Jump to ratings and reviews
Rate this book

Mahur Beste

Rate this book
Mahur Beste'de Tanpınar'ın Huzur ve Sahnenin Dışındakiler adlı romanlarında önemli bir motif olan "Mahur Beste" teması önemli yer tutar. Mahur beste, acı bir aşk hikayesinin klasik musiki kalıplarıyla soyutlanmasıdır. Tanpınar, klasik Türk musikisini medeniyetimizin özlü bir yansıması olarak kabul eder. Mahur Beste'de Tanpınar'ın diğer eserlerinde de görülen medeniyet meselesi büyük bir ağırlıkla ele alınır. Mahur Beste, Tanzimat sonrasında toplum hayatımızın her yönüne yansıyan değişim ve başkalaşımın yansıtıldığı ve her fırsatta tartışıldığı bir roman özelliğindedir.

175 pages, Paperback

First published January 1, 1944

48 people are currently reading
1222 people want to read

About the author

Ahmet Hamdi Tanpınar

36 books760 followers
Ahmet Hamdi Tanpınar (23 June 1901 - 24 January 1962) was one of the most important modern novelists and essayists of Turkish literature. He was also a member of the Turkish parliament (the Grand National Assembly of Turkey) between 1942 and 1946.

Tanpınar was born in Istanbul on 23 June 1901. His father was a judge, Hüseyin Fikri Efendi. Hüseyin Fikri Efendi was Georgian from Maçahel. Tanpınar's mother died at Mosul, when Tanpınar was thirteen. Because his father's vocation required frequent relocation, Tanpınar continued his education in several different cities, including Istanbul, Sinop, Siirt, Kirkuk, and Antalya. After quitting veterinary college, he resumed his educational career at the Faculty of Literature at Istanbul University, which he completed in 1923. As a literature teacher, he taught at high schools in Erzurum (1923–1924), Konya, Ankara, the Educational Institute of Gazi and the Fine Arts Academy. At the Fine Arts Academy, besides teaching literature, Tanpınar taught in branches of aesthetics in arts, history of art and mythology (1932–1939). From 1942 to 1946, he entered the Turkish National Assembly as parliamentar of Kahramanmaraş. In 1953, he made an extensive journey to Europe, traveling many countries within six months such as France, Belgium, Holland, England, Spain and Italy. Tanpınar died of a heart attack on the 24 January 1962 in Istanbul. His grave is in the Aşiyan Graveyard, Istanbul.

He is one of the most important authors of Turkish literature, successfully combining Eastern and Western cultures within his writings. Yahya Kemal Beyatlı played an important role in his upbringing. In his poetry, he uses Turkish classical music and dreaming as the textile of his works. Both in his poetry and novels psychological analyses, history, the characteristics of his time, the binding between the society and the individual, dreams and the problems of civilization are given a great place. One of his most significant works is The Time Regulation Institute (Saatleri Ayarlama Enstitüsü). The novel has been widely acclaimed as an ironic criticism of the bureaucratization process with the implication that its title suggests, though that is not what the book is all about. In fact, the book can be read from quite different perspectives, and cannot be exhausted in only one reading. First of all, it is a great psychological analysis of a man who suffers from being unable to adapt himself to his time, in other words to modern times. So the fact of bureaucratization is indeed incorporated into a broader problem: modernization and its impact on the individual. Most of the characters of the novel seem to be struggling in strange ways in order to survive in modern times. In this way, the concept of "time" occupies a central place, giving a deeper sense, even a philosophical taste to the novel.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
579 (35%)
4 stars
700 (42%)
3 stars
319 (19%)
2 stars
41 (2%)
1 star
7 (<1%)
Displaying 1 - 30 of 135 reviews
Profile Image for Duygu.
202 reviews105 followers
July 13, 2016
Tanpınar manifestosu.
Açıldıkça açılan acayip bi metin. Yazarın bizle alenen geçtiği dalga ve okuyucu olarak bundan alınan müthiş keyif. Bir roman okudum da hayatım değişti, değil ama çok iyi ya hu.
Not: Behçet Bey sen ne acayip adamsın.
Profile Image for Hakan.
830 reviews632 followers
December 31, 2014
Tanpınar'ın romanları arasında belki de en zayıfı. Zayıf tanımı tabii biraz ağır, sonuçta sıkı bir metin var karşımızda. Klasik ve hayranlık uyandırıcı Tanpınar uslubu, derinlemesine karakter tahlilleri, toplumsal tasvirleri ve elbette yazarımızın olmazsa olmazlarından Doğu-Batı arasındaki kimlik arayışımız Mahur Beste'de fazlasıyla var. Romanı zayıf kılan ise tamamlanmamış ya da toparlanmamış hissi uyandırması. Tabii bu kasıtlı yapılmış da olabilir. Sonuçta eserin son kısmında yer alan mektup da bir post-modern hava katmış. Çok farklı bağlamları olsa da bana Ian McEwan'ın Sweet Tooth'un hatırlattı...
Profile Image for alper.
210 reviews62 followers
February 13, 2022
Kitabı okumaya şöyle başlamışım: “Tanpınar okuyalım da kendimize gelelim.” Öyle de oldu. Şu duyguyu bilirsiniz: Şahane bir kitabın son sayfasını kapadığınızda tüm hücreler bir hareketlenir. Herkes -hafif bir ürperti eşliğinde- kendi payına düşeni alma telaşına girer. “Mahur Beste” çoktur hissetmediğim bu duyguları tekrar yaşamamı sağladığı.

Behçet Bey'in hikayesi olarak başlayan romanımız “kabına sığmadı”. II. Abdülhamid, Jön Türkler, ulema, göze girenler, gözden düşenler. Dönemin lüksü, debdebesi, hizmetliler, yalılar, konaklar, bu imkanları hiç eden hayırsız evlatlar, kendi yollarını bulanlar… Şark - Garp, modernleşme meseleleri… Bir dönemin panoraması. Yine birbirinden şahane karakterler, yine muhteşem bir dil.
“Fikirlerimiz, onları taşıyacak kudrette olduğumuz nispette bizimdirler.”

Sayısı çok fazla ve kronolojik olmayan akışı ancak notlarla takip edilebilecek cinsten olan karakterlerimiz için sıralamam şu şekilde:

- İsmail Molla / Ata Molla (dünürleri ayıramadım)
- Adile Hanım
- Halit Bey

Mansiyon: tabii ki Atiye Hanım. Kendisi de bir Mahur Beste hikayesi değil mi?

Not: Google’a Ahmet Hamdi yazınca, Tanpınar’dan önce ilk sırada “Yeliz”in gelmesi? Biz neden bu hallere düştük sorusuna güzel cevaplardan biri olabilir. Kitaptaki Abdülhamid, dönem ve tebaa üzerine yapılan tartışmaların 21. yy’da hala geçerliliğini koruması da bir başka cevap. “Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet.”

Kelime Dağarcığımızı Geliştirelim
bedbinlik: karamsarlık
sarih: kolay anlaşılır
istihfaf: hor görme
Profile Image for Cigdem CK.
6 reviews4 followers
December 15, 2017
"siz kainatın etrafınızda dönmesini istiyorsunuz. düşünmüyorsunuz ki hayat sizi mahrekinin dışına atmış. hayat kimsenin etrafında dönmez, herkesle beraber yürür."
Profile Image for Bahar.
158 reviews25 followers
August 31, 2025
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ilk romanı Mahur Beste, beni kendine hayran bırakan üslubunun ilk işaretlerini ve zamanla derinleştireceği temaların çekirdeğini veriyor. Hüzünlü atmosferi, leitmotiv gibi silikleşerek yankılanan karakterleri ve kurgusuyla, bireylerin ve toplumun yarım kalmışlıklarını incelikle işliyor. Tanpınar’ın zekice tespitleri ve hicvi daha ilk romandan kendini hissettiriyor.
Romanın ilk kez tefrika olarak yayımlanmasından kaynaklanan kopukluklar sezilse de, bu kırık yapı romanın ruhunu bozmuyor.
Tanpınar’ın kendi sözleriyle, “Freud ile Bergson’un beraberce paylaştıkları bir dünyanın çocuğu” olarak, insanın iç dünyasını ve zamanla kurduğu ilişkiyi sorgulayan özgün bir başlangıç kitabı. Bu kitabı #bizimbüyükchallengeimiz ilk maddesi için seçmiştim; iyi ki okumuşum.
Profile Image for Korcan Derinsu.
583 reviews405 followers
May 31, 2024
Sevdiğim yazarların ilk romanlarını okumayı hep erteliyorum. Bunun nedeni yazarı sevmemi sağlayan büyük eserlerin tadını alamayacağımı düşünmem. Mahur Beste de bu yaklaşımımı kısmen doğrulayan bir metin. Tanpınar, Behçet Bey’in hikayesi gibi başlayan ancak sonra daha genişleyen hikayeyle bir tür insan portreleri anlatıyor. Aslında anlatılan portreler de ilgi çekici ancak Behçet Bey’in verdiği lezzeti veremiyorlar. Böyle olunca da ister istemez dağınıklık hissi peydah oluyor. Romanın son bölümünde Behçet Bey’in yeniden ortaya çıkışı ve bu yapının neden tercih edildiğinin açıklanmasını ise bu dağınıklığı hafifletecek derecede parlak bir fikir. Bunun dışında Tanpınar bildiğimiz gibi, rüyalar, musiki, eski-yeni çatışması, edebiyat, aşk vs. burada da bolca yer alıyor. Özetlemek gerekirse Mahur Beste bir ilk roman olarak düşünüldüğünde bence asla kötü değil ama yazarın büyük eserlerine kıyasla biraz daha zayıf.
Profile Image for Dilara.
93 reviews26 followers
January 27, 2016
Mahsur Beste, Behçet ile başlayıp Behçet'in hayatındaki insanlarla devam ediyor. Kitaba başladığımda Behçet'in ana karakter olduğunu düşündüm ve hikaye hoşuma gitti fakat ilerledikçe kitabın Behçet'in hayatındaki insanlara atladığını gördüm ve şaşırdım ama üzerine düşündüğüm zaman zaten Behçet'in silik bir kişiliği olduğu aklıma geldi, bu yüzden de doğal olarak tabii ki sadece kendinin anlatılması mantıksızdı.
Kitabın sonundaki mektupta da görüldüğü üzere, yazar Behçet'i kendi hayatının içinde gördüğü için her karekterin nasıl bu kadar ayrıntılı ve mükemmel yazdığını anladım.
Tanpınar gerçekten bütün karakterleri çok güzel bir şekilde anlatmış ve geçişler de çok güzel tamamlanmış.
Profile Image for Hakan.
227 reviews201 followers
October 31, 2019
harika bir başlangıçtan sonra metin dağıldıkça dağılıyor, ufalanıyor ve tamamlanamadan öylece kalıyor. başarısızlığının sebebi tanpınar'ın kendi deyimiyle bir "insan koleksiyonu" yapmak istemesi ancak bunu "orkestralayamaması". bugün bu koleksiyona bakınca tek bir karakter, behçet bey, dikkat çekiyor. tanpınar üzerinde ısrar etse belki edebiyatımızın unutulmayacak karakterlerinden biri olacak behçet bey.

başka bir husus 1944 tarihli bu romanın bir tür dönem romanı-geçmiş romanı olması. tanpınar bildiğimiz meselerini geçmişe taşırken tuhaf bir kayma oluyor. şimdiden geçmişe bakma sorunu. karakterler, onların düşünceleri-tartışmaları özellikle, sahiciliğini yitiriyor.

bunlarla birlikte ya da bunlara rağmen tanpınar ışıltısı ön plana çıkıyor zaman zaman. bir yere varmasa da sürsün gitsin istiyor insan bu küçük kitap, bu küçük hikayeler, bu zaman.
Profile Image for Zelal Akgüneş.
19 reviews7 followers
November 15, 2025
Mahur Beste pür edebiyat denilen cinsten bir roman. Konusu karekterleri üzerine çokça yazılıp çizilmiş. Beni asıl etkileyen Ahmet Hamdi’nin dili kullanış biçimi oldu. Kelimelerle oynaması tasvirleri ve kendi deyimiyle kelimelerle oluşturduğu yeni terkipler yazarın dilin sınırlarını sonuna kadar zorladığını gösteriyor.
Nitekim Türkçeye “eziyetler evi” diye çevirebileceğimiz ‘“darülmihen”kelimesini icat ediyor.
Benim için kelimelerle kurulan büyülü bir iletişimdi bu anlamda Mahur Besteyi okumak.
Profile Image for Zeynep Haktanır Eskitoros.
136 reviews65 followers
March 15, 2024
Okurken duygularım sürekli değişti. Kimi zaman anlamadım bu karakterde kim şimdi, nereden çıktı, Behçet Bey ile ilgisi neydi vs. Nereye nereden geldiği belli olmayan, bu kadar kısa bir metin olmasına rağmen insanın aklını karıştıracak kadar çok karakter olması okuyucuyu bir yandan zorlasa da bir yandan da müthiş keyif veriyor. Aslında bence zor bir okuma ancak şuan bitirdiğimde tekrar okuma hissi veriyor bana. Bence metinin sonu büyük ustalık işi.

Mahur Beste'ye roman demek zor. Hatta okurken bölümleri ortak karakterleri olan 'öykü' gibi de düşünebiliriz dedim kendi kendime. Ve bitirince bütüne bakınca müthiş bir metin olduğunu gördüm.

Karakterlerin her biri ayrı bir roman. Behçet Bey, Sabri Hoca, geri planda Abdülhamit dönemi...Son kararım :) ben çok beğendim. Tekrar tekrar okumak isterim.
Profile Image for Şahika.
44 reviews49 followers
May 22, 2015
Mahur Beste, Huzur ve Sahnenin Dışındakiler bir üçleme olarak yazılmış. Roman, Eyyübi Ebubekir Ağa'ya ithaf olunmuş. Eyyübi Bekir Ağa'nın da mahur makamında bir bestesi bulunmaktadır.
Kimi yorumcular, bu romanın yapısıyla yüksek perdeden başlayarak kademe kademe düşüş gösteren bir yapıdaki mahur bestenin yapısı arasında bir paralellik kurar, fakat romanda temponun sonlara doğru düştüğü değil yükseldiği görülür.
Çok zevkli bir okumaydı, kesinlikle okuyun, okutun.
Profile Image for Baris Ozyurt.
918 reviews31 followers
May 11, 2017
"Siz kâinatın etrafınızda dönmesini istiyorsunuz. Düşünmüyorsunuz ki hayat sizi mahrekinin dışına atmış. Hayat kimsenin etrafında dönmez, herkesle beraber yürür."(s:158)
Profile Image for Ümit Mutlu.
Author 66 books367 followers
December 28, 2019
Yarım bile olsa, Tanpınar'ın yazmış olduğu bir şeyin kötü olma şansı yok. Ve bu kitapta, tuhaf bir şekilde, yazarın başkarakterden özür dilediğini görüyoruz: Onun hikâyesinden sapıp başkalarına eğildiği için. Ama işte, edebiyatta bile böyle; evrim ile ilerliyor her şey. Behçet Bey'i takip etmek için çıktığı bu yolda, herkes herkesle dostmuş gibi, başkalarına meylediyor Tanpınar.

Hülasa, Osmanlı'nın son dönemlerini büyük lezzetle anlatan, küçük ama büyük bir kitap çıkıyor ortaya.
Profile Image for Bilgen.
238 reviews17 followers
January 24, 2024
Tanpınar okumaya, saatleri ayarlama enstitüsü ile başladım. Çok çok sevdiğim yazarı okumaya huzur ve beş şehir ile devam ettim. Böylece yazar en sevdiğim yazarlar arasında baş köşede yerini aldı diyebilirim. Okuma grubumuzla ayın yazarı seçilen yazarın mahur bestesini yeni okudum ve yine çok beğendim. Ama yazar hakkında biraz araştırma yapınca mahur beste-huzur ve sahnenin dışındakiler eserlerinin karakterlerinin ortak olduğunu farkettim. Konu hakkında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üni- Tanpınar merkezinin internet sitesindeki karakter şeması yeni okuyucular için faydalı olabilir. Zira ben bütün bu okumalarımdan sonra bu çalışmayı öğrendim. Karakterler sıralamasına bakınca da romanlar arasında keskin bir öncelik-sonralık ilişkisi yok diye düşünüyorum.
Mahur bestede de karakterler Behçet beyden başlayarak anlatılmaya başlanmış. Sonra onunla ilgili olan-olmayan, o kadar farklı dönemlerden kişiler seçilmiş ki, kitabın sonunda Behçet beyle bu son okuduklarımın arasında ne bağ vardı diye düşünürken buldum kendimi. Hikayeden koptuğumu sanarken son bölümde, yazarın Behçet beye mi yoksa biz okuyucuya mı yazdığını bilemediğimiz mektup beni aydınlattı. Tanpınar’ın nerde ne zaman yapacağını tahmin edemediğimiz bu şakacı anlatımlarına bayılıyorum. benimle dalgasını yine geçti diyerek de okumayı bitirdim diyebilirim:)
Karakterler arasında en çok Behçet beyin babası İsmail mollayı sevdim. İsmail mollanın dünürü ata molla ile ilgili iki dünür bölümü ile garip bir ihtilalci bölümünde sabri hoca ile aralarındaki sohbete bayıldım. Tekrar tekrar okudum. İsmail mollanın “hayat”a bağlılığını ifade ettiği satırlar şöyle:
“Burada bir halk var. Onun kendisinden olan bir hayatı var. Onu, içinden dışından kendisi yaratıyor. İşte benim sevdiğim , inandığım bir hayattır. Din, akide, hepsi bu hayatta şekil alıyor, değişiyor…Bizim ruhaniyetimiz, nuraniyetimiz bize aittir.”
“Fakat ne kadar değişirsek değişelim, yapacağımız her yeni şeyde bu memleketin kendisinden gelen bir damga olacaktır. Onu doğuracak olan bu anadır…İşte benim sevdiğim, inandığım şey. Benden yüz sene sonra şartlar o kadar değiştiği, unsurlar o kadar tanınmaz şekle girdiği halde bu memleketin hayatını yine bugünün devamı yapacak olan bu damgadır. Ne şarka ne garba ne falana, feşmekana bağlıyım. Hayata yani ölmeyen bir şeye bağlıyım,..”
“Ona göre esas olan, zaman dediğimiz şeyi insan ruhunun benimsemesi , bir meyve ısırır gibi, kendi izlerini ona geçirmesiydi..
“ıstırap, insan için gündelik ekmek, ölümse sadece bir kaderdi, ikisinden de kaçılamazdı. Asıl dava, derin bir şekilde yaşamak ve kendi kendisini gerçekleştirmek , ölümlü hayata şahsi bir çeşni vermekti.""
bir de tesadüf, mahur bestenin sonuna geldiğimde; ernaux'un seneler kitabı ile ilgili bir yoruma denk geldim. kitabı okumadım ama arkadaşım nesiller boyu anlatılan kadın hikayeleri ne kadar çok yüzyıllık yalnızlığa benziyor diye yorum yazmış. tanpınar da bu üçleme diye nitelendirdiğimiz kitaplarla buna benzer bir anlatım seçmiş diye düşündüm. birbirine nesiller boyu bir yerinden etkileyen pek çok karakter, zamansız şekilde anlatılarak bir bağ kuruluyor. beni etkileyen de sanırım bu anlatım tarzı.
Profile Image for Sümeyra.
256 reviews2 followers
April 27, 2024
Kafamda yine zaman-mekan-kişi kavramını alt üst eden bir romanın sonu.
Zamansal atlamaları, Behçet beyin çevresindeki ‘tüm’ karakterlerin şimdi ve geçmişlerini ayrıntılı anlatımı…
Sayın Tanpınar, insanları gerçek hayatta da romanlarda da bu kadar hızlı tanımak birazcık baş döndürücü oluyor. Vites düşürelim lütfen:)
Ana karakterimiz; Behçet bey, babası İsmail Molla, Atiye hanım… ittihatçı Sabri hoca, Halit bey, Nuri bey…
Peki bu Nuri bey de kim? Halit beyin babası. Halit bey? Ata Molla’nın damadı, Ruhsar’ın kocası. Ata Molla? Atiye hanımın babası. Atiye? Behçet beyin karısı…
Yahu Mahur Beste ne alaka? Onu besteleyen Talat beyin Behçet beyle örüntüsü ne?
Uppsss, fazlaca analitik yaklaştım kitaba:)

İnce Memed’in ağalarla örülü, yoksul, ezilmiş Çukurova’daki eşkiya hayatından sonra İstanbul’un yaldızlı köşklerinde, padişahın eşiğinde kurulmuş sofralarda, musiki dinleyen cemiyet hayatına hızlı bir geçiş oldu.
Tanpınar, Garb vs Şark savaşlarında, Doğulu muyuz? Batılı mı? ikileminden ‘hayat’ı seçiyor ya; çoğu insanın bu seçimi yapacak entellektüel düzeyde düşünme hakkının bile olmadığı topraklar, işte bu topraklar.
Bize lazım olan, gömlek değiştirmek değil, içten değişmek, Tanpınar’ın deyimiyle.
——————

“”Fikirlerimiz, onları taşıyacak kudrette olduğumuz nispette bizimdirler.”

“..sen bir medeniyetin iflası nedir, bilir misin, dedi. İnsan bozulur, insan kalmaz; bir medeniyet insanı yapan manevi kıymetler manzumesidir. Anlıyor musun şimdi derdin büyüklüğünü?… Cahilsin; okur, öğrenirsin. Gerisin, ilerlersin. Adam yok; yetiştirirsin, günün birinde meydana çıkıverir. Paran yok; kazanırsın. Her şeyin bir çaresi vardır. Fakat insan bozuldu mu, bunun çaresi yoktur.”

“..bize lazım olan, gömlek değiştirmek değil, içten değişmektir.”

“Hayat kimsenin etrafında dönmez, herkesle beraber yürür.”
Profile Image for Tuğba (tuharrr).
81 reviews9 followers
September 9, 2021
Tanpınar bizim için çok büyük bir şans. Kendi dilimizde okuyabilceğimiz muhteşem kitaplar yazmış. Behçet Bey bünyesinde barındırdığı zayıflıkların zenginleştirdiği bir anti kahraman sanki. Asıl gönlümü fetheden Sabri Hoca ile ilgi bölümlerdi.Tanpınar’ın övgüye ihtiyacı yok fakat okuduğunuzda edebiyat lezzetini yeniden tatmak harikulade.
Profile Image for Gökhan .
419 reviews9 followers
July 9, 2024
Tanpınar, Türk edebiyatının göz kamaştıran mücevherlerinden biri. Romanın, adı gibi bir besteymişçesine akıp giden satırlarındaki o incelikli alaycı mizah, insanın iç dünyasına dair keskin gözlemler, doğu- batı çatışmasına felsefi bakış muhteşem.
Profile Image for Caterina.
1,209 reviews62 followers
June 21, 2024
Eksikti... Belki Tanpinar bu eserinde karakterlere dair finali okuruna birakmak istemisti bilmiyorum. Ama Behcet Bey'in sahsinda tanidigim karakterlerin hayatima teyet gectiklerini hissettim. Keske yarim kalmislik duygusu olmasaydi...

Belki Huzur'dan hemen sonra okudugum icin boyle hissettirdi bilmiyorum. Dudaklarimda hala Bile Redifli Gazeli'nin yankilari...

21 Haziran 2024, cuma ikinci okuma incelemesi:

Bu defa ayakları daha yere basan bir okuma süreci geçirdim. Bunda Tanpınar ve Tanpınar'a dair yaptığım diğer okumaların faydası olduğu gibi aldığım yaşın, tabiri caizse tecrübenin de etkisi var.

Öncelikle Mahur Beste'de Huzur ya da Saatleri Ayarlama Enstitüsü eserlerindeki gibi bir olay örgüsü yok. Bu yüzden genelde şaşkınlığa düşülmüş. İlk okumamdaki eksiklik hissinin sebebi buydu sanırım. Mahur Beste tam anlamıyla bir kişiler anlatısı...

Tanpınar'ın diğer eserlerini de okuyunca kişilerin birbiriyle olan ilişkilerini ya da Tanpınar'ın söylemek istediklerini anlayabiliyorsunuz... Bu yüzden Mahur Beste okumayı düşünenlere, yazarın diğer eserlerini okuduktan sonra bu eseri ellerine almalarını öneririm.

Molla İsmail Efendi, Ata Molla ve Sabri Hoca arasındaki diyaloglar döneme, yaşama dair bilgi verir nitelikteydi. İstibdat döneminde bir emirle yeri, konumu değişen insanların arasında yürüdüğümü hissettim.

Eserin sonuna eklenmiş olan Tanpınar'ın mektubu çok kıymetliydi. Eserin gelişimine ve yazılma sürecine dair Behçet Bey'e hesap verircesine anlattıkları bazı taşların yerine oturmasını sağladı.

Bazı eserler zaman zaman tekrar okundukça şarap misali kıymetleniyor. Tanpınar'ın tüm eserleri benim için bu değerde... Bir süre sonra yeniden okuyacağım diyebilirim.

Eserden iki alıntıyla incelememe son vereyim:

"Fikirlerimiz, onları taşıyacak kudrette olduğumuz sürece bizimdirler."

"Bir medeniyet insanı yapan manevi kıymetler manzumesidir."
Profile Image for Zeynep T..
924 reviews130 followers
August 8, 2020
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın diğer yapıtlarıyla karşılaştırıldığında beni çok etkileyen bir kitap olmadı. Okuyup bitirmemi sağlayan yazarın hiçbir zaman taviz vermediği muhteşem anlatım dili oldu. Okurken birbirinden bağımsız anlatılan karakterlerin hikayelerinin Behçet Bey'in hikayesi çerçevesinde bir şekilde birleşeceğini düşündüm; fakat bitmemiş bir roman hissi ağır bastı. Elimdeki 16. basımın sonuna eklenen notta, kitabın tefrikası ve ilk neşredilen kitap şekli arasında iki fark bulunduğu ve yazarın bu eseri bitirmeden bırakmış olduğu bilgisi ile düşüncelerimde haklılık payı olduğunu görmüş oldum. Yazarın bütün külliyatı okunduktan sonra üslubunu özleyenler için güzel bir okuma olabilir belki. Buna karşılık yazarla tanışma kitabı olarak kesinlikle önermiyorum.
Profile Image for Gamze Kutval.
35 reviews7 followers
January 15, 2020
İlk basımından bu yana 86 yıl geçmiş, hayat değişiyor, şehir değişiyor, insan değişmiyor...katman katman hazine sandığı gibi karakterler...gözler yetmiyor, kulakları da açıyor Mahur Beste.
Profile Image for Pınar Aydoğdu.
Author 4 books39 followers
May 30, 2021
Muhteşem bir edebiyat kanonu. Tanpınar, Türk edebiyatına çok sesliliği, yeni teknikleri getirmiş büyük bir usta. Mahur Beste bunun en güzel örneklerinden biri.
Profile Image for Ali.
438 reviews
March 30, 2024
Betimlemeler mükemmel ama Saatleri Ayarlama Enstitüsü gibi ince kurgulanmamış sanki sadece enteresan karakterler geçidi gibi yarım kalmış. Sondaki mektup açıklıyor bu hali yine de geçiş dönemi incelemesi, doğu batı karşılaştırması, psikolojik çözümlemeleriyle tam bir Tanpınar klasiği. Başta talihsiz Atiye de acaba Nurhayat hanım gibi gidecek Behçet de Talat Efendi gibi bir mahur beste mi çekecek diye düşünürken konaklar mollalar paşalar devrimci Sabriler ile akış dağılıyor… emma Neşati’nin gazeli Behçet beye de yakışıyor:

"gittin emmaki kodun hasret ile canı bile
istemem sensiz geçen sohbet-i yaranı bile"

Bütün bunlar bana başka bi mahur besteyi hatırlattı, malum Atilla İlhan’ın şiiri ve Ahmet Kaya’nın muhteşem yorumu:

“Şenlik dağıldı, bir acı yel kaldı bahçede yalnız
O, Mahur Beste çalar, müjganla ben ağlaşırız
Gitti dostlar, şölen bitti, ne eski heyecan ne hız
Yalnız kederli yalnızlığımız da sıralı sırasız”

Bi vakit ukalalık edip şair, Müjgan yerine ağlayan manasında Nalan dese hem tevriye sanatı yapsaymış diye sallayınca bi arkadaş uyarmıştı müjgan eski dilde kirpikler demek, şair öyle yalnız ki ağlayışını bile kirpilerinden başka bilen gören yok demek diye...

Gayet şükela orkestralamışlar ukalalığa gerek yokmuş
Profile Image for Deniz.
Author 7 books95 followers
March 24, 2020
Behçet Bey'i çok sevdim. Ancak kişiler arasında dolaşıp maalesef Behçet Bey’den uzaklaşması ve adeta bir panorama yaratması münasebetiyle ilgimi kaybettim. Handiyse Mahur Beste bahsine bile gereğince ilgi gösteremedim. O kadar ki, sondaki hayali mektup bu sitemime bir cevap adeta.
"O hâlde bu benim hikayem değil artık.” diyeceksiniz. Evet, öyle, artık sizin hikâyeniz değil. Sizin hikâyeniz olarak başladı, fakat arkanızdan o kadar büyük bir kalabalığı sahneye taşıdınız ki, sizin hikâyeniz olmaktan çıktı. Hepinizin hikâyesi, daha doğrusu yaşadığınız, yaşadığımız devirlerin hikâyesi oldu. (sf. 158)

Ama haksızlık etmeyeyim. Molla Bey, Sabit Hoca, Soloski, Atiye ve Refik Bey de nevi şahsına münhasır karakterlerdi elbet.

Ve son olarak dertlerimiz ne kadar aynı, dertleriz ne kadar değişmemiş:
-Oğlum Behçet, sen bir medeniyetin iflâsı nedir, bilir misin? dedi. İnsan bozulur, insan kalmaz; bir medeniyet insanı yapan manevî kıymetler manzumesidir. Anlıyor musun şimdi derdin büyüklüğünü?... Cahilsin; okur, öğrenirsin. Gerisin; ilerlersin. Adam yok; yetiştirirsin, günün birinde meydana çıkıverir. Paran yok; kazanırsın. Her şeyin bir çaresi vardır. Fakat insan bozuldu mu, bunun çaresi yoktur. Sen cilt yapıyorsun; şiraze nedir bilirsin. Bizde insanoğlu şirazesiz kalmış. (sf.91)
Profile Image for okumadan_olmaz.
174 reviews53 followers
January 8, 2020
Mahur Beste, Tanpınar’ın 1944-1945 yıllarında kaleme aldığı ilk roman denemesi. Eseri daha iyi anlayabilmek adına öncelikle anlattığı ve yazıldığı dönemi bilmenin çok elzem olduğunu düşünüyorum. Bu sebeple ön okumalar yapmak faydalı olacaktır.
Toplamda yedi bölümden oluşan romanın her bölümünde farklı bir insanın düşünceleri ve dönüşümü konu ediliyor.
Tanpınar bunu yaparken, değişimdeki medeniyetin psikolojik ve sosyal etkilerini bu karakterler üzerinden muazzam bir şekilde resmetmiş.
Bunun yanında klasik romanlarda alıştığımız giriş-gelişme-sonuç akışı, Tanpınar’ın kalemiyle bu kitapta belirsiz bir hâl almış. Giriş gelişme var gibi görünse de okuyucuyu olayların bağlandığı bir sonuç beklememektedir. Bunu da romanın sonunda yazdığı mektupla açıklamaya ve böylece okuyucuya kendini affettirmeye çalışır Tanpınar.
Yazarın saatlere olan düşkünlüğünün belirtilerini bu kitapta okumak ise beni gülümsetti.
Edebiyatımızın bu kıymetli eseri, okuyucuya katmanlı bir okuma deneyimi sunan ve Tanpınar’ın söylemek istediklerine kulak verilmesi gereken bir eser.
İyi ki okudum dediklerimden.
Profile Image for Elif  Yıldız.
243 reviews19 followers
January 13, 2020
Behçet Bey’in hikayesini okuyacağımı zannederken kendimi kocaman bir bilinmezliğin içinde buldum. Olay yok, olay örgüsü yok. Doğal olarak kitabın bir akıntısı da yok. Kitabın sonu yok. Olay örgüsü açısından da özetlenmesi imkânsız bir kitap Mahur Beste.

Bundan iki sene önceydi bu kitabı ilk okuyuşum. O kadar anlamamıştım ki, bir daha Tanpınar okumam herhalde demiştim. Ama anladım ki mesele zaten o anlamsızlığın içindeki anlammış. Yazarın özellikle karakter ve memleket tasvirlerine, bu iki ayrı unsuru cımbızla seçilmiş kelimelerle birbirine bağlama tarzına mest oldum.
Yani o kadar garip bir kitap ki o son mektubu okuduğumda hem yazarın karakterden özür dilemesine şaşırdım hem de madem derdini bu kadar anlatabiliyordun neden hikâyenin içerisinde de savrulup gittin diye de duvara çarpmış gibi kaldım.
Biraz hayal kırıklığına uğradım çünkü o kadar zirvede başlıyor ki kitap o zirveden inerken yazar başka bir yere savrulurken, ben başka bir tarafa savruldum ve bazen yakalayamadım. Bazen anlatılan zaman aralıklarını algım ille de bir temele oturtmak istedi. Onun mücadelesini verirken kitaptan koptum. Bu kopan bağları Tanpınar’ın yazdığı mektup çok güzel bağladı neyse ki ama bu kadar dağılmasaydı, bu kadar yazar yazdığından kopmasaydı eminim ki Behçet Bey kesin okur bünyemde o sarsılmaz yerini edinirdi.
Profile Image for Hande Yıldırım.
23 reviews9 followers
January 8, 2017
Geçişler, koridorlar üzeriden kurulan Tanpınarsal yaşantılar. Behçet Bey'in kendi hikâyesini unutup tamamlattırmaması, birçok karakterin bütün sembolleriyle -kiminin unutulup unutturmak, kiminin sabır, kiminin Protestan ahlâkı, kiminin mistisizm üzerinden- hücum etmesi. Ve Eyyubî Bekir Ağa'nın bir izlekmişçesine müdahale etmeye kalkıp Behçet Bey'in hatırlamalarında eriyen "Mahur Beste"si.

"Olduğumuz gibi" ile "olmak istediğimiz gibi" terazinin iki kefesidir. Ben bunu başında fark ettiğim için hikâyenizi hatırât şeklinde yazmanızı önlemiştim, iyi ki böyle olmuş. Çünkü ikide bir müdahale edecek, işleri karıştıracaktınız. Birkaç masum "retouche" ile her şeyi alt üst edebilirdiniz. Çünkü siz bir terkipsiniz, Behçet Bey."
Displaying 1 - 30 of 135 reviews

Join the discussion

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.