banned him from the capital and from public employment. He then became a journalist for a liberal newspaper, The Word. After the revolutions of 1917 he emigrated to Serbia, and then in 1922 to France. He died in Paris in 1925.

Petrov's main importance was in his contribution to the development of a modern, liberal understanding of Christianity in the Russian Orthodox context.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
6,281 (45%)
4 stars
4,657 (33%)
3 stars
2,167 (15%)
2 stars
496 (3%)
1 star
138 (1%)
Displaying 1 - 30 of 850 reviews
Profile Image for Smand.
56 reviews105 followers
Read
May 7, 2023
Finlandiya'nın silkelenip muasır medeniyet seviyesine ulaşması takdire şayan. Ancak bu değişmenin Petrov'un kitabında anlattığı gibi olmadığında hemfikiriz sanıyorum. Kitap boyunca bir gülme refleksiyle okudum açıkçası. Birilerinin nutuk atmasına müteakip Fin halkının "adamlar haklı, aydınlanalım, kalkınalım!" dediğini düşünen olduğunu sanmıyorum. Bir üçüncü dünya ülkesi vatandaşı olarak yazıldığı dönemde okumuş olsaydım belki feyzalabilirdim. Nitekim devir, ulus-devletlerin şahlandığı, milli uyanış devri. Bugünün dünyasında bunlara yer olduğunu sanmıyorum. Kaldı ki içinde yaşadığımız ülkede toplumun yarısının kalan yarısını gırtlaklama noktasına geldiği, sınıfsal uçurumun her geçen gün büyüdüğü gerçeği göz önüne alındığında "kendini başkaları için feda etmek," "vatan için yapmak" söylemlerinin bir işe yaramayacağı gayet açık. Bu kitaptan Finlandiyalıların haberi olmadığı halde bizde bu kadar tutulması sebebi de zihniyet olarak bir gıdım ilerleyemememiz ve vicdan mastürbasyonuna herkesten çok ihtiyaç duymamızdan başkası değil.
Profile Image for Hatice.
178 reviews30 followers
February 7, 2017
Dünyanın hali hepimizin malumu. Gelir adaletsizliği hat safhada. Bazıları trilyonluk köşklerde hayatın keyfini çıkarırken, bazıları da içecek temiz su dahi bulamıyor. Peki bu kabusu önlemek mümkün mü? Yoksulluğun, sefaletin ve cahilliğin tek nedeni zenginleri bir türlü doyuramamak mı? Yoksa halklar, miskinlikten kurtulup kendi kaderlerini kendileri tayin edebilirler mi? “Beyaz Zambaklar Ülkesinde” bu sorulara, Finlandiya örneğinden yola çıkarak kendince cevap vermiş.

Kitabı okumadan önce Finlandiya tarihine aşina değildim. Yazar Petrov, Finlandiya'nın önce İsveç, daha sonra da Rus egemenliğine girdiğini söylemiş. İsveç etkisindeyken, Fin kültürel gelişimi pek varlık gösterememiş ama Rus İmparator, Fin halkına nispeten daha özgür bir ortam sunmuş.

Beni ilgilendiren asıl mesele, o zamanın en yoksul halklarından biri olan Finlandiya halkının nasıl yükselişe geçtiğiydi tabi. Petrov, “Kahramanlar ve Kitle” bölümünde iki ayrı görüşe yer veriyor. Birinci görüş Carlyle'a ait. Carlyle, halkların ya da insanoğlunun tarihini, “kahramanlar” olarak nitelendirdiği güçlü iradeli, dahi insanların biçimlendirdiğini söylüyor. Halkların, “kahramanlar”ın bir heykeltraş gibi şekil verdiği birer balçık yığını olduğunu ifade ediyor. İkinci görüşün sahibi Tolstoy, tersini düşünüyor; hayata asıl yön veren halk kitleleridir, eğer halkın kimliğinde kahramanlık ve büyüklük ruhu varsa, içinden kendi kahramanlarını da çıkartabilir diyor. Yazar Petrov ise, her halkın içinden iyi ya da kötü insanlar çıkabilir ama kimin yönetime geçeceğini halk, kendisi belirler diye görüş belirtiyor. Finlandiya'nın kalkınma sürecini anlatırken, eğitimin öneminin altını defalarca çiziyor. Halkın her tabakasının mümkün olan en iyi şekilde eğitilerek üretime katılmasının önemini vurguluyor. Sürekli bir kıyaslama mevcut. Eskiyle yeni, olanla olması gereken mukayese ediliyor. Toplumdaki değişimin sonuçları anlatılıyor. Kendi ülkesinden de örnekler veriyor.

Yazar, överken de, yererken de cömert. Örneğin; futbola olan aşırı ilgiyi ya da bütün ülkelerde genel olarak üst tabakanın, halktan, başlarına gelen bütün kötü olaylara karşı istisnasız bir şekilde sabır göstermelerini istemesini sert bir şekilde eleştiriyor. Fakat yeni Suomi'nin binalarından ya da sisteminden bahsederken övgüleri sıralıyor.

Grigoriy Petrov olayları genelde Snelman'ın ağzından anlatmış. Snelman, Finlandiya'nın “yaşam mimarları”ndan. Önsözde belirtilene göre kendisi, kitaptaki gibi ateşli bir konuşmacı değilmiş. Yarvinen gibi hayali karakterler de var. Yani yazar, kitabı yazarken hayalgücünü de kullanmış.

Bataklıklarla dolu bir yerden, refah dolu bir ülke yaratan bir halkın değişimini okumak güzeldi. Bu kitabı okumamın esas nedeni, Mustafa Kemal Atatürk'ün tavsiye etmiş olmasıdır. Ben de bu vesileyle, kendi kahramanımızı, önderimizi bir kez daha saygı ve minnetle anıyorum.
Profile Image for Semih Eker.
129 reviews18 followers
January 11, 2017
Beyaz Zambaklar Ülkesinde isimli eserinde Grigory Petrov, küçük nüfuslu, her konuda geri kalmış ve doğa şartları bakımından da talihsiz denebilecek bir ülke olan Finlandiya üzerinden, bir ülkenin gelişmesi için gereken adımları örnekler vererek anlatmış. Ara ara masallarla da süsleyerek eseri daha da okunabilir hale getirmiş.

Sayfa sayısı az olmasına rağmen eserin kapsamlı olduğunu söyleyebilirim. Öğretmenlerden öğrencilere, din adamlarından orduya, iş adamlarından memurlara, köylülerden anne,baba ve çocuklara kadar toplumun her unsuru ele alınmış ve aydınlanmanın nasıl gerçekleştiği örneği okura sunulmuş.

Atatürk, zamanında bu eserin okul müfredatlarına ekletmek istediği bilgisi de kitap ile ilgili en dikkat çekici noktaydı benim için ve eseri okuyunca Atamızın neden böyle bir şey istediği de çok açık görülüyor.

Şahsen toplum yapısı, aydınlanma ve kalkınma anlamında güzel bir rehber diyebilirim, ve eseri tavsiye ederim.

Profile Image for Jefi Sevilay.
794 reviews93 followers
December 21, 2022
Açıkçası Atatürk'ün okunmasını istediğini bilmiyordum ama Serdar Kuzuloğlu'nun konuşmasını dinleyince denemek istedim. Andaç Yayınları'nın basımı hariç harika bir kitaptı.

Kitapla ilgili oldukça detaylı görüşlerim ve paylaşmak istediğim pasajlar var ki elimden geldiğince bahsetmek istiyorum;

1. Finlandiya'da seçim barajı yokmuş. Biz ortadoğu medeniyetleri nasıl hala %10 gibi bir rakamda diretebiliriz anlayamıyorum. Neden en küçük gruplar bile mecliste temsil edilemesin? Neden %9.9'da kalan partinin oyları çöp olsun?

2. Finlandiya ismini onlara İsveçliler vermiş. Aslında kendilerini Suomi yani "Bataklık Ülkesi" olarak adlandırıyorlar.

3. Eğitim ve öğretimin ücretsiz olduğu Finlandiya'da 20 üniversite varmış. Az ama kaliteli üniversiteler. Bizdeki gibi mahalle üniversiteleri değil.

4. (Rusya - Finlandiya karşılaştırması üzerine). Eğer tren istasyonlarında Rusya'da olduğu gibi halka güvenmeyip de biletçi olursa, bu biletçiyi de kontrol etmek gerekir. Biz halka itimat etmenin daha doğru olduğuna inanırız..

5. 15.000 nüfuslu bir kasaba olan Vyborg'da bile 12 kitapçı vardır. (İstanbul'un bir köyünde bir tane bile kitap alacak yer bulamayınca yaşadığım hayalkırıklığı üzerine belirtmek istedim. Her yer cips. Cips kafayız işte. Cips kitaptan daha önemli.)

6. Devletlerin kuvvetli ve zayıf olması milletlerin yükselmesi ve gerilemesi yalnız yöneticilerin beceriksizliğinden ya da sorumsuzluğundan kaynaklanmaz. Devleti yönetenler iyi veya kötü, kahraman veya zalim olsunlar, onlar bir ferdi oldukları kendi milletlerinin birer aynasıdır. Bir toplum nasılsa yöneticileri de onlar gibidir. İşte bundan dolayıdır ki öteden beri her millet layık olduğu yönetim tarzına ve yöneticilere sahip olur. (YORUMSUZ)

7. Aydın olmak modaya uygun elbise, şapka ve kolalı gömlek giymek değildir. Aydın kesim bir milletin beyni gibidir. Okumuşların hepsi ruhsal zekayı geliştirmek, ulusal iradeyi güçlendirmek zorundadır. Köylülere, işçilere ve kasaba halkının alt tabakasına nasıl daha iyi yaşayabileceklerini öğretin!

8. Millete hayatın değerini anlamayı ve korumayı öğretin. Vatan için yaşamak, ülkenin ilerlemesi ve yükselmesi için çalışmak da, ülke için ölmek kadar şereflidir. Yaşayıp üretmek ve ülkesini daha iyi yerlere getirmektense ölmeyi (şehit olmayı) tercih edenlere gelsin. Geçen güzel bir cümle ile karşılaştım. Batı toplumları yaşamdan, doğu toplumları ölümden beslenir. Fena halde doğru.

9. Millete kendisinin ve başkalarının kişilik haklarına saygılı olmayı öğretin. (Ah bir öğretebilsem).

10. (Ruhban sınıfına hitaben) Saygıdeğer din adamları, kilise papazları; Halkın gerçek rahipleri olun. Din adamlığının kilise memurluğu demek olmadığını bilin. Papazlar memur değildir.

11. Eğer çocuklarınız olması gerektiği gibi yetiştirilmezse, parlamentolar ve bütün hukuk düzeni yerli yerinde olsa da sosyal hayat yine sorunlarla dolacaktır. Bu kuşaktan gelen memurlar vurdumduymaz, bakanlar ise siyasi cambaz olur. Milletvekilleri çıkar peşinde koşar. Okullar yeni neslin kafasını ve kalbini kurutan yerler olur. Basın, sokaklarda kendini satışa çıkaran allı pullu kadınlara döner. Aç veya tok halk kitleleri kendisine yabancı olan bir şeye, bilhassa elit kesimlere mensup kişilere karşı nefret ve kıskançlık duyguları beslemeye başlar. (Başka söze gerek var mı?)

12. (Ve kitap şöyle biter) Yakmaktan korkmayın! Her yer aydınlanana kadar kendinizi ve diğerlerini yakın. Başarının çabuk olmasını beklemeyin! Kararlı olun! Sizi anlamak yerine, alay edeceklerdir. Sizi desteklemek yerine engelleyeceklerdir. Sizi tanımak yerine iftira atacaklardır. Onlar karanlığın emrinde sizinle savaşacaklardır. Siz de ışığı yaymak için gerekirse yanın ve her yeri aydınlatın!

Bu kitapta tek hoşuma gitmeyen Andaç Yayınları'nın basımı oldu. Kitabı katletmişler. Dilbilgisi hatası mı diyeyim, -de ve -ki'nin yazımı mı diyeyim, fazla ve yanlış koyulan boşluklar mı diyeyim, daha da ileri gidip çevrilmeden unutulmuş cümleler mi diyeyim. Çok enteresan. Kitap Finlandiya İç Savaşı ile başladıktan sonra Petrov'a ve eserlerine dair bölümle devam ediyor. Sonra nedendir bilinmez Bulgarca çevirinin önsözü geliyor. Kitabın kendisine ulaşmak için ilk 50 anlamsız sayfayı tamamlamalısınız.

Kapağa "Atatürk'ün okunmasını istediği kitap" yazmak kolay buna layık da olmak lazım değil mi Andaç Yayınları?

Herkese keyifli okumalar!
Profile Image for Levent Pekcan.
197 reviews620 followers
August 30, 2020
Uzun zamandır okumayı istediğim bir kitaptı, kısmet 2020 yazınaymış.

Tarihi boyunca başka milletlerin yönetimi altında kalmış, ufak bir kuzey ülkesi olan Finlandiya'nın ayağa kalkış öyküsünü anlatan, güzel ama biraz yaşlanmış bir kitap. Atatürk'ün neden bu kitaptan etkilendiğini anlamak ve hak vermek kolay doğrusu, ancak ülkemizle paraleller kurmaya çalışırken ben hep Finlandiya'nın çok daha az nüfusa sahip bir ülke olduğu gerçeğine takıldım. Ufak ve radikal bölünmeleri de pek olmayan bir halkı ortak amaçlar uğruna harekete geçirmek herhalde bize göre daha kolay gerçekleşmiştir diye düşünüyorum.

Kitabın özellikle "Kışla" isimli bölümü bana ülkemizi düşündürdü. Finlandiya'nın okullarını anlatan ilgili bölümüyse hayli kıskandırdı. Okullarıyla gurur duyan bir ülke olmak nasıl bir şeydir acaba?
Profile Image for Best Friend with Books.
168 reviews76 followers
January 7, 2019
Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Grigoriy Petrov'un tarihi gerçekler üzerine inşaa ettiği ve kendi hayal dünyası ile harmanladığı çok özel bir kitap. Hem okumayı hem anlamayı kolaylaştıran çok güzel dokunuşlara sahip. Motive ediyor, fikir veriyor, ufku genişletiyor. Yazıldığı zamanla sınırlı kalmamış, zamanının çok ötesine geçmiş bir eser. Ne zaman okunursa okunsun vermek istediği hayati mesajları mutlak surette okuyucusuna iletebilecek bir güce sahip. Kitaptaki her karakter çok önemli fakat J. Vilhelm Snellman özellikle araştırılması gereken tarihi bir kişilik ve aynı zamanda Petrov'un da etkisiyle üzerinde ciddi ciddi düşünülmesi gereken bir metafor bana göre.

Başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bu kitabı okumamda katkısı olan herkese ve herşeye minnettarım. Kitabın, ülkemizdeki popülaritesini her daim koruyabilmesini ve olabildiğince çok kişiye ulaşabilmesini diliyorum.


Alıntılar:

* Devletlerin gücü ve zayıflığı, milletlerin refahı ve fakirliği sadece yöneticilerin dindarlığına veya kötülüğüne bağlı değildir. Yöneticiler iyi veya kötü de olsalar, kahraman veya zalim de olsalar kendi halklarının birer parçasıdırlar. Milletlerinin ruhunu yansıtırlar. Kendi milletlerinin birer ürünüdürler. Halk nasılsa onlar da öyledir. Her halk hak ettiği şekilde yönetilir.

* Snelman ironiyle, "Adaletsizliğin başöğretmenleri kimdir, bilir misiniz?" diye sordu. "Memurlar!" Kanunun temsilcileri! Halka, yasalara uymayı onlar öğretiyor. Yeni Finlandiya adına sizlerden, kanun adamlarından rica ediyorum. Vatandaşlarımızdaki kanun duygusunu, içlerindeki adalet duygusunu ortaya çıkarmamıza yardım edin.

* Tahsildar; küçük ve kirli kazançların insanı, İncil'in havarisi oluyor. bizdeyse ne korkunç bir saçmalık var! Havari ünvanını taşıyanlarımız tahsildarlara dönüşüyor.
Sadece gelirleri, para toplamayı; boş, rahat ve tembel hayatlarını düşünüyorlar. Konuşmalarının halkta herhangi bir etki yaratmamasına, onları dinlemek bile istememelerine şaşıracak ne var? İnsanların ruhunda dindarlığı uyandırmayı beceremiyor bu insanlar. Uyandırmak istemiyorlar! Uyandırmıyorlar da.

* Yakmaktan korkmayın. Çevrenizdeki her yer aydınlanana kadar kendiniz yanın ve etrafınızdakileri tutuşturun. Ama bu yolda hızlı bir başarı da beklemeyin. Sizleri onaylamak ve sizlere sempati duymak yerine alay edebilirler. Şan ve şeref yerine lanet ve nefret kazanabilirsiniz. Yardım etmek yerine gizli entrikalar kurabilir veya açıkça sizinle mücadele edebilirler. Onlarca, yüzlerce, binlerce karanlık güç sizin aydınlık işlerinizi söndürecektir. Ama siz yakın! Yanın ve yakın!


T.
Profile Image for Chinara Ahmadova.
426 reviews123 followers
October 11, 2016
Yaxşı tərcümədə oxusam da, bir az AzTv tərzi, ideallaşdırılmış Finlandiya reformasiyasından ağız dolusu danışırdı. Pafoslu cümlələr tarix kitablarını xatırladırdı. Çox bədii əsərlərin arasında fərqlilik kimi yaxşı idi.
Profile Image for Nisa Akcay.
49 reviews22 followers
March 11, 2015
beyaz zambaklar ülkesinde'yi bu sabah bitirdim ve kitap hakkında diyebileceğim tek şey harika oluşuydu.ayrıca bu kitabı herkes okusun istiyorum,o kadar güzel şeyler öğreniyorsunuz ki 5 liraya.
kitabı yarışma için okumam gerekmeseydi muhtemelen hiç okumazdım ama iyi ki yarışma için bu kitap seçilmiş.
konusundan bahsetmek gerekirse,rus yazar grigory petrov aslında bir rahip-yazarmış.ama bir şekilde kilise onu aforoz edince bataklık ülkesi "suomi" yani finlandiya'ya gidiyor. finlandiya o zamanlar 2 milyonluk bir ülke,isveç'in işgalinden yeni çıkmış ve ülke perişan halde. ama bu iki milyonluk halk doğru kişiler sayesinde en baştan başlayarak önce eğitim sonra da diğer şeyleri düzeltiyorlar. kitapta bu ülkenin çabaları kısa hikayelerle anlatılıyor.
finlandiya şu an maksimum 10 milyonluk bir ülke, bir istanbul kadar bile değil. ama bir fin vatandaşının ekonomik durumu bir türk'ün ekonomik durumdan kat kat daha iyi. finlandiya'da hayat şartları çok yüksek,bir de türkiye'ye bakın...
ben okurken çok şaşırdım. biz neredeyse 80 milyonluk bir ülkeyiz,hiçbir zamanda başka bir milletin işgalinde kalmamışız,ama nasıl olmuşta minnacık bir ülke bizden daha iyi hale gelebilmiş? kitabı okurken fark ediyorsunuz,insanlar ülkelerinin kalkınması için o kadar çaba sarf ediyorlar ki... bir de şimdi bizlere bakalım, abd başkanı obama "siz bilgisayar oyunu oynamayın,onu üretin.devlet size gereken desteği verecektir." derken bizim teknolojiden sorumlu bakanımız "bu teknoloji işleriyle uğraşmayın,bu işlerle uğraşırsanız deli olursunuz." diyor.
bu kitapta o kadar derin manalı cümleler vardı ki... internette biraz araştırma yaptığımda avrupa ve amerika'da bu kitabın devlet yöneticileri tarafından kesinlikle okunduğu,okunması gerektiği yazıyor.merak ediyorum bizim yöneticilerimiz okusaydı şu an ülkemiz,ülkemizdeki eğitim ne düzeyde olurdu.
Profile Image for Murat Gonul.
222 reviews
December 30, 2017
“Herkes hayattan bir şey almak ister, fakat ona bir şey vermek istemez. Birçok kimseler toplum hayatına asalak olarak katılırlar. Hayatın anlamını başkalarını sömürmekte ve başka kimselerin sırtından geçinmekte ararlar”

Küçük ve unutulmuş bir toplum olan Fin’lerin nasıl bir ulus olduğunu anlatan kitap beni çok etkiledi. Özellikle Snelman’ın fikirleri, topluma aşıladığı kültür ve çalışkanlık muhteşem. Benzer amaç ve araçlarla yola çıkılmış ve güzel yerlere gelmiş ülkemin bugünkü halini düşününce kahroluyor insan. Unutlumuş bataklıklar ülkesi, beyaz zambaklar ülkesi nasıl olmuş kitapta görülüyor.
Profile Image for Özgür.
173 reviews165 followers
Read
April 20, 2019
Kitabı çok okunan bir kitap olduğu için okudum. Bir çırpıda okunabilecek bir kitap. Finlandiya gerçekten Petrov'un anlattığı şekilde mi kalkındı bilemiyorum ama hikayelerde vurguladığı hususların (eğitim, bireyler arası güven, iyi yönetişim gibi) genel olarak kalkınmaya olumlu etkisi olduğu rahatlıkla söylenebilir. Yani hikayelerin doğruluğu tartışılsa da verdiği mesajlar genel olarak doğru (yapılabilirliği ayrı bir tartışma konusu tabi). Erken yaşlarda okunabilecek bir kitap, sonrasında çok fazla etkileyici olmaz sanırım.
1 review3 followers
Currently reading
May 26, 2009
Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Mustafa Kemal Atatürk zamanında Türkçeye ilk kez çevrildi. Atatürk, kitabı okuduğunda bu destansı başarıya tek kelimeyle hayran olmuştu. Derhal kitabın ülkedeki okulların, özellikle askeri okulların müfredatına dahil edilmesini emretti. Türk askerleri ülkelerindeki “yaşamı yenilemek” için mutlaka bu kitabı okumalıydılar. O vakitler, kitap o kadar çok ilgi gördü ki, Kuran-ı Kerim’den sonra en çok okunan kitap haline geldi.

Bu kitap tüm yoksulluğa, imkansızlıklara ve elverişsiz doğa koşullarına rağmen, bir avuç aydının önderliğinde; askerlerden din adamlarına, profesörlerden öğretmenlere, doktorlardan işadamlarına kadar, her meslekten insanın omuz omuza bir dayanışma sergileyerek, Finlandiya’yı, ülkelerini geri kalmışlıktan kurtarmak için nasıl büyük bir mücadele verdiklerini, tüm insanlığa örnek olacak biçimde gözler önüne sermektedir.
Profile Image for Saida Ojagverdiyeva.
4 reviews3 followers
November 3, 2012
The book was recommended and even obligatory in Turkish universities during Ataturk period, and one of the nicest examples of civil society development through significance of education and the rise of national consciousness. Left deep impression on me.
Profile Image for Hakan Karabas.
100 reviews5 followers
February 21, 2018
Günümüzden yaklaşık 100 yıl önce yazılmış olan kitapta neredeyse 2018 Türkiye'sinin anlatıldığını görünce şok olacaksınız. Fin'lilerin nasıl başardıklarını okudukça heyecanlanacak ve bu mental gelişmenin ülkemizde de biran önce gerçekleşmesini isteyeceksiniz :)
Profile Image for Mir.
266 reviews8 followers
July 29, 2018
10/10

“Her millet, layık ol­duğu idareye ve devlet adamlarına sahip olur.”

Yönetimden memnun olmayan birey önce kendisini eleştirmeli.
Profile Image for Sahiden35.
279 reviews13 followers
September 22, 2019
Köy enstitüleri bu kitaba en güzel örnekti. Neden bizde de olmasın diye düşünmeden edemiyor insan...
Profile Image for moi, k.y.a..
2,076 reviews380 followers
January 5, 2020
2020’nin en iyi kitaplarından, hatta hayatımda okuduğum en iyi kitaplardan birinin sonuna geldim.

Kitabın adını duymuş olmama rağmen konusuna dair hiçbir şey bilmiyordum. Final sınavında sorumlu olduğumuz için okumaya başladım ancak beklentimin çok üstüne çıkarak beni benden aldı. Finlandiya birçok yönüyle benim hayran olduğum tarzda bir işleyişe, düzene sahiptir. Onların bu noktaya nasıl geldiğini, Snelman’ın tanımak ve onun halkını nasıl uyandırdığını okumak harikuladeydi.

Bojkov tarafından yapılmış Bulgarca çevirileri kaynak alan dönemin Milli Eğitim Bakanı Ali Haydar Bey’in ilk olarak çevirmesinin ardından kitabı okuyan Atatürk, bu yeniden dirilen ülkenin öyküsünü beğenerek askeriyede okunmasını önermiş. Günümüzde de 100 Temel Eser listesinde bulunan kitabı bu kadar geç okumuş olmak bir nebze üzse de daha fazla geç kalmadığım için mutlu oldum.

Genci yetişkini herkesin okuması gereken bir kitap varsa, inanın bu kitap onlardan biri.
Şiddetle ama şiddetle tavsiye ederim.
Profile Image for Hasan Başusta.
10 reviews153 followers
December 3, 2016
Aydının görevi; halkın vicdan, irade, enerji ve düşünme yeteneğini canlandırmaktır: https://twitter.com/hasanbasusta/stat...

Kitaptan notlarım:

Atatürk boşuna övmemis bu kitabı. Halkının zekasını, vicdanını, enerjisini harekete geçirmek için ömrünü adayan Snelman'ın müthiş hikayesi.

Snelman'ın özeti şu cümlesi olabilir: Karanlık köşelerde canlı kandiller yaktım ve daha iyi aydınlatmaları için onlara yağ takviyesi yaptım.

Kitabın sonunda Mirca Eliada: O belki Snelman'dir, belki bu kitabin yazari Petrov'dur, belki de Atatürk'tür der. (Snelman'ın ölümü: 1881)

Snelman, 100 kişiye ulaşmak için köy, kasaba gezer; fikirlerini aşılar. Atatürk bu çağda yaşasaydı belki de dijital bir hareket başlatırdı.
Profile Image for alper.
210 reviews62 followers
November 26, 2022
Sabah hıçkırarak kalktım. Saat altı civarı. Kitabın etkisinde kalmışım. Mahcubiyet bilinçaltımı yerle bir etmiş. Bu halde olmamalıydı bu ülke. Üzgünüm…

Yazımı bu noktada sansürlüyorum. Toplumun manevi değerlerine (!) dokunma kapsamında değerlendirilebilir yazdıklarım, malum kalemim keskin. Okuyup benzer duygular yaşayanlar az çok anlayacaktır hissettiklerimi. Bir süre telepati ile; ne yapalım. :(

Suomi halkına, Snellman'a, Atama sevgi ve saygılarımla. Şimdilik, şimdilik!..
Profile Image for gökçe.
174 reviews17 followers
April 7, 2025
bu gündemde okuyunca daha bi anlamlı geliyor
Profile Image for Tarlan A. Latif.
215 reviews28 followers
September 15, 2019
• beyaz zambaklar ülkesinde • Grigory Petrov • 🌾 bəs siz hansı kitabı oxuyursuz? 🌾


Kitabı əksər insanlar “Atatürkün okulluların müfredatına konulmasını istediği kitap” olaraq tanıyır, yaxud da inam hiss edərək alır. Bu kitab haqqında təsuratlarım çox yüksəkdir. Bəlkə də bu günə qədər, xüsusi ilə də təhsillə bu qədər əlaqəli “Pedagoy of Oppressed” kitabından sonra ən çox sevdiyim kitab oldu. Təhsil sferasında olan insanların xüsusi ilə diqqət yetirməli olduğu bir kitabdır. Yəqin ki, Finlandiya təhsil modelinin ideal hesab olunduğundan xəbərdarsınız. Kitabın yazıçısı oğlumuz Grigory əslində səyyahdır, və bütün bu yazılar Finlandiyaya olan səfəri zamanı müşahidələrinə əsaslanaraq yazılıb. Müstəmləkədən xilas olan bataqlıqlar ölkəsi olan Finlandiyanın necə bəyaz zambaqlar ölkəsinə çevrilməsini, xalqın necə dirçəlib yenidən dəyərlə formalaşdırmasından bəhs edir. Hətta mən atamız Atatürkdən bir addım da o tərəfə gedib “valideyn”lərin də mütləq bu kitabı oxumasını istərdim. Bir sözlə mütləq oxuyun, hətta “masabaşı” kitabınız edin!
Author 2 books461 followers
Read
February 2, 2022
"Vatan için yaşamak, ülkenin ilerlemesi ve yükselmesi için çalışmak da, ülke için ölmek kadar şereflidir." (s.58)

Hemen her öğrenciye okutulması gereken, az bilinen kaliteli kitaplardan ki, çalışmanın da ülke için "ölmek" kadar gurur verici bir şey olduğunu vurguladığı için.

"Futbol, bütün bir neslin düşüncesini ve duygularını kendi egemenliği altına almış bir hastalık olmuştu." (s.63)
Profile Image for Lamiya Goycayeva.
201 reviews51 followers
April 17, 2021
Elə bil, Qriqori Petrovun TedX çıxışına baxdım. Çıxışı Snelmanın uğur hekayəsinə həsr etmişdi, hekayəni də "Qabusnamə" tərzində nəql edirdi.

P.S. Səbrim növbəti sınaqdan üzüağ çıxdı.
Profile Image for Tuncay Özdemir.
290 reviews54 followers
September 21, 2018
Bu kitapta Finlandiya'daki aydınların ülkelerinin kalkınmasındaki çabalarını ibretle izliyoruz. Atam da bu kitabı önerirken Türk aydınına böyle bir misyon yüklemek istemiş belli ki. Atamın sözünün üstüne söz söylemek haddime değil ama bunca yıl sonra öğrendiğim bir şey varsa o da şu: bizim memlekette devlet ve tepedeki arkadaşlar istemezse alttan yaprak kımıldamaz. Aydınımız iyi de olsa kötü de olsa fark etmiyor. Sadece aydınımıza yüklenemeyiz. Türkan Saylan, kitaptaki Fin aydınlardan farklı mıydı sizce? Neler neler geldi başına...

Nerede okudum hatırlamıyorum ama Tanzimat Paşalarından Fuat Paşa'nın şöyle bir sözü varmış, çok güzel: "Bir devlette iki kuvvet olur. Biri yukardan, biri aşağıdan gelir. Bizim memlekette yukarıdan gelen kuvvet cümlemizi eziyor. Aşağıdan ise bir kuvvet hasıl etmeye imkân yoktur. Bunun için pabuççu muştası gibi yandan bir kuvvet kullanmaya muhtacız. O kuvvetler de sefaretlerdir."

Yine de okuyun tabi. Ama kendinize çok da yüklenmeyin, bizde neden yok diye..



Profile Image for Nərmin.
640 reviews173 followers
December 3, 2016
" Hiç bir şeyde aşırıya kaçmamalıdır. Hiç bir şey tek taraflı olmamalıdır. Her şeyde orta yolu gözetmelidir. Her şeyi zamanında ve yerinde yapmalıdır."

"Hayatdaki düzensizliklerin en büyük nedenlerinden biri şudur ki, herkes hayatında refaha kavuşmayı arzu eder, fakat hayatını terfi etdirmesini ve bizzat çalışma sonucunda hayatını daha iyi bir biçimde düzenleme ihtiyacını hissetmez."~ Lev Tolstoy

Maraqlı, göz açıcı və düşündürücü kitab idi. Bir neçə yerdə şişirtmələrə yer verilsə də, çatdırmaq istədiyi fikirlərlə razılaşmaya bilməzdim. Finlandiya da sevdiyim ölkələrdən biri olduğundan, kitabı oxuduğuma dəydi.
Profile Image for ozgurluk kurdu.
310 reviews27 followers
September 21, 2024
Bir ulusun inşası projesi. Finlandiya özerkliğini kazanmıştır. Şimdi vakit bir ulusu yeniden ayağa kaldırma ve yeni bir sistem kurma vaktidir. Hem de her yönüyle.

Bu her ne kadar ütopik bir kurgu olsa da çokça lidere ilham olmuş bir anlatı. Bu liderlerden biri de Mustafa Kemal Atatürk.

Umutsuz hissettiğinizde dönüp bakabileceğiniz, kendinize bir amaç edinmek istediğinizde başvurabileceğiniz bir anlatı. Çünkü bunlar olmadan hayat nedir ki?

Hazal Yalın'ın akıcı çevirisiyle.

Kitaplarla kalın!
Profile Image for Gün.
157 reviews24 followers
October 15, 2018
Aslında kötü bir kitap olduğunu söylemek mümkün değil ancak yer yer güldürüye kaçarak rahatsız edici olan öğretici/didaktik bir üslubu var. Yine de ilginç bir deneyim için okunabilir.

Atatürk tarafından çok beğenilen ve okullarda okutulması tavsiye edilen bu kitabı yine benzer tavsiyelerden sonra okumaya karar verdim. Ancak ilginç şekilde, bu kitabın yalnızca Türkiye'de ünlü olduğu, Finlilerin böyle bir kitabın varlığından dahi haberdar olmadığı buradaki yorumlara bakarak anlaşılıyor. Yazan adamın zaten Fin değil de Ortodoks Rus bir rahip olması da ayrı bir konu.

Kıta Avrupası'ndan uzakta, Rus/Sovyet yayılmacılığı dışında kendi halinde yaşayan 2 milyonluk küçük bir Baltık ülkesini kalkındıran reçetenin yalnızca bu kitapta anlatılanlar olmadığı çok açık. Yine de o dönem, idealist insanlar kuşağı tarafından bu kitabın neden bir kurtuluş reçetesi olarak görülmesinin nedeni ise, kitabı okuyunca kendilerine sordukları "Onlar yapabildiyse biz neden yapamayalım?" sorusu. Onların yapabilme nedenleri her ne ise bu kitapta anlatılanlardan farklı nedenler, bizde olmayanlar da işte tam olarak bunlar. Protestan olmamak, Fin veya Germen değil de Ortadoğulu olmak vs. Bütün bunların yanı sıra bir ucu Balkanları, bir ucu Kafkasları tutan, Avrupa’yı, Asya’yı ve Ortadoğu’yu devasa bir köprü gibi birbirine bağlayan ülkemizin, bataklıklar ülkesi gibi kendi halinde bırakılmasının mümkün olmayacağı da malumunuz.

Yine bu kitabı tavsiye eden M. Serdar Kuzuloğlu şöyle diyor, Türkiye her zaman geleceği çok parlak bir ülke olarak kalacak, o parlak gelecek ise hiç bir zaman gelmeyecek. Bu gerçeği ne kadar erken kabullenirsek o kadar az hayal kırıklığına uğrarız dostlarım. İyi okumalar...
Profile Image for Selin Alper.
153 reviews15 followers
October 21, 2019
“Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Mustafa Kemal Atatürk zamanında Türkçeye ilk kez çevrildi. Atatürk, kitabı okuduğunda bu destansı başarıya tek kelimeyle hayran olmuştu. Derhal kitabın ülkedeki okulların, özellikle askeri okulların müfredatına dahil edilmesini emretti. Türk askerleri ülkelerindeki ‘yaşamı yenilemek’ için mutlaka bu kitabı okumalıydılar.”

“Eğer gençliğin ruhunu, bakımsız bir tarla gibi kendi haline bırakırsanız orada yabani otlar ve dikenler biter.”

Halka güvenmek, ama öncesinde halkı eğitmek, bilgilendirmek, halka destek olmak, yıllarca süren emek ve sonra halktan toplumu yüceltmesini beklemek. Finlandiya hakkında pek az bir bilgiye sahiptim, dünyada eğitim sisteminde lider olduğunu, farklı metotlar kullandıklarını da anne olduktan sonra öğrenmiştim. Şimdi bu kitabı okuduğumda, yıllarca bağımsızlığı dahi olmayan, Rusya ve İsviçre arasında savaş ve sömürge ile yönetilen bir toplumdan nasıl bu değerler ve bu başarı çıkmış, inanılmaz! Çok saygı duydum. Atatürk’ün Türkiye için ulaşmaya çalıştığı uygarlık seviyesine nasıl geldi bu toplum. Hem de coğrafi ve jeopolitik bir konum avantajı olmamasına rağmen.

Memur, asker ve çocuk yetiştirmenin önemini çok güzel vurguluyor. Bizim yapamadığımız bir dolu örnek eşliğinde..
Profile Image for Mehmet Kutup.
69 reviews
February 7, 2017
Finlandiyanın değişim geçirmesi Atatürk'ü neden ve nasıl etkilemiş diye merak ederek başladım okumaya. Kitap bitince anladım, asıl olan konu burada Finlandiya değil, kafa yapıları nasıl değiştiği, kültür ve bilim nasıl ilerlediği, cehaletten nasıl kurtuldukları önemliydi. inanılmaz güzeldi, çok beğendim. kitabın ilk 50 bölümü Petrov, Snelman ve Finlandiyayı anlatan bölüm. Yalnızca kitabın sonundaki iyi-kötü ruh hikayesi çok uzun olduğu için sıkıcı geldi.

Kitaptan:
"Ülkelerin güçlü veya zayıf, halkların gelişmiş veya geri kalmış olmasının altında yatan tek neden yöneticinin adil veya yetersiz olması değildir. Yönetici nasıl biri olursa olsun - iyi veya kötü, kahraman veya zalim - her zaman kendi halkının canından bir candır, onun bir parçası, ruhunun yansımasıdır. Halk nasılsa, onu yönetenler de öyledir. Bu yüzden de halkın hak ettiği iktidarlara ve yöneticilere sahip olduğu eskiden beri söylenegelmektedir."
Displaying 1 - 30 of 850 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.