Yasemin Duman, ninesi ve hayatına renk veren dostlarıyla birlikte Muğla’nın küçük bir kasabasında yaşamaktadır. Yasemin’in bu tatlı dünyasına bir gün başka bir şehirden, gizemli ve en az onun kadar kendi iç dünyasında yaşamaktan keyif alan bir genç girer. Hiç ummadığı bir anda Yasemin’in hayatına dâhil olan bu genç, günden güne onun kalbine doğru bir yolculuğa çıkar. Adımlar atılır, mesafeler çoğalır ama izler baki kalır. “En güzel çiçek sensin,” dedi gözlerime, yüreğime dokunuyormuş hissiyle bakarken. “Yasemin… Çiçeklerin en güzeli.” O çizdiğim resimdi ve kendini gözlerindeki sevgiyle boyadı.
”Çok şey söylemek istiyorum. Öyle güzel şeyler söylemek istiyorum ki... Ama sana bakınca hiçbir cümlenin senin kadar güzel olmadığını bildiğimden konuşamıyorum.”
Muğla’nın bir köyünde ninesiyle birlikte mutlu bir hayat süren Yasemin, bahçelerinde yetiştirdiği sebze ve meyveleri satmak için şehirdeki pazara gittiği günlerden birinde Melih’le tanışıyor. Melih aslında İstanbul’da yaşıyor fakat yaz tatili için arkadaşlarıyla birlikte Muğla’da kalıyor o sırada. Pazarda arkadaşlarıyla gezerken Yasemin’e çarpıp sütlerin dökülmesine, yumurtaların kırılmasına sebep oluyor ve Yasemin’le böylece tanışıyorlar. Sonrasında da sürekli bir yerlerde karşılaşıyorlar ve aralarında bir şeyler başlıyor. Devamında da neler yaşadıklarını okuyoruz. Yasemin, ninesiyle, arkadaşlarıyla, bahçesi ve hayvanlarıyla kendine küçük ama çok mutlu bir dünya kurmuş, oldukça pozitif bir karakterdi. Melih de Yasemin’e ancak bu kadar uyabilirdi. Birbirlerine karşı çok anlayışlıydılar. Ama bence Melih, gizlediklerini çok daha önce anlatmalıydı.🙊 Yazarı ilk kez bu kitapla okudum, anlatımı da gayet iyiydi ve hızla okunuyordu kitap. Ama benim için kitap biraz olaysız geçti diyebilirim, o yüzden de biraz uzun buldum kitabı. Biraz daha kısa olsaydı bence daha iyi olabilirdi. Bu arada kitabın baskısına da bayıldığımı söylemeliyim.❤️ Her yaş grubunun okuyabileceği, sakin, tatlı bir hikaye arayışındaysanız bence bir şans verebilirsiniz.✨
Yasemin Duman, ninesi, iki koyunu, köpeği, bahçesi ve tuvalleri ile birlikte Muğla’nın bir kasabasında yaşayan, resim yapmayı çok seven güzel, zarif, adı gibi çiçek bir kız. Geçimlerini bahçelerinde yetiştirdiği meyve ve sebzeleri pazarda satarak sağlayan bu kızımız bir gün tatil için Muğla’ya gelmiş Melih ile tanışıyor ve birbirlerinin kalp arkadaşları oluveriyorlar.
İnsanın kalbini ısıtan bir konusu var kitabın, Yasemin’in gözünden okuduğumuz bu hikaye öyle nahif öyle güzeldi ki. Yasemin ve Melih’in uyumları, birbirlerinin hayatına yavaş yavaş usulca dahil olmaları, kalp arkadaşlıkları, Yaseminin ninesine ve yaşamına olan sevgisi, aşka, ayrılığa gösterdiği sabrı ve vazgeçmeyişi, Melih’in yasemin için yaptıkları… Özellikle Yasemin’in arkadaşı Nisan’a ayrıca değinmek istiyorum. Çok iyiydi. Yasemin ne kadar nahifse Nisan bir o kadar canlıydı, dobraydı, o olmasa hikaye böyle gelişemezdi. Okurken gülümsemem eksik olmadı yüzümde, yer yer de üzüldüm karakterlerle. Yazar duyguları o kadar güzel yansıtmıştı birçok farklı duyguyu yaşadım okurken.
Diğer taraftan kurulan diyalogların ve iç seslerin şairaneliğinin, beni zaman zaman kurgudan kopardığını dipnot olarak eklemeliyim.
İçinizi ısıtacak nahif bir aşkı, aşkın zorluk ve mesafe dinlemediğini, başımıza ne gelirse gelsin yolumuza devam edebilmeyi, umudu ve sabrı okumak isterseniz Çiçekler ve Yasemin’e şans verin derim.
Kesinlikle mükemmeldi. Bu kitap bir şaheser. Tatlı narin soft bir anlatımı var. Kitaba ilk başladığımda Hatice Nine'nin öleceğini tahmin etmiştim. Ama bu kadsr üzülceğimi düşünmezdim. Ayrıca sonda Yasemin'in hayallerini gerçekleştirdiğini görmek güzeldi.
This entire review has been hidden because of spoilers.
tatlı bi kitap okumak için başladım ama fazla tatlıymış bazı dramlar dışında pek bi okayı yoktu ama ağır çok olaylı kitapların üzerine okunabilir güzel fazla naif bi kitaptı