Ayfer Tunç 1989'da yayınlanan ve aynı yıl Yunus Nadi Öykü Armağanı'nı kazanan ilk kitabı Saklı'nın öykülerindeki temaların ve/veya karakterlerin bir çıkış noktası oluşturduğu yeni öykü kitabı Evvelotel ile yaklaşık üç yıl aradan sonra okurun karşısına çıkıyor. Edebiyatımızda pek örneğine rastlamadığımız türden bir çalışma olan Evvelotel'in koyu öyküleri, Saklı'nın öykülerinin devamı değil; ancak, yazarın Kapak Kızı adlı romanının sonunda da vurguladığı gibi, yazarın zihninde karakterlerin yaşamayı, temaların kendini üretmeyi sürdürdüğünü gösteriyor. İlk kitabı Saklı'yı da içeren Evvelotel, Ayfer Tunç'un yapıtları içerisinde yepyeni bir doruk. Gerek çok katmanlı yapısıyla, gerek öykücülüğümüze getirdiği açılımlarla, gerek yapıtın gerçekte tamamlanmamış bir süreç olduğunu hatırlatışıyla Evvelotel, çok konuşulmaya aday.
Erenköy Kız Lisesi'nin ardından İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun oldu. Üniversite yıllarında çeşitli edebiyat ve kültür dergilerine yazılar yazmaya başladı. Edebiyat üzerine ilk yazılarını 1983 yılından itibaren çeşitli dergilerde yayımladı. 1989 yılında gazeteciliğe başladı. Sokak dergisinde, Güneş ve Yeni Yüzyıl gazetelerinde çalıştı. 1989 yılında "Saklı" başlıklı öyküsüyle Cumhuriyet gazetesinin verdiği Yunus Nadi Öykü Ödülü'nü kazandı. 1999-2004 yılları arasında Yapı Kredi Yayınları'nda yayın yönetmeni olarak çalıştı. 2001 yılında yayımlanan Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek başlıklı yapıtı, 2003 yılında altı Balkan ülkesinin katılımıyla düzenlenen Balkanika Ödülü'nü kazandı ve altı Balkan diline çevrilmesine karar verildi. 2003 yılında Sait Faik'in öykülerinden hareketle yazdığı Havada Bulut başlıklı senaryosu filme çekildi ve TRT'de gösterildi. Aliye ve Binbir Gece dizilerinin senaryo ekibinde yer aldı.
Eserleri
* 1989 - Saklı, Cem Yayınları, 1989, Öykü * 1992 - Kapak Kızı, Simavi Yayınları, 1992, Roman * 1995 - İkiyüzlü Cinsellik, Altın Kitaplar, 1995, Araştırma (Oya Ayman ile) * 1996 - Mağara Arkadaşları, Yapı Kredi Yayınları, 1996, Öykü (ISBN 978-975-3635-16-5) * 2000 - Aziz Bey Hadisesi, Yapı Kredi Yayınları, 2002, Öykü (ISBN 978-975-3635-68-4) * 2001 - Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek, Yapı Kredi Yayınları, 2004, Yaşantı (ISBN 978-975-0806-63-8) * 2003 - Taş - Kağıt - Makas, Yapı Kredi Yayınları, 2004, Öykü (ISBN 978-975-0806-85-8) * 2006 - Evvelotel, Can Yayınları, 2006, Öykü (ISBN 978-975-0706-30-1) * 2007 - Ömür Diyorlar Buna, Can Yayınları, 2007, Yaşam Dizisi (ISBN 978-975-0707-77-3) * 2009 - Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi, Can Yayınları, 2009, Roman Dizisi (ISBN 978-975-0710-24-7) * 2010 - Yeşil Peri Gecesi, Can Yayınları, 2010, Roman Dizisi (ISBN 978-975-0712-18-0) * 2011 - Suzan Defter, Can Yayınları, 2011, Roman Dizisi (ISBN 978-975-0712-97-5) * 2014 - Dünya Ağrısı, Can Yayınları, 2014, Roman Dizisi (ISBN 978-975-0719-28-8) * 2018 - Âşıklar Delidir ya da Yazı Tura, Can Yayınları, 2018, Roman Dizisi (ISBN 978-975-0736-80-3) * 2020 - Osman, Can Yayınları, 2020, Roman (ISBN 978-975-0745-52-2)
Senaryo Düş, Gerçek, Bir de Sinema (1995) Usta (2008) 72. Koğuş (2011)
Evvelotel ve Saklı'yı aynı kitapta arka arkaya okudum. ikisinde de dokuzar öykü var. Evvelotel'deki öyküleri okurken, bu öykülerin yazarın ilk kitabı olan Saklı'daki öykülerin türevleri olduğunu bilmiyordum. öğrenince Saklı'yı daha bir sevinçle okudum. Çünkü Evvelotel'deki öyküleri çok sevmiştim. Öykülerdeki karakterlerin 10 yıl öncesinde başka öykülerde nasıl yeraldığını öğrenmek harika olacaktı.
Tam da öyle oldu. Halâs - Yaşadığımız Yerler, Acılezzet - Önemsizlik, Doğru-Mozart'ın Son Zartı öykülerinde roman kahramanı derinliğinde öykü kahramanları buldum. bu saydıklarım yanıltmasın. Diğer öyküler de çok iyiydi. Ama Evvelotel'in öykü dili ve kurgu olarak daha sade ve ustalıklı olduğunu söylemezsem, yazarın iki kitap arasında biriktirdiği gözlem ve edebi deneyimlerine haksızlık etmiş olurum.
Öykü baş kahramanlarının, hatta anlatıcılarının -belki bir tanesi dışında- erkek olması çok dikkatimi çekti. Erkek gözüyle kadının yaşadığı sevgisizlik, yalnızlık, bekleyişler öykülerin genel teması. gidip dönmeyen babalar, oğullar, sevmeyen anneler, eşler, unutulamayan sevgililer öyküleri doldurmuş. Hiçbirinde mutlu son yokken, beklemezken niye okumaya devam ederiz acaba? Okurun mutlu olmaya hakkı yok mu?:))) şimdi ben de biraz buna kafa yorayım...
Ayfer Tunç bence hala müthiş bir karakter ustası. Okuduğum tüm kitaplarında bu fikrim hiç değişmedi. Öykülerinde dahi birbirine bağlı ve asla kopmayan karakter ağını örüyor biz okurlara. Keyifli okumalar!
Ayfer Tunç çok severim, kalemi büyülü yazarlardan benim için. Ama bu öyküler serisi nasıl kasvetli, havası nasıl kapalı anlatamam. Arada bir iki tanesi güzeldi ve etkiledi, ona lafım yok. Ancak bunca koyu renklerle bezeli bir tabloya sürekli bakmak, önce gözü sonra gönlü fazlasıyla yoruyormuş.
Yazarın okuduğum ilk kitabı değil fakat okuduklarım içinde öykülerin sıralaması ve içerikleriyle en ilginç bulduğum eseri diye girizgahı yapıp devam edeyim: Yusuf Atılgan'ın Anayurt Oteli'ne Zebercet ile çaktığı selamın inceliği güzel bir detaydı.
Bir öykü bitip de sonraki hikayelere geçtiğimde birbirinin devamı olaylarla karşılaşınca şaşırdım. Hiçbir Hikaye Göründüğü Kadar Temiz Değildir'in yan karakteri sandığım Selva Hanım'ın oğluyla olan ilişkisinin detaylarını Ay Bakıyor adlı öyküden öğrendiğimde yan karakterlerin öykülerinin de en az ana karakterinki kadar ilgi çekici olabileceğini düşündüm.
Acıllezzet'teki madam'ı Önemsizlik adlı öyküde yeniden okumak, adının Esterea Delareyna oluduğunu öğrenmek, Nesim ile ilişkisinin bir başka boyutunu görmek büyük bir süprizdi. Dikkatli gözlerin hikayelerin birbirine dokunduğunu göreceği, ince bağlarla okurunu labirent gibi saran bir eser okuyacağınız.
3 ile 4 yıldız arasında gidip geldikten sonra yarım kalmışlık hissi sebebiyle 3'te karar kıldım. Yazarın başka kitaplarını da okuyarak kendisini, kalemini daha yakından tanımayı planlıyorum. Belki o zaman geri dönüp bu kitabı yeniden okurum ve incelememe güncelleme yaparım. O yüzden şimdilik virgül. :)
"Anlatacaklarından korkan insanların arkadaşları olmamalı."
"Zaman örtmüyor ama yatıştırıyor bu da az bir şey değil."
Kitap iki bölümden oluşuyor. Evvelotel ve Saklı. Bir öykü Evvelotel'den bir öykü Saklı'dan şeklinde okumanıız tavsiye ederim. Keyifli bir kitaptı fakat okuduğum Ayfer Tunç kitapları arasında bu kitap daha gerilerde kalır aldığım keyif açısından. Sanırım Ayfer Tunç'un romancılığını daha çok beğeniyorum.
Birgün herkes kendisi olsun. Herkesin bir kendisi var, bir de olmak istediği kendisi.Kimi kendisi olmayı, kimi olmayı istediği kendisi olmayı istiyor, karışık bir mesele yani. Sayfa 42
Başta hikayeleri tam olarak kavrayabilmek bana biraz zor geldi. Daha önce okuduğum Ayfer Tunç kitaplarına kıyasla okuması bir tık daha zordu ama kitabın ikinci yarısında, daha önce okuduğumuz hikayelerde karşımıza çıkan o diğer karakterlerin hikayelerini de okudukça kitabı daha bir sevdim. Öyküler bana daha derinden dokundu. Kapak Kızı üçlemesini okumuş ve çok sevmiş biri olarak Şebnem'e bu hikayelerden birinde tekrar rastlamak ve Şebnem'in hikayesinin yıllar içinde ne denli değiştiğini görmek çok hoştu.
Ayfer Tunç okurken hep keyif almama rağmen bu kitap hayalkırıklığıydı benim için.bazı hikayeleri tamamlayamadm bile😞evvel otel kısmındaki hikayelerin çoğu güzeldi ama saklı kısmını hiç sevemedim🙈
Bazı öyküler için 5 yıldız verebilirdim, ama ortalama olarak 4. Kitabın yarısına kadar anlatılan hikayelerdeki karakterlerin ikinci yarısında tekrar hikayelenmesine bayıldım!
Öncelikle Saklı kitabını okudum. İlk kitabı olduğunu öğrendikten sonra öyküleri derinlemesine okumaya başlamıştım. Hikayeler belli bir yüzeyin üstünden kaymağını alır gibi, derine iniyor fakat okurken zorlanıyordum. Ancak Evvelotel'i de okuyunca çark tamamlandı. Yıllar sonra yazdığı kitap ile birlikte tamamlayıcı bir yapı geliştirmiş Ayfer Tunç. Evvelotel ile Saklı'daki her hikaye birbirleriyle birleşiyor. Saklı'da gizli kalan tüm hikayeler Evvelotel'de çözülüyor. Öyle cümleler geliyor ki bazı hikayelere, tatsız tutsuz öykülere resmen can geliyor, kan geliyor. Genel anlamda hikayeler sevgisizlik ve yabancılaşma içeriyor. Bazıları gerçekten ağır biçimde buhranlara sahip. Pembe hikayeleri sevenlere değil yani. Değişik tarzlar denemesi de takdire şayan. Çok başarılı bir yazar Ayfer Tunç, bu kitapta da hikayeleri müthiş biçimde bağlayarak sürekliliği sağlamış. Eğer elinize geçerse mutlaka okuyun. Bence önce Saklı hikayelerini sonra Evvelotel'i okuyun.
Kibir ve Halâs öyküleri muhteşemdi. Kitapta yer alan çoğu öykü kahramanı başka bir öyküdeki kahraman. Bu durum kitaba büyülü bir hava katarken aynı zamanda kafa da karıştırıyor.
Kadın yazar olarak erkek kahramanları çok iyi yaşatıyor hikayelerinde Ayfer Tunç, hatta bir çok kadın kahramanından daha iyi yaşatıyor. Acaba farklı bir cinsiyete bakış kitaba daha iyi mi yerleştiriliyor, daha özgürce mi hayal edilebiliyor? Bilemiyorum...
Sevemedim, öykülerin içine giremedim. Dahası bana farklı ya da sarsıcı gelen bir kurgu, çözümlemeye de rastlamadım. Ayfer Tunç’un okuduğum 5.kitabı her seferinde sanki yazan kişi aynı değilmiş gibi hissetmeme yol açan farklı bir kalem tanıyor gibiyim.
Ayfer Tunç’un kitaplarını zevkle okuyorum fakat bu kitabına tam olarak kendimi veremedim . Bazı hikayelerin dili fazla ağdalı ve bütünlüksüz geldi bana . Sanırım yazarın ilk kitaplarından dilinin anlatısının nasıl geliştiğini görebiliyorsunuz .
Sebnem'in tohumlari sanki bu kitaptaki bir oykude atılmış. Gorunce ne kadar ozledigimi fark ettim. Unutulmayan karakterleri yaratmak ne guzel bir his... 1990larin sonunda yazilan öyküler, cok guclu gelmedi ama Ayfer Tunc'u bildigimiz kisi yapan ozelliklerini de tasiyor...
"Hep bir şey olan kadınlar... Güzel, çirkin, tembel, dişi, namuslu, hain, çirkef, mutlu, arsız, kurnaz... Hep bir tek şeydi onlar."
Ayfer Tunç'un hiç romanını okumadım ama öyküleri gerçekten çok başarılı. Favorim Acılezzet. Her öykü Acılezzet gibi olsa beş yıldız bile verirdim. Taş-Kağıt-Makas toplamda daha güzel bir kitap yine de.