What do you think?
Rate this book
Bir Acıya Kiracı - Bütün Şiirleri
… Sen yarim kalmis bir askin Kaçinilmaz sürgünü, Katlanan gÖgsündeki kayaya. Sen orda simdi bir hüznü kÖpürt, Ben bir çocuga su vereyim burda. Ben ki kiraciyim bir aciya. Sen imzalarsin sabah aksam Defterini bensizligin, Bense kanla Öderim Kirasini kaldigim evin. Bir takvimi tersten açardik Eger isteseydin. … (Tanitim Bülteninden)
469 pages, Paperback
First published January 1, 1998
18 people are currently reading
247 people want to read
About the author
Metin Altıok
14 books17 followers14 Mart 1941’de İzmir, Bergama’da doğdu. Çocukluğunu ve ilkgençliğini geçirdiği Karşıyaka’da ilk, orta ve lise öğrenimini tamamladı. 1971’de Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Felsefe Bölümü’nden mezun oldu. 1967’de Ankara Fransız Kültür Merkezi’nde ilk resim sergisini açtı (Çetin Sipahi ile birlikte). Daha sonraki yıllarda yine Fransız Kültür Merkezi’nde, Ankara Sinematek Derneği’nde (Orhan Taylan’la birlikte), Ankara Devlet Güzel Sanatlar Galerisi’nde resimlerini sergiledi. Lise yıllarında başlayan şiir serüvenini ilk defa Gezgin adlı kitabıyla (1976) günyüzüne çıkardı. Bundan sonra yaşamını hep şiirle sürdürdü. 1979’a kadar Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü’nde çalıştı. 1979 yılında Bingöl Lisesi felsefe öğretmenliğine atandı. 1987-1990 arası aynı görevi Karaman Lisesi’nde sürdürdü. 1990 yılı başında emekliye ayrılarak Ankara’ya yerleşti. İki kez evlendi. İlk evliliğinden bir kızı oldu. Pir Sultan Abdal Kültür Şenliği için gittiği Sıvas’ta, 2 Temmuz 1993 günü şeriatçıların saldırısına uğrayan Madımak Oteli’ndeki yangından ağır yaralı olarak kurtulduysa da 9 Temmuz 1993 günü, yangında yaşamlarını yitiren 36 arkadaşının kaderini paylaştı.
Ratings & Reviews
Friends & Following
Create a free account to discover what your friends think of this book!
Community Reviews
Displaying 1 - 30 of 40 reviews
July 2, 2022
(02.07.2022: Tekrar anmak istedim. 😢)
2 Temmuz 1993 ya nasıl kıydınız ya, ulan vallahi gözlerim doluyor. Çıldırıyorum. Utanıyorum. Bir şey gelmiyor elden, aklıma geldikçe fena oluyorum. Şu adama nasıl kıydınız? İçinde sevginin “s” si olmayan, vicdanı olmayan yaratıklar… Sana sahip çıkamayan, diri diri orada yanmana mani olamayan bu topluma yazıklar olsun.
Kitabı okurken kendime aldığım notlardan bazıları:
Hepsi nasıl bu kadar güzel, bu nasıl bir keyif!! Şiirleri o kadar beğendim ki şiir makinasını icat ettiğinden şüpheleniyorum. Duyguyu ve anahtar sözcükleri bir yerden koyup diğer taraftan çıktıyı alıyor. :) Hastası oldum. Şiir makinasının mucidi (s65)
Şiirlerin hepsi şahane. Ne desem yetersiz kalacak. Tarifleyemiyorum… Beğenimi ifade edecek kadar bir dağarcığım yok sanırım. (s200)
İnsanın yüreğini adeta bir müzik aleti gibi kullanıyor. Her şiirinde ayrı bir tını yükseliyor. İnsanın kendisinin bile bilmediğim melodiler... (s265)
Şimdi Gel s.266 ****** (en fazla kaç yıldız verebiliyoruz?)
Süveyda kitabındaki bütün şiirler muhteşem. Ama "Düşerim" in yeri ayrı. (s300)
Fermuar anlatıyor aslında birçok şeyi,
Sen biliyorsun işte ne mal olduğumuzu!! :(
Hesap İşi Şiirler
Ahahahaha ahahaha çok güzel ya. Ece Ayhan’da bu kadar eğlenceli şiir okumuştum en son :)))) Çok orjinal..(s347-392)
Sonelere geldik (s393) :) Hepsi çok güzel yine.
Hepsi çok çok çok ama,
Göz (s22), Yalnızlığın Buzdan Ayı (s24), Mekik (s25) , Sonra Git (s27), Tesbih (s35), Çakıltaşları (s36), Sis (s37), Sesinin Yumuşak Kavı (s49), Masa (s60),Bir Ölü (s62), Kendinin Avcısı (s93), Nasıl Da Eskimiştir (s114), Ölümden Konusacaktık (117), Deniz Feneri (s186-s187), Acılarla Sorularla (188-193), Ben Üzre (s201), Sevda Üzre (s207), Gerekçe (s264), İzin Verin De (s265),Düşerim (s269), Sarıl Bana (s270), Ben Şimdi Biraz (s311), Büyük Saat (s339),Kişiler Ve Adlar VIII (s401) bunlar bir ayrı...
Her biri o kadar özel şiirler ki... Çok mutlu oldum seni tanıdığıma Metin Ağabey. Hakkını helal et.
Son olarak birkaç dizeyle tamamlayalım:
2 Temmuz 1993 ya nasıl kıydınız ya, ulan vallahi gözlerim doluyor. Çıldırıyorum. Utanıyorum. Bir şey gelmiyor elden, aklıma geldikçe fena oluyorum. Şu adama nasıl kıydınız? İçinde sevginin “s” si olmayan, vicdanı olmayan yaratıklar… Sana sahip çıkamayan, diri diri orada yanmana mani olamayan bu topluma yazıklar olsun.
Kitabı okurken kendime aldığım notlardan bazıları:
Hepsi nasıl bu kadar güzel, bu nasıl bir keyif!! Şiirleri o kadar beğendim ki şiir makinasını icat ettiğinden şüpheleniyorum. Duyguyu ve anahtar sözcükleri bir yerden koyup diğer taraftan çıktıyı alıyor. :) Hastası oldum. Şiir makinasının mucidi (s65)
Şiirlerin hepsi şahane. Ne desem yetersiz kalacak. Tarifleyemiyorum… Beğenimi ifade edecek kadar bir dağarcığım yok sanırım. (s200)
İnsanın yüreğini adeta bir müzik aleti gibi kullanıyor. Her şiirinde ayrı bir tını yükseliyor. İnsanın kendisinin bile bilmediğim melodiler... (s265)
Şimdi Gel s.266 ****** (en fazla kaç yıldız verebiliyoruz?)
Süveyda kitabındaki bütün şiirler muhteşem. Ama "Düşerim" in yeri ayrı. (s300)
Fermuar anlatıyor aslında birçok şeyi,
Köylü kurnazlığından
Kentli bilgiçliğine
Ben bu coğrafyada
Dolaştım hayli zaman
Bir ortak yan buldum
Benzeşmezler içinde
Sevmiyordu birbirini
Nedense hiç kimse
(Fermuar, s331)
Sen biliyorsun işte ne mal olduğumuzu!! :(
Hesap İşi Şiirler
Ahahahaha ahahaha çok güzel ya. Ece Ayhan’da bu kadar eğlenceli şiir okumuştum en son :)))) Çok orjinal..(s347-392)
Sonelere geldik (s393) :) Hepsi çok güzel yine.
Hepsi çok çok çok ama,
Göz (s22), Yalnızlığın Buzdan Ayı (s24), Mekik (s25) , Sonra Git (s27), Tesbih (s35), Çakıltaşları (s36), Sis (s37), Sesinin Yumuşak Kavı (s49), Masa (s60),Bir Ölü (s62), Kendinin Avcısı (s93), Nasıl Da Eskimiştir (s114), Ölümden Konusacaktık (117), Deniz Feneri (s186-s187), Acılarla Sorularla (188-193), Ben Üzre (s201), Sevda Üzre (s207), Gerekçe (s264), İzin Verin De (s265),Düşerim (s269), Sarıl Bana (s270), Ben Şimdi Biraz (s311), Büyük Saat (s339),Kişiler Ve Adlar VIII (s401) bunlar bir ayrı...
Her biri o kadar özel şiirler ki... Çok mutlu oldum seni tanıdığıma Metin Ağabey. Hakkını helal et.
Son olarak birkaç dizeyle tamamlayalım:
Sizse hep konuşursunuz
Sığınıp kof sözlere,
Kaçarak kendinizden
Uğuldayan hüznünüzle.
Telâşla geceyi bulursunuz.
Gözünüze yaş düşerim. (s269, Düşerim)
July 18, 2016
Kaç şiiri işaretledim, kaçının altını çizdim..
2 temmuz 1993 de Madımaktaki korkunç olayda ağır yaralanıp, ölmeseymiş kimbilir daha ne güzel şiirler yazarmış..
Türk şiirinin okunması, bilinmesi gereken şairlerinden..
2 temmuz 1993 de Madımaktaki korkunç olayda ağır yaralanıp, ölmeseymiş kimbilir daha ne güzel şiirler yazarmış..
Türk şiirinin okunması, bilinmesi gereken şairlerinden..
August 5, 2017
"ister sevgili, ister dost olsun,
ayrılmak saati gelip çattı mı, sakın gizleme;
sen omuzdan kesilmiş bir çaresiz kolsun.
eskiye de boş ver onu da eşeleme;
ne iyiydik' ler, yine görüşürüz' ler
dikenli tel gibi takılmasın boğazına.
biliyorsun bu sözler inandırıcı değiller.
çoğaltmadan katlan acının en azına;
bekleme aracın kalkmasını, ayrılıklar götürü.
karış telaşlı kalabalığın içine,
yürü ardına bakmadan, durmadan yürü;
yeni aşkların, yeni dostlukların geleceğine.
alıştır kendini her şey biter ve gömülür;
"ve nice yazlardan sonra kuğu da ölür."
ayrılmak saati gelip çattı mı, sakın gizleme;
sen omuzdan kesilmiş bir çaresiz kolsun.
eskiye de boş ver onu da eşeleme;
ne iyiydik' ler, yine görüşürüz' ler
dikenli tel gibi takılmasın boğazına.
biliyorsun bu sözler inandırıcı değiller.
çoğaltmadan katlan acının en azına;
bekleme aracın kalkmasını, ayrılıklar götürü.
karış telaşlı kalabalığın içine,
yürü ardına bakmadan, durmadan yürü;
yeni aşkların, yeni dostlukların geleceğine.
alıştır kendini her şey biter ve gömülür;
"ve nice yazlardan sonra kuğu da ölür."
December 4, 2017
Metin Altıok’un bütün şiirlerinin toplandığı kitap. Madımak katliamında 1993’te ölmesinin ardından tüm kitapları bu başlık altında toplanmış.
April 6, 2019
1993 Madımak katliamında kaybettiğimiz şair Metin Altıok’un hüzünlü hayatı, yazdıklarına sinmiş ölüm arayışı bu toplu şiirlere hakim hava. Arada bir aşkı izlek alan dizelere rastlasanız da... (Senin çıplak gövdene bakmak/Her seferinde apansız/Karşıma çıkan bilmediğim bir sokak.)
2006 YKY baskısı bendeki, editörü de kapı gibi Birhan Keskin. Şimdi piyasada olan ise Kırmızı Kedi baskısıymış ve de buradaki bir yoruma bakılırsa yazım hataları içeriyormuş. Doğruysa çok yazık.
2006 YKY baskısı bendeki, editörü de kapı gibi Birhan Keskin. Şimdi piyasada olan ise Kırmızı Kedi baskısıymış ve de buradaki bir yoruma bakılırsa yazım hataları içeriyormuş. Doğruysa çok yazık.
Read
May 3, 2020Tanıyanlar bilir, tanımayanlar da bilsin! Metin Altıok, hayatını; acıdan, sevgiden, hüzünden temellere dayanan şiirleriyle inşâ etmiştir. Metin Altıok'a göre; şiir, insanları sevmeye yarar.
"Kendine yöneliktir sevda dediğin, sevgili onu varetmeye yarar ancak."
"Kendine yöneliktir sevda dediğin, sevgili onu varetmeye yarar ancak."
October 20, 2024
“Sabah kederle çıkarken evden,
Bugünden öptüm yarın için seni.”
“Ben yıllarca aksak bir aşka
Boynu bükük baston oldum.”
“Ay; yalnızlığın değişmez devriyesi.”
Bugünden öptüm yarın için seni.”
“Ben yıllarca aksak bir aşka
Boynu bükük baston oldum.”
“Ay; yalnızlığın değişmez devriyesi.”
November 14, 2023
"Ölsem ayıptır, sussam tehlikeli;
Çok sevmeli öyleyse, çok söylemeli."
Çok sevmeli öyleyse, çok söylemeli."
This entire review has been hidden because of spoilers.
September 17, 2014
...Kimi zaman çocuğum,
Bir müzik kutusu başucumda
Ve ayımın gözleri saydam.
Kimi zaman gardayım
Yanımda bavulum, yılgın ve ihtiyar.
Ne zaman bir dosta gitsem,
Evde yoklar.
Bekliyorum bir kapının önünde,
Cebimde yazılmamış bir mektupla.
Bana karşı ben vardım
Çaldığım kapıların ardında,
Ben açtım, ben girdim
Selamlaştık ilk defa.
Bir müzik kutusu başucumda
Ve ayımın gözleri saydam.
Kimi zaman gardayım
Yanımda bavulum, yılgın ve ihtiyar.
Ne zaman bir dosta gitsem,
Evde yoklar.
Bekliyorum bir kapının önünde,
Cebimde yazılmamış bir mektupla.
Bana karşı ben vardım
Çaldığım kapıların ardında,
Ben açtım, ben girdim
Selamlaştık ilk defa.
July 18, 2015
"Bir adam dolaşıp durur kendine konuşarak,
Bekler belki de bir posta trenini.
İçinde bir deniz kayalara vurarak,
Parçalar hışımla kendi kendini.
Arasıra giderim o küçük istasyonlara;
Ağzımdan dilsiz bir çığlık karışır rüzgarlara."
Bekler belki de bir posta trenini.
İçinde bir deniz kayalara vurarak,
Parçalar hışımla kendi kendini.
Arasıra giderim o küçük istasyonlara;
Ağzımdan dilsiz bir çığlık karışır rüzgarlara."
May 19, 2024
“Beni hoyrat bir makasla
Eski bir fotoğraftan oydular”
“Ben, çok acıdır
Biz zaten acıyız.”
“Bir sahaf kitabındaki nem ve küften
Elime geçen inanılmaz sevinci
Birilerine geçirememekten
Gelişti bende bu bireysellik bilinci”
“..Geçti artık göğsümde kuş barınmaz anladım
..Bu kuşları senin için gözlerimde sakladım.”
Bir uyumsuz rastlaşma…
“Bu kekre dünyada yazık geçit yok aşka
Bir şey yok paylaşacak acıdan başka.”
“Yüreğim dalından düştü düşecek,
Çıplak bir ağaçta sanki tek yaprak.”
***Sabahları aç karnına insanlar PPI içer bense şiir.
Bir acıya kiracı olan Altıok’la kirayı bölüşüyorum, kova burcundaki Ahmet Erhan’la yalnızlığı bölüştüğüm gibi.
Acı bölüştükçe daha da çoğalıyor yüreklerimizde sanki.
Proton pompaları ilaçla inhibe oluyor da acı kanalları şiirle inhibe olmuyor demek ki…
Saydam yüreklerimizde bir acı yumağı,
daha geniş bir gökyüzünde soluk almak için okuyorum ben bu şiirleri:)
Eski bir fotoğraftan oydular”
“Ben, çok acıdır
Biz zaten acıyız.”
“Bir sahaf kitabındaki nem ve küften
Elime geçen inanılmaz sevinci
Birilerine geçirememekten
Gelişti bende bu bireysellik bilinci”
“..Geçti artık göğsümde kuş barınmaz anladım
..Bu kuşları senin için gözlerimde sakladım.”
Bir uyumsuz rastlaşma…
“Bu kekre dünyada yazık geçit yok aşka
Bir şey yok paylaşacak acıdan başka.”
“Yüreğim dalından düştü düşecek,
Çıplak bir ağaçta sanki tek yaprak.”
***Sabahları aç karnına insanlar PPI içer bense şiir.
Bir acıya kiracı olan Altıok’la kirayı bölüşüyorum, kova burcundaki Ahmet Erhan’la yalnızlığı bölüştüğüm gibi.
Acı bölüştükçe daha da çoğalıyor yüreklerimizde sanki.
Proton pompaları ilaçla inhibe oluyor da acı kanalları şiirle inhibe olmuyor demek ki…
Saydam yüreklerimizde bir acı yumağı,
daha geniş bir gökyüzünde soluk almak için okuyorum ben bu şiirleri:)
August 6, 2019
Acı, sevda, ölüm, yol vb temalarda dolanan, sade dili ve farklı biçimlerdeki başarısıyla göz dolduran usta ve mütevazı şair Metin Altıok’un tüm eserlerini barındıran cevher bir kitap. Bu kitabı okurken not düşmüşüm: ‘İnsanın içinde bir değirmen dönüyor, bir bozkır sulanıyor. Yangının obasından bir güvercin uçuyor.’ Bitirdikten sonra da aynılarını ve fazlasını hissettiren okuduğum en iyi şiir kitaplarından biri. Kendisinin işaretlemediğim çok az şiiri olsa da şu kısımdan alıntı ile şairi özlemle anıyorum.
...
Sen ey kendiyle yetinen;
Artık suyumuz bulanık,
Bir güneş bile olsa sonunda
Yolumuz kırık, önümüz karanlık
Ve ağır tuğrası alnımızda
Padişah yalnızlığın
Ama yine de umudumuz kalabalık.
...
Sen ey kendiyle yetinen;
Artık suyumuz bulanık,
Bir güneş bile olsa sonunda
Yolumuz kırık, önümüz karanlık
Ve ağır tuğrası alnımızda
Padişah yalnızlığın
Ama yine de umudumuz kalabalık.
This entire review has been hidden because of spoilers.
March 8, 2019
İnsanlık tarihinin kara lekelerinden Madımak vahşetinde yitip giden canlardan biri olan, bir düşün uyanık imgesine genişleyen halkalar çizip, gözümüze yaş düşen Metin Altıok'un bütün şiirlerinin toplandığı kitap. Değeri oldukça fazla.
June 26, 2022
Nasıl bir acıdır bu bir düşün;
Yüreğimin yumruk kadar çaresizliği
Sığlığı alışılmış bir günün,
Gecenin karanlık belirsizliği.
Yarın, yarın ve yine yarın;
Hep bugün olan aynı yarınlar
Metin Altıok ve niceleri…Sebep olan herkese kin doluyum
Yüreğimin yumruk kadar çaresizliği
Sığlığı alışılmış bir günün,
Gecenin karanlık belirsizliği.
Yarın, yarın ve yine yarın;
Hep bugün olan aynı yarınlar
Metin Altıok ve niceleri…Sebep olan herkese kin doluyum
June 9, 2019
Metin Altıok, Türk şiirinde alışıldık isimlerden farklı üslubuyla akılda kalıyor. Tüm şiirlerinin tek bir kitapta toplanması da arşivlik bir cilt ortaya çıkarmış.
February 26, 2020
ne kadar güzel olduğunu anlatamam, yapamam. tüm kitabı çizdim, her şeyi işaretledim, "keşke şiir ezberleyebilen biri olsaydım" dedim ilk defa.
December 30, 2021
“Sen ey kendiyle yetinen;
Artık suyumuz bulanık,
Bir güneş bile olsa sonunda
Yolumuz kırık, önümüz karanlık
Ve ağır tuğrası alnımızda
Padişah yalnızlığın
Ama yine de umudumuz kalabalık.”
“Koyup zarfın içine, üstünü acıyla pulladım
Sana bir sevinçlik menevişli kuş yolladım.”
Artık suyumuz bulanık,
Bir güneş bile olsa sonunda
Yolumuz kırık, önümüz karanlık
Ve ağır tuğrası alnımızda
Padişah yalnızlığın
Ama yine de umudumuz kalabalık.”
“Koyup zarfın içine, üstünü acıyla pulladım
Sana bir sevinçlik menevişli kuş yolladım.”
December 31, 2020
“Deniz gidip geliyor kıyıdaki sandalın altında. Onu
çekemiyor kendine. Olsun değiyor ya her seferinde.”
çekemiyor kendine. Olsun değiyor ya her seferinde.”
October 8, 2017
İşte böyledir gülüm bazı şeylerin
Hiç hissedilmez varlıkları ama,
Yoklukları bir uçurum kadar derin
Baş döndürür kıyısında nasıl da.
Koştum, durmadan koştum o küçük yangınımla,
Adımın çaresiz kıyılarında kendi göğümü bulmaya.
SONDEYİŞ
Kendine yük haline gelince,
Koru kendini asıl kendinden
Kekik bile kendince kokarken;
Bir tortu kalmıştır geriye,
Ben bildiğin o senden.
Sen de saygılı ol kendine,
Çık yola bir sabah erkenden.
Ya hiçbir yerde görünme,
Ya da geç aynı anda üç yerden.
BİR YALNIZLIK İŞARETİ
Bir cam gibi önünde
Yüzümü elinle sil
Hohlayarak üstüne
Seyret boş bir sokağa
Hüzünle yağışını yağmurun.
Sonra kaplasın yavaşça
Ilık buğusu soluğunun
Yüzümü baştanbaşa.
Ve bırakıp gittiğinde
Bir küçük boşluk kalsın
Alnını dayadığın yerde;
Bir yalnızlık işareti
İşleyen ta içime.
İsli titrek bir lamba
Boğuşurken gölgeyle duvarda
Acıyla ilmek ilmek
Aşkımız yıllanıyor odalarda.
Seninle yanyanayız
Sessiz, yorgun ve ürkek
Eğri bir aynanın karşısında.
Mutluydum ben yine de kendimce.
Senin girdilerin, cıktılarım benim
Doğrusu uygundu birbirine,
Yanyana gelince bir resmi tamamlayan.
Vazgecilmezdi ellerin sonra,
Yangınımdan yorgan, doşek kacıran.
Olum de vardır yaşadığımız her şeyde.
Bir bardak catlarsa durduğu yerde,
Bir aşk ansızın biterse,
Ayna kırılırsa yuzunle birlikte,
Zamanıdır konuşmanın olumden.
Bir cicek olağanustu guzellikte
Acıvermişse bir sabah,
Bir topal aksamadan yurumuşse,
Hadi gel olumden konuşalım;
Yuzunu al basmış hasetciden
Ve onun elindeki kuru değnek bile
Filizlenir sevgimizden.
Katmerli yalanı gordun, yalınkat gerceği,
Bilicinin urpererek soylediği
Sevgi gereksinimlerini gordun kimilerinin,
Tırnaklarını bilemek icin.
Yılanın deri değiştirmesini,
Guluşun kurdunu, sineğini gozun;
Yureğinde bir ağac gurultuyle devrilirken,
Aksayarak yuruyen umudun arkasından
Gulun kanayan huznunu gordun.
Bana delik deşik bir yurekle
Pası kufu, curumeyi soyle.
Yangın yerlerinin katran gozyaşlarını,
Bana gocuğun kırık kemiklerini.
Sancısını suyun, ruzgarın yırtık yerini
Ve bunlardan payına duşeni soyle.
Ne kadarı kaldı babandan,
Sen ne ekledin ustune,
Acının sana getirdiği urem ne?
Şair bana mutluluktan soz etme,
Beyaz baston kullanan bir dille.
Seni beklerken yureğimin
Ufalanıp dokulmuş yarısı.
Yitirdiklerim de oldu
Kazandıklarımın yamnda.
Şolensiz, sevincsiz yaşıyoruz şimdilerde,
Bir iğdiş ve buruşuk zamanı.
Kimsenin turkusu yok dilinde
Karşılayacak yağan karı
Coşkulu ve sarhoş sesiyle.
Bıcak acmıyor ağızlan;
Acı, yalnız acı var yureklerde.
Akan sudadır yalnızlık,
Adak ağacında;
Issız bir yamacta
Sallanan renkli caputlarıyla.
Herbiri bir başka dert simgesi,
Sessiz yatırdadır yalnızlık,
Devrik bir mezar taşında.
Adın ne idi unuttum,
Yuzun silindi belleğimden.
Ama ellerin;
Bir su gibi akışkan
Ezberimdedir hala.
Senin ağzın tarcın kokardı,
Benimki karanfil.
Birbirine karışırdı
Soluklarımız.
Tek başınayız şimdi ikimiz.
Bende karanfil,
Sende tarcın kokusu
Yapayalnız, kimsesiz.
Ben seni yalansız
Bahar gibi sevdim.
Sevgi adınaydı
Milis beraberliğimiz.
Sabahtan akşama
Gunu tarar orerdik
Ve kedileri
İkimiz de cok severdik.
Ben bunca yıl
Bunca insan tanıdım
Yureği zehir dolu;
Yine de insandan
Kesmedim umudu,
İnsan dedim
Yekindim;
Paylaştım varı yoğu.
Onceleri bir kuru daldım ama;
Tuttum yapraklar actım,
Seni gorunce dunyaya.
Saclarımı taradım, toparladım ortalığı;
Cay demledim senin icin,
İcimde bir terminal kalabalığı.
Sen aklıma duşunce bir ruzgar
Duyarım dolar icime
Ve goğsumde bir pencere hızla carpar.
Omrumce kendimi hep sozde buldum;
Soz cehennemdi yanıp kavruldum.
Yeniden doğdum kendi kulumden,
Ben Anka'ydım konuşuldum.
İnsan usul usul olmek icin gelir dunyaya.
Başlar her gun biraz daha insan olmaya.
Ve olurken usul usul ne tuhaf;
Aşık olur, kedi besler, isim verir eşyaya.
Gecmişe ozlem gelmişse bir toplumda gundeme;
Bugunden hoşnut değil demektir kimse.
Ama gecmiş guzellikleri yaşatmak icin,
Gonlu yok kimsenin gul yetiştirmeye.
Sizin bu cağ yangınında
Verdiğiniz soğuk savaş;
Kızgın alevler ortasında,
Gozlerinizden akan yaş.
Sevgimde acılmış bilinmedik bir yara,
Uykusuz geceler de icin icin kanıyor.
Donuşup bir pişmanlık armasına,
Bu sevdadan vazgecerim sanıyor.
SEVMİYORUM SENİ
Şimdi benim buzdan bir doşekte
Uc buklum olmuş zavallı sevdam,
Uşuyorsa olesiye yalnızlıktan;
Bil ki senin hep boyle guvensiz,
Yaşamdan korkar oluşundan.
İşte bunun icin sevmiyorum seni.
Şimdi benim bir han avlusunda
Hic bitmeyecek umutsuz kavgam,
Soluyorsa başı onde yorgunluktan;
Bil ki senin hep boyle umarsız,
Yarını goze alamayışından.
İşte bunun icin sevmiycem seni.
Cunku sevda bir nehirdir,
Akar insan butunluğune.
Turlu kollar alarak
Katar onları benliğine.
Yurekten yureklere yonelir.
SARIL BANA
Bu yaşa geldim icimde bir cocuk hala
Sevgiler bekliyor surekli senden,
İnsanın bir yanı nedense hep eksik
Ve o eksiği tamamlıyayım derken,
Var olan aşmıyor azar azar zamanla.
Anamın bıraktığı yerden sarıl bana.
Anıların kar topluyor inceden,
Bir yorgan gibi gecmişimin ustune.
Ama yine de unutuş değil bu,
Sızlatıyor sensizliği tersine.
Senin kim olduğunu bile bilmezken.
Sevgiden caydığım yerde darıl bana.
ZAMANLI GAZEL
Kendini yollara vurdun, değişen cevreye kandın bir zaman
icinde donenen başıbozuk sıkıntı, gecer sandın bir zaman
Donmuş kentlerden geldin, sen bu kavruk yangın yerlerine
Urperen yalnız yureğini, kızgın gurbete bandın bir zaman
Duşundun geceler boyu, peşinden gelen tekinsiz gecmişini
Gonlundeki gocuk aşkın oduna, icin icin yandın bir zaman
Sonunda gide gide, adına uygun duşen, yalnızlığına kondun
Yorgun bedeninde zamana karşı, cırpınan candın bir zaman
Uzulme altıok metin, huzunlerle gecen tarazlanmış omrune
Sen yoğun sis icinde sesi duyulan, uzak candın bir zaman
SENİNL E A RAMIZDA
Seninle aramızda yurek burkan
Gazete haberlerinden once;
Benim keskin sirke kokan
Mayalanmış ofkem var.
Seninle aramızda can pahası
Şu mahzun soframızda;
Bir somun acı ekmek
Ve karşılıksız emek var.
Amansız bir yurt yangınından
Bu duştu bizim de payımıza;
İki hasret yumağıyız şimdi,
Sen ordasın ben burda.
Kalakaldım
birbaşıma
ıslıksız
ışıksız
kaldım
hicim
işte
bak
ah
yokluğunda
ONCE
Hazırlandım titizlikle
suya
baktım
dinledim
bir kuyuyu
gul kokladım
ve tuzu tattım
tutup bir cocuğu
okşadım muhabbetle
boyle boyle başladım
seni gercekten sevmeye
Sevgilim bak, gecip gidiyor zaman;
Aşındırarak butun guzel duyguları.
Bir yarım umuttur elimizde kalan,
Goğuslemek icin karanlık yarınları.
Ağzımda ağzının silinmez ılık tadı,
Damağımda kosnuyle gezinirken;
Yureğimde yılkı, aklımda olum vardı,
Dışarda ruzgar acıyla inilderken.
Unutulmuyor ne tuhaf dunya işleri,
Seninle bir doşekte sevişirken bile.
Duşunuyorum huzunlu genc anneleri,
Carşılarda, pazarda ellerinde file.
Bu kekre dunyada yazık gecit yok aşka
Bir şey yok paylaşacak acıdan başka.
Hiç hissedilmez varlıkları ama,
Yoklukları bir uçurum kadar derin
Baş döndürür kıyısında nasıl da.
Koştum, durmadan koştum o küçük yangınımla,
Adımın çaresiz kıyılarında kendi göğümü bulmaya.
SONDEYİŞ
Kendine yük haline gelince,
Koru kendini asıl kendinden
Kekik bile kendince kokarken;
Bir tortu kalmıştır geriye,
Ben bildiğin o senden.
Sen de saygılı ol kendine,
Çık yola bir sabah erkenden.
Ya hiçbir yerde görünme,
Ya da geç aynı anda üç yerden.
BİR YALNIZLIK İŞARETİ
Bir cam gibi önünde
Yüzümü elinle sil
Hohlayarak üstüne
Seyret boş bir sokağa
Hüzünle yağışını yağmurun.
Sonra kaplasın yavaşça
Ilık buğusu soluğunun
Yüzümü baştanbaşa.
Ve bırakıp gittiğinde
Bir küçük boşluk kalsın
Alnını dayadığın yerde;
Bir yalnızlık işareti
İşleyen ta içime.
İsli titrek bir lamba
Boğuşurken gölgeyle duvarda
Acıyla ilmek ilmek
Aşkımız yıllanıyor odalarda.
Seninle yanyanayız
Sessiz, yorgun ve ürkek
Eğri bir aynanın karşısında.
Mutluydum ben yine de kendimce.
Senin girdilerin, cıktılarım benim
Doğrusu uygundu birbirine,
Yanyana gelince bir resmi tamamlayan.
Vazgecilmezdi ellerin sonra,
Yangınımdan yorgan, doşek kacıran.
Olum de vardır yaşadığımız her şeyde.
Bir bardak catlarsa durduğu yerde,
Bir aşk ansızın biterse,
Ayna kırılırsa yuzunle birlikte,
Zamanıdır konuşmanın olumden.
Bir cicek olağanustu guzellikte
Acıvermişse bir sabah,
Bir topal aksamadan yurumuşse,
Hadi gel olumden konuşalım;
Yuzunu al basmış hasetciden
Ve onun elindeki kuru değnek bile
Filizlenir sevgimizden.
Katmerli yalanı gordun, yalınkat gerceği,
Bilicinin urpererek soylediği
Sevgi gereksinimlerini gordun kimilerinin,
Tırnaklarını bilemek icin.
Yılanın deri değiştirmesini,
Guluşun kurdunu, sineğini gozun;
Yureğinde bir ağac gurultuyle devrilirken,
Aksayarak yuruyen umudun arkasından
Gulun kanayan huznunu gordun.
Bana delik deşik bir yurekle
Pası kufu, curumeyi soyle.
Yangın yerlerinin katran gozyaşlarını,
Bana gocuğun kırık kemiklerini.
Sancısını suyun, ruzgarın yırtık yerini
Ve bunlardan payına duşeni soyle.
Ne kadarı kaldı babandan,
Sen ne ekledin ustune,
Acının sana getirdiği urem ne?
Şair bana mutluluktan soz etme,
Beyaz baston kullanan bir dille.
Seni beklerken yureğimin
Ufalanıp dokulmuş yarısı.
Yitirdiklerim de oldu
Kazandıklarımın yamnda.
Şolensiz, sevincsiz yaşıyoruz şimdilerde,
Bir iğdiş ve buruşuk zamanı.
Kimsenin turkusu yok dilinde
Karşılayacak yağan karı
Coşkulu ve sarhoş sesiyle.
Bıcak acmıyor ağızlan;
Acı, yalnız acı var yureklerde.
Akan sudadır yalnızlık,
Adak ağacında;
Issız bir yamacta
Sallanan renkli caputlarıyla.
Herbiri bir başka dert simgesi,
Sessiz yatırdadır yalnızlık,
Devrik bir mezar taşında.
Adın ne idi unuttum,
Yuzun silindi belleğimden.
Ama ellerin;
Bir su gibi akışkan
Ezberimdedir hala.
Senin ağzın tarcın kokardı,
Benimki karanfil.
Birbirine karışırdı
Soluklarımız.
Tek başınayız şimdi ikimiz.
Bende karanfil,
Sende tarcın kokusu
Yapayalnız, kimsesiz.
Ben seni yalansız
Bahar gibi sevdim.
Sevgi adınaydı
Milis beraberliğimiz.
Sabahtan akşama
Gunu tarar orerdik
Ve kedileri
İkimiz de cok severdik.
Ben bunca yıl
Bunca insan tanıdım
Yureği zehir dolu;
Yine de insandan
Kesmedim umudu,
İnsan dedim
Yekindim;
Paylaştım varı yoğu.
Onceleri bir kuru daldım ama;
Tuttum yapraklar actım,
Seni gorunce dunyaya.
Saclarımı taradım, toparladım ortalığı;
Cay demledim senin icin,
İcimde bir terminal kalabalığı.
Sen aklıma duşunce bir ruzgar
Duyarım dolar icime
Ve goğsumde bir pencere hızla carpar.
Omrumce kendimi hep sozde buldum;
Soz cehennemdi yanıp kavruldum.
Yeniden doğdum kendi kulumden,
Ben Anka'ydım konuşuldum.
İnsan usul usul olmek icin gelir dunyaya.
Başlar her gun biraz daha insan olmaya.
Ve olurken usul usul ne tuhaf;
Aşık olur, kedi besler, isim verir eşyaya.
Gecmişe ozlem gelmişse bir toplumda gundeme;
Bugunden hoşnut değil demektir kimse.
Ama gecmiş guzellikleri yaşatmak icin,
Gonlu yok kimsenin gul yetiştirmeye.
Sizin bu cağ yangınında
Verdiğiniz soğuk savaş;
Kızgın alevler ortasında,
Gozlerinizden akan yaş.
Sevgimde acılmış bilinmedik bir yara,
Uykusuz geceler de icin icin kanıyor.
Donuşup bir pişmanlık armasına,
Bu sevdadan vazgecerim sanıyor.
SEVMİYORUM SENİ
Şimdi benim buzdan bir doşekte
Uc buklum olmuş zavallı sevdam,
Uşuyorsa olesiye yalnızlıktan;
Bil ki senin hep boyle guvensiz,
Yaşamdan korkar oluşundan.
İşte bunun icin sevmiyorum seni.
Şimdi benim bir han avlusunda
Hic bitmeyecek umutsuz kavgam,
Soluyorsa başı onde yorgunluktan;
Bil ki senin hep boyle umarsız,
Yarını goze alamayışından.
İşte bunun icin sevmiycem seni.
Cunku sevda bir nehirdir,
Akar insan butunluğune.
Turlu kollar alarak
Katar onları benliğine.
Yurekten yureklere yonelir.
SARIL BANA
Bu yaşa geldim icimde bir cocuk hala
Sevgiler bekliyor surekli senden,
İnsanın bir yanı nedense hep eksik
Ve o eksiği tamamlıyayım derken,
Var olan aşmıyor azar azar zamanla.
Anamın bıraktığı yerden sarıl bana.
Anıların kar topluyor inceden,
Bir yorgan gibi gecmişimin ustune.
Ama yine de unutuş değil bu,
Sızlatıyor sensizliği tersine.
Senin kim olduğunu bile bilmezken.
Sevgiden caydığım yerde darıl bana.
ZAMANLI GAZEL
Kendini yollara vurdun, değişen cevreye kandın bir zaman
icinde donenen başıbozuk sıkıntı, gecer sandın bir zaman
Donmuş kentlerden geldin, sen bu kavruk yangın yerlerine
Urperen yalnız yureğini, kızgın gurbete bandın bir zaman
Duşundun geceler boyu, peşinden gelen tekinsiz gecmişini
Gonlundeki gocuk aşkın oduna, icin icin yandın bir zaman
Sonunda gide gide, adına uygun duşen, yalnızlığına kondun
Yorgun bedeninde zamana karşı, cırpınan candın bir zaman
Uzulme altıok metin, huzunlerle gecen tarazlanmış omrune
Sen yoğun sis icinde sesi duyulan, uzak candın bir zaman
SENİNL E A RAMIZDA
Seninle aramızda yurek burkan
Gazete haberlerinden once;
Benim keskin sirke kokan
Mayalanmış ofkem var.
Seninle aramızda can pahası
Şu mahzun soframızda;
Bir somun acı ekmek
Ve karşılıksız emek var.
Amansız bir yurt yangınından
Bu duştu bizim de payımıza;
İki hasret yumağıyız şimdi,
Sen ordasın ben burda.
Kalakaldım
birbaşıma
ıslıksız
ışıksız
kaldım
hicim
işte
bak
ah
yokluğunda
ONCE
Hazırlandım titizlikle
suya
baktım
dinledim
bir kuyuyu
gul kokladım
ve tuzu tattım
tutup bir cocuğu
okşadım muhabbetle
boyle boyle başladım
seni gercekten sevmeye
Sevgilim bak, gecip gidiyor zaman;
Aşındırarak butun guzel duyguları.
Bir yarım umuttur elimizde kalan,
Goğuslemek icin karanlık yarınları.
Ağzımda ağzının silinmez ılık tadı,
Damağımda kosnuyle gezinirken;
Yureğimde yılkı, aklımda olum vardı,
Dışarda ruzgar acıyla inilderken.
Unutulmuyor ne tuhaf dunya işleri,
Seninle bir doşekte sevişirken bile.
Duşunuyorum huzunlu genc anneleri,
Carşılarda, pazarda ellerinde file.
Bu kekre dunyada yazık gecit yok aşka
Bir şey yok paylaşacak acıdan başka.
November 26, 2017
"İnsan dediğin saçaktaki
Güvercinin farkında olacak
Ve bir çiçek açacak kendince."
Güvercinin farkında olacak
Ve bir çiçek açacak kendince."
February 3, 2014
Sürekli bir kaçış hali; göçmek, uzaklaşmak arzusu ve ölüm var bu şiirlerde… Bin bir resimli bir ölüm...
Evet sırasıdır, ölümden konuşacaktık,
İntiharın ebruli ipliğiyle
Bir düğün gecesinde senin
Yakası işlemeli giysinden.
Kapı kapı dolaşıp, etamin ve goblen
Örtüler satan bohçacı ölümden.
Boynuna taktığın eğri taneli
İki sıra inciden konuşacaktık,
Seni ürküten tren sesinden
Ayı gölgeleyen tekinsiz gecede
Karşımıza apansız çıkıveren
O ihtiyar dilenciden.
Kırmızı Kedi Yayınevi Metin Altıok’un 70’li ve 90’lı yıllar arasında yayımlanan bütün şiirlerini bir kitapta toplamış, çok iyi yapmış.
Alıntı:
Metin Altıok, Bir Acıya Kiracı, Kırmızı Kedi Yayınevi, İstanbul, 2013. s.117 “Ölümden Konuşacaktık”
Evet sırasıdır, ölümden konuşacaktık,
İntiharın ebruli ipliğiyle
Bir düğün gecesinde senin
Yakası işlemeli giysinden.
Kapı kapı dolaşıp, etamin ve goblen
Örtüler satan bohçacı ölümden.
Boynuna taktığın eğri taneli
İki sıra inciden konuşacaktık,
Seni ürküten tren sesinden
Ayı gölgeleyen tekinsiz gecede
Karşımıza apansız çıkıveren
O ihtiyar dilenciden.
Kırmızı Kedi Yayınevi Metin Altıok’un 70’li ve 90’lı yıllar arasında yayımlanan bütün şiirlerini bir kitapta toplamış, çok iyi yapmış.
Alıntı:
Metin Altıok, Bir Acıya Kiracı, Kırmızı Kedi Yayınevi, İstanbul, 2013. s.117 “Ölümden Konuşacaktık”
April 11, 2013
"Bu aşk var ya bu aşk, yangında ilk kurtarılacak"
Metin Altıok'un bütün şiirleri tek
kitapta. Altıok dünyasına tanıklık etmek için harika bir kaynak.
Metin Altıok'un bütün şiirleri tek
kitapta. Altıok dünyasına tanıklık etmek için harika bir kaynak.
October 7, 2014
Çok iyi şairlerimizden.. Okunmalı.
November 29, 2018
RÜZGÂRIN YIRTIK YERİ
Saçlarında şimşek parçaları, dilinde kırağı,
Sen kimin yetimisin,
Kimi bekliyorsun durduğun yerde?
Sağır bir günün sonunda dilsiz bir gece
Sarıp sarmalıyor seni,
Gökyüzü gıcırtıyla kapanıyor üstüne.
Bak ömrün yarılandı,
Karanlığı kullanmayı öğrenmelisin.
Yazısı akmış ıslak bir sayfa elinde,
Yara bere içinde morarıyor şiirlerin.
Artık tutunacak kimsen kalmadı,
Nasıl biliyorsan öyle düğümle zamanı.
Bütün ölümleri gör,
Birini evlat edin kendine.
Oysa sen, boş bir kabın taş darası,
Yine de denkleştirip gidiyorsun hayatı.
Tuzağa yem, hançere bağ oluyorsun.
Zehire katıyorlar seni, şair ne duruyorsun?
Gemilere bin, trenlere atla,
Kimsenin umursamadığı, hiçbir işe yaramayan
Kaldır şu gereksiz tanıklığı ortadan.
Ne kadar tıkasan kulaklarını,
Duymamaya çalışsan
Göğsünde bir titreşimdir konuşmaları.
Görmesen seslerden anlıyorsun
Kazdıkları çukuru, ördükleri duvarı.
Çakılısın buzdan çivilerle
Boynu bükük bir haçın üstüne.
Yerde buluyorsun kendini her sabah,
Yeniden gerilmek üzere.
Saçlarında şimşek parçaları, dilinde kırağı
Daha ne bekliyorsun durduğun yerde?
Katmerli yalanı gördün, yalınkat gerçeği,
Bilicinin ürpererek söylediği
Sevgi gereksinimlerini gördün kimilerinin,
Tırnaklarını bilemek için.
Yılanın deri değiştirmesini,
Gülüşün kurdunu, sineğini gözün;
Yüreğinde bir ağaç gürültüyle devrilirken,
Aksayarak yürüyen umudun arkasından
Gülün kanayan hüznünü gördün.
İşte tanıksın ölümün pazarlık ettiğine
Toptan ve perakende.
Pantolon ütüsünün keskinliğine,
Bozulup bütünlenmesine paranın,
Mevsimsiz bir çocuğun kekre yüzüne,
Yabancı işçiliğine martının
Deniz olmayan bir uzak ülkede,
Daha binlerce, binlerce şeye.
Yaz bunları ve imzala sana yetecekse.
Bana delik deşik bir yürekle
Pası küfü, çürümeyi söyle.
Yangın yerlerinin katran gözyaşlarını,
Bana göçüğün kırık kemiklerini.
Sancısını suyun, rüzgârın yırtık yerini
Ve bunlardan payına düşeni söyle.
Ne kadarı kaldı babandan,
Sen ne ekledin üstüne,
Acının sana getirdiği ürem ne?
Şair bana mutluluktan söz etme,
Beyaz baston kullanan bir dille.
İşte tanıksın daha nelere;
Testi gömüyorlar göğsüne eskisin diye,
Keçe gibi kimi zaman, parlatmak için
Bakır kaplara sürüyorlar seni.
Şair hiçbir tansık bekleme,
Dolaş yıkıntılar, çöplükler içinde.
Sen ey gülünç ve deli mesih;
Ölmeyi bilmediğine göre,
Saçlarında şimşek parçaları, dilinde kırağı
Pelteleşmiş yapışkan haçını
Islık çalarak sokaklarda sürükle.
Saçlarında şimşek parçaları, dilinde kırağı,
Sen kimin yetimisin,
Kimi bekliyorsun durduğun yerde?
Sağır bir günün sonunda dilsiz bir gece
Sarıp sarmalıyor seni,
Gökyüzü gıcırtıyla kapanıyor üstüne.
Bak ömrün yarılandı,
Karanlığı kullanmayı öğrenmelisin.
Yazısı akmış ıslak bir sayfa elinde,
Yara bere içinde morarıyor şiirlerin.
Artık tutunacak kimsen kalmadı,
Nasıl biliyorsan öyle düğümle zamanı.
Bütün ölümleri gör,
Birini evlat edin kendine.
Oysa sen, boş bir kabın taş darası,
Yine de denkleştirip gidiyorsun hayatı.
Tuzağa yem, hançere bağ oluyorsun.
Zehire katıyorlar seni, şair ne duruyorsun?
Gemilere bin, trenlere atla,
Kimsenin umursamadığı, hiçbir işe yaramayan
Kaldır şu gereksiz tanıklığı ortadan.
Ne kadar tıkasan kulaklarını,
Duymamaya çalışsan
Göğsünde bir titreşimdir konuşmaları.
Görmesen seslerden anlıyorsun
Kazdıkları çukuru, ördükleri duvarı.
Çakılısın buzdan çivilerle
Boynu bükük bir haçın üstüne.
Yerde buluyorsun kendini her sabah,
Yeniden gerilmek üzere.
Saçlarında şimşek parçaları, dilinde kırağı
Daha ne bekliyorsun durduğun yerde?
Katmerli yalanı gördün, yalınkat gerçeği,
Bilicinin ürpererek söylediği
Sevgi gereksinimlerini gördün kimilerinin,
Tırnaklarını bilemek için.
Yılanın deri değiştirmesini,
Gülüşün kurdunu, sineğini gözün;
Yüreğinde bir ağaç gürültüyle devrilirken,
Aksayarak yürüyen umudun arkasından
Gülün kanayan hüznünü gördün.
İşte tanıksın ölümün pazarlık ettiğine
Toptan ve perakende.
Pantolon ütüsünün keskinliğine,
Bozulup bütünlenmesine paranın,
Mevsimsiz bir çocuğun kekre yüzüne,
Yabancı işçiliğine martının
Deniz olmayan bir uzak ülkede,
Daha binlerce, binlerce şeye.
Yaz bunları ve imzala sana yetecekse.
Bana delik deşik bir yürekle
Pası küfü, çürümeyi söyle.
Yangın yerlerinin katran gözyaşlarını,
Bana göçüğün kırık kemiklerini.
Sancısını suyun, rüzgârın yırtık yerini
Ve bunlardan payına düşeni söyle.
Ne kadarı kaldı babandan,
Sen ne ekledin üstüne,
Acının sana getirdiği ürem ne?
Şair bana mutluluktan söz etme,
Beyaz baston kullanan bir dille.
İşte tanıksın daha nelere;
Testi gömüyorlar göğsüne eskisin diye,
Keçe gibi kimi zaman, parlatmak için
Bakır kaplara sürüyorlar seni.
Şair hiçbir tansık bekleme,
Dolaş yıkıntılar, çöplükler içinde.
Sen ey gülünç ve deli mesih;
Ölmeyi bilmediğine göre,
Saçlarında şimşek parçaları, dilinde kırağı
Pelteleşmiş yapışkan haçını
Islık çalarak sokaklarda sürükle.
April 26, 2020
Aşkın, acıyla ve ölümle bulmuş kiracısı
Metin Altıok...
Kendini acıyla, hüznüyle ve kederlerini kaleme alarak bizlere aracı etmiş bir yazardır. Bir çok şiirlerinde en az onun yaşadığı bu durumu anlamamanız imkansızdır...
Öyle ki iç sesimi “Bir Acıya Kiracı’da” buldum.
Bu defa ağlamak için gözyaşlarıma ihtiyaç duymamıştım. Mısralarında gezerken içime bir göz damlası çöküp ağır ağır gölgesinde kalakalmıştım. Hiç bu kadar acı çekmemiştim. Metin yaşarken bende yaşamış oldum en az onun kadar. Ama böylesine kaleme dökebilir miydim asla sanmıyorum. Yüreği güzel olup hisleri gerçek olan , samimi bir sade diliyle olup vurucu şekilde kalbinizi yerinden söker haberiniz olsun ki kendinizi kaptırırken dikkatli olun. İşte böyle bir dünyayı da ancak bu şiirlerde bulabilirsiniz. Bugüne kadar denk gelmediğim için belki de büyük pişmanlıklarım arasındadır. Şiirizm tutkunuysanız ölmeden önce mutlaka Kiracının mısralarında bulun kendinizi.
Metin Altıok...
Kendini acıyla, hüznüyle ve kederlerini kaleme alarak bizlere aracı etmiş bir yazardır. Bir çok şiirlerinde en az onun yaşadığı bu durumu anlamamanız imkansızdır...
Öyle ki iç sesimi “Bir Acıya Kiracı’da” buldum.
Bu defa ağlamak için gözyaşlarıma ihtiyaç duymamıştım. Mısralarında gezerken içime bir göz damlası çöküp ağır ağır gölgesinde kalakalmıştım. Hiç bu kadar acı çekmemiştim. Metin yaşarken bende yaşamış oldum en az onun kadar. Ama böylesine kaleme dökebilir miydim asla sanmıyorum. Yüreği güzel olup hisleri gerçek olan , samimi bir sade diliyle olup vurucu şekilde kalbinizi yerinden söker haberiniz olsun ki kendinizi kaptırırken dikkatli olun. İşte böyle bir dünyayı da ancak bu şiirlerde bulabilirsiniz. Bugüne kadar denk gelmediğim için belki de büyük pişmanlıklarım arasındadır. Şiirizm tutkunuysanız ölmeden önce mutlaka Kiracının mısralarında bulun kendinizi.
Read
July 2, 2021Değerli Felsefeci, Ressam, Şair Metin Altıok'un bütün şiirlerini Kırmızı Yayınları "Bir Acıya Kiracı-Bütün Şiirleri" kitabında yayınlıyor! Metin Altıok'un şiirlerini daha önce Doruk Yayınları, Can Yayınları gibi yayınevleri yayınladı, bütün şiirlerini bir kitapla yayınlamak çok değerli bir yayıncılık çabası! Metin Altıok, kuşkusuz, 1960 sonrası Türk Şiiri'nde ulaşılmaz doruklardan biridir. Metin Altıok, şiirle felsefeyi, şiirle resmi, şiirle sinemayı, şiirle tarihyazımını, şiirle günlük hayatı sentezleyici yaklaşımı ile Türk Şiiri'nde yenilikler yaratmış Şairlerden biridir. 1950 sonrası Cemal Süreya'nın Türk Şiiri'ni İkinci Yeni Şairleri ile yenilemesi ile 1960 sonrası Metin Altıok gibi bir Şairin neredeyse yalnız başına yeni bir şiir oluşturması, birbirlerinden uzak bir gelişme içinde olmadı, ama, Şairler şiirlerinin farklılığını da korudular, Metin Altıok bir Metin Altıok Şiiri kurmayı başardı, "Bir Acıya Kiracı-Bütün Şiirleri" ile Metin Altıok Şiiri'ni kavrayabiliriz.
May 24, 2024
“Birdenbire olur, beklenmedik zamanda;
İçinde belirsiz bir şey sezersin.
Yüreğinin yankılanan tınısında,
Bir şeydir de ne olduğunu bilmezsin.
Ne hüzündür, ne kederdir, ne acı;
Yalnızca kendisidir, kendine benzer.
Şöyle bir yoklamaktır sanki amacı,
Karıştırıp aklını geldiği gibi gider.
Ama ben inatla tetik durup bekledim;
Biraz daha bildim ki her seferinde,
İçimde bir taraz gibi sezinlediğim,
Hiçlikti özümün duygusal çeperinde.
İşte ben yıllar yılı yarı ölü yarı diri;
O hiçliğe yazdım bunca harlı şiiri.”
Sayfaların içine girdikten sonra ordan çıkmamak için hayata rica ettiren bir eser… Metin Altıok’un benliğinin alt kiracısı olabilmek, size sayfaları sonsuza kadar çevirebilmenin imkansızlığını arzulatıyor.
İçinde belirsiz bir şey sezersin.
Yüreğinin yankılanan tınısında,
Bir şeydir de ne olduğunu bilmezsin.
Ne hüzündür, ne kederdir, ne acı;
Yalnızca kendisidir, kendine benzer.
Şöyle bir yoklamaktır sanki amacı,
Karıştırıp aklını geldiği gibi gider.
Ama ben inatla tetik durup bekledim;
Biraz daha bildim ki her seferinde,
İçimde bir taraz gibi sezinlediğim,
Hiçlikti özümün duygusal çeperinde.
İşte ben yıllar yılı yarı ölü yarı diri;
O hiçliğe yazdım bunca harlı şiiri.”
Sayfaların içine girdikten sonra ordan çıkmamak için hayata rica ettiren bir eser… Metin Altıok’un benliğinin alt kiracısı olabilmek, size sayfaları sonsuza kadar çevirebilmenin imkansızlığını arzulatıyor.
February 1, 2020
Bu yaşa geldim içimde bir çocuk hâlâ
Sevgiler bekliyor sürekli senden,
İnsanın bir yanı nedense hep eksik
Ve o eksiği tamamlıyayım derken,
Var olan aşınıyor azar azar zamanla.
Anamın bıraktığı yerden sarıl bana.
Anıların kar topluyor inceden,
Bir yorgan gibi geçmişimin üstüne.
Ama yine de unutuş değil bu,
Sızlatıyor sensizliği tersine.
Senin kim olduğunu bile bilmezken.
Sevgiden çaldığım yerde darıl bana.
Sevgiler bekliyor sürekli senden,
İnsanın bir yanı nedense hep eksik
Ve o eksiği tamamlıyayım derken,
Var olan aşınıyor azar azar zamanla.
Anamın bıraktığı yerden sarıl bana.
Anıların kar topluyor inceden,
Bir yorgan gibi geçmişimin üstüne.
Ama yine de unutuş değil bu,
Sızlatıyor sensizliği tersine.
Senin kim olduğunu bile bilmezken.
Sevgiden çaldığım yerde darıl bana.
August 22, 2018
Ah şu mültecilik halleri olmasaydı da işaretlediğim şiirleri burda paylaşabilseydim.
Bir çok şiir okumasında paylaşılmış kitap.
Ara sıra buluşup bir köşeye kaçar şiir günleri yapardık. ( ölü ozanlar derneğinden çalınmış bir hayat sanırım. )
sevgiler.
Bir çok şiir okumasında paylaşılmış kitap.
Ara sıra buluşup bir köşeye kaçar şiir günleri yapardık. ( ölü ozanlar derneğinden çalınmış bir hayat sanırım. )
sevgiler.
December 7, 2019
"Yıldızlı gece, ay da vardı
Sen gülümseyince
Yüreğimde balık oynadı."
Bu dizeleri bu kadar geç okumuş olmak dokunuyor sadece. Büyük Saat ile birlikte kitaplığımın baş köşesine yerleştirdim ki her elimi attığımda uzanabileyim. Her bir dizesi başka başka diyarlara taşıyor.
Sen gülümseyince
Yüreğimde balık oynadı."
Bu dizeleri bu kadar geç okumuş olmak dokunuyor sadece. Büyük Saat ile birlikte kitaplığımın baş köşesine yerleştirdim ki her elimi attığımda uzanabileyim. Her bir dizesi başka başka diyarlara taşıyor.
Displaying 1 - 30 of 40 reviews