Jump to ratings and reviews
Rate this book

Identity\Difference: Democratic Negotiations of Political Paradox

Rate this book
In this foundational work in contemporary political theory, William Connolly makes a distinctive contribution to our understanding of the relationship between personal identity and democratic politics, particularly in the domains of religion, ethics, sexuality, and ethnicity. Every identity, Connolly argues, whether individual or social, presents us with a fundamental and troubling an identity establishes itself in relation to a set of differences, and it operates under powerful pressures to fix, regulate, or exclude some of these differences as otherness. The dignity of a people or political regime, and the quality of democratic culture, depends on the acknowledgment and ethos cultivated in response to these pressures. In a substantial new essay, Connolly responds to the heated controversy surrounding his ideas when Identity\Difference was first published in 1991, while augmenting his discussion of the virtues of critical responsiveness. The issues of identity and difference cannot be ignored, he contends, and are ubiquitous in modern life.

280 pages, Paperback

First published April 1, 1991

69 people are currently reading
185 people want to read

About the author

William E. Connolly

38 books36 followers
William E. Connolly is a political theorist known for his work on democracy and pluralism. He is the Krieger-Eisenhower Professor of Political Science at Johns Hopkins University. His 1974 work The Terms of Political Discourse won the 1999 Benjamin Lippincott Award
--
wiki

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
18 (35%)
4 stars
19 (37%)
3 stars
9 (17%)
2 stars
3 (5%)
1 star
2 (3%)
Displaying 1 of 1 review
24 reviews
August 19, 2025
Türkiye’de yürütülen "Terörsüz Türkiye Süreci” ; kimlik, temsil, tanınma ve katılım gibi başlıklarda şekilleniyor. Bu noktada, "Kimlik ve Farklılık" kitabındaki kuramsal çerçeve, süreci anlamlandırmak için önemli bir teorik araç sunuyor. Ancak aynı zamanda sürecin niçin yanlış zeminde ilerlediğini ve hangi yapısal sorunlara yol açtığını da daha net görmemizi sağlıyor.

1. Tanınma Talebinin Siyasal Alanı Daraltması
Kitapta özellikle Taylor ve Young’un altını çizdiği “tanınma siyaseti”, Türkiye’de sürecin merkezindeki yaklaşıma çok benzer: Kürt kimliği görünür kılınmalı, kamusal alanda kabul edilmeli, dili ve kültürü anayasal güvence altına alınmalı… Bu talepler meşrudur ve tarihsel bastırılmışlık dikkate alındığında geçerlidir. Ancak sorun şurada başlar:
Kimlik tanınması siyasal çözümün kendisine dönüştüğünde, çözüm süreci yapısal dönüşümden uzaklaşır.

Bu tanınmanın, kültürel zeminde kalması; hukuki ve ekonomik yeniden yapılanma olmadan gerçekleşmesi anlamına gelir. Nitekim bugün DEM’e yönelik kayyum uygulamalarının sembolik düzeyde kalkması, görünürde bir “normalleşme” işareti olarak sunulsa da, benzer kayyum uygulamalarının bu kez CHP’li belediyelere yönelmesi, tanınmanın keyfîlikten azade bir siyasal güvenceye dönüşmediğini gösteriyor. Dahası, ana muhalefetin cumhurbaşkanı adayı olan bir ismin beş aydır cezaevinde tutulması ve hakkında hâlâ bir iddianame hazırlanmamış olması, hukuki yeniden yapılanmanın gerçekleşmediğini, aksine hukuk mekanizmalarının siyasal denetim aracı hâline geldiğini gözler önüne seriyor. Bu durum, kimliklerin tanınması kadar, hakların ve kurumların eşit uygulanabilirliği üzerinden şekillenen yapısal bir demokrasi sorununun hâlâ çözümlenmediğini gösteriyor.

2. Kimliğin Homojenleştirilmesi ve Otoriterleşme Riski
Kimlik ve Farklılık kitabında eleştirilen önemli meselelerden biri, kimlik siyasetinin özneyi sabitleme ve homojenleştirme riski taşımasıdır. Türkiye’de bu durum son bir yıl içinde çok daha görünür hâle geldi. Özellikle hükümetin söyleminde yaşanan dramatik dönüşüm, bu riski açık biçimde ortaya koyuyor.

Uzun yıllar boyunca “PKK benim Kürt vatandaşlarımı temsil etmiyor” diyen siyasal iktidar, bugün aynı örgüte yönelik “silahlar gömülecek, terörsüz Türkiye ile şahlanacağız” gibi ifadelerle dolaylı bir temsil meşruiyeti tanıma eğilimine girmiş durumda. Bu söylem değişikliği, çözüm arayışını güçlendirmekten çok, Kürt kimliğini PKK ile özdeşleştirerek hem Kürt toplumunu homojen bir kategoriye indirgeme riskini hem de örgütü tek temsil makamı olarak kabul etme eğilimini beraberinde getiriyor.

Bu durum, bir yandan sahici toplumsal çoğulluğun (Kürt içindeki farklı sınıfsal, mezhepsel ve siyasal pozisyonların) görünmezleşmesine yol açarken, diğer yandan devletin kendi siyasal ihtiyaçlarına göre temsil meşruiyetini kimlikler arasında kaydırabildiğini ortaya koyuyor. Eskiden “her Kürt PKK’lı değildir” denirken, şimdi adeta “Kürtlerin muhatabı PKK’dır, dolayısıyla hakları, onlarla pazarlık yapılarak verilir” denmiş oluyor. Bu da kimliklerin siyasal araçsallaştırılması yoluyla demokratik temsilin yerini, güvenlikçi pazarlıkların aldığı bir rejim yapısına işaret ediyor.

3. Süreç Şeffaf Olmadan Yürütüldü (Terörsüz Türkiye Komisyonu Kuralana Kadar)
Kitapta, farkların tanınması için “kamusal tartışma” ve “demokratik meşruiyet” önemli unsurlar. Oysa Türkiye’de süreç neredeyse tamamen kapalı kapılar ardında, halktan ve sivil toplumdan yalıtılmış biçimde yürütüldü. Bu da sürecin hem demokratik denetimden uzaklaşmasına, hem de muhalefetin (ve halkın) sürece yabancılaşmasına neden oldu.
Displaying 1 of 1 review

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.