Jump to ratings and reviews
Rate this book

Mektup Aşkları

Rate this book
"Leylâ Erbil'de ağırlıklı olarak çarpan tek bir şey vardır: Başkaldırıdır bu! Başkaldırı her şeydir onda. Bir bakıma 'bunun için yazıyor' diyebiliriz. Buradan büyük bir düzyazı çıkarmıştır Erbil.

Bu ilk ağızda görülmezdir; sanki gizli bir izlektir; pek bilinsin istemiyordur. Daha çok sezilsin, hissedilsin istiyordur. Sanki ormanda çok yakınımızda akan bir şelalenin sürekli sesini işitmemiz ama kendisini göremeyişimiz gibi."
-İlhan Berk-

229 pages, Paperback

First published January 1, 1988

10 people are currently reading
344 people want to read

About the author

Leylâ Erbil

21 books172 followers
Leylâ Erbil is one of the leading female contemporary writers of Turkey, author of four novels and three collections of short stories, a book of essays and a biographical text about one of the best woman writers in the Turkish language, Tezel Özlü, who died in her early forties. Educated in Istanbul, she has also worked as a translator. In the 1960s she was involved in the activities of the Turkish Labor Party, which was the most influential socialist party at the time. Her stories are usually based on emotional and sociological conflicts of individuals and the society. Whether it is a love story or the story of a family or about the political and social developments of society, she usually presents contradictory states and situations and motivates the reader to deepen his/her thought about the matter. One of the author's main principles is that her works are not to be nominated for any of the literary contests or for any organizations that distribute awards. The author’s latest novel "The Three Headed Dragon" (Üç Başlı Ejderha) has been published in 2006.
Other Books:

Novels
Tuhaf Bir Erkek 2013 (A Strange Man)
Kalan 2011 (Rest)
Üç Başlı Ejderha 2005 (The Three Headed Dragon)
Cüce 2001 (Dwarf)
Mektup Aşkları 1988 (Love’s Letters)
Karanlığın Günü 1985 (Darkness of the Day)
Tuhaf Bir Kadın 1971 (A Strange Woman)

Short Stories
Eski Sevgili 1977 (Old Sweetheart)
Gecede 1968 (In the Night)
Hallaç 1959 (The Wool Fluffer)

Essays
Zihin Kuşları 1998 (Mind Birds)

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
133 (30%)
4 stars
180 (41%)
3 stars
96 (22%)
2 stars
19 (4%)
1 star
5 (1%)
Displaying 1 - 30 of 39 reviews
Profile Image for Banu Yıldıran Genç.
Author 2 books1,423 followers
November 9, 2025
nedense yıllardır öylece durupduran bir leyla erbil romanı bu. bendeki “mektup aşkları”80’lerden kalma, üstelik leyla erbil’in kendine özgü noktalama işaretlerini teknik sebeplerle kullanamayacaklarını belirtecek kadar eski. (aslında aynı dönemlerde adam yayınları bunları kullanabilmişti, o da işte bence dizgi farkı).
leyla erbil’in diğer romanlarını daha çok seviyorum, o konuda çok netim ama bu romanda erbil bambaşka şeyler denemek istemiş.
2 kadın, 4-5 erkeğin jale’ye yazdığı mektuplar bunlar. jale sona kadar ortada yok. biz bu mektuplardan ve hepsinin dilinden karakterlerini, sınıflarını tespit edebiliyoruz ki bu büyük başarı bir yazar için biliyorsunuz. erkeklerin rezilliği, jale için hepsinin ayrı ayrı planladıkları, onu hiçe saymaları epey göze batıyor.
kızlardan sacide müthiş biri, tespitlerine bayıldım. bence romanın en karakterli en dobrası oydu.
kendini dine vuran ihsan, sümsük ahmet, solcu reha, ciddi şair zeki ve hazin sonu derken jale’nin de biraz fazla çabuk değiştiğini, deyim yerindeyse erkekleri parmakta oynatmayı sevdiğini anlıyoruz.
sona geldiğimizde jale seçimini yapmış. geride kalıp ağlayanlar belli. ama bunca sayfada erkekleri itin dötüne sokan leyla erbil bizi sonda da şaşırtmayı başarıyor. gerçekten beklemediğim bir sonla ve karaktersizlikle karşılaştım. bu kez jale de yazarın hışmından nasibini almış.
leyla erbil’in belli başlı imgeleri bu romanda da yer alıyor, dalgaya aldıkları aynı, lambo yine var, pek çok eserde yer alan kuyruklu piyano keza… sadece bunun için bile okumak gerekir.
Profile Image for Hakan.
830 reviews633 followers
November 17, 2016
Usta yazar Leyla Erbil mektup formatını kullandığı bu romanı, toplumumuzdaki, özellikle de okumuş-yazmış kesimdeki kadın-erkek ilişkilerine sert bir bakış içeriyor. Yine güçlü bir aydın eleştirisi de var. Romandaki üç kadın karakterin de (Jale, Sacide, Ferhunde) ilişkilerdeki rahatlığı, pragmatik yaklaşımı dikkat çekici. Erkekler ayrı hikaye, ibretlik tiplemeler var. Reha en sağlamı geldi bana. Jale'ye yazılan mektuplardan oluşan kitabın sonundaki Jale'nin iki mektubu ise aşka olan inancınız varsa sorgulatacak özellikte. Aslında kitabın genel havası böyle. Acıtıcı gerçekler tabii. Leyla Erbil'in her yazdığı okunur, okunmalı.
Profile Image for nur ö..
160 reviews32 followers
July 24, 2019
Mektup Aşkları, tür bakımından farklı bir şekilde karşımıza çıkıyor. Yazım tekniği olarak Genç Werther’in Acıları’yla benzer özellikte olup, mektup-roman niteliğine sahip. Kitabın ilk başlarında karakterlerin mektupları kafamı az da olsa karıştırmıştı. Ancak kitapta ilerledikçe her şey tastamam yerine oturdu zihnimde. Yapıt, farklı farklı karakterlerin genel olarak tek bir kişiye, Jale adlı bir kadın karaktere yazdığı mektuplardan oluşuyor. Genel anlamda mektuplar aşk, sevgi, arkadaşlık, fikir çatışmaları gibi birçok tema üzerinden ilerliyor. Bununla birlikte mektupların sayesinde az çok olay örgüsünü de yakalayabiliyorsunuz. Mektup romanı olmasının verdiği havayla her türlü mahremiyetin de ortadan kalktığı görülebiliyor. Karakterler kendi bütünüyle kendisini yansıtmış mektubun verdiği özellikten dolayı. Yazarın bilinçli bir şekilde böyle bir tekniğe başvurduğunu düşünüyorum. Bunun yanısıra Leyla Erbil’in az da olsa Jale karakteri ile birlikte kendi hayatından bazı kesitleri de gösterdiğini söyleyebilirim. Son olarak da şunu eklemem gerekirse, hiç öyle bir son beklememiştim. Beni oldukça şaşırttı.
Profile Image for Pinar.
152 reviews3 followers
May 30, 2022
“Bu roman hiçbir ödüle katılmamıştır.”

“İstanbul’u Dinliyorum Gözlerim Kapalı’yı gözleri kapalı okuduğu için soğudum salaktan.”

“..ama yorgun kalbim cevap veremeyeceğim hisleri artık dinlemek dahi istemiyor.”

“..karakter sahibi olmak”, “ideal insan”, “mutlak içtenlik” gibi deyimler dilinden düşmüyor.. inan ki bu insanlar yok yeryüzünde.”

“İçimde birçok anlar bitmek tükenmek bilmez bir yıkıntı, bir huzursuzluk var. Bulamadığım, bulamayacağım bir şeyi daima arıyor gibiyim. Nedir? Beni mesut edecek ne gibi bir şeydir onu da bilmiyorum.”

“Biz neden bu boktan toplumu çökertemedik.. ne sabırlı bir bekleyiş.. sence gerçekten kalkacak mı.. kiliseler, havralar, tılsımlar, camiler, muskalar, haklı toplum kurulduktan sonra tapınmalar..”

“Mektubunuzda açıkladığınız gibi aynen: Arkadaşınız Kemal beyin dava namusuna, Ahmet beyin şefkatli duygularına, Zeki beyin sanatkar ruhuna, İhsan beyin fiziğine, güzelliğine ve bir kadına sahip çıkma iradesine sahip hayat arkadaşınızı, Allahın size nasip etmesine canı gönülden duacı olduğuma inanın. Biz, o olmayan adam yüzünden birbirimizi seve seve ayrılıyoruz Jale Hanım!”

“Bu bir onulmaz yara, bir zehirli korku, nasıl anlatsam bilmem, beni yaşamaya iten temiz bir duygunun, sevme duygusunun, bir canlılığın katledilişi, güzel bir şeye bilerek kıyılışı, gaddarlık.”

“Acaba her şeye rağmen suç baştan çıkaran kadının mı? Erkek tek başına, sevgilisiz, kadınsız kimseyi aldatamayacağına göre suç gerçekten de Havva’nın mı? Yani hemcinslerine karşı erkekle işbirliği yapan kadının kancıklığından mı doğuyor ihanetin aslı?”

“Aşk da Allah gibi, ikisi de yok, ikisi de Allahsız..”

“Düş parçalanması değil, gerçeğin inkar edilmesi..”

“Dostluğun geçici olmaması için her yıl bir yerde buluşalım.. her şey geçicidir dostluk hazdır ve geçicidir, yitirecek olduğumuzu bilerek buluşalım.. yerini sen söyle.. sana yazarken mutlu bir dinginlikle kıvrandırıyor beni ölüm.. ölene dek yazabilirim sana artık.. soylu bir bilince ermeliyim.. bunu konuşacağız seninle.. sana geçen yıl yazdığım o şiiri de gönderiyorum.. ben onu artık hiç beğenmiyorum.. eskimiş buluyorum.. sen bir anı istiyorsun öyleyse.. bugüne değin insanları tanıdığımı sanmıştım.. geç de olsa anladım ki nefret edilecek yaratıklar..”

“Kimseden bir şey beklemeden, kendinde tanrılaşmanın çilesi, tanrı olmaktır..”

“Hiçbir vakit yeniden ele geçiremez dostluğumuzu soysuzlaştırmadan intihar et ben zaten hiçbir vakit ele geçirilemez olan o şeyin (ne olduğunu bilmiyorum) bir koket gibi dans eden ölümle karşı karşıya olduğunu söylemek istiyorum sana..”

“Sevgilim Tanrı insanın riyasıdır.”

“Sevgilim insan Tanrının riyasıdır.”

“Sevgilim riya insanın Tanrısıdır.”

“Sevgilim riya Tanrının insanıdır.”

“Daha fazla konuşturma beni bu akşam. Bir türlü güven veremedim sana. Allah benim belamı versin. Gidip delirinceye kadar içeceğim, cüzdansız, parasız, sensiz..”

“..aslında sevişmek nedir ki? İnsanın sevgi arayışı, sevgi alışverişi değil midir?”

“Ben hep yanlışlıkla, geri kalmış, vahşi insanların arasına düşmüş bir modern insandım, onun için dillerini öğrenince aradaki tek ayrım, nüfus kağıdımdaki Türk ve İslam kaydı olacak.”

“..benim üzerimde hak iddia etmeni istiyorum, insanın birbirine karışması sevgiden doğar çünkü.”

“Dostum, hala okul dönüşü birkaç kişiyi bulup içerek geceyi kurtarmaktan söz ediyorsun, yahu bir çuvaldız boyu yol gidemedin mi hala, ben bir şeyler yaptığını, yazdığını falan sanıyordum, hay bu kör olası toplum, anamızı beceren şu düzen!”

“.. şuuraltlarına bir aç bak.. aynı basit mekanizma.. tekdüze bir yaşamı değiştirme içgüdüsü.. ellerine düştü ya bir konu.. onu berbat edesiye oynayacaklar.. bir şeyi sevememenin, bir şeye kendini verememenin, kendi kendine yetememenin verdiği kişilik azlığı.. kimi bunu iyilik adıyla, kimi kahramanlık diye, kimi kendini göstermek için bir fırsat sayarak yani içinde kalmış, bir türlü yaşama geçiremediği görüşleri, istekleri, felsefeleri var ya, ama yeri değilmiş, mekanı değilmiş, fırsat bu fırsat bir de ağızlarından özgürlük, kişiye saygı, kişilik, birey lafı eksik olmaz..”

“.. ne halt edersen et ben senle dünya bir ahiret arkadaşlığımı bozmam.. ben seninle muhayyel özlemler kardeşliğimi de unutmam.. bir sıkıntı duysam o da buna sıkılırdı derim.. bir sevinç duysam o da buna neşelenirdi derim.. hoplamak zıplamak gelir içimden o da buna hoplardı derim.. şunu o da gizlerdi, şunu o da şak diye ortaya koyardı derim.. hani bir şey ortada sabitleşir, besbelli durur, son sınırları anlaşılır.. artık kaçıp gitme isteği gelir ya insana.. bunlar unutulmaz şeylerdir Jaleciğim.. ayrılmaz bütünlerdir içimizde.. ya yaşamımın her anında şurda susardık derim, şurda konuşurduk, şurda ayrılırdık..”

“düşünsen..sigara içsen.. ben yerde yazılar yazsam.. kitaplar okusan.. yazsan.. az mı mutlu olurdun.. ah şu memleketin dışında olsak seni sırtımda taşırdım ayaklarını da cebime sokardım.”

“Çok canım yandı şu açık kalplilikten daha da yanacak.. adam sen de.. dağlar gibi adamlar devriliyorken sağda solda, dağlar gibi insanları yok yerine telef ediyorlarken dostluklar, sevdalar, aşklar kibrit çöpleri gibi gidi gidiveriyormuş.. gitsin ne yapayım.. insan hayattan kesildiğini sandığı zamanda bile.. garip bir yazgı.. hayata bağlanan ipçikler var elinde.”

“İnsanların yaşamında attığı yanlış bir adımla ölene dek ezikliğinden kurtulamayacağı, kendisini öyle saptayacağı, kendi varlığı yerine kendisine yabancı o varlığı kabul ettiği (ettirildiği), o varlık yüzünden artık hep yenilmişliğin izlerini taşıyarak yaşamanın zorunluluk olduğunu sandığı zamanlar vardır. Bir çeşit insansal buyurganlığın kurbanı mıyım ben şimdi?”

“Nedir asıl sorun diye düşünüyorum.. Asıl sorun? Asıl sorun? Asıl sorun tek başına ayakta durabilmekte, yalnızlığı öğrenebilmekte mi? Asıl sorun sevgisiz yaşayabilmekte mi? Sevgisiz kalıp direnmeyi, sevgisiz kalıp gene de boyun eğmemeyi, dilenmemeyi öğrenmekte mi? Asıl öğrenmemiz gereken şey sevgisiz bir yaşam düzeni mi?”

“..vazgeç şu akıl aramalardan.. herkes kendi gerçeğini söyler.. bırak şu dostlukları.. alaturkacılığı.. insan hayattan kesildiğini sandığı zamanlarda bile.. yaşama bağlanan iplikler var elinde.. kırık bir testiye vuran.. gelip geçen.. kırlangıç seli.. gölgesi kalır üstünde..”
Profile Image for Kaptan HUK.
100 reviews7 followers
February 15, 2024
Çirkin, Kötü ve Cahil
80'li yılların Türkiye'sinde üst kesimden gençlerin okul sonrası savruluşlarının varoluş bunalımlarını mektuplaşmalar üzerinden anlatıyor Leyla Erbil. Ahmet, İhsan, Zeki, Reha, Ferhunde, Sacide'nin Jale'ye yazdıkları mektupları okuyoruz. Jale de romanın son iki mektubuyla kafileye katılıyor. Çoğu okuldan arkadaş. Aşkı kovalıyorlar. Mutluluğu arıyorlar. Kumarhanedelermiş gibi yaşıyorlar. Dolayısıyla hepsi baştan kaybediyor. (Daima masa değil kasa (sistem) kazanır.) Erkekler Jale'ye yatırıyor hayatlarını. Aralarından biri Jale'yi kazanacak. Kampüste erkek egemen değerlere öfke ile haykıran kızlarsa bu yetişkinlik hayatlarında erkeklerin güvenli kollarına teslim ediyorlar hayatlarını. Sonrası vicdan azabı tabii. Sayfalar dolusu savunmalar. Erbil burada tartışma imkanları veriyor. Bir iki şey yazmak istiyorum. Gençler fikirliler, bu durumları yetişkin yaşamlarda sorun çıkarıyor. Birbirlerini fikirleri üzerinden yargılayıp 'harcıyorlar'. Sen değiştin Jale diyor biri, Ahmet sen değiştin, ben değişmedim Sacide... Ortalık yıkılıyor. Cahiller! Hiçbir durum ve şartta insan değişmez. Şartlar değişir, insan asla. İnsan değişen şartlara tepki verir. Değişti diye gördüğün gerçekte şartlara verdiği tepki, tutum, davranışdır. Gençler kampüsten yetişkin yaşama 'geçişi' tamamlayamamışlar. Zihinleri hazır değil. Hala kampüsteler. Uyuyorlar. Haliyle tosluyorlar. Başı sonu belli, çerçevelendirilmiş standardize fikirler kampüsler içindir ve kampüste anlamlıdırlar . Sorumluluk almadığın yıllarını yaşıyorsun ve fikirler de o işlevsizlikte olacak tabii. Kampüs hayatı bittiğinde nasıl ki kravatını takıp eteğini giyinip kuşanıp bambaşka bir halinle yetişkinlerin arasına karışıyorsun, zihnindeki kampüs alışkanlıklarını da terk etmelisin, yani zihnini boşaltmalısın.Hayat kampüsteki kartlarla oynamayacak artık. Geçişi tamamıyla yapamazsan İşte böyle duygusal bocalamalar yaşanır. Ah şekerim işte öyle değil de böyle, aslında niyetim şöyleydi de öyleydi. İşin yoksa dinle. Tartışmaya değer bir durum yok yani. Edebiyata da malzeme oluyor.Hepsi bu. Hani sistemlerin sıradışı cinayetlerini haberciler, filmciler, yazarcıların malzeme yapmaları gibi. Devam edelim. Mektup Aşkları dönem romanı. AVM'leri ve internet oyuncakları olmayan insanlar. Haliyle birbirleriyle uğraşıp duruyorlar.(Sadece internet oyuncaklarını hayatımızdan çıkaralım. Bugün bizler de aynı noktadayız.) Psikiyatrist değerler ölçüt alındığında romannın aşk mektuplarını yazanlar ileri derecede ruh hastasıdır. Herkes tarafından paylaşılan yanılsama bir gerçeklik halini alır yasası çalıştığındandır ki, hiçbirimiz sırıtmıyoruz. Karakterler sonuç olarak kampüs aydınları, halktan insanlardan iğreniyorlar. Piyano dinlemeyenlere koyun diyorlar. Devletle işlerini nüfuslarıyla görüyorlar; adamını bulmalar, rüşvetler, hediyeler. Bu imkanı bulamayanlar koyun oluyor. Sonra da hayattan mutluluk bekliyorsun. Terbiyesizler!! Sacide tarzıyla diğer aşkçılara fark atıyor! Kumarı büyük oynuyor. Sacide'nin yazdıkları o dönemin şartlarında saç baş yolduran çok çok ağır paragraflar. Arzuların esiri olup da her gün erkek değiştirip aslında Amerika’ya oyneyan ama sonunda " ha devlet bursu ha da Ali Bey'in parası" deyip İngiltere'ye kapağı atan Sacide bugün artık sıradanlaşmıştır. Fakat Mektup Aşkları'nın karakter planlamasında sorun var: Karakterler aynı notaya basıyor veya aynı şarkıyı söylüyorlar. Erkekler" Beni seç Jale" şarkısını söylüyor. Kızlarsa romantik fikirlerine ihanet ettikleri seçimler yapmışlar "Affet beni ey hayat" ağıtını yakıyorlar. Dolayısıyla romanın ortamı okumada güçlük çıkaracak özellikte rutin. Derinlik katmak açısından; kampüste bir şekilde aralarına karışan ama koyun diye belledikleri bir kız arkadaşı, "koyun değerlerinin" taşıyıcısı olarak taşradan Jale'ye mektup yazabilirdi, böylelikle farklı gibi görünen yaşantıların aslında aynı olduğu gerçeği anlatılıp bu terbiyesiz karakterlere hadleri bildirilebilir ve durumun idrakına varamayan diğer cahillere de esenlik verilebilirdi. Erbil fırsatı kaçırmış.
Profile Image for Emine.
7 reviews2 followers
April 4, 2021
Kimin riyakar olduğunu düşünüyorsunuz? Kitabın sonundaki şaşırtma güzeldi.
This entire review has been hidden because of spoilers.
Profile Image for theoraven .
20 reviews3 followers
January 23, 2015
AĞIR SPOILER







sonu ile ağzıma sıçtı. on beş dakika belki kendime gelemedim. bitirdikten sonra üzerimde bi ağırlık oldu. birçok şeye güvenim sarsıldı. gerçekten aşk, sevgi var mı kafamı derinden karıştırdı. oluşturduğu bütün olumsuz düşünceler ve ruh hallerine rağmen, inanılmaz gerçekçi ve etkili bi kitaptı.
Profile Image for Sezgi.
431 reviews69 followers
October 5, 2015
Sanki Jale Leyla Erbil'in kendisi. Son mektup hayli şaşırtan ağzı açık bırakan cinsten.

Ahlak-kuram ve ideoloji bakımından taban tabana zıt olduğum bu kitabı samimiyetle kendi açıklarını söylediği için beğendim.
Profile Image for Aslı Can.
774 reviews294 followers
Read
January 17, 2025
Hmmmm, benim için biraz fazla tekdüze bir roman olduğunu söyleyebilirim. Okudum ama neden okudum niye okudum bilmiyorum, hissiz bıraktı beni.
Profile Image for Özlem.
14 reviews14 followers
February 25, 2015
Leyla Erbil'in "Tezer Özlü'den Leyla Erbil'e Mektuplar" kitabının önsözünde belirttiği gibi bir dosta verilmiş sözün yerine getirilişinin kitabıdır.
"Tezer Özlü ile iki konuda birbirimize söz vermiştik. İlki evlilik kurumunu, kocaları, daha çok eşlerimizi anlatacak birer roman yazmaktı. Ben bu sözü mektup aşklarıyla yerine getirmeye çalıştım."

İyideki kötüyü, kötünün içindeki iyiyi gösteren, son ikisi dışında tümü Jale'ye yazılmış mektuplardan oluşan bir kitap Mektup Aşkları. Leyla Erbil'in en rahat okunan ve oldukça da sürükleyici olan romanlarından. Roman boyunca güven duygusunu sorguluyorsunuz. Jale tarafından yazılan son mektup dışında tümü tarihsiz. 1980'lerde mektubun iletişimde ne denli önemli olduğunu fark ediyorsunuz. O dönemleri anımsatması açısından çok keyifle okudum. Zeki ve Sacide kuşkusuz romanın en orijinal karakterlerinden. Roman sonuyla da okuyucuları ters köşeye yatırıyor.
Profile Image for Fatma Yeşil.
21 reviews
May 10, 2022
Kadının birey olma mücadelesini yine çok gündelik biçimde aşk ve arkadaşlık üzerinden değerlendirerek ele alıyor Leylâ Erbil. Kadının ne olursa olsun tercih yapma hakkına sahip olması önemli. Aşk, sevgi, dostluk gibi her daim sallantıda olan konuları bir grup arkadaş üzerinden anlatıyor. Ayrıca bu arkadaşların dünyaya bakışları, dönemin politik çerçevesini çizmesi bakımından da oldukça önemli. Bunu göze sokmadan alttan alta yapıyor.
Kitapta 87 mektup var. Yalnızca 2 tanesi ana karakterin mektubu. (Herkes için farklı fontlar kullanılmasını çok beğendim.)
Not: Gerçek aşk yokmuş, roman bunu çok güzel kanıtlıyor:)
Profile Image for Ülkü.
395 reviews8 followers
May 10, 2021
was originally rate this one a 3/5 but the last two letters from jale to sacide revealed an unexpected and effective twist so i pushed it into a 4/5 damn it was good
Profile Image for Aleyna.
20 reviews
June 20, 2025
Kitap oldukça akıcıydı. Mektuplar şeklinde yazılması çok hoşuma gitti. Jale benim kafamda daha çok manic pixie dream girldü ve bu tahminimle kitaptaki Jale’nin çok da bir alakasının olmadığını fark ettim ama olsun. Kitaptan çok güzel kelimeler de öğrendim, gayz ve habenneka gibi. Kitaptaki erkek karakterlerin hepsi SORUNLUYDU, i guess art imitates life…..
Profile Image for Kozmosevren.
86 reviews1 follower
May 25, 2015
"Sevgilim, Tanrı insanın riyasıdır.
Sevgilim, insan Tanrı' nın riyasıdır.
Sevgilim, riya Tanrı' nın insanıdır.
Sevgilim, riya insanın Tanrısıdır."

Profile Image for Eylem.
22 reviews20 followers
January 16, 2021
Çelişkilerimizin savaş meydanında, bocalamadan yaşamayı, pek az insan başarabilir. Erbil, çelişkileri,iki yüzlülükleri,hüzünleri ve özlemleriyle var olan bir grup mektup arkadaşını ( Sacide, Jale, Ahmet vb.) toplumsal ve sosyal hayat açısından deneyimledikleri hayal kırıklıkları ve beklentileriyle, bilinç akışı tekniğininden de faydalanarak resmeder. Her karakterin varoluşsal açılımlarını açık bir şekilde takip edebildiğimiz bu yapıt, Jale’nin yazdığı mektupla sona erer. Hala kıkırdayarak yazdığım bu incelemeyi o kadar adam arasında en talihsiz seçimi yapan ve aldatılan Jale’nin tepkileriyle kapamak istiyor, ve mutlaka diyorum, mutlaka bu yapıta bir şans verin!!!
‘‘ Kendi kendime telkin yapıyorum; cezasız bırakıp kaçacak mısın o sefil varlığı, bu dadı arayan küçük burjuva piçini rahat etsin diye bırakıp kaçacak mısın? Jale’sin sen! Kendine gel,koskoca bir devrimcisin (nereden devrimci olduğum belli değil ama bana öyle geliyor) ! Yazarsın sen! Koskoca bir şair! ( nereden şair olduğum olduğum da belli değil ama olmayı istiyorum)! Kim oluyor o, bir zibidi mühendisin iki dudağı arasından çıkan sözle yerlere mi yıkılacaksın? Burada kal, kalk giyin, iyice düşün, mücade et,dersini ver ona, sakın kaçıp gitme...’’
Profile Image for Mesut Bostancı.
292 reviews35 followers
June 16, 2020
This book feels like a Cliff's Notes for Leyle Erbil's whole philosophy (if not here literary approach) Even though it is much more simple and straightforward than Erbil's characteristic modernist approach, I think this book is her most effective at exposing the hypocrisy of the figure of the male literary romantic in Turkish literature. It's such a good flipping on the head of the usual sexist stereotypes, really exposing who is obsessed with love and relationships, the way that an obsession with love at first sight and sentimentality is actually not innocent, sensitive, or valiant but in fact is a large stupid edifice of patriarchy. Reading all of Ahmet's letters made me cringe, partially because I could recognize myself and my own lovesick dopeyness when I was in my early 20s. They really were nothing more than "mektup Aşkları" as Jale calls them.
Profile Image for Sinem Gömeç.
62 reviews1 follower
March 20, 2021
Yorumlarda görmüştüm sonunun beklenmedik bir şekilde bittiğini. Nasıl bitiyor acaba diye düşünmüştüm. Sonra geldim sonuna ve evet, ummazdım onca yazılanlardan sonra böyle olacağını. Ama insanoğlu işte çok da şaşırmayalım. Son mektuplarda ben de Jale gibi tiksinti falan hissettim. "?" Sen nasıl bi süprüntü şeysin öyle. 🤢🤮 Hayat geçmezdi seninle, karaktersiz. Birkaç altını çizdiğim yer vardı.. Ekleyim dedim. Ve şunu demeden geçmeyim: kitap çok akıcı, gelen mektuplar ayrı bir merak uyandırıyor. Ne ara bu kadar ilerledim diye düşünüyorsunuz. Okumak da fayda var, güzel vakitler yaşatıyor. 😇 Keşke şu dilde bi mektup alsam.🤭

* Bulamadığım, bulamayacağım bir şeyi daima arıyor gibiyim. Nedir? Beni mesut edecek ne gibi bir şeydir onu da bilmiyorum.

**Neler beni unutturuyor sana böyle?
Profile Image for Begum Selin Arslanbas.
92 reviews11 followers
January 15, 2024
Bir oturuşta tamamladığım, mektuplarla dolmuş bir "roman". Kitap, toplam 87 mektuptan oluşuyor. Her mektup, yazarın tür seçimi, dil ve teknik kullanımıyla dikkat çekici bir deneyim sunuyor. Özellikle Ferhunde ve Ahmet'in mektuplarını okuma hevesiyle kitaba dalarken buldum kendimi.

Reha'nın Jale tarafından fark edilmemiş aşkıyla varlığına anlam katarken, Sacide'nin isyan dolu karakteri ise büyük bir başkaldırıyı temsil ediyor. Zaten siyaset dolu kitap, bayıldım.

Kitapta en şaşırtıcı karakterlerden biri Ahmet oldu, bu durum okuyucuyu beklenmedik bir sürprize yönlendirebilir. Şahsen, Ahmet ilk başlarda tatlı gelse de ilerleyen zamanlarda elime verseler boğarım. Hiç sevmediğim boğucu erkek tiplemesi. Ahmet bugün sana cok kızgınım.

Ama kitaptan cok büyük keyif aldım - tam sevdiğim kitap türü... içinde her şey var. Kaos, dedikodu, aşk, yalan- dolan, siyaset, belirsizlik, karmaşa..

Tavsiye ederim.
Profile Image for mel.
37 reviews
February 14, 2025
İŞTE ÖLÜ İNSANLAR OLDUĞUMUZU KA­BULLENMENİN GÜNÜ BİR KIYIYA GİDERİZ. DENİZ KIYISINA. KUMSALA, DENİZ YARATIKLARININ UFALANMASINDAN OLUŞ­MUŞ ANTİK KUM. ORASI BİZİM, İLERİDE HER NASILSA BİR GÜN BİRBİRİMİZİ YİTİRİRSEK, NE DE OLSA YİTİRECEĞİZ ÖLEREK, ARTIK DÜŞÜNCE, SEVDA TOPRAK OLUR, MESKENİ­MİZ OLSUN; ANIMSADIĞIMIZ ZAMAN, YALNIZ DAHİ OLSAK GİDELİM ORAYA, DÜNYADAKİ ANILARA, DOSTLUĞA, SONSUZA BAKMAK, BİR DAHA ONLARI CANLANDIRMAK ADINA KOŞALIM, HER YIL O GÜN O SAAT VARSAK BULUŞALIM, YOKSAK TEK TEK.
Profile Image for someone.
22 reviews
Read
January 29, 2025
ilk başlarda karakterler kafamda tam oturmasa da ilerledikçe anlam kazandı. bazen ben de mutluluğu ve aşkı bu kadar kovalıyor muyum acaba diye düşündüm. sacidenin yazdığı bazı kısımlara güldüğümü de eklemeden geçemeyeceğim. bazı şeyler dışarıdan gözüktüğü gibi olmuyor. aşka körü körüne inanılır ama sonda aşkın gerçekleriyle karşılaşıyoruz.
Profile Image for Ceren Işıkcevahir.
75 reviews5 followers
July 21, 2025
“Aslında bir aşka, olup bittikten sonra, en sonundan
baktığımda, geride aşk adıyla anılacak bir şey bulamıyorum;
belki hoş bir duygucuk, kısa bir süre yaşanmış ama
mutlaka sona ermiştir; geriye kalan buruk bir tebessüm, acılı bir anı, yitmiş bir aşk vehmi, görünmez olmuş! Oysa başlarken ne kadar inandırıcıdır her şey.”
Profile Image for özgün su kaya.
22 reviews1 follower
February 1, 2022
mektup formatında, leyla erbil'den okuduğum ilk kitap. çok sevdiğimi söylemem, bazı kısımlarda çok sıkıldım ve okuma sürem oldukça uzadı. jale karakteriyle de kendimi çok özdeşleştiremediğimden kitabı çok da sevemedim.
Profile Image for irem.
45 reviews
February 3, 2024
"insan sevdiğine inanır; körü körüne inanır. yahut inanmadığını hiç sevmez."

"etin ete ısının ısıya geçişi; yitirdiği yarısını arayan insanoğlunun bulduğunu sandığı parçasına rastlandığını sandığında geçirdiği geçici bir baygınlıktır aşk."
Profile Image for Selin Göknar.
13 reviews3 followers
October 25, 2024
Leyla Erbil, çok güçlü bir yazım tekniğiyle arkadaşlık ve kadın/erkek ilişkileri, aydın eleştirisi ve toplumsal portre açısından fevkalade bir roman yazmış. Akıcı, şaşırtıcı ve cesur anlatımıyla hayranlık uyandırdı.
Profile Image for Laura.
32 reviews6 followers
September 25, 2019
scary, real, depressing, honest... also heartbreaking, romantic, confusing, revealing. really good writing. will return to this again.
Profile Image for Ebru.
49 reviews24 followers
March 17, 2024
sanırım kitapta en hoşuma giden şey her mektup yazarı için ayrı bir yazı fontu kullanılmış olmasıydı. leyla hanım ve mektupları ilişkisi yine bildiğimiz gibi yoksa.
Profile Image for atito.
715 reviews13 followers
July 22, 2024
romantizm desen taraftarı değiliz...
Displaying 1 - 30 of 39 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.