Jump to ratings and reviews
Rate this book

Otuzların Kadını

Rate this book
Otuzların kadını, 1917'de Selanik'te doğdu. (...)
İlkokulu ailenin göçtüğü İstanbul'da bitirdi. Dame de Sion'dan sonra Hukuk Fakültesine gitti. (...) 1936'da bir yıl süren bir evlilik yaptı. (...)
Kocasından neden boşandığını kimseye söylememekte direndi. Bu soruya tek yanıtı, "Konuşabileceğimiz hiçbir şey yokmuş'tu ki sanırım temelde doğruydu."

Tomris Uyar bu kitabında, Otuzların Kadını'nın yağlı boya portresinin iç çizgilerini okumaktan başlayarak kimi zaman fiziksel özellikleriyle, kimi zaman da davranışlarıyla kendisine benzeyen diğer otuzlu kadınların öykülerini bir araya getiriyor.

Yazarın 'Yenilikçi' arayışının örnekleri olan bu öyküler toplum ve insan gerçekliğiyle birlikte bir değişim sürecindeki bireyin durumunu gözler önüne seriyor.
(Arka Kapak)

108 pages, Paperback

First published January 1, 2005

22 people are currently reading
468 people want to read

About the author

Tomris Uyar

88 books194 followers
Türk öykü yazarı ve çevirmen. İngiliz Kız Ortaokulu'nda, şimdiki adı Robert Kolej olan Arnavutköy Amerikan Kız Koleji'nde eğitim gördü (1961). İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne bağlı Gazetecilik Enstitüsü'nü bitirdi (1963).

Papirüs dergisi kurucularından olan Uyar’ın deneme, eleştiri ve kitap tanıtma yazıları Yeni Dergi, Soyut, Varlık gibi dönemin belli başlı dergilerinde yayımlandı. On öykü derlemesinden Yürekte Bukağı ile 1979, Yaza Yolculuk ile 1986 Sait Faik Hikâye Armağanı’nı kazandı. 60’ı aşkın çevirisi kitaplaşan Uyar’ın günlükleri, “Gündökümü” genel başlığı altında, yayımlandı. Yürekte Bukağı ve Yaza Yolculuk öykü kitapları ile Sait Faik Hikâye Armağanı’nı aldı.

Tomris Uyar, şair Turgut Uyar ile evlidir ve Hayri Turgut Uyar isimli, İTÜ'de öğretim görevlisi bir oğulları vardır. 2003 yılında kanser nedeniyle vefat eden yazarın kabri Zincirlikuyu Mezarlığı'ndadır.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
178 (29%)
4 stars
243 (40%)
3 stars
148 (24%)
2 stars
19 (3%)
1 star
11 (1%)
Displaying 1 - 30 of 48 reviews
Profile Image for Carduelis.
195 reviews
September 7, 2025
3,5 / 5
"Öyle bir öykü yazmaya çalıştığımdan söz etmiştim ya sana. Öyküleri birbirine teğet geçecek, aynı zamanda odaktaki bir portreye de girip çıkacak biçimde yazmanın güçlüklerinden."syf108

Öykünün merkezinde yer alan yağlı boya portrede karakterin annesi var; portreye teğet geçen kadınlar aracılığıyla karakterin içsel monoloğundan oluşuyor metin.

"Otuzların kadını, kurgulanmayı değil, anlatılmayı bekliyor." syf11

Kurgulanıyoruz; eş, anne, kız evlat, iyi dost...
"Kadın"ın hayatın dayattığı rolleri ötesindeki kişisel yalnızlığı ve bireysel arzularıyla, toplumsal kimlikleri arasındaki "ince" dengeyi kurma mücadelesine dair çok çarpıcı tespitler var öyküde. Kitabın sonuna doğru keşke daha çok genç kadın bu öyküyü okuyabilse diye geçti aklımdan.

...çok bilindiği için bir zamanlar gerçekten "iliklere işleyen yağmur"un, ya da "bulutların arasından sıyrılan güneş'in artık yazana da, okuyana da, hatta görene de bir şey dememesi gibi...Çok-yazılandan, çok-özlenenden, herhangi bir çok'tan ayırıp nasıl kendi yerine oturtabilirim bu portreyi?syf12

Son olarak sekiz başlıktan oluşuyor metin; ortalarda biraz dağılsamda ilk Pentimento ve sondaki üç bölüm - Pençe, Alatav, Çivi- etkileyiciydi. Tomris Uyar'a merak ve hevesle başladığım tanışma kitabım oldu; tarz olarak oldukça değişik, alışılmışın dışında bir yapıda geldi bana. Sevmedim diyemem; ancak karmaşık ve farklı bir dokusu var metnin, bu kitaptan sonra yazarın diğer kitaplarını daha çok merak ettim.

Herkese keyifli okumalar.

Geçmişi silinmiş birini anlatmak zorundayım. Yeni çaresizliğim ondan. Ertelenmiş bir ceza olsa, seve seve çekerdim.
Değil ki.
Yaşandığı sırada çok güzel geçmiş ama artık anıları bile silikleşmiş bir tatilin, bir turizm şirketinin ayarladığı eski bir yaz tatilinin, kış ortasında önüme gelen son taksiti, son faturası gibi duruyor karşımda.syf16

Tarihin olanca zenginliğiyle donanmış kentlerin, benzersiz mimari yapıtlarının acımaksızın yerle bir edildiği, doğanın da insanlar kadar onulmaz yaralar aldığı bir dönemde yazmak gibi bir serinkanlılığa dayalı bir uğraş ya sağırlığın ya da körlüğün sağladığı bir bencillik zırhı kuşanarak yürütülebilirdi ancak.

Yaşamak, bir günü daha atlatmak demekti, o kadar.syf55

Şu yıldızçiçekleri ne kadar yalansızdılar!
Hiç kimsenin eksikliğini çektiği bir kültürü varlıklarıyla tamamlamaya kalkışmazlardı. Ana babaları da yoktu ki ailelerine karşı onurlarını ille de savunmak zorunda kalsınlar. Belki de değişik bir birleşimde kişisel renklerini diri tutmayı, aynı vazoda değişik yönlere eğilmelerini buna borçluydular.syf52

Bu bulmacayı çözmeyi sana bıraktım. Kitap, senin. İster kalıtımsal ögelerden yararlan, ister yüz binlerce öbür öğeden. Ama gelir gelmez bana "Bir dakika" demeden bir çay doldur.syf108

Kağıdı değiştirmemin de yararı olur mu? Hayır. Dosya ya da teksir kağıdı, pelur bile olabilir pekala. Harfler italik olsa? Hayır. Takıldığım nokta, onlar değil: sözcükler. Yıllar yılı renklerini, kokularını, tınılarını değişik bileşimlerde denediğim sözcükler. Otuzların Kadını'yla onun özgünlük alanında bire bir karşı karşıya gelemeyecek kadar aşınmışlar artık. Gerçek bir kişilikten çok, bir yazarın iç dünyasını yansıtmaya yatkınlar. Üstelik kurmacada elimin altında bulmaya alıştığım yöntemler, yordamlar da kayıp gitmiş; çünkü Otuzların Kadını, kurgulanmayı değil, anlatılmayı bekliyor. Yazarının en ufak sürçmesinde, kendi biricikliğinden sıyrılıp onun geçmişte kullandığı sözcük ve imge öbeklerinin arasına karışabilir, sıradanlaşabilir, gerçekliğini yitirebilir. İstanbul'da büyüyüp ölmüş, yabancı dil bilen, eldivenlere ve şapkalara tutkun, Markiz'e, Lebon'a, Park Pastanesi'ne, Belediye Gazinosu'na giden herhangi bir Otuzların Beyoğlulusu, bir nostalji nesnesi olup çıkar, hiç yaşamamış gibi.syf11

Tıpkı çok yazıldığı, çok okunduğu ve çok bilindiği için bir zamanlar gerçekten "iliklere işleyen yağmur"un, ya da "bulutların arasından sıyrılan güneş'in artık yazana da, okuyana da, hatta görene de bir şey dememesi gibi. Sonuncu yetkin yorumu, ancak yıllar öncede kalmış ilk acemi yorumunu anımsattığından, gülünesi/acınılası hale gelen bildik bir şarkı gibi ya da. Çok-yazılandan, çok-özlenenden, herhangi bir çok'tan ayırıp nasıl kendi yerine oturtabilirim bu portreyi? Yağmurun iliklerine ilk işlediği günü, güneşin bulutlardan ilk sıyrılışını gören birinin taze izlenimlerini keşfetmem gerek. Ki bu çerçeveden kurtulsun. Freud'cu ya da Bilmemkimci görüşler yüzünden tezelden yazarının geçmişiyle açıklanmasın. Yağmur bir kere daha, gerçekten işleyebilsin iliklere, güneş bir kere daha gerçekten bulutlardan sıyrılsın.syf12

Size yalan söylemek istemediğimi baştan belirtmiştim. Benim de bu tür gizli ilişkiler oldu.
Kendimi hiç sevmedim, daha büyük bir yalnızlığa itildim.

"Dertleşilebilir olanlar" gibi bir ulamda birleştirmeyi yadsıdığım candan kişiler de azalalı beri toplumsal yaşamın bireysel yaşamı etkilediği savına katılıyorum.syf91
Profile Image for Cemre.
724 reviews562 followers
July 30, 2019
Söz konusu Tomris Uyar olduğunda ne kadar objektif olabilirim bilmiyorum; çünkü kendisini gerçekten çok seviyorum. Uyar'ı geç keşfettim; ancak çok sevdim. Bazı yazarlar ve satırları insanın içine işler ya Tomris Uyar okurken hissettiğim tam olarak bu. Otuzların Kadını'na başta adapte olmakta zorlansam da kitabı bitirdiğimde bir kere daha Uyar'ı neden sevdiğimi anladım.
Profile Image for Büşra  .
263 reviews89 followers
July 6, 2025
seni sadece "üçüncü yenilerin sevgilisi" olarak tanımamıza sebep olan her şeye o kadar kızgınım ki Tomris. iyi ki yaşadın, iyi ki geçtin dünyamızdan.
Profile Image for Cansu Kargı.
121 reviews72 followers
December 11, 2022
Tomris Uyar'ın kalemini okurken iyi Türkçe'ye ve içten bir üsluba doyum mümkün. Öykülerinde izlediği yoldan, konudan keyif almaktan çok; dili kullanma becerisi, içten söyleşi hali benim sevdiğim hususlar.
En sevdiğim öyküler konuca ondan çıkmış değil; fakat dili kullanma becerisindeki ustalık ve samimiyet bahsettiğim gibi beni hep etkileyen unsurlar.
Onda en çok hayata, olaylara, şehre, insanlık, kendilik ve yalnızlığa dair içten tespitleri cümle aralarında okumayı seviyorum. Sevdiğim bu unsurları hemen hemen her kitabında yakaladığımı söyleyebilirim.
Profile Image for mmart.
165 reviews16 followers
October 30, 2016
“Bu bulmacayı çözmeyi sana bıraktım. Kitap, senin. İster katılımsal ögelerden yararlan, ister yüz binlerce öbür ögeden…”

Uyar’ın, farklı dönemleri, şehirleri, kişileri, hatta geçmişi ve bugünü bir araya getiren ve birbiriyle kesişen kısa öykülerinden oluşuyor bu kitap. Yalın bir anlatımı var. Kısa olmasına rağmen birçok konudan derinlemesine bahseden, özenle yazılmış, inceliklerle dolu geniş bir içeriğe de sahip.
Öncelikle “kişiliğini, bulmaca yöntemiyle çözmeliyim” diyor Otuzların Kadını için yazar. Sıradanlaştırmadan, “bir nostalji nesnesi” haline getirmeden, “kurgulanmayı değil, anlatılmayı bekliyor” dediği Otuzlar Kadını’nı, “çok-yazılandan, çok-özlenenden, herhangi bir çok’tan ayırıp”, “kendi yerine” oturtmayı deniyor.
Otuzların Kadını’nın, Uyar’ın kendi hayat hikâyesinden izler taşıyan ya da kesitler sunan otobiyografik bir yanı olduğu şüphesiz. Uyar, bu kitapta geçmişe bakarken sık sık içinde bulunduğu zamana da gidiyor. İlişkilerinden, annesinden, babasından ya da aklına takılan birçok konudan bahsediyor.  
Otuzların Kadını, özlem dolu, dokunaklı, çoğu zaman öfkesini göstermekten de çekinmediği bir kitabı Uyar’ın. Anlattığı öyküleri ise Otuzların Kadını portresinin sınırlarını aşıp, çoğu zaman bizimkilerle de kesişiyor.
Profile Image for Mustafa Kalkan.
52 reviews8 followers
March 20, 2025
Tomris Uyar ne kadar içten ve ince ruhlu bir kadın…
insan, toplum ve şehirler üzerine yaptığı gözlemler beni her seferinde büyülüyor

birbiriyle bağlantılı öyküler ve biyografik ögelerden oluşan bu kitapta, annesini merkeze alarak otuzlu yaşlardaki kadınların duygu dünyalarını ve yaşamlarını ele alıyor. aynı zamanda, nasıl bir aile ortamında büyüdüğünü, o dönemin sosyal çevresini ve siyasi atmosferinin toplum üzerindeki etkilerini, kendi yaşamına dair pek çok ayrıntıyla birlikte anlatıyor.

Syf 107.
Profile Image for hasenecik.
110 reviews
May 29, 2016
Ilk yari sıkılarak okudum, itiraf edeyim. Hatta tam anlamiyla anladigimdan bile emin degilim. Ama ikinci yari, ah o ikinci yari..
Profile Image for Dilara Çebi.
39 reviews12 followers
December 31, 2019
Tomris Uyar’ın okuduğum ilk kitabı “Otuzların Kadını”. Yazar bu kitabında; yaşandığı dönem, toplumsal koşullar, cinsiyetçi yaklaşım, değer ve kültür yargıları arasındaki eğitimli ve kültürlü kişilikleriyle ayakta duran Otuz yaşlarında kadınların, toplumsal olaylar, aile kavramı, evlilik, bireysellik arasındaki iç çatışmalarını sorgulayıcı bir dille ele alan farklı öykülerini bir araya getiriyor.

Kitaptan alıntıladıkladım:

“Tarihin olanca zenginliğiyle donanmış kentlerin, benzersiz mimari yapıtlarının acımaksızın yerle bir edildiği, doğanın da insanlar kadar onulmaz yaralar aldığı bir dönemde yazmak gibi serinkanlılığa dayalı bir uğraş, ya sağırlığın ya da körlüğün sağladığı bir bencillik zırhı kuşanarak yürütebilirdi ancak. Yaşamak, bir günü daha atlatmak demekti, o kadar.”

“Oysa onun gözünde, üslup insanın ta kendisiydi, dünyayı kavrayış biçimiydi; konu ne olursa olsun üslup değişmezdi. O yüzdendir ki bu ülkede yalnızca adalet mekanizmasını tetkik etmekle kalmamış, hakkın hukukun söz geçiremediği, suçluluk oranları yüksek bölgeleri de dolaşmıştı. İçinde birey unsuru bulunmayan hukuk anlayışına uzaktı.”
31 reviews
Read
May 3, 2020
Anneyi anlamanın, onu büyütenlerle hesaplaşmanın geç yaşlara bırakılmasının kitabı. Belki giderek benzeşildiğinden, "bana tanıdığım birini hatırlatıyorsun" cümlelerinin ardından, çocukluğun, yaşlılığın, büyümenin ve büyütülmenin nesiller arası, iç içe geçmiş ipliklerle izlenmesinin öyküleri.
1 review1 follower
Read
June 12, 2019
'Otuzların kadını' Tomris Uyardan okuduğum ilk kitap, bu yüzden ilk başta dilini anlamakta zorlandığım kitap, ama sonund hayran kaldığım... Her kadının okuyup kendi hayatından izler bulabileceği, yirmisinde, otuzunda ya da kırkında her kadının içinde bulunduğu baskı ve değersizlik ortamı... Belkide bu ortamdan nasıl kurtulunacağına dair ip uçları... Kısacası otuzların kadını, kadının güçlü ve nasıl ayakta durması gerektiğini söylüyor. Kadın önce kendini tanımalı, kendisi olmayı öğrenmeli... Hemen yeniden başlamayı düşünüyorum. Bu sefer sindire sindire altını çize çize...
Profile Image for Funda.
91 reviews1 follower
September 27, 2017
İnce bir ruhun incelikli cümleleri... Klişelerle, etiketlerle değil, düşünceyle, hisle, gözlemlediği çağın tanığı ama daha da önemlisi yorumcusu olmak... Gerçek bir aydın olmak... O yalnızlık... Dantel gibi işlenmiş bir metin.
Profile Image for Ekin .
118 reviews6 followers
January 17, 2019
Seviyorum seni Tomris. Sarsılmaz hüznünü, sözcüklerinin asaletini, anneliğe ve dahası kadınlığa olan saygını seviyorum. Ve saydıklarım tüm bu özelliklerini bir kalemde silebileceğini de seviyorum.
Profile Image for belisa.
1,428 reviews42 followers
September 7, 2019
izlenmesi zor olmasına rağmen güzeldi...
Profile Image for Cihan A..
31 reviews
November 24, 2019
Bazı bölümlerindeki betimlemeler çok canlı olsa da yazarın okurken en çok zorlandığım ve konsantrasyon kaybı yaşadığım kitabıydı. Belki de birkaç yıl sonra, yeni bir bakış açısıyla okumak gerek.
Profile Image for Gizem Özaslan.
9 reviews1 follower
May 19, 2020
"Ama kırtasiye dükkanları dünyanın her yerinde aynı kokuyordu: kişiye yalnızlığını hissettiren, öte yandan da bir renk cümbüşü ile çevresinin sarmalayan kışkırtıcı bir koku."
Profile Image for Mehmet.
67 reviews3 followers
June 12, 2017
Ouzların Kadını için gayet açık bir şekilde söyleyebileceğim şey şu: Mütevazı öykü okurluğumda şu zamana kadar beni içine bu denli çeken başka bir kitap olmamıştı. Tomris Uyar'ın değindiği olayların sıradan insan hayatına bu denli sirayet etmesi, cinsiyet fark etmeksizin istisnasız her öyküde öykünmeye ve kişisel bir arayışa itiyor insanı. Anlattığı öykülere çift karakterli karşılaşmalar bürüyor olması hem ilahi bir bakış, hem de aynı olaylara farklı kişiler üzerinden değinme olanağı sağlıyordu. Sımsıcak bir kitaptı.

"Kalabalık bir çarşıda, kızgın güneşin altında kalmış bir kedi yavrusu kadar çaresizim.
Geçmişi silinmiş birini anlatmak zorundayım. Yeni çaresizliğim ondan. Ertelenmiş bir ceza olsa, seve seve çekerdim. Değil ki. Yaşandığı sırada çok güzel geçmiş ama artık anıları bile silikleşmiş bir tatilin, bir turizm şirketinin ayarladığı eski bir yaz tatilinin, kış ortasında önüme gelen son taksiti, son faturası gibi duruyor karşımda.
-PENTİMENTO
Profile Image for Mer ve Ötesi.
270 reviews2 followers
September 6, 2023
Neden bilmem bazı kitapları okurken -daha kitabın başında- kendimce bir konu çizerim, kafamda bir kurgu oluşur önceden. Bu kitapta da yazarın annesinin hayatının anlatıldığını varsaymıştım meğer içinde fazla "Otuzların Kadını" mevcutmuş. Bir şeylere ön yargı ile başlamamam gerektiğini artık öğrenmem lazım.
Kitabı kendime 31. yaş günü hediyesi olarak almıştım. Niyetim doğum günümde okuyup bitirmekti ama her zaman olduğu gibi hayat benim istediğim sularda akmadı. Buna da bir "olsun canım neyse" dedikten sonra sayfalara gömüldüm.
Tam da benim ruh halimde ve yaşımda bir sürü "Otuzların Kadını"nı okumak büyük keyif verdi. Bazen üzüldüm, bazen kırıldım. Bazı şeylerin değişmemesine alındım. Kadınlara biçilen rollerin acımasızlığına kızdım, hak ettiği değeri görememelerine isyan ettim. Ve bu yükü (kadın olarak toplumun bize dayattıklarını) aklım kestiğinden beri üzerimde taşıdım.
Bir nefes dahi olsun bazı şeylere hakkımız olduğunu bilsin, duysunlar istedim. Tıpkı bu kitaptaki kadınlar gibi. Gel gör ki...
Profile Image for Cicek.
15 reviews1 follower
November 23, 2017
"Önce iyi bir haber; yalnızlığa sandığımdan daha çabuk alıştım. Aslında sensizliğe demek daha doğru çünkü ne de olsa yalnızlığa baştan beri alışkınım."
Otuzların Kadını daima yalnızdı. Evet fiziki olarak ve de kağıt üzerinde beraber olduğu bir adam vardı ama asla hiç kimse ruhuna dokunamadı. Kendisine yaşatılan duygusal şiddetler, aşkın ve saygının mahrum olduğu birliktelikler, tüm hayatın ve sorumlulukların bir zorunluluktan ibaret oluşu.. Tüm bunlara duyduğu öfkeyi ise belki de aldığı terbiyeden belki de mizacı sebebiyle dışa vuramaması.. Zamanla içindeki naif, alaycı, keşfetmeyi seven, tutkulu, kültürlü yönlerin gözlerinin önünde yok olması ve hayatın onu başka bir kadına dönüştürmesi.. Tomris Uyar kalemi öylesine kuvvetli bir kalem ki sizi adeta Otuzların Kadını'nın ruhuna ve kalbinin tam ortasına fırlatıp 'hadi bak, bak ve gör neler oluyor orada, hisset' diyor.
yazının devamı: https://fikrikitap.blogspot.com.tr/20...
Profile Image for Yasemin Salihoglu Karagul.
321 reviews27 followers
May 14, 2021
Okurken annenannemi, annemi, kendimi ve kızımı düşündüm. Kimi yerlerde babamı ve dedemleri... İlişkilerimiz, yaşadıklarımız ve hissettiklerimiz Otuzların Kadını'nın anlattıkları ile hangi noktalarda birlesiyor nerelerde ayrılıyor onu anlamaya çalıştım.
Önce öykülerin birbirinden bağımsız gibi okumaya başladım ama sonra öykülerde ortak noktalar, diğer yorumlarda yazıldığı gibi birbirine teğet hayatlar olduğunu farkettim. Öyküler arasında 1990larda yazılan günlükten sayfalar da var.

*****Buradan sonra sonu ile ilgili yaziyorum**** En sonunda "babanin bir şiiri aklıma geliyor" demesi ve şiirin Turgut Uyar'a ait olması, bir anda ben anlaticiyi Tomris Uyar yapip, kitabı otobiyografik bir esere dönüştürüyor.
Kitabın sonunda bu durumu farkedince insan en başından bir kere daha okumak istiyor.
Son zamanlarda okuduklarım arasinda beni en cok etkileyen kitap bu oldu.
This entire review has been hidden because of spoilers.
Profile Image for Zeynep T..
924 reviews130 followers
September 9, 2024
Oldukça deneysel bir metin. Bence öyküden çok anı ve otobiyografik kurmacanın kıyısında geziniyor. Bir Annie Ernaux bütünlüğü ve derinliği bulamadım. Teknik olarak böyle dağınık metinleri sevemiyorum. Ayrıca yazarı çok kibirli buldum. Siyasal ve toplumsal tespitleri kimi yerde yüzeysel geldi bana. Gerçi bazı yerlerde dürüst davranıp içinde yaşadığı toplumu tam tanımadığını belirtmiş. Niye üç yıldız verdin derseniz öncelikle anlatım dili etkileyiciydi. Zaten çevirilerinden Tomris Uyar'ın anadiline hakimiyetine aşinayız. Bunun yanında kadınların duygularına ve düşüncelerine odaklanan anlatılara torpil yapıyorum tabii.

Yaza Yolculuk Tomris Uyar'ın kalemiyle tanışma kitabımdı. İki kitabı göz önüne alırsak yazarın öyküleri derinden etkilemiyor, hayranlık uyandırmıyor ama okumaya devam edeceğim eserlerini.
Profile Image for Seden Dila Özbudakcı.
30 reviews2 followers
November 5, 2024
Otuzların kadını kırgınlık dolu bir hikaye.
Tomris Uyarla hiç yıldızımın uyuşmadığını düşünürdüm. Diz boyu papatyalar beni pek almamıştı. Ödeşmeler ve Şahmeranı da yarım bırakmıştım. Otuzların Kadınına iç sıkıntısıyla hadi bir şans daha vereyim diyerek başlamıştım o yüzden. İlk sayfalardan sonra nasıl sona geldim anlamadım. Hikayedeki çoğu çıkarımın, otuzların kadınının yaşadığı çoğu durumun hala çoğu kadın tarafından yaşanması dokundu galiba içime. Bahsettiğim haksızlıklar sosyal baskılar vs değil. “Çivi yaraları” ve “onulmaz romantiklikler ve bu gerçeğe bağlı yanlış eş seçmekteki kararlılık.”
Kimsenin yalan söyleyeceğine inanmayış, “neden yalan söylesinler ki?” düşüncesinin tanıdıklığı da yazarın yorumuyla benim yüreğime hardal sürülmüş bir his bıraktı. Kısacası safdillikle harcanan bir ömrün kalp kırıklığını okudum.
Profile Image for Betül.
65 reviews16 followers
February 23, 2020
Çok farklı bir tarz denemiş bu öykü kitabında. Öyküler hem birbirinden bağımsız hem de birbirlerine teğet geçiyorlar ki zor bir şey bu. Okuyunca daha iyi anlayacaksınız ne demek istediğimi. Ayrıca Tomris Uyar’a dair de izlere rastlayacaksınız. Melisa Kesmez’in Nohut Oda’sını öykücülükte biraz kolaya kaçmak diye eleştirmiştim ki bu kitaptan sonra fikrim pekişti. İyi ve özgün öykü öyle herkesin harcı değil. Bundan sonra Tomris Uyar da okumalarıma ekleyeceklerimden oldu,başta Sait Faik ödüllerini aldığı kitaplar olmak üzere okuyacağım inşallah.
Profile Image for Cansu Matt.
22 reviews1 follower
February 21, 2021
Yaşamak, bir günü daha atlatmak demekti, o kadar.

Önce iyi bir haber: yalnızlığa sandığımdan daha çabuk alıştım. Aslında sensizliğe demek daha doğru, çünkü ne de olsa yalnızlığa baştan beri alışkınım.

Bir erkeğin, kültürce kendisine denk, üstelik konuşmaya, düşüncelerini anlatmaya susamış bir kadını uzun süre kaldıramayacağı, o dönemde henüz keşfedilmemiş bir gerçekti.

Acaba bizler, yara almadığımıza, güçlü olduğumuza bu kadar inanan çocuklarımızın bir gün biz yok olduğumuzda duyacakları boşluğu nasıl hafifletebiliriz? Şimdiden başlamalı, ama nerden?
This entire review has been hidden because of spoilers.
Profile Image for BgmBilge.
64 reviews
June 16, 2023
İlk kez okuyorum Tomris Uyar öyküsü ve etkiledi beni bu kitabı. Birçok yerinde altı çizili cümleler, hisler ve fikirler bıraktı ardında bana, üstünde düşünmemi gerektiren... Farklı kişilerin merkezinde ve farklı tarzlarda yazılmasıyla başka öyküler gibi duran ama hep bi köşesinden bucağından yakalanmış 'otuzların kadını' kitaptaki her öyküde. Hatta sonunda yazarın kendi cümleleri var kitabını tanımlamaya yönelik "öyküleri birbirine teğet geçecek, aynı zamanda odaktaki bir portreye girip çıkacak biçimde yazmak" Hiç sıkmadan ve tekrara düşmeden yapmış bunu üstelik...
Profile Image for Tuğçe.
256 reviews6 followers
December 4, 2025
🍃"... Geçmişi silinmiş birini anlatmak zorundayım. Yeni çaresizliğim ondan. Ertelenmiş bir ceza olsa seve seve çekerdim. Değil ki..."

❇ Bir kadın, bir annenin tablosunu adım adım öykülerle işlemiş Uyar. Aşırı tasvirle boğulmadan bütün manzaraların karşımızda belirir olması okunurluğu yüksek tutan bir etken bu eserde. "Pentimento" da başlangıçların ertelenerek belki de hayattan kaçma çabasının ürkekliğine değinerek başlayıp değer kavramını patavatsız şekilde ayaklar altına alan insanlıkla devam ediyor...

İyi okumalar. 🌀
42 reviews
May 5, 2023
Tomris Hanım'ın dile hakimiyeti ve üslubu her okuyuşumda beni şoke ediyor. Üç yıldız vermemin tek sebebi kitaba başka bir beklenti ile başlamam: Kendi göçmen ailemi anlama çabası ve tüm otuzların kadınlarına duyduğum sempati. Kitap bazı açılardan yetersiz kalsa da, kendi yanlış beklentilerim harici, başarılı bulduğum bir kitap oldu. İnsanı düşündüren bir kitap olduğunu da söylemeden geçmemek lazım, gerçi bu kitaba özel olmayıp Tomris Hanım'ın yeteceğine atfedilebilir bir özellik olabilir.
Profile Image for bbc.
22 reviews
July 19, 2025
“Geçmişi silinmiş birini anlatmak zorundayım. Yeni çaresizliğim ondan. Ertelenmiş bir ceza olsa seve seve çekerdim. Değil ki. Yaşandığı sırada çok güzel geçmiş ama artık anıları bile silikleşmiş bir tatilin, bir turizm şirketinin ayarladığı eski bir yaz tatilinin, kış ortasında önüme gelen son taksidi, son faturası gibi duruyor karşımda.”

Displaying 1 - 30 of 48 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.