Türk edebiyatının en çok okunan romanlarından biri, belki de birincisi olan Sinekli Bakkal, ilk defa İngilizce olarak The Clown and His Daughter (Soytarı ve Kızı) adıyla Londra'da yayımlandı (1935). Türkçede önce Haber gazetesinde tefrika edilen roman (1935), daha sonra kitap olarak basıldı (1936). Eser, 1942 yılında CHP Roman Ödülü'nü kazanmakla ününü pekiştirmiş ve günümüze dek hakkında yurtiçinde ve dışında birçok yazı kaleme alınmıştır. Halide Edib Adıvar'ın bu çok sevilen eseri Sıpçaya, Portekizceye, Finceye ve Fransızcaya çevrilmiş ve senaryolaştırılarak filme de çekilmiştir.
Selim İleri, Sinekli Bakkal için şunları söylüyor: "İlk okuyuşumda Sinekli Bakkal'ı bir masal-roman gibi okumuş olmalıyım. Öylesi çoşkun tatlar anımsıyorum. Sinekli Bakkal, kuşaktan kuşağa, bütün romanseverleri adeta büyülemiş bir romandır. Bu eserde romancı, bir yaşam boyu ödeştiği Doğu-Batı sorununa, kültürün, sanatın eşliğinde sentezci yordamlar aranır. Fonda, II. Abdülhamid dönemi ve imparatorluk başkenti İstanbul. Bir İstanbul sokağı ki, bugün yerinde yeller esiyor. Ama Halide Edip Adıvar'ın klasikleşmiş denebilecek tasvirleriyle o sokağı gönlümüzde yine hissedebiliyoruz. Bir genç kız, Rabia. Bir müzisyen, Peregrini. Bir Mevlevi dedesi, Vehbi Dede. Alaturka ve alafranga musiki... Bunlar, hepsi el ele verince, istibdada bile karşı çıkış yolu bulunamaz mı?! İddiasını bugün de bütün inceliğiyle koruyan bir roman..."
Halide Edib Adıvar was a Turkish novelist and feminist political leader. She was best known for her novels criticizing the low social status of Turkish women and what she saw as the disinterest of most women in changing their situation. She also served as a soldier in the Turkish military during the Turkish War of Independence.
Her father was a secretary of the Ottoman Sultan Abdülhamid II. She and her family were affiliated with the Dönmeh, a group that publicly practiced Islam but secretly practiced a form of Judaism called Sabbateanism. Edip was educated at home by private tutors from whom she learned European and Ottoman literature, religion, philosophy, sociology, piano, English, French, and Arabic. She learned Greek from her neighbors and from briefly attending a Greek school in Istanbul. She attended the American College for Girls briefly in 1893. In 1897, she translated Mother by Jacob Abbott, for which the sultan awarded her the Order of Charity (Nishan-i-Shafakat; Şefkat Nişanı). She attended the American College again from 1899 to 1901, when she graduated. Her father's house was a center of intellectual activity in Istanbul and even as a child Halide Edip participated in the intellectual life of the city.
Mükemmel bir kitaptı. Tam bir Türk klasiği. Dünya çapında çağdaşlarının ötesinde bir başyapıt. Halide Edip bu kitabında romancılığın zirvesine çıkmış.
II.Abdülhamit döneminin güvensiz, tehditkar ve çözünmekte olan toplumunun çelişkileri romanın fonunda sürüyor. İnsanlar birbirinden çekiniyor, jurnalciler kol geziyor. Böyle karmaşık bir zamanda geçmişten beri bütün kalmış kendi halinde bir sokak Sinekli Bakkal.
Çarpıcı karakterleriyle kitap sürüp gidiyor. Mahallenin sert imamının tutucu kızı, orta oyuncusunun hafız kızı, mevlevi dedesi, frenk pianist, bir cüce amca... Her sayfasında ayrı bir güzellik ayrı bir macera. Dilin kullanımı inanılmaz akıcı ve sade bir şıklığı var.
Hayalcinin hafız kızının güzel işlenmiş bir hikayesi. Bu hikaye ekseninde doğu ile batının uyumunu ve uyumsuzluğunu göz önüne koyuyor. Mevlevi felsefesiyle ince işlenmiş fikir tartışmaları ve tamamen müzik dolu mekanlar ve olaylar ve karakterler.
Her şeyiyle muhteşemdi, herkesin okumasını tavsiye ederim.
"İnsanlar karışık işlemelerde birbirine girip çıkan renk renk iplikler gibi. Ucunu, izini tamamen kaybettim zannettiğin zaman biri birdenbire karşına çıkıyor, seninle birleşiyor, haydi yeniden bir şekil yaratıyorsunuz. Kim bilir, belki Tevfik de bir gün birdenbire böyle karşısına çıkıverecek."
Mini mini bir orta okul öğrencisiyken okuduğum bu kitabı 7 yıl siyaset okumuş ve memleketin yeni isdibdat dönemini yaşayan 33 yaşında bir kadın olarak tekrar okudum. Daha doğrusu storytell'de yeniden dinledim. İnsan yaşadıkça, gördükçe, tarihi sana öğretilenden farklı bir gözle okudukça bir kitaptan da daha fazla zevk alabiliyormuş. Orta okulda okuduğum aklım bu kitabı, Sinekli Bakkal sokağındaki bir avuç insanın etrafında dönen bir hikaye olarak algılarken, şu yaşımda okuduğum Sinekli Bakkal; Abdülhamit istibdatına, devlet-birey-bürokrasi üçgenine ve dini taassubun yaşamın en ufak noktasına kadar nasıl etki edebileceğini gösterdi bana. Pandemi başladığından beri herkes okumadığı kitaplara saldırırken ben hayatımda geri kalan her şeyi yavaşlattığım gibi geçmişi yeni bir gözle tekerrür etme derdine düştüm. Sinekli Bakkal da ondan nasibini aldı. Keyif aldım bu kitabı dinlerken, okumak eylemi kadar zevk alıyor muyum hala tam emin olamadığım için bir puanı kendimden kırdım aslında :)
Sıradaki geçmişte okunan eser hangisi olur bilmiyorum ama Ateşten Gömlek ile Halide Edip'i yeniden keşfetmek istiyorum.
Edebiyat tarihimiz açısından mihenk taşı romanlarımızdan olan Sinekli Bakkal, belki edebi açıdan biraz “eskimiş” bulunabilir, günümüz okuruna pek hitap etmeyebilir. Bu romanda benim daha çok ilgimi çeken, Abdülhamit döneminin son yıllarındaki siyasi manzaraya, İstanbul’daki toplumsal ortama, günlük yaşama ışık tutar niteliği oldu. Bu açıdan çok renkli ayrıntılar var kitapta. Ayrıca özellikle müzik ve insan ilişkileri örnek alınarak, birkaç yüzyıldır bizi meşgul eden Doğu-Batı sorunsalına değinmesi de romanın diğer kayda değer bir yönü. Sonuç itibariyla ilginç karakterler içeren bu romanı okumak güzel bir tecrübe olacaktır.
Türk Edebiyatı‘nda birçok yazarın işlediği ve eserlerine konu olan Doğu-Batı ikilemini yine oldukça revaçta bir dönem olan (edebi ve tarihsel olarak) 2.Abdülhamid döneminde anlatan leziz bir roman. Gerçek bir Türk klasiği. Dönemin dini, ahlaki ve toplumsal özelliklerine de ışık tutuyor oluşu çok kıymetli.
Halide Edip’in romancılığını keşfetmek için 40+ olmam gerekiyormuş demek ki 💙
Okul döneminde okuma listesinde zorunlu kitaplar arasında yeralan, kendisinin kitaplarını ve edebi yönünü zerre hatırlamadığım, oldukça geç keşfettiğim müthiş bir yazar Halide Edip Adıvar.
Sinekli Bakkal, iyi bir dönem romanı olmasının yanısıra zamansız da bir roman bence. Doğu ile batı arasında uzun yıllardır süregelen farklılıklar; biri iyi biri kötü değil ki, birbirinin içine geçmiş yaşanmışlıklar ve saptamalar. Ve ayrıca çok keyifli psikolojik betimlemeler içeriyor kitap, insan olmak ve ilişkiler üzerine.
Romanın baş kahramanı olan Rabia’nın annesi Emine ve dedesi Sinekli Bakkal’ın imamı Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki sıradan bir mahalledeki cehaleti, fakirliği, dine körü körüne bağlılığı, şefkatsizliği, hırçınlığı; babası Tevfik ise icra etmeye çalıştığı ortaoyunu ve yaşam şekli ile iyiliği, neşeyi, sevgiyi simgeliyor. Rabia’nın büyüdüğü Sinekli Bakkal ise bu ikisinin dengesini ve dengesizliğini içeriyor. Bu mahalleden çıkan kız hafız olarak sarayda iş bulan Rabia, halk ile saray arasındaki inanılmaz yaşam farkı, dinin farklı yorumlanması, şatafat ve yoksulluk ikilemi ile yüzleşiyor.
“Şeytan ve Allah diye kainatta iki kuvvet yoktur. Hepsi, her şey bir tek hakikatin, bir tek kudretin görünüşü. Cüz ve ferdlerden en muazzam güneşlere kadar, insandan, göze görünmeyen böceklere kadar hep bir tek yaratıcı kudretin eseri. İyi kötü, güzel çirkin, Allah Şeytan; bunlar icat edilen isimler….”
“Bir Müslüman kızı bir Hıristiyan’la evlenirse ne olur, Efendim?”
Türk Edebiyatı'nın klasiklerinden olması genelde insanlarda ağır olacağı, ilerlemeyeceği gibi bir izlenim bırakıyor ve ürkütüyor. Ben de uzunca bir süre bekletmiştim lakin oldukça akıcı bir dili var. Bir anda hikayenin içinde buluyorsunuz kendinizi. Sanki Sinekli Bakkal'ın bir sakiniymişim de olanı biteni izliyormuşum gibi hisse kapıldım. Fiziksel ve ruhsal tasvirler kusursuz. Öyle ki karakterler tam olarak zihninizde canlanıyor ve bu tasvirleri sıkmadan işliyor. Halide Edip ustalığı göz dolduruyor. Dolu dolu bir edebiyat. Hikaye ilerlerken farkında olmadan dönemin toplumsal olaylarına şahitlik ediyorsunuz. Tadı damağımda kaldı diyebileceğim ender kitaplardan oldu. Sanırım sadeleştirilmiş hali de var ama tavsiyem sadeleştirilmemiş şekliyle okuyun ve edebiyata doyun. Sadeleştirilmiş hali yavan kalır sanırım.
Keşke bir yazar çıksa, tüm hikayeyi bir de Meddah, Zenni, Muhalif ve az biraz efemine Tevfik'in ağzından yeniden hikayat etse. Tevfik edebiyatımızın ''rolü çalınmış'' en ilginç kahramanlarından biridir fikrimce.
Romanzo stupendo, che mi ha sorpreso, soprattutto pensando che è degli anni ’30. La narrazione credo abbia beneficiato sia del fatto di essere stato scritto dall’autrice in inglese e in turco, ma anche della traduzione di Fabio de Propis, che credo le abbia dato uno stile più contemporaneo e scorrevole alla narrazione. Il personaggio di Rabia è eccezionale, una donna da ammirare, ma anche una donna comune del popolo turco. Più lo leggevo più mi rendevo conto delle meravigliose personificazioni che i personaggi rappresentano in realtà: Rabia non è solo una donna turca, ma la Turchia stessa; Peregrini non è solo un europeo, ma la cultura europea …
Sanatçı toplumun aynasıdır denir. Yazılı kaynaklar içinde en özeli olan roman, layığıyla yazılmış, özenle işlenmiş bir kurgu ile oluşturulan bir eser Sinekli Bakkal, çok özel bir ruh Halide Edip Adıvar. Okunmadan Cumhuriyet'i, Osmanlı'yı anladığını zannetmek yalandır ya da yanılsamadır. Ruhun Şad Olsun Halide Hanım...
Harika bir roman. Edebiyat tarihimizin en iyilerinden olabilir. Dönem romanı olması az yıldızı hakediyor manasına kesinlikle gelmesin. Halide Edip’in edebiyatına, kalemine hayran olmamak mümkün değil...
Masalsı bir anlatımla Doğu batı sentezi teorisi. Adıvar’’ın kitaplarının yayın evi tarafından yeniden ele alınıp aslına uygun olarak basılması iyi olmuş. Tekrar okumak için iyi bir gerekçe...
"Bir kere annem beni dünyaya getirdi, bir kere de sen, bambaşka bir dünyaya beni getiriyorsun Rabia." 4/5⭐️⭐️⭐️⭐️ Uzun senelerdir evdeki tüm kitaplıklara adeta zorla konuk olan ve kimsenin okumaya niyeti olmadığı halde asla da evin kapısından dışarı adım atmayan Sinekli Bakkal'ı nihayet elime alabildim. Son zamanlarda Halide Edip Adıvar'ın ismi o kadar çok karşıma çıkıyor ki kendime dönüp neden hala okumadığımı sorduğumda elbette mantıklı bir cevap bulamadım. Böylece hemen ufak bir araştırma yaparak Sinekli Bakkal'ı evde saklandığı yerden çıkardım ve sayfaları çevirmeye başladım. Kendi dilimiz haricinde dünya edebiyatına da katılmak üzere çevrilmesi ve ilgi görmesi beni çok mutlu etti. Kitabın ilk başlarını gerçekten büyük keyifle okudum. Genç evli çiftin ilişkisinin nereye gideceği, o zamanların karakterler üzerinden kitabın konusuna dökülüşü derken neredeyse yarıya kadar büyük zevkle okudum. Fakat bir yerden sonra kitap bana biraz durağan gelmeye başladı. Sanki aynı olayların etrafında dönüp sadece birkaç hal ve durum değiştiriliyormuş gibi ilerledi. Kitap için en net söyleyebileceğim ve kesinlikle seneler sonra bile aklıma geldiğinde hemen hatırlayacağım şey kitabın daha kısa olmasını umut edişim olacaktır. Ünlü yazarların edebiyatımıza kattığı kitaplarını ilk kez okuyuşum kadar etkilemedi beni. Yani lafın kısası Halide Edip Adıvar'ın diğer eserlerini okumaya devam edecek ve nihayetinde aralarından en çok hangisini sevdiğime karar vereceğim. Bir başka kitabının yorumuyla görüşmek üzere.. Keyifli okumalar dilerim..
Това е един прекрасен роман на първата жена писател в Турция. Увлекателната история ни повежда по калдъръмената уличка Синекли Бакал, с нейните завой и сгушени една в друга къщи. Запознава ни с живота на колоритните й жители - от имама със строгите му описания, как всичките му съседи са грешници и ще отидат в ада, до бъдещия му зет карагьозчията Тефик и цирковият артист - джуджето Ракъм. Любовта между дъщерята на имама и комедианта дава живот на най-безценния дар за Синекли Бакал - Рабия, едно красиво и скромно дете, което става хафъз и пее молитви по джамиите. История увлекателна, като приказка от 1001 нощ.
Halide Edib Adıvar'ın çok sevdiğim hatta defalarca okuduğum kitabı SİNEKLİ BAKKAL...Hayatın gerçeklerini görmenizi sağlayıp sizi o mahalleye sürükleyebilir. Bu kitaptaki kahramanların bazı özelliklerini abartılı bulduğumu söylemeliyim. Bir mahalle de çalkalanan dedikodu kazanını gözler önüne serildiği bir eser bence. Tevfik karakterinin zıpırlığı sizi biraz da olsun güldürüyor.o küçük çirkin Rakıma ne demeli..Peki Rabia dediğinizi duyar gibiyim.. Belkide demiyorsunuzdur :) unutulmaz bir karakterdir kendisi.. Otorite nasıl oluşurun en güzel örneği diyebiliriz.. Her neyse kitaptaki küçük olayların nasıl birdenbire önem kazandığını anlayamadığım bir kitaptır bu. Her okuduğumda farklı düşüncelerle boğuştuğum ama bir o kadar da zevk aldığım. Kitapların o büyülü dünyasından bir ömür boyu çıkmayın. Gerçekten mutluluk kitapta...Hele bu kitap Sinekli Bakkal ise daha bir başka. Gercekten severek okuduğum bir kitap.. Halide Edib Adıvar yazmış bee demeden geçmeyin derim ben.. Yok o kitaplar çok edebiyat demeyin.. Ben bir aralar hep macera romanları okur bir fantastik alemden diğer fantastik aleme geçerdim... :) inanın cok zevkliydi de. Bir süre sonra fark ettim ki elim değişik türlerde ki kitaplara kayiyor. Yaşım büyüdükçe sürekli macera okumaktan sıkıldığımın farkına vardım. Arada okuduğum çerez kitaplar her zamab olur. Onların yeri bambaşka.fakat Okuduğum türlerin değişmesi asla okumaktan vazgeçmeyecek olmamı etkilemiyor. Umarım sizi de etkilemez.. Herkese İyi Kitaplaar :) Kitaplı kalın :))
Halide Edip'in kendine has dili ve üslubuyla yazdığı klasikleşmiş bir yapıtıdır Sinekli Bakkal. Romanın zamanı, II. Abdülhamid'in istibdat döneminin sonlarına denk gelir. Jön Türkler güçlenmiş bir biçimde padişahın hal edilmesine doğru giderler.
Yazar, kız Tevfik'i kurgudan acele çekmekle bence romanın tezine sadık kalmış, bununla birlikte Tevfik karakterinden yeterince yararlanamamıştır. Okuyanlar görecekler ki Tevfik sürgün edilince kurgunun çeşitliliği yerini Rabia'nın muğlak duygulanımlarına bırakmıştır. Rabia karakterinin feveran türünde olan davranışları, okurken insanı sıkıyor. Elbette bu halleri, gençliğine vermek gerek diye düşünüyorum.
Roman özelinde bize yıllardır ezberletile gelen kuşak çatışması ana teması ilk bakıldığında bariz görülmekte ancak eserin anlatmak istediği bununla sınırlı değil. Sinekli Bakkal, kuşakların ve kültürlerin daha o dönemde birbirleriyle yaşamaya başladığının kanıtı bir eser niteliğinde.
This entire review has been hidden because of spoilers.
Abdülhamid dönemini yansıtan en güzel romanlardan biri. İlk kısmını daha çok seviyorum, ikinci kısım daha romantik ve bence Halide Edip romantizm konusunda çok da başarılı değil.
But kitabı ben de herkes gibi ortaokul zamanları mecburi okudum, neden zorla okutulur ki; bazı kitapları okumak için zaman lazım, öncesi bilgi, başka kitapları bilmek lazım. Çok karanlık gelmişti geçmişte. Şimdi ise ; Yale kütüphanesinde 1945 basımını buldum, sarı sayfalar, orijinal dil.. aşık oldum. Ah Rabia, ah cüce, ah Tevfîk.. kalbime basasım geldi, eabi’da şımarık ki ne. Çom sevdim yeni okumamı.
Adıvar'ın başarılı bir romancı olduğunun kanıtlarıyla dolu, güzel, akıcı bir "istibdat dönemi" romanı. Doğu- batı çatışmasını incelikli bir şekilde irdelemiş Halide Edib.
Tam bir yıl olmuş halide edib okumayalı. Bayağı özlemişim... Kitabın ilk sayfalarında imam olan dedesi ve annesi rabia'nın diğer çocuklar gibi sokakta oynamasına izin vermezler. Onu dedesi cehennemle korkutur. Dini eğitim verir. Rabia kendisine bez bebek yapar. Dedesi ve annesi bebeği yakarlar rabia kahrolur. Rabia çok iyi hafız olur ve dedesine iyi para kazandırır. Paşa'nın evinde vehbi efendiden aldığı müsiki dersi rabia'nın hayatını değiştirecektir. Babasının döndüğünü paşanın hanımından duyan rabia babasına dört elle sarılır. İmam Dedenin tek şartı vardır; rabia kazandığı parayı dedesine verecektir. Dönemin padişahı 2. Abdülhamid'in baskı ortamı.. muhalif seslere tahammülsüzlüğü.. bu baskı ortamından ve tahammülsüzlükten paşa'nın jöntürklerden oğlu hilmi ve ona yardım eden tevfik de nasibini alacak ve sürülecektir.
Rabia zor günler geçirir. Bu günlerde rakım amcası,pembe teyzesi ve pregrini efendi yanındadır. Pregrini ile rabia arasında aşk başlar. Pregrini müslüman olur ve rabia ile evlenir. İkisinin arasında kültür çatışması başlar. Romanda rabia'ya kızamadım. Taasup ve gerici bir ortamda yetişmiş ve çocukluğunu bile yaşayamamış bir genç kız... Halide edib romanda yer yer gericiliği ve taasubu yerden yere vuruyor. İmam'a dikkat edin... günümüz iktidar yanlısı gerici hocalardan farklı olmadığını göreceksiniz. Yobaz her dönem var. Ama şimdi ki yobazlar iğrenç... iktidarı yalıyorlar...